Orta Asya’da kan ve petrol
“Ucuz ve bol petrol dönemi” kapanmak üzere ve bu “amansız yeni bir enerji yarışı dönemi” ile sonuçlanacak. Yeni enerji rekabetinden kim daha avantajlı olacak.Amerikalı yazar Conn Hallinan’ın “Orta Asya’da kan ve petrol” adlı makalesini timeturk.com okuyucuları için tercüme ettik:
Conn Hallinan*
Geçen ay, görünüşte alakasız olan iki olay Orta Asya’yı potansiyel bir alev alanına dönüştürdü: Kuzey Atlantik Paktı Örgütü (NATO) ve Rusya ile Çin arasındaki henüz olgunlaşmayan stratejik ittifak hızlı bir şekilde genişliyor.
Söz konusu olan, dünya enerji kaynakları rekabetinde gelecekte kimin avantajlı olacağıdır.
Artan Rekabet
Bu yazın başında, ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) dünya petrol rezervlerinde keskin bir düşüş yaşanacağı tahmininde bulundu. Enerji uzmanı Michale Klare’e göre “ucuz ve bol petrol dönemi” kapanmak üzere ve bu “amansız yeni bir enerji yarışı dönemi” ile sonuçlanacak gibi görünüyor.
Temmuz başında, Washington tarafından yapılan basın açıklamasından ve yıllık icarlarını artırma kararlarından sonra, Kırgızistan Manas’taki ABD üssünü kapamaya yönelik kararını geri aldı. Böylece Amerika Birleşik Devletleri petrol ve gaz zengini Hazar Havzası’na sınır olan ülkelere ayak basacak önemli bir yer sağlıyor.
Manas Afganistan’da Taliban’a ve El Kaide’ye karşı devam eden kampanyada kritik bir üs oluştururken, Orta Asya’daki savaş “terörizm”den çok enerji ile ilgilidir. ‘Afganistan’ ve ‘petrol’ kelimelerini asla aynı cümlede kullanma” söylemi “hala bir gülünçlük kaynağı” diyor Asia Times’dan Pepe Escobar.
“Gezegenin potansiyel görkemli savaş alanlarından geçen” geniş petrol ve gaz boruhattı ağlarını tanımlamada “Pipelineistan” terimini ortaya atan Escobar, Orta Doğu, Orta ve Doğu Asya arasında stratejik olarak yer alan Afganistan’ı “Pipelineistan’ın merkezinde” görmektedir.
Escobar Orta Doğu ve Orta Asya’daki terör haritasıyla petrol haritasının gerçekte yer değiştirebilir olmasının bir tesadüf olmadığına işaret etmektedir.
NATO’nun Rolü
Birçok Amerikalı ve Avrupalı için, Afganistan Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yapılan 9/11 saldırılarından hemen sonra radar ekranlarında göründü. Fakat Escobar’a göre, ABD’deki 2001 saldırısından üç ay önce, İranlı, Alman ve İtalyan yetkililer Taliban’ı devirmek üzere tartışmak için Cenevre’de toplandı. Çünkü Taliban Güney Afganistan yoluyla Türkmenistan’dan Pakistan’a 800 mil uzunluğundaki 2 milyar dolarlık boruhattı döşeme planlarında “mide bulandıran küçük sinekti.”
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını takiben, NATO hızlıca eski Sovyet müttefiklerini ve eyaletlerini toplayarakVarşova Paktının feragatıyla kalan boşluğu hızla doldurmaya çalıştı.
Escobar’a göre, NATO’nun enerji savaşı ile ilgili ilk atılımları Balkanlardı. NATO Kosova’da Arnavutları özgürlüğüne kavuşturma mücadelesini temsil etti. Bununla birlikte, Moskova ve Pekin bu durumu, Arnavut Makedon Bulgar Petrol Ortaklığı (AMBO)’nun Hazar Havzasındaki petrolü Batıya taşıyacacak 1.1 milyar dolarlık boruhattının inşası için bir fırsat olarak gördü. 2011’de açılacak olan AMBO boru hattı Hazar Havzasındaki petrolü Gürcistan, Türkiye, Bulgaristan, Makedonya ve Arnavutluk yoluyla taşıyacak.
Escobar “Rusya, Çin ve İran Kosova savaşını, sonra Washington’un önceden Taliban ile eşleştirmeye çalıştığı Afganistan’ın işgalini ve İran ve Rusya’nın dahlinin olmadığı boruhatlarının yapımını desteklemesini nasıl yorumlayamadı ve en sonunda kritik enerji nakli kavşağı Gürcistan, Pipelineistan için açıkça savaşabildi?” diye soruyor.
Bununla birlikte her eylem için, ters ve eşit reaksiyon vardır.
Rekabet Artıyor
2001’de Rusya, Çin, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan ve Tacikistan şimdi İran, Pakistan ve Hindistan için bir gözlemci konumunda olan Şangay İşbirliği Teşkilatı’nı (SCO) kurdu.
NATO’nun aksine, SCO askeri bir birlik değil, bölgesel bir örgüttür. Gözlemciler arasında, insanlığın büyük kısmını, dünyanın enerji kaynaklarının çoğunu ve gayri safi milli hasılanın büyüyen bölümünü kapsıyor.
Bunula birlikte, Ortak Güvenlik Anlaşma Örgütü (CSTO), tüm SCO üyelerine artı olarak Beyaz Rusya ve Ermenistan’ı içeren bir askeri birliktir. Geçen Şubat ayında, Rus uzman Ilya Kramnik’e göre CSTO, üçüncü partilerin dahline zaman bırakmayacak hızlı bir araç olacak ortak hızlı tepki gücünü oluşturdu.
Orta Asya da müdahale edebilecek tek “üçüncü parti” NATO’dur.
Çin Kilidi
Birçok şekilde Pekin bu 21. yüzyıl “büyük oyununda” kilittir, çünkü Çin şu andaki dünya buhranını birçok ülkeden daha iyi tahmin edebiliyor.İhraçları bozulurken, Çinliler başarılı bir şekilde durgunluklarının biraz canlandırmak için iç piyasaya döndüler. Sonuç olarak, Çin son zamanlarda bölgedeki ülkelere yardım musluğunu açtı.
Haziran’da, Çin Türkmenistan’a 3 milyar dolar borç verdi. Böylece dünyanın en büyük doğalgaz sahası olacağı söylenen devasa Türkmen Yolotan Osman doğalgaz sahasında pay alacak. Türkmenistan kredisinden Rus petrol şirketi Roseneft ve boruhattı yüklenicisi Transneft taahhüdüyle Moskova da yararlanmakta. Kazakistan Çin’e Kazak petrol üretiminde 22% hisse vererek 15 milyar dolar kredi aldı.
Eski Hindistan diplomatı ve şu anki Asia Times yorumcusu M. K. Bhadrakumar’a göre, Moskova ve Pekin arasındaki gerilimden yıllar sonra, iki ülke geçmişi gömüp enerji kaynakları üzerinde yarışmaktan çok “ilişkilerinin yönünü uluslararası durumun üzerinde stratejik bir ortaklığa doğru değiştirmektedirler.”
Geçen Nisan ayında, Rusya ve Çin Pekin’e 2034’e kadarki ihtiyaçlarının 4%’ünü sağlayacak 25 milyar dolarlık petrol anlaşmasını imzaladı. İki ülke şu anda doğal gaz anlaşması için görüşmelere devam ediyorlar.
Pekin yaklaşık 4,000 mil uzunluğunda, 26 milyar dolar değerindeki Türkmen-Kazak-Çin boruhattını, Hazar havzasından Çin’in Guangdon bölgesine ulaştırmayı planlıyor. Anlaşmaya “üçüncü partilerin”, – NATO üslerinin –
Türkmenistan’dan uzak tutulacağı şartı da eklendi. Aynı zamanda, Rusya Kazak, Özbek ve Türkmen gazını bağlayabilmek için fazlaca bedel ödüyor. Ayrıca daha fazla Azerbaycan petrolü satın almak için görüşmelere devam ediyor. Öyle ki eğer başarılı olursa batı kontrollü Gürcistan’dan işleyen BTC boruhattı iflas ile sonuçlanabilir.
Prague Post’un önceki editörü olan, şu anda BusinessWeek’te yazan S. Adam Cardais, Rusya “Avrupa’yı Orta Asya’dan uzak tutmak için elinden gelenin en iyisini yapıyor” ve Rusya ile Çin “Avrupa’ya çoktan üstünlük sağlamış olabilir” diyor.
ABD Hala Oyunda
Fakat Washington havlu atmıyor. Manas manevrası iyi bir örnek ve Obama yönetimi Kırgızistan ve Tacikistan’a yardımı artırıyor.
Özetle, Orta Asya satranç tahtası çok büyük, oyun taşlarının sayısı çok ve bahisler çok büyük.
Pipelineistan Orta Doğu ve Orta Asya ile sınırlı değil. Doğalgazın ve petrolün aktığı her yerde. Venezuella Oronoco havzasının buharlı derinliklerinden Brezilya kıyısındaki Atlas okyanusunun güneyine kadar uzanıyor.
“Petrol ve doğalgazın kendisi ABD’nin nihai amacı değil.” diyor Escobar. “Hepsi kontrol ile ilgili”. “Eğer rakiplerinin – Avrupa, Japonya, Çin ve daha bağımsız olmaya çalışan diğer ülkelerin – enerji kaynaklarını kontrol edebilirse ABD kazanacak.”
ABD muazzam bir askeri güce sahip. Fakat Irak ve Afganistan konusuna gelince, bir darbe planlayarak ya da deniz kuvvetlerini göndererek pazarda bir köşe kapma günlerinin hızla kaybolduğu kesinlik kazanıyor. Eski imparatorluk ülkeleri yok oluyor ve atılganlar İngilizce’den çok Portekizce, Çin ve Hintçe konuşuyorlar. Gelecek birkaç on yılın taktikleri enerji rekabetini nasıl savaşlardan ya da büyük güçlerin katastrofik çarpışmasından korunacağına yönelik olacak.
*Conn Hallinan Foreign Policy In Focus’ta bir köşe yazarıdır.
Bu makale Zeynep Güneş tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.