bayan kuzu. elinin hamuruyla erkeyin işine karışırsan , üç kelime doğru söylersin otuz kelimede zırvalarsın, bari susta seni hanım efendi sansınlar, saçmalamalarınızın adına akıl mantık ürünü sözler diyemiyorum, biraz daha gayret edin olgunlaşın ondan sonra akıl satmaya yani ukalalık yapmaya kalkışın. akıllılık adına aklı selimi tepetaklak etmeniz , acıklı bir durum oluyor doğrusu, siz kendinize hanım efendi olma yolunda bir yaşam tarzı seçseniz daha uyğun ve hakkınızda daha hayırlı bir şey yapmış olursunuz, her ağzı olan önemli konularda konuşursa o toplumun kıyameti kopar ki zatende kopmuş durumda. adına demokrasi dediyiniz özel uyduruklarla milleti yönetirseniz sizin gibi aklı selimden mahrum olanların elinde toplum top yekün perişanlığa ve bitmez tükenmez dertlere düçar olur. ki zatende olmuş durumda, gerçek bir ifade özgürlüyünün bulunmadığı ülkelerde sistemin bozukluğunu söyleyebilmek için iyi kuş dili tahsil etmek gerekiyor, dürüst açık sözlü olan insanlarda kuş dili komuşmalardan huzursuz oluyorlarki çoğunlukla rayından çıkmış gidişata bulaşmamaya çalışıyorlar, ve yüce yaratana sığınıyorlar, gerçek dürüslere bu hengame arenasında yer kalmıyor, ve toplumun kıyameti üst üste her defasında bir başka şekilde koptukça kopuyor, ALLAH cc. bizleri şu ahir zamanın fitnesinden muhafaza buyursun inş. dedikodudan gıybetten yalandan sakınanlardan eylesin, inş. size salim alkıllar temenni ederim hoşçakalın ,
--- 02/05/09 Cts tarihinde kotanlartr <kotanlartr@gmail.com> şöyle yazıyor:
Kimden: kotanlartr <kotanlartr@gmail.com> Konu: (anadoluhaber) MÜHİM SAVUNMA VE MÜHİM AÇIKLAMA - ELDE VAR SIFIR // Neriman Kuzu Kime: Tarihi: 2 Mayıs 2009 Cumartesi, 21:14
Date: Sat, 2 May 2009 18:43:08 +0000 From: k.neriman@yahoo.com.tr Subject: MÜHİM SAVUNMA VE MÜHİM AÇIKLAMA - ELDE VAR SIFIR
MÜHİM SAVUNMA VE MÜHİM AÇIKLAMA - ELDE VAR SIFIR
Genel Kurmaylığın, demokrasiye ve hukuka bağlı olması Türkiye'nin medarı iftiharı, en büyük şanslarındandır. Türkiye'nin parlak bekasının kanıtıdır. Ama, Genel Kurmaylığın , Hukuk, Anayasa ve kanunların bir tek şahısta temsil edildiği bir demokrasiye! sıkı sıkıya bağlanmasına ve suskunluğuna, sebep ne olursa olsun, altını çizerek söylüyorum, sebep ne olursa olsun, bir türlü anlam veremiyorum. Sizin Anayasal göreviniz, Türkiye'yi yalnız dışa karşı mı korumak? İçten çürütülen, insanları yok edilen bir ülkeyi, kimler için dışa karşı koruyacaksınız? Türk Milleti sizden darbe istemiyor. İletişim Toplantısı'ndaki gibi, savunmanızı da hiç istemiyor. Masaya yumruğunuzu vurup, Türkiye'nin Sosyal, Demokratik bir Hukuk devleti olduğunu vatan hainlerine, hafızalarından silinemeyecek bir şiddetle hatırlatıp, "Türkiye sahipsiz değildir, biz buradayız" demenizi bekliyor. 