T a r a f s ı z D e ğ i l i z

DEĞİŞİM FIRTINANIN ESERİDİR!

Türker Akın Sağlık Hayat değişimlere gebedir.
Değişimler farklıdır.
Kimi şartlara göredir.
Bazı değişimler toplumsal fırtınaların tesiriyle gerçekleşir.
Hiçbir toplumsal yapı zorlamalarla, baskı çeşitleriyle, meydanlara giyotinler koyarak ‘Sindirme Metotlarıyla’ değişmez.
İnançların karşısına dikilerek, farklı inançlara sahip insanları baskı altında tutarak değişmelerini beklemeniz ütopyadır.
Yasaklarla bir yere varamazsınız ve sonunda geri adım atacağınız günleri sayarsınız.
Topluma hizmetle seçilen bireyler, kendilerini seçenlere tepeden bakarak, haklarını kısıtlayıcı paketleri devreye sokarak kotluklarında uzun vadeli kalacağını düşünmemelidir.
Seçen irade uzaklaştırmayı da bilir.
Demokrasilerde böyle.
Kısıtlaması olmayan demokrasilerde tabii!
Her 10 sene de bir ‘Balans ayarı yapılan’ ‘Kâğıt üzerinde demokrasilerde’ farklı oluyor.
Bollaşan elbise daraltılıyor.
Kemerlere yeni delikler açılarak daraltıcı fonksiyon icra etmesi sağlanıyor.
Düşün peşime ve konuşan toplum!’ sloganlarıyla meydanlara çıkanların foterinden hiç görmediğiniz bir kuş türü çıkıyor.
Dağ ve tepe gezseniz bile, orman ve her yerdeki bahçelerdeki ağaç dallarına baksanız bu kuş türlerine rastlayamazsınız.
Sipariş üzerine üretilen ve arada sırada kuluçkadan çıkarılan kuş cinsidir.
Anavatanının Washington olduğu rivayet edilir.
Hatta Fransa’dan hediye edilerek Amerika’ya dikilen ‘Özgürlük Heykelinin’ üzerine konarlar.
Kuş bakışı çevreye bakarak, sis tabakası üzerinden ‘Özgürlük nerede?’ diyerek fısıldaşırlar.

Guantanamo üzerinde uçmazlar.
Yasak bölgedir.

Kanat çırpmaları mümkün değildir.
Demir perde yıkıldığı zaman ‘Berlin Üzerinde’ uçtuklarını görmüşlerdi.
Kafileler halinde.
Duvar yıkıcı çekiç ve buldozer eksozundan çıkan gürültü sebebiyle bu tür kuşların sesleri net olarak duyulamadı.
Her toplum ‘Özgürlük Kuşlarının’ seslerini duymak ister.
Fakat bir türlü duyamaz.
Kafese girmezler.
Ele ve avuca pek sığmazlar.
Göstermelik olarak bazı politikacıların havaya saldığı ‘BEYAZ Güvercinlere’ hiç benzemezler.
Güvercinler avlanır ve uysallaştırılır.
Kilitli kafese alışkındırlar.
Yemlendikçe harekete geçer ve kendilerine tayin edilen mıntıka da uçarlar.
Özgürlüğün temsilcisi olamazlar.
Hayal üreten politikacıları omzuna iple bağlanarak sömürü aracı oldular.
Hani hatırlarsınız.
Şairdi!
Bir aralar ‘Su kullananın ve toprak ta işleyenin’ sözleriyle ‘Pembe Solcu’ etiketiyle dalgalı deniz de kaptan olmaya çalışmıştı.
Olamadı.
Kısa süreli manevra yapmasına izin verdiler.
Derinlerden gelen seslerle ortalık karıştırıldı.
İzmir gezisi sırasında birileri ateş etti.
Sene 1979’du.
Derinlerden birileri meydandaki kalabalığın arasında üfürüp, ateş etmiş.
Öylece birileri ‘Derin denizlerden’ bahsetmeye başladı.
Bu denizlerin dibinden gelen depremle beraber toplum sarsıldı.
1980 ‘Kuş Gribi Salgınıyla’ gelen darbeydi bu!
Özgürlük kuşları ülkeyi terk etti.
Bu grip cezaevleri inşaatlarını hızlandırdı.
Falaka ve Filistin askısı imalatı yapan sektör genişledi.
Yağcılık sektörü gelişti.
Her tür yağcılık, her köşe başında kahve falıyla meşguldü.
Panik ve gözyaşı egemen oldu.
Ayağı kırılanlar, intihar ettiği iddia edenler, kaybolanlar, yurt dışına kaçanlar, kelepçelerin boyutlarıyla kollarına takıldığı an tanışanlar darbeyle beraber yeni yaşam koşullarına alıştırılmaya çalışılmıştı!
Sus ve itaat et!
Konuşursan ayakların şişerdi hani!
Koridorlara 10 cm. su doldurarak şişen ayaklarınızın inmesini beklerlerdi ya!
Koridorlara kırmızı halı serili değildi!
Beton!
Ayak kaymaması için parlatılmamış.
Tırtıllı beton!
Falaka sopası ham ipekle sarılı!
Gelirken güldüren, hedefe vardığında sızlatan cinsten!
Gürgenden!
Meşe yedekte!
Unutuldu tabii!
Değişim oldu!
Ramazan davulcuları eşliğinde!
Günah çıkaran falaka ustaları ‘Davul İşine’ el atmış!
Bacağa tokmak vurma dönemi darbeli yıllarda kaldığından!
Artık onlarda sınıf atladılar ve perdelendiler!
Davul çalarak geceleri geziye katılıyorlar.
Senede 1 ay!
Bazıları orkestra kurmuş!
Ankara havaları eşliğinde davul işine bakıyorlar!
Kemancısı, klarnetçisi, düdükçüsü, batericisi mehter marşıyla uğraşmıyor.
Geçmişte kaldı!
Unutuldu!


