T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Eziklikten Kurtulun Artık!

Uluslar arası sözleşmeleri, Cenevre Konsorsiyum'unu ve İnsan Hakları ilkelerini çiğneyerek, yasaklanmış Fosfor bombaları ile çocukları ve kadınları soykırıma tabi tutan İsrail'in uluslar arası arenadaki sıkışmışlığı artıyor. Avrupa Birliği liderlerinin, Gazze soykırımını gündemlerine almaması, Batılı medyaların olayı geçiştirmesi, Amerikan medyasında ise sadece ekonomik krizin haber olduğunu, 3 hafta süren İsrail vahşetinin haberlere bile yansımadığını unutmamak gerekiyor. Öyle ki The Wall Street Journal gazetesinin Avrupa baskısında, Gazze trajedisi şu manşetle verilmişti: "İsrail'in bombaları bile Hamas'ın roket yağmurunu durduramıyor!"

DÜNYA İSRAİL'E TEPKİLİ

Dünyanın dört bir yanından Siyonist terör devletine karşı yükselen sivil tepkiler, Türkiye'den Ortadoğu'ya, Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar sokaklarda devam ediyor. Demokrasiden, çoğulculuktan, insan haklarından dem vuran Batılı yönetimlerin İsrail'in ırkçı faşist saldırganlığı karşısında seslerinin çıkmaması, İsrail'in BM kararlarını hiçe sayması ve ABD'nin İsrail'e verdiği sınırsız kredisi, insanlığın ortak vicdanını harekete geçirdi.

Geçtiğimiz hafta İsviçre'nin Davos kentindeki Dünya Ekonomik Forumu kapsamında düzenlenen "Gazze: Ortadoğu'da Barış Modeli" başlıklı oturumda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında yaşanan gerginlik, Yunanistan'dan Küba'ya kadar İsrail'e tepkili insanların olumlu tepkisini aldı. Davos'taki Gazze oturumunda, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in küstahça ve terbiye sınırları dışında, bir ülkenin başbakanına karşı sesini yükseltmesi ve parmağını sallayarak konuşması büyük nefret çekti.

Oturum yöneticisi David Ignatius'un da Peres'i kollayarak, oturumun diğer konuşmacılarının sözlerini kesmesine sinirlenen Başbakan Tayyip Erdoğan, Peres'in yüzüne karşı İsrail'in insan öldürmeyi iyi bildiğini söyledi. Gazze'deki vahşet karşısında yüreği sızlayan, aklı selim sahibi herkes Peres'e büyük tepki göstererek, Başbakan'ın tavrını olumlu buldu.

Ancak yıllardır, Batı dünyası ile her ilişkide ezik bir aşağılık kompleksi ile hareket eden ve Türkiye'yi her şeye rağmen Batı kompartımanına mahkum etme anlayışına sahip bir kesim, Davos olayında da bu aşağılık kompleksini gösterdi.

OSMANLI BAKİYESİ TÜRKİYE

ABD ile Irak işgali sırasında yaşanan tezkere krizinde, ABD'nin Türkiye'yi cezalandıracağını, Tezkere'yi reddetmenin hesabını Türkiye'nin çok ağır ödeyeceğini iddia eden bu kesim, Davos olayında da Peres'e "sen" diye hitap edilemeyeceğini ve açık açık İsrail'in bu tavrın hesabını Türkiye'den soracağını söyleyebilmiştir.Soğuk savaş döneminin siyah-beyaz ayrımından kurtulamamış, zihnen o yıllarda donup kalmış birçok emekli diplomatın, aydının ve gazetecinin ürkek algılayışları, güncel siyasi algılamaların düzeyine maalesef erişemedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nun bakiyesi bir ülke olduğunu ve kadim devlet geleneğine yaslandığı gerçeğini göremeyen zihni miyopların, büyük devlet refleksinden bihaber olduğunu vurgulayan siyaset bilimcileri, Batılı her güç karşısında özür dileyerek geri çekilmenin "gerekliliğini" vurgulayanların, Türk milletinin iradesi ile de alay ettiğini ifade ediyor. Örneğin CHP Milletvekili Onur Öymen, "Peres'e sen diyemezsin!" diyerek Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e, sen diyerek hitap etmesinin diplomasiye uygun düşmeyeceğini iddia etti.

Bu hareketin 'Türkiye'ye pahalıya mal olacağını' söyleyen ve aynı zamanda emekli büyükelçi olan Öymen, İsrail'in insanlık dışı saldırılarının ayrı bir iş olduğunu iddia ederek Nobel ödüllü Peres'e 'sen' diye hitap edemeyeceğini öne sürdü. Peres'in bile telefon açıp özür dilediği bir ortamda, diplomatik nezaket tutuculuğu ile hareket edenlerin, hala "sen demek ayıp" klişesinden sıyrılamaması da bu Batılı komplekslere sahip bilinçaltı hakkında önemli ipuçları veriyor.

Peres özür dİledi, bİzİmkİler ürktü!

İsrail, tüm Ortadoğu ve İslam dünyası ile düşman iken Türkiye'nin bu dünya ile ara buluculuğuna muhtaç olduğu bir gerçek. Emekli büyükelçilerin ve bazı gazetecilerin ısrarla "Türkiye'nin İsrail'den özür dilemesi gerekir" şeklindeki açıklamalarının aksine, İsrail Cumhurbaşkanı Peres bile bu gerçeğin farkında olarak telefonla özür diledi. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in telefon konuşması şöyle: "Dostlar arasında böyle şeyler olur, bugün olanlar için son derece üzgünüm. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Başbakan olarak size olan saygım ve takdirim hiçbir zaman değişmedi.

İSRAİL, TÜRKİYE'YE MUHTAÇ!

Davos'ta yaşananların İsrail ile Türkiye arasında diplomatik kriz meydana getireceğini,, Türkiye'nin uluslar arası arenada prestijinin sarsılacağını iddia eden "monşerler"in aksine, birçok dış politika uzmanı, Davos'taki gelişmenin hiçbir politik yansıması olmayacağını, zihnen 20 yıl öncesinde kalanların iddiasının gerçekleşmeyeceğini vurguluyor ve İsrail'in zaten hızla etrafına duvar ören, sorunlu bir ulusal güvenlik devletine dönüştüğüne dikkat çekiyor. Yani İsrail'in, kendine destek olmayan dünyanın hiçbir ülkesi ile diplomatik hiçbir ilişki içerisine girmemeye çalıştığı kaydediliyor. Dış politika uzmanları ve uluslar arası siyaset bilimcileri, Bölgemizde taraflar arasında çatışmalar ve görüş ayrılıkları olsa dahi, İsrail'in, Türkiye ve Araplar ile bir arada yaşamak zorunda olduğunu ifade ediyor.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu:

Zulme karşı olmak gibi bir dertleri yok!

Türkiye'de, ABD, İsrail ve Batılı ülkelerle ilişkilerde hep aşağılık kompleksi ile hareket edenler var. Her zaman Batı'yla bütünleşmeyi arzu ediyorlar. O bütünleşmede ise İsrail kilit rolü oynuyor. Böyle bir tavır göstermeleri beklenen bir şey. Her zaman da böyle olmuştur. Batı'yla ilgili konularda hep çıkarlar gündeme geliyor. Zulüm ve haksızlık gündemlerinde yok. Bir haksızlığa karşı çıkmak gündemlerinde yok. Bizim temel prensiplerimizle bakıldığında kabul edilebilecek bir şey değil. İnsan haklarını gündeme getirmezler. Adaleti getirelim demezler. Zulüm ortadan kalksın, huzur ortamı oluşsun diye bir dertleri yok. Hamas'ın terör örgütü olduğunu söylüyorlar. Peki, uluslar arası anlaşmaları tanımayan İsrail'e niye hiç ses çıkarmıyorlar. Oysa İsrail kuruluşu sırasında Filistin halkına yaşam hakkı tanıyacağına söz vermişti. Bu şekilde kuruldu. Ancak şimdi Filistinlilere her türlü zulmü yapıyorlar. Neden bunu gündeme getirmiyorlar?"