29 Nisandaki konuşmanızda ima ettiğinizi sandığımız gibi, biz Türk halkı olarak gerisini hallederiz evvel Allah. Ama bugüne dek, Türk Milletine açıkça bir güvenç, bir ümit vermediniz, vermiyorsunuz. Onlarca kahramanımızın, askerimizin yasaları çiğneyerek ceza evlerinde ölüme terkedilmelerine demokrasi adına seyirci kalıyorsunuz. Araç olarak kullanılan bu "demokrasiyi" ne DTP'liler ve ne de Erdoğanlar dillerinden düşürmüyor. Biri, PKK mayın tuzağı ile 10 canımızı alıyor demokrasi diyor. Diğeri, istisnasız her konuşmasında yalan söylüyor, halkı aldatıyor, takiye yapıyor, düşmanlık yapıyor, demokrasi diyor. Yalaka alçaklar da öyle ağızların açıyorlar "demokrasi", kapıyorlar "demokrasi". Demokrasi diye diye Türkiye Cumhuriyetini yok olmaya kadar getirdiler. Bütün bunları gördüğünüz, her şeyi bildiğiniz, her şeyi takip ettiğiniz, vahameti gördüğünüz halde, İletişim Konuşmasında, vallahi! biz bir şey demedik, biz karışmadık anlamında savunma yapıyorsunuz. Paradoks... Ben şahsen bunu anlayamıyorum. Ya susuyorsunuz ya da savunma yapıyorsunuz. Demokrasi adı altında, AKP'nin yaptığı her sivil darbeyi yalnız seyrettiniz, seyrediyorsunuz. Yarın, AKP Sivil Anayasa darbesini çıkarınca da, demokrasi adı altında seyirci mi kalacaksınız. Bizim, Türk milleti olarak zafere ulaşacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın, ama ne yazık ki çok yıprandık, çok kan kaybettik, çok şehit ve gazi verdik, onurumuz şerefimiz ayaklar altına alındı, ülkemiz aleyhine çok anlaşmalar yapıldı, 80 yıllık birikimlerimiz satıldı, tarumar edildi, ülkeyi bilfiil psikopatlar, yobazlar ve dinciler teslim aldı. Bir askeri darbe yapılırsa, Türkiye 10 yıl geri gider diyenler hala uyuyorsunuz. Erdoğanlar şimdilik Türkiye'yi 20-25 yıl geri götürdü, sizden çıt yok. İşte bunların telafisini, düzeltilmesini düşünürken ürküyor, tüylerim diken diken oluyor. Eğer "sözde değil özde" dediğiniz zaman, arkasında dursaydınız, bütün bu zulmü, bu acıları, bu korkuları, bu fakirliği, bu yolsuzlukları, bu işsizliği Türk halkı yaşamayacaktı, seçim oyları bir kilo nohuta satılmayacaktı. Eğer Türkiye'de demokrasi olsaydı, insan hakları olsaydı, anayasa, hukuk, savcı ve yargıçlar olsaydı, ben bu yazıları yazar mıydım?. Size yakarır mıydım? Akla bile gelmezdi. Erdoğanlar, onlarca paşadan birkaçını, kendi saflarına geçirirse, (ki, her insanın 8 delikli canlı olduğunu düşünerek, bunun olması imkansız diyemezsiniz.) Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihe gömüleceğini ben kestirebiliyorum. Ya siz? Erdoğanların bütün imkanlarını kullanarak yaptığı çalışmaların tamamen bu yolda olduğunu her vatandaş biliyor. Ya siz? ** Yüzde doksan yedisi hain, Türkiye ve TSK düşmanı olan bu medya güruhunu toplayıp neden konuşma ihtiyacı hissettiniz? Toplantınızda, Türkiye'nin asıl sahibi Türk Milletinden neden bir kişi bile yoktu. Üniversitelere gidip Türk gençleriyle konuşsaydınız bir anlam verebilirdim. Çünkü onlar Türkiye için varlar. Onlar, ne AKP'nin, ne AB'nin ve ne de ABD'nin satın alamayacağı Türk gençleridir, yarının ümitleridir. Hem onlarla konuşurken savunma ihtiyacı da duymazdınız. Şimdi, Bremen Mızıkacılarının 36 kısım tekmili birden filmi başladı bile: İlker Başbuğ ne dedi, niye dedi, ne demek istedi, kime mesaj gönderdi, çok güzel konuştu, her şeyi ortaya döktü, iyi hazırlanmış bir konuşmaydı, tamamen TSK'ni savunan bir konuşma, haddini aştı, demokrasiye çok bağlıydı vb. vb. her