6 Ekim 2009

[anadoluhaber:35562] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[KomploTeorileri] Yağmacı sınıfın tahakkümü/ Nihat Genç

Posted: 05 Oct 2009 01:17 PM PDT

Yağmacı sınıfın tahakkümü

 


   Hepimiz kabul ediyoruz, Türkiye eski sol jargonla bir üçüncü dünya ülkesi ve her üçüncü dünya ülkesi gibi iktidarı ele geçirenler ülkeyi ‘yağmalıyor’. Siyasi kimlikler, partiler istediği kadar değişsin ‘yağma’ değişmiyor. Çünkü ülkenin ‘kurumları’ oturmamış. Türkiye’de dünyada olmayan yüksek dozda bir demokrasi var, öyle ki demokrasinin Allah’ı var. İktidara gelen parti ‘devleti’ topyekün teslim alabiliyor.

 

Fransa, İngiltere, ABD örneklerini izleyin, iktidar partileri seçimle geldiklerinde bürokrasiyi yerinden oynatamaz, çünkü bürokrasi ‘devlettir’. Partiler politikalarıyla gelir ve bürokrasiye yön verir, bu kadar. Oysa ülkemizde iktidara gelen parti devletin kapıcısından ihalelerine kadar her şeyi hallaç pamuğu gibi atıyor, dağıtıyor. Üstelik Fransa ve İngiltere ülkenin en mahrem kurumlarını teslim edeceği yetişmiş elit kadroyu, birkaç üniversitesinde özenle yetiştirir, yani ‘bürokratik’ kadroları yetiştiren üniversiteleri vardır. Bizim güvenebileceğimiz üniversite kaldı mı? Ülkenin karışıklığı üniversitelerde başlıyor.

 

    Üçüncü dünya ülkesi derken en çok yakın tarihteki darbelerimizi benzetebiliriz, ancak üçüncü dünya darbecileri bir şekilde ülkenin altınlarını madenlerini kendi kişisel servetleri haline getirmeyi başarıyordu, çoğu bu yüzden darbe yapıyordu. Bizim darbeciler fazlasıyla salak. Sadece 12 Eylül komutanlarından birinin rüşvet skandallarını duyduk, başka? Darbecilerimiz saf kerizmiş, şimdi kapılarında bir güvenlik ve emekli maaşlarıyla son günlerini yaşıyorlar.

 

     Darbelerimizin hepsinin arkasında Amerika var dersek bu hiçte komplocu, genelleyici bir yaklaşım olmaz, evet, dünden bugüne ülkemizdeki darbelerin hepsinin arkasında Amerika olduğu en ciddi araştırma kitaplarında en itibarlı yazarlar tarafından defalarca kaleme alındı, şüphemiz kalmadı. Burada da bir ‘saflık’ ‘aptallık’ söz konusu, insan bir kez olsun kendi başına, kendisi için darbe yapmaz mı? Bu kadar darbeyle yatıp kalkan bir ülkede ‘milli bir darbe’ niye olmadı diye üfürükten soruyoruz işte. Şu Kenan Evren nerede? Şu Çevik Bir nerede? Fethullah Gülen, hadi cemaatin jargonuyla söyleyelim, Hoca efendi 12 Eylül sonrası Sızıntı Dergisi’nde Kenan Evren için ‘kurtarıcı kutsal melek’ gibi yağlayıcı yazılar yazıp devletin bütün kapılarının cemaatine açılmasını sağladı.

 

Peki, şu 28 Şubat’ı iyice bir değerlendirin, bu darbe kime kısmetti, kimi dağıttı? 28 Şubat kendi bildiri ifadesiyle karanlık güçlere karşıydı ama nasıl olduysa hokus pokus Türk Ordusu’nu darmadağınık etti, en büyük zararı Türk Ordusu gördü. Yani darbeyle karşı tarafı değil kendinizi infilak ettiriyorsunuz. Birileri ısrarla hiç ders almamış gibi bu darbeleri mayın gibi kendi elinde niye patlatır. Bunlar darbeci mi Türk Ordusu’nun bedenini havaya uçuran ‘intihar tugayları mı?’

 

     Darbelerden memleketimize bir hayır gelmedi, bunu hepimiz biliyoruz, ama darbelerden ‘darbecilere’ de bir hayır gelmediğini söylemeye çalışıyorum. Şimdi, Ergenekon ithamnameleriyle Türkiye’yi alt üst eden bu sivil darbe’nin kendine hayrı olmayacağı, çok kısa sürede kendi kendini patlatacağı çok açık. Ergenekon darbesinin birkaç yıl sonraki mağdurlarının şimdiki iddianameyi yalan yanlış düzenleyenlerin olacağına Allah Bir gibi halkımız iman ediyor. Ve bu darbenin de arkasında ‘Amerika’ olduğu gün gelip araştırmacılar tarafından kesin ifadelerle ortaya konulacak.

 

    Şu memlekette adam gibi ‘milli’ bir darbe olmayacak mı? Madenlerimiz şirketlerimiz özelleştirildi, dilimiz İngilizce doldu, aklınıza gelen her şeyimizde yabancı kültürün istilası altındayız, tamam, hiç değilse ‘darbelerimiz’ yerli olsun.  Yani insan soruyor, bizi dövenler bizi içeri alanlar, bize kan kusturanlar, bizi coplayanlar, bizi işkenceden geçirenler, bizi dinleyenler hiç değilse ‘bizden’ olsa.

 

      Özledim, özledim darbelerin millisini özledim, milli dayak özledim, milli işkenceler özledim, bizi hep Amerikancılar ve onların maşaları, onların emir kulları mı dövecek? Bizi dövecek harbi bir Anadolu çocuğu bu topraktan çıkmayacak mı?

 

      Düşündüm, galiba bu ‘milli darbeye’ aday olarak sadece kendimi görüyorum, darbelerle yatıp darbelerle kalkıyorsunuz ama hepsi Amerikan işi, millileştirme işine önce, ilkin darbelerden başlamalı. Darbesi milli olmayanla işim olmaz.

 

     Yetmişli yılları hatırlar mısınız? Tercüman Gazetesi ve daha ne çok gazete on yıllar boyunca durmaksızın, iyice düşünün, kırk yıldır gazetelerde dizi yazılar, Adnan Menderes’in idamı… Ne çok yazıldı, ne çok konuşuldu, bitmeyen melodram. Tabii ki ‘idamlara’ odaklanan bu kadar yazı dizisi ‘sağ partilerin’ işine yarıyor ve iktidarlarının elli yıldır sürmesine yol açıyor. Mesela Demirel de darbelerden fazlasıyla mağdur, ancak son yıllarda ‘darbe mağdurluğuna’ oynayan AKP’nin elinden bu mağdurluğu almasına fazlasıyla kızgın olmalı ki yeniden siyasete hazırlanıyor. AKP’nin darbe mağdurluğuna oynaması Demirel’in ağrına gidiyor, çünkü DARBE MAĞDURLUĞU ekmeği sadece Demirel’in olmalı.

