18 Ocak 2009

(anadoluhaber) Güney'i 'Gülen' terletti

Güney'i sorgulayan eski Emniyet Amiri İhtiyaroğlu, 'Sanki bize bazı şeyleri anlatması için gönderilmişti. Rahattı, konu Gülen'e gelince tedirgin oldu' dedi

Ergenekon şüphelisi Tuncay Güney'i sorgulayan eski Emniyet Amiri Ahmet İhtiyaroğlu, her şeyi kolayca anlatan Güney'in söz Fethullah Gülen'e geldiğinde terleyip, tedirgin olduğunu vurguladı. İhtiyaroğlu, Güney'in Gülen oluşumu tarafından Ergenekon yapılanması içine sokulduğunu söylediğini kaydetti.

Sorgu kasetlerine ilişkin tartışma sürerken İhtiyaroğlu'nun konuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verdiği ortaya çıktı. Meslek hayatında 23-24 bin kişiyi sorguladığını ancak Güney gibi birine rastlamadığını kaydeden İhtiyaroğlu, dilekçesinde "Bu kadar çok şey bilen tek adam, bu kadar kolay anlatan ve bu kadar evrak bulunduran bir adam bana uygun gelmedi. Anlattıklarına inanmıyorum. Bize bazı şeyler anlatması için gönderilmiş gibi. Bu durum suç, suçlu ve suçluluk psikolojisine uymuyor" ifadesini kullandı.

NTV'ye konuşan İhtiyaroğlu, Güney Ergenekon'dan bahsederken bir ara Gülen yapılanmasıyla bağlantısı olduğunu söylediğini belirterek, Güney'in, Gülen'e ilişkin sorular üzerine terleyip tedirgin olduğuna dikkat çekti. İhtiyaroğlu şöyle konuştu: "Gülen yapılanmasının 1970'li yıllarda Ergenekon oluşumunun alt yapılanması olduğunu, Turgut Özal'lı yıllarda güçlenip Ergenekon oluşumunu geçtiğini, özellikle emniyet içinde çok güçlendiğini söyledi. 28 Şubat sonrası Ergenekon'un Gülen oluşumunu tasviye kararı aldığını anlattı. Kendisinin Gülen oluşumu içinde yer aldığını ve bu oluşum tarafından Ergenekon yapılanması içerisine yerleştirildiğini, Ergenekon yapılanmasının basın işlerinden sorumlu olduğunu söyledi. Şimdi Ergenekon yapılanması ile Gülen arasında çatışma olduğunu beyan etmişti."

Neden kasetlerde yok?

Ancak avukatlara verilen kasetlerde ve savcı Zekeriya Öz'ün Tuncay Güney'in cevaplaması istemiyle gönderdiği 37 soru içinde Gülen bölümlerinin bulunmadığı dikkat çekiyor. Güney'in Mehmet Eymür'e ilişkin söyledikleri de kasetlerde yer almıyor. Bu iki konunun kasetlerden kim tarafından neden çıkartıldığı bilinmiyor.

'HOCA' MI? - 'GÜLEN' Mİ?

'Fethullah Hoca' karmaşası

Ergenekon'un soruşturmasının "kilit ismi" olduğu öne sürülen Tuncay Güney'in 2001 yılında Organize Suçlarla Mücadele biriminde yapılan ve önceki gün Silivri'de sanık avukatlarına verilen sorgu kasetlerinde "Fethullah Hoca" adıyla bahsederken savcılığın bunu metinlere, Fethullah Gülen olarak değiştirerek geçirmesi dikkat çekti.

Tutuklu sanıklardan Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, "Fethullah Gülen'den 'Fethullah Hoca' olarak bahsedildiği halde orijinal video mülakatlarında, kâğıda geçilirken 'Fethullah Gülen' olarak geçirilmiş. Bu Fettullah Hocaefendi karmaşası dahi mülakatta Gülen cemaatli bağlantılı özel polis ekibinin varlığı iddialarını ciddiye almamızı gerektiren bir olgu olarak ortaya çıkıyor" dedi.

Güney'in sorgusunun kasetlerinin televizyon kanallarında yayımlanırken, Güney'in 'Zaman gazetesini ben yönlendiriyordum' şeklindeki açıklamasını değerlendiren hukukçular, savcının Zaman gazetesi yetkililerini çağırıp "Tuncay Güney sizi yönlendirdiğini söylüyor, ne diyorsunuz?" diyerek ifadelerine başvurması gerektiğine dikkat çektiler. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Zaman gazetesi yetkilileri ise sorularımızı yanıtsız bıraktılar.

Hukukçular Güney'in ifadesini değerlendirirken sorgu kasetlerindeki çelişkilere dikkat çektiler

'Hukuk dışı'lık kanıtlandı

Sanık avukatları ve hukukçular, Tuncay Güney'in ifadelerinin herhangi hukuki nitelik taşımadığını belirttiler. Güney'i 'davaya yön vermeye çalışan biri' ve 'kanun kaçağı' olarak tanımlayan hukukçular, TRT'nin de devlet televizyonu kimliğiyle Güney'i canlı yayına çıkarmasını etiğe aykırı olarak nitelediler.

