BİYO-SİLAH TERMİNATÖR TOHUMLAR 8/20 : Naci Kaptan GDO lu ürünlerin tehlikeleri GDO'lu ürünler üreten bir firmanın kafeteryasında, çalışan personele , GDO içeren ürünlerin satışının yasak !!! *** soru ; GDO'lu ürünler tüketen bir annenin sütü ile beslenen bebeği, GDO'lu ürünlerin zararından nasıl koruyacaksınız? Anne babasıyla aynı sofradaki GDO'lu ürünleri tüketen bebek ve çocukları, bu kötü etkilerden uzaklaştırabilecek misiniz? Bunu nasıl yapacaksınız ? *** Animsatma : "Küresel yiyeceği kontrol etme plânı" 1930'ların başlarına, savaşın patlak vermesinden önceye dayanır. Bu organizasyon belli başlı bazı ailelerin servetlerini korumak amacıyla seçilmiş özel kuruluşların yardımlarıyla maddi olarak destek görmüştür. George Kennan, Henry Luce, Averell Harriman ve hepsinden önce Rockefeller kardeşlerin tarım sektöründe başlattığı 'yeşil devrim' sayesinde Petro-kimyasal gübre, petrol ve enerji ürünlerine bağımlılık arttı. Onların o günlerde yaptıkları bugünün genetiğini değiştirme tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Yüzyılın başında gerçekleşen 4 çokuluslu dev şirket birleşerek dünya üzerindeki çoğu insanın temel besinlerinin (pirinç, soya fasulyesi, buğday, mısır ve hatta bazı sebze ve meyveler ile pamuk) kontrolünü ellerine geçirdiler. Hastalığa dayanıklı kümes ürünleri, genetiği değiştirilmiş, güya kuş gribine dayanıklı ürünler ve geni değiştirilmiş domuz ve sığır üretimi için çaba sarf etmişlerdir. Dört özel şirketin üçünün Pentagonla kimyasal savaş araştırmaları konusunda sıkı bağları vardı. Dördüncü şirket aslen İsviçre kökenli olmasına rağmen İngiliz kontrolü altındaydı. Petrolde olduğu gibi GDO tarım projesi de bir Anglo-Amerikan küresel plânıdır.
Uluslararası şirketler, tüketicinin mutfağına, yerel üretici için sağlanan haklardan faydalanarak giriyor. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz, tohumların genleriyle oynanmasına imkân veren tekniklerle yetiştirilen tanm ürünleri, PBR (Bitki Üreticileri Hakları) yasasına göre geleneksel üretimle aynı kefeye konuyor.
Değerli okur , Genetiği ile oynanmiş tohumlar konusu , öncelikle sizlerin , çocuklarinizin,çekirdek ailenizin ve,toplum ile tüm insanliğin sorunudur.Daha ilerideki yazilarda da görüleceği gibi ,insanliğin sağliği,üremesi,bedensel ve zihinsel gelişimi,yaşam süresi GDO'lu ürünler nedeniyle tehdit ve tehlike altindadir.
GDO'lu ürünler sadece toplum sağliğini tehdit etmemekte ,yetiştirildikleri tarim alanlarini da kisirlaştirmaktadir.Böylece GDO'lu tohum kullanan ülkelerin tarim yaptiklari toprak alanlari da küçülerek azalmaktadir. Bu tür tarim alanlarina yakin olan ve doğal tohum kullanmakta olan diğer tarim alanlari da rüzgar ve arilar ile benzeri canlilarca taşinan polenlerle döllenerek ,ürünleri ve topraklari da zaman içinde bozulmaktadir.
Ülkemizde ise ,işbaşinda bulunan AKP hükümeti bu konuda toplum sağliğini ve tarim ile tohumlarimizi koruyucu kanunlar çikartmamakta ve gereken önlemleri almamaktadir.Market raflarinda manavlarda GDO lu tohumlardan üretilmiş sebze,meyva ve bunlarin yan ürünleri,denetim olmadiği için rahatça satilmaktadir.
"Sağlik ve Gıda Güvenliği Hareketi" isimli STÖ bu konuda duyarli davranmakta olup, Terminatör tohumlara ve ürünlerine karşi toplumu bilinçlendirici çalişmalar yapmaktadir. Bu konuda Necdet Bayhan tarafindan yazilmiş olan bir makaleyi sunuyorum ;
"Ölüm Tohumları" kitabının yazarı Gazeteci F. William Engdahl'la birlikte Ulusal Biyo Güvenlik Yasa Tasarısı'nı değerlendiren Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer; "Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ülkemizde üretilmesi ve tüketilmesine izin veren yasa tasarısının bu haliyle yasalaşması ülkemizin ve insanlığın lehine değildir" dedi. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkan'ı Kemal Özer'le birlikte basın toplantısı düzenleyen Ölüm Tohumları" kitabının yazarı Amerikalı Gazeteci F. William Engdahl; "Türkiye henüz tohumlarını kaybetmemiş olan bir ülke. Ulusal Biyo Güvenlik Yasa ile bu kaynaklarını bütünüyle kaybedebilir" dedi. GDO'lu tohumları 'Ölüm Tohumları' olarak nitelendiren F. William Engdahl; "Bu tohumlar insanlığı ve insanların davranışlarının kontrol edilmesi için kullanılıyor. Kimileri bunlara bir komplo teorisi demektedir. Bunlar bir komplo teorisi değil komplodur. Rockfeller'in yeşil devriminin sadece adı yeşil kendisi dünya nüfusunu kontrol etmek ve bazı ırkları ortadan kaldırmak için çalışmaktadırlar. Genetik tohum üretici ve pazarlayıcısı mahşerin dört atlısı olarak tanımladığı Monsanto, DuPont, Dow AgroSciences ve Syngenta gibi uluslar arası şirketlerin tüm insanları ve diğer canlıların sağlık ve güvenliğini tehdit etmektedir" dedi. Henry Kissenger'in, dönemin Amerikan başkanına hazırladığı bu raporun belki de en önemli noktalarından bir tanesi ise; aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, A.B.D için bir yüksek tehdit unsuru olarak tespit edilen 13 ülkede gıdalar aracılığıyla kısırlığın arttırılması ve yaşlı nufüsun sistematik olarak bu ülkelerde egemen olmaya başlamasının planlanması var. GDO'lu tohumların ekimi için başta devlet başkanlarına olmak üzere bir çok çevreye büyük rüşvetlerek ülkelerinde GDO'lu tohumların ekilmesi için ikna edildiğini iddia eden F. William Engdahl; "Bu konular başta olmak üzere GDO'Lu ürünlerin insan ve diğer canlıları olumsuz etkilediği ile ilgili GDO'lu tohum üreticileri başta olmak üzere GDO'yu savunan tüm taraflar bu tohumların insan ve diğer canlıları olumsuz etkilediği ile ilgili halka açık televizyonlarda her türlü belge ile tartışabilirim. GDO'nun faydalı olduğuna dair güçleri ve belgeleri yetiyor ise beni de ikna etseler ya? Benimle hiç bir ortamda tartışmaya imkânları yok" dedi. Engdahl, konuşmasında özellikle bir takım rüşvet ve uygunsuz yollarla bazı ülkelere bu GDO üreticisilerinin girmeye çalıştığına da işaret etti. Özellikle Almanya ve Fransa gibi ülkelerde halktan gelen direniş hareketlerinin ve baskıların neticesinde bu ülkelerde GDO'lu ürünlere itibar edilmediğini ve bunun da Türkiye, Macaristan gibi yeni pazarlara yönlenilmesine sebep olduğunu ifade etti. GDO'lu ürünlerin hamile kadınların bebeklerini düşürmesine bile sebep olduğunu belirten Engdahl, konuşmasında ilginç bir örneğe de yer verdi. GDO'lu ürünler üreten bir firmanın kafeteryasında, çalışan personele GDO içeren ürünlerin satışının yasak olduğunu ifade etti. F. William Engdahl basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Köksal Totan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP lideri Deniz Baykal, MHP lideri Devlet Bahçeli, Saadet lideri Numan Kurtulmuş gibi siyasetçilere ulaştırılmak üzere Ölüm Tohumları kitabını imzaladı.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer ise şu görüşleri dile getirdi: "Siyasi iktidar bir süredir, 'Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı' kanunlaştırılması çalışmalarını yürütüyor. Ancak söz konusu yasa tasarısının paylaşılması bir yana kamuoyundan ve talep edenlerden gizleniyor. Bu durum demokratik geleneğe aykırıdır ve işlemekte olan bu süreç, yasanın kendisi gibi doğru değildir. Bazı çıkar çevrelerinin iddia ettiği gibi ülkemizin ve dünyanın hibrit, transgenik, modifiye olarak da adlandırılan genetiği değiştirilmiş gıda ürünlerine asla ihtiyacı yoktur. Çünkü GDO'lu ürünlerin -iddia edildiği gibi- açlığa çözüm olmadığı ve daha fazla verim getirmediği bugün için inkârı imkânsız bir gerçektir. Arjantin, Meksika, Bangladeş, Kanada, Çin, Etiopya, Almanya, Fransa, Kenya ve Türkiye gibi ülkelerde resmi ya da gayri resmi olarak (yıllardır) ekimi yapılan GDO'lu tohumlar; ürünlerin lezzetini bozmuş, tozlaşma gibi yöntemlerle bazı bitki türlerini imha etmiş, kimi böcek türlerini yok etmiş, bazılarını ise "kene" de olduğu gibi, ölüm makinelerine dönüştürmüştür.
Burada sorulması gereken soru şudur?
GDO'lu ürünler tüketen bir annenin sütü ile beslenen bebeği, GDO'lu ürünlerin zararından nasıl koruyacaksınız? Anne babasıyla aynı sofradaki GDO'lu ürünleri tüketen bebek ve çocukları, bu kötü etkilerden uzaklaştırabilecek misiniz? Bunu nasıl yapacaksınız?
bölüm 8/20 / DEVAM EDECEK Naci Kaptan
| |||
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.