[anadoluhaber:36927] Toplumsal Bilinç Yok Ediliyor - Fikirler Yozlaştırılıyor -

Toplumsal Bilinç Yok Ediliyor

Fikirler Yozlaştırılıyor

26-12-2009

Dostlar,

Bir olguyu çözmek için o olgunu içine girmek gerek…

Olguyu hazırlayan kadar onunla aynı fikirleri ve düşünce bazında aynı olmanız gerekir…

İşte bu çeşit olgularda çalışmak ve çözmek olgunun senaristi ile aynı fikir ve düşünceyi onun gibi anlamak gerekir ve her zaman bir adım önde olmak en büyük iştir…

İstihbarat olgusu ve ülkeye kaşı yapılacak operasyonlar bu ölçüde engellenebilinir, birçok olguyu takip etmek ve ona göre davranmak en büyük olmasa olmaz olgulardan biridir…

Sezgi ve araştırma bu yukarıda anlattığım yönde olur ise başarı o zaman yakalanır…

Bu başarının yanında devlet kurumlarının uyumu ve sağduyusu çok önem kazanır…

Bu önem bozulduğu taktide ülke o zaman tehlike içindedir…

Bilmiyorum sizler bu tehlikenin fakında mısınız, yoksa hâlâ sizlere verilen bilgiler çerçevesinde ve de televizyonlarda yapılan yorumlara göre yasa, yargı, yürütme, üçgeni, bu şimdi şeytan üçgeni tabir ettiğim bu uyum içinde mi çalışıyor?..

Hayır ve hayır arkadaşlar, ülkemiz büyük tehlike içinde, 25.12.2009 gece Türkiye'de ilk olan olgu meydana geldi gizlimiz saklımız dış istihbaratların eline geçiyor ve yapılan olgu sonucunda artık bizim iç ve dış istihbaratımız çökertiliyor, ufacık bir umut varken lütfen dikkat edelim top yekun toparlanmamız gerekiyor bu yazımı okuyan kişilere sesleniyorum ne olur birazda ülkenizi düşünüş…

Bu ülke kolay kurulmadı, bu Türk istihbarat örgütü kolay kurulmadı, teknik takip yapılmayan zamanlarda kaç elemanımızı bilgi vermediği için dış ülkelerde kaybettiğimizi biliyorsunuz ve şimdiki olaylara engelleyecek olanağınızın da olduğunu biliyorum…

Bu yönden sizden ve uğraşınız doğrultusun da bu ülke için bir şeyler yapının çünkü bunu sizler yapmazsanız başkaları bunu yoğun bir şekilde yapacaklar, ülkem ve milletim için sizlerden yardım istiyorum…

Arkadaşlar kendinize gelin eskiden yaptığınız gibi bu ülkeyi koruyun ve kolayın, aranızda adam gibi adamların olduğunu biliyorum beni mahcup etmeyin…

Bazı çağrıları altıda yatan şeyleri sizler bilirsiniz ve bunları bende biliyorum ve mümkün olduğunca açıklamamaya çalışıyorum, benim bildiğim kadar herkes de bazı şeylerin fakında ve bunları dezenformasyon yolu ile halkımıza sunuyorlar…

Bunlara engel olmazsanız sonumuz kötü görünüyor…

2010 yılın başında ve atı aylık sürede bu işi başaramazsanız, geçmiş olsun…

 

Bu olayların olacağını sezmiştim, çünkü olgu geliştikçe, bir olgunu güçlendirilmesi için çok tanınmış kişiler üzerinden senaryoların gelişeceğini ve sızıntıları olduğunu Pazar, 08 Kasım 2009 23:40 da yazmıştım "Ben size bir felaket senaryosundan bahsetmek istiyorum baş senarist F. Gülen…" bakınız: ( http://www.cdgbim.net/index.php?option=com_content&view=article&id=2065:korkusu-olan-namert-olsunn&catid=39:cessur-demirali-guersu- )

Şimdi size bir bilinen olgudan bahsedeceğim, bu olgu şöyle gelişir, ortam oluştuktan sonra oluşan olgu; halkı iç ve dış odaklardan korkutmak ve sindirmek ortamı oluşturulur, bu Ülkemizde defalarca oynanmış bir senaryonun yeni güncellenmiş versiyonu olarak önümüze çıkmaktadır…

Muhalefet bu senaryoyu sansasyonel olarak görebilir, ama geçek, karmaşık ilişkiler yumağıdır…

 

Bir kişiyi öldürmek veya yok etmek aslında olgunun yerleşmesi için gerekli bir olgu olarak görmemiz gerekir çünkü bir lider öldürülürse topladığı kişileri tetikleyeceği bilinir…

Bu nedenle bu tür söylentiler çıkarılır, daha sonra bu söylenti çerçevesinde olgu geliştirilir, sonunda söylenti gerçek olur, böylelikle siyasi otorite puan kazanır, karşı muhalefet puan kaybeder…

Son derece teknik oyunlar Türkiye'de oynanıyor ve oynanacaktır…

Gündeme bakalım…

Suikast iddiası…

Genelkurmay açıklama yaptı önce buna bakalım..

