T a r a f s ı z D e ğ i l i z

(anadoluhaber) ÇORUM'A AK PARTİ'NİN BAŞARAMAYACAĞINI GÖRDÜĞÜM İÇİN GELDİM.

Gülesin AĞBAL'IN SAADET PARTİSİ ÇORUM BELEDİYE BAŞKAN ADAYI PROF. DR. ARİF ERSOY İLE ROPÖRTAJI
http://www.corumhakimiyet.net/HaberDetay.aspx?ID=13829


Adaylık için zor ikna edildiniz, neden?
Geçmişte biz Çorum'a 100 aylık süre içinde belediye başkanlığı yaptık. 20 yıl yetecek projeler ürettik. Daha süremize 18 ay varken bizim hareketimizde bir bölünmeden dolayı o bölünmenin yol açtığı sıkıntıları bir bilim adamı olarak halka anlatmam gerekiyordu. Onun için ben 18 ay önce istifa ettim, partimizin seçimi kazanamayacağını bildiğim halde aday oldum ve o zaman yaptığımız bir plan çerçevesinde bütün il ve ilçelerde, beldelerdeki dükkânlara konuyu anlattık. Anlattığımız şey şuydu; bölünmeden sonra meydana gelen oluşum AK Parti daha önce savunduğumuz fikirleri terkettiği için, uygulayacağı politikalar uzun vadede bu ülkenin sorunlarına çözüme getiremez. Hemşehrilerimiz kucakladılar, bağırlarına bastılar, ayrılırken, ellerini sıkarken yere baktılar. Ben de dedim ki 'bunlar bize oy vermeyecek ama zararı yok, biz anlatalım'. Sonra da belediye meclisi başkanı seçemedi. Aslında istifa etmeden bütün belediye meclis üyelerimizle görüşmüştük. Sayın Başbakanımız Irak'ın işgal edildiği gün buraya geldi, dedi ki, 'eğer bizim adayımızı seçerseniz Çorum'u örnek şehir haline getiririz.' Sonra arkadaşlarımız seçildi. Sayın başkana geldim dedim ki, burada '20 yıl yetecek proje var, bu görev nöbettir. Benden önce Turan Kılıçcıoğlu bey vardı, ben geldim, şimdi nöbet sizde. Projelerin uygulanmasında ben size fahri danışmanlık yapayım. Eğer siz bunları uygularsanız Çorum sizi başına taç eder dedim. Eğer partinizde bir sıkıntı olursa Akara'da görüşürüz ama mutlaka bu projeleri uygulamamız lazım. Daha sonra arkadaşımızla görüşmedik. Ve gitmeden önce de takriben 10-12 kişi benim yerime belediye başkanı olacak düzeyde insan yetiştirdik. Bunların bir kısmı belediye meclisinde, bir kısmını belediye bünyesinde yetiştirdik. Tabi arkadaşlarımızın uygulamalarına yönelik bir şey söylemek istemiyorum. Bu süre sonunda seçimden önce ben şunu belirttim. Bizim parti bir aday çıkartır, onu destekleriz veya AK Parti'deki arkadaşlar kendi aralarında birini öne çıkartırlar o aday kazanır. Benim bütün gayem, hedefim bu hazırlanmış olan projelerin gerçekleştirilmesi. Bir de Çorum'un özel konumundan dolayı bu şehirde barış ve dayanışmayı öne çıkartan bir zihniyetin belediyeye gelmesi. Bu benim temel hedefim. Ta 94'ten beri amaçladığım bir hedef. Sebebi şu, Çorum geçmişte sağcılık, solculuk olayında çok hırpalandı. Şehirde yapay çatışmalar çıkartıldı. Bu Çorum'un ekonomik açıdan gerilemesine neden oldu. Ben bunları yakınen izliyorum, Çorum'a da sık sık geliyorum. Aday belirleme aşamasında AK Parti'nin içinde 10'dan fazla aday çıktı. Bunların hepsi tanıdığım arkadaşlar. Bunların biri üzerinde ittifak edilir diye düşündüm
 
