T a r a f s ı z D e ğ i l i z

El-Kassam Tugayları kendilerini anlattı

48 saati iki metrekarelik bir çukurda geçiriyorlar...

Kalpleri tek bir hedef için atıyor:

Ya zafer ya da şehadet...

Kalplerine nakşettikleri ayetleri okuyor, ağızlarından ise tesbih, zikir ve dua hiç eksik olmuyor. 48 saatten fazla süren bir zamanı, alanı 2 metrekare kadar olan bir çukurda geçiriyorlar. Kalpleri tek bir hedef için atıyor: zaferle ya da şehadetle sonuçlanacak bir cihat..

Bu insanlar, İslami Direniş Hareketi Hamas'ın silahlı kolu İzzettin el-Kassam Tugayları üyesi mücahitler..Başka direniş gruplarında olan ya da halen işgal güçlerine karşı savaşmakta olan direnişçiler, bu mücahitlere 'hayalet savaşçılar' adını vermişler.

Saatlerce hatta bazen günlerce Gazze'de sivillerden arındırılmış bölgelerde kazılan çukurlarda bekleyen şehadet ya da bir başka ifadeyle feda eylemcileri, kara harekatının başladığı 3 Ocak'tan bu yana Gazze'ye giren İsrail askerleri arasına korku salmış durumdalar. Bölgeye giren İsrail askerlerinin üzerlerine atılmak için hazır bekliyorlar..

Şehadet eylemcileri biriminden sorumlu olan İzzettin el-Kassam komutanlarından Ebu Muaz Katade, İslamonline'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bu şehadet eylemcileri, son derece azimli, sarsılmaz inanca sahip, yüksem maneviyat sahibi olan insanlar. Bu söylediklerimin kesinlikle bir abartı olmadığını sizlere ispatlayabilirim. Büyük bir dikkatle seçilerek İzzet el-Kassam'ın feda eylemcileri birimine alındılar."

Ebu Muaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Şehadet eylemcisi, diğer Filistinli gençler gibi ibadetine son derece titizlik gösterir, üniversite eğitimine devam eder. Amaç burada dikkat çekmemektir. Ancak şehadet eylemcilerinin diğer gençlerden farkı, özel bir yetiştirme programına sahip olmalarıdır. Sürekli oruçludurlar, çokça nafile namaz kılar ve Kuran okurlar. Kimse onların bu hallerini bilmez."

"Müminlerden öyle insanlar vardır ki Allah'a verdikleri ahde sadıktırlar. Kimi bu yolda hayatını feda etmiş, kimiyse beklemektedir. Ahitlerini hiçbir şekilde değiştirmemişlerdir".

Ebu Muaz, şehadet eylemcisi mücahitleri bu ayeti kerimeyle tanımlıyor.
Sonra da şunları söylüyor: "Şehadet eylemcilerinin çoğu, ailelerinden ayrılarak sınır boylarında nöbet tutmaya başladılar. Pusuya yatan bu mücahitler, İsrail güçlerinin bulundukları yerlere gelmelerini bekliyorlar."

Bulundukları çukur içerisinde İsrail askerlerinin hareketlerini izleyen feda eylemcileri, zamanlarını dua ve tesbihle geçiriyor. Namazlarını normal insanlarınki gibi değil korku namazı denen şekilde kılıyorlar. (Yani mücahitler cemaatle namaza durduktan sonra bir kısmı namazı iki rekat kıldıktan sonra terk ediyor, yerlerine diğer grup mücahit geçiyor. Sonra değerleri namazı bırakıp nöbete geçiyor ve böylece namazı tamamlıyorlar. Her mücahit dört rekatlık namazları iki rekat namaz kılmış oluyor.)

Kassam komutanı, feda eylemcilerinin bir çoğunun Kuran hafızı olduğuna ya da bir çok bölümü ezbere bildiğine dikkat çekiyor. Bu nedenle şehadet eylemcisi mücahitler, vakitlerini ezberledikleri bölümleri okuyarak geçiriyorlar. Bu kişiler, sayıları 20 bini aşan İzzettin el-Kassam mücahitleri arasından genç yaşta ve bekar olanlardan seçiliyor.

Seçim işlemi
"Eğer başınıza bir bela gelirse, bilin ki benzer bir belaya başka insanlar da uğramıştır; zira biz musibetleri insanlara sırayla paylaştırırız: Bu, Allah'ın, imana erenleri seçip ayırması ve aranızdan hakikate hayatları ile şahitlik yapanları seçmesi içindir. Çünkü Allah, zalimleri asla sevmez."

Kassam Tugayları yöneticisi, direnişin içerisinden şehadet komandolarının nasıl seçildiğini bu ayetleri delil göstererek anlatıyor. Özellikle de (aranızdan hakikate hayatları ile şahitlik yapanları seçmesi) bölümü üzerinde vurgu yapıyor.
"Şehadet eylemcileri özel ve genel olarak çok dikkatli bir seçime tabi tutuluyorlar. En önemli tercih nedenlerini sıralamak gerekirse, iman gücü, dini bağlılığı, kendisini ne beklediğini bilmediği halde ağır sorumluluklar alabilecek kapasite ve tahammüle sahip olması gerekiyor" şeklinde konuşan Ebu Muaz devamla, şunları söylüyor: "Seçim bununla bitmiyor, kişi bir çok psikolojik teste, hızlı kavrama gücüne sahip olup olmadığı sınavına tabi tutuluyor. Baskı altında nasıl tepkiler verdiği ölçülerek seçim tamamlanıyor. Ardından da eğitim dönemi başlıyor. Uzmanlar tarafından sıkı bir eğitime tabi tutulan gençler, İsraillilerin sahip olduğu silahlara karşı savaşma kapasiteleri deneniyor. Ardından da İslam alimleri tarafından akidevi ve imani bir eğitime tabi tutuluyorlar."

Ebu Muaz çok önemli bir başka hususa da dikkat çekiyor: "Hiçbir Kassam mücahidi birbirini tanımıyor. Eğitimi ya çok az kişiyle birlikte ya da tek başlarına alıyorlar. Eğitim alırken maskelerin çıkartmıyorlar. Ayrıca eğitim alanları genellikle evlerinden çok uzak bir bölgede bulunuyor. Bunun nedeni ise şehadet eylemcilerinin genelde yakalanma riskinin yüksek olduğu İsrail ordu birimlerine yakın bölgelerde bulunuyor olmalarından kaynaklanıyor. Tutuklandıklarında işkence altında direnseler bile İsrail ordusunun çeşitli kimyasal ilaçlar kullanarak çözme tekniklerinde konuşturulabiliyorlar. Bunun önüne geçmek için kişilerin birbirlerini tanımalarını engelliyoruz."

Ebu Muaz, her feda eylemcisinin kendine has silahları ve malzemesi olduğunu ifade ediyor. Her savaşçının üzerinde bombalı kemer bulunuyor. Bu kemerler savaşçının ağırlığı ölçüsünde oluyor. Örneğin bir mücahit, kendisine verilen bombalı kemeri taktıktan sonra düşman güçlerine dağa ağır kayıplar verdirmek için daha ağırının kendisine verilmesini istemiş.

Kassam yetkilisinin ifadesine göre, feda eylemcilerinin tamamının hayatı, direnişle geçiyor. Bir kısmının masraflarını, mali durumu yerinde olan iş adamları ya da esnaf karşılarken bazıları masraflarını kendisi karşılıyor."

Eylemciler son derece rahat
Ebu Muaz'a göre 'hayalet savaşçılar' İsrail ordusuna o denli yakın yerlerde bulunuyorlar ki bazen 48 saat boyunca onlara iki metre mesafede durabiliyorlar. Bu süre içerisinde sadece su ve hurmaya besleniyorlar.
Ebu Muaz, feda eylemcisi mücahitlerle irtibatın diğer direnişçilere ait iletişim hattından ayrı bir hattan yapıldığını belirterek, mücahitlerle konuştuklarında morallerinin son derece yüksek olduğu gördüklerini ve hatta bazen şakayla karşılık verecek kadar motivasyonlarının yüksek olduğunu kaydediyor. Ebu Muaz, "Biz onlara moral vermek isterken, onlar bize moral veriyorlar, onların bu sarsılmaz imanları karşısında hayretler içerisinde kalıyoruz." şeklinde konuşuyor.

Ebu Muaz sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bir feda eylemcisi yerine bir başka feda eylemcisi gelmeden yerini terk etmiyor. Gizlendikleri çukurlara, İsrail kameralarının ya da keşif uçaklarının fark edemeyeceği gizli ve özel yollardan ulaşıyorlar."

Tuzak bombalı şehadet eylemcileri
Ebu Muaz, şehadet eylemcilerinin sadece çukurlarda bekleyen bu özel yetiştirilmiş kişilerden ibaret olmadığını ayna zamanda İsrail askerlerinin arasına dalarak onları imha etmek için 24 saat üzerinde bombalarla bekleyen İzzettin el-Kassam mücahitleri olduğunu da sözlerine ekledi.

Ayrıca özel komando eğitiminden geçirilmiş ve her türlü silahla donatılmış savaşçıların da bulunduğunu belirten Ebu Muaz, bu özel birliklerin görevinin işgal güçlerinin sığındığı yerleri tespit ederek buralara saldırılar düzenlemek, siyonist güçlerin bulunduğu yerlerin yakınlarına mayınlar döşemek ve gerektiğinde İsrail askerlerini kaçırarak esir almak olduğunu kaydetti.

Kassam komutanı, "Özel birlikler, bu aşamada sadece İsrail askerlerinin saldırılarını püskürtmede kullanılıyorlar. Şu an saldırıların artırılması yönünde bir işaret bekliyorlar, işaret geldiğinde görevlerini yerine getirecekler." ifadelerini kullanıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.