18 Ocak 2009

(anadoluhaber) Deniz Feneri olayı biterse Ergenekon biter mi?

Dün ilk etapta aralarında çok önemli isimlerin bulunduğu 30 kişinin "Ergenekon çeteciliği" şüphesiyle gözaltına alındığını, evlerinde arama yapıldığını öğrenince hiç şaşırmadım ve "tam zamanıydı" dedim.

Evet tam zamanıydı, çünkü başta Deniz Feneri olmak üzere iktidar partisi tarafından unutturulmaya çalışılan dev yolsuzluklar unutturulamamıştı. Korunmaları yerine üstüne gitmeleri, suçluların yargıda hesap vermesini sağlamaları isteniyordu. Bunun yanında (Maliye Bakanlığı'ndan Ankara Belediyesi ve diğer AKP'li belediyelere kadar) milletin kuşaklar boyu sırtına yüklenecek trilyonlarca liralık başka yolsuzluklar da gündeme gelmişti.

YÖK, yargı (Adalet Bakanlığı baskısı, yargıç ve savcıları izlemeler, dinlemeler), Adli Tıp Kurumu, Doğalgaz demeden birçok kurum ve kuruluşun aşırı kadrolaşma ve baskılarla ne hale getirildiği de her gün yeni bir haberle, araştırmayla gözler önüne seriliyordu. Bu yıl camilerde okutulan hutbelerin bile toplumu bölüp kışkırtacak şekilde hazırlandığı görülmüştü.

Gazze konusunda Başbakan'ın Türkiye adına yaptığı "istediği arabuluculuk görevini bile imkansız kılacak" hatalı konuşmalar, "Olmert'ten daha önce saldırıyı öğrenmiş olup olmadığı" konusundaki sorular hepsinin üstüne tuz biber ekti.

Tam bu noktada yine "Ergenekon" devreye girse ve Türkiye'nin saygın, önemli isimleri aransa, göz altına alınsa dikkatler başka tarafa çevrilir, olaylar biraz durulabilirdi. Ve stratejistler, ya da kim planlıyorsa doğru kararı verdi.

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu başta olmak üzere aralarında YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz, MGK eski Genel Sekreteri emekli Org. Tuncer Kılınç, Eski 2. Ordu Komutanı Kemal Yavuz'un (bir süre Tuncay Özkan'la Kanaltürk'te program yapmıştı) da aralarında bulunduğu 40'a yakın kişinin evleri arandı, çoğu gözaltına alındı.

ORTAK NOKTA VE HUKUKSUZLUK

Ortak noktalarına bakın: ya "laik demokratik Cumhuriyet"i savunan ve AKP'nin rejime tehlike oluşturacak girişimlerine karşı çıkan saygın isimler veya önemli emekli askerler...

Bunlara adeta birer çete suçlusu muamelesi yapılıyor ve böyle bir etiket yapıştırılıyor. "Elinde bir delil, bir belge mi var da bunu yapıyorsun" diye de kimse soramıyor.

Soramıyor çünkü bir toplumun en önemli güvencesi olan hukuk ortadan kalkmış durumda. Hukukçu da takipte olduğu gibi gazeteciler dahil soranların hepsi kendini aynı tehlikenin içinde buluyor.

İçeri alınırsın ve suçsuzluğun anlaşılana kadar aylarca, yıllarca hapis cezasını yediğin gibi bir de "darbeci, çeteci" etiketi alnına yapıştırılmış olur.

İktidar senin tutuklanmanı istemiyorsa en ağır suçları işlemiş olsan da "onun işyeri ve evi var, kaçmaz nasılsa" gibi bir mazeretle veya bir Adli Tıp raporuyla serbest bırakılırsın, tutuklanmanı istiyorsa "işyeri, ev, en saygın görevleri yıllarca onurunla yapmış olman" filan fark etmez, atarlar içeri...

İşe bakın ki AKP'nin kapatılma davasında Türkiye'nin en yüksek yargı organına hukuk dersi veren AB'nin de bu hukuk cinayetlerine sesi sedası çıkmıyor.

