T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[Saadet! Şimdi] ... Türkiyede gerçek bir siyasal merkeze ihtiyaç var

Ajans5.com Yazarı Lütfi Özşahin'den Türkiye'nin siyasihtiyacı...

Türkiyede gerçek bir siyasal merkeze ihtiyaç var

Yerel Seçimler yaklaşırken Türkiye'de yeni bir siyasal merkeze ihtiyaç olduğu bütün çıplaklığı ile kendisini her alanda hissettirmektedir diyebiliriz. Zira ortaya çıkan siyasal, sosyal, ekonomik tablo bu yargımızı güçlendiren en büyük delillerindendir.

       Yazıp çizenlerin kahir çoğunluğu genelde merkez denildiğinde devlete sahip olan, onu idare ve kontrol eden odakları anlarlar. Dolayısı ile "çevre merkez " ilişkisi böyle konumlanır. Yani halkın ezici çoğunluğu çevreyi, devleti yöneten elitist, jakoben, otoriter ve oligarşik sınıflar da "merkezi"  oluşturur.

                   Peki siyasal ve tarihsel bir derinlikten yola çıkarak bir değerlendirmeye gittiğimizde halktan ve milletten kopuk olan bir devlette  hakiki bir merkezden söz edilebilir mi?  Kanımca hayır. Zira devleti devlet yapan bizatihi milletin kendisidir.  Eğer milletin değerleri,   yargıları, sembolleri, anlam ve kavram çerçeveleri, tarihsel yürüyüşünde kendisine varoluş ve kimlik kazandıran kültürel mirası merkezde temsil edilemiyorsa o devlette gerçek bir merkezden söz edilemez. Yani milletin anlam ve kavram haritalarıyla tenakuz içinde olan bir "merkez" gerçekte yapay, "Sanal bir merkezdir".

                   Bu açıdan Türkiye'ye bakıldığında denilebilir ki Türkiye'de halkla bütünleşmiş, başka bir ifade ile onu olduğu gibi, öz kimliği ile kabul eden bir merkez olmadığından dolayı sürekli darbeler yapılmaktadır ve sürekli kardeşkanı akıtılmaktadır.   Çünkü  "merkezin"; hakkıyla halkın kendisinden güç aldığı kendisinden beslendiği devlet ve milletlerde darbeler olmadığı gibi merkez ve çevre çekişmesi ya hiç yoktur ya da en asgari düzeydedir. 

             Bu bağlamda Edwards Shills'in makalesinde oldukça güzel çözümler vardır. Ona göre de  "milletin değerleri, kendisine hayat veren ruhu, tarihsel derinliği, sosyal muhayyilesi ve ondan kaynaklanan siyasal aklı merkezi oluşturur". Eğer devlet bu temel dinamikleri ve değerleri benimser ve özümserse o zaman gerçek ve hakiki bir merkez olur.

     Aksi takdirde gerçek bir merkez olamaz. Filhakika milletin iradesinden ve kimliğinden kopuk güç odakları kendisine merkez bile dese o hakikatte "sanal bir merkezdir" ve bundan dolayı daima milletle problemlidir. Çünkü "sanal merkezler"   milletle bütünleşemedikleri için kendi etrafında daima kendisine yabancı büyük bir çevre bulurlar. Bu çevre onlar için her zaman bir tehdit olarak algılanır. Bundan dolayı millete yabancılaşan bu "sanal merkez"  otoriter ve totaliter bir yapılanmaya giderek, çevreye baskı ve şiddet uygular. Çevreyi kendi iradeleri dışında jakoben bir dayatma ile değiştirmek, dönüştürmek ve yeniden inşa etmek ister, Zira bu sanal merkez milletin değerlerinden ve tarihsel yürüyüşünden beslenmediği için onların merkeze yürümesini kendi bekası ve güvenliği için çok büyük bir tehdit olarak algılamaktadır. Bu sağlıklı olmayan tehdit algılaması,  "Sanal merkezi"  nevrotik bir paranoya'ya sevk ettiğinden dolayı milletin en masumane talepleri, insan hakları, fikir ve ifade özgürlüğü hatta kılık ve kıyafeti dahi büyük bir tehdit olarak değerlendirilir. Sonuçta milletin kendisinden kopan bu "sanal merkez",  hastalıklı olan tehdit algılaması dolayısı ile ortaya öyle bir eğitim, kültür ve iktisat politikası koyar ki, bu anlayış ve mantalite milleti kimliksiz, ufuksuz, yönsüz, ve sefalet içerisinde yaşayan bir yığın haline dönüştürerek, bütün bir nesli öldürücü ve çürütücü bir kaosun ve onun tetiklediği depresif bir  nihilitenin içine sokar. Milleti biri birine bağlayan değerler tahrip edilmiştir.  Ortada millet filan kalmaz. Çünkü ortak dilden, kültürden, dinden, tarihten beslenmeyen amaç ve gayeleri ufukları bir olmayan toplumlara millet denmez dense dense en hafif tabirle kuru kalabalıklar denir. Kuru ve kof kalabalıklar ise ne devlet kurabilirler, ne millet olabilirler ne de parlak bir kültür ve medeniyet inşa edebilirler.

Yazının devamı için tıklayınız

 

 

Selim AKDUMAN

 

AGD İstanbul Şubesi

 

"sevgi ve kardeşliğin teminatı"

 

0212 534 88 00

 

0555 839 87 28





Diğer Windows Live™ özelliklerine göz atın. Sadece e-posta iletilerinden daha fazlası
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Saadet!
Şimdi" grubu.

Bu gruba posta göndermek için , mail atın :
saadet_simdi@googlegroups.com

Daha fazla seçenek için,
http://groups.google.com.tr/group/saadet_simdi?hl=tr adresinde bu grubu
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.