T a r a f s ı z D e ğ i l i z

(anadoluhaber) Re: Saadet'te Hizbullah çatlağı

Selamünaleyküm

Sayın Seyfettin Bey

İyi niyetli ikazınız için teşekkür ederim. Bir mümini tekfir etmenin ne demek olduğunu bu fakirde gayet iyi biliyorum. Bu yüzden ne dediğini bilmez bir kişinin kendisini ateşe atması gibi görünen sözlerimin sizin fark etmediğiniz bir anlamı olduğunu ve faturasının da  eğer o kişinin dediği gibi ya değilsem sözü ile anlatmaya çalıştığı sözü de gayet iyi anlıyor ve yine de bu yaptıklarının bir fitne çıkarmak ve fitne çıkaranlarında fitne ateşi yakmakla kıtalden çok daha ağır bir suç işlediklerini de biliyorum.

Ancak suç milyonlarca kişinin ölümüne sebep olup kıyameti koparmaya neden olsa dahi nifak amaçlı yapılmadığı takdirde. Yani aslında iyi bir şey yaptığı zannı ile yapan bir kişiye münafık denemeyeceğini. Dolayısı ile tekfir edilemeyeceğini de biliyorum.

Mehmet Ağarın hemşerisi Elazığlı Müslüm Gündüz MHP milliyetçisi samimi bir Nurcu ve samimi bir Müslüman’dı, Sisi denilen Travesti (eşcinsel) Seyhan Soylu NATO ya Bağlı Gladio ajanlarınca  görevlendirilip bazı bürokratlar ve siyasilerle yatıp kendisi yapılırken gizli video çekimleri ile onları Ve geçende uyuşturucu fabrikası basılan yer altı dünyasının tanıdığı isimlerden Ali kalkancı da sözüm ona şeyh olarak görevlendirildi. Şimdilerde Tuncay Özkan’ın metresi olduğu Bar konsomatristi Fadime Şahin sözde Kalkancı denilen Şeyhin dergâhından kaçıp Müslüm Gündüze sığındı. En son Vakit gazetesine güç yetiremeyenlerin kullandığı Gladio ajanı Şimdilerde Cumhuriyet gazetesine atılan koftiden bomba olayı gibi O zamanlardan da önce Cumhuriyet Gazetesi Baş yazarı aşırı İslam düşmanı Ahmet Emin Yalmana Koftiden kurşun sıkıp İrtica var diye bağırılmasında kullanılan Vakitteki provokatör Yazar Hüseyin Üzmezin kendi evini kiraladığı Müslümün Fadime ile basıldığı evi de Aczi mendiler içinde siyasal bilgiler fakültesi mezunundan Jandarma Yüzbaşı ya kadar kişilerin bulunduğu ama içlerinde ilaç içinde olsa bir tane bile refah partilinin bulunmadığı olaylar zinciri sonunda Türkiye de o güne kadar kurulmuş tek milli ağırlıklı hükümeti düşürüp Anadolu sermaye ve kalkınmasının nasıl çökertildiği. Kuran kursundan imam hatiplere kadar ve meslek liselerine kadar kapatılıp Türkiye’nin önünün nasıl kesildiğini biliyorsunuz. 28 Şubatı İsrail hesabına milli sermayeyi yeşil sermaye adı altında iflasa sürükleyip sermayelerinin bulunduğu bankaların talan edilişini de. Şimdi durduk yerde sanki yeni bir olaymış gibi İranlıların Sünnilere ne dediğini gündeme getiren adamlarında bunlardan farkı yoktur. Tutun ki Müslüm Gündüz gibi aslında Müslüman olup nefsinden tuzağa düşürülen birisi olsun. Meşhur kuraldır gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar. O halde bu adam İsrail’in ve haçlıların kılıcını Müslümanlara sallayan yavuz bir fitnecidir.

