KAPANAN GÖNLÜNÜZ OLMASIN :(((

Gün geçmiyor ki, canlar sıkılmasın.

Zaten kaç gündür, bir şeyler yazmamak için, yine bir şeye
sinirlenmemek için kendimi zor tutuyorum.

Yine başlıyoruz.... Ney'e ? Kim'e hizmet eder insanlar anlaşılır gibi
değil...

Demokrasi, açılım, özgürlük, kardeşlik kelimelerini de kirlettiler.

Artık bu kelimeler ne kadar boş geliyor bana...

Birileri tutturmuş "Ulusalcılık" diye...

Birileri tutturmuş bunların tamamı Türkçülük yapıyor, bölücü diye ,
Ulusalcılara verip veriştiriyor.

Ve söylemeyi de ihmal etmiyorlar, 80 yıldır bu Ulusalcı kafa yönetti
ülkeyi...

Dün 32.Gün proğramını seyrettim. Keşke seyretmez olaydım.
2-3 tane vatandaş çıkmış, biri yabancı :) Amerikan eski kanlı başkanı
Dabulyu Puşh gibi "pikiki " diyorlar pekaka'ya...

Şu 3 yıldır şunu anladım ki, gerçekten Cumhuriyet kesinlikle tasfiye
halinde...

Bundan bu saatten sonra dönüş olurmu?

Halkımıza bağlı bu durum.

Ama, ben bu halkla umutlu değilim.

Betonları kemirmeye başlayınca anlayacak kendisini köleleştirildiğini...
Kendisini bizzat borçlandırarak, 10 yıl kımıldayamaz duruma geldiğini
görünce, krediler altında çilekeş Hayat sürmeye başlayınca, geri iade
ettiği evine baktıkça belki anlayacak....

Yav insan geri zekalı olsa, ancak bu kadar olur...

Bundan 3 yıl önce, morgiç diye bi sistem çıktığında, ben söylemiştim.
Aman ha, 10 yıl borçlanmayın...

Hatta, çerçeveletin asın bu yazıyı demiştim.

40 yaşındaki bi abi, 15 yıl borçlanmış, 100 milyarlık evi, 200 milyar
olarak ödüyor...

Abimiz, 55 yaşına gelmeden ev sahibi olacak. Ama, daha 2 yıl olmadan
işten ayrılmış. Kredileri ödeyemiyor....

Herkes kart vs batağında, borçsuz vatandaş yok. Esnaf yok.

Eğer, karşı taraf için düşünürseniz, doğru bi hamleydi. Herkesi
borçlandırarak, kımıldayamaz duruma getirir, herkesi bireyselleştirir
ve "bana ne" benim işim yolunda dedirtirsiniz...
Sonra, birkaç aydın ve yazarı ki o az olanları tıkarsınız içeri,
profesörleri, aydınları.. Ha, adam doğuda Vatan için demişler ve
gitmiş canını verecekken, Gazi olmuş. Devlet üstün şeref madalyaları,
cesaret madalyaları vermişler... Şimdi bu adam, Canını veriyor tabi..
Şimdi, başka bi sıkıntı gördüğünde, serseri mayın gibi... onları da
tıkmak lazım içeri....
Sonra, Bir iki sallama basın'a da ceza... Kulak çekme...

Oldu ortalık sana süt liman...

Ben bile tüm haritayı göremedim.

Bunun evveliyatı, taaa Atatürkten başlıyor. Atatürk 1935 yılında Mason
localarını kapattıktan, 3 yıl sonra Civalı ilaçlarla adım adım
öldürüldükten sonra, dirayetiyle ilgi Askeri komutanlığına sözümüzün
olamayacağı ama, Atatürkten sonra dirayetsizliğiyle 1945 yılında yine
Mason teşkilatını açmasıyla her şey başlamıştı.

Atatürkle beraber Tam bağımsızlık çizgisine oturtulmaya başlanan
süreç, 1950 yılından sonra,

Amerikan kucağına oturtulmasıyla asıl emperyalist çizgiye
oturmuştur.

Denizlerin öldürülmesi, Abdi İpekçi suikastı, Bahriye Üçok, Çetin
Emeç, Uğur Mumcularla devam eden süreç, en son Hürriyet'e kesilen
"Rajon" cezasıyla devam etmektedir.

