KALBİMİZDE KİM VAR?
Şu halde üzerinde durulması gereken en önemli iş kalbimizi uyandırmaktır. Bir ibadete niyet anında kalbin uyanık olup, bunu kim için yaptığını bilmesi gerekir. Bu kadar huşu her müminden istenir. Fakat arifler der ki, gafletle de olsa zikir çekmeye, namaz kılmaya devam etmelidir. Böyle bir zikir ve namaz hiç yapmamaktan iyidir. Çünkü o anda vücut, bir günahta değil, taklitle de olsa iyi bir amelle meşgul olmaktadır. Fakat, zikre ve namaza devam ederken, bu gaflet için istiğfar etmeli, o hale üzülmeli, razı olmamalıdır. Gafletin gitmesi için ALLAH'tan yardım, salihlerden de dua istemelidir.
İnsan, yaşadığı anda kalbinin ne halde olduğunu, neye ve kime yöneldiğini bilmelidir. Arifler, buna murakabe diyorlar. Murakabe kalbi devamlı kontrol altında tutmak, ALLAH ile huzuru ve edebi korumak şeklinde tarif edilmiştir. Şah-ı Nakşibend k.s., Vukuf-i Kalbî'yi bu iki manada almış ve onun üzerinde çok durmuştur.
Vukuf-i Kalbî kavramı ile anlatılanlar, her iş ve ibadette bizden istenmektedir. Efendimiz s.a.v.'in her mümine gösterdiği kulluk hedefi "ihsan" halidir. İhsan, kalbin ALLAH'ı görüyor gibi bir safiyet ve sadakata ulaşmasıdır.
Alimler, müminlerin gafletle müşahede arasında üç halde kulluk yaptıklarını belirtmişlerdir. En yüksek seviye kalbin günah ve gafletten temizlenip ALLAH'ı görür gibi bir safiyete ulaşmasıdır. Buna "müşahade makamı" denir. Bunun bir alt seviyesi, kulun ALLAH'ın her an kendisini gördüğünü yakinen bilmesi ve ona göre hareket etmesidir. Buna "murakabe makamı" denir. En alt seviye ise bu makamlara ulaşmadan dini taklit yoluyla yaşamaktır. Bu, iman edip İslâm dairesine girenlerin halidir. Ekseri müslümanlar bu hale razı olmuşlardır. Halbuki Yüce RABBİMiz o halde kalmamıza razı değildir.
Şu halde üzerinde durulması gereken en önemli iş kalbimizi uyandırmaktır. Bir ibadete niyet anında kalbin uyanık olup, bunu kim için yaptığını bilmesi gerekir. Bu kadar huşu her müminden istenir. Fakat arifler der ki, gafletle de olsa zikir çekmeye, namaz kılmaya devam etmelidir. Böyle bir zikir ve namaz hiç yapmamaktan iyidir. Çünkü o anda vücut, bir günahta değil, taklitle de olsa iyi bir amelle meşgul olmaktadır. Fakat, zikre ve namaza devam ederken, bu gaflet için istiğfar etmeli, o hale üzülmeli, razı olmamalıdır. Gafletin gitmesi için ALLAH'tan yardım, salihlerden de dua istemelidir.
İnsan, yaşadığı anda kalbinin ne halde olduğunu, neye ve kime yöneldiğini bilmelidir. Arifler, buna murakabe diyorlar. Murakabe kalbi devamlı kontrol altında tutmak, ALLAH ile huzuru ve edebi korumak şeklinde tarif edilmiştir. Şah-ı Nakşibend k.s., Vukuf-i Kalbî'yi bu iki manada almış ve onun üzerinde çok durmuştur.
Vukuf-i Kalbî kavramı ile anlatılanlar, her iş ve ibadette bizden istenmektedir. Efendimiz s.a.v.'in her mümine gösterdiği kulluk hedefi "ihsan" halidir. İhsan, kalbin ALLAH'ı görüyor gibi bir safiyet ve sadakata ulaşmasıdır.
Alimler, müminlerin gafletle müşahede arasında üç halde kulluk yaptıklarını belirtmişlerdir. En yüksek seviye kalbin günah ve gafletten temizlenip ALLAH'ı görür gibi bir safiyete ulaşmasıdır. Buna "müşahade makamı" denir. Bunun bir alt seviyesi, kulun ALLAH'ın her an kendisini gördüğünü yakinen bilmesi ve ona göre hareket etmesidir. Buna "murakabe makamı" denir. En alt seviye ise bu makamlara ulaşmadan dini taklit yoluyla yaşamaktır. Bu, iman edip İslâm dairesine girenlerin halidir. Ekseri müslümanlar bu hale razı olmuşlardır. Halbuki Yüce RABBİMiz o halde kalmamıza razı değildir.
Dr Dilaver Selvi
--
"Bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden. Dostlarımın sesini tanımıyorum. Varlığım bir tele asılıyor. Bir kâbus bu, bir hastalık. Gözlerimi kaybettikten sonra bu kuyuya sık sık düştüm... İstediğini yapamamak, sakatlığımdan doğan bir aciz"
Cemil Meriç
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.