Tuncay Güney gibi Bir Yahudi hahamı çıkabileceğini hiç tahmin edemeyeceğimiz Çorumun bir köyünde bile kripto Yahudiler yaşamaktadır. Azınlık bir rektörün % 95 le de gelseler dediği sonradan Sabih Kanadoğlu’nun % 97 ile de gelseler yine onlara devleti teslim etmeyiz diyerek aslında sayılarının %3 Olduğunu açıklamış oldukları kripto Yahudilerin, tam kontrollerinde olan masonlar lionslar roteryenler rotaraklar vs.nin  sayısını 75 milyona nüfusumuza orantılarsanız aramızda 2 milyon 250bin civarında kripto Yahudi ve bağlılarının yaşadığını da düşünebilirsiniz ve TC devletinin yönetimi onlarda olduğu için Türkan Saylan’ın bizim istemediğimiz hiçbir şey bize rağmen bu ülkede hiçbir şekilde yapılamaz demesini daha iyi anlayabilirsiniz.

Sizin de Şia hakkında söyledikleriniz sizi bağlayan bir günah ve gıybettir. Çünkü zaten onlarda bizler için aynı iddialar ile bizleri gıybet ettiklerinden eğer bağışlanmazsak cehenneme birlikte gideceğimiz yol arkadaşlarımızdır.

Hem dünyamızı hem de ahretimizi neden yakalım. Bilirsiniz Gıybet doğru olan diğerinin hoşuna gitmeyecek vasfını arkasından konuşmaktır ve ateşin odunu yediği gibi hasenatımızı yer bitirir. Biz cehenneme giderken onlarında gelmesinin bize bir yararı olmaz. Bu konularda gemisini kurtaran kaptandır. Cihan der cennet bizim gitmeyince Süphan bilir. Mum dili yüzünden yandığı için akil insanlar sustular. Ya hak söyle ya da sus denir.

Önce kendimin Sünni olduğumu ve Hanefi mezhebinden olduğumu bazen de bir rahatsızlık sebebi ile Şafi mezhebi içtihatlarına göre Abdest aldığımı belirteyim. Yani Şii, ya da Alevi değilim ancak burada Alevi değilim derken belki Alevi kardeşlerimiz tarafından muhibbi Ali ra. ve muhibbi Ehlibeyt değilim anlamında da anlaşabileceğinden bir açıklama yapayım. Bu fakir iliklerine kadar ehlibeyt sevgisi saygısı hürmeti ile dolu bir kişi olduğumu bu yüzden kalbinde Ehlibeyt sevgisi taşıyanları da kabahatleri ne kadar büyük olursa olsun yargılama hakkım olmadığını bilir suçlamak yerine Allah dan hepimize hidayet dilediğimi belirtmek isterim. Bu işlere Din gününün maliki zaten bakacağından bize de hayrihi ve şerrihi minAllahu Teâlâ demek düşer. Onları suçlamıyorum ama kesinliklede haklı bulmuyor haksız buluyorum. Bu ayrı bir konudur. Suçlamak yerine bana göre avamın her iki tarafta da, imam yellenirse cemaat kakasını yapar misali bilmezlikten, averlikten kaynaklanan ya da bedevilikten dolayı böyle yanlış ve hatalı davranışlara daldığını düşünüyorum. Ama benim düşüncemin ne olduğunun hiçbir anlamı yoktur. Allah ne derse onu da ileride göreceğiz. Çünkü hüküm vermek sadece ona aittir. Ayeti bilirsiniz.

Bedeviler sana gelip iman ettik dediler. Onlara deki. İman ettik demeyin belki Müslim olduk deyin. İman henüz gönüllerine yerleşmedi. Tabi mealen hatırımdaki şeklini verdim isterseniz Ayeti bulurum. Müminler ve Mümineler Müslimler ve Müslimeler ayetinde Mümin kadının Müslim erkekten önce anıldığını da unutmayalım.

İman nedir dendi. Elcevap İman küfrü bilmektir.

Küfür nedir?     Küfür hakkı örtmektir.

Avamın Averden geldiği söylenir. Aver kör yani basireti kapalı anlamlarında kullanılmaktadır. Kişi kendi ilmi seviyesinde Allahı bilip ondan sakınır.Lakin Hak ile batıl arasındaki farkı görebilecek bir basirete sahip değildir.

Dolayısı ile başkalarına sövüp sayanlar ve başkalarını suçlayanlar averdirler ve nefsin ammareliğinde sadece başkalarını suçlamak sureti ile kendilerini o suçlardan tenzih ettiklerini sanırlar.