TARİH : 23 Aralık 2009

SAAT : 15:40 NO : BN - 131 / 09 1.

19 Aralık Cumartesi günü, Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler, Cumhuriyet Savcısının talimatıyla, kamuoyuna yansıyan bir olaya el koymuş olup, olay halen Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma safhasındadır.

2. Soruşturmaların gizliliği bir hukuk kuralıdır. Ancak, maalesef son zamanlarda yaşanan bazı olaylar, bu hukuk ilkesinin ülkemizde geçerliliğini büyük ölçüde yitirdiğini göstermektedir.

Bu olayda da, olaya ilişkin detaylar büyük ölçüde 21 Aralık 2009 tarihinden itibaren medyada yer almaya başlamıştır. Olayın genel hatlarıyla medyada yer almasıyla, olayın sadece bazı makamlarda bulunan detaylarıyla, yorum ve değerlendirmelerle medyada yer alması farklı bir husustur.

3. Türk Silahlı Kuvvetleri, her şeye rağmen hukuk kuralları çerçevesinde sorumlu ve soğukkanlı hareket etmeye özen göstermektedir. Ancak gelinen noktada Türk Silahlı Kuvvetleri, yürütülen soruşturmanın sağlıkla yürütülmesine zarar vermeden, aşağıdaki bilgileri de kamuoyu ile paylaşmaya mecbur edilmiştir.

a. 19 Aralık 2009 günü saat 17:10 civarında iki askeri personel, şüphe üzerine yakalanmışlardır. Kaba üst aramaları yapılan personelin, kendilerinin askeri personel olduklarını beyan etmeleri üzerine; Merkez Komutanlığı görevlileri de olay yerine çağrılmıştır.

b. İki personelin üst araması ve iki aracın aranması 23:30'a kadar sürmüş ve aramaların bitiminde, olay yerinde tutanak tutulmuştur. Tutanağa göre; gerek personel gerekse de araçlarda herhangi bir silaha, mühimmata, ses kayıt cihazına, teknik takip teçhizatına ve diğer herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır. Yine bu tutanakta, adres yazılı bir notun askeri personelin birisinin elinden alındığı ibaresi yer almaktadır.

c. Yakalanan personelin konutlarında, Cumhuriyet Savcısının da katılımıyla, aynı günün gecesi 00:30 – 04:30 saatleri arasında aramalar gerçekleştirilmiştir. Konutlarda yapılan aramaların sonucunda tanzim edilen tutanaklardan; bu aramalarda da gözle tespit edilen herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı anlaşılmaktadır. Personele ait bilgisayarlarla, çeşitli sayıda elektronik veri depolama araçlarına ise el konulmuştur.

ç. Konut arama işlemi tamamlandıktan sonra personel, Cumhuriyet Savcısı tarafından, başkaca bir işlem yapılmaksızın serbest bırakılmıştır.

4. Söz konusu askeri personel, uzun süredir devam eden, kastedilen bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilmişlerdir.

5. Türk Silahlı Kuvvetlerinden kimse, birçok kimsenin yaptığı gibi, yürütülmekte olan bir soruşturma hakkında değerlendirme yapmasını ve kendini yargı yerine koyarak hüküm vermesini beklememelidir.

6. Netice olarak; adres yazılı notun askeri personelin üzerinde bulunmasına ilişkin farklı iddialar olup bu iddiaların hangisinin doğru olduğu, personele ait el konulan bilgisayarlarla, çeşitli sayıda elektronik veri depolama araçlarında suç unsuru oluşturabilecek bir hususun olup olmadığı ve ileri sürülen diğer iddiaların doğru olup olmadığı soruşturma neticesinde ortaya çıkacaktır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur

Bu açıklama benim tezimi destekleyen bir olgudur, askeri kendine özgü yaptığı araştırma bile kesintiye uğratılıp olgu başka boyutlara çekildiği görünüyor…

Gündem zorlama operasyonu sonunda yapılan senaryo gereği, susturma, ekonomik, psikolojik, yapılanmam sonucu fark edilen baskı ve anlayış yüzünden:

Ali Tartar intihar…

Önder Galip intihar…

Yine bu senaryonun parçaları olduğunu da düşündürmektedir, yukarıda dediğim gibi çok teknik bir operasyonla karşı karşıyayız anti operasyonları bile engelleyecek yasa, yargı, yürütme, üçgeni Türkiye'de olduğunu kabul etmemiz gerekir…

Gündeme devam edelim:

Sayın Açılım,

Parti açılışı açılışında, