(anadoluhaber) İş yapan hata yapacaktır..

İş dünyasındaki bir anlayışa göre; iş yapan hata yapacaktır. Bir kişi hata yapmıyorsa is yaptığından şüphe edebilirsiniz. Thomas Edison'a, 999 denemeden sonra yaptığı bininci deneyde ampulü bulmasıyla ilgili olarak söyle bir soru yöneltmişler:
999 kez hata yapmanıza rağmen, bininci deneyi yapacak gücü nereden buldunuz?
Edison su yanıtı vermiş:
Ampulün icadı bin aşamalı bir süreçti. Hata gibi görünen ilk 999 asama, bininci ve son asamaya götüren öğrenmelerle doluydu. 3M firmasının, hatalar nedeniyle bugünlere geldiği anlatılır.
Örneğin, ofislerde üzerine küçük notlar yazmak için kullandığımız Post-it'ler bir hata sonucu bulunmuştur. 1900'lerin başında 3M şirketinin yöneticileri, araştırma geliştirme (ar-ge) bölümüne dünyanın en güçlü yapışkanını geliştirme talimatını verirler. Yapılan uzun çalışmalardan sonra ar-ge bir yapışkan geliştirir. Ancak buldukları yapışkan, dünyanın en güçlü yapışkanı olmak bir yana, en zayıf yapıştırıcısıdır. Öyle ki, küçük bir bebek bile yapıştırılan nesneyi iki parmağıyla hafifçe çektiğinde nesne kolaylıkla gelmektedir. 3M şirketi, eğer ar-ge ekibini hatasından dolayı cezalandırsaydı ve buluşlarını çöpe atsaydı, bugün 3M firmasını dünyaya dağıtan ve en büyük şirketlerinden birisi yapan Post-it kağıdı olmayacaktı. Bugün dünya şirketleri, hata yapanları cezalandırmıyor. Tam tersine, hata yapmayanları bünyelerinde barındırmıyorlar. Hata yapmamanın iki nedeni olabilir: Birincisi, is yapmayanlar hata yapmaz. İkincisi, risk almaktan çekinenler hata yapmaz. Hata yapma pahasına risk alma kültürü, bugünün is dünyasında yaygınlaşıyor..
 
Alıntı


Toplum olarak iş yapanların açıklarını aramak yerine iş yapmayanları iş yapanlara engel olanları sorgulamalıyız diye düşünüyorum.
 
2004 tarihli eski bir yazı günümüzü çok güzel özetliyor.
 
Treni kaçırtanlara kim hesap soracak?
 
Bürokraside yaygın bir inanç vardır; iş yapmazsan başın ağrımaz.. Kimse sana geçmişle ilgili hesap sormaz.. Bugüne kadar hep çivi çakandan hesap sormaya kalktık.. 'Çiviyi nereden aldın, neye göre aldın, niye oraya çaktın da buraya çakmadın' diye bir yığın soru sorduk..
Kimilerini haksız yere suçladık.. Kimilerini de sorgulamakta haklıydık.. Ama yapılmayan, geciken işlerin nedenini tartışmadık.. Sonuçlarını kabul ettik, katlandık, faturasını ödedik ama Türkiye'ye neler kaybettirdiklerini yüzlerine vurmadık..
Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin diyor ki: 'Telekom'un özelleştirilmemesine yanarım.'
Başkan, kaçırdığımız fırsatı bakın nasıl anlatıyor:
"Özelliştirme davalarında benim çok muhalefetim oldu. Melesa Telekom konusunda zamanın Başkanı Yekta Bey'le Sezer'in görüşlerini hiç tasvip etmedim. Karşı oy kullandım. Çok doğru yaptığımı bugün daha iyi anlıyorum. Telekom o zaman 20 milyar dolar ediyordu. Şimdi indi iki milyar dolara."
10 yıl önceye dönelim.. Türkiye en büyük özelliştirmesini başarsaydı arkası gelecekti.. Telekom kırılma noktası olacaktı.. Telekom'u artçı özelleştirmeler izleyecekti.. Çünkü 1990'lı yıllarda dünya konjonktürü buna uygundu.. Şimdi değil.. Çok sayıda yatırımcı gelecekti.. Sermaye piyasası derinleşecekti.. Hiçbiri olmadı..
Tren kaçtı..
O günleri hatırlayın.. Stratejik önemi var diye karşı çıkılmıştı.. Sonra devreye mobil telefonlar girdi.. Telekom cazibesini yitirdi.. Stratejik önemi de kalmadı..
Tekel de öyle.. Tekel, Tekel iken özelleştirilseydi, 10 milyar dolar ederdi.. Şimdi etmiyor..
Tüpraş'ın durumu Tekel'den farklı mı? Zamanında özelleştirilmedi, teknolojisi eskidi..
Yani Türkiye 1990'lı yılların ilk yarısında eline geçen büyük fırsatı harcadı..
Bedeli ağır oldu..
Özelleştirmesini tamamlamış bir Türkiye, belki 2001 krizini de yaşamazdı.. İşsizler ordusuna 2.5 milyon kişi daha katılmazdı..
Kişi başına düşen gelir 3 bin 300 dolar değil de 6-7 bin dolar olurdu.. Devlet de hakimine, savcısına polisine, öğretmenine, doktoruna daha fazla ücret verirdi..
Daha yüksek maaş vermeye gücü yeterdi..
Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin diyor ki: "Bırakın zenginleri, orta hallilerin çocukları bile yargıya girmiyor. Diyelim ki adli yargıya girdi. 2 sene staj yaptıktan sonra 5. bölgeye, mesela Çukurca'ya gidecek. Alacağı maaş 750 milyon lira. Hangi ana-baba çocuğunu gönderir?"
Telekom'u sattırmadık.. Özelleştirmeyi durdurduk.. Peki kamu mallarının peşkeş çekilmesini engelledik diyenlere.. Türkiye'yi hareketsiz bırakanlara.. Yelkenlerini doldurmasını engelleyenlere soru sorma hakkımız yok mu?
Örneğin Mümtaz Soysal'a.. Örneğin Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden'e..
Elinize ne geçti diye sormak hakımız değil mi?
Türkiye artık sadece iş yapandan değil, yapmayandan da yaptırmayandan da hesap sormalı..
Telekom'la kaçan fırsat, kaybedilen para somut bir örnek değil mi?

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.