T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:35548] Haber Önerisi

KPSS MAĞDURLARI YUVADAN UÇAMIYOR

Bilindiği gibi KPSS sorunu büyümeye devam ediyor. KPSS’yi geçemeyenler iş sahibi olamıyor.  KPSS, iş arayanları oyalama sistemi haline geldi. Sınavı başardığı halde işe giremeyenler oluyor. Genç işsizler ailelerinin desteğiyle ayakta duruyorlar, yuva kuramıyorlar.

Hükümetin konuya yaklaşımı şöyle: “Üniversite bitiren herkes iş bulacak diye bir şart yoktur.” 

Öyle ya, üniversiteyi bitirenler kendi işlerini kendileri kurmalı. Üniversiteler, girişimcilik ruhu aşılayan kurumlardır. Herkes üniversite okumalıymış ama herkes devletten iş beklememeliymiş.

İş sahiplerinin bile işini ayakta tutamadığı günümüzde hükümetin ve liberal yazarların bu söylemi, devletin ne olduğunu bir kez daha sorgulamamıza neden oluyor.

Devletin görevi, “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır,”diye biliriz. Bu anlayıştan uzun zamandır vazgeçildi.

Görülen o ki devlet, her şeyi özelleştirmekten sorumlu… Devlet, sendikalaşmanın önünde engel... Devlet, ülkenin varlıklarını yok pahasına yabancılara devretti. Devlet, paralı hale getirdiği eğitimle eğitim hakkını sınırladı. Gençler çaresiz. Sınav sektörü giderek büyüyor. İş arayanlar umutlarını dershanelere bağladı. İşsizliğin yarattığı toplumsal sorunlar karşısında hükümet sessiz.

Hükümetin derdi Kürt açılımı, Alevilere yeni haklar verilmesi… Demokrasiyi kendilerine göre anlayanlar demokrasi havarisi kesildi. Hükümete muhalefet eden ne kadar aydın varsa tutuklandı. Konuşmak suç. Hükümeti eleştirenler mahkeme kapılarında süründürülüyor.

Türk ekonomisini zayıflatan, yabancı sermayeyi güçlendiren bir sürü karar alındı. Halk bu kararlar altında eziliyor. Yoksulluk artıyor. Türkiye’nin kaynakları emperyalist ülkelerin cüzdanlarını şişirmeye devam ediyor.

Bu Türkiye manzarası yıllardır değişmiyor. Yaşadığımız kötü olaylara, sürekli daha korkunç olaylar ekleniyor.

Büyük medya halkın sorunlarını ekranlardan uzak tutuyor. Dizilerle, magazin haberleriyle gece geç saatlere kadar halk oyalanıyor.

Yaşadığımız gerçeklerden hareketle sokağa indik. TV kanalımız olmadığı için internet sayfamızı KPSS mağduru bir gence açtık. Biz sorduk o anlattı. Gencimizin sorunu, Türkiye’de yaşayan milyonlarca insanı ilgilendiriyor.

İşte yaptığımız söyleşide dile gelen konular:

İŞSİZ BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİYİM

Beden eğitimi öğretmeniyim. Hiç öğretmenlik yapamadım.  Sadece öğretmen olarak mezun olduğum söylendi.  Sözde meslek sahibi oldum. On yıllıdır işsizim. Ailemden harçlık istememek için markette yük taşıdım. Tencere sattım.  Hep geçici işler… Bir ara anketör olarak çalıştım. Yerel bir gazete için reklam topladım. Çoğu zaman işsizdim. İlaç kullanarak ayakta duruyorum. Bu duruma daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.