yerde her gazete ve televizyonda filmin konusu bu. Ben soruyorum: Bu biçimde konuştunuz da ne oldu? Ne değişti, ne değişecek. Türkiye'mi kurtulacak? Türk halkına en ufak bir faydası mı olacak? Sayın Başbuğ savunmanızda : "Silahlar yalnız bizde değil, Emniyette de var. TSK envanterinde eksik mühimmat yok. Yerden fışkıran! silahlar onlar olabilir" dediniz. Bunun tercümesi, "mühimmatın büyük bir kısmı, Emniyetteki Fetullah polislerinin elindedir." Emn. Gen. Müd. de "kayıtlarımızda eksik mühimmat yok" diye yanıt verdi ve noktayı koydu. Ne oldu şimdi? Kendinizi, savundunuz da ne oldu, ne değişti? Ne değişecek? Biz de çoktan biliyoruz, emniyette Fetullah Polis çetesi var. Siz onları yok edemezseniz biz mi edeceğiz? Onlara toz kondurmayan Erdoğan'ın, iki dudağı arasındaki kanunlar mı onları temizleyeceğiz?.. Ergenekon sözcüğünü kullansanız da ne olacak, kullanmasanız da. Bu ad altında Erdoğan Bush'un emriyle en güzide, en kahraman insanlarımızı kodese sokturup diri diri öldürtüyor. "Bekleyin, sabredin mahkeme kararını versin" diyorsunuz. Hangi savcıyla, hangi yargıçla, hangi kanunla suçlu olup olmadıklarına karar verilecek? İki yıldır bekledik, daha kaç yıl beklememizi öneriyor sunuz?. * "Biz PKK'ya arka çıkan bir partinin bulunduğu ortamda bulunmayız" dediniz de ne oldu? Ayni ortamda bulunmanız da bulunmamanız da neyi değiştirecek, neyi değiştirdi ki? Siz aynı çatıda olmadığınız için, Türkiye'yi bölüp sınırlarını çizdiklerini ilan ettiler bile. Bir tek bebek katilini cumhurbaşkanı seçmeleri kaldı. Siz aynı ortamda ister olun ister olmayın, yarın bir gün onu da ilan ederler... Siz önceleri de "Sözde değil özde" diye büyük laf etmiştiniz. Ettiniz de ne oldu? Etmeseydiniz de ayni şeyler olacaktı. Neyi değiştirdi? HİÇ. Herifler "yola devam"dan başka bir şey söylemiyor. Bunun anlamını da biz çok iyi biliyoruz. Ya siz?...İşte diktatör, laf olsun, gündem değişsin, Bremen Mızıkacıları boş durmasın diye, bakanlarının yalnız adlarını değiştirdi. Aslında, bakan ya da bakanlık diye bir şey yok ve olamaz da. Yalnız, faşist diktatör Adolf Hitler'i ve Benito Mussolini'yi çoktan sollayan hasta bir diktatör ne derse, onları uygulayan robotlar var. Erdoğan'ın solladığı bu iki faşist diktatör bile "altı bakanı kapıya koyarım" demek bir tarafa, çaycı Hans için bile böyle bir çıkışı yapacak kadar deli olmadılar. O zaman ne değişecek sanıyorsunuz? HİÇ. Buna rağmen haftalarca, aylarca Bremen Mızıkacıları, bu robotlarla meşgul olacak. Koca Türkiye, üç psikopatla, 10-15 şerefsiz, namussuz, satılmış savcı ve hakime nasıl teslim edilebilir? Buna hangi vicdan, hangi mantık, hangi Türk razı olabilir. Sakın bana, büyüteçle aransa bile görülemeyen demokrasiden ve hukuktan bahsedilmesin. Askeri darbe yapmak şart değil, yapılacak o kadar alternatif sivil darbeler var ki, bir türlü Erdoğanlardan öğrenemediniz gitti..
Neriman Kuzu
Yahoo! Türkiye açıldı! Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de! www.yahoo.com.tr --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin -~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.