T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Betreff: RE: (anadoluhaber) "DE'FACTO SULTA" & "29 MART SENDROMU"

...O CIKARTTI VEYA BU CIKARTTI ....HEDEFLERI BELLI ..ULKEYI PARCALAMAK ...!
nasil yagni bunlar dogru hareket yaparak mi ülkeyi bölmekten kurtarip kaosa  gitmadiler.
haydi diyelim darbe oldu, ABD destek vermedi,  tayyib boyun egmedi ne olurdu..
insanin gülesi geliyor iki oylukla ugrasanlar türkiyede amir olamazlar..
anayasa mahkemesi, csavcilari ve eski cb. sezer, demirel, bilmem kimler ah alismislar iki baldiriciplagin koynunda efelenmeye, bu bizim ataistlaik askerler, iki emir komuta edemicekler kadar zavalli, imisler...
eski sezer  C. baskani dahi cumhuriiyet yazarlarindan akil ve emir aliyor .. tuh be yazik..
 be, türkiyeyi kim yönettigini anlamayanlarada y..
selam
 
-------Originalmeldung-------
 
 
Datum: 23.03.2009 10:45:08
An: a se
Betreff: RE: (anadoluhaber) "DE'FACTO SULTA" & "29 MART SENDROMU"
 

 

Date: Thu, 19 Mar 2009 02:11:52 +0100
From: a.selam@arcor.de
To: Subject: RE: (anadoluhaber) "DE'FACTO SULTA" & "29 MART SENDROMU"