 

     Tabii ‘darbelerle’ oluşturulan bu mağdur söylemi Türkiye’deki ‘demokrasi şampiyonluğunun’ ta kendisi. Darbeye karşı oldukça, ‘demokrat’ olursunuz. Evet, darbeye karşı olmak demokratlıktır, ancak, bu sağ zihniyet, demokratlığın başka hiçbir şeklini, yöntemini bilmez. Mesela eşitlik, adalet mesela, yağmalara karşı çıkmak mesela, hırsızlığın önüne geçmek mesela, dürüst olmak mesela, işçi tazminatları mesela, fırsat eşitliği mesela, mesela demokrasinin hiçbir şekline itibar etmemişlerdir. Onlar için demokrasinin tek tarifi ‘darbeye’ karşı olmak. Demokrasinin tüm nitelikleri açısından çok eksik, ancak parlaklık ve siyasi gösteriş olarak fazlasıyla kahramanca bir demokratlık ki, bu yüzden yüzlerce ‘liberalimiz’ bu durumu fark edip, nasılsa eşitlik, adalet, işçi hakkı, emekli maaşı gibi devasa sorunlar sizi yormuyor kısa yoldan ‘demokratlık payesine’ kavuşuyorsunuz deyip, yani mevzuu çakozlayıp Türk işi darbe karşıtı edebiyatla demokratlıklarını sağlama aldılar, afiyet olsun.

    Bu ne kadar güzel bir demokratlık, Allah’ın lütfu bir demokratlık, biri gelip bizi de dövse de, biz de ömür boyu demokrat kalma talihini yaşasak, insanın aklına “bu kadar ucuz yoldan demokratlığı bunlara kim bağışlıyor?” demek geliyor. Yanarım yanarım 28 Şubat’a karşı yazdıklarımdan aldığım üç ayrı cezaya yanarım, kimsecikler benim mahkemelerde sürünmelerimi bilmediği, görmediği, duymadığı için ben ‘demokrat’ olamadım, oysa, böyle mi, mahkemenin kapısında yapacaksın bir basın toplantısı, bağırıp çağıracaksın… Neyse, son ‘demokratlık şansımı’ 28 Şubat’ta, 28 Şubatçılara ağır hakaretler yapıp mahkeme edildiğim halde bu büyük demokratlık şansını kaçıracak kadar aptal bir yazarım.

 

     Sanırım bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde lordluk, kontluk, soyluluk, aristokratlık olmadığı için, bu aristokrat ünvanları ele geçirmenin tek yolu, darbeye maruz kalmak. ‘Sör’ ünvanı mı ‘şövalye’ ünvanı mı almak istiyorsunuz, hemen darbe mağduru rolünü oynayın.

 

      Çevik Bir geliyor aklıma, bu adam kime hizmet etti? Şimdikilerin önünü açtığı kesin, peki şimdi kendisi kimlerle samimi, hangi işleri çeviriyor, bilemem. Gördüğüm şu, sanki birilerinin ‘yahu biri bana darbe yapsın da demokrat olayım’, ‘biri bana darbe yapsın da iktidar olayım’ diyen bir hali var. En güzel örneğimiz 27 Nisan e-muhtırası.

    Şakası bir yana buralar gerçekten karışık, kimin eli kimin cebinde anlamamız çok zor. Biz, başka bir tarafa bakalım, bu darbeler olup biterken yoksul kalan, aç kalan, işsiz kalan, elinden işi mesleği alınan, sürülen, işkence edilen kim?

 

    Bu soruya iyice bakalım, bütün bu darbelerin asıl mağduru köylüler, işçiler, öğrenciler, yoksullar, yazarlar, emekliler, yani halkımızın ta kendisi. Ama demokrasi kahramanları ya Demirel ya Tayyip! Şimdi, Demirel’in etrafına, Tayyip’in etrafına bakın, karnı doymamış kaldı mı? Peki bu alavera dalavera nasıl oluyor?

 

    Benim bu ‘darbelerden’ anladığım şu; bu darbelerle gerçek mağdurluğu hak etmiş halkımızın elinden, ‘mağdurluğu’ üstlerine alıyorlar ve mağdurluk sıfatıyla iktidardan inmiyorlar. Oysa mağdur olan halkımız! Bu halkın her şeyini yiyor, içiyor, soyuyorsunuz, yetmiyor, halkın elinden ‘mağdurluğunu’ yani ‘mazlumluğunu’ dahi soyup alıyorsunuz.

 

     Mazlum bir zaman Demirel’di bir zaman Tayyip Erdoğan, halkımız hiçbir zaman mazlum, mağdur olamadı.

 

      Eski darbecilerden birkaçı işini çevirdi, belki Çevik Bir de kendine hayırlı bir yol açtı, ancak, eski darbecilerimiz fazlasıyla aptalmış.

 

      Şimdiki darbecilerin tek farkı da burada, eski darbelerden iyi dersler çıkarttılar ve ilk defa darbeciler ülke servetine ‘el koyuyor’… Eski darbelerle, bu yeni Ergenekon darbesi arasındaki en büyük fark burası, şimdikiler ülkeyi allem gullem, göz göre göre soyuyor. Demek ki derslerini iyi çalışmışlar, darbeciliğimizde bir ‘ilerleme’ olmuş!

 

    Yani şimdikiler daha gözü açık daha anasının gözü, bu da ‘darbelerde’ ‘zihniyet’ olarak yol aldığımızı gösterir, az bir şey mi? Şimdiye kadar neydi, darbe yap sonra aç kal, emekli maaşını bile tehlikeye at. Şimdikiler öyle mi, hem darbe yapacaksın, hem demokrasi şampiyonu olacaksın, hem mağdur mazlum edebiyatı yapacaksın, hem de MALI hamuduyla götüreceksin.

     Onu bunu şunu bırakın, siz sevgili halkım, sizin son dersiniz bu, dersinize çalışmaya başlayın ve en yakın arkadaşınızla muhabbetini açarken sorun; “asker darbecilerden sivil darbecilere nasıl bir ilerleme oldu, asker darbecilerin hataları neydi, sivil darbecilerimiz nelerden ders çıkarttı? Bu darbecilerin arkasında niye Amerika var?”

 

 Halkımız niye ‘milli bir darbe’ yapamaz? Amerika Irak’ta 1,5 milyon Müslüman’ı birlikte öldürmediğimiz için bize karşı Ergenekon darbesini yaparak, darbeleri ‘askerden’ alıp bu görevi artık sivillere mi verdi?

 

    Sivil cemaat ve partiler bu yeni ‘darbeciliği’ kaç paraya yapıyor? Hangi holdingler, hangi özelleştirmeler ve hangi ‘mayınlı araziler’ bu son sivil darbeyi kendilerine bağışlayanlara elli yıllık armağan olarak verilmek istendi?

 

    Benim sevgili halkım, benim sevgili halkım, benim sevgili halkım, bu mayınlı arazi işi bir Davos pazarlığı gibi anlaşmalı kavgayla olabilir mi? Olamaz, daha derinde bir pazarlık, düşünün, birileri size ajanlı Tuncay Güney’li, Mit’li şaibeli binlerce sayfa dosya teslim ediyor ve Türkiye’yi hallaç pamuğu gibi savurmanıza ve muarızlarınızın hepsini içeri yaka paça atmasına kapı açıyor, fırsat tanıyor, şans tanıyor. Eee, İmam Hatip ortaokulundan beri İsrail düşmanlığıyla büyümüş bu insanların mayınlı arazileri İsrail’e elli yıllığına tahsis etmelerini nasıl izah edeceksiniz? Ergenekon Davası’nda son sözü İsrail İstihbaratı söyleyecek, siz, o mayınlı arazileri vermeyin bakalım, ya da bu peşkeş büyüklüğünde başka şeyler vermeyin bir görelim!? Bakın,  İsrail kerpeteni dudaklarınızı kıskacına aldı, sıktıkça sıkıyor, hepinizi ezdikçe eziyor. Hepinizi Türkiye halkı karşısında ‘hain’ gibi, ‘satmak’ gibi siyasetlerle muhatap etmeye başladı mı, başladı.

     Eee, artık bu sivil darbeyi size sipariş edenlere borcunuzu bir şekilde ödeyeceksiniz!
Nihat GENÇ

-- http://www.bagimsizdergi.com/haber.php?haber_id=12
TURKEY DEĞİL,TÜRKİYE !