Ama Allah cc. Kuranda Cennet ehli için orda selamen selamadırlar kötü bir şey işitmezler buyurmakta iken Cehennem ehlinin bir birlerini suçlayıp lanet okudukları ve onların azabını iki kat ver. Kat kat ver diye hala beddua ettiklerini bildirmektedir. Şu halde bir birlerini suçlayıp kendilerini tenzih edenler aslında suçladıkları fiilin bir başka tersinden versiyonu ile yüklüdürler. Bu konuyu Allah izin verirse size çok uzun şerh edebilirim. Ancak bu çok uzun bir konudur.

İman Amentüyü okumak değil. Her şartı tek tek idrak ile kabul ve tasdik edip sonra dil ile ikrar etmektir.

Burada kadere iman bahsi ile olaya bakarsak.

Allah cc. sizler bir birinizle tanışıp bilişesiniz diye sizi kavimlere ayırdık buyurmaktadır. Onların bizim hürmetlilerimize hakaret etmeleri onların suçudur. Bin yılı aşkındır çözülememiş bir konuyu ise bizlerin çözebilmesi hele sizin ve diğer arkadaşın tarzı ile çözebilmesi ise imkansızdır. Siz öyle söylersiniz o da öyle en sonunda iki tarafın içinde de diğerinden nüfus vardır. Bu karşılıklı gereksiz sövüşmeler. Sonunda Mardin’in Bilge köyündeki gerilimi getirir ve orada yangını başlatmak artık kolaydır. Yolda filan kadınla adam selamlaştı aralarında bir şey var dersin. Kulaktan kulağa oyundaki gibi laflar değişir. Sonunda maksadı PKK lehine koruculuk sistemini kaldırtmak olan biriside o kadınla adamı yatağa sokar ve sonunda 44 Ölü yetmiş yetim ve öksüz, Ekmek alacak parası olamayan kimsesiz kadınlar ata yurdundan dilenmek ve daha kötü ihtimallere açık olarak bilmedikleri yerlere bebeleri ile göçerler. 

Dolayısı ile diğer arkadaşla bizim aramızdaki konu en azından benim açımdan dini bir konu olmayıp siyasi bir konudur. Ve siyaset konuşurken sözün dini konulara gelmesi arkadaşın İsrail lehine fitne çıkarmakta kullandığı ve asla bizler ve halkımız tarafından çözümlenmesi de mümkün olmayan bu yüzden sadece fitne çıkartıp içeride aynen geçmişe dönüp Sivas olayları ile başlayıp sonrada Türkiye İran devletlerini yeni provokasyonlar ile Irak’a döndürüp parçalayıp imha etmekte kullanılacak bir fitnede hizmetkârlık yapmasıdır.

Buna kırık cam teorisi deniliyor. Siz bir taşla ilk camı kırarsanız gelip geçenler tüm camları kırarlar bu yüzden il camı kıranı mutlaka yakalayıp kulağını çekmek fitne öncesinde hepimizin üzerinde hem farzı kifayedir hem de milli bir görevdir.

Benim bilmediğim kişiyi tekfir ettiğimi düşünmektesiniz. Ama sadece düşünmekte haklı olabilirsiniz.

Peki siz bu kişinin bir ajan bir gizli Siyonist Yahudi vatandaş yada çıkarı için fitne çıkarmaya çalışan bir kişi olmadığına ve İmanına şahitlik ile onun bir mümin olduğuna kendi imanınızı da tehlikeye atıp kefil olabilir misiniz?

Eğer hayır diyorsanız.

Bu durumda tartışmayı içinde dinin kullanıldığı siyesi bir tartışma olarak görmüyorsanız, hiç olmazsa hikmet nazarı ile takip etmeniz daha hayırlıdır. İnsan bazen risk alır ama bu risk sonsuz bir hayatı ateşte geçirmeyi kabul edecek kardar büyük bir kumar olmamalıdır.