Şimdi bugünü anlamak için geriye döneceksiniz...

Kurtuluş savaşını gözünüzün önüne getirin...
İstanbul Hükümeti ve Ankaradaki Ulusal Hükümete verip veriştirilen
süreçleri... Kimler vardı o günlerde...

1- Padişahım çok yaşa diyenler...
2- İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan kucağında olanlar...
3- Ali Kemallerin gazeteleri...

Bunların yanında kim vardı.
- Sarı saçlı Adam ve yanındaki bir avuç subay. Hep sorarlar aslında,
Osmanlı Ordusu her şeye rağmen binlerce Paşa, General ve subay varken;
Atatürk'ün etrafında kaç kişi vardı... Yok denecek kadar az.. Ve ötesi,
Atatürk'ün söylediğine inanmak bile imkansızdı o dönem......
Şimdi,

Durum yine aynıdır.

Aynı senaryo devam ediyor. Yine aynı kişilerin çocukları sahne almış.
Bu kez, aynı hataya düşmemek için, bütün heryeri istila edip, talan
edip, yok ediyorlar...

Kanal Biz'de yayın hayatına son vermiştir.

Yeniçağ Tv'de yayın hayatına son vermişti zaten...

Art Kanalının da o duruma düşeceğini, esnafların ve tüccarların
korkularından ilan veremediklerini biliyorum.

Ha, bi de Valilik genelge yayınlamış. Şehitliklerin önünde eylem
yapmak yasak artık. Demokratik açılım'a gölge düşürüyormuş...

Allah sizi layık olduğunuz "efendinizle" yaksın....

Ana tek oğlunu Şehit verecek, ardından veryansın edemeyecek.

Siz kimsiniz be adamlar...

Bu nasıl bi aymazlık ve yardakçılıktır...

Elin oğlu, askere kurşun sıkıyor, Barış anaları adı altında,
pkk'lının anaları hergün eylem yapıyor, hergün polis'e kurşun
sıkılıyor.

Onlara bir şey yok.

Vatan görevi diye aldığınız evin tek oğlu şehit düşüyor, Anaların
feryadı yasak........

Efendinize beyler, efendinize...

Yada, Efendiniz artık size itaat etsin... O'nun bile aklına sanmıyorum
ki, bu gelsin....
Demokratik açılım dedikleri şey, Vatan evladına kurşun sıkanlara
açılım, yiyenler için YASAK....

Ben sadece, Atatürk için üzülüyorum. Sen git yap onca savaşı, bütün
malını mülkünü bu Millet'e bırak...

Sonra, 90 yıl sonra aynı yerdeyiz...

Size çok bile 90 yıl...

Eğer, Vicdanınızdan utanmıyorsanız, Eğer Allah'ı tanımıyorsanız?
Aynaya bakın... Gözlerinizde kararmış Ruhlarınızı göreceksiniz... Her
aynaya baktığınızda, saçınızı taradığınızda, ömrünüzde bir kez olsun
şunu düşünün...

Bir gün hepiniz öleceksiniz... Ve, o gömüldüğünüz topraklar sizin
olmayacak....

Kömür karasına benzeyen yüreklerinizle, Hayırlı kölelikler dilerim....
Iraktaki gibi olmayacak sonunuz muhtemelen... 1,5 milyon ölenin içinde
de olmayacaksınız...

Ama, çocuklarınız bu savaşı tekrar kazanmak için, siz'e beddua
ediyorken, o üstünde ay ve yıldız olan toprak, Kıpkırmızı Bayrak
olacak....

O Bayram gününde buluşmak dileğimle...

VARLIĞIM AYNI DUYGU VE DÜŞÜNCE BİRLİĞİNDE OLDUĞUM, ASİL TÜRK
MİLLETİNİN GÜZEL İNSANLARINA ARMAĞAN OLSUN...
DURAN ÇAM

Not: Eğer Devlet bi açılım yapacaksa, Pekaka'dan değil, bizzat işkence
ettiği, ocaklarını ve iş hayatlarını, okul hayatlarını söndürdüğü, 1
milyon 683 bin insanımızın önce kalbini kazanmalıdır.
Eğer olacaksa bi Açılım Kronolojinin ilk adresi; 12 Eylül 1980'dir.