[anadoluhaber:35551] Ofke sesli slayti

Posted: 05 Oct 2009 01:16 PM PDT

Ofke
sesli slayti


[anadoluhaber:35547] BENDE OYLE sesli slaytı

Posted: 05 Oct 2009 12:25 PM PDT

BENDE OYLE
sesli slaytı


[anadoluhaber:35555] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 05 Oct 2009 07:03 AM PDT

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:35535] Pakistan askerlerinden Müslümanlara işkence video

Posted: 04 Oct 2009 12:59 PM PDT


Pakistan askerlerinden Müslümanlara işkence

Pakistan askerlerinden Müslümanlara işkence

Pakistan askerleri direnişçi diye yakaladığı 4 müslümana saatlerce işkence yaptı.
 

--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

[anadoluhaber:35534] 1 Milyon Yahudi yarın Aksa'yı basacak

Posted: 04 Oct 2009 12:58 PM PDT


1 Milyon Yahudi yarın Aksa'yı basacak
El-Quds televizyonu, yarın bir milyon Yahudinin Mescid-i Aksâ'yı basmak ve Müslümanların elinden almak için toplanacağını duyurdu.
 
 

--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

[anadoluhaber:35531] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 04 Oct 2009 07:13 AM PDT

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:35526] Statiko şeriatında AKP'ye karşı çıkmak farzmı sünnetmi

Posted: 03 Oct 2009 12:58 PM PDT

Statiko şeriatında AKP'ye karşı çıkmak farzmı sünnetmi

Önce bu azim statüko günahları içeren yazım için statükocuların aşırı öfkesinden korunmak için özür dilerim.

Bir yazar aramızdaki grup yazışmalarında benimde herkes moda haline getirilmiş dolduruşa katılıp AKP ye saldırmayışımı benim AKP’yi tuttuğumu ve nasıl bu kadar yanlış davrandığımı sorgulamış. Kendisine verdiğim cevap.

Ben AKP’yi değil TC. Devleti ve milletini savunuyorum. Çünkü onlara saldıranların bu ülkeyi zaten çoktaaaan dışarının kontrolüne bırakmış ve sadece dışarının koruması ile ayakta kaldıklarını artık pek çok kişi gibi bende biliyor. Onları gerçekten küçük görüyorum. Hükümeti eleştirmek serbesttir ama neyin yerine ne önerdiğini de herkes açıklamak zorundadır. Ülkenin geleceği için açıklayabilecek hiçbir fikir ve önerisi olmayan boş ve kof kişilerin yanında durmak için insanın ne biçim bir anlayışta olması lazım gelir ben bilemiyorum.  Bir insan olarak böyle bir durumu da kendime asla yakıştıramıyorum. Sadece her şeye istemezük diye bağırmak ve işi bir yerden sonra şirretliğe dökme saldırganlığının sadece suçlulara ait bir haletiruhiye olduğunu da gayet iyi biliyorum. Kadir bilmezlere bir şeyi beğendirmenin imkanı yoktur. Önce iki kıssa anlatalım.

 

Kıssa 1

Nasrettin Hocanın bir hikayesi vardır. Eşeğe çocuğu bindirmiş kasabadan geçerken birileri ne edepsiz çocuk, yaşlı babası yaya giderken kendisi eşeğe kurulmuş oturuyor derler. Hemen çocuğu indirip kendi biner az sonra birileri yumruk kadar çocuğu yürütüyor da kendi eşeğe binip oturmuş derler. Çocuğu kucağına alır biner. Bir eşeğe iki kişi biniyor zalim alçaklar eşeğe yazık değil mi derler. İkisi de iner bu seferde eşek boş gidiyor aptal heriflerde yaya yürüyor derler.

 

Kıssa 2

İnsan psikolojisi sürüye uymaya meyyal bir yönü ile sürü olmanın sorumsuzluğunu kutsayıp sürüye uyup gerekirse mezbahaya bile gidebilecek zaaflar ile maluldür.

Köroğlu’nu yakalamış elleri bağlı götürüyorlarmış. Herkes de Allah cezanı versin Köroğlu, seni şöyle etsin böyle etsin Köroğlu diye yol boyunca sövüp sayıyorlarmış. Yaşlı bir kocakarı da beddua edince Köroğlu, olduğu yerde durup kocakarıya dönmüş. A be teyze şunun dükkânını kafasına yıktım. Şunlardan haraç alıyordum. Şunlara şu bunlara bu işi yaptım. Doğru yanlış ben kendimi haklı gördüm onlardan aldım siz fukaraya dağıttım. Bunlar hadi sövüp sayıyor beddua ediyor sana ne oluyor da mutlaka gönderdiğim yardımlardan sende aldın sizi dövüp söven adamların ocağını yıktım kimse size dokunamaz oldu. Kime ne kötülük ettimse hepside derebeyi idiler ve sizlerin başının derdi idiler sizlere zulüm eder idiler. Sana ne oluyor da bağırıyor ve beddua ediyorsun demiş. Yaşlı kadın, ne bileyim oğul herkes ediyor bende diyorum diye cevap vermiş. Buna sürüye uymak deniyor. İnsan için yakışıksız bir durumdur.

 

Bu gün bu hükümetin karşısında olan güçler eşkıyalar soyguncular bankaları hortumlayanlar beş katına mal ettikleri gazeteyi beşte bir fiyatına satarken yanında da hediyeler dağıtarak kamuoyunu efsunlayanlar halkı hastahane kuyruklarında aylarca ameliyat için altı ay bekletenler. Yabancıların karşısında süklüm püklüm duranlar dünyada adam yerine bile konulmayanlar. Çankaya da surat asıp oturanlar ve hükümet de yamyamlara para dağıtanlar. Çeteleri ile kendi adamlarını öldürüp halkın üstüne atıp irtica var diye bağırıp halkı korku ve dehşet salarak yönetenler. IMF ile anlaşmayı bir gün geciktirip pazarlık yapmaya kalksalar ülkeyi sallayan dehşet senaryoları ile aç kurtlar gibi mama bekleyen yamyamlar takımı sözde iş adamlarına dağıtanlar. Devletin kurumlarını babalarının çiftliği haline getirenler. Ve onların sahte senaryolarına inandırılmış kitleleri ülkemiz kritik günlerden geçiyor şimdi susun diye sonsuza kadar kritik günler icat etmek için devlet eli ile terör ve eşkıyalık çeteleri kurup işletenler. Ve tüm çeteleri kendileri kurup sonrada o çetelerin dizginlerini dış güçlere kaptıranlar düzeninden bizi çıkarmaya çalışan tarihi bir misyonu üslenmiş bir hükümete sövmeyene hakaret yağdıran sanal ortamlar oluşturanlara rağmen üstelik muhalefet adı altında kriz çıkarmak dışında hiç bir becerileri ve gelecek tasavvuru olmayan kelimenin tam anlamı ile ana babasını dövmekten ve onların kıt kanaat geçindikleri parayı da ellerinden alıp aç bırakmaktan başka elinden bir şey gelmeyen şirret ve çirkef çocuklar gibi davranan muhalefet partilerine ve onların sadece her suçlu gibi yalan haberler ile kendi beş para etmez müptezel değersizliklerini gözlerden saklamaya çalışmalarına rağmen onların safında yer alıp bu hükümete sövebilecek kadar kendimi aşağılık duruma düşünmekten başka bir faydası olamayan utanmazlık durumuna neden düşüreyim.