birileri davasi ugruna 28 subat ve 2003 de aktif darbe girisiminde bulunuyor ve yorulmuyorsa..
belki bu binleri bulacak..DAVASI DA NEDEMEK BU MILLETIN,DEVLETININ BEKASI ILE ILGILI BIR DAVADIR.VARMI YORULMAK AKLINA ESENE MEYDANI BOS BIRAKMAK..
etö kim bilir bu örgütü neden aciga ABD cia ve masod cikartti bu kadar asikar bilenen bir örgüt neden 2009 kadar yasatildi bilinmiyor...O CIKARTTI VEYA BU CIKARTTI ....HEDEFLERI BELLI ..ULKEYI PARCALAMAK .. BU HISSEDEN INSANLAR BIR SEYLERDEN OLANLARDAN RAHATSIZLAR... DEVLETLERININ UZERINDE OYNANAN OYUNU KABUL ETMIYORLAR..BUNA NEDEN MEYDAN VERILIYOR..
ama esasinda birileri coktan türkiyeyi iki kutba ayirmislardi...BAK BU BULUSUN DOGRU .BUNDA KIMLERIN SORUMLU OLDUGUNU YAZMAMISSIN...
ama neden se catismaktan Anayasa mahkemesi karari ile son verdirdiler... BU ULKE ASIRET GELENEKLERI ILE KAFADAN IDARE EDILMIYOR.. MILLET IRADESINI TEMSIL EDEN BIR MECLISINDEN(KI 1982  ANAYASASI MILLET IN KENDI IRADESI ILE KABUL EDILMISTIR) CIKAN ANAYASA VE KANUNLARI ILE IDARE EDILMEKTEDIR...MAHKEMELER BUNLARA GORE  KARAR VERDI ISE YANLIS NERESINDE?!!!!!ISINE GELEMEYENIN TENKIT ETMESI MIZIKCILIK YAPMASI NIYE???DEMOKRASI GEREGI hukuka SAYGI GOSTERMEK GEREKMEZMI?  
ve her sey normallesti..
sizleri yordugumu biliyorum...BEN YORULMAM .. AMA SENIN YORULDUGUN KONULARI KARISTIRMANDAN BELLI..NORMALLESMESI ICIN HER SEYIN KAFADAN ESTIGI GIBI DEGIL HUKUK KURALLARINA GORE YURUTULMESI GEREKIR
ama öyle cok gündemmimde sikici siyasi yatirimlar var ki... SIKICI SIYASI YATIRIMLARI ,SIYASETE KIMLERIN DINI SOKTUKLARI BELLIDIR... bunlari paylasmak simdi cok zor..
ama sunu size garranti veririm...BEKLERIM.. OZAMAN YANLISLARIN DAHA IYI ORTAYA CIKAR...
yargi sonucsuz kalmis olsada artik ati alan üsküdari asti... ATIALIP USKUDARI FALAN GECEN YOK OYLE YAGMADA YOK..GERCEKLER ORTAYA CIKACAK BAZILARININ TELASLARININ HIRCINLIKLARININ SEBEBI BUDUR
ankarada karayalcin belediye baskanligina oturuyor... COK YERINDE OLACAK.. GOKCEK TELASLI SAGI SOLU TEHDIT EDIYOR..
kürt ve dinlere acilimi ordan asamali göstermelik olarak gelistirecek ve alaiklerin havasini bosaltacaktir..BU DAHA ZIYADE CIRKIN EMELLERINE ULASAMAYACAK OLANAYOBAZLARIN TELASINDANDIR...SORUN DEDIKLERIN ULKENIN HUZURUNU BOZMAGA YONELIKTIR.YAPAY HAYALI DIR..DINLERIN FALANI FILANI BILE ISLAMA YAPILACAK EN BUYUK KUFURDUR..ZATEN DIGER ISLAM ULKELERI BUNA SOGUK BAKMAKTADIRLAR...
sadece bunu yaziyorum... SADECE HATA EDIP GUNAHA GIRIYORSUN...
chp mecburen halka dönük acilimi tercih edecek... CEHEPE ILE KAFANI YORMA DAHA IYILERI GELIYOR.. TELASTA BUNDANDIR..
CHP, deniz baykal bosuna israrla tayyiba dur  o bölge girilmez demiyor...BELKIDE DOGRU SOYLUYOR..CUNKU BOYLE BIR BOLGENIN OLMADIGINI UYDURMA OLDUGUNU ARTIK HERKES BILIYOR.. ..
evet onun uyarmalari bagzen ters anlasilsada bu örgütün asamali calismalrini ESKI cum.baskani bilmiyor deyildi... BUYUK ADAM...ESAS SN SEZER IN BILDIKLERI DAHA ONEMLI AMA MUHAKKAK BIR GUN BUNLARI SOYLEYECEK O ZAMAN HAYAL PESINDE KOSANLARIN NE YAPACAGINI MERAK EDIYORUM...
biliyordu..
engellemek kolay olmamis...
hakki karadayida engellemis..BU INSANLAR DEVLETINI SEVEN INSANLAR..
esasinda medya yüklemeli emekli pasalari kiskirttarak adim atilmasini denemis... EMEKLI PASALARIN DARBE YAPACAKLARINI  VE BUNU  KABULLENECEK KADAR SAF INSANLAR VARMI BU DUNYADA..BUMERANG GERI DONUYOR TAKIP ET.. SENIN ASIT KUYULARINDAN SU(SUYU) CIKTI..
selam    SELAMLAR
 
-------Original Message-------
 
From:
Date: 18.03.2009 22:27:44
To: a se
Subject: RE: (anadoluhaber) "DE'FACTO SULTA" & "29 MART SENDROMU"
 
 HOKKABAZLARIN CAMBAZLARIN FONLU VE KADROLULARIN PESINDEN GITME KENDINE YAZIK EDER BOSA ZAMAN HARCARSIN...BAK SENINKI NE DIYOR.HAYAL DIYOR ŞİİR DIYOR .. SENSE NELERLE UGRASIYORSUN..YOKSA SENDE MI UMIDINI KESTIN....GECEN ZAMANINA ACIMAYACAKMISIN?
 

