Bu yazıyı bir yazarın şu sözlerinin bana düşündürdükleri için kendimi yazmak zorunda hissederek yazdım. O yazıdan bir bölüm.
Hatırlar mısınız,70-80’li yıllarda şarkı sözü olarak dinlemiştik. Sezen Aksu’dan, Yonca Evcimik’ten “Sen seni bil sen seni, sen sıkı tut çeneni, eline diline hakim ol,,yoksa öcüler yer seni...”
Bende hastalık var,okuduğum kitapta veya dinlediğim şarkıda anlayamadığım bir kelime ya da cümle olursa rahatsız olurum meraklanır hatta üzülürüm.Şarkıdaki (kendini bil) terimine kafayı taktım.Kendini bilmek konulu bir makale hazırlamaya başlamadan önce “kendimi biliyor muyum?”sorusu beni düşündürdü. Kendi kendime defalarca sordum “Kendini bilmek” ne demektir?
Kendini bilmek nedir? Buna cevap verebilmek için önce ilim, irade ve benlik duygusunu irdelemek gerekir.
Allah’ın nice sırları bizlere anlattığı idrak ötesi olayları da bizlerin anlayış ve idrakimize indiren Alemlerin Rab’bi (Öğretmeni eğitmeni mürebbisi) Allah Kuran’ın Hadit suresinde bakın ne diyor.
22. Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır. | |
23. (Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez |
İnsanda içgüdüler ile hareket eder.
Gençliğimde kendimi bilme ve insanı bilme şeklinde bazı düşüncelere daldığım bir süre vardı.
Orada fark ettiğim şeylerden biride irade konusundaki yanılgımız oldu.
Bizler kendimizi irade sahibi zannederiz. Hayvanların içgüdüleri ile ve kendimizin aklımızın yön göstermesi ile irademizi alternatiflerden birinden yana kullanmakta gösterdiğimiz dolayısı ile bir irade sahibi olduğumuzu zannederiz.
Aslında bu bir yanılgıdır.
Bir motorun içindeki bujiler silindirler siboplar belli bir ritme bağlanmıştır. Motor çalıştığında karbüratör benzini ihtiyaç var diye sevk ederken bir akla sahip olsa idi motor açıkmış biraz su ve yiyecek göndereyim diye düşünüp gönderdiğini düşünecek ve göndermese benzin otomatiğinin kendisine basınç yapıp bu sevk'e zorladığını değil sıkıldığı için kendisini buna mecbur hissettiğini düşünecekti. Yamuk yumuk krank mili silindirlere gelen gazı sıkıştırmak için inen pistonun neden böyle tehlikeli işlet yaptığını da bujinin tam zamanında ateşleme yaparak basınca isyan edip iyilik sever sibopların zehirli yanık gazı dışarı atmak için açılmalarını kendi iyilik severliklerine bağlayacak ve tüm bunlar. Kendi karnı da bezin tüküren enjektör ve benzini sıkıştırmayı çok seven pistonun kötü kişiler ve ahlaksızlıklarından kaynaklandığını sanacaktı. Bu arada yamuk yumuk yamukluğu işini düzgün yapmasına göre çıkıntıları gelişmiş kendisini sakat zanneden krank mili sürekli kendisini tekmeleyen bazen de motor çalışmadığında sakin ve uslu duran pistonların kendisini sürekli tekmeleyişlerini ya kendisin yamukluğuna (sakatlığına) bağlayacak yada sakatlara çok acımasız olan pitonların kötü ahlakına yada psikopatlığına yoracaktı. Pistonlar ise biri itip biride çektiği için değil kendilerini krank milinin çıkıntıları itip kaktığı için böyle davranmak zorunda kaldıklarını zannedeceklerdi
