Son zamanlarda basına yansıyan ihtida haberlerinde bir artışın gözlemlenebildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ezan sesini duyduktan sonra İslam'ı kabul edenlerden Kur'ân'daki bir ayetten etkilenenlere kadar farklı hikâyelere sahip mühtedilerin ülkemiz için ortak uğrak yerleri ise müftülükler.
Neden Müftülük?
Resmi prosedür gereği müftülüklere başvurmaları gereken mühtedilerin neden böyle bir yol izlemeleri gerektiğini ise İstanbul Müftülüğünde ihtida edenlerle ilgili birimde görevli Nevin Meriç'e sorduk. Nevin Meriç, kişinin Müslüman olmak için kelime-i şehadet getirmesinin yeterli olduğunu ancak ileride bazı zorluklarla karşılaşılmaması adına böyle bir prosedürün uygulamaya konulduğunu dile getiriyor:
Nevin Meriç: "Kişinin Müslüman olması için müftülük şart değil tabi ki. Kelime-i şehadet getiren herkes o andan itibaren Müslümandır. Ama bunu resmileştirmek istiyorsa müftülüklere başvurmalıdır. Öncelikle bir Müslüman olarak hac ibadetini yapabilmesi bu belgeye bağlıdır. Müslümana özel ibadetleri yerine getirebilme hakkı elde edebilmesi için belge almalıdır. Düşünün bir kere yabancı bir ülkede Cuma namazını kılmak için iş yerinden izin istemesi gerektiğinde Müslüman olduğunu belgelendirmesi gerekir. Pasaportuna da ancak bu belge sayesinde ilgili ibareler yazdırabilir vs. Bu ve benzeri durumlar resmi belgeyi almayı zorunlu hale getiriyor. Hem dini hem de hukuki açıdan belge almak gerekir."
Müslüman Olmaya Karar Verenlerin Gerekçeleri
Ülkemizdeki resmi makamlarda ihtidalarını gerçekleştirenlerin gerekçeleri ise çeşitlilik gösteriyor. Geçtiğimiz yaz aylarında Fethiye Müftülüğü'ne başvurarak Müslüman olmaya karar verdiğini bildiren Amerikalı Martha Cardyn Hall (52), "6 yıl önce dinlediğim ezandan etkilendim ve bugün Müslüman olmaya karar verdim" demişti.
Nevin Meriç'ten aldığımız bilgilere göre ihtida gerekçeleri arasında öne çıkanlardan biri de evlilik. Müslüman olmaya karar veren kimselerin profilleri hakkında ise şu açıklamalarda bulundu:
"Ben genellikle bayanların ihtidalarıyla ilgileniyorum. Bayanlar daha çok evlilik gerekçesiyle Müslüman oluyorlar. Çalışmak için yurt dışına giden Türkler orada tanıştığı bayanlarla evlenmek istediklerinde, bayanlar Müslüman olmayı tercih ediyor genellikle. Ülkemize ticaret veya iş için gelen yabancı uyruklu vatandaşlar da zaman içinde Müslümanları görüp din değiştirebiliyorlar. Benim dikkatimi çeken hepsinin bilinçli ve kendi rızalarıyla Müslüman olması. Buna çok seviniyorum. Yanındaki kişi; 'Ben Müslüman olmaya zorlarsam Allah onun Müslümanlığını kabul etmez' diye düşünüyor. Ben de bize başvuran kimseye, kendi rızası olup olmadığını soruyorum. Dediğim gibi hem din, hem de kişiler açısından bu çok önemli bir duruş.
Ben genelde 'Neden Müslüman olmak istiyorsunuz?' diye sorarım. Aldığım cevaplar gerçekten çok önemli. Bir keresinde bayan mühtedi; 'Öğle ezanı okununca insanlar koşarak camiye gidiyorlar ve bu beni çok etkiledi' demişti. Bir başkası da; "İstanbul'a, Sultanahmet'e geldim. Caddede yürürken kapalı hanımları gördüm. Bunlar kim diye sorduğumda dindar kadınlar dediler. O zaman anladım ki kadın kapalı olmalı. Kapalı kadını ilk defa bu caddede gördüm ve ben de kapandım" demişti. Bir başkası da; 'Gençlik dönemimde bir rüya görmüştüm. Hiç aklımdan çıkmadı, bir türlü rüyadaki binayı unutamadım. Yıllar sonra buraya gelip Sultanahmet Camii'ni görünce rüyamdaki bina karşımda duruyordu. O zamana kadar cami nedir ne işe yarar hiç bilmiyordum. Zaman içinde okuyup öğrenerek Müslüman olmaya karar verdim' şeklinde hikâyesini özetlemişti.
