Nakşibendiler`in cihadı ve mezhepsizler.


Milli Gazete Yazarı Mehmed Şevket Eygi, Tarikat ehlini miskinlikle suçlayan ve Cihad`ı bilmiyorlar diyenlere sert çıktı.Mezhep karşıtlarına, İbni Teymiyyecilere ve Vehhabiler`e Hadis-i Şerifler konusundaki tavırları sebebiyle isyan etti ve itikadı bozuk olmakla suçladı.

Vehhabîler, İbn Teymiyeciler ve bilumum tasavvuf ve tarikat düşmanları sûfî Müslümanları miskinlikle, pasiflikle, cihad yapmamakla suçlar.

Şüphe yok ki, bu temelsiz bir yalan ve iftiradır.

Gerçek sûfîler olgun Müslümandır. Onların itikadı sahihtir. Onlar, başta günlük farz namazlar olmak üzere ibadetlerini dosdoğru eda ederler. Onlar Kur`ân`a ve Sünnete sımsıkı bağlıdır. Onlar nefisleriyle büyük, küffarla küçük cihad yaparlar. Onlar emr-i mâruf ve nehy-i münker yaparlar.Onlar ahlâk-ı Muhammedî ile mütehallidir (ziynetlidir.) Onlara bakar onlarda İslâm`ı görür.

19`uncu milâdî yüzyılda Şeyh/İmam Şamil hazretleri Kafkasya`da uzun yıllar boyunca çok zor şartlar altında Rus istilâcılara karşı cihad fi sebilillah yapmıştı. Şeyh Şamil kimdi?O bir şeriat âlimi idi, o bir tarikat şeyhi idi, o mü`minlerin emîri idi.

Vatanını emperyalistlere karşı korumak için tarikatı cihad disiplinine sokmuş, meşhur müridizm hareketini başlatmıştır.

Onun Hâlid-i Bağdadî`den hilafeti ve icazeti vardı. Hasbeten lillah Allah yolunda çarpıştı. Maddî menfaat ve ücret istemedi ve almadı. Nefsine pay çıkartmadı, ün ve riyaset için çalışmadı. O yeryüzünde Allah`ın şahitlerindendi, Resulullah`ın varislerindendi. Sonunda esir düştü. Galib sayılır bu yolda mağlub...

Salıverildikten sonra, Darülislâm olan Osmanlı ülkesine geldi. Hac için Hicaz`a gitti. Dünyanın her yerinden gelmiş Müslümanlar o büyük mücahidi o kadar çok seviyorlardı ki, ona öylesine aşık olmuşlardı ki, halk kendisini görsün diye onu Kâbe-i Muazzama`nın damına çıkardılar.

O Allah`a kul, Resûl`e ümmet oldu. Kur`ân`a, Sünnet`e, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye bende oldu. Resulullah`ın dâvâsına hizmet etti. Nur içinde yatsın.

Cezayir`de 18 yıl boyunca Fransızlara karşı cihad fi sebilillah yapan Şeyh/İmam Abdülkadir Cezairî hazretleri de hem fakih, hem tarikat şeyhi, hem de bihakkın emîrülmü`minîn idi. Onun da Halid-i Bağdadî hazretlerinden hilafeti ve icazeti vardı. Dünyayı ayaklarının altına aldı, zühd ve ihlâsla Allah yolunda savaştı. O da esir düştü ama şanla şerefle. Nice değerli kitaplar telif ve tasnif etmiştir. Şeyh-i Ekber Muhyiddin Arabî hazretlerinin meşrebine bağlı idi.

Gerçek sûfîler bugün de cihad yapıyor. Arapça bilen kardeşlerimiz şu siteye bakarlarsa çok şeyler öğrenecektir.

www.alnakshabandia-army.org

Ehl-i Sünnet Müslümanı olan sûfîler İslâm fıkhının ahkamına uygun olarak savaşır. Müslüman; sivillere, kadınlara, çocuklara, muharip olmayanlara zarar vermez, onları katl etmez. Müslüman terörist değildir.

Sahih/doğru itikad

Sevgili kardeşim... İşin başı sahih bir itikada (inanca) sahip olmaktır. İcmalî (özet olarak) iman, Kelime-i Şehadet`i kalp ile tasdik ve lisan ile ikrar etmektir. Bundan sonra inanılması zarurî (zorunlu) olan bilgileri de iyice öğrenmiş ve mânâsını bilerek ezberlemiş olmalısın. Bunlar, icazetli Ehl-iSünnet ve Cemaat âlimlerinin halk için hazırlamış olduğu ilmihal ve akaid kitaplarında yazılıdır.