Eğer durmaya kalksalar. Kendilerini sıkıntıya uğradığı için yatakta yatan kişinin sağa sola dönmesi gibi kendi iradesi ile döndüğünü zannedeceklerdi. Krank milinin dönmesi ile yukarı aşağı harekete mecbur kalan pistonlar bir şekilde yerlerinde durmakta direnseler gelen basınç ile rahatsızlık his edeceklerinden kendi iradeleri ile yukarı aşağı inip çıkarak rahatladıklarını düşüneceklerdi. Silindirin içinde hava ile karışan benzin onların bu hareketinden sıkışınca o silindirin bujisi bilmediği bir yerden gelen elektriksel dürtü ile o sıkışan gazı ateşlemek için çakacak ve bu işi ya çok hoşuna gittiği için yada gelen elektrik akımını aklıma öyle geldi diyerek yaptığını zannedecekti. Sonrada motor ve aksamı kendilerini çalışırken uyanık diğer zamanda uyuduğunu da zannedeceklerdi. Bu işi sürekli yapmaktan bazıları hoşlanacak ve bu işi sevdiği için kendi iradesi ile yaptığını zannedecek, bazıları da halinden şikayet edeceklerdi. Bu hareketler zincirleme şaft'a ve tekerleklere kadar basınç yapıp onlarda bu basınçtan rahatsız olup kendi iradeleri ile döndüklerini zannedeceklerdi Bu duruma bizim olduğumuz yerden değil de daha üst bir boyuttan bakmış olsa idik göreceğimiz manzara şöyle olacaktı. işi benzincide çalışan kişinin ekmek parası kazanmak zorundalık basıncı ile yapmak zorunda kaldığını sandığı arabaya benzin doldurmaktan başlatıp arabayı kullanan kişinin aldığı çağrı üzerine gitmek zorunda kaldığı yere ve orada onu çağırmak zorunda olan kişilerin çağırma sebebi olan olaya, o olayın oluşumuna kadar. Ve o oluşumun da meydana gelmesine sebep olan iklim şarlarından başlayarak pek çok sebebe kadar bakıldığında kendimizin koskocaman kainat motorunun içinde yapmamız gerek işlevi kendi irademizle zannederek aynı normal bir makinenin parçası gibi gayri iradi yaptığımızı da fark ederek görecektik. Kendi kafamıza gelip de kendimiz ürettik zannı ile hareket ederken, yaptığımız işlerin fikirlerinin nerden geldiği hiç merak etmeden, hayvanlar, içgüdüleri ile biz ise aklımızla hareket ettiğimiz zannına kapılacak ve aslında bizlerinde içgüdülerin yönetiminde hareket ettiğimizi inkar ile böbürlenip duran kendilerinde bir irade olduğunu ve hayvanların ise iradesiz içgüdüleri ile ile hareket ettiğini zanneden varlıklar olarak görecektik. Tilkinin nasıl kurnaz planlar ile kümesten tavuk çalışını açlık içgüdüsüne bağlarken rüşvet alan çalan insanında benzer duygular ile hırs içgüdüsü gibi güdüler ile hareket ettiğimizi de ancak daha üst bir boyuttan insanlığa bakmakla fark edebilecektik., Sanki her yaptığım şeye ben karar veriyormuşum gibi. Gençliğimde sohbetlerini sevdiğimiz arkadaşlar ile buluşmak için toplandığımız meyhanede yada içmek için toplanıp da sohbet ettiğimiz de konular bazen tasavvufa açılır dalar giderdik. Benden yirmi yaş kadar büyük umur görmüş uzun süre kapalı çarşıda dükkan işleymiş tecrübeli bir arkadaşa aşırı kendinden söz edince,
Sen kendini sen zannediyorsun galiba demiştim. Herkeste o anda sözüme şaşırıp susup kalmıştı.
Sonra İsmail Remzi Tolon adındaki Geredeli O arkadaşım bana bir süre tuhaf tuhaf bakıp sonrada ya hu Doğan sen kendini kim sanıyorsun Allah’ını seversen diye soru ile cevabı karıştırıp sorunca. Bir süre daha süren sessizliği ortak kahkahalarımızla patlatmıştık. Şu kendimizi ben yaptım ben ettim ben şöyleyim gibi anlatmaya tarif etmeye çalışmamız ve gayretimiz var ya işte buna gülmek mi ağlamak mı gerekir bir türlü karar veremiyorum.
A.D.Şimşek
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.