(anadoluhaber) İdoller idealistler ve idealler

Değerli bir yazışma arkadaşımız bana Atatürk'ün Ölümü üzerine İngiliz büyük elçisinin  merkezi hükümetlerine yazdığı Atatürk'ün ölümünden duyduğu üzüntüsünü ve Atatürk'e duyduğu hayranlık, saygı ve takdir hislerini anlattığı yazısını göndererek Büyük bir devlet Adamı olan Atatürk hakkında zaten hepimizde olan ortak duygularımızı yazıştığımız konuya örnek olarak dile getirmiş.

Atatürk öldüğünde İngiliz büyükelçisinin hükümetine gönderdiği Atatürk hakkında ki mektubu daha önce bir kaç defa okumuştum.

Ancak benim üzerinde durduğum konu İdoller,  idealler ve idealistler konusu olduğu için sadece Atatürkçülük konusu ile sınırlayarak sanki tek bir konu imiş gibi sınırlayarak ele doğru değildir. Ama konuyu bu alanda ele alırsak o zamanda, Atatürk değil, Atatürkçülük olarak ele alınabilir. Daha doğrusu Atatürk ile de ilgisi olmayan insanların bir şeyci olmak eğiliminin nedenleridir.

Bir şeyciler benim tecrübelerimden oluşan görüşüme göre, bir şeyi idol edinen ve bunda ne kadar haklı olduklarını ve idolün yüceliğini ispat için idole ait bazı önemli ve değerli buldukları noktaları öne çıkarıp kendi kendilerini hipnotize eden kişilerdir.

Bu Mao'cu içinde, Marksist içinde Apo'cu içinde, Saddam'ist içinde  böyle olduğu gibi diğer tüm idollere yönelen idealistler içinde böyledir. İyi bir idol yontucu bir kişiyi bir gün videoya alsın ondan isterse iyilik ilahı isterse kötülük ilahı yaratacak kadar malzeme üretebilir. Bilindiği gibi idoller geçmişte olduğu gibi tahtadan taştan falan değil artık idol olarak yontulacak kişiler kendileri karşı olsalar dahi kendilerine rağmen de insanlardan üretilmektedir.

Bilindiği gibi İdol kelimesinin karşılığı dilimizde put, ideal kelimesinin karşılığı da idolün içinde yaşadığı ya da yaşamayı tasavvur ettiği inşası mümkün gibi görünen hayali mekândır.

İdealist ise putperest anlamına gelmektedir, yani idolün, putun temsil ettiği ya da kafasında yarattığı var sayılan inşası mümkün görünen ideale ulaşmak isteyen kişidir. İdealisti bu idealdeki özenilen amaç ve hayallere ulaşmak için yola çıkmış bir tür tarikat (tarik=yol) ehlidir diye tarif etmek de mümkündür..

Kendisi olarak tek başına bir anlam ifade edemeyeceğini düşünen insanların önemli buldukları hayallerini ideallerini, özlemlerini temsil eden kişiyi idol edinerek, idolün tasavvurunda bulunan hayale ulaşmak için gayrete gelip kendisi gibi düşünce sahipleri ile o tasavvuru hayata geçirmeye çalışmaları Aslında aşırıya kaçmamak şartı ile takdire şayan ve yapıcı bir motivasyon da oluşturabilir.

Genellikle herkesin bir den çok idolleri bulunur. Futboldaki idolünden, müzikteki, kıyafetteki, davranışlardaki idollere kadar kendi ilgi alanına giren her şeyin de birer idolü olur ve bu çok tanrılı kültürlerin günümüzdeki tezahürüdür. Çocukluk döneminde baba, ağabey, kızlar için anne abla ile başlayan idoller dönemi TV meşhurlarından devam ederek bazıları için sonunda tüm diğer idolleri nesneleştiren tek tanrıya kadar ulaşıp Allah da sona erer.

Ben uzunca sayılabilecek ömrüm boyunca Atatürkçülük ile başladığım yolculuğumda, komünizmden faşizme, Enver hocadan Tito izme, değişik idollere yönelenlerin arasında arayış içinde oldum. Sonra dini kitaplara mistizm, Budizm, Hinduizm, Konfüçyüs'ün deyimlerinden Bektaşiliğe.

Pek çok İslami akım ve tarikata misafir olarak katıldım ve düşündüm. Hıristiyanlıktaki Neo Apostolist lerden (Yeni havariler mezhebi) Alevilikten etkilendim. Yezidiliği sanırım çok ilginç buldum. Hıristiyanların Baba oğul kutsa ruh üçlemesi ile Alevilerin, Allah bir Muhammed Ali deyişlerini ve bu deyişlerinin, onların baktığı noktadan aynen böyle göründüğünü yakından gördüm. Bu görüşlere bakanlarında bazen ışığın kristalde kırılmasından oluşan farklı renkler gibi, farklı manalar gördüklerini doğru gördüklerini ama bakış açısının azcık değişmesi ile değişen doğruların da değişmesi yüzünden eksik gördüklerini keşfettim.