Bu yüzden biz ne dediğimizin farkındayız. Kırık cam teorisi deneyiminde olduğu gibi İlk camın kırılıp ülkemizin, Bölgemizin, bize uygun yada karşıt din kardeşlerimizin ve tüm bölge insanını Mardin’in Bilge köyüne döndürecek ateşi önlemeye çalışıyoruz. Konu dini değil siyasidir. Din siyasi uygulamalar için karşıtlıkları kullanarak ateş yakmakta kullanılacaktır. Yani burada din bir meseleyi çözmek için değil fitne çıkarmak için siyaseten kullanılmaktadır. Bu fakir Erbakancı değilim. İrancı da değilim. Ama bölgedeki siyasi yangını söndürmek için bu yaşında iş yatıştırmaya ve İsrail Batı eksenli Jude+Crist = Siyon+ Haçlı ortak harekatını önlemek için İran’a koşan Eski başbakan ve Siyonist haçlı ittifakı tarafından düşürülmüş olmakla bu fitne oyununu yakından tanıyan kişinin barış çabalarını engellemek için çırpınanlarında durumunu bilecek kadar diplomasi ve siyasetin labirentlerini tanıyan bir kişiyim.

Öyle alanlar vardır ki orada kılıca sarılmaktansa kılcı kalkanı atıp konuşmanın dahi susmaktan daha kötü neticeler vereceğini bilim susmak daha doğrudur ve çok daha yararlıdır.

Barut fabrikasına dönmüş bölgede kibritle oynayan çocuğun eline vurup kibriti elinden almak ise farzı kifayedir. Böyle netameli bir farzı kifaye yi yerine getirene ise insanlar fark etmeseler de teşekkür borçludurlar.

Çok söz günahsız olmaz sürçü lisanımızın bağışlanmasını da yegane bağışlayıcı olan Allah dan dileriz.

Tekrar Selam ve Saygılarımla

A.D.Şimşek

07 Mayıs 2009 Perşembe 15:15 tarihinde seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> yazdı:
Ahmet bey lütfen ileri gitmeyin, tanımadığınız etmediğiniz ve ben müslümanım diyen bir insana kafir diyemezsiniz. İslam siz bu hakkı vermiyor, bir savaşta tam öldürüleceği sırada kelimei şahadet getiren birini sahabenin öldürmesi üzerine Allah Resülünün ihtiranı bilirsiniz. Kalpleri yarıcı değiliz, kimin Müslüman olduğunu veya olmadığını bilemeyiz. Gizli inançsızlar veya gizli inançlılar... Demişsiniz yazdıklarınız böyle düşünmeme sebebiyet veriyor, efendim tekfir etmek gibi bir lükse ve o ilme sahib değiliz. Evet zahire göre hükmederiz , fakat ben müslümanım diyen kimseyede hayır değilsin diyici değiliz. Evet bende diyorum Şia kötüdür ur'dur, habis insanlardır. Size göre kafirmi oluyorum, Ebussud efendinin fetvası var, saymaya gerek yok büyüklerin Şia'ya karşı tavırları malum hep kafirmi oluyorlar. Şunu biliyorum ki hayır tabiki de değiller onlar bizim büyüklerimiz diyeceksiniz ve böyle diyeceğinizede inanıyorum. İlimen olsun, siyaseten olsun "tekfir"le bir yere varılamz. Selefilerin en çok yaptığı şeydir bu ehli sünnet de tekfir anlayışı yoktur...

Saygılarımla



06 Mayıs 2009 Çarşamba 23:59 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:

Eğer bir görev icabı münafık gibi davranmak zorunda iseniz ve aslında hak yolda biri iseniz. Bundan ben sorumlu olmam. Çünkü davranışınız suçunuzun delilidir ve verdiğiniz görüntü budur.
Eğer değilseniz, neden fitne çıkarmaya çalıştığınızı açıklamanız gerekir. Basiret körüyüm, ben iyi bir şey yaptığımı sanıyorum derseniz. Bilmemek sebebi necat değildir. Kesin bilmediğiniz işleri yapmamanız lazım. Doğru yoldayım sanıyorsanız zaten münafıklar kendilerinin doğru hareket ettiklerini sanır ve söyler ama heva heveslerine uyarlar. Eğer değilseniz, biz vicdan mahkemesinde tıpkı dünya yargıçları gibi fiile ve delile göre karar verdiğimizden verdiğimiz karar ilahi hukuka uygundur. Yanılmışşsak sonucuna katlanırız. 
Allah her şeyi kemali ile bilen kalplerin gizlediğinden haberdar olandır. Fitne çıkarmaya çalışmıyorum diyorsanız , çıkarıyorsunuz hemde düşman projelerine tamamen uygun olarak. Doğru sözlü iseniz, bu yüzden benim düşeceğim durum sizin sorununuz olmadığından dert etmenizede gerek yok. Kafir değilseniz nifak çıkardığınızdan münafıksınız. İlahi mahkemede öyle olmadığınızı savunursuz.  Bizde gerekçelerimizi. Mutlak hüküm sadece Allahındır.