CEHENNEMDE GİBİYİM

Ailemle birlikte kalıyorum. Cehennemde gibiyim. Cehennemde bile bu kadar kâbus olacağını sanmıyorum. Onca yıl okuyup işsiz kalmak ne demek…  Bundan daha büyük kâbus var mı? Bütün emekleriniz boşa gidiyor. Hani çalışan kazanır derler ya…  Bunun yalan olduğunu anlıyorsunuz.  Çalışan kazanır diye bir şey yok bu ülkede. Senelerce çalışanlar, dirsek çürütenler işsiz kaldı. Haksızlığın bu kadarı cehennemde bile kimsenin aklına gelmez.

AİLE KAVGAMIZ BİTMEDİ

 En büyük isteğim kendi başıma bir eve çıkabilmekti. Her geçen gün umudumu kaybediyorum. Annemle babam sık sık kavga ediyor. Hep geçim sıkıntısı yüzünden… Ben küçükken de kavga ederlerdi. Seslerini duymamak için, başımı yorganın altına gömer, ölmek isterdim. Bu günlerde yine aynı duygular içindeyim. İki kardeşiz. Kardeşler olarak hep ailemize sıkıntı verdik. Gerçekten böyle düşünüyorum arık. 35 yaşındayım ve hala işsizim. Hala ailemin eline bakıyorum. Babam istemez miydi bir işim olsun, evleneyim, ayrı bir eve çıkayım. Ama olmuyor…

YUVADAN UÇAMIYORUZ

 Biz iki kardeş yuvadan uçamayacağız. Bu da annemle babamın canını sıkıyor. KPSS benim gibi binlerce gencin hayatını mahvetti.  KPSS dediğimiz aslında devlet. Devlet okumuş gençliğine bile sahip çıkmadı.  Kaç yıldır KPSS’ye girer çıkarım. Kafam test çözmekten sepet gibi oldu. Açıkça iş yok desinler bundan daha iyi.  KPSS’yi kazan, işin hazır diyorlar. Aslında iş miş yok… Üç kişiye iş verirken bin kişiyi oyalıyorlar.

SUÇ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDA

Ailem de bunun farkında… Sorun benim KPSS’yi kazanamamam değil. Milli Eğitim Bakanlığı okullara yeterli sayıda beden eğitimi öğretmeni almıyor. Geçenlerde yeni bir karar daha almışlar. Beden eğitimi dersi, seçmeli ders olacakmış. Bakanlığın saçma salak uygulamalarını artık takip edemez durumdayım. Okullarda beden eğitimi dersine branş öğretmenleri giriyor. Ne öğretmeni olursa olsun. Türkçeden, matematiğe kadar her öğretmen beden eğitimi dersi yapabilir deniyor. Çocukların önüne topu atıp gidiyorlar. Spor nedir, nasıl sağlıklı yaşarız, sporu hayatımızın bir parçası haline nasıl getiririz ve benzeri konular hakkında bilgi verilmiyor. Sadece çocuklara oyun oynatılıyor. Daha doğrusu beden eğitimi dersleri serbest saat olarak biliniyor.

NEDEN ÖĞRETMEN YAPTILAR BİZLERİ?

Madem öyle, madem beden eğitimi dersini her öğretmen yapabiliyor, bizleri niye öğretmen olacaksınız diye oyaladılar. Babamın ne günahı vardı. Okumam için bana para gönderdi. Ben bir öğretmen çocuğuyum. Annem sınıf öğretmeni, babam fizik mühendisi ama liselerde fen dersine giriyor. Yani o da öğretmen.  Fizik mühendisi mesleğini yapamıyor. Herkes bulduğu işe razı.