Sahih itikadın prensipleri şunlardır:

1. Allah`ı kemal sıfatlarla sıfatlı bilmek.

2. Allah`ın sıfatlarını anlamlarını bilerek ezberlemek. (Vücud, kıdem, beka, muhalefetün lilhavadis, kıyam binefsihi, vahdaniyet...Hayat, ilim, irade, kudret, semii, basar, kelam, tekvin.)

3. Allah`ı noksan sıfatlardan tenzih etmek.

4. Allah, yaratılmış mevcudattan hiç birine benzemez.

5. Allah zamandan, mekandan, cihetten, uzuvları olmaktan, yükselmekten, alçalmaktan ve bunlara benzer şeylerden münezzehtir.

6. Kur`ân-ı Kerîm Allah`ın kelâmıdır, kadimdir.

7.Allah oğul ve eş edinmekten, yardımcılara muhtaç olmaktan münezzehtir.

8. Allah`ın nebileri ve resulleri ismet, fetanet, emanet, tebliğ, sıdk sıfatları ile sıfatlıdır.

9. Allah dilemeden, yaratmadan bir sinek, kanadını bir kere bile çırpamaz.

10. Allah`ın ilmi, iradesi ve kaderi bütün mevcudatı kuşatmıştır.

11. Ölümden sonra zamanı gelince tekrar dirilmek, Hesap Günü`nde Mahkeme-i Kübra`da, dünyada yaptıklarından dolayı hesap vermek haktır.

12. Cennet ve Cehennem haktır.

13. Mü`min iyilerin Allah`ın lütuf ve keremiyle Cennet`te mutlu olmaları haktır.

14. Müşriklerin, kâfirlerin Cehennem`de ebedî kalmaları haktır.

15. İman ile ölenlerin; suçları, kötülükleri ve günahları yüzünden Cehenneme atılsalar bile, cezalarını çektikten sonra buradan çıkarılıp Cennet`e konulmaları haktır.

16. Mü`min Rab olarak Allahü Teâlâ`dan, Nebi olarak Muhammed aleyhissalâtü vesselâmdan, din olarak İslâm`dan, Kitab olarak Kur`ân`dan, Şeriat olarak Şeriat-ı Muhammediye`den razı olan kimsedir.

17. Bütün mü`minler ve Müslümanlar, Ümmet-i Muhammed denilen bir topluluğun mensubudur. Bu Ümmet; Allah`ı tevhid eder, namazı eda eder, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapar, küffarla cihad eder.

18. Bütün mü`minler iman kardeşidir. Bu kardeşlik talakı olmayan bir nikah gibidir.

19. Bir insanın yaptığı bütün işler ef`al-i mükellefîn denilen sekiz sınıftan birine girer.

20. Neyin iyi, neyin kötü olduğu sadece akılla anlaşılmaz.Hayrın ve şerrin ölçüsü Kur`ân`da, dinde, şeriattadır.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde bulunan Sünnî bir Müslüman, kendisine yetecek miktarda akaid/inanç bilgilerini icazetli bir Sünnî âlimin kitabından iyice öğrenmelidir.

Peygamberimizin (Salat ve selâm olsun O`na) haber verdiği üzere Ümmet yetmiş üç fırkaya ayrılmıştır. Bunların yetmiş ikisi (devamlı olarak veya cezasını çektikten sonra çıkmak üzere) cehennemliktir. Kurtuluş fırkası Kur`ân, Sünnet, cemaat fırkasıdır ki, onlar Peygamberimizin ve Ashabının yolundan giderler, onlar gibi inanır, onlar gibi amel ederler.

Ehl-i Sünnet Selef-i Sâlihîn efendilerimizin yolundadır.

Bugün kendilerine Selefî diyen bir grup vardır ki, onlar İbn Teymiye`nin ve Muhammed ibn Abdilvehhab`ın yolundadır.

Ehl-i Sünnet ile Selefî/Vehhabîler arasında itikad bakımından büyük ihtilâflar, uzlaşmazlıklar ve ayrılıklar vardır. Vehhabîler Ehl-i Sünnet`i tekfir etmektedir.

Doğru Yol Ehl-i Sünnettir. Başkalarına karışmam, buradan Sünnî kardeşlerimi uyarıyorum: İtikadınızın sahih (doğru)olması için icazetli Ehl-i Sünnet ulemâsının ilmihallerini ve akaid kitaplarını okuyunuz. Ehl-i Sünnete uymayan kitapları kesinlikle okumayınız. Aksi takdirde dininizden, imanınızdan ve ebedî saadetinizden olursunuz.

İtikadı bozuk olanın (bu bozukluk onu dinden çıkartıyorsa) hayırlı amelleri boşa gider.

İlmihalimizi ve itikadımızı güzelce ve doğru şekilde öğrenelim.

İslâm ile feminizm bağdaşmaz!

