(anadoluhaber) 28 şubat ı unutmadık unutturmayacağız!!!!!

Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ise, Türkiye tarihinde yaşanan darbelere değinerek, son olarak 28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu Kararları ile başlayan süreç hakkında, "28 Şubat, Türkiye'nin sosyolojisine müdahale etti. Hatırlıyor musunuz? Ali Kalkancı diye bir adamı çıkarttılar. Nerede şimdi Kalkancı? O zamanlar, 'şeyh', 'efendi' diye millete yutturdukları bu zat, 2 gün evvel 'Captagon' üreten bir uyuşturucu tüccarı olarak milletin karşısına çıktı. Hatırlıyor musunuz? Yeşil gözlü bir kadın vardı. Her gördüğü kameranın karşısında ağlıyordu. Elinde sopasıyla dolaşan bir adam vardı. Nerede şimdi Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz, Fadime Şahin? Yakında onlar da çıkacaklar, itirafta bulunacaklar'' dedi.
Tarihe "postmodern darbe" olarak kaydedildi...

Herşey çok sistematikti...

Gerek "sözümona" sivil toplum kuruluşları

Gerekse, medya(!) tam taşekkül hazırdı bu sürece...

Muhafazakar ve dindar insanlar bir kaşık suda boğulmaya çalışıldı...

Fırıldaklığın kralı yaşandı!

Halkın iradesi çöpe atıldı yerine silahın iradesi geldi...

Ama biz unutmadık!

Ne "sütü bozuk 28 şubat" dediği için siyaset yasaklısı olan "bekir sobacıyı" ne de "rakı getirin ulan" diyen Güven Erkaya'yı unuttuk...

Tarih tekerrürden ibaret midir bilinmez ancak, bu senaryoyu bir daha oynayacak olursa

bilsin ki biz bu filmi daha önce görmüştük!
TOKAD: 28 Şubat Sürecine ve Ergenekon’a Son!
Tokat’ta düzenlenen eylemde "28 Şubat darbe sürecine karşı İslami kimliğimizi savunacağız" mesajı verilirken, Ergenekon’da sadece kuklaların cezalandırılmak istenmesi eleştirildi.
28.02.2009 16:34

TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) tarafından Tokat Yeraltı Çarşısı üstünde düzenlenen "28 Şubat Darbe Sürecine Hayır! Ergenekon'a, Darbelere Son!" eyleminde ""28 Şubat süreci bin yıl da sürse direneceğiz" mesajı verildi. Dernek sekreteri Çetin Yıldırım tarafından okunan basın açıklamasında "Aradan geçen 12 yıla rağmen yapılan haksızlıklarda en ufak bir hafifleme dahi yaşanmamıştır. Zannetmeyin ki Firavun, Nemrut ya da Ebu Cehil ölmüştür! Bilakis onlar cahili düzenlerin çağdaş temsilcileri olarak aramızdadır ve yaptıkları ortadadır" denilerek başörtüsü yasağı, katsayı adaletsizliği, Kur'an eğitimindeki yaş engeli, İLKAV ve Özgür-Der'e açılan kapatma davaları eleştirildi. "O günün darbecileri bugün koltuklarında değilse bile 28 Şubat darbesinin halen sürmektedir. Buradan çıkarmamız gereken ders belli: Sorun darbecilerin şahsından ziyade darbeci sistemin kendisindedir! Zalimin adı değişse de, zulmün mantığı aynı kalmaktadır!" diyen Çetin Yıldırım, Ergenekon davasıyla ilgiliyse şunları söyledi: "Tarihi bir fırsat zindeliğini yitirmiş birkaç kişiye ihale edilerek kapanmak istenmektedir. Ergenekon davasında sadece kuklaların ipinin çekilmesine seyirci kalamayız. Kuklalar kadar onların efendileri de suçludur! Darbeye zemin hazırlayanlardan önce darbecilerin kendileri suçludur!"

 "Bugüne kadar yapılan her darbenin istisnasız halka karşı yapıldığı ortadadır. Halkın emeği ve ekmeği üzerinden güç, servet ve iktidar üretenlerin, halkın inanç ve değerleriyle "irtica" ve "bölücülük" gibi sahte yaftalamalarla nasıl mücadele ettikleri ortadadır. Türk-Kürt, Sünni-Alevi, laik-antilaik gibi kamplaşmalar üreterek nifak tohumları ekenlerin istediği ortam sadece darbe düzenini ayakta tutmaya hizmet edecektir. İçinde bulunduğumuz süreçte tüm bu kirli oyunlar net biçimde ortaya koyulabilecekken, siyasi ve toplumsal irade temel sorunlarını sahiplenmekten korkmaktadır! Oysa mazlumun korkusu yalnızca zalimin cesaretini arttırır. Bu sebeple Türkiye'nin tüm duyarlı, onurlu ve vicdan sahibi insanlarını darbecilerle ve darbeci resmi ideolojiyle yüzleşmeye ve hesaplaşmaya çağırıyoruz." diyen Yıldırım TOKAD adına yapılan açıklamayı şöyle bitirdi: "Sorunlarımızın çözümü sorumluluk almaktan geçer. Darbe süreçlerini devam ettirerek halk üzerinde hükümranlık sürenlerin, emeklerimizi sömürenlerin, haklarımızı gasp edenlerin oyunları; ancak meşruiyetini haklılığından alanların vereceği adalet ve özgürlük mücadelesi ile bozulabilir."

Eylemde "28 Şubat darbe sürecine karşı İslami kimliğimizi savunacağız" ve "Başörtüsüne kayıtsız şartsız özgürlük" pankartlarıyla "28 Şubat süreci bin yıl da sürse direneceğiz", "Küresel 28 Şubat'a Küresel İntifada!","Ergenekon'a, Darbelere son", "İLKAV ve ÖZGÜR-DER susturulamaz!", "Her türlü zulme, haksızlığa ve adaletsizliğe lâ diyoruz" ve "Başörtüsü yasağına, katsayı haksızlığına son" dövizleri taşındı. "Darbeciler halka hesap verecek!", "Zulme karşı omuz omuza!", "Darbeciler halkı yıldıramaz!", "Yaşasın başörtüsü mücadelemiz" şeklinde sloganlar atılan eylem tekbirlerle son buldu.

Basın açıklamasının tam metni

28 Şubat Darbe Sürecine Hayır! Ergenekon'a, Darbelere Son!

Bugün 28 Şubat. İslami inançlarımıza, haklarımıza ve özgürlüklerimize karşı yapılan zorbaca bir darbenin yıl dönümü. "İrtica" bahanesiyle halkın değerlerine bin yıl sürecek bir savaş ilan edilmesinin ardından tam 12 yıl geçti.

O günlerde İslami kimliğimizi tahkir eden açıklamalar yapanlar, başörtülü kardeşlerimize her türlü zulmü reva görenler ve Kur'an eğitimi için yaş sınırı koyanlar, halkın yaptırdığı İmam-Hatip okullarını kapatmaya çalışanlar; bugün Ergenekon davasında karşımıza çıkıyor. Dün baskı ve yasaklarla, "iç düşman" ve "öncelikli tehdit" gibi fişlemelerle halkı sindirmeye çalışanların kirli ilişkileri, düşmanca planları ve yeni darbe girişimleri ortaya saçılıyor.

Buna karşı; Müslüman kimliği, İslami inancı ve değerleri yok sayılmaya çalışılan bizler, bugün hâlen meydanlardayız; tevhid, adalet ve özgürlük için verdiğimiz haklı mücadelemize devam ediyoruz.

TOKAD olarak ilan ediyoruz ki: 28 Şubat sürecinde yaşananları unutmayacağız, unutturmayacağız; affetmeyeceğiz! Halkın vicdanında çoktan mahkûm olmuş 28 Şubat darbesini ve o darbenin arkasındaki güç odaklarının yaptıklarını her daim hatırlayacağız ve hatırlatacağız.

Onlar ki; tesettürümüzü, çağdışı ilan etmiş; hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde başörtümüzü yasaklamış; kamusal alan yalanıyla on binlerce kardeşimizin hakkını gasp etmiştir!

Onlar ki; halkın yokluklar içinde yaptığı İmam-Hatip okullarının orta kısımlarını kapatmış; üniversite sınavlarında katsayı engeli koyarak çocuklarımıza karşı apaçık bir ayrımcılık uygulamışlardır!

Onlar ki; Kur'an eğitiminin önüne yaş engeli koymuşlar ve çocuklarına dini eğitim veren masum insanları suçlu gibi göstermişlerdir!

Onlar ki; Kur'ani bir kavram olan ve bizim dünya Müslümanlarıyla kardeşliğimize işaret eden "ümmet"i, bölücülük sayabilmişlerdir!

Onlar ki; sırf Allah yolunda yaşadıkları ve insanları Allah'ın dinine çağırdıkları için yüzlerce, binlerce insanı yargısız infazlara maruz bırakmışlar; özgürlüklerini, eğitim ve çalışma haklarını hukuksuzca ellerinden çalmışlardır!

Onlar ki; ekonomik krize sebep oldukları dönemlerde dahi servetlerine servet katmışlardır!

Bu zulüm listesi uzayıp gitmektedir ve aradan geçen 12 yıla rağmen yapılan haksızlıklarda en ufak bir hafifleme dahi yaşanmamıştır.