Dünyada gerçek ise yaramaz ve hain aslında benim diyen bir kişiye rastladınız mı ki bu muhalefet halka hizmet ve daha iyi yönetmeye talip olacak teklifler ile gelmek yerine Asker gelsin ve eski eşkıya düzenini yeniden kursun bizde yamyamlarımızı yeniden besleyelim ve çetelerimize harçlık vermeye devam edelim yoksa ya bizzat bizleri yiyecekler ya da etrafımızdan dağılıp gidecekler diye bu kadar yaygara kopardıklarını anlayamayacak kadar aptal birisi gibimi görünüyorum.

Hayır, ben gerçekten vatanı için ölmeye adanmış bir kişiyim. Kurdun kuşun eşkıyanın çetenin idealleri için değil. Onlar beni öldürseler şehit olurum. Onların yanında yer alıp ölsem Allahın huzuruna ne yüzle giderim. Bunu anlamak çok mu zor geliyor bazılarına. Bu hükümet kurulduğunda ABD bize ne derlerse yapmamız karşılığında bir milyar dolar hibe yada 7,5 milyar dolar borç vermeyi öneriyor, ve bugün hükümete sövüp sayanların basını eğer bu parayı alıp ABD nin dediğini yapmazsak ölürüz biteriz diye yaygaralar koparıyordu. ABD basını da bizi karikatürlerinde dansöz yapıp oynatıyor. Oramıza buramıza para sıkıştırıyordu. Dünyada ekonomik kriz yoktu. Bizim parada fazladan altı sıfır ve açık bütçe vardı. Herkes hükümetin eli bağlı mecbur ne denirse yapacak diyor ve yapmayınca kendilerini ABD nin yerine koyup hükümete saldırıyorlardı. Hükümet o parayı almadı. O krediyi kullanmadı. O para yada kredi karşılığı yapılacak işleri ve verilecek tavizleri vermedi. Orta doğuda uydu devlet olmaktan çıktı. Edilgen değil oyun kuran devlet oldu. ABD nin BOP projesi ve çok sayıda parçalı bohça devletçikler kurma oyunu bozuldu. Bizi dansöz yapan bir milyar doların yerine sadece bir iş adamına üçmilyar dolar ceza kesebilen bir devlet oldu. Dünya krizinde batmadı. Irak’a bombalama ve yön verme hakları elde etti. Dış ticareti geliştirdi. Vatandaşın tümünü hastahanelerden ve ilaçlardan istifade imkanına kavuşturdu.  Ülkeyi anarşi ve terör ile boğarak eski düzeni sürdürmek isteyen iç ve dış mahfilleri devre dışı bırakıp bir sürü terör olayı ile arka arakaya hükümet düşürülmelerini önledi. TC’nin CB.’na ayağa kalkmamayı marifet sanan ve cumhuriyeti tarihi esr kaçakçısı bir rektörle eşitleyip milleti adam yerine koymayan milletin başına tafra ve musibetlik etmekten başka hiçbir hayrı olmayan CHP ye rağmen milli iradeyi ve iç barışı savundu. AB ye satılıyoruz yaygaralarını umursamadan petrol boruları rekabetini Türkiye den iki hat ile birlikte geçirerek hem ABD yi Rusya ile dengeledi hem de AB yi bize mahkum etti. Bunların sonuçlarını yakın zamanda göreceğiz. Ordunun içinden Gladio çetelerini deşifre ederek. Sokakların kana bulanmasını önemli ölçüde durdurup hükümet edilebilir bir ülkeye dönüştürdü. Paranın sıfırlarından ve o sıfırların yanına eklenecek 7 senede en az bir belki iki sıfır daha eklemek den kurtulduk. Deutsche Bank’ın Türkiye 110 milyar dolar borç bulamazsa batar santajını ve statikonun yamyam basınının yaygaralarını umursaman üstelik IMF ede senin keyfine göre anlaşma yok diyerek bu günlere gelmeyi başardı. Tüm bunları dahili ihanet odaklarının, Dış işbirlikçilerinin, Hudson toplantıları ile kurulmaya çalışılan ihtilal gerekçesi sabotajların ve önüne döşenen tüm mayınların üzerinden atlayarak ve vatandaşa AKP iyidir demeyi nerde ise yasaklayarak halkın % 47 sini aşağılayarak saldıranların saldırılarına rağmen şer muhalefet cephesine rağmen yapabildi. Bu ülkede hayırlı bir  iş yapmanın fiilen yasaklanmış hale getirildiği durumdan bizleri çıkarmayı başardı.

Bu durumda ben nasıl yaygaracılar korosunun yalan ve iftira korosuna katılabilirim.

Kimse şaşırmasın çok şükür ben aklımı peynir ekmekle yemiş bir kişi değilim.

Halk da her gün daha da uyanmak da, Muhalefet eğer ülke yönetiminde söz almak istiyorsa vatandaşı bir biri ile çatıştırmaktan vazgeçip iktidar olursa neyi nasıl yapacağını anlatıp ikna etmek zorundadır.

A.D.Şimşek

.


[anadoluhaber:35525] NE MUTLU TURKUM Ozel sesli slayti

Posted: 03 Oct 2009 11:16 AM PDT

Değerli Arkadaşlar,
AVRUPA Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiye’de “azınlıklar” ile ilgili 01 Ekim 2009 tarihinde yayınladığı raporunda okullarda öğrencilerin söylediği “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözünü eleştirdi ve bununla “etnik ayrımcılık” yapıldığını öne sürdü.
Türkiye’deki okullarda “Türk’üm ve Türk olmaktan gurur duyuyorum” gibi çeşitli antların her gün öğrencilere söyletildiğini ve bu sözlerin “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözüyle tamamlandığını belirterek bunun bir etnik kökeni yücelttiğini iddia etti.
BU İDDİALARI
ŞİDDETLE PROTESTO EDİYORUZ !
Lütfen Burayı tıklayarak indireceğiniz bu güzel slaytı
 

[anadoluhaber:35519] Batı Dünyasının Gerçek Yüzü!

Posted: 03 Oct 2009 06:57 AM PDT

 
BATI DÜNYASININ GERÇEK YÜZÜ!

 

 

 

            Şimdiye kadar ülkemizdeki siyasilerin daima dost olarak kabul ettiği aslında bunun gerçek olmadığı batı dünyası (Avrupalılar, genel olarak Hıristiyanlar) tarihleri utanç verici karanlık uygulamalarla doludur. Hıristiyan dünyası kendi dışındakilere daima sömürme, aşağı görme, gerektiğinde ortadan kaldırılması gerekenler olarak bakar. Bu bakış açısını aynı zamanda daha fazla olarak siyonist yahudilerde de görmek mümkündür. Batı tüm tarih boyunca kendi dışında kalan milletlere adalet, yardım götürmek gibi bir faydaya hiçbir zaman sahip olmamıştır. Girdikleri ülkelerin yer altı, yer üstü tüm kaynaklarını sömürmüşler, o toprakların esas sahiplerini köle durumuna getirmişler, karşı gelenlere acımasızca öldürmüşler, adalet değil kanla, gözyaşı yaymakla meşhur olmuşlardır. Tüm Avrupa ülkelerinin tarihleri bu gibi insanlık dışı uygulamalarla doludur. Onların merhamet anlayışı ancak kendi içlerindedir. Avrupa ırkından olmayana bu merhamet anlayışı hiç hem de hiç bulunmamaktadır. Bu kadar kötü, karanlık bir geçmişe sahip olmalarına rağmen kendilerini sütten çıkmış ak kaşık misali dünyaya insanlık, demokrasi dersi, merhamet dağıtmaya sözde devam ederler. Ülkemize dayattıkları ermeni, kürt meselesi gibi. Kendi tarihleri ise tam tersi sindirmeler, asimile etmeler, cinayetlerle doludur.

