Barışı önleme siyaseti..
Bu ülkenin yığınla genci dağlarda ölsün.. Aileler oğulları büyüdükçe, yaşları 20'ye yaklaştıkça, gurur duyacak, mutlu olacaklarına, korkular, endişeler içinde yaşamaya başlasınlar.. Her yıl binlerce ana, aslan gibi oğlunun arkasından göz yaşı döksün..
Türkiye, bu ülkenin gelişmesi, bu ülke insanının refahı için harcayacağı trilyonları, savaşa, silaha, ölüme harcasın..
İnsan olan, içinde insanlık denen şeyden bir damla duygu taşıyan, bunu ister mi?..
O zaman yapılması gereken, ele ele vermek, birleşmek ve bu savaşı bitirmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapmak değil mi?.
Peki ne yapıyorlar?..
Savaşın devam etmesi için her şeyi..
Çünkü ülke, çünkü ölen gençler, çünkü ağlayan analar umurlarında değil..
İşleri güçleri hesap yapmak.. Sandık hesabı yapmak..
İktidar partisi adım attı ya.. Bu adımın arkası gelirse.. Barış gelirse, bu iktidar partisi lehine sandığa öyle bir yansır ki, biteriz.. O zaman savaş sürmeli..
Ağır bir itham değil mi yaptığım.. Evet ağır.. Ama ne söylediğimin bilincindeyim..
Bu ülkede, bu ülke gençlerinin canları, yaşamları üzerinden siyaset yapılıyor.. Siyaset bu kadar alçalıyor..
30 yıldır süren, binlerce cana ve katrilyonlarca liraya mal olan bir iç savaşın bitmesi için bir adım atılmış.. Diyelim yanlış atılmış.. Oturur konuşursun. Tekrar konuşursun.. Bir daha, on daha konuşursun.. Sorunu çözmenin yolu, orda burada, miting meydanlarında, hamasi nutuklar atmaktan değil, diyalogdan geçer..
Bu korkunç sorun, sadece iktidar partisiyle çözülmez çünkü.. Hatta siyaset dışı kişiler ve kurumların işbirliği ile topyekûn bir "İstek" olmalı.. Herkes elini taşın altına koymalı.. Herkes bir ucundan tutmalı..
Ama bu ülkede "Muhalefet" denen partiler, diyalogdan kaçıyor, konuşmamayı marifet sanıyor ve sayıyorlar..
Niye..
Barış olursa, prim iktidara yazılır..
Allah kahretsin..
Böyle çirkin, böyle ucuz düşünce olur mu?..
Kime yazılırsa yazılsın..
Bakın açık söylüyorum..
Bu barış, bu 30 yıldır süren savaşın sona ermesinin primi eğer İmralı'ya yazılacak, onu kahraman yapacaksa, razıyım.. O da olsun..
Buna karşı çıkanlar "Olmaz" diyenler, çözüm için öneri getiren, adım atanlara sövmek dışında tek kelime ettiler mi?.. "Öyle olmaz, böyle olur" dediler mi?. Kendi çözümlerini söylediler mi?.
Bugün iktidara saldıran muhalefet liderlerinden, kendi çözümlerini duyan var mı?.
Asker "Ben savaşırım. Ama bu savaş askerle, silahla bitmez" diye bas bas bağırıyor.. "Dağa çıkışların önü alınmaz, dağdakiler aşağı inmezse bitmez" diyor..
Peki nasıl olacak bu, diyaloga bile yanaşmayan, barışa adım atan, el uzatanları "Vatan haini" ilan edenler, nasıl olacak bu?..
Sizin öneriniz nedir?..
Bu savaş bir 30 yıl daha sürmesin, bir 30 bin genç daha ölmesin, bir 30 bin ana daha ağlamasın için, sizin öneriniz nedir?.
Varsa oturalım, onu konuşalım, onu tartışalım..
Miting meydanlarında konuşur gibi hamasi nutuklar atıp, adım atanları attıklarına pişman eden ve geri çekilmeye zorlayan, barışı iyice çıkmaza sokup, çok daha korkunç bir savaşın tohumlarını eken tahrikleriniz dışında ne yapıyorsunuz?..
Görmüyor, anlamıyor musunuz?.. Siz nasıl siyaset, nasıl devlet adamısınız, nasıl bu kadar kör olabiliyorsunuz.. Bu barış süreci hezimete uğrarsa, AKP de hezimete uğrar, tamam.. Ama Türkiye ne olur?.. Doğu, Güneydoğu ne olur?.. O düşük yoğunluklu savaş, ülkeyi bölme amaçlı bir büyük savaşa dönmez mi?.
Bir ama bir kerecik, kendinizi ve oylarınızı değil, ülkenizi, bu yaşta ölüme mahkûm ettiğiniz gençlerimizi düşünemez misiniz?.
Bu Türkiye bizim.. Başka Türkiye de yok!..
Türkiye, bu ülkenin gelişmesi, bu ülke insanının refahı için harcayacağı trilyonları, savaşa, silaha, ölüme harcasın..
İnsan olan, içinde insanlık denen şeyden bir damla duygu taşıyan, bunu ister mi?..
O zaman yapılması gereken, ele ele vermek, birleşmek ve bu savaşı bitirmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapmak değil mi?.
Peki ne yapıyorlar?..
Savaşın devam etmesi için her şeyi..
Çünkü ülke, çünkü ölen gençler, çünkü ağlayan analar umurlarında değil..
İşleri güçleri hesap yapmak.. Sandık hesabı yapmak..
İktidar partisi adım attı ya.. Bu adımın arkası gelirse.. Barış gelirse, bu iktidar partisi lehine sandığa öyle bir yansır ki, biteriz.. O zaman savaş sürmeli..
Ağır bir itham değil mi yaptığım.. Evet ağır.. Ama ne söylediğimin bilincindeyim..
Bu ülkede, bu ülke gençlerinin canları, yaşamları üzerinden siyaset yapılıyor.. Siyaset bu kadar alçalıyor..
30 yıldır süren, binlerce cana ve katrilyonlarca liraya mal olan bir iç savaşın bitmesi için bir adım atılmış.. Diyelim yanlış atılmış.. Oturur konuşursun. Tekrar konuşursun.. Bir daha, on daha konuşursun.. Sorunu çözmenin yolu, orda burada, miting meydanlarında, hamasi nutuklar atmaktan değil, diyalogdan geçer..
Bu korkunç sorun, sadece iktidar partisiyle çözülmez çünkü.. Hatta siyaset dışı kişiler ve kurumların işbirliği ile topyekûn bir "İstek" olmalı.. Herkes elini taşın altına koymalı.. Herkes bir ucundan tutmalı..
Ama bu ülkede "Muhalefet" denen partiler, diyalogdan kaçıyor, konuşmamayı marifet sanıyor ve sayıyorlar..
Niye..
Barış olursa, prim iktidara yazılır..
Allah kahretsin..
Böyle çirkin, böyle ucuz düşünce olur mu?..
Kime yazılırsa yazılsın..
Bakın açık söylüyorum..
Bu barış, bu 30 yıldır süren savaşın sona ermesinin primi eğer İmralı'ya yazılacak, onu kahraman yapacaksa, razıyım.. O da olsun..
Buna karşı çıkanlar "Olmaz" diyenler, çözüm için öneri getiren, adım atanlara sövmek dışında tek kelime ettiler mi?.. "Öyle olmaz, böyle olur" dediler mi?. Kendi çözümlerini söylediler mi?.
Bugün iktidara saldıran muhalefet liderlerinden, kendi çözümlerini duyan var mı?.
Asker "Ben savaşırım. Ama bu savaş askerle, silahla bitmez" diye bas bas bağırıyor.. "Dağa çıkışların önü alınmaz, dağdakiler aşağı inmezse bitmez" diyor..
Peki nasıl olacak bu, diyaloga bile yanaşmayan, barışa adım atan, el uzatanları "Vatan haini" ilan edenler, nasıl olacak bu?..
Sizin öneriniz nedir?..
Bu savaş bir 30 yıl daha sürmesin, bir 30 bin genç daha ölmesin, bir 30 bin ana daha ağlamasın için, sizin öneriniz nedir?.
Varsa oturalım, onu konuşalım, onu tartışalım..
Miting meydanlarında konuşur gibi hamasi nutuklar atıp, adım atanları attıklarına pişman eden ve geri çekilmeye zorlayan, barışı iyice çıkmaza sokup, çok daha korkunç bir savaşın tohumlarını eken tahrikleriniz dışında ne yapıyorsunuz?..
Görmüyor, anlamıyor musunuz?.. Siz nasıl siyaset, nasıl devlet adamısınız, nasıl bu kadar kör olabiliyorsunuz.. Bu barış süreci hezimete uğrarsa, AKP de hezimete uğrar, tamam.. Ama Türkiye ne olur?.. Doğu, Güneydoğu ne olur?.. O düşük yoğunluklu savaş, ülkeyi bölme amaçlı bir büyük savaşa dönmez mi?.
Bir ama bir kerecik, kendinizi ve oylarınızı değil, ülkenizi, bu yaşta ölüme mahkûm ettiğiniz gençlerimizi düşünemez misiniz?.
Bu Türkiye bizim.. Başka Türkiye de yok!..
Hıncal ULUÇ
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.