Nedir peki bu?.. "Darbe yapmak istese neden emekliliği beklesin" denebilecek birçok üst düzey eski ordu mensubunu aylarca tutuklayıp kiminin beyin kanaması geçirmesine, kiminin ağır hastalanmasına neden olarak ve önemli emekli askerleri gözaltına almayı sürdürerek orduya gözdağı mı veriliyor yoksa "zor durumdayız, bir muhtıra veya darbe bizi kurtarır" düşüncesiyle kışkırtma mı yapılıyor?

Cumhuriyet yanlısı insanlar elinde tutarlı bir delil bile olmadan tutuklanarak AKP'nin eylemlerini dile getirebilen herkes susturulmak mı isteniyor?

Orduda darbe isteyenlerin olduğu ve bu "Ergenekon harekatı" Özden Örnek'in günlüğünden yola çıkarak iddia edildi de Örnek'in kendisinin konuşmasına neden gerek duyulmuyor? Dün siyaseti yakından izleyen bir bilim adamı tanıdığım; "Deniz Feneri olayı sürdüğü sürece Ergenekon da sürer" diyordu. Gerçek bu mudur acaba?

SAMİ SELÇUK'UN TEPKİSİ

Birçok hukukçunun yaratılan korku ile konuşmaktan çekindiği bir ortamda Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un, dün Sabih Kanadoğlu'nun evi Ergenekon nedeniyle aranırken yaptığı açıklama bu konudaki ciddi hukuksuzlukları destekleyenlerin gözünü açacak nitelikte... Selçuk:

"20 senelik savcıyım, böyle iddianame görmedim. İddianame böyle düzenlenmez, neden dolayı suçlandığınızı bilmek zorundasınız (...) Özellikle çok yakından tanıdığım Sabih Kanadoğlu gibi başsavcılıktan emekli olmuş birine yapılan böyle bir suçlama beni şaşırtıyor. Daha önce de ordular yönetmiş, yüksek düzeyde kişiler göz altına alındı. Hukukun ve yargının bağımsızlığı konusunda çok dikkatli olmak gerekir. Yargı ne iktidarın karşısında ne de yanında olur. Yargı yasama ve yürütme organlarına, kamuoyuna karşı bağımsız olur" diyor ki bu cümlelerin her biri tek tek üzerinde uzun uzun düşünülmesi gerekecek kadar önemli.

Olup bitenlere geniş açıdan baktığında Ergenekon davasının siyasi bir olay olduğuna inandıracak çok şey buluyor insan.

Sami Selçuk'un da konuşmasının devamında vurguladığı gibi "iddianameyi kısaltıp duruşmaları yıllara yaymasalar", Özden Örnek ve gerekli herkesi konuştursalar herhalde net şekilde göreceğiz ama konu iktidarla ilgili olaylara karşı şantaj malzemesi gibi tutulduğu için onu bile göremiyoruz.

*****


Poşu komedisi

Filistin halkına destek vermek için CHP ve AKP'li birçok kadın milletvekili TBMM'ye boyunlarında poşularla gitmişler, fotoğraflarını görünce gülmemek için kendimi zor tuttum.

Demek ki Fransa bir haksızlığa, felakete uğrasa boyunlarına eşarp, kafalarına bere, İspanya olsa ellerine kastanyet takacak, Suudi Arabistan olsa çarşaf, İskoçya olsa
kilt giyecekler. Hatta belki gayda bile çalarlar daha etkili olsun diye.

Yaptıkları şey komedi ötesidir. Kadın milletvekilleri Filistin'e destek vermek istiyorlarsa kürsüye çıkıp, ekrana çıkıp konuşsunlar.

Mesela; "Hangi AKP'li kadın milletvekili ekranda görüş açıklayabiliyor" konusunu anlatsınlar.

Milleti güldürmek yerine!

RUHAT MENGİ


--
_________________________________
Söyleyecekleri olanlara:
http://groups.google.com/group/arena-siyaset
_________________________________

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.