 

            Hangi Avrupa ülkesine bakarsak bakalım bu tür utanç verici olaylarla karşılaşmamız mümkündür. Bir dünya haritası açtığımızda koskoca büyük okyanusta Avrupa ülkelerine ait zamanında işgal edilmiş, sömürge haline getirilmiş adacık devletleri görürüz. NORVEÇ’te daha 1977’lere kadar Taterlara (göçerlere) karşı biyolojik kısırlaştırma uygulanması, İngilizlerin Avusturalya yerlilerini katletmesi; 1070’lere kadar toplam 100 bin yerli çocuğu zorla ailelerinden alınarak beyaz ailelere işgücü olarak verildi, Almanların 2’nci dünya savaşında yapmış olduğu soykırımlar, Belçikalıların Afrika’daki katliamları… Bütün Avrupa tarihi soykırımlarla doludur.

 

            Fransızlar CEZAYİR’de 1830 ile 1962 yılları arasında 1 milyon Cezayirliyi katlettiler. Bu süre içerisinde her türlü işkence, kültürel soykırım, tecavüz yöntemleri uygulandı. Cezayirliler tıp deneylerinde kobay olarak kullanıldı. Fransızlar 8000 köyü yok ettiler. Birçok Cezayirli korkunç işkenceler altında hayatını kaybetti. (Bkz. Batı Tarihinde İnsanlık Suçları, Sefa M.YÜREKLİ)

 

            Köle ticareti ve kölelerin ucuz işgücü olarak kullanılması o zamanlar o kadar karlı bir işti ki 19’ncu yüzyıla kadar olan zaman içerisinde İngiliz, Portekiz, İspanyol, Danimarkalı, Norveçli, Fransız ve Hollandalı köle tacirleri tarafından, 12 – 13,5 milyon arasında Afrikalı zorla kaçırılarak Amerika’ya götürüldü. Bunların yüzde 25’i uğradıkları ağır koşullar nedeniyle ilk 18 ay içerisinde öldüler. Yolculukta kötü koşullara dayanamayarak ölenlerin yüzde 12,5 ile yüzde 50 arasına olduğu tahmin edilmektedir. O zamanlar bütün Afrika nüfusunun 40-70 milyon arasında olduğu tahmin edildiği bir devirde bu rakam çok büyük boyutlardadır. Dünyaya demokrasi, merhamet havarisi kesilen ABD’de kendi tarihlerine, uygulamalarına bakmadan daha 1950’lere kadar Afrika kökenliler kanunen hala ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekte idiler. Bugün her ne kadar kanuni kısıtlamalar kalkmış gözükse de fiili durum ne yazık ki devam etmektedir. Şu bir gerçek ki Avrupalı beyaz adam her zaman kendisini diğer milletlerden üstün, efendisi durumunda görmüştür. Şu anda dünyanın en yaygın dini kabul edilen İngilizce, İngilizlerin kendi dillerini işgal ettikleri ülkelere dayatmalarının bir sonucudur. Bu dünyaya kan kusturan, dünyada huzur, düzen bırakmayan emperyalizm ancak Müslüman ülkelerin kendi aralarında Türk İslam Birliği’ni kurmaları, kendi Birleşmiş Milletlerini oluşturmalarıyla önlenebilir. D-8 ülkelerinin oluşturduğu bu birlik, ERBAKAN hükümetinin 28 ŞUBAT darbesiyle birlikte fiilen son bulmuş, AKP hükümeti, emperyalizmin  önündeki bu en büyük engeli, (D-8) ülkemize maddi ve manevi büyük fayda sağlayan bu oluşumu desteklemek yerine TÜRKİYE’nin kurtuluşunu 1000 küsur senedir İslam/Türk düşmanlığı yapan ülkelerin birliğinde, Hıristiyan kulübüne (AB), D-8 yerine de G-20’ye sığınmakta Türk Milletinin faydasına görmüştür!

 

            Başbakan ERDOĞAN, ABD’deki konuşmasında BM eleştirmiş, küresel sorunların  çözülebilmesi için BM’nin yapısı hakkında haklı eleştirilerde bulunmuştur. Buna mukabil iktidar olduktan sonra TÜRKİYE’nin hiçbir sorunu yokmuş, sanki hepsi halledilmiş gibi AB’ye girebilmek için ne dinimize ne de Türk örf ve ananelerimize uygun olmayan tamamen İslam ve ahlak dışı avrupa’nın kanun ve uygulamalarını, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye düşürecek AB’nin dayatması kanunları da çıkartmakta bir beis görmemiştir. Cumhuriyet tarihinde AKP hükümeti kadar hiçbir hükümet tamamen adalet, insanlık duygusundan zerre kadar nasibini almamış Avrupa devletlerine (AB) benzemeye de kalkışmamıştır. Başbakan, BM Güvenlik Zirvesi’ndeki nükleer silahları imha kararı alan 5 üye ülkeye “hemen imha edin” çağrısı ve İsrail’i ima ederek özellikle Ortadoğu’da kimsenin nükleer silaha sahip olmamasını istemesi bizi sevindirici girişimlerdir. Ancak hükümetin dedikleri ile uygulamaları tamamen farklıdır. Daha yaklaşık bir hafta önce sahip olduğu nükleer silahlar sebebiyle İsrail aleyhine bir karar çıkmasını engellediğini hatırlarsak dedikleri ile uygulamalarının tamamen çelişkili olduğunu görebiliriz. AKP ve Hıristiyan dünyasının görmemezlikten geldiği İsrail’in elindeki nükleer silahları bir tehdit olarak düşünmezken, İRAN’a vurma tehdidine kadar varan bir engellemenin reva görülmesi, AKP’nin bu konuda tüm dış politikasında da olduğu gibi tam bir net politikasının bulunmaması üzücüdür. Ama dost ve kardeş İRAN’a bir harekat düzenlenirse hiç şüphesiz hükümet her zamanki gibi bu hareketi de destekleyecektir. Şimdiye kadar AKP’nin, ABD, AB ve İsrail dış politikalarına sahip çıktığını gördüğümüzden bu kanaate varmamız doğaldır. İRAN’a bu kadar yüklenilmesinin sebebi esasında “BOP Projesi” nin önündeki en büyük güçlü engeli teşkil etmesidir. İRAN şu anki hali hazır güçlü durumuyla İsrail’in muharref Tevrat’taki vaat edilmiş topraklarının tam da üzerinde durmakta, üstelikte işbirlikçi bir hükümetin başta olmaması sebebiyle acele olarak bertaraf edilmesi gerekmektedir. Eğer ki hükümet IRAK işgalinde olduğu gibi bu hayasızca saldırıya karşı çıkmazsa yine milyonlarca Müslüman kanı dökülecektir ki, bu kadar insanın hayatının kaybetmesi kimseye hayır sağlamaz. Başta AKP olmak üzere.

 

            TÜRKİYE’nin AB’ye ilk müracaatının üzerinden yaklaşık 50 sene geçmiş bulunmaktadır. Bu süre zarfında AB hiçbir zaman bizi içerisine alacak bir tavır takınmamış fakat normal şartlarda dayatamayacağı/yaptıramayacağı; ülkemizin bölünmesine, Türklüğümüze, Müslümanlığımıza özgü dini, milli ve ahlaki kimliğimizi kaybetmemize neden olacak bize zarardan başka hiçbir fayda sağlamayacak olan kanunları çıkarttırmış, işin esas üzen tarafı bu kanunlar çıkarıldıktan sonra AKP’ye oy veren, veren kesimin de üstelik ağırlıklı muhafazakarlardan oluşmasına rağmen seçim öncesi, seçimde ve seçim sonrası hiçbir tepki gelmemiş olması bizim için ne büyük bir gaflet/bilgisizlik içinde bulunduğumuzun bir göstergesidir. Buradan çıkartılan şöyle bir mana da bu yapılanların halkımız tarafından uygun bulunduğu, onaylandığıdır.