 
Yani o süreçte AK Parti dediğiniz gibi bir aday çıkartsaydı aday olmayacak mıydınız, AK Parti'yi mi destekleyecektiniz?
Hayır, parti olarak tabiki biz aday çıkartacağız ama, birleştirici bir zihniyetin Çorum'da belediye başkanı olmasını istiyordum. Bunu Saadet Partisi de çıkartsaydı ben desteklerdim. AK Parti de çıkartsaydı aktif çalışmazdık ama hiç olmazsa gözümüz arkada kalmazdı. Çünkü Çorum çok hassas bir şehir. Tabi AK Parti'de böyle bir iç çatışma olunca, CHP'de de toparlayıcı aday görünmeyince ben endişeye kapıldım. Benim endişem şu, Çorum'da 94 öncesine dönülürse o zaman yaptığımız bütün çalışmalar bin nevi ters yöne dönecek. Partide de ısrarlı davet söz konusuydu ama benim elimdeki işlerden dolayı doğrusu arkadaşlara hep şunu telkin ettim. Bir aday çıkartın ben gelip destekleyim dedim. Onlar da bu konuda yeterince aktif çalışmadılar, bu arada da  halk kitleleri arasında gelmemi ısrarla isteyen insanlar oldu. Hasbi insanlar. Siyasetçiler hesabidir, halk ise hasbi. Bu hasbi istekler öyle bir noktaya ulaştı ki, gerçekten dayanamadım. O dönemde yapılan anketlerde AK Parti'nin yeterli bir başarı gösteremeyeceğini anladım. AK Parti, MHP veya şundan, bundan öte bu şehirde ben birleştirici zihniyetin yönetime gelmesini istiyordum. Kişiden çok böyle bir zihniyetin. AK Parti'deki bu dağılma, çözülme sürecinin oyların düşmesine neden olduğunu gördüm Çorum dışında yapılan anketlerde. Hemşehrilerimin ısrarı üzerine koşarak geldim, aday oldum.
 
 
94'te  şartlar başkaydı. CHP'li bir belediye vardı, ama şimdi AK Partili bir belediye iş başında. Değişen şartlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Tabi  o dönemde 16 yıllık CHP yönetimi vardı. Sayın Başkan vefat etti ama yerine seçilen aday yine kuvvetli bir adaydı. O durumda biz şöyle bir yol izledik, dedik ki, ortak paydalarda, ilkelerde birleşmeyi ortaya çıkardık. Kentin ortak paydalarında birleşmeyi gündeme getirdik. Sağdaki birliği o zaman sağladık. Aslında o dönemin şartları farklı ama,  o dönemde şu bir vakıaydı; şehir ikiye bölünmüştü.
 
 
Şu anda sağ yelpazedeki iktidarın partisi belediyede. Seçmende sağda birleşelim hareketini görebiliyor musunuz?
Farkındaysanız sloganımız değişti. Biz artık sağ-sol ayrımı yapmıyoruz, sağduyuda birleşme. Bir de o dönemde uyguladığımız paylaşımcı demokrasi modeli dediğimiz bir model uyguladık. Böyle bir modeli uyguluyoruz diye ilan etmedik. Dedik ki bu modeli uygulayalım, insanlar uygulamadan neticeye varsın. Bu dönemde ise hem bu model üzerinde çalıştığımızı söylüyoruz, hem uygulayacağız, hem de bilimsel çevrelerde tartıştıktan sonra kitap haline getireceğiz. Yeni modelin özelliği şu, sağcılık, solculuk bunlar artık tarihe karışmış kavramlar. Zaten bunların çıkış nedeni Fransız ihtilalinden sonra, insanlar arasında hak ve adalet bilincini köreltmek için icat edilmiş kavramlardır. Dünyada etkinliğini kaybetti, Türkiye'de anlamını yitirdi, şimdi CHP ne kadar sağcı, AK Parti ne kadar solcu. Geçmişte sağ-sol ve din inancı ile farklılıklar vardı. Şimdi onlar da kalktı. Biz bu dönemde sağduyuda birliği öne çıkardık. Bir de şehirde yaşayan insanların doğruluğuna inandığı ilkelerde birliği öne çıkardık.
 
