![[1779343668_830ae47018.jpg]](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitwSja9dcslEKyZnikDV0VAa7qnPjC-Nj6H3kAuvLP-hdYpHGW29wWUtctj5PDvtWQLg50tql5hj04xjsXwThw7sbE0045eDvqDhe9gBnNWL-awWtRhlUG_DcoJZztDhR83uMvPg/s1600/1779343668_830ae47018.jpg)
ALTAY SİYASİ ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DERNEĞİ
ALTAY Siyasî Araştırmalar Merkezi olarak, Müslüman Uygur Türklerin vatanını iki asırdır işgâl altında tutan Çin Halk Cumhuriyeti Devletinin, genlerine işlemiş olan Doğu Türkistan katliamlarından birini daha yaşamaktayız. Altay derneği olarak, ismimizin geldiği "Yüce Dağlar"ın mekânı olan " Doğu Türkistan Müslüman Uygur Türk halkına karşı girişilen ve 1500 kişinin katledildiği bu son katliamı lanetliyoruz.
Ve Somali, Sudan, Filistin, Irak, Çeçenistan, Afganistan, Filipinler, Keşmir, Patani (Tayland), Burma'ya kadar tam bütün bir İslâm coğfaryasında sürmekte olan bir katliamlar zincirinin bir halkası olarak gördüğümüz bu katliam, "Uluslararası Hukukun" ne tür bir safsata olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır.
Doğu Türkistan, kan içici Batı medeniyetine, aynı metotlarla karşılık vermek isteyen Çin emperyalizminin, tıpkı Batı gibi, katliamcı yüzünü sergilediği bir vahşet sahnesine çevrilmiştir.
Şunu ifade etmekteyiz, "Yüce Dağ"daki "Ateşten Yürüyen At" efsanelerde kendine biçilen rolü oynamadığı müddetçe, bu katliamların son bulmayacağı anlaşılmaktadır.
Doğu Türkistan'da yaşanmakta olan Çin vahşetine engel olabilecek tek siyasî irade bu topraklarda, yani, Oradaki Türklerin de gözlerini çevirdiği, Osmanlı bakiyesi Türkiye'de mevcuttur. Tıpkı, Basra'dan, Bosna'ya, Çeçenistan'dan, Somali'ye diğer İslâm topraklarında olduğu gibi...
Türkiye'de yaşayan, başta müslüman Türk milleti olmak üzere, bütün Müslüman hakların üzerindeki ilk, insanî-İslâmî vazife, üzerindeki ölü toprağını silkeleyip, kendisine düşen ve kendisinden beklenen bu tarihî görevi yerine getirmek için, devlet gibi devlet olmak başta olmak üzere, üzerine ne düşüyorsa, onu yerine getirmektir.
Acısı yüreğimizi parçalayan, Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur Türk halkının namusu, dini, vatanı için şehid olan genç kızları başta olmak üzere, Afganistan, Filipinler, Filistin, Somali, Irak ve Çeçenistan'dak kadın-erkek bütün yiğitlere selam olsun, Allah direnişlere güç, kuvvet, dirlik-birlik versin!
Bu vesileyle, İşgalci-katliamcı Çin Devletini bir kez daha lanetliyoruz!
Saygılarımızla...
ALTAY Siyasî Araştırmalar Merkezi Derneği...
Adres: Merkezefendi Mah. Mevlana Cad. Tercüman Sitesi Platin B1 Blok, Kat:1, Daire:8 Cevizlibağ-İstanbul (Vatan Bilgisayar arkası)
Telefon : 0212 664 20 70
Faks : 0212 664 20 65
Cep : 0555 821 51 61
e-mail: altaydernegi@gmail.com
dünya masallarla uyuyor...
YanıtlaSilÇin Dışişleri'nin Türkiye'ye tehdidi
"Siz Uygur Türklerine yardım ederseniz biz de PKK'ya yardım ederiz" işte Çin Dışişleri'nden Türkiya'ya mesajı...
Ancak Kürler bu topraklarda asırlardır her hakka sahiptir, bu psikopat Çin yönetimi kendini Türkiye ile bir tutacak niteliğe sahip değildir.
-Sincan'a Uluslarası Af Örgütü, Human Rights Watch gibi insan hakları savunucusu örgütlerin girmesine izin vermediği gibi Batılı gazetecileri de içeri sokmuyor. Her geçen gün daha çok büyüdüğü için kimse Çin'e kafa tutamıyor. Çin Halk Cumhuriyeti kimseyi zaten takmıyor.
-Uygurların dinine karışmıyor görünüyorsa da politik vaazlara tolerası yok. Tüm camiler kontrol altında. Kontrol edemediği camilerde Çin cuma namazına bile izin vermiyor. Emekliler camiye giderse “Git emeklilik paranı camiden al” diyor.
-Tutuklanan Uygurlardan haber alınamadığı gibi, kayıpları aramaya bile kimse cesaret edemiyor.
-Çin, Uygurları terörist gibi görmesine rağmen, bu etnik azınlığın Pekin ile büyük bir birlik beraberlik ve barış içinde olduğunu dünyaya ilan ediyor.
-Hiçbir Uygurun fikir özgürlüğü yok. Kimsenin politika yapma hakkı yok. Uygurların tüm telefonları dinleniyor. İnternet görüşmeleri yakından izleniyor. Kimse yasak sitelere girmeye cesaret edemiyor.
- Çin'in Uygurlara baskısını bir yabancının farketmesi çok zor. Korkudan kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Telefonla bile yurtdışındakşi yakınlarına en ufak bilgi veremiyorlar.
- Çin Uygur halkını korkuyla bastırıyor. Uygurlar o kadar korkmuşki tek kelime şikayette bulunamıyorlar. İçerden çıkanlar öyle işkence görüyorlarki özgürlüklerine kavuştuklarında tek kelime edemiyorlar.
13. Çin evlenmemiş Uygur kızları daha iyi bir hayat vaadiyle kandırıyor ve Sincan'ı terketmeye teşvik ediliyor. Kısaca koskoca Çin pezevenklik yapıyor.
masallarlauyuma dünya