 

            AKP iktidar olduktan sonra ilk işi AB’ye girme girişimleri olmuş, geldikleri mecrada tamamen karşı oldukları, Hıristiyan Kulübü olarak niteledikleri bu örgüte girmek için nasıl çaba harcadıkları hepimizin malumudur. AB’nin ilk zamanki imkanları artık yoktur. Kendi içinde bile üye ülkeler tarafından sorgulanmakta, her şey gibi AB’de ömrünü tüketmek üzeredir. Üstelik üye olsak bile üye ülkeler arasında dolaşım hakkımızın olmadığını, ama onların istedikleri gibi ülkemize gelebileceklerini, çalışma haklarının bulunduğunu biliyor muyuz? Yapmış olduğum incelemelerde AB’nin bizim yararımıza tek bir faydasının olmadığını ancak tavizlerle dolu bir üyeliğimizin bulunacağını gördüm. Benim bu gördüğümü AKP’nin de görmüş olacağını umarım. AKP halkımızı iktidarları boyunca AB masalıyla oyaladı/uyuttu. Bunca sorun, başta işsizlik, bozuk giden ekonomi AB duvarının arkasına sığınılarak saklandı, gizlendi. Ama artık mızrak çuvala sığmamaktadır. AB’ye girilemeyeceğini hükümette bal gibi bilmektedir. Fakat AB şekeri kaldırılırsa bu sefer ülkemizin esas sorunlarıyla baş başa kalacaklardır. Şimdi AB aldatmacası, oyalamacısıyla durumu idare ediyorlar ne gerek var ki gerçeklerle karşılaşmaya. Esasında çözülemeyecek sorunlar değildir fakat bu sorunların çözülmesi ABD, AB ve israil eksenli ekonomik ve siyasi politikalardan ayrılmakta geçmektedir. Bu da AKP’nin işine gelmez. Milli bir politika şimdiye kadar ATATÜRK, İNÖNÜ ve ERBAKAN hükümetleri dışında izlenmemiştir. Batıya dönük, onların istekleri doğrultusunda iç ve dış politikalar izlenmiş, sonuç olarak da şu anki bulunduğumuz duruma gelinmiştir. Hıristiyan, yahudi milletinden medet ummak, onların gözüne girmeye çalışmak çok büyük bir gaflettir. “AB bir Hıristiyan Birliği’dir. Müslüman bir TÜRKİYE’yi kesinlikle almazlar.” Dinimizi de değiştirsek, Türklüğümüzden vazgeçsek de olmaz. Ayet-i Kerimede de buyurulduğu gibi “Sen onların dinine girmedikçe asla senden razı olmazlar” buyuruluyor. Bu en güzel şekilde her şeyi özetlemektedir.

 

            Batı, Hıristiyan dünyasının ne kadar Müslümanlara yardımcı olduğunun! en güzel örneğini bize Fatih GENCER’in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi isimli kitapta sözde dostumuz ABD’nin bizlere nasıl yardım yaptığının çok güzel örneklerini bulabileceğiz.

 

1919 senesi HAZİRAN ayında bir amerikan yardım kuruluşunun GİRESUN’da nasıl bir faaliyet izlediğini anılan kitaptan alıntı yaparak veriyorum.

 

“GİRESUN’da faaliyet gösteren bir amerikan heyeti Rum ve Ermeni yetimhanelerine yirmişerbin lira yardımda bulunduğu halde, Türk yetimhanesine sadece yüz elli lira vermişti.”

 

GİRESUN’daki Amerikalılar yine insaflı! İmiş. Kazım Karabekir Paşa, KARS’taki Amerikalıların tutumunu şu şekilde dile getiriyor: “Depoları tıklım tıklım dolu olmasına rağmen Amerikalılar bizim çocuklara bir şey vermediler. Binlerce Ermeni çocuğunu insanlık namına diye bol bol giydirip besleyen ve yetiştiren Amerikalıların bizimkilere karşı kayıtsız kalmaları herkese ve hele çocuklara çok fena tesir ediyordu.” (S. 124)

 

Yine: “Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Rus istilasına uğrayan doğu vilayetlerindeki durumu tetkik etmek ve oradaki muhtaç nüfusa yardımda bulunmak amacıyla 1919 yılında imdat heyetleri göndermişti. Bölgeye giden heyetler, TRABZON yöresinde karşılaştıkları Amerikalılarla işbirliği içerisinde çalışmak istemişler, fakat  Amerikalılar “sürgün” ve “katliamlara” maruz kaldıklarını iddia ettikleri Rumların ve Ermenilerin daha fazla yardıma ihtiyaçları olduğunu ileri sürerek öneriyi geri çevirmişlerdir.” (S. 122)

 

Bir noktadan sonra, Amerikalılar Müslümanlara az da olsa yardım etmeye başlar.       O nokta, Türklerin Amerikan mandasına girip girmemeyi tartışmayı başladığı dönemdir. Şirin görünmek gibi bir şey. Buraya kadar vermiş olduğum örnekler biraz da olsa batının (Hıristiyanların) Müslümanlara, Türklere bakış açısını, vermiş olduğu değeri anlatmaya yeterlidir. 1950 yılından beri sözde aldığımız amerikan yardımları acaba ülkemize ne kazandırmıştır? Bunu incelersek bize batının kazandırdığının ne olduğunu ya da olmadığını görmek açısından bize kısa bir misal oluşturur.

 

Müslümanların batılılar karşısında düştükleri acziyetleri de çoktur. Bu insaftan, insanlıktan, merhametten uzak milletleri kendilerine hayat tarzlarını, yaşamlarını, giyimlerini örnek almışlar, kendilerini ona göre yönlendirmişlerdir.

 

Batılıların  sömürdükleri ülkelerinin halklarını nasıl etkilediklerini, kendi kültürleriyle karıştırıp onları bozduklarına güzel bir örnek, Osman Nuri KOÇTÜRK’ün “Sessiz Savaş” isimli eserinde, 1960’lı yılların IRAK’ında tanık olduğu bir olayı şöyle anlatır:

“Halk sinemada İngiliz filmini izlemektedir. Filmin bir sahnesinde İngiliz ulusal marşı söylenmektedir. İstisnasız tüm seyirciler emir almışçasına hep birden ayağa kalkar ve marşı sonuna kadar esas duruşta dinlerler.” Bu olay IRAK’ın bize emperyalist ABD ve İngiliz orduları tarafından kolaylıkla işgal edilmesini anlamayanlar için bir cevap olmaktadır.

 

            Siyonist İsrail, ABD ve İngiltere veya herhangi bir batılı ülke ne yaparsa yapsın asla zalim ve terörist kategorisine girmez. Ama terörle bir alakaları olmadığı halde sadece hakkını arayanlar, ülkelerinde emperyalistleri görmek istemeyenler, bu uğurda gerekli haklı mücadeleyi verenler otomatik olarak terörist olarak damgalanmışlardır.

 

            Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra emperyalist Hıristiyan batı kendilerine yeni bir hedef/düşman aramış, yayılmacılıklarına, sömürü düzenlerini sürdürmeye/kurmaya en büyük engelin İslam olduğunu görmüşlerdir. Gerçektende İslam’ın emir ve prensipleri; sömürüye, cinayete, haksız kazanç sağlamaya engeldir. Bu sömürücü, emperyalist, soykırımcı batının işine gelmemekte, dolayısıyla tarihte pek çok örnekleri görüldüğü gibi İslam’a savaş açmışlardır. Bu ülkelerdeki işbirlikçileri sayesinde gerek işgal ederek, gerekse işgale gerek kalmadan sömürü düzenlerini sürdürmüşler, ülkelerini koruyan, emperyalistleri istemeyenler, bu uğurda mücadele verenler terörist iftirasına ve ülkelerindeki işbirlikçi yöneticileri ve emperyalistlerce en ağır ceza ve hitamlara maruz kalmışladır.