 
94'te üzerinde birleşilen bir adayken bugün oyları bölmekle suçlanıyorsunuz. Kaderin bir cilvesi mi bu?
Kaderin cilvesi dediğiniz gibi. O zaman seçim CHP ile Anavatan arasında gidiyordu. ANAP'lılar bize sağı bölmeyin sol gelir diyorlardı. O zaman benimle beraber ev ev gezip de bu yanlıştır, böyle bir şeye kapılmayın, sağ sol kapılmayınız, mutlaka biz kazanacağız diyen arkadaşlar kendi partilerinin içinde birliği sağlamadan, dayanışmayı sağlamadan bana bölücülük ithamında bulunuyorlar. Bu fevkalâde yanlıştır. Bölücülük kavramı ihtiras sahibi olanlar, mevki-makam peşinde koşanların yaptığı bir eylem. İddiası, ideali olan insanların bölücü olması durumu söz konusu değildir. Eğer bölünme konusunda düşünürseniz, biz işin merkezindeyiz. Bölen biz değiliz, ama onu da söylemiyoruz. Dolayısıyla şu anda bu geldiğimiz nokta özellikle son 20 günden beri kazandığımız ivmede biz diyoruz ki, eğer birlik istiyorsanız gelin sağduyuda birlik olalım. Hatta daha da ileri giderek AK Parti bölücülük yapmasın diyoruz. Öyle bir noktaya geldik. Çünkü bu noktada insanlar toparlanmaya başladılar. AK Parti bu şehirde kesinlikle birlik sağlayamaz, çünkü kendi içinde birlik değil. Düşünün bu partinin kurulduğu günden bugüne kadar kaç yönetim değişti. Yönetimler arasındaki kavgayı görüyorsunuz.
 
 
Yerel seçim olsa da insanımız iktidara, genel başkanlara bakarak oy kullanır. İnsanların çoğunda bir Tayyip Erdoğan sevgisi var. Bunu  siz de gözlemliyor musunuz?
Geçen seçimlerde 2004'te şöyle bir olay yaşandı. Her şehirde adayların resmi ile Tayyip Bey'in resmi yan yana konuldu. İnsanlar hiç adaya bakmadı. Tayyip Bey'e baktılar ve onun için oy kullandılar. Ama geçen 5 yıl içinde gördüler ki Tayyip Bey Türkiye'yi yönetiyor, belediyeyi yönetmiyor. Yönetmesi de mümkün değil. Ben inanıyorum ki, o durum geride kaldı. Özellikle de Çorum için geride kaldı. Hem sayın Başbakan geldi Çorum'u örnek şehir yapacağız dedi. Çorumlular bunu dinlediler, 4 milletvekili verdiler. Belediye Başkanı da AK Parti'deydi. Şimdi yapılanlar ortada. Ben geçmişi eleştiren bir insan değilim. Bu dönemde göreceksiniz hem Çorum'da, hem de Türkiye'nin genelinde insanlar 2004 yılındaki duruma göre hareket etmeyecekler. Tayyip Bey Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıdır. Benim eski arkadaşımdır. Hatta ben şöyle diyorum, Tayyip Bey'in sözünü yerine getirelim. Sağduyuda birleşerek Çorum'u örnek şehir yapalım.
 
 
Rakiplerinizin kullandığı bir sözünüz var. Belediye Başkanlığı'ndan ayrılırken 'Taş binada yapacak bir şeyim kalmadı' demiştiniz.
Evet doğru, 20 yıla yetecek projeler üretmiştik. Bu bölünmeden dolayı gerçeği halka anlatmak için ayrılmıştım, yoksa  en azından süremi tamamlardım. Şimdi benden sonra gelenler o projeleri yapmadılar. Şehir kan kaybediyor. Ben gördüm ki arkadaşlar bıraktığımız mirası değerlendiremediler. Kendilerinin oluşturamadığı siyasi havayı da çarçur ettiler. Ben bu şehirde hayatımın en verimli zamanını geçiren bir kişi olarak tekrar koşup o yarım bırakılan projeleri tamamlamam tarihi bir görevdi. Yani arkadaşlar bunu yapsalardı, Çorum'da sağduyuda birliği sağlasalardı, bu projeler devam etseydi, hangi arkadaşımız olursa olsun biz ona destek verirdik. Nitekim de biraz önce söyledim, danışmanlık yapalım dedim. Olmadı. Onun için ben geri dönüyorum. Yoksa yani işleri bitirdim, herşey bitti niye geri dönüyorsunuz sözü, bıraktığımız miras hakkıyla yerine getirilseydi doğruydu. Ama gözünüz göre göre şehir kan kaybediyor, tekrar şehirde yapay sağcı, solcu çatışmalar körükleniyor. Böyle bir durumda ne yapmalısınız, seyredebilir misiniz?
 
 
Sizin döneminizde Belediye çok maddi güçlükler çekti. Şimdi maddi yönden iyi bir belediye var.
Maddi yönden nasıl iyi onu da bilemiyorum.
 
 
Borcu yok.
Hayır borcu var. Borçsuz belediye  yok.
 
 
Ödeyebileceği borçlar var en azından.
Hatta geçen sergiledikleri araçlarını borçla aldı. İyi geliri var doğru. AK Parti iktidarının hakkını teslim etmek lazım. Parti farkı gözetmeden her yere belli oranda para gönderiyor. Bizim dönemimizde biz o zaman kamuoyunu bilgilendirmedik. Bizim belediyeye karşı bir ambargo vardı. Ekonomik ambargo. Kırıkkale afet bölgesi, Amasya, Çankırı, hatta ilçeler afet bölgesi. Çorum'un geliri kesiliyor. Yani bu konunun arka perdesini anlatmıyorum. Kasten bir ambargo vardı. Biz ona rağmen 1155 dönüm arazi aldık, 180 dönüm arazi sattık, değerlendirdik, belediyeden ayrılırken bir sürü gayri menkul bıraktık. Şimdi arkadaşların gelir durumu iyi olabilir. Ama yatırımlar meydanda. Biz o zaman kasamızda 500 milyon varsa 5 milyarlık iş yapıyorduk. Ve işçilerimize de en yüksek ücret artışını sağlıyorduk. Yıllık artışı yüzde 106 olan sözleşmeler yapıyorduk
 
 
Ama ücretler çok zor ödeniyordu.
Sıkıntı geçici bir sıkıntıydı. 1 hafta gecikiyordu. Söylenenler tamamen yanlış, işçilerin maaşı ödenmiyor, perişan gibi sıkıntımız olmadı. Toplu iş sözleşmesinde sendikacılara anlattık. Biz gücümüzün oranında en yüksek ücreti ödeyeceğiz, böyle bir sıkıntı olursa siz de sabırlı olun diyorduk. Şimdi gidip sendikalarımızla, işçilerimizle konuşuyoruz. Bir kaç sıkıntının dışında kimsenin yüzüme bir şey dediği yok. İkide bir bu arkadaşların boş belediye devraldık demeleri fevkalâde yanlış. Şimdi belediyenin araç gereçleri konusudaki sıkıntıyı size bir anlatsam. Temizlik özelleştirilmiş. Biz geçmişte 577 işçiyle bütün belediyenin işlerini yapıyorduk. Çorum'u örnek şehir haline getirmiştik. Belediye'nin temizlik araçlarını bir nevi hurdaya çıkartmışlar. Firmayla işçi almışlar, onlar da asgari ücretle çalışıyorlar.
 
 
İsraf mı sözkonusu yani?
Hayır bu konuda şu anda bir şey demiyoruz. Bu konu kamuoyuna anlatıldığında görülecektir fevkalâde yanlış işler yapılmıştır.
 
 
Gönlünüzce bir belediye meclisi oluşturabildiniz mi?
30 Ocak'ta geldiğimizde 19 ilke ilan ettik. Bu ilkeler birleştirici ilkelerdi. Bu ilkeler çerçevesinde bir belediye meclisi üyeleri belirlememiz gerekiyordu. Hiçbir partide uygulanmayan çok kapsamlı bir istişare yaptık. 200'den fazla kentin farklı kesimlerinden, halk liderleri dediğimiz insanlarla oturduk, görüş alışverişinde bulunduk. Gayemiz şuydu, bütün Çorumlular'ı kucaklayan bir meclis oluşturmaktı. Basında meclisi gören hemşehrilerimiz  şu bizi temsil ediyor diyebileceği bir meclisi oluşturmalıyız dedim. Tabii bütün imkanlarımızla böyle birleştirici, kucaklayıcı meclis oluşturmaya çalıştık. İlla yüzde 100 yaptık dememiz doğru değil. Ama ideale yakın bir meclis  oluşturduk. Parti ölçüsünü ele almadık. Toparlayıcı olan, sevilen, kitleleri peşinde götürebilen insanları azami ölçüde meclise aldık.
 
 
Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Çok iyi gidiyor. Çorum'da çok farklı bir siyasi platformda seçim çalışması yapıyoruz. Öncelikle hiç kimseye çarpmıyoruz. Bu bir seviye getirdi. Projelerimizi anlatıyoruz. Toplumun bütün katmanlarına hitap ediyoruz. İnsanları toplantı halinde, evlerinde  ziyaret ediyoruz. Dolayısıyla bu anket savaşında biz de bir şey söyleyip arkadaşların moralini bozmak istemiyoruz. Yalnız şunu rahatlıkla söylemem gerekir; en rahat konumda olan biziz. Gidişatımız çok iyi. Sağduyuda birliği sağladık.
 
 
Kazanacağınız anlamına mı geliyor bu?
Tabi herkes kazanacağını düşünerek yola devam eder. Öyle etmesi de lazım. Ama biz burada elimizdeki bulgulara da dayanarak çok rahat farkla birinci parti olarak neticeye ulaşacağımıza inanıyoruz. Burda hiç kuşkum yok. Şunu da yapmak istemiyoruz, diğer adaylar üzerinde baskı yaparak tamam şimdiden neticeyi aldık, ilan ediyoruz diyemeyiz. Çünkü onlar da çalışsın. Kimseye baskı yapmadan, sen şöylesin demeden, rakiplerimizi de överek yola devam ediyoruz. Çünkü rakiplerinize ne kadar değer verirseniz, elde ettiğiniz başarı da o kadar anlamlı olur. Kendi içimizde diğer adaylara yönelik eleştirileri engelliyorum. Kaldı ki bu benim görüşüm, yarışan adayların hepsi de yetenekli, kaliteli. CHP'yle AK Parti'nin adayında şöyle bir sıkıntı var, keşke onlar da Çorum'da parti için birliği sağlayarak adayı belirleselerdi, daha anlamlı olurdu. Yukarıdan inmek demek yanlış olur ama hakikaten her iki parti de adayların belirlenmesinde kendilerinin tesiri ve etkilerinin olmadığını söylüyorlar.
 
 
Diyelim ki, CHP az bir farkla da olsa seçimi kazandı. Ne düşünürsünüz?
Çorum'un demografik yapısını inceleyenler bilir, CHP olsa olsa ikinci parti olur. Kesinlikle CHP birinci parti olamaz.
 
 
Her halükârda?
Her halükârda. Demografik yapıyı etraflıca anlatmama gerek yok. Şehiri elimizin içi gibi biliyoruz. 200 bin nüfusun 140 bin seçmeni var. Bunların yüzde 85 oy kullandığını varsayalım, ortalama 120 bin oy kullanılacak. 120 bin oyun nasıl dağılacağını çok net bir şekilde biliyoruz.
 
 
Öyleyse oyları bir dağıtır mısınız hocam?
Ben kendim dağıtmayacağım ama Börekci'nin dağıttığına bakacağım.
 
 
Börekci 60 bin oydan bahsediyor.
O 60 bin oy alıyor. 60 bin oy demek 120 bin oyda yüzde 50 demektir. İkinci parti kim diyor o, Saadet Partisi diyor. Aradaki fark yüzde 8 diyor. Yüzde 8 olursa yani yüzde 50 CHP, yüzde 42 biz oluyoruz. Yüzde 42 ile yüzde 50'yi topladığınızda yüzde 92 oluyor. Bu fevkalâde anlamsız bir dağıtma. AK Parti, MHP, DSP var, bunların da oyları olacak. Aslında şöyle bir netice söyleseydi elindeki ankete göre daha uygun hareket ederdi ve inandırıcı da olurdu muhtemelen; yüzde 42 bizim oyumuz, yüzde 29 CHP'nin oyları, diğerlerinin oylarını da söylemeyim. O da zaten çıkartılır. Ben bu tür kavramları kullanmak istemiyorum. Bu etik değil. Nihayet bu ankettir. Anketi yüzde yüz bağımsız bir kuruluş yapmadıysa anket olayını sürekli etkileşim sözkonusu.
 
 
Siz anket yaptırdınız mı?
Yaptırmadık. Aslında yaptırmayı düşünüyorduk. 94'te bağımsız bir kuruluşa yaptırmıştık, O zaman çıkan neticeyle bizim aldığımız netice arasında yüzde 0.17 fark vardı. Dolayısıyla böyle bir şeyi düşünmüştük. Başkanın ve benim de haberim olmadan yapılsın dedik. Toparlanamadık, yaptıramadık. Diğer anketler var, ben bir bilim adamı olarak neticesine tam güvenmediğim için bu rakamları gündeme getirmiyorum. Bu anket savaşıyla biz arkadaşlarımızın moralini bozmak istemiyoruz. Yarış sonuna kadar devam etmeli, etik olan budur. Biz de illa kazanalım, şu olalım demiyoruz. Etik bir ortamda insanlar birbirini hırpalamadan güzel bir yarış yapalım diyoruz. Sonra şahsen ben şuna da inanıyorum, biz çalışırız, kaderde ne ise o olur. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun diye düşünüyoruz.


Diğer Windows Live™ özelliklerine göz atın. Sadece e-posta iletilerinden daha fazlası
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.