(anadoluhaber) Re: FW: okuyun silmeyin diyorlar:=)))

 

İnternetin icadından sonra sanal alemde de boy gösteren "Medine-i Münevvere'de Türbe-i Şerif Hatibi Şeyh Ahmet'in rüyası"na da değinmek istiyorum. Eskiden el yazması ile kişiden kişiye, köyden köye, şehirden şehire gönderilen bu nevi hurafeler, şimdi teknolojinin nimetinden istifade edilerek internet aracılığıyla gönderiliyor, yani "sanal safsata" halini alıyor. Okumayanlar için ibretlik bir vesika olsun diye buraya geçmek istiyorum. Eline geçen bu safsatayı "boynunun borcu olarak biz saygıdeğer arkadaşlara iletmek icin" internet sitesine koyan bir "hurafe kurbanı" şahsın sitesinden olduğu gibi iletiyorum:

***

"OKU! Hz. Muhammed (s.a.v.) 'in Vasiyetnamesi. Elime geçen bu yazıyı boynumun borcu bilerek hemen siz saygıdeğer arkadaşlarıma iletiyorum! Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in vasiyetidir... Medine-i Münevvere'den gelen bu vasiyetnameyi okuyunuz ve okutunuz.!!!!!!

Bismillahirrahmanirrahim. Medine-i Münevvere'de Türbe-i Şerif Hatibi Şeyh Ahmet diyorki: "Vallahülazim bu vasiyetnamede zerre kadar yalan yoktur. Bir Cuma gecesi namazımı eda edip uyumaya varmıştım. Harem-i tarafından "Ya Şeyh Ahmet" diye bana bir nida geldi. "Lebbeyk Ya Rasullallah" dedikten sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şahsını gördüm. Rasullullah (s.a.v.) efendimiz şöyle devam etti: "Ya Şeyh Ahmet! Allah-ü Teala huzurunda yüzüm kalmadı. Sana haber veriyorum ki, geçen Cuma'dan bu Cuma'ya 16000 kişi öldü. İçlerinden bir tek Müslüman çıkmadı. Gelenlerin amel defterlerini kara ve sol elinde gördüm. Ya Şeyh Ahmet! Evvela ana ve babalarına asi oldular ve zekatlarını men ettiler. Hacı olup haram yemeyi adet ettiler. Herkes nefsinden başka birşey düşünmedi. Yüzlerinde haya kalmadı. Dünya malı ile nasip olan tartılarına hıyanet etmeyi adet ettiler. Ya Şeyh Ahmet! Benim ümmetlerime haber eyle! Yaptıkları günahlardan tövbe ve istigfar etsinler, namaz kılsınlar, zekat vermesini adet etsinler. Ya Şeyh Ahmet! Ümmetlerime haber eyle, Kıyamet alametleri zuhur ediyor. Hak Teala'ya asi olmasınlar. Çok yakın bir zamanda, 3 gece güneş tutulacak. 3 günden sonra mağribten doğup, maşrıkta batacak. Kuran-ı Kerim insanların gözüne gözükmeyecektir. Ümmetime söyle günahlarına tövbe etsinler. Yakın bir zamanda İsa (a.s.)'nın inmesi zuhur edecek. Ya Şeyh Ahmet! Ümmetlerime haber eyle, kudret kalemiyle her kim bu vasiyetnameyi bir köyden bir köye, bir kazadan bir kazaya, bir ilden bir ile, bir devletten bir devlete gönderirse Huzur-u Mahşerde günahları affedilir. Hazret-i Muhammed Mustafa'yı (s.a.v.) şahsı ile görmüş olur. Kim vasiyetnameyi işitipte yazmazsa, bir köye veya bir başka yere göndermezse, yüzü kara ola." Türbe-i Şerif'in Hatibi Şeyh Ahmet 3 defa yemin edip: "Vallahülazim bu vasiyetname de yanlış bir bilgi verirsem, bu dünyadan öbür dünyaya imansız gideyim" dedi.

15 günde Medine-i Münevvere'de yazılmış olup "tüm Müslümanlar'a" gönderilmiştir.
NOT: "Bunu her Müslüman'ın okuması için elinizden geleni yapınız"

***

Hurafe Vasiyetname burada son buluyor… Rüya ile amel eden amca oğlu Abdullah'tan alsam fazla şaşmazdım da, İmam Hatip mezunu, ABD'de doktora derecesini almış bir arkadaşımdan bu hurafe vasiyetnameyi alınca şok oldum ve Müslümanlar olarak içine düştüğümüz bu zavallılıktan ve kanı beş para etmezlerin maskarası olmaktan dolayı da epey üzüldüm. Demek safsatalar sadece cahil insanları değil, bilgili insanları da tuzağına düşurebiliyorlar. Bu konularda Müslüman olarak başvuracağımız kaynaklarımız bellidir: Başta Kur'an-ı Kerim ve altı Hadis kitabı olan Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Sünen-i Nesai, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Ebu Davud, Muvatta-i Malik. Bu kitaplardan istifade edemiyorsak bile İslam konusunda donanımlı insanlardan da öğrenebiliriz.

Bu safsatalar sadece İslami bilgisi kıt kitleleri iğfal etmekle kalmıyor, anti-İslamcı cenaha da dine ve dindarlara çatma fırsatı veriyor. Yaklaşık 150 yıllık tarihe sahip olan bu safsata rüya her dönemin şartına göre değiştirilip gündeme sokuluyor. Bu hurafe metin, 17 Ağustos 1999'daki depremden sonra da hafiften farklı bir versiyonla elektronik posta ve fakslarla şuraya buraya gönderilmiş. Tabi, kökten laikçi medya da yazarı meçhul bu hurafeden nemalanarak dindarları rencide etme yoluna gitmeyi ihmal etmediler. Nitekim, Oktay Ekşi'nin, "Yobazlar…" başlıklı yazısıyla mal bulmuş Mağribi gibi olaya müdahale ettiğine şahit oluyoruz (29 Eylül 1999, Hürriyet):

"Merhum Falih Rıfkı Atay 1950'li yıllarda bir gün, sahibi ve başyazarı olduğu Dünya Gazetesi'nin İstihbarat Odası'na girerek muhabirlere: 'Kuzum,' demiş, 'dünyada en iyisi ile en kötüsü arasında en az fark olan şey nedir?' Muhabirler patrondan gelen bu ani soruya yanıt vermekte zorlanmışlar. Kimi 'Paradır efendim' demiş, kimi 'Bence kadındır' yanıtını vermiş. Falih Bey: 'Bilemediniz kuzum,' demiş, 'yobazdır, yobaz!' Merhum Atay'ın bu sözlerini bize bugünkü Hürriyet'te okuyacağınız 'Şeyh Ahmet'in vasiyetnamesi' haberi anımsattı. Efendim 'Medine-i Münevvere'den gönderiliyor' iddiası ileri sürülerek 'Şeyh Ahmet'in Vasiyetnamesi' denen bir 'mektup' bir süredir faksla, postayla her yere dağıtılır dururmuş. Peki Şeyh Ahmet Efendi ne diyormuş bu vasiyetnamesinde? Biliyorsunuz yobazlar şahitsiz konuşurlar. Hiçbir konuda akıl, mantık, bilim ve hukuk açısından geçerli bir tanık gösteremezler. Çünkü sadece 'rüyalarındaki' yahut 'rivayet edilen' hususları aktarırlar. Rüyalarına ya Hazret-i Muhammed girer yahut Cebrail Aleyhüsselam'la buluşurlar. En mütevazi olanların palavrası da kendilerinin ermiş saydıkları birini rüyasında nasıl gördüğüne ve ne gibi öğütler aldığına dair olur. Böylece şahitsiz, ispatsız bir palavrayı yutturmaya çalışırlar. Nitekim bu defa da Hazreti Muhammed'i rüyasında Şeyh Ahmet Efendi dedikleri zat görmüş."

Bu tür metinler farklı bir şekilde karşımıza çıkarsa ve metinde bahsedilen hususlar hakkında bilgimiz yoksa, metindeki "göndermezsen yüzün kara ola! Arabanın altında ezilip pestil olasın, pestilini de leş kargaları afiyetle yesin!" gibi tehditlerden korkarak "vasiyetnameyi bir köyden bir köye, bir kazadan bir kazaya, bir ilden bir ile, bir devletten bir devlete, bir gezegenden bir gezegene, hatta bir galaksiden bir galaksiye gönder" emrini yerine getirmeye yeltenmeden önce, aklı başında "bir bilen"e danışmakta fayda var. Sözkonusu Hurafe Vasiyetname'yi alan bir okur meseleyi ilahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman'a sormuş. Karaman'ın cevabını dikkate değer bulduğum için bilginize sunmak istiyorum:

