Saadet mitingi desteklenmelidir

Saadet mitingi desteklenmelidir

Halkın oylarıyla yedi yıldır tek başına genel ve yerel iktidarı elinde
bulunduran AKP'nin Türkiye'yi getirdiği nokta çok net ortadadır.
Ekonomi dipte ve işsizlik çığ gibi büyüdü. İnsanlar aç ve yoksul. 20
milyon açlık ve yoksulluk sınırında inim, inim inliyor. Yaşanan maddi
sıkıntılar vatandaşta bir çok manevi tahribat da yapmakta.
Mahkemelerde icra, iflas ve boşanma dosyaları rekora koşuyor.
Televizyon ekranları ve gazete manşetleri her gün bir aile faciası
haberleriyle süslü. Vatandaşların gelecekten umudu da kalmadı. Ne
yazık ki bu vahim tablo karşısında AKP iktidarı çareyi bulamamakta.
Küresel kriz ABD'den çıktı bizim suçumuz yok diyerek mazeret
yaratmakta. Başbakan Erdoğan, seçim meydanlarında iş ve istihdam
alanları yaratacak projelerimiz yok demeye başladı. Muhalefetin
projesi varsa onları yapmaya hazırım yapmazsam siyaseti bırakırım
diyerek aczini ve çözümsüzlüğünü deşifre etti. Siyaset ağlama kapısı
değildir. Çare ve çözüm yeridir. Siyasetçi her türlü zorluğu aşmak
için meydanlara çıkar. Kim ne derse desin halkın birinci gündem
maddesi iş ve aştır. Başbakan Erdoğan gündemi bazı ayak oyunlarıyla
Ahmet Kaya'ya, Nazım Hikmet'e ve Kürtçe TV'ye kaydırarak bundan
kendini kurtaramaz. Özgürlükler ve demokrasi elbette aş kadar
önemlidir bunu kabul etmemek mümkün değildir. Başbakan Erdoğan sadece
özgürlükleri seçim malzemesi yapmakla bir yere varamayacağını
görecektir. Demokrasilerde en güzel olan şey alternatif ve umuttur.
Bazıları AKP'nin alternatifi yok diyerek demokrasiye kötülük
yapmaktadırlar. AKP-CHP gerilimine dayalı olarak yürütülen iki kutuplu
siyasetin yedi yıldır ülkeye hiçbir yararı olmamıştır. TBMM' de CHP ve
MHP muhalefetinin cılız kaldığı apaçık ortadadır. Zor günlerde çok
kullandığımız bir söz var ; "Bir şeyler yapmalı!.." Ne yapmalı? 29
Mart'ta; yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla samimi mücadele için.
Daha fazla özgürlük ve demokrasi için. Haklının hakkını alacağı bir
düzen için. Irak'ta, Filistin'de, Afganistan'da, Pakistan'da ülkemizin
bir aziz köşesine akan Müslüman kanlarına dur demek için. İş ve aş
için. Adalet için. Milli sanayi ve kalkınma hamlesi için. Yerli
malları üretimi ve tüketimi için. Bağımsız ve güçlü bir Türkiye için.
Yeniden Büyük Türkiye için. Yeni umutlar için. 29 Mart'ta Saadet'e de
destek vermeliyiz. Açıkçası Saadet'li belediye başkanlarına, belediye
meclis ve il genel meclisi üyelerine de oy vermeliyiz. Saadet'i ilk
Milletvekili Genel Seçimleri'nde TBMM' ye taşımalıyız. Buradan bir
siyasi öngörümü de dillendiremeden geçemeyeceğim. Eğer büyük yanlışlar
yapmazsa deneyimlerime göre Saadet ve Lideri Kurtulmuş'u önümüzdeki on
yılda siyasetin en önemli aktörleri arasında ve "Başbakan"da olarak
göreceğiz. Son söz olarak diyorum ki; Saadet'e ve diğer milli
alternatiflere oy vermeliyiz ki; AKP ve global, emperyalist güçlerin
hesabını bozalım. Bir özel not vermek istiyorum. Bu çağrımın daha iyi
anlaşılması için açıklamakta yarar görmekteyim. Benim bugün itibariyle
hiçbir siyasi parti ile kayıtlı veya kayıtsız bir bağım yok. Bence
Türkiye'nin "Milli Görüş" veya " Milli Duruş" a her zamankinden daha
fazla ihtiyacı var.

Tevfik
Diker

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.