T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:36763] Re: [SiyasetMeydani] 33 ASKER EMRİ UTAH'TAN MI GELDİ?

Bu iddiaların doğruluğunu olduğu gibi kabul etsek dahi şimdiye kadar bu konuda yapılan mücadelenin doğru ve etkili olduğundan bahis etmek bir yana bu iddiaların gerçekleşmesi için yardıma çalışıldığını da inkâr etmek mümkün değildir. Bu ister beceriksizlikten, isterse ihanetten kaynaklanmış olsun bu güne kadarki uygulamalar Kürtleri zorla düşman safına itmek ve dağa çıkmayı teşvik politikaları şeklinde tecelli etmiştir. Bunda ordumuzun kusur payı ise tahminlerin çok üzerindedir.

28 Şubat sürecinde PKK ya toparlanma fırsatı vermek ve bölünmeye karşı milli direnci zaafa uğratmak amaçlı, bu plan için çalışanlara destek ve yardım mahiyetinde milletimizi ortadan bölmek için yapılan ve amacına da hala süren ahlaksız başörtüsü yasağı ve zulmü gibi bölücülükte çok ciddi taktiklerin uygulanmış olması örnek olarak verilebilir. Halkı bu konudaki milli duyarlılığı kışkırtarak bu konuyu tartışmaya yönlendirip asıl vatanın bölünmesi tehdidine karşı dikkatleri bu konuya hapis edenlerin Türkiye’yi bölme amacına katkıda bulunmak için çalışmadıklarını kim söyleyebilir. Milletimizin dikkatlerini bu konudan ulaştırıp suni olarak çıkarılan ipe sapa gelmez gerekçelerin arkasında boğuştururken TBMM sinide barışa çözüm arayışlarını kösteklemek de ise bu asker katliamlarını kullananların uluslar arsı güçler olması bu amaçlarını gerçekleştirmek de bir şekilde Ordumuzu kullanmış olmaları ve PKK yı bitirme çabalarını engellemek de kullanmadıklarını söyleye bilirmiyiz?  

Bu gün dahi hala Fransız masonlarının Kahraman Maralın Sütçü İmam ile başlayan Güney doğu Anadolu kalkışmasının intikamını almak da kullandıkları ve Türkiye masonlarınca uygulamaya konulan Başörtüsü yasağını destekleyenlerin ne halt ettiklerinin farkına hala varamamış olmalarına rağmen uluslar arası kumpaslara karşı kendi içlerinde kendilerini kullananlardan millet baskısı olmadan kurtulabilmeleri mümkün müdür? Milletimiz içinde bu gibi yasak kararları ile bölünmenin çatlağını kapatamadığımız için diğer tehditlere karşıda açık hale gelmekteyiz ki, bu bölünmelerin kaynağında da yine askeri müdahaleler ve onların balansını bozduğu yüksek yargı mahkemeleri gelmektedir. PKK’yı birinci tehdit olmaktan çıkarıp, İrtica adı altında İslam’ı birinci tehdit ilan ederek Müslüman Kürtlerin PKK ya vermediği desteği ve bölünmeye karşı çıkma azmini kırmak için, Sincan da İsrail’i protesto eden Türk milletinin üzerine tank sürmek, yargıya brifing verip hukuku askıya alıp halkı bölmekte kullanmak, Yeşil sermaye adı altında Anadolu’nun yanı sıra doğudaki zor geçim şartlarını sağlayan meşru sermayeyi de imha ederek halkı sadece bir dilim ekmek için gayrimeşru sermayenin hizmetine ve ya bölücülere teslim olmaya zorlamak gibi ahmakça uygulamaların kaynağı dahi maalesef ordumuz olmuştur.

Ordularımız, bu bazıları ahmaklıktan bazıları ise ihanetten kaynaklanan bu olayların sorumlularını bünyesinden hızla temizlemek zorundadır.

Bu yüzden Sayın Emekli generalin sözleri maalesef yapılan yanlışları ortaya koymaktan çok tehdidi abartıp yeniden aynı ihanet odakları ile ahmaklık da ısrar edenlere yeni güç devşirmek ister gibi bir görüntü veriyor. İnandırıcı olmaktan da uzak kalıyor.

A.D.Şimşek


21 Aralık 2009 18:17 tarihinde Bilgi Notu <blgntblgnt@gmail.com> yazdı:


33 ASKER EMRİ UTAH’TAN MI GELDİ?


Haberimizin başlığını böyle seçmemizin nedenini, yazının sonunda anlayacaksınız. Türkiye’de yaşanan dezenformasyon öyle bir raddeye geldi ki; hepsini yakalamak, takip etmek ve karşısında şaşırmamak elde değil.
İşte size bu dezenformasyonların en çarpıcı örneği…
Geçtiğimiz hafta Türk medyasında 1993 yılında şehit olan askerler ile Ergenekon davası arasında ilişki kuran bir haberler fırtınası esti. Kuşkusuz bunda Reşadiye’de PKK’nın gerçekleştirdiği ancak medyanın bir bölümü tarafından şüphe ile karşılanan saldırının payı vardı.

Olayı Taraf başlattı
Konu zaman zaman olaydan sağ kurtulan askerlerin ifadeleri ile gündeme gelse de kuşkusuz medyada fırtınayı başlatan olay 15 Aralık Günü Taraf Gazetesi’nin manşeti idi. Taraf Gazetesi, Ergenekon davası savcılarının 33 erin ölümü ile sonuçlanan olayı araştırdıklarını, olaydan sağ kurtulan 4 askeri de ifade vermeye çağırdıklarını haber veriyordu. Gazete, olay üzerinde yaşanan şüpheyi ise olaydan sağ kurtulan Erdal Özdemir’in ağzından veriyordu.
16 Aralık günü ise Habertürk bir adım daha ileri giderek Ergenekon Savcıları’na ifade veren Erdal Özdemir’in ifadesini ele geçirdiğini açıklıyordu. Habertürk’ün yayınladığı ifadede er Özdemir 33 askerin ölümünde ordunun payı olduğunu anlatıyordu.