Polise verdiği ifade ile Ergenekon soruşturmasının başlatılmasına neden olan Tuncay Güney'in 2001 yılında yapıldığı iddia edilen sorgusunu değerlendiren Ergenekon davasının sanık avukatları ve hukukçular, "davanın hukuk dışı olduğunu, sorgu kasetlerindeki çelişkilerin de bu hukuk dışılığı kanıtladığını" belirttiler. Hukukçular, bir devlet kanalının "bir kanun kaçağıyla" canlı yayın yapmasını da sert bir dille eleştirdiler.

Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, duruşmalarda kısıtlama kararı gereğince kendisine verilmeyen müvekkilinin polis sorgusunun gazetecilere dağıtıldığını ifade ederek "Ergenekon operasyonu, hiçbir zaman hukuken sonuç elde etmeye dönük bir yargılama sürecini hedeflemedi. Ergenekon, medya önünde yargılanan Atatürkçü, demokrat ve muhaliflerin kamuoyunda lincini amaçlayan bir medya operasyonudur" diye konuştu. Ergül, önceki gün polis sorgusu basına dağıtılan Tuncay Güney'in kasetlerindeki çelişkilere dikkat çekerek "Davanın hukuk dışı olduğunu biz biliyorduk zaten. Şimdi kamuoyunun gözünde de kanıtlanmış oldu" dedi.

'Dava muhaliflere karşı'

Ergül, Adil Serdar Saçan'ın kendisine dahi verilmemiş ev arama tutanağı, bilgisayar inceleme raporlarının Fethullah Gülen cemaati bağlantılı Aksiyon dergisine verildiğini, böylece Ergenekon'un Amerikancı İslamcı basının hükümet muhaliflerini hedef alması ve sindirmesi operasyonu olduğunun netleştiğini kaydetti.

Ergül, MİT'in Başbakan'a gönderdiği Tuncay Güney mülakatı ile buna dayalı bilgileri Başbakan'ın soruşturma savcılarına göndermesi, savcıların da Başbakan'ın kendilerine gönderdiği MİT kitapçığına dayanarak soruşturmayı kitaba uydurması sonucunda açılan bu davanın "hükümete bağlı polisler tarafından, hükümete muhalif olanlara karşı yürütüldüğüne" dikkat çekti.

Polis kontrolündeki dava

Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınıp sorgusu yapıldıktan sonra serbest bırakılan avukat Hüseyin Buzoğlu da özetle şunları kaydetti:

"Bir taraftan Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) eşbaşkanı olduğunu ifade eden, diğer taraftan Türkiye'nin en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi tarafından 'laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu' tescil edilen AKP'nin genel başkanı olan bir Başbakan'ın üstlendiği bir soruşturmayla karşı karşıyayız. Bu soruşturma anayasayı ortadan kaldırmak ya da mevcut rejimi değiştirmek gibi bir suçlama üzerine değil. Buradaki suçlamada, mevcut hükümeti ortadan kaldırma veya hükümete karşı silahlı isyana tahrike ilişkin fiillerden dolayı insanlar yargılanıyor. Hükümete karşı fiillerden yargınan insanlarla ilgili bir soruşturmanın, hükümetin tamamen idari kontrolünde olan emniyet birimleri tarafından yürütülmesi ciddi sorunları da beraberinde getiriyor."

"RTÜK hesap sormalı"

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Ergenekon soruşturması kapsamında son dönemlerde yaşananları "deli saçması" olarak nitelendirdi. Güney'in ifadelerinin te-levizyon kanallarında yayımlanmasına da değinen avukat Turgut Kazan, "Bu hukuk dışı bir durumdur. İfadelerin TV'lerde yayımlanması rezalettir. Yayımlayanları suçlamıyorum. Öyle bir cadı kazanı yaratıldı ki, basın da bunu yayımlamak zorunda kaldı. Eger Güney benim büroma gelip bunları bana anlatmak isteseydi, ona kibar bir şekilde kapıyı gösterirdim. Bu adamanı akıl sağlığının tespiti gerekir. Kendisinin bu konuda önemli sorunları olduğu ortada" dedi.

Güney'in TRT-2'de yayımlanan bir programa katılmasına da değinen Kazan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bir kanun kaçağı ile canlı yayın yapılamaz. Bu insanımıza bir ayıp, inanılmaz bir utanmazlıktır, etiğe aykırıdır. RTÜK'ün bu durumun hesabını sorması gerekir."

'ABD emperyalizminin özel görevlisi gibi'

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın da, Güney'in insanları şüpheli konumuna sokan, insanlarla ilgili iftiraya, yargısız infaza varan açıklamalar yaptığını vurgulayarak "Sanki Güney ABD emperyalizminin uzantısı, onun görevlisi gibi, ülkeyi karıştırmak için görevlendirilmiş biri gibi görünüyor. Bu kişinin özel görevli olduğu yönünde kuşkularım var. Soruşturmayı yönlendiren biri gibi. Böyle bir kişinin ya ne söylediği üzerinde durulmalı ya da artık dinlenilmemesi gerekir" diye konuştu. Eski İstanbul Barosu Başkanı Av. Kazım Kolcuoğlu, savcılık nezaretinde alınmayan bir ifadenin hukuki açıdan herhangi bir geçerliliği olamayacağına dikkat çekerek ""Tuncay Güney isminin artık ortada daha fazla anılmaması gerekir" dedi.



--
SİYASETLE İLGİLENMEYEN AYDINLARI BEKLEYEN KAÇINILMAZ SONUÇ, CAHİLLER TARAFINDAN YÖNETİLMEYE RAZI OLMAKTIR.

EFLATUN

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.