06 Mayıs 2009 Çarşamba 20:27 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:

"Tamam, ben kafirim! YA DEĞİLSEM… NE DEMEK İSTEDİĞİMİ GAYET İYİ ANLADINIZ. Bırakın artık bu çocukça şeyleri eskidi bunlar, önüne geleni ajan ilan et, önüne geleni kâfir ilan et, önüne geleni hain ilan et. Yok ya herkes kâfir, ajan, hain bilmem ne tek sen ve gibilerin adam.

 

VE TEKRAR EDİYORUM “YA DEĞİLSEM” YANILDIM DEMEKLE KURTULABİLECEKMİSİN BANA ATTIĞIN İFTİRANIN ATEŞİNDEN…"



04 Mayıs 2009 Pazartesi 17:44 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:


Fitne çıkarmak isteyenlerin yapmak istediği, asıl dikkatin üzerinde yoğunlaşması gereken gerçek tehdidin gelebileceği düşmanı savunmak amacı ile hedef olma sırası belki de kırkıncı sıradaki birini öne çıkarmak sureti ile kişiyi asıl düşmanına yoğunlaşmaktan engelleyip asıl düşmanının işine yarayacak şekilde düşmanının düşmanına saldırtmaktır. Sonrada iki tarafında nefesi tükenince asıl hizmetinde bulunduğu düşmanın aniden arkadan saldırıp, savaşa kışkırttığı tarafın işini bitirecek darbeyi indirmesine hizmet etmektir. Sizn yaptığınız da TC.Devletine karşı ABD İsrail hesabına kamu oyumuzu bu şekilde bir intihar saldırısına hazırlama çalışmalarıdır. Her Vatandaş sizin gibilere karşı müteyakkız olmakla yükümlüdür.

Siz bunu yapıyorsunuz ve ülkemize de milletimize de ihanet içinde etki ajanlığı yapıyorsunuz. Ben bir otorite miyim? Evet, kışkırtıcı etki ajanları teşhiste bir tür otoriteyim de denilebilir.  Çünkü böyle bir durumu yakından teşhis edecek deneyim ve tecrübeye sahip bir Türk vatandaşıyım. Kesin ispatını o raddeye gelirse ya hukuk yapar ya da kelimeye duyarlı İsrail istihbaratı, Büyük bir Şii Türk nüfusa sahip İran’ın Türkiye’yi yakından gözlem altında tutan İran istihbaratı, benim yazılarımla dikkati çekilmiş olan yerli istihbarat birimlerindeki kişilerden bazıları da rutin çalışmaları içinde dikkate almışlardır. Almamışlarsa da bu yazılar birkaç gün daha sürünce ciddiye alınacaktır. Benim hakkımdaki incelemeler zaten yeteri kadar yapıldığı için kendim ve ilişkilerim belli bir kişi olarak çekineceğim bir tarafımda yoktur. Siznde yoksa mesele yok pek hoş olmasa da bu pek hoş olmayan sohbete birkaç ay yada yıl devem etmemizde de sakınca olmaz. Tekrar konuya dönelim.

Diyelim ki dünyanın en kötü ülkesi ve bizimde dini olarak düşmanımız İran olsaydı. Biz bir İslam ülkesi miyiz ki İran’la dini bir savaşa girelim. İran bize hadi len bir zamanlar GKB düzeyinde Türkiye bir İslam ülkesi de değildir İslam devleti de diye ilan edilen ülkenin kendi Müslümanlarının başına bela olmuş laikçi kafirler kendinize bakmadan bize mi laf söylüyorsunuz derse ne diyeceğiz.