Date: Wed, 18 Mar 2009 10:08:51 +0100
From: a.selam@arcor.de
To: bcoskun@hurriyet.com.tr
Subject: Fw: (anadoluhaber) "DE'FACTO SULTA" & "29 MART SENDROMU"

 
 
-------Original Message-------
 
Date: 18.03.2009 09:53:35
To: STK
Subject: (anadoluhaber) "DE'FACTO SULTA" & "29 MART SENDROMU"
 

17 Mart 2009 Salı

DE'FACTO SULTA
Mustafa Nevruz SINACI
Neredeyse yarım asırdır devletin düzeni bozuk.
Milletin üstüne kâbus gibi çöken darbeler; eşitlik, hak, adalet ve hukuk düşmanlığı de'facto (resmen olmasa da fiilen) hükmünü sürdürüyor.
Rejim, haklı, doğru-dürüst, ilkeli, onurlu ve sorumlu yurttaştan yana değil; Zengin, güçlü, paralı, onursuz, hırsız-yolsuz, milli servet ve kaynakları sorumsuzca israf eden, peşkeş çeken saltanat ve sulta unsurlarından yana.
Milli tarih-Milli hafıza, manevi değerler ve doğal stabilizatölere (temel toplumsal ilke ve denge unsurlarına) inadına bir direniş, başkaldırı, güzel adet, örf, ahlâk ve geleneklere karşı red bilinci oluşturulmaya; bunun yanı sıra "sorumluluk bilincinden arınmış, ilkesiz-onursuz ve sorumsuz birey" yani, prototip insan yaratılmaya çalışılıyor.
Bu uğurda yıllardır uygulanan psikolojik savaşla; Vatandaşın beynine, bilinçaltına, onu ümitsizlik, başarısızlık, hayal kırıklığı, kâbus, karamsarlık ve hüsrana sürükleyecek, hak yolunda-millet hizmetinde mücadele gücü ve direncini yıkacak-kıracak olumsuz mesajlar ve yönetimi denetleme iradesini ortadan kaldıracak sistematik telkinler empoze ediliyor.. .