 

            Halen ülkemiz ve tüm Müslüman ve mazlum milletler geçmişte olduğu gibi şimdi ve hatta ileride de emperyalist tehdidi/sömürüsü altında bulunmaktadır. Tüm Müslümanlar bu tehdide karşı daima teyakkuz halinde bulunmalıdır. Çünkü tehlike küçümsenmeyecek kadar büyüktür.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

03.10.2009

 


[anadoluhaber:35521] ATATÜRK ün SEVDİĞİ ŞARKILAR sesli slayti

Posted: 02 Oct 2009 03:41 PM PDT

ATATÜRK ün SEVDİĞİ ŞARKILAR
sesli slayti


[anadoluhaber:35530] YILIN SİYASETÇİSİNİ SEÇİYORUZ 20 ARALIK 2009' A KADAR TEKLİFİNİZİ BEKLİYORUZ.

Posted: 04 Oct 2009 04:34 AM PDT

YILIN SİYASETÇİSİNİ SEÇİYORUZ 20 ARALIK 2009 TARİHİNE KADAR TEKLİFLERİNİZİ BEKLİYORUZ. 2009 YILININ SİYASETÇİSİ LÜTFEN SİZDE KATKIDA BULUNUN
 
SEÇİMİ YAPACAK OLAN http://groups.google.com.tr/group/18203122368 BOŞ MEYDAN GRUBU İLE http://groups.google.com.tr/group/demokrasipazari DEMOKRASİ PAZARI GRUPLARIDIR. SEVGİLİ ARKADAŞLAR BU ÖNEMLİ OLAYA SİZDE KATILIN. KATILIMDA BULUNUN Kİ SESİMİZİ TÜM MİLLET DUYSUN

[anadoluhaber:35541] Statükonun şeriatı yazıma gelen cevaplar (1)

Posted: 05 Oct 2009 05:26 AM PDT

Hayrola Ahmet bey.......?.......

Ampul partisini tutmadigini soyleyerek kimleri kandirmaya

calistigini degil,amacinin ne oldugunu sormak isterim....-)))))

Kurt aciliminin fiyasko ile sonuclanacagini kestirdinde ampul

partisine saldirmaya basliyacaksin,bunun hazirligindamisin ?...

Sagdan soldan gelen seslerden anlasildigina gore Kurt

ayrilikcilar ile dinci yobazlarin ittifaki oldukca sarsilmis

ve dagilmaya yuz tutmus gorunuyor..-))))))

 

xxxxx Bey
Ben milli takımdan başka takım ve milletim ve ülkemde başka parti tutmam. Ülkem için her zaman neyin daha doğru ve hayırlı olduğuna bakarım. Sizin gibi pek çok kişi de bir tarafa angaje olmuş düşüncelerle hareket ettikleri için anlayamıyor ve önce bir düşman belirleyip sonrada pire için yorgan yakar gibi o düşman dediğinizi imha için ülkeyi devleti milleti yakıyorsunuz. Benim dostum da düşmanımda ülke konuları söz konusu olduğunda ülke için hayırlı olanı tercih dışında asla bir tarafa kaymadı ve bundan sonrada kaymaz inşallah

.
Prensibim Hz..Aliye ait olduğunu okuduğum şu sözlerdir.
İnsanlar içinden bir gerek mümin gerek fasık lider gerektir. O lider sayesinde o diyarda adalet sağlansın. Yollar emniyete kavuşsun. Ticaret ve meşveret artsın. Gerek mümin gerek fasik gerekse kafirler bir arada barış içinde yaşasınlar ve Allahın kendilerine takdir ettiği ömrü diladikleri gibi özgürce yaşabilsinler. Ve bu dünyadan gittiklerinde Allahın huzurunda hiç bir mazeretleri olmayacak şekilde herkes kendi hesabını versin.


Benim dostum veya düşmanımda yoktur. Herkes İster Allah’ı bilsinler ister inkar etsinler. Sadece ülkemin ve insanlarının adalet, özgürlük, eşitlik ve ve demokrasi içinde huzur ve güvenlikli olarak geçimlerini sağlayıp kendi gönüllerince yaşamalarıdır. Ne kimseye karşı aşağılık duygusu ile ondan üstün olmak arzum nede kimseden geri kalacağım endişe, kaygı ve korkum yoktur. Az ile geçinip şükür eden fazlasında da gözü olmayan sıradan insan olmayı ben Allah katında şeref sayarım. İnandığım Peygamber fakrı fahri buyurdu. (Fakir gibi yaşamak iftiharımdır) Adalet konusunda ne mümini kafire ne de kafiri mümine tercih ederek adalet terazisini şaşmam şaşmaktan da Allaha sığınırım. Az önce başka bir gruba yazdığım yazıyı gruplara göndermeyi düşünmüyordum. Madem sizde sordunuz onu da gruplara göndereyim oradan okursunuz.
Saygılar.

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35546] Avrupa'ya Kemalist ihraç edelim !..

Posted: 05 Oct 2009 04:03 AM PDT

 

Ahmet Kekeç ilginç bir öneri sundu; ‘Avrupa’dan solcu ithal edelim..’

E, n’olucak ?

Demokrasimizi tek kanatlı kuş olmaktan kurtaracağız.. Böylece muasır medeniyetler seviyesini yakalayacağız..

Olmaz Ahmet ağabey, olmaz.

İki günde kendimize benzetiriz o Avrupalı solcuları.

Bak benim başka bir projem var… Biraz tersinden düşünelim; Madem ki ‘muasır medeniyetler seviyesini’ yakalayamıyoruz, biz de onların seviyesini aşağı çekelim !.. (Kendi seviyemize çekelim demedim, tehlikeli olur netekim !..)

Böylece kim muasır kim değil görsünler...

Bunu nasıl mı yapacağız? Gayet basit.

“Avrupa’ya Kemalist ihraç edeceğiz!..”

Bakın neler oluyor Avrupa’da..

Almanlar ‘milli şefler’ dönemini hatırlarlar ve ‘Ne mutlu Almanım diyene..’ demeye başlarlar.. Eğer mesele, Cermen, Bavyera, köylü..vs, tartışmalarına kadar varırsa, geçmiş olsun Almanlara. Müzelerde sakladıkları fırınlara göz dikerler...

İtalyanlar ; ‘Yerli malı yurdun malı herkes İtalyan malı kullanmalı !’ derler.. Pizza, Spagetti, Ferrari.. O kadar !..

İngilizler, ‘Avam Kamarası’nı lağvederler. Ülkenin kurucu unsuru ‘Lordlar Kamarası’ tek başına iktidarda kalır. Anayasaları yokken yüzlerce sayfalık anayasa yaparlar. Derebeylik dönemi başlar. Fransızlar, laiklikten ‘kökten laikliğe’ geçiş yaparlar. Ülkenin her bir yanını ‘Kamusal alan’ ilan ederler..

İspanyollar ise bölünür. Bask sorunu farklı bir boyut kazanır.. “Bask bölgesi dağlık bir bölgeydi.. Dağlardan tepelerden kaya, taş parçaları kopar insanların kafasına düşerdi. Bu yüzden yöre halkı sürekli ‘Kask’ giyerdi.. Kaskı olamayanlar, kask giymeleri için ‘Kask.., Kask !..’ diye uyarılırdı. Kask zamanla ‘Bask’a dönüştü.. Aslında Bask diye bir şey yoktur. Herkes İspanyoldur !!..” İspanyollara da geçmiş olsun..