MATEMATİK ÖĞRETMENİ OLMAK İSTEMİŞTİM

Lisede okurken babamın benden isteği matematik öğretmeni olmamdı. Ben de istedim ama olmadı. Herkes iş olanağı olan bölümlere hücum ediyor. Bu da ÖSS puanlarını yükseltiyor. Matematik öğretmenleri devlette işi bulamazsa, dershanelerde öğretmen olabiliyorlar. Sınav ülkesi olduğumuz için matematik öğretmenleri işsiz kalmıyor. Hiçbir şey yapamayan özel ders veriyor. Koca bir ülkeyiz. Nüfusun büyük çoğunluğu hemen her gün sınava tabi tutuluyor. İlkokul öğrencileri SBS ile boğuşuyor. Lise öğrencileri ÖSS’ye hazırlanıyor. Üniversite okuyanlar ve bitirenler KPSS kıskacında. Şehirlerimize şöyle bir bakın, sokak aralarına kadar her tarafta dershane var. Bakanlığımızın tebrik ediyorum. Eğitime öyle güzel yön verdiler ki, artık devlet okullarını kapatabilirler. Kimsenin devlet okuluna güveni kalmadı. Öğrenciler, devlet okullarına yalnızca diploma almak için gidiyor.

AİLEMİN DE RUH SAĞLIĞI BOZULDU

Annemde şeker hastalığı var. Şeker hastalığına bir de benim sorunlarımı ekleyin. Kadıncağızda ruh sağlığı diye bir şey kalmadı.  Geçenlerde ders anlatırken sınıfta bayılmış. Çığlık atarak yere düşmüş. O günden beri okula gidesi yok. Öğrencilerin kendisinden korktuğunu söylüyor. Bayıldığı sırada altına kaçırmış. Çocuklar görmüş… Babam da annem kadar perişan… İşsizliğim benden çok onları üzüyor. Babamın top top saçları dökülmeye başladı. Sakalları kelleşti. Doktorlar, aşırı stresten demiş. Annem hap kullanıyor. Ailece çöktük diyebilirim.

AİLEMİN ÇALIŞACAK HALİ KALMADI

 Hani hep aileyi korumak deniyor ya… Aile toplumun temeli… Aileden sorumlu devlet bakanı… Bunların hepsi boş laf…  Ailelerimiz parçalanıyor. Ailelerimiz yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. Devlet, ailelerimizi bankaların soymasına seyirci kalıyor. Kimsenin aileyi koruduğu yok.  Devlet, aileleri soyan, aileleri parçalayan kurumların arkasında... Kendi hayatımdan biliyorum.  Annemde ve babamda çalışacak hal kalmadı. Elimizde avucumuzda ne varsa eğitim için harcadık.

HALA KİRADA OTURUYORUZ

Emeklilik yaşları geldi ama annem de babam da emekli olamıyor. Hala kirada oturuyoruz. Ben işsizim. Kardeşim okuyor. Üstelik kötü bir bölümde... Kötü bölüm diyorum çünkü o da okulunu bitirince işsiz kalacak. Babam ona da matematik öğretmenliği okumasını önermişti. Sınıf öğretmenliğine kadar yaz dedi. Kardeşimin adı Hakan... Babama olur dedi Hakan ama o da matematik öğretmenliğini kazanamadı.

KARDEŞİM DE İŞSİZ KALACAK

Hakan, benim halimi görüyor. Üniversiteyi bitirip işsiz kalmak onu da korkutuyor. İstediği bölümleri kazanamayınca müzik öğretmenliğine girdi. Aslında iyi de oldu. Hakan’ın yapacağı en iyi iş müzik öğretmenliği bana göre. İlkokulda herkesten önce flüt çalmayı o öğrendi.  Sazı yoktu ama, arkadaşlarından aldığı müzik aletlerini kısa sürede çalmaya başlardı. Bir ara kemençe yapmaya bile kalktı.  Müziğin teorisinden pratiğine kadar ilgilenmediği konu yok. Sevdiği bir bölümde okuyor şimdi ama annemle babam mutsuz. Bakanlık, her yıl ne kadar öğretmene ihtiyaç var, bunun planlamasını yapmıyor. YÖK de yapmıyor. Hepimizin geleceği Allah'a emanet…

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI MÜZİK EĞİTİMİNİ ÖNEMSEMİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı müzik öğretmenliğini de bitirdi. Müzik derslerini de seçmeli yaptılar. Her öğretmen müzik dersine girebiliyor. Kısaca Hakan’ın sonu da benim gibi olacak. Geleceğimizin ne olacağı kaygısı annemle babamı hasta etti. Ben de artık kendimi iyi hissetmiyorum.