Star Gazetesi Yazarı Mustafa Erdoğan:

İsrail'e endeksli dış politika yürütme zorunluluğu mu var?

Paneldeki konuşmasında ülkesinin Gazze'ye saldırısını hararetle savunan ve Başbakan Erdoğan'a karşı sesini yükselten İsrail Cumhurbaşkanı Perez daha sonra bu tutumundan dolayı Erdoğan'ı arayarak özür diledi. Buna karşılık, Türkiyeli kimi yorumcular -saçmalayan 'uluslararası ilişkiler' profesörleri dahil- olayın bu şekilde gelişmesinin suçunu Başbakana yükledi ve bunun Türkiye'nin dış politikasını darbeleyeceğini buyurdular... Şimdi, Amerika ve İsrail'in bu görüşe şiddetle karşı çıkmaları anlaşılabilir bir şeydir. Buna karşılık, bu fikri yanlış bulan kimselerin Türkiye'de de bulunması şaşırtıcı. Şaşırtıcı, çünkü, Filistin halkının iradesini dışlayarak onun barışın aktif bir tarafı haline nasıl getirilebileceğinin gerçekten açıklanmaya ihtiyacı var. Bunlar, Türkiye'nin dış politikasını İsrail'e endeksli olarak yürütme diye bir zorunluluğu olduğunu mu düşünüyorlar?

Akşam Yazarı Ali Saydam:

'Ecnebi Türk aydınları' sindiremedi

Kimse Şimon Peres'in özellikle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı hedef alarak, 25 dakika boyunca sergilediği 'agresyonu' (saldırganlığı) tartışmıyor. Çünkü büyük devletlerin ve onların himayelerindeki ülkelerin bize 'fırça' atmasına alışmışız. Temsilcilerimizin ezberlerinde her 'fırça' yiyişte, son derece kibar ve 'asilce', 'üzüntülerini bildirmek' var sadece. Dış politika konusunda hiçbir şey bilmiyorsanız, 'medya maydanozu' diye adlandırılan eski emekli sefirlerimizin ve politikacılarımızın ne dediklerine bakacaksınız. O sefirlerimizin dile getirdikleri ezberlerin tam tersini savunun, hemen doğru yolu bulursunuz. Başbakan'ın Davos'taki 'çıkışı' konusunda o sefirlerimiz ağız birliği halinde 'Mahvolduk, perişan olduk, rezil olduk, İsrail'le ilişkilerimiz bir daha asla düzelmeyecek şekilde bozuldu!' buyurdular... Onlara inat, dün İsrail'in Ankara Büyükelçisi kalktı şunu dedi: 'Olur böyle şeyler. Türkiye ile İsrail arasında her zaman görüş ayrılıkları olmuştur. Her şeye rağmen ilişkilerimiz mükemmel bir şekilde yürümüştür. Şimdi de o noktaya gelinecektir.' Yani Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta ortaya koyduğu tavır aslanlar gibi sindirilmiştir. Kimin tarafından? İsrailli resmi ağızlar tarafından. Peki, kim sindirememiştir o tavrı? Türkiye'nin 'Haddini bilmesi gerektiğini' düşünen Batılılar ve kafaları, ruhları onlarla senkron çalışan 'ecnebi Türk aydınları' sindirememiştir.

Ortadoğu Uzmanı gazeteci Hüsnü Mahalli:

Türkiye'yi aşağılıyorlar!

Bazı uzman ve aydın geçinen kişiler Türkiye'yi aşağılamak, küçük görmek ve Türkiye'yi farklı yerlere koyma anlayışından vazgeçmiyorlar. Şunu anlamıyorlar; Türkiye başkalarının talimatıyla politika üretecek değil! Katil Peres, Başbakan Erdoğan'ı eleştirsin ve o da sessiz kalsın istiyorlar. Bu kişiler Peres'in bağırmasına ses çıkarmıyorlar ama Erdoğan'ı eleştiriyorlar. Bu topraklardan birilerinin Emperyalist düzene dur demesi gerekiyordu ve bu tarihsel bir olaydı. Hiç kimse korkmasın. Dik durdukça, Türkiye giderek yükselecektir ve bölgede Türkiye'siz bir siyaset şekillenmeyecektir. Türkiye'nin Osmanlı'dan gelen tarihi bir misyonu vardır. Erdoğan'ın göstermiş olduğu tavır, normal olarak yapılması gereken tavırdı.