İkincisi doğuda bizi bölmek isteyen İran mı ki sen bizi bölmek istiyorsun diye Ülkemizin bölünmüş haritalarını açıkça servis eden ABD’lileri ve bizi bölmek için bunca insan ve mali kaynak kaybımıza sebep olan batılıları ve 28 şubatta Türkiye de devrim yapan Meşru Refah yol hükümetini düşürüp Meclis iradesini saf dışı eden İsraillileri ve yandaşlarını ve onların emirlerindeki yerli bazı Yahudi, Sabataist, Mason, komutan neslinin hala ordumuzdan tamamen temizlendiğine emin olmadan üstelik tüm bu duruma rağmen emirleri NATO dan Alan Nato’ya bağımlı ordusu ile sanki kendi bağımsız ordumuz, yeterli silah ve cephanemiz varmış gibi Silahlarını kendi üreten, elli kere kuzey Irak’a bedel İran’a savaşa gidelim. Ya bize hadi lan kuzey  Irak’a ABD ve İsrail den icazet almadan giremiyorsunuz da benim ülkeme mi gireceksin derse ne diyeceğiz. Orada üstüne üstlük birde Ruslarla kafa kafaya gelip Azerbaycan’ı da Ruslara kaptırıp kaybettikten sonra  böyle bir durumda tamamen Haçlı ordularının kafir askerleri olarak tüm kötülüklerine rağmen yinede Müslümanız diyen yarı nüfusu Türk insanlar ile savaşıp,

Askerimizi ne şehittir ne gazi cehenneme gitti Niyazi mi yapalım istiyorsunuz.

Bu savaşı kimin istediği bellidir. Sizinde kime hizmet ettiğiniz belli. Benimde yazılarım bir Türk evladı ve vatandaşı olarak aslında çok hafif ve kibar. Çünkü aslında böyle iddiaları böyle bir zamanda Nato ya bağlı bir orduya rağmen Ramusen gibi bir İslam düşmanının komutasında İran’a saldırmaya teşvik amaçlı kamu oyu yaratmaya çalışanlara verilecek cevap nerde görülürlerse suratlarına Tükürmektir. Fitne çıkaranlar orman yakan sabotajcılara benzerler ne halt yediklerini bilseler de bilmeseler de aşağılık kişilerdir. Bir vatandaş olarak benim görevimde ihanete karşı can bahasına da olsa derhal karşı durmaktır.

Kırık cam teorisindeki cam kıran ilklerin ellerini tutmaktır. Vatan evladı olmak bu durumlarda ortaya çıkar. Bu sanal alem de herkesin kökenini ve amacını araştırmak ise haddi aşanlara mahsus olarak resmi görevlilere düşer.

A.D.Şimşek


04 Mayıs 2009 Pazartesi 15:12 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:

Elli defa söyledim derken kendinizi nerelere koyarak söylüyorsunuz siz bir otarite misiniz yoksa. Kim kim nereye salmak istiyor Allah aşkına biraz çevrenize bakın, at gözlüğünü çıkartın lütfen. Veya sizin gibi söylüyeyim elli defa söyledim, Sünni Taleban’a karşı ABD’ye işbirliği teklifini İran yaptı. Irak’ın içinde durumları belli değil mi? Bin yıldır uyuyan fitne imiş, bir kere fitne diyince akla gelen İran’dır. Yaşınız müsait hatırlarsınız, fazla ileriye gitmeyin yoklayın hafsalanızı. Doksanlı yıllar Ülkemin dört bir tarafına yayılan Şia fitnesi, insanların imanı ile oynadılar. İran’dan rejim ihracı yapmak istediler benim ülkeme, İran’dan gelen paralarla ülkemin dört bir tarafında örgütlendiler. Sünni Anadolu’nun kızlarının ırzına geçtiler “Muta Nikâhı” rezilliği adı altında. Ne çabuk unuttunuz bunları insan namusuna gelen haleli unutur mu? Kim yaptı bu söylediklerimi ve saymadığım daha fazlasını? Bunlar vatana ihanet olmuyor da benim bu fitneye dikkat çekmem mi vatana ihanet oluyor.

