5 Ekim 2009

[anadoluhaber:35542] Statükonun şeriatı yazıma gelen cevaplar (2)

Bir formda bu konu ile ilgili tartışma sürüp gitmektedir. Bazı ciddiye alınabileck soruların aynı zamanda herkesinde sorabileceği sorular olmasından dolayı diğer gruplar ile de paylaşmanın aynı soruları merak edenler için ayrı ayrı tartışılması yerine topluca cevaplanabilmesinden dolayıdapaylaşmak zorunda kalıyorum.

Konuya geçersek

Yukarda belirttiğiniz üzere bu hükümetin de farklı yollar uygulama icerisinde demokrai adı altında bu saydıklarınızı yapmadığına nasıl ve neden bu kadar emin olabiliyorsunuz ki kaldı ki bunun yanı sıra hükümet yanlısı işamdaları ihaleleri kapışırken ve kendi alt tabanlarını ileri zenginler seviyesine taşımayı hedeflemişlerken ...

sanırım yazar arkadaşlarınızz doğru bir analiz yapmışlar ve hükümet yanlılığınız yazınıza yansımış zaten...

Sayın xxxxx
Benim bu hükümetin sütten çıkmış ak kaşıktır gibi bir iddia ve söylemim yok. Hiç de olmadı.  Ama cumhuriyet tarihini en az hatalı en az kötü en az yolsuzluğa bulaşan ve mevcutların arasında en çok gelecek umudu aşılayan ve bu yüzden de kendisine saldırmayan komplo kurmayan, devlet birimi, erkanı, siyasisi, kalmadığı statükonun basını, dışarının Hudson toplantılarında Tuzak kuran askerleri Ankara Kurtuluş otoparkında Kızılay bölgesini ikiz kulelere döndürecek bomba yüklü araçları patlatmaya hazırlananları, O korkunç bombalar yüklü minibüsü ta Almanya dan yükleyip bir sürü sınırdan geçirip oraya park edene kadar koruyup kollayanları dış destekli iç istihbaratı, Danıştay’a hukuka aykırı karar aldırdıkları gün benim şimdide bu karar alanlardan en az birini belki de bazılarını öldürüp kullanacaklar diye gruplarda yazarak ettiğim ilan ettiğim ve gerçekleşmesi ile de halkı sokağa inmeye davet etmek zorunda bırakılan o zamanın GKB Hilmi Özkök, diğer askeri ve sivil erkan için daha cinayetin ertesi günü cenazedeki tutumları ve açıklamaları yüzünden ciyakçılar ciyakladı başlıklı bir yazı göndererek. GKB nasıl oluyor da daha suçlusu bile sorgulanmamış sanığı yargılayıp hüküm ihdas edip gericiler yaptı cumhuriyeti koruyun diye de halkı isyana teşvik edebiliyor. Bu ne densizliktir dediğim için bir kaç gruptan atıldığım günleri düşününce bu ülkede Hükümet sahiden söylendiği gibi şeyler yapmış olsaydı çoktan düşürülmüş olurdu. Yapmadığı için eski anayasa mahkemesi başkanını öldürüp birde  40- 50 vatandaşı patlatıp ihtilal yapmayı planlayanlar, neden komplo kurmaya çalışsınlar ki. AYM si onların, Yüksek Yargı Onların, Ordu komutası onların, bir tek ağu’lu helva yapmaları kalıyor. Eğer hükümet hakkında söylenenlerin % birini yaparak onlara bir miktar da un verse helvalarını yapmazlar mıydı ve bu hükümete o ağulu helvayı döve döve yedirip öldürmezler miydi sanıyorsunuz.
Son olarak size az önce TV de dinlediğim son haberi vereyim de mevcut siyakçıların ayak takımı hariç asıl ağabeylerinin, kendi mama ve çıkarları kesildiği için avaz avaz çığlık atıp camişleri yakıp intikam alıp vatandaşın arabalarını yaktırıp öfkeli insan çoğaltma çabalarını nereye koyacağız. Kapkaç çetelerinden eline yere atılmak ve çiğnetilmek için üç kuruş karşılığı eline kendi bayrağını tutuşturup çiğnetmek den utanmayan alçaklar mı vatansever. Yoksa şehit cenazelerinden siyasi ran devşirmek için fazladan şehit üreten katiller ve ölü soyucuların da bu hükümete karşı ciyaklayanlar olduğunu artık göstermeye çalışıyor ve bundan dolayı tek kalsam da yinede kendime saygı duyuyorum. Marifet koroya katılıp akıntıya takılmak değil hakkı ve hakikati her halükarda düştüğü yerden kaldırmaktır. Vatan millet Sakarya edebiyatı yerine kendi söyleyebilecekleri hiçbir şey olmayan okul kaçağı sokak çocukları gibi okula giden çocukların yolunu kesip onları döverek kişilik serdettiklerini sanalar daha kaç sene foyalarının meydana çıkıp rezil olmayacaklarını zannediyorlar. Mevcut psikolojik savaşın esiri olmadan sürülere katılmadan sürüden olmayı kabul etmeden kendi kişiliği ile düşünecek ve hareket edecek nesillerin yetişmesini kaç yıl daha engelleyerek ülkemizi hala geri bırakacaklarını sanıyorlar..
Az önce dinlediğim Haber şuydu.
IMF toplantısını terk eden babacan IMF üyelerine sizin şartlarınızla kesinlikle anlaşma yapmayacağız diyerek toplantı masasından kalkıp salondan çıktı ve heyet de şok etkisi yarattı.

Ben bu ülkenin 1 dolara bile değil 70 sente muhtaç olduğu ve yurt dışındaki diplomatik misyonlarımızın elektrik borcu ve personelin nerede ise yavan ekmeğe muhtaç edildiği günleri yaşayarak gelen bir kişiyim. Bizim için AB nin sadaka yardım topladığı Ankara da yabancı diplomatların para yardımı yaptığı ve Lüksemburgunda bu sadaka kasasına bir milyon dolar ile katılmaya razı olması için nasıl çabalar harcadığımızı çok yakından izlemiş bir kişiyim. Bir yabancı askeri ataşenin Gülhane askeri hastahanesinin erat dinlenme salonuna bir TV hediye ettiği ve sorumluları çağırıp sakın bunu buradan alıp subay tarafına falan götürmeyin ara sıra gelip bakacağım diye ihtar ettiği günlerin görgü tanığıyım.
IMF heyeti tek gelsin de ne derlerse her şeye peşinen evet denildiği ve onlara yalvar yakar olduğumuz günleri daha 7-8 sene öncesine kadar elli yıldır yaşıyorum. Kaç defa bir gecede enflasyon ayarlaması adı altında her kesin cebindeki paranın önemli bir kısmının ve bir seferinde de tam % 66 sının alındığını yaşadım ve biliyorum.
Devrimcilik sonunda ne olacağını düşünmeden sadece yıkmayı ön görür. Çünkü felsefesi yıkmaktır. Yıkılanın yerine ne konulacağı umurlarında değildir. Nasılsa yenisi yapılırken bunlarada iş çıkacak ve yayman karınlarına garibanların ölüye döndürülmüş cenazelerinin leşler gibi yokluk sofralkarındaki son lokmalarınında yarısını rahatça yiyebileceklerdir. Nasılsa yenisi yapılır yerli yabancı kim yaparsa yapsın onların haracıda ayrılır. Fakat artık yıkılanın misyonu da yıkıldığından yerine yapılacak olanda yeniden yağmaların dışında o heyecan çökertildiği için ve o birikim buhar olduğundan bir daha aynı işi göremez Üstelik devrilenin yerine yapılanı mal sahibi değil orayı kim devirttirdi ise (genelde deviren yerli devirten yabancıdır) o yaptırır tıpkı şimdiye kadar olduğu gibi biz yıkarız ve ve yabancılar kendi yararlarına yenisini yaptırır. Bunu da yıkarsanız daha büyüğünü yaptıracak daha büyük patronlar gelir ve dilediği yeri alıp dilediğine verip dilediğine yaptırır. Bizi de orada bekçi garson işçi çöpçü olarak ordumuzu da biz karşı çıkıp isyan etmeyelim diye şimdikinden daha fazla kendilerine bağımlı badigartları olarak kullanırlar.
Bu oyunu daha kaç kere oynayıp ütüleceğiz. IHer şeye burun kıvıran kendileri beceriksiz zaten de bir şey yapmaya niyeti de olmayanlar, MF toplantısını sizin şartlarınızla olmaz deyip çıkana da geleneksel bahanelerini bulmakta gecikmeyeceklerdir. Babacan numara yapmıştır. Davos’ta Başbakan numara yapmıştır. BM de konuşan başbakan boşuna ve palavra konuşmuştur. Bir önemi yoktur kimsede onu dikkate bile almamıştır. Sanki Türkiye yi eski hükümetler Güvenlik konseyi geçici üyeliğine seçtiripde güvenlik konseyi üyesi olarak konuştura biliyorlarmış da bu durum zaten yol olmuş bir durummuş gibi. Sık sık başbakanlarımız orada kürsüye çıkıp konuşabiliyorlarmış gibi. En azından birer defa olsun orada konuşabilmişler gibi.  Son başbakanları bir an için hayalinizde o kürsüde konuşurken düşünün hangisi o kürsüde o kürsüye ve dünyaya hakim bir pozisyonda dünyaya nasihat etmeye kalkışsa bu derece saygın karşılanırdı. Dedikoduları kendisi ve hastalanan kalbi ile birlikte biten Unakıtanın bir sözü vardı. Hatırlayalım. Türk dışişleri bakanının BM koridorlarındaki yürürkenki  çevreden göreceği saygu düzeyi benim maliyede ne kadar başarılı olabildiğim ile düz orantılıdır.

Arkadaşlar insaf dinin yarısıdır. Dini olamaz derseniz bile atasözlerimiz. Yolu kes beli kes ama insafı elden koma der. Biride yiğidi öldür ama hakkını yeme der. Doğrusu ben kendimi yiğit hakkı yiyecek ve hakkını gasp edecek birisi olarak görmüyorum ve beğenmesem bile yiğidin hakkını teslim etmek için  çalışırım. Biz millet olarak en çok hakkı yenmiş milletlerden biriyiz. Bu yüzden bu bana çok ağır geliyor. Hele herkesi kendi gibi bilenler bana bazen AKP’li demiyorlar mı onlardan bu illede taraf olamak hastalığından tiksiniyorum. Ben milli takım dışında futbol takımı bile tutmayan bir kişiyim. Çünkü insanın hak ve hukuktan yana tavır almasını ve adil olmasını bile ad takarak yok etmeye çalışmakla aslında hakkı hukuku ve adaleti dolayısı ile adaletin temeli olduğu mülk (devleti) yok etmeye çalıştıklarının bile farkına varamıyorlar. Yargıçlar bir tarafa haklı diğerine haksız demek zorundadır. Bunu adalet ile yerine getirdiklerinde sen şunu korudun sözü çok utanç verici bir bühtan oluyor.
Saygı ve Selamlarımla

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.