Öyle bir röportaj ve ifade yok
17 Aralık günü Doğan Haber Ajansı’na yansıyan haber fırtınayı tersine çevirdi. Ajansa konuşan Erdal Özdemir, Taraf Gazetesi’ne röportaj vermediğini, gazetenin konuşmayı hayali olarak yazdığını iddia ediyordu. Özdemir Ajans’a "Bir gazetede birileri söylemediğim şeyleri haber yapıyor. Yazılanlara ben bile şaşırıyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşıymış gibi gösterilmeye çalışılıyorum” dedi.
Yine 17 Aralık günü Vatan Gazetesi’nin konu üzerine yazdığı haber olayın bir başka yönünü ortaya çıkardı. Gazete olaydan sağ kurtulan ve birinci derece görgü tanığı olan 5 askere ulaşmıştı. Olaydan sağ kurtulan Adnan Gebeş, Erdem Doğan, Erkan Omay, Osman Partal ve Bünyamin Atlı, şu ana kadar savcılık veya başka bir kurumdan ifade verme yönünde bir çağrı almadıklarını belirttiler.
Kısacası 33 asker olayının Ergenekon davasına dahil edildiği balonu kısa sürede patladı.
Peki, bu fırtınayı kim yarattı? Açık dezenformasyonu kim yarattı?
Şimdi sizi bu olayların çok öncesine götürelim.

Utahlı komiser nereden biliyor
Tarih 5 Aralık 2009…
Taraf Gazetesi’nin adı Utah’tan sızan ordu belgeleri ile gündeme gelen ve Odatv’nin yaptığı haberler ve fikr-i takibi ile Türkiye’ye getirilen yazarı Emrullah Uslu, 33 asker olayını o gün yazısına konu ediyor.
Emrullah Uslu yazısında bugüne kadar basın tarihinde yazılmamış iddiaları gündeme getiriyor.
Bu arada hatırlatalım Emrullah Uslu, Utah’tan 8 senelik çalışmalarını noktalaması için geri çağrıldığında tayini Bingöl Terörle Mücadele Şubesi’ne komiser olarak çıkıyordu.
Uslu o güne kadar bilinenlerin aksine 33 askerin şehit edilmesi olayı duyulduğunda askerlerin saatlerce harekete geçmediğini anlattı. Emrullah Uslu’nun yazdığına göre, askerlerin meseleyi umursamadığını gören Uslu’nun da bir dönem üyesi olduğu Bingöl’deki özel harekat timleri isyan ederek harekete geçti.

Uslu konu ile ilgili şu hikayeyi anlattı: “Rehineleri de Özgen Paşa’nın iddia ettiği gibi kendi komutasındaki askerî birlikler kurtarmamış. Aksine, Bingöl’de konuşlu polis özel harekât birlikleri, askerî kanatta bir hareketlenme görmeyince isyan durumuna gelmişler. Bırakın bari biz gidip kurtaralım diye, biraz da metazori bir şekilde, gitmişler kurtarma operasyonuna. Bölgeye özel harekât birliklerinin geldiğini gören PKK üyeleri de, muhtemelen kendilerinden zayiat vermek istemediklerinden, 24 kişiyi serbest bırakmışlar. Yani, 24 kişi, girişilen bir çatışma sonucu kurtarılmamış. Bu noktada da Özgen Paşa yuvarlak anlatımlarla kamuoyunu yanıltıyor. Serbest bırakılan 24 kişinin de terörist diye öldürülme ihtimali doğmuş. Gece karanlığında özel harekât polisleri, PKK’lıların kendilerini tuzağa düşürebileceğini düşünerek, 24 kişiye, 100-200 metre kala teslim ol çağırısında bulunmuşlar. Anlatılana göre, kaçırılan trafik polisi durumu anlayıp, özel harekât polisi ile konuşarak 24 kişinin kurtulmalarını sağlamış.”

Uslu’nun anlatımları bu kadar da değil. Uslu özel harekatçıların rehineleri kurtarmasının bir krize yol açtığını bakın nasıl anlatıyor: “Rehineler kurtarıldıktan sonra dönemin Bingöl Emniyet Müdürü Kemal İskender Ankara’ya ‘rehineler özel harekât birimlerinin yaptığı operasyonla kurtarıldı’ notunu geçip, bu not da dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin tarafından Meclis kürsüsünden kamuoyuna aynen bu şekilde duyurulunca Bingöl’de kıyamet kopmuş. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre, Bingöl Polisevi’ne kadar gelen dönemin Tugay Komutanı, Kemal İskender’e ‘Ankara’ya çektiğin bilgi notunda neden 24 kişi ‘polis özel harekât birimi tarafından kurtarıldı’ notunu geçtin de güvenlik güçleri demedin’ diye çıkışmış.”

Yakında hazır olun
Emrullah Uslu yazısının sonunda okuyucularına bir de müjde veriyor: “ Bu konuda çok yakında yeni gelişmelere hazır olun.”
Kısacası 33 asker olayında yaşananları Uslu olaydan çok önce haber verdi. Tabii yine her zaman yaptığı gibi askerlere yönelik suçlamalar, emniyete yönelik yüceltmeler ile.
Peki, adı cemaat ile gizli belgeler ile gündeme gelen komiser Emrullah Uslu’nun öngörüsünün kaynağını sorgulamaya gerek var mı?

 



__._,_.___


Your email settings: Individual Email|Traditional
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch to Fully Featured
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe

__,_._,___

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.