Bir Rahip ile sohbetimizde benim Hz. İsa nın Tanrının bir tecellisi olduğuna inandığımı söyleyişim üzerine, Bana hayretle, buna böyle inanıyorsan o halde sizinle aramızdaki fark nedir diye sorusuna verdiğim cevap ise, aramızdaki fark ben İsa nın Tanrının bir tecellisi olduğuna inanıyorum ama siz benimde tanrının bir tecellisi olduğumu kabul etmiyorsunuz demiştim.

Rahip hayretle nasıl yani diye sordu. Bende Allahın isimlerinden birisi de Zahir (Zahir= ayan=aşikar= açıkça görünen)  ismidir. Aslında ne görüyorsak her şey Allahın Zahir ismi ile tecelli eden, açıkça görünen tecellilerinden başka bir şeyler değildir. İsa as. İle benim aramdaki fark ise O tanrı tecellisi olan ışığını milyonlarca volt olarak yansıtırken benim veya sizinde beklide sadece bir volt olarak yansıtabilmemizdir dediğimde gayet içten olarak bunu düşüneceğim demişti.

Hâlbuki daha önce benim kendisine ve düşüncelerine yakınlığımdan beni Hıristiyan yaparak vaftiz edebileceği konusunda kim bilir ne hayaller kurmuştu.

Bazen Keşanlı Ali divanında geçen nakaratı düşünürüm.

 

İnsan oğlu hep böyledir. Her zaman bir put yapar.

Kendi yapar kendi tapar. Kendi yapar kendi tapar.

 

Tüm bunların üzerinde beni en çok etkileyenlerden biride Hasan Sabbah'ın Haşhaşinler den (afyonkeşlerden=afyon tiryakilerinden) kurulu terör örgütü olmuştur.

Elburz dağlarında fetih edilmesi imkânsız derecede zor Alamut kalesinde içilecek su depolarına düşük yoğunlukta afyon karıştırılmaktadır. Kaleye gelenler çok hafif çakır keyif olmakta ve bunu şeyhin kerametine bağlamaktadır. Fedailer şeyhe  yakın olarak bu kalede  hafif çakır keyif bir mistizm dünyasında mistik öğretiler ile adeta masallar ülkesinde bir tür cennette yaşamaktadır. Bunun nedenini bilmediklerinden de şeyhin kerameti sanmaktadırlar.

İçlerinden biri bir suikast için görev alıp gönderildiğinde bilmeden içtiği afyonlu su yerine normal su içmek yüzünden bilmediği alışkanlığından  uzak ne istediğini bilemeden çok sıkıntılı bir cehennem hayatı yaşamakta ve işi bir an önce bitirip Hasan Sabbah'ın cennetine dönmek için can atmaktadır. Eğer yakalanırsa bir daha bu dünyadaki cennete dönemeyeceği için bir an önce öbür dünyadaki asıl cennete gitmek amacı ile kendisine verilmiş çok etkili zehir ile anında intihar etmektedir.

Bu durum günümüzde bir takım geliştirilmiş beyne hitap eden radyo frekanslarından yayınlar ile yapılmaktadır. Ayrıca düşük yoğunluklu olarak eğitim sistemleri ile tek tip insan yetiştirmek ve milyonlarca düşünce boyutunu karatıp insan ferasetini köreltip tek bir kişinin kopyalarına indirgeyerek mankurt gibi, idollü idealistler yetiştirmekte ise Okullar ve medya en önemli rolü üslenmektedir.

Anamızdan doğalı Atatürk ile yatıp kalkmak. Atatürk olmasaydı Tanrının bizi yaratmaya gücü yetmezdi dozunda telkinler ile büyümek ve şimdi yetmişini aşan benim bile küçük bir kız çocuğunun, Atatürk öldü biliyor musunuz diye şiir okuyuşunda hala gözümün yaşarması ve babam ya da Peygamber aklıma gelince ağlamayışım. Nasılda değişik tür de haşhaşinler olduğumuzu göstermektedir. 

Görüştüğüm idealistlerin tarikatçıların fikir akımlarının hepsinde de kendi idollerini dünyanın bir numarası yapan bazı gerçeklerin sürekli vurgulanması ve hayale açılan kapılardan giren sanrılardan bu durumu tekrar, tekrar üretmek sureti ile ortaya çıkan hayali iddiaların ve gerçekçi verilerin karışımı bir afyon karışığı düşüncelere sahip olduklarını gördüm.