İŞSİZLİK EN BÜYÜK FELAKETTİR

Geçenlerde bir yazı okudum. Yazıda diyor ki, bir ülkede işsiz insanların yaratacağı fatura, işsizliği önlemek için yapılacak olan harcamaları ikiye, üçe katlar. Yani yüz kişiyi işsiz bırakmışsanız, bu yüz kişinin topluma maliyeti, yüz çalışan işçinin maliyetinden daha yüksek olacaktır. İşsiz insan, toplumsal bir kayıptır. Her insan bir emektir, zihindir, toplumu ileriye götürecek bir potansiyeldir. Bu potansiyeli değerlendirmiyorsanız ülkenize zarar veriyorsunuz demektir. Bu kadar işsiz insan, ekmek bulamayınca ne yapacak?

TEMEL SORUNUMUZ İŞSİZLİK

İşte Güneydoğu sorunu… İşsiz kalan binlerce genç dağlara çıktı. Kaybedecek nesi vardı ki bu insanların? Düzenli işi olan, ailesi olan hiç kimse terörist olmaz. İşi olan bir baba, çocuklarının geleceğini düşünür. İşiniz yoksa, ev bark sahibi olamamışsanız yabancı devletlerin maşası olursunuz. Kaybedecek bir şeyi olmayanların neler yapabildiğini görüyoruz. Kimse dünyaya terörist olarak gelmiyor. İnsanları bu hale hükümetler getiriyor.

TERÖRÜ İŞSİZLİK BESLİYOR

40 bine yakın insanımızı terör olaylarında kaybettiğimiz söyleniyor. İşte size işsizliğin yarattığı korkunç bir tablo… Bir milletvekili televizyonda şöyle demişti: “Terörü durdurmak için yaptığımız harcamalarla Doğu ve Güneydoğu illerini tümden yıkıp yeniden inşa edebilirdik .” Bu kadar parayı neden fabrika kurmak için harcamadılar. Neden tarımı, hayvancılığı geliştirmediler.

ÖLMEK İSTİYORUM AMA…

İşsizliği azaltacağız diyenler halka sürekli yoksulluk pompalıyor. KPS sınavlarında sırat köprüsünden geçiriliyoruz. Ve benim daha fazla dayanacak gücüm kalmadı. Ölmek istiyorum muyum… Evet. Ölmek istiyorum ama neye faydası olacak bunun. Ailemin acılarına bir acı daha katmış olacağım. Buna hakkım yok.  Annemi babamı daha fazla üzemem ki…

YAŞAMAK AĞIRIMA GİDİYOR

Hayatımıza bakıyorum… Hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı. Bu güne kadar yüzlerce sınavdan geçtim. Hepsini başardım. Aşamadığım tek sınav, KPSS. Bütün emeklerim KPSS ile birlikte yerle bir oldu. Her zaman öğretmenleri tarafından sevilen bir öğrenci oldum. Çalışkandım. Ödevimi yapmadığımda öğretmenlerimin yüzüne bakamazdım. Hükümetler de verdikleri sözü tutmadıklarında vatandaşın yüzüne bakamamalılar. Bizi bu duruma düşürenler hiç utanmıyor. Pişkin pişkin yüzümüze bakmaya devam ediyorlar.

AİLEM TÜKENİYOR

 Bazen kendi sorunlarımı unutmam gerektiğini düşünüyorum.  Aileme bir şey olmasından korkuyorum.  Ailem gözlerimin önünde tükenip gidiyor. Karşılıklı birbirimize bakarak yok oluyoruz. Ölüm bir anlık… Yaşadığımız hayatsa ölmekten beter.  Yaşıtlarım evlenip çoluk çocuğa karıştı.  Ben hala KPSS kapısının bana yol vermesini bekliyorum.