Daha sonra YÖK’ü ihraç edeceksin. Ama o eski, yani mebzul miktarda Kemalist bulunan haliyle ihraç edeceksin. Ondan sonra Avrupa üniversiteleri milletin başıyla, kılıyla, tüyüyle uğraşsın dursun bakalım. Onların rektörleri de gerektiğinde(!) ‘Ordu Göreve’ pankartı açsın. Görürüz o zaman bilim ve teknoloji ne hale geliyor Avrupa’da..

Biraz da Ergenekoncu ihraç edeceksin ki, Avrupa’nın her yerinde Cumhuriyet Mitingleri düzenlesin.. Yanında da yeteri kadar darbe sever Kemalist yazar-çizer göndereceksin...

Ondan sonra görürüz ‘o muasır medeniyetler seviyesi’ ne hale gelmiş.. Avrupa’da ekonomi, siyasi istikrar yerle bir..

Çok değil, 10 yıl içerisinde Avrupalı ‘5 Kuruş’a muhtaç olur... (O zaman, ‘70 cent’e muhtaç olmak’ deyimi ‘5 Kuruş’a muhtaç olmak’ şeklinde değişecektir.. Zira Avrupa’da TL/Kuruş rüzgarı esecektir !..)

Onların seviyesini aşağı çektiğimizde ‘Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak’ diye bir derdimiz de kalmayacaktır..

Nasıl proje ama !!!...


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35550] Sevdiğim Güzel Sözler 1

Posted: 05 Oct 2009 03:38 AM PDT

Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Hz. Ali (ra)

Çocuklarınızı kendi bulunduğunuz zamandan başka zaman için hazırlayınız, onları yaşayacakları zamana göre bilgilendiriniz.
Hz. Ali (ra)

Câhillerle girdiğim her tartışmayı kaybetmişimdir.
Ebû Hanîfe (ra)

Meşhur olmak sevdası ile yanıp tutuşana, doğruluk nasip olmaz.
İbrâhim bin Edhem (ra)

Vücudun rahatı az yemekte; rûhun rahatı az günahtadır. 
İmâm-ı Gâzâli (ra)

Başarının çalışmadan önce geldiği tek yer sözlüktür.
Anonim (bunu internette okumuştum, ben tercüme ettim, Türkçe'ye de uydu! :) )

Saygılarımla,

Görkem İ. Ateş
http://www.gorkemates.com


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35545] İnternette ilanla böbrek satılıyor!

Posted: 05 Oct 2009 02:23 AM PDT

İnternette ilanla böbrek satılıyor!

İnternette ilanla böbrek satılıyor!

İinternette kısa bir araştırma aslında Türkiye'deki böbrek satışının ekonomik darlığa düşen birçok kişinin de ilk çıkış kapısı olduğunu gözler önüne seriyor. [Devamını Oku...]


--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35552] Aksa için, Taksim Meydanı, Saat:17:00

Posted: 05 Oct 2009 02:21 AM PDT

Aksa için, Taksim Meydanı, Saat:17:00

 
Filistin Dostları, Mescid-i Aksa'yı canlarını ortaya koyarak savunan Kudüslü kardeşleri için ses olma ve Aksa'ya sahip çıkmak için bugün saat: 17.00'da Taksim Meydanı'nda biraraya gelecek.

 

Filistin Dostları  Mescid-i Aksa'yı canlarını ortaya koyarak savunan Kudüslü kardeşleri için ses olma ve Aksa'ya sahip çıkmak için bugün saat:17.00'da Taksim Meydanı'nda biraraya gelecek.
 

 
 

HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35538] ÜCRETSİZ CNC TORNA PROGRAMCILIĞI VE OPARATÖRLÜĞÜ KURSU

Posted: 05 Oct 2009 01:37 AM PDT

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDAN ONAYLI SERTİFİKA

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI-İL ÖZEL İDARESİ VE İST. TİCARET ODASI

İŞBİRLİĞİNCE DÜZENLENEN

ÜCRETSİZ

CNC PROGRAMCILIĞI

VE

OPARATÖRLÜĞÜ

KURSU

*CNC PROGRAMLAMA(FAUNC)OPARATÖRLÜĞÜ.

(UYGULAMALI)

*40 SAAT SOLİD WORD EĞİTİMİ

*40 SAAT SOLİD CAM EĞİTİMİ

*DİK İŞLEME MERKEZİ TEMEL BİLGİLERİ

KURSTAN HİÇBİR ŞEKİLDE ÜCRET İSTENMİYECEKTİR.

*Kurslar ME BAKANLIĞI İL ÖZEL İDARESİ

VE İSTANBUL TİC.ODASI İşbirliğince düzenlenmektedir.

*Kursun verileceği yer:ERKAN AVCI END.MESLEK LİSESİ.

*Adres: Kültür sokak no :3 Bahçelievler /İSTANBUL

(Bahçelievler Metro durağı arkası)

*Katılım şartı:16 yaş üzeri herkes katılabilir.

*Kursa devam zorunluluğu vardır.

*Kursun süresi:320 saat

**İletişim:mail gruplarına kapalıdır,özelden yazınız.

**Tel: 0532 599 87 43

**rmetinkisi@gmail.com

**Adres rehberi: http://www.panoramio.com/photo/6168165



--
__________________________________
------------------------------------------------------------
BU OKULDAKİ ÜCRETSİZ KURSLARDAN
HABERDAR OLMAK İSTİYORSANIZ GRUBA ÜYE OLUN..

Grubun adresi Geçerli web adresi:
http://groups.google.com.tr/group/mesl-egt-krs
Geçerli e-posta adresi:
mesl-egt-krs@googlegroups.com



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35553] günaydın arkadaşlar...iyi haftalar.

Posted: 05 Oct 2009 12:57 AM PDT






HAFTANIZ GEÇEN HAFTADAN GÜZEL OLSUN,
ÖZLEMİNİ DUYDUĞUNUZ
     TÜM ARZULARINIZIN GERÇEKLEŞMESİ DİLEĞİYLE
         GÜNÜNÜZ AYDIN KALBİNİZ AŞKLA DOLSUN...
 
 
 



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35540] GÜNÜN SÖZÜ

Posted: 04 Oct 2009 10:50 PM PDT

 

 


GÜNÜN SÖZÜ  

Eskiden iyilik yaparlardı söylemezlerdi. Sonra hem yapmaya hem de söylemeye başladılar. Şimdi ise yapmıyorlar fakat söylüyorlar. 

                                            Ömer bin Hâris (ra)



 

 

 

 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35539] İNADINA Gururla Özel sesli slayt

Posted: 04 Oct 2009 02:47 PM PDT

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE özel sesli slaytı
Ne Mutlu Türküm Diyene

AVRUPA Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiye’de “azınlıklar” ile ilgili 01 Ekim 2009 tarihinde yayınladığı raporunda okullarda öğrencilerin söylediği “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözünü eleştirdi ve bununla “etnik ayrımcılık” yapıldığını öne sürdü. 

Türkiye’deki okullarda “Türk’üm ve Türk olmaktan gurur duyuyorum” gibi çeşitli antların her gün öğrencilere söyletildiğini ve bu sözlerin “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözüyle tamamlandığını belirterek bunun bir etnik kökeni yücelttiğini iddia etti. 

BU İDDİALARI
ŞİDDETLE PROTESTO EDİYORUZ !
Lütfen indirdiğiniz slaytı tüm arkadaşlarınıza ulaştırınız.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.