Müslüman kesimde "Müslüman feministler" türedi. İslâm ile feminizm uyuşur ve bağdaşır mı?Kesinlikle bağdaşmaz. Feminizm bir doktrindir, bir ideolojidir, bir ütopyadır ve Kur`ân`a, Sünnete, Şeriata uymayan tarafları vardır.

Geçenlerde yazdım:Büyük vilayetlerimizden birinde bir hanım "Müftü yardımcısı" Buharî`de geçen bir hadîsi diline dolamış ve "Peygambere söyletmişler..." demiş.

Hiçbir aklı başında bir Müslüman, hele ciddî din tahsili görmüş bir kimse Buharî hadîsleri için böyle bir lâf etmez.

Kur`ân ne diyorsa doğru olan odur.

Başta Buharî olmak üzere sahih ve güvenilir hadîs kitapları ne yazıyorsa doğru olan odur.

Şeriat ne diyorsa doğru olan odur.

İslâm`ın, Kur`ân`ın, Sünnetin,Şeriatın yanında feminizmin esamisi okunmaz.

Kadınlarla erkekler her sahada, her konuda, her branşta mutlak şekilde eşit olacaklarmış... Bu bir hayaldir, gerçekleşmez.

Kadınlar erkeklerle insan olmak bakımından elbette eşittir. Hattâ, kadınların erkeklerden üstün tarafları vardır. Lakin mutlak eşitlik bir ütopyadır.

Dünyanın hangi ordusunda subay ve askerin yarısı erkek, yarısı kadındır?

Niçin spor dallarında, futbolda, atletizmde erkekler ile kadınlar birlikte yarışmıyor?

Zamanımızın büyük bid`atlerinden biri de, birtakım akılsızların İslâm`ı feminizme uydurmaya kalkmalarıdır. Cür`et mi diyelim, cinnet mi?

Bunlar bu kafayla muhkem ayetleri de bozuk şekilde te`vil veya tâtil ederler.

Fazlurrahmancı Ankara Ekolü (Bozuk mezhebi) yüzlerce âyetin ve sahih hadîsin bu devirde geçerli olmadığını iddia etmiyor mu?

Diyanet kadrosuna birtakım feminist ilâhiyatçı elemanlar alındı. Gaye kadınlara, genç kızlara İslâm`ı anlatmaksa eyvallah... Yok, İslâm`ı AB ölçü ve normlarına uydurmak içinse vah vah...

Diyanet mensubu bir müftü yardımcısının bir Buharî hadîsi için "Peygambere söyletilmiş" demesi çok vahim bir hadisedir.

Nice açık, çağdaş kadın bile feminist değil. Feminizm, Marksizm gibi bir ideoloji ve doktrindir.İslâm`la, Kur`ân`la asla bağdaşmaz.

Buharî hadîslerini hafife almak, onlar için Peygamber`e söyletilmiş gibi ciddiyetsiz ifadeler kullanmak Müslümanlara hayır getirmez.

8 yorum:

  1. Nice açık, çağdaş kadın bile feminist değil. Feminizm, Marksizm gibi bir ideoloji ve doktrindir.İslâm`la, Kur`ân`la asla bağdaşmaz diyorsunuz; gayet güzel.

    peki demokrasi ve/veya laiklik bağdaşıyormu?
    Eğer bağdaşıyorsa niçin Allah (S.w.t) şeriat yani insanlara şahsi ve sosyal hayatlarında uygulamakla zorunlu oldukları anayasa göndermiş? ve niçin göndermiş olduğu anayasa için menhec takip edilecek yol,yürütme yolu , yürütme şekli tayin etmiş. (Mâide 48)

    Ya kusura kalma ama, senin tağut'tan ve tağut'a küfretmekten haberin varmı acaba? Eğer gerçekten görevini yapmaya çalışıyorsan günümüzün tağut'larını yakınlarımızdan başlamak suretiyle şu köşene yazsana ve onlara nasıl küfretmemiz gerktiğinide.

    YanıtlaSil
  2. Allah-u Teâlâ, Kulu ve Resul’ü Muhammed Aleyhisselâm’ın fazilet ve meziyetini, şeref ve haysiyetini, yüceler yücesindeki mevkisini çok açık bir şekilde beşeriyete ilân etmiştir.

    Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

    “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber (Muhammed)e çok salât ve senâ ederler.

    Ey iman edenler! Siz de ona salât-ü selâm getirin ve tam bir teslimiyetle gönülden teslim olun.” (Ahzâb: 56)

    Bu Âyet-i kerime’de apaçık bir emir var. Allah-u Teâlâ bizzat kendisi ve melekleri Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine salât-u selâm getiriyor. Bu ise Resulullah Aleyhisselâm’a en büyük iltifât-ı ilâhî’dir. Kâfirler ise küfrediyorlar.

    Kim ki bu Âyet-i kerime’yi kabul etmezse, Resulullah Aleyhisselâm’a gönülden bağlı olmazsa ve salât-ü selâm getirmezse, bu ilâhî hükmü reddettiği için küfre düşer. O artık müslüman değildir.

