[KomploTeorileri] Mesut Barzani: "Kürt ordusu kuracağım"

 
Barzani'den "Kürt Ordusu" Açılımı

Kuzey Irak Yönetimi lideri Mesud Barzani, "Bağımsız bir Kürt ordusu" kurmak istediğini ilan etti.

Barzani, ABD'nin bölgedeki üst düzey askeri yöneticileri ile 21 Kasım 2009'da Erbil'de görüş alış verişinde bulundu ve 22 Kasım'da  "Birleşik Kürt ordusu" açılımı ilan edildi. http://pukmedia.com/english/index.php?option=com_content&task=view&id=14673&Itemid=52 ;  http://www.cnnturk.com/2009/dunya/11/22/barzaniden.kurt.ordusu.karari/552708.0/index.html

Barzani, bu orduyu oluşturacak güçleri birleştirmek için de ABD'nin yardımına ihtiyaç duyduklarını ifade etti.

Kürtlerin Silahlanmasında ABD'nin Yardımları

ABD'nin Mart 2003'te Irak'a müdahalesinden sonra, Irak'ın kuzeyindeki peşmergelerin İsrailli emekli subaylar tarafından eğitildiği birçok kez Türk basınında da yer almıştı.

Washington Post Gazetesi 24 Kasım 2008'de, C-130 tipi üç ABD kargo uçağıyla Eylül 2008'de Süleymaniye'ye silah getirildiğini yazdı.

Irak Merkezi Hükümeti'nin İçişleri Bakanı Cevat el Bolani, tüm diğer ülkelerde olduğu gibi, Irak'ta da yurtdışından silah alımlarının sadece Savunma ve İçişleri Bakanlıkları tarafından yapıldığını söyleyerek bu sevkiyata tepki gösterdi . Söz konusu silah sevkiyatı Irak yasalarına aykırı idi. ABD alenen Barzani'ye yasa dışı silah yardımı yapıyordu.

Başlangıçta suskun olan Kürt yetkililer, daha sonra "Kuzey Bölgesi Yönetimi (KYB) Irak'ta terörle savaşın ön cephesinde olmayı sürdürüyor. Devam eden bu tehdit yüzünden anayasadaki hiçbir şey KYB'yi bölgesel savunma materyalleri edinmekten men edemez!" şeklindeki açıklamasıyla adeta meydan okumuştu.

ABD, Irak'taki silahların bir kısmını götürmeyerek Barzani'ye verebilir. ABD'nin peşmergeleri silahlandırdığı da zaten bilinmektedir. Peşmergeler, Saddam Hüseyin'in askerlerinden geriye kalan silahlarla ilk kez önemli ölçüde donatılmışlardı. İkinci ve daha modern harp silah ve araçlarıyla donatılmaları da 2003'te Irak'a yapılan müdahale sonunda gerçekleşti. Üstelik sadece Saddam'ın çağdışı kalan silahları değil, bu kez ABD silahlarıyla da donatıldılar. Hatta bununla da yetinmeyip, bazı Amerikan silahlarını PKK terör örgütüne bile verdiler. Bu konuda Başbakan R.T. Erdoğan, New York'ta bulunduğu Eylül 2007'de, "PKK kamplarında top, tank ve buna benzer Amerika'ya ait ağır silahlar çıktı!" bile demiştir.

Irak Kuzey Yönetimi Ordusu ve Bölge İstikrarına Etkisi

Barzani'nin "Bağımsız ve birleşik bir Kürt ordusu" kurma isteğini başta Irak Merkezi Hükümeti kabul etmeyeceği gibi, Türkiye, Suriye ve İran'ın da kabul etmesi mümkün değildir.

Şayet ABD Barzani'nin bu düşüncesine yeşil ışık yakmış ise bunun anlamı "ABD, Irak'tan çekilmeden önce, yeni bir çatışmanın kıvılcımlarını da çakarak ayrılma stratejisini ortaya koymaktadır!" demektir.

Son aylarda Irak Kuzey Yönetimi'nin önemli zevatıyla yapılan söyleşilerden alınan bilgilere dayanarak hazırlanan, "Kürtler ve Irak" başlıklı raporlara göre, gelecekte Irak'ta Şii ve Sünni Arapların Kürtleri dışlayacağı, hatta Saddam Hüseyin döneminin benzeri baskı ve zulmün Irak Kürtlerinin üzerine "balyoz" gibi inebileceği senaryoları yazılmaktaydı. Yoksa o senaryolar, hep bugün açıklanan "Peşmerge Ordusu"nun kurulmasına dimağlarda yer açmak için miydi?  Acaba bu projenin ardında Orta Doğu'da yalnızlığa itilen İsrail'e karşı bir koruma kalkanı mı oluşturulmak istenmektedir?

Barzani'nin ordusuna onay vermeyen Türkiye'ye karşı, yine ve yeniden bir "PKK terör kartı" oynanması da masadadır…

Sonuç

Barzani'nin bu son çıkışı, başta Irak merkezi Hükümeti olmak üzere, bölge ülkelerinin yöneticilerinin tamamında tepkiyle karşılaşacaktır. Şayet ABD'den en kısa zamanda bu düşünceyi yalanlayan bir açıklama yapılmaz ise Türkiye-ABD ilişkilerindeki hasarın hala "onarılamadığı", ya da ABD'nin tıpkı Bush dönemindeki gibi "Ben güçlüyüm, o halde haklıyım!" düşüncesinde devam ettiği yanlışlığını göstermektedir. Şayet ABD'den böyle bir ışık alınmasa, Barzani'nin bu isteği ilan etmesi de mümkün değildir. Zira ABD'ye rağmen bunu yaparsa, bir bakıma kendi sonunu da hazırlamış olacaktır. Keşke "Barzani böyle bir yanlışlık yapmış!" denilebilseydi…

Türkiye ise şapkasını bir kez daha önüne koymalı, dost, müttefik, komşu, çıkar ve milli bütünlük gibi kavramları yeniden düşünmelidir. Bu arada ülkeler arasında "dostluk", "stratejik ortaklık" vb kavramların her an değişebileceği, önemli olanın "örtüşen çıkarlar" olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Tabii bu arada, Kandil'i ovaya, Mahmur'u Türkiye'ye getirmeyi düşünen "açılım" da yeniden ve "akıl birliği" ile düşünülüp, ona göre karar verilmelidir. Aksi halde, Barzani'nin "modern ve birleşik Kürt ordusu"nun bir bölümü de Türkiye'nin sınırları içerisinde bulunacak demektir.

 Doç. Dr. Celalettin Yavuz
TÜRKSAM Başkan Yardımcısı

http://www.turksam.org/tr/a1866.html

Tarafımdan kısaltılarak renklendirilmiştir SB


 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.