Değişim türküsünü birileri söyler oldu!
Kim?
411 oy karşısında yer alan yasakçı kadro!
Şimdilerde reformist oldular!
Hem de ne reform?
Hayrete düşenler sakinleştirici almalı!
Tablet usulü.
Olmadı şırıngayla.
Çarşaf giyen bir bayan görseler hiddetlenirlerdi.
Kızarlar ve ağızlarına geleni söyleme özgürlüğüne sadece kendileri sahipti.
Biliyorsunuz ‘Radikal CHP’ yumuşadı.
Esnekleşti.
Baykal Bey ne diyor:
‘:Alacağım kardeşim. Örtünen insanları partime alacağım. Yığınla insanı gönüllerini kırıp döküyorsunuz. Buna hakkımız var mı? Artık insanları kılık kıyafetinden dolayı yargılayamazsın. Bu insanların CHP’de ne işleri varmış?
Alacağım kardeşim. Kıyafet tüzüğü mü ilan edeceğiz. Memleketim Alanya’da şalvarlı hemşerilerimiz var.’Şalvarını çıkar ve ütülü pantolon giy gel mi? Diyeceğiz.

O şalvarda rahat ve güzeldir.

Alışacaksınız bunlara.2000’li yıllarda tek parti zihniyeti uygulayamayız.’’’’’

Alışacak olanlara mesaj!
İnce ayar!
Birileri radikal söylemlere devam edecek.
Birileri de alışmaya!
Alıştıkça hazmetme süreci ilerleyecekmiş.
Artık tıp ilerledi.
Hazmetmeyi kolaylaştırıcı ilaçlar var.
Bünye zorlanmıyor.
Doğal bağışıklık kazanıyor.
Tepkiler ılımlı hale geliyor.
Sinir sistemi yumuşacık oluyor.
Gerginlik irtifa kaybediyor.
Tepeler çeşitli çiçeklerle dolduğu gibi, özgürlük kuşlarının cıvıltısı odanıza kadar geliyor.
Yamaç paraşütüyle Akdeniz’de turlar başlıyor.
Kısaca alışacaksınız…
Keskin sirke küpüne zararmış!
Öfkeyle kalkan zayiatla çökermiş.
Atalarımız boş yere konuşmamış.
Yerinde ve vaktinde!
46 milyon seçmenin olduğu bir ülke de değişimi görmeyen geride kalıyor.
1950 yılından beri tek başına iktidar olamayan İş Bankası hissedarı, parasal sorunlarını aşmış CHP daha çok açılım yapacak.
Hiç merak etmeyin.
Bir bakmışsınız Mustafa Sandal şarkıları ve Tarkan besteleriyle miting meydanlarında olacaklar.
Olmaz demeyin.
Reform bu!
Her alanda…
Sırada bazı gurupların seçmen desteği olursa şaşmayın.
Sepete gelecek yumurtanın rengi önemli.
Bakarsınız bir yasa teklifiyle Üniversitelere kayıt yaptıramayan Başörtülü öğrencilerin yolunun açılması için ‘Esnetici’ hamle yaparlar.
Olmaz demeyin.
İfadelere bakarsanız olur!
Neden olmasın?
Emekli imamlar bile CHP Belediye Başkanlığına aday olmadı mı?
Demek ki formül burada!
Açılım bu!
Genel Başkan alışın dedi.
Necla Hanım muhalefet etse bile alışın!
Tek partili dönem geride kalmış.
Genel Başkanın konuşması böyle!

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.