    Gerçek olan Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’tir. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde buyurur ki:

    “Bir kimse indinde ismim zikrolunur da bana salât-ü selâm getirmezse bana cefâ etmiş olur.” (Câmiü’s-sağir)

    “Bana salâvat getirmeyi unutan kimse cenetin yolunu şaşırır.” (İbn-i Mâce)

    Beni diyor demeyin. Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’leri size delil olarak gösteriyorum. Ya müslüman olacaksınız yahut da küfrünüzü kabul edeceksiniz!

    Ey Vehhâbîler! Siz bu ilâhî emre inanıp, iman edip salât-u selâm getiriyor musunuz? Yoksa küfürde mi kaldınız? Ben sormuyorum, kendi kendinize sorun; müslüman mısınız, kâfir misiniz?

    Ve: “Bize kâfir diyor!” demeyin. İşte Âyet-i kerime, işte sizin icraatınız!

    Siz ki Allah-u Teâlâ’nın Âyet-i kerime’sine inanmazsanız, itaat etmezseniz, küfre düşmüşseniz, kendi işinizi kendiniz görün!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kafana bi şeymi düştü? husnil muslim kitapçığını açta Rasulullaha nasıl salavat getirdimizi öğren.

      "Vahabi"

      Sil
  3. çok doğru değil yazdıkların bence biraz sorgulaman gerekirdibevakit namaz kılmak onları ayrıcalık sağlamaz bu bir meziyet değildirher müslümanın kılması gerekir 100 yıldır bu tarikatların din adına neyaptıklarını doğrusu merak ediyorum

    YanıtlaSil
  4. bende katiliyorum tarikatler islama hizmet etmiyorlar kendilerine hizmet ediyorlar. tamamen cikar iliskisi

    YanıtlaSil
  5. Tarikatlerde bazı doğrular olabilir.Önemli olan hakikatlerin icrasıdır.
    Kula kul olmak islamda yoktur.şeyhlik günümüz yanlış uygulanmaktadır.Şeyh başkan demektir,başkan olabilir.Hoca olabilir,ama illede benim şeyhim bilir diye virt alarak hu çekerek bir yerlere varılmaz.

    İbni Teymiyye gibi büyük bir alime sapık diyenlerin ancak kendileri sapıktır derim.
    850 sene önce puçuluğa kafa tutmuş,selefi salihin yolunu tercih etmiş bir zatın eserlerini dahi okumadan ona sataşan ancak sapık,cahil kişiler olabilir.

    İbni Teymiyyenin 1.7. ve 8. kitaplarını sayfa sayfa yayınlamaktayım,Allah ona rahmet etsin en çok sevdiğim alimdir.

    http://www.facebook.com/group.php?v=wall&gid=110121132353891

    YanıtlaSil
  6. tarikatlara laf atıyosunuz ama tarikatın daha kelime anlamını dahi bilmiyosunuz , ayrıca dinimizde hak olan tarikatlarıda bilmiyosunuz , Mevlana Celaleddini Rumi'nin tarikatı Mevleviliğin hak bir tarikat olduğunu , Hacı Bektaş Bayram Veli'nin Bektaşilik tarikatının da hal olduğunu ve buna benzer tarikatların hak olduğundan da haberiniz yok değilmi. Bu kadar bilmediğiniz konular hakkında nasıl yorum yapıyorsunuz merak ediyorum önce TArikat tasavvuf nedir hangi tarikatlar haktır bunlarınm kurucuları kimdir nerden gelir araştırın ondan sonra yorum yapın. Hakkınız helal edin bu güzel Mübarek Ramazan gününde sizi kırmak istemem ama lütfen kendinize gelin ve iyi bi araştırma yaptıktan sonra yorumlarınızı tekrar gözden geçirin. Allah'a emanet olun...

    YanıtlaSil
  7. Bütün Alemi islam 90 senedir seytani, gizli, görünmeyen,modern ingiliz kolonializmine esirdir. Bu sartlar altinda hersey yanlis gider. Ben acizane Risale i Nur dersi almis bir kardesinizim. Büyük Selcuklu ve Büyük Osmanli 1000 sene tarikatlar ve tekkeler sayesinde islamin bayraktarligini ve koruyuculugunu yapmistir. Ingiliz Hempherin kandirdigi Abdul Wahab ise Osmanliyla savasarak; bütün müslümanlari ingilizlerin palyacosu yapmistir. Komünizmin yok edilisiyle dünyanin dengesi bozulmustur. Müslümanlarin kiyameti yaplasmaktadir. ic savaslar baslamaktadir. Kötü günler kapimizi caliyor!
    Muzaffer Alev Kopenhag www.esir.webbyen.dk

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.