Bu durumu Ülkemizde yaşanan Bankerler olayında da gördüm. Herkes evini barkını satıp ayda % 11 e kadar faiz veren bankerlere yatırdılar paralarını. Bazıları bir süre tıkır, tıkır aldılar ayda yüzde on birlerini. Bunun sonucu devletin zirvelerine kadar pek çok etkili yetkili adamlarda aynı bankerlere para yatırmak için evlerini bankaya ipotek ettirip daha düşük faizle aldıkları parayı bankere verdiler. Herkes kolay ve yüklü kazancın kapısından bir birlerini iterek daldılar. Ortada görünen karlı yatırım falanda yoktu ama banker şeyhlerimiz işin bir kerametini bulmuştur diye hiç sorgulamaya gerekte duymadılar. Hepsi % 10 – 11 e odaklandılar.

Sonunda ekonomi kısa sürede çöktü. Bankerlerin tümü büyük miktarda paralarını zaten önden gönderdiği İsviçre ye kaçtılar.

Bunlar bana bir tek şey öğretti. Herkesi dinle ama bir yargıcın çok taraflı davalarda pek çok şahitlerden birini dinliyormuş gibi dinle.

Herkesin en doğruyu biz bulduk bize gel deyişlerini değil bunlarında diğer dallardaki türdeşlerinden farklı bir tür olmadığını bilip hepsi aynı kategoride oldukları halde neden böyle bir birlerinden farklı oldukları zannına kapılıp aynı düşünce büyüsünün farklı kelimelerinin (idollerinin) esiri olabildiklerini ve kendilerini faklı zannettiklerini düşün. 

İnsanlar neden kendileri olarak düşünmek zahmetinden bu kadar yılıyor da neden bir düşünce akımına kapılanıp kurtulduklarını zannediyorlar. Yoksa insan olarak sorumluluklarından mı kaçıyorlar da, kimi uyuşturucuya kimi içkiye kimide idollere sığınıyorlar diye düşüncelere daldım

İdealistleri pek umursamazken, İdollerin çoğunu takdir ettim. Çünkü onlar kendilerine tabi olanlar gibi birilerine kapılanmayıp kendileri olarak yaşamış kişilerdi. Üstelik kimseye bana tabi olup kendin olarak düşünmeyi terk et demiyorlardı. Sende benim gibi fikri hür irfanı hür vicdanı hür başlı başına bir kişi ol diyorlardı.

Yoksa insanlar kendilerini mi kayıp etmişlerdi de başkalarında kendilerini mi arıyorlardı.

Parmak izlerimizden, göz lenslerimize ve  bakışlarımıza kadar ne kimse bize benziyordu nede biz kimseye. Her birimizden dünyaya sadece birer tane gönderiliyordu ve bu asırladır böyle gelmiş böyle gidiyordu.

O halde ben, beni yaşamak ve beni yorumlayarak insanlık alemi içinde kendi düşünce frekansımla bu evrensel armonide kendi renklerimle cümbüşe katılmak bu evrensel müzik şöleninde kendi güftelerimden üreteceğim müziğimi seslendirmek yerine neden bir başkasını taklit etmeliydim. Taklit edilen kişi zaten bu evrende yerini almıştı onu klonlamak kendilerimizi evrensel tablodan siliyordu. Bu durumda bazı eksiklere ve kusurlara sebep oluyor insanlık ilkelleşiyordu. Halbuki her şey tekamüle yönelik olmalı değimliydi?

Dinler hayatın sonsuz olduğunu, ölümün bir tür yıldız kapısı (satargate) misali başka evrenlere açılan bir kapı olduğunu, ölüp yok olabilmenin isteksek de  mümkün olmadığını söylüyorlardı.

Kâinatın bir patronu vardı ve bizleri kontrol ettiği söyleniyordu. Ona çeşitli dillerde çeşitli idoller ve tanrı adları veriliyordu. Müslümanlar tüm bu adların hiç birini inkâr etmeden tümünün aslında Allah diye andıklarının tecellileri olduğunu söylüyorlardı. Bu doğru ise bir tecelli kendi yaratılışı yerine bir başkasının kopyası olmak için neden kendi yaratılışından kaynaklanan kendisine özel niteliklerini inkara götüren idoller arıyorlardı.

Sonuç olarak eğri ya da doğru kişinin kendi sorumluluğunu taşıması gerektiği sonucuna vardım.

İyilik ile kötülüğü gösteren ibrenin de kendi içimizde olduğunu keşif edince bu seferde idealistler tarafından bana gücenilse de onlara dahil olmamayı tercih ettim. Kimsenin idolünü kınamıyorum. Bilakis o idolleri kendileri olarak hareket edebildikleri için takdir ediyorum.

Sadece idealistlerin neden kendileri olamadıklarını ve bu sonsuz evrenler  boyutları ve frekanslarının farkına varamayışa neden olan,  düşüncenin, emekleme çağına ait idol arayışlarının nedenini merak ediyorum. İnsanların kolaycılığa kaçmak gibi bir eğilimi olduğu dışında mutlak cevabı hala bulamıyorum.

Selamlar

A.D.Şimşek

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.