Zannetmeyin ki Firavun, Nemrut ya da Ebu Cehil ölmüştür! Bilakis onlar cahili düzenlerin çağdaş temsilcileri olarak aramızdadır ve yaptıkları ortadadır: 

"Milli çıkar" diyenlerin, "ulusalcılık" yapanların ABD ve İsrail lobileriyle nasıl iş tuttuklarını görüyoruz. Ve bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki: Bugün Filistinli, Gazzeli kardeşlerimizi bombalayan katil İsrail uçakları Konya ovasında eğitim uçuşları yapabiliyorsa, bunun suçlusu 28 Şubat darbecileridir!

Başörtüsü yasağı, kaldırılması dahi teklif edilemez bir hale gelmiştir. Onca açılıma rağmen bu sorun yok sayılmaktadır. Üniversite sınavında hâlâ on binlerce İmam-Hatip öğrencisi katsayı adaletsizliğine uğramaktadır.

Eğitim sistemindeki ideolojik baskılara ve dayatmalara tavır aldıkları, sistemin sahte kutsallarına dokundukları ve neslin ifsadına karşı ıslah çağrısı yaptıkları için İLKAV ve Özgür-Der gibi kuruluşlar kapatılmak istenmektedir. Daha birkaç gün önce, Erzincan'da dokuz kişi küçük yaştaki çocuklara dini eğitim verdikleri gerekçesiyle tutuklanmıştır. Tüm bu yaşananlar, o günün darbecileri bugün koltuklarında değilse bile 28 Şubat darbesinin halen sürdüğünün delilidir.

Bizim buradan çıkarmamız gereken ders ise bellidir: Sorun darbecilerin şahsından ziyade darbeci sistemin kendisindedir! Zalimin adı değişse de, zulmün mantığı aynı kalmaktadır!

Bugüne kadar hiçbir darbenin hesabı sorulamadığı için, her darbe bir sonraki darbeye yardım ve yataklık etmiştir. Ve bugün geldiğimiz noktada, Ergenekon davasıyla darbecilerin kuklaları ele geçmişken; ipin ucuna gitme cesareti gösterilememektedir. Tarihi bir fırsat giderek kaosa dönüştürülmek ve zindeliğini yitirmiş birkaç kişiye ihale edilerek kapanmak istenmektedir. Sanki darbe döneminde profesyonelleşebilmek için çürük elmalar ayıklanmaktadır. Ergenekon davasında sadece kuklaların ipinin çekilmesine seyirci kalamayız. Kuklalar kadar onların efendileri de suçludur! Darbeye zemin hazırlayanlardan önce darbecilerin kendileri suçludur!

Unutulmasın ki; 28 Şubat darbesine zemin hazırlayan tavşanlar, bugün Ergenekon'un şapkasından çıkmaktadır. Şayet Ergenekon sürecinde sonuna kadar gidilemezse, darbeci mantık tasfiye edilemezse gün gelecek bugünkü Ergenekoncuların yerini yenileri alacaktır ve yeni darbelere onlar zemin hazırlayacaktır! Bu gerçeği yok sayan AK Parti Hükümeti, 28 Şubat'tan dersini iyi almalı, yanlış uzlaşıların peşinden gitmeyi derhal bırakmalı ve siyasetini darbecilerin değil halkın beklentilerine göre yürütmelidir.

Bugüne kadar yapılan her darbenin istisnasız halka karşı yapıldığı ortadadır. Halkın emeği ve ekmeği üzerinden güç, servet ve iktidar üretenlerin, halkın inanç ve değerleriyle "irtica" ve "bölücülük" gibi sahte yaftalamalarla nasıl mücadele ettikleri ortadadır. Türk-Kürt, Sünni-Alevi, laik-antilaik gibi kamplaşmalar üreterek nifak tohumları ekenlerin istediği ortam sadece darbe düzenini ayakta tutmaya hizmet edecektir.

İçinde bulunduğumuz süreçte tüm bu kirli oyunlar net biçimde ortaya koyulabilecekken, siyasi ve toplumsal irade temel sorunlarını sahiplenmekten korkmaktadır! Oysa mazlumun korkusu yalnızca zalimin cesaretini arttırır. Bu sebeple Türkiye'nin tüm duyarlı, onurlu ve vicdan sahibi insanlarını darbecilerle ve darbeci resmi ideolojiyle yüzleşmeye ve hesaplaşmaya çağırıyoruz.

Sorunlarımızın çözümü sorumluluk almaktan geçer. Darbe süreçlerini devam ettirerek halk üzerinde hükümranlık sürenlerin, emeklerimizi sömürenlerin, haklarımızı gasp edenlerin oyunları; ancak meşruiyetini haklılığından alanların vereceği adalet ve özgürlük mücadelesi ile bozulabilir.

 

Çetin Yıldırım
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği


 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.