Zaman Gazetesi Yazarı M. Nedim Hazar:

Eziklik kompleksi, kepazelik!

Ezikliğin, kendi kimliğinden utanmanın artık kepazelik boyutuna ulaştığına şahit oldu tüm Türkiye. Başta Andıç grubunun ezik kalemleri, televizyoncuları, yorumcuları Başbakan'ın tam da 'Almayın bu gazeteleri' dediği hafta içinde ne kadar haklı olduğunu kanıtladılar. Bu nasıl bir eziklik kompleksinden, nasıl bir kendi dininden, kimliğinden, milletinden, ülkesinden, hükümetinden, başbakanından utanmaktır Yarabbi! Holding medyası Gazze vahşeti boyunca İsrail'i haklı gören görüşleri ağızlarında geveleyip durdu. Bazıları hiç utanmadan İsrail'i kutsama girişimlerinde bile bulundular. Köksüzlüğün, omurgasızlığın ve aidiyet kompleksinin bu kadarını tarih kaydediyor şüphesiz. İsrail'den daha fazla Yahudi muhibbi olan bu medya için sadece acıyabilirim ben.

"FATURASI AĞIR OLUR" DİYENLER

Emekli Büyükelçi ve CHP Milletvekili Onur Öymen:

Peres'e 'sen' diyemez

Kalkıp Gazze'ye şiddet yoluyla bir devlet kurmayı isteyen bir örgütün sözcülüğünü yapıyorsunuz. Diplomaside karşınızdakine 'sen' diye hitap edilmez. Türkiye, Ortadoğu'da arabulucu ve çözüme katkıda bulunma fırsatını kaybetmiştir.

Gazeteci Mehmet Ali Birand:

Bunun faturası olur

Başbakan, heyecana kapıldı. Ama bunun bir faturası var. Türkiye, İsrail'e sırtını dönerek hayatına devam edemez. Eğer Başbakan bu retoriği devam ettirirse o zaman Türkiye'nin dış politikasındaki dengeler değişir. Erdoğan 'büyük gözaltı'na alınır.

Emeklİ Büyükelçi İnal Batu:

Başbakan Erdoğan, maksadını aştı

Maalesef Başbakan çok fevri bir insan. Orada da maksadını aşan tavırlar sergiledi. "Davos benim için bitmiştir." dedi. Davos sadece Peres'ten ibaret değil. Önce Türkiye'nin, sonra Hamas'ın çıkarları düşünülmelidir.

Emekli Büyükelçi Özden Sanberk:

Şimon Peres'in konuşması tutarlı

İsrail Cumhurbaşkanı'nın konuşması kendi içinde tutarlı. Başbakan öfkesine hakim olamadı. Haklıyken haksız duruma düştü. Dinleyenleri insanlık suçu işlemekle itham etti.

Emekli Büyükelçi İlter Türkmen:

Bu bir Arap-İsrail meselesi

Bu bir Arap-İsrail meselesi. Bu bir siyasi meseledir. Bu öfkeli tutumun çok yansımaları olacak, vahim bir durum. Ama ne olursa olsun iki ülke arasında sert rüzgârlar esecek. Ne lüzum var Türkiye'nin Hamas ile özdeşleşmesine?

Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel:

Kriz derinleşecek

İsrail ile Türkiye arasında Gazze sorunu ile başlayan kriz bence daha da derinleşecek. Bu tavır devlet adamlığına ve uluslararası politik davranışa sığmayan bir gösteri oldu. Öfkesini böyle uluslararası toplantıda nasıl kontrol edemedi, hayret içindeyim.

MİLLİ GAZETE

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.