"Bu vasiyetname, küçük farklarla benim çocukluğumdan beri elden ele dolaşır. Bazılarında yaymada kusur gösterenlere ağır tehditler de bulunduğu için insanlar korkarlar ve birbirlerine nakleder dururlardı. Hayli zamandır vasiyetname gündemden kalkmıştı, anlaşılan birilerinin ellerine geçmiş ve yine gündeme sokulmuş. Medine'de Türbe-i Şerif diye bir yer ve onun hatibi yok. Efendimiz'in Türbesi kastediliyorsa bunun da hatipleri eskiden beri biliniyor ve onlardan böyle bir vasiyetname haberi çıkmamıştır. Mümkün müdür? Elbette bir insan rüya görebilir, rüyasında Sevgili Peygamberimizi de görebilir (Allah cümlemize nasip buyursun, amin!), Peygamberimizin rüyada bir şeyler söylemesi de mümkündür, ancak bütün bunların geçerliği, Kitap ve Sünnette açıklanan, İslam alimlerince yorumlanıp yazılan kurallara uygun olmasına bağlıdır."

Karaman Hoca devame diyor: "Bence uydurma olan vasiyetnamede doğrularla yanlışlar birbirine karıştırlmıştır. Ana babaya asi olmak, zekat vermemek, başkaca günahlar işlemek elbette doğru değildir, yapılmaması gerekir, ama bir haftada 16 bin kişinin öldüğü ve hiçbirinin imanla göçmediği ifadesi abartılıdır ve müminlere su-i zandır. Ayrıca belli bir dönem müslümanlarının günah işlemeleri yüzünden Peygamberimizin, 'Allah katında yüzünün kalmaması' İslami kurallara aykırıdır; her koyun kendi bacağından asılır, Peygambeimiz tebliğ vazifesini tam olarak yerine getirmiştir, şimdi o, Rabbi katında hayal edilemez nimetler ve lutuflara gark olmuştur. Kıyamet alametleri konusunda vasiyette geçen alametler zaten rivayetlerde mevcuttur, onların ne zaman olacağını da yalnız Allah bilir. Bu ve benzeri haberlere itibar etmemek ve başkalarına haber vermemek en iyisidir; bundan dolsayı da -başına kötü bir şey gelmek şöyle dursun- insan ecir alır, sevaba girer."

Ahmet Turan Alkan da "Şeyh Ahmed'in Vasiyetnamesi Efsanesi" başlığı altında bu hurafenin 150 yıllık tarihini çok geniş bir şekilde tahlil ediyor (21 Şubat 2005, Sayı: 533, Aksiyon). Makaleyi okumak istiyenleri (http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=19764) adresine havale edip yazının sonuç kısmını ibret almamız umuduyla buraya kaydetmek istiyorum:

"Bu Kadar Saf Olmaya Hakkımız Var mı?

Şeyh Ahmed Vasiyetnâmesi'nin 150 sene boyunca tazelenen bir metin olarak saf Müslüman gönüller üzerinde yaptığı etkiyi tahlil etmek mümkün; zira bu metin, Efendimiz'in ağzından aktüel hâdiseler hakkında bir ikaz mâhiyeti taşıyor. Adı ve kimliği bile belirsiz birinin gördüğü rüyâya dayanılarak bir mânâda uydurma hadis imâl edilmesi, metnin muhtevâsına câzibe katıyor ama nihâi planda bu risâlelerin gri propaganda eseri olduğu ve Müslümanlar arasında zihin karışıklığı yaratmak gayesine yöneldiği tartışılamaz. Bir buçuk asır boyunca saf gönüllü Müslümanların, 'Kütüb-i Sitte' gibi güvenilir Hadis mecmuâlarından istifâde etmek yerine, uydurma olduğu su götürmez propaganda risâlelerine itibar etmesi de, uzun uzadıya üzerinde durulması lâzım gelen bir hicrân mevzuudur. Ezcümle, çoğaltılması ve başkalarına da ulaştırılması hakkında lânet hükümleri de ihtivâ eden bu gibi karanlık metinlere asla itibar edilmemesi gerektiğini ihtar edenler kervanına biz de katılmış olalım."

 

Cevdet Akbay

http://www.cevdet.net/haber.php?go=fullnews&newsid=65

 

 

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.