Gördüğünüz gibi herkesin hikâyesi farklı ama benzer olan yanı kalplerinin hakikate açık olması. Hakikatle karşı karşıya kaldıklarında tam teslimiyetle Müslüman oluyorlar. Çok derin bağlılık yaşayanları da hissediyorsunuz."
Nevin Meriç'in aktardıkları gündelik hayattan kesitler sunmaları ve kişilerin kendi içsel yolculuklarını yansıtmaları bakımından oldukça önemliydi. Günümüzde medeniyetler çatışması söyleminin Batılı platformlarda yüksek sesle dile getirilmesine ve önyargıları perçinleyici propagandaların ısrarla sürdürülmesine karşın, ihtida edenlerin büyük bir çoğunluğu yine Batılı kimselerden oluşuyor. İstanbul Müftülüğü'ne konu ile ilgili başvuranların çoğunluğu da Batı Rusya ve Avrupa ülkelerinin vatandaşları.
Geçtiğimiz Eylül ayında Manavgat Müftülüğü'ne başvuran ve daha önce ateist olduğunu belirten Alman Gabriele Schieke (43) İslam'ı kabul ettikten sonra neler hissettiğini şu şekilde dile getirmişti:
"Müslüman olduğum için kendimi bir tüy gibi hafif hissediyorum. Yeni dinimi araştırdım ve bütün benliğimle kabul ettim. Müslüman olmamda İsra Suresi'nin 23. ayeti çok etkili oldu. Rabbimin ayette buyurduğu 'Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara 'öf' bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle' bölümünü okuyunca ayaklarımın bağı çözüldü. İçimi tarifi imkânsız bir mutluluk kapladı. Ramazanın beşinci günü de Müslüman oldum."
Mühtediler Nasıl Bilgileniyor?
Nevin Meriç İslam'ı kabul edenlerin genellikle ilk bilgilerini çevrelerinde edindiklerini belirtiyor:
"Arkadaşları, patronları, eşleri yabancı dillerde ki meallerden alarak bunu gerçekleştiriyorlar. Yani bize hazır geliyorlar. Hatta ramazanda oruç tutan kişiye ihtida töreni yapmak bana çok enteresan gelmişti. Epey bir kendime gelemedim. Bizler işin resmiyet boyutunda yer alıyor ve ufak bir tören yapıyoruz."
Diyanet birçok yabancı dilde Kur'an meali bastı. İngilizce, Fransızca, Rusça, Almanca vb. Bu gibi kitaplar onlara yardımcı oluyor."
14 yıldır Fethiye'de yaşayan Martha C. Hall Müzeyyen adını almış ve müftülük tarafından kendisine hediye edilen İngilizce Kur'ân mealini en kısa zamanda okuyacağını dile getirmişti.
Müftülüklerdeki ihtida törenleri ise N. Meriç'in aktarımıyla şu şekilde gerçekleşiyor:
"Kişi, yakını ve biz bulunuyoruz. Önce kısaca iman ve İslam'ın şartları anlatılıyor. Bu açıklamalar sırasında sorusu varsa soruyor. İkna olduktan sonra da 'kelime-i şehadet' getirtiyoruz. Önce ben sonra kişi kelime kelime çok rahat şahadetini getiriyor. Sonra da kısa bir duayla töreni tamamlıyoruz. Bir keresinde törende namazı anlatıyorum; günde beş defa namaz kılmak Allah'ın emri dediğimde, karşı taraf biraz da kaygıyla; ama kimse kılmıyor ki demişti. Yani onlar samimiler. Bizim de dinimizi daha dikkatli yaşamamız gerekiyor."
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.