31 Ağustos 2009

.:: Komplo Teorileri ::. RE: .:: KomploTeorileri ::. Türkiye'de 36 etnik dil


 
Date: Mon, 31 Aug 2009 07:35:46 +0000
To: e-komploteorileri@googlegroups.com
Subject: .:: KomploTeorileri ::. Türkiye'de 36 etnik dil konuşuluyor
From: nurullah@gazi.edu.tr
 
 
SANAL ve GERÇEK
Prof.Dr.rer.nat.D.Ali Ercan

Son zamanlarda alt kimlik- üst kimlik tartışmalarıyla kavramların alt üst edildiğine tanık oluyoruz.. Demokratik açılım söylemleriyle "Etnik temelde sorunlar ve çözümler" gibi yapay gündemler icat edilerek,  düşünsel boyutta bir travmadan diğerine darbelenen ülkemizde,  kafalardaki bulanıklığı gidermek,  özellikle gençlerimizin düşüncelerine ışık tutmak amacıyla,  "genler ve olasılıklar
" üzerine bir  zihin egsersizi yapmak istiyorum:

İstatistikler, Türkiyede ki insanların büyük çoğunluğunun, %82 sinin kara saçlı olduğunu gösteriyormuş.. Bu demektir ki yurttaşlarımızın geri kalan  %18 inin saçları sarışın, kumral, kızıl vs..  Peki bu oran, hücrelerimizde  taşıdığımız gen frekanslarında da böylemi acaba? bir bakalım: Genetikçiler Kara saçın diğer renkler üzerinde dominant (baskın) olduğunu söylüyorlar.. yani çocuk ana veya babadan sarı ve kara saç genlerini almışsa kara saç geni baskın olduğundan kara saçlı oluyor..  Populasyondaki Kara ve sarı saç genlerinin  olasılıkları K ve s olsun.. toplam olasılık  K + s = 1 dir..  Ana ve babadan gelen bu genlerle oluşmuş bir toplumda   (K+s).(K+s)= KK + 2Ks + ss = 1   olur.. sarı saç ancak her iki taraftan miras alındığında ortaya çıkabildiğine göre     ss = 0,18 dir, yani s = 0,424 demektir..buradan  K = 1-0,424= 0,576 buluruz.  Dolayısıyla, sadece kara saç genlerine sahip bireylerin, KK lerin populasyondaki oranı  0,576 x 0,576 = 0,33 olur.. çok ilginç..  %82 si kara saçlı görünen bir toplumda  katışıksız, sadece kara saç geni taşıyanların oranı aslında  1/3..imiş!! Toplumun  geri kalan 2/3 ü  (çoğunluğu) karışık saç geni taşıyor; ancak bu sarı saç genleri çekinik genler olduğundan ortaya çıkamıyor ve böylece  populasyonun %58 i değil,  ama %82 si kara saçlı oluyor..  Herhalde mavi gözler için bir hesap yapsaydık benzer sonuç elde ederdik..

 
Daha önceki bir yazıda Türkiyedeki kan gruplarının dağılımına değinmiştim..Türkiyedeki kan spektrumunda   ortalama  0,89 olan  Rh+  oranı  Avrupalı kavimlerde 0,84 asyalı kavimlerde ise 1'e çok yakın 0,99..dur. Bizdeki oran bu iki değer arasındadır;   0,89 = (1/3)x0,99 + (2/3)x0,84  olduğundan Türkiyede yaşayan insanların genetik yapısının  (1/3) asyalı + (2/3)  avrupalı bir karışım olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz; zaten saç renklerinden de ilginç bir şekilde,  benzer sonucu elde ettik.  Ayrıca son 1000-1500 yıldan beri ortaya çıkmış olan ve ırklar arasında yoğun bir genetik karışıma işaret eden AB grubunun kan grupları toplamındaki Türkiye orantısı %7 ile dünya ortalamasının nerdeyse iki katı.. Bütün bunlardan en azından 6 bin yıllık bir geçmişi olan
Anadolu halkının çok  değişik kavimlerin yoğun genetik karışımıyla oluştuğunu anlıyoruz; ki gerçekten de tarihten bilindiği kadarıyla bu topraklarda düzinelerle devlet kurulmuş, farklı medeniyetler yaşamış, savaşlar, dörtbir yandan gelen göçler vs. Anadolu populasyonunu şekillendirmiştir.. Üç kıta arasındaki bir köprü, bir geçit konumunda olan  Anadoludaki atalarımızın  dünyanın belki başka hiç bir yerinde raslanamayacak ölçüde bu  denli karışık genetik havuzuna  en son 900-1200 yılları arasında Asyadan Anadoluya göç eden 100-150 bin civarındaki  türkmen atalarımızın genleri de katılmıştır.. O zamanlarda Anadolunun nüfusu yaklaşık 400-500 bin civarında olduğuna göre kara saçlı, kara gözlü asyalı türkmen atalarımızın anadolu gen havuzundaki katkıları yaklaşık %20  dir...(*)

Bu örnekleri neden veriyorum..Çünkü bu basit hesaplamalardan şu önemli sonucu elde ediyoruz: Türkiyede hemen herkes öylesine karışık bir genetik yapıya sahiptir ki, hiç kimse kan ilişkisi bağlamında şu veya bu etnik gruba  dahil olduğunu söyleyecek durumda değildir..  Hiç bir etnik grubun belirgin genetik özelliklerinden bahsedilemez. Daha doğrusu etnik grup kavramı fiziksel açıdan içi boş bir kavram haline gelmiştir;  sadece  sosyo-kültürel bir "hatıra"dan ibarettir.. Bu bakımdan Türkiyede etnisite üzerinden ulusal politikalar yürütmek, ulus devletin birlik bütünlüğüne karşı bilinçli bir saldırı amacını taşımıyorsa, en azından abesle iştigal demektir, saçmalıktır. Anadolu torpakları üzerinde sahiplenebileceğimiz tek gerçeklik vardır, o da Türk ulus birliğine sahip çıkmak..  Akılcılık da bunu gerektirir..
 
Almanyadaki şarkiyat enstitüsü(Instıtut für orientalistik) müdürü  prof. U. Steinbach, Türk ulus devletinin birlik bütünlüğüne karşı bilinçli sürdürdüğü ve  bölücülerin, ümmetçilerin, emperyal yardakçı ikinci cumhuriyetçilerin muhakkak ki çok beğendikleri propaganda konuşmalarından birinde,  Mustafa Kemalin  "yapay bir ulus" yarattığını söylemişti.. Oysa gerçek durum tamamen tersinedir.. yapay olanlar, yukarda kanıtladığımız gibi, hayali etnik gruplardır; gerçek olan ise binlerce yıldır birarada, birlikte, kaynaşarak yaşamış, anadolu coğrafyasında müşterek tarih ve kültür potasında ergiyerek oluşmuş Türk milletidir.


"Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.."
Mustafa Kemal Atatürk.
 
Dikkat ederseniz, Ulu önder "Türkiye halkları" demiyor. "Türk halkı" da demiyor.  çünkü "Türk"  bir halkın adı değil,  bir ulusun, bir milletin adıdır.. Herşeye rağmen kendisini Arap, kürt, ermeni, çerkez, türkmen, tatar, boşnak, rum, arnavut, pomak, azeri, yörük,çingene, vs.. olarak gören varsa bile, bu insanların tümü bugün 80 milyona yaklaşan muhteşem Türk milletinin eşit ve özgür yurttaşlarıdır..
Ne mutlu 'Türküm' diyene !
 
 
 
(*) Bu durumda asyalı olup da türkmen olmayanların  (öntürkler?)  gen havuzundaki payı %13 kadardır... 
 
 




Diğer Windows Live™ özelliklerine göz atın. Sadece e-posta iletilerinden daha fazlası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.