 

Hadi ben bir adım ileri daha giderek şunu diyorum: İman olmadı mı Vatan yoktur. Zira vatan iman etmiş, inanmış insanların kurduğu bir şeydir. Siz ne yapıyorsunuz ŞİA fitnesini sevimli göstererek VATANA İHANETİN EN BÜYÜĞÜNÜ YAPIYORSUNUZ. İnsanların imanını ateşe atan bir fitneyi sureti hak kılıfında insanlara sevimli gösteriyorsunuz. Şahsınız ikinci binin yenileyicisinden daha iyi biliyor galiba. Şahsınız Şeyhülislam Ebussuud Efendiden daha bir âlim galiba. Haddinizi bilin beyefendi haddinizi, kendiniz İran’ı seviyorsanız sevin ama bu insanlara sevimli göstermeye çalışmayın, insanların itikadı ile oynamaya çalışmayın. Hele hele bunu da ben vatanımı milletimi seviyorum vatanım her şeydir gibi malzemelerle süslemeyin. Farkındasınız veya değilsiniz yaptığınız ihanettir…

 

Bu nasıl bir anlayıştır Sayın Şimşek soruyorum size kim ilişti benim Ülkemin namusuna Patagonya’dan gelenler mi KİM? Bu toprakların anaları babaları Sünni olan ve dolayısıyla kendileri de Sünni olan fakat İran fitnesinden dolayı Şii’leşmiş şerefsizler yaptı bunları. Nasıl unuturum nasıl unuturuz? Peki ya insanların itikadları ile oynamak ne demek Sünnilere küfretmek ne oluyor, Sünni âlimlerin kitablarını paçavra diye yaftalamak, o muazzam eserlere küfretmek, o muazzam eserlerin müelliflerini kâfir olarak görmek ne demek? Sorarım size vicdanınız nasıl kaldırıyor bunu. İran kendi içinde Sünnilere yaşam hakkı vermiyor hapislerde çürütüyor, işkenceler yapıyor, öldürüyor.

 

Sakın bana Batı’dan bahsetmeyin zira onların küfrü açık ve yapacaklarını sureti haktan gözükerek yapmıyorlar. Onlar zaten düşmanımız, fakat İran siz ve benzerleriniz sayesinde bu insanların iliklerine işledi. İtikadi durumunuz nedir tam olarak bilmiyorum ve buraya bende sünniyim yazmanız bu saatten sonra beni tatmin etmez. Ki umarım Sünnisinizdir, fakat böyle olsanız bile değerlerine sahib çıkmayan ve hatta daha da ötesi kardeşlik, dostluk mostluk adı altında bilerek veya bilmeyerek İran borazanlığı yapıyorsunuz. Görün bu halinizi İran denilen fitne ateşini insanlara sevimli gösteriyorsunuz. Nedir bu hal Şimşek Bey soruyorum size nedir bu hal?

 

Şia tarihin hiçbir devresinde Sünnilerin dostu da olmamıştır, müttefiki de olmamıştır. Hz. Ömeri öldüren bir mecusinin türbesini ibadet yerine çeviren Allah’a dua eden “bizi ebu lulu ile yargıla” diyen insanlar bu soysuzlar. Hz. Aişe’ye hakkında ayet olmasına rağmen dilimiz varmıyor İfk olarak yazalım, İfk iftirasını atan Allah Resülünün ak ve pak zevceleri validemiz, Hz. Aişe’yi töhmet altında bıraktıklarını zanneden bu alçaklara karşı tavrınız nedir. Osmanlıyı arkadan vuran Müslüman Türk’ün düşmanı olan bu Muta P.ç’lerine karşı olan bu tavrınız nedir? İnsanlara İran denilen dübürcüler topluluğunu nasıl sevimli gösterirsiniz ve bu halden dolayı da insanların itikadı ile nasıl oynayabilirsiniz anlayamıyorum.

 

Var mı bunun ötesini…

 

Ve size diyorum o kulaklarınızı açın hem de iyice açın. Bırakın artık saçmalamayı. Yok kafir yok ajan, yok ahmak falan filan demeyi. Saçmaladığınızın farkında değimlisiniz? Tamam, ben kafirim YA DEĞİLSEM… NE DEMEK İSTEDİĞİMİ GAYET İYİ ANLADINIZ. Bırakın artık bu çocukça şeyleri eskidi bunlar, önüne geleni ajan ilan et, önüne geleni kâfir ilan et, önüne geleni hain ilan et. Yok ya herkes kâfir, ajan, hain bilmem ne tek sen ve gibilerin adam.

 

VE TEKRAR EDİYORUM “YA DEĞİLSEM” YANILDIM DEMEKLE KURTULABİLECEKMİSİN BANA ATTIĞIN İFTİRANIN ATEŞİNDEN…



















--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.