Öyle ki; Halkın bilinçaltından toplumsal görgüler, örfler, adetler ve yasa kavramının ifade ettiği algılar, yozlaştırılmaya, çürütülmeye, anlamsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bilincin bu özelliğinin keşfedilmesi ve teknolojinin de ilerlemesiyle, Subluminal Teknik yani bilinçaltına gizli mesaj gönderme yöntemiyle, samimi dindarlık ve özellikle saf (arı-duru) Müslümanlığa karşı; Dinler arası diyalog ve ılımlı İslâm gibi Watikan'ın menfur yöntemleri kullanılıyor.
Psikolojik savaş sürecinde bu mesajları bilinçaltına gönderme, aktive etme, çeşitli illegal yol ve yöntemlerle yapılmakta. Örneğin müzik, dizi, sıradan program, normal ve çizgi film, açık oturum, münferit hitap-sohbetlerle haber programlarının ses/görüntü altına insan kulağının duyamayacağı ama bilinçaltımızın algılayabil eceği düzeyd e 'çok hassas' dalga boyunda mesajlar yerleştirmek suretiyle insanlar üzerinde tahribat, akıl ve hafızalarda tahrifat yapıyorlar. Bazı siyasi partiler bile 25. kare denilen bu yöntemi zaman zaman kullanmaktan geri kalmıyor. Ekolojik denge, doğal doku ve bedensel tehdide yönelik DNA, RNA bozucu tohum kodlaması, sanayi kirliği, biyolojik savaş ve hormonal baskı da cabası...
Elli yılı mücavir bu süreçte Depresif ve şizofrenik, paralize bir yapı oluştu. İnsanların ruh beden imtizacı, vücut kimyası ve zihinlerini senkronize edece k, dengeleyebile cek sosyal ilâç ve unsurlar bir bir yok edildi. Buna paralel cinnet, cinayet, şiddet eğilimi ve gerilim arttı. İnsanlarımız artık geleceğinden umutsuz, yaşama sevincini yitirmiş, karamsar ve mutsuz...
İşte bu nedenle, Cumhuriyet'in temel (Atatürk) ilkeleri, insan hakları ve hukuka aykırı ayrıcalık, dokunulmazlık ve imtiyazlar ısrarla korunuyor. 27 Mayıs'tan bu güne demokrasi, hak, adalet, eşitlik ve hukuk kavramları muâllakta.. Seçimden siyasete, siyasetten başıboş piyasa (!) ekonomisine kadar şaibe bulaşmadık yer kalmadı. Cumhuriyet'in vazgeçilmezi ve temel ilkesi olan halk'a hizmet, art arda yaşanan hezimetler (kaos, kriz, bunalım ve buhran), eza, cefa, haksızlık, yolsuzluk ve aralarında 'başbakan, bakan, parlamenter, general, emniyet müdürü, rektörler ile şehir ve büyük şehir belediye başkanları' da bulunan bit, pire, kene, sülük ve vampirlerce yapılan sömürü, suiistimal ve hortumlarla halk canından bezdirildi.
Kamu vicdanını derinden sarsıldı, rencid e edildi, yaralan dı.
Türkiye'de yaşamak adeta bir zulüm ve işkence halini aldı.
TBMM'nin Genel Kurul duvarında "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" yazılı.
549 kişi her gün bu temel emir ve ilkeye bakarak el kaldırıyor. Hani 'Milli İrade'??
Amma bu "EL'LER" ne hikmetse bir türlü, haksızlık, yolsuzluk, yalan-talan, vurgun ve soyguna, saltanat ve sultaya "DUR" demiyor. Ortalıkta dosyalar uçuşuyor, kimse Hâkime, Savcıya gidemiyor. Cumhuriyet'in savcıları 'hak-adalet adına" durumdan vazife çıkartmıyor.
NEDEN? Çünkü, ülkemizde DE'FACTO saltanat ve SULTA hakim de ondan!...
******
29 MART SENDROMU
Mustafa Nevruz SINACI
Toplumsal veya bireysel boyutta araz-hastalığı belirleyen, bir arada görülen ve tanıyı kolaylaştıran bulguların tümüne sendrom; birim
belirti ise semptom olarak tanımlanır. Şu kadar ki, terminolojide kullanıldığı alan bireysel hastalık veya toplumsal bozulumu kapsar.
Meselâ şimdi bir mahalli seçime (?!) hazırlanıyoruz.
Parti sahipleri bazında semptom (dema goji, popülizm, fikri mutasyon, inatlaşma, zıtlaşma, ilmi yetersizlik); Bütünleşik yapıda (genel kombinasyonda ise) tam bir sendrom (bitmişlik, tükenmişlik, ilkesizlik, onursuzluk, projesizlik, çözümsüzlük) gözlenmektedir.
Bir yanda başarısızlık, yetersizlik ve yeteneksizlikten kaynaklanan hayıf ve hırçınlık; diğer tarafta "dedikodu, çamur atma, karalama, iddia, iftira" gibi boş lâflardan ibaret, hırs ve ihtiras furyası.. Lokal ve küresel bağlamda yoğunlaşan ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal krize karşı kimsenin bir projesi, alternatifi yok!.. Partiler ve adaylar birbirlerini hırsızlık, yolsuzluk, yalan-talan, vurgun ve soygunla itham edip suçlamakta, dosyalar havada, karanlık kapılar ardında pazarlıklar, tehdit, şantaj ve ahlâksız tekliflerde cabası..
Politik-ACI gündeminde hak-adalet, ilke-onur, üretim, sorumluluk ve halk yok.
Elli yıldır bir 'kısır döngü' sürüp gidiyor. Adaylar millet iradesiyle belirlenmedi. Seçimlerle yaklaşık 105.000 kişi belediye organlar ına seçilecek. Aday s ayısı 550 -600 bin. Tamamı sultalarca belirlenerek atandı. Doğrusu 'partiye kayıtlı üye veya delegelerce' hiçbir telkin, ahlâk ve hukuk dışı baskı altında kalmadan, oyun-düzen, pazarlık olmadan seçilmesi; buna da merkezlerin saygı göstermesiydi. Hak-hukuk, adalet ve demokrasi buydu. Açıkçası "demokrasinin vazgeçilmez unsuru (!) siyasi partiler yine sınıfta kaldı!..
İşte, bütün ülkeyi sarsan kirlilik ve krizin esas nedeni.. Yozlaşma ve çürüme sisteme nüfuz etmiş, statüko kirlenmiş durumda. "Tencere dibin kara, benimki senden kara". Basında yer alan iddialar insanı dehşete düşürmeye yeter. Peki "Temiz Eller" operasyonu ne oldu?.
Sonuçta, bu seçimde milletin adayı yok!.. Halka biçilen vazife yine Noterlik!...
Bir de seçmen boyutu var. 2002'den bu yana kütüklerde tam bir komedi yaşanıyor. 2002'de seçmen sayısı 41 milyon 300 bin. İki yıl sonra, 2004'te 43 milyon 500 bine çıkıyor. İki yılda 2 milyon artış...2007'de, (22 Tem.) sayı 42 milyon 500 bine dü şüyor. Bu defa 2 yılda 2 milyon artan seçmen sayısı, üç yılda bir milyon geriliyor. 2008'e gelindiğine sayı 48 milyon 300 bin. Bu kez bir yıl içinde seçmen sayısı altı milyon birden artıyor!...
Konu, kamu vicdanını tatmin edecek biçimde çözümlendi mi? Maalesef hayır.

Bu ağır ihmal, yolsuzluk ve sorumsuzluktur. Neticede seçmen, parti farkı gözetmeden; Şaibesiz, dürüst bir aday'a veya "bağımsıza" oy vermelidir. Aksine verilecek her oy, suça iştirak ve potansiyel suçluyu teşvik anlamına gelir. Ki, sorunun temeli yolsuzlukları n, hızla tespiti, suçlula rın adalete teslimi, alacakların tahsili ve faillerin cezalandırılması aciliyet kesbetmektedir. Zira biriken yolsuzluk dosyaları ürkütücü boyutlardadır. Üstelik ortada bir 'medya-mafya-politik-ACI" üçgeni, yandaş-yoldaş dayanışması ve yetkisizlik sorunu vardır.
Oysa uluslararası yolsuzlukla mücadele hukuku, BM-AB kararları, ilgili sözleşme ve anlaşmalar; (çoğu imzalanmış ve TBMM'de kabul edilmiş olsalar bile) uygulama yasalarının çıkmaması nedeniyle hükümsüz kalmaktadır. Ayrıca, onaylanan sözleşmeler gereği siyaset ve siyasi iktidardan bağımsız "Yolsuzlukla Mücadele Birimi" derhal kurulmak, mutlak etki ve tam yetki ile faaliyete geçirilmek; milletvekili dokunulmazlıkları "kürsü masuniyeti" ile sınırlı kalmak koşuluyla kaldırılmak zorundadır. 17.04.2003'te TBMM'de 4852 sayılı kanunla kabul edilen GRECO yolsuzluğa karşı özel hukuk sözleşmesinin, 18.05.2006 (TBMM) kabul tarih ve 5506 sayılı "BM yolsuzlukla mücadele sözleşme" hükümlerinin tam uygulan abilmesi için, gerekli yas a ve hukuk kurallarının ivedilikle hazırlanarak TBMM'den çıkarılıp, uygulanması derinleşen sorunu çözecek ve sendrom sona erecektir. Aksi takdirde sorun; İlk Millet-vekili seçiminde "bütün statüko ve sendrom partilerinin" sandığa gömülmesiyle çözülebilir.

****
Sadece özel yazışma ve görüşmeler için e.MAİL: gercek.demokrat@hotmail.com
WEB: http://mustafanevruzsinaci.blogspot.com/
NOT: Makaleler telif yasasına tabi olmayıp; mümkün olduğunca yayınlanması için gönderilmektedir.

 
FREE Animations for your email - by IncrediMail! Click Here!

Windows Live(tm) ile e-posta kutunuzdaki işlevlerin çok ötesine geçin. Diğer Windows Live(tm) özelliklerine göz atın.
 
FREE Animations for your email - by IncrediMail! Click Here!

Windows Live Messenger'ın için ücretsiz güncelleştirme! Buraya tıkla!
 
FREE Animations for your email - by IncrediMail! Click Here!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.