HAKAN’IN İŞSİZLİĞİ SORUNLARIMIZI ARTIRACAK

 Bir yıl sonra Hakan da aramızda olacak. Ne yapacağız biz? Bize kim sahip çıkacak? Okuyacağım diye ailemi bu kadar sıkıntıya sokmasaydım dediğim günler oluyor. Dershaneydi, üniversiteydi, KPSS derken, bir sürü para harcadık. Okumasaydım, hiç olmazsa ailemin başını sokacağı küçük bir evi olurdu. Elde avuçta ne varsa tükettik.  Annem, babam, birbirimize tutunup duruyoruz ama, hepimiz yıkılmak üzereyiz.

ÇOK ŞEY İSTEMEMEŞTİK OYSA

Emeğimizin hakkını istiyorduk. İş istiyorduk. Yuva kuralım, vergimizi ödeyelim, iyi bir yurttaş olalım istiyorduk. Bu ülkeyi seviyorlarsa bizlere sahip çıksınlar. Bizler KPSS’siz bir düzen istiyoruz. Fabrikalar istiyoruz, toprağımızı, bağımızı, bahçemizi ekmek istiyoruz. Hala şehit kanı verdiğimiz topraklarımızı yok pahasına yabancılara satmasınlar. Topraksız köylüye toprak dağıtsınlar. Zenginin hükümeti olmaktan vazgeçilsin istiyoruz. Bankaların halkı sömürmesine izin verilmesin… İçlerinde birazcık vatan sevgisi varsa, vatan için askerlik yapan biz gençleri vatanımızda aç bırakmasınlar.

 NE YAPACAĞIZ?

Belki bu kez de tam bağımsız Türkiye için, insanca yaşam hakkı için dağlara çıkmak gerekiyor. Kürt, Alevi açılımlarıyla bu kez de birliğimizle oynamaya başladılar. İşsizlik, yoksulluk, devlet gücünün halk yararına kullanılmaması derken, halkla devlet birbirinden koptu.  Vatanında aç, vatanında insanca muamele görmeyenler isyan etmeye başladı.  Yoksulluk ve işsizlik karşımıza bölünme tehlikesi olarak çıkıyor. Bazıları, Türk hükümetinden koparsak, daha iyi bir yaşantı kurabiliriz sanıyorlar.

HUKUK HEPİMİZE LAZIM

Hukukla oynamasınlar. Hukuk ortadan kalkarsa dağlara çıkma sırası Türklere gelecektir. Bu ülke ne Amerika’nındır ne IMF’nindir. Türkiye’nin emperyalizme tamamen teslim olduğunu sananlar var. Daha geçen gün Cumhurbaşkanlığı düzeyinde açıklama yapıldı. Biz ülkemizi yönetemezsek başkaları gelir yönetir dendi.  Irak’a girdiği gibi Amerika’nın Türkiye’ye de girme hakkı olduğundan söz edildi. Devleti bu anlayışla yöneten kişilerden bizler iş istiyoruz. Bizler vatanımızda ekmek derdine düşmüşken, ekmeğimizi fırınıyla birlikte yabancılara peşkeş çekiyorlar. Ve ilan ediyorlar: En büyük devlet Amerika’dır diyorlar. O nereyi isterse işgal edebilir.

SON SÖZ

Ülkeyi iyi idare etmek istiyorlarsa önce işsizlik sorununu çözmeleri gerekiyor. İşsizlik sorununu Türkiye’nin en önemli sorunu yapmayanların vatanseverliğinden kuşku duymak gerekir. Bizi güçsüz düşüren, bölünme tartışmalarına kadar sürükleyen şey, insanımızın vatanında aç kalmasıdır. Güneydoğu illerimiz bu yüzden yangın yerine dönmüştü ve o yangın yayılarak büyümeye devam etmektedir.

Hazırlayan: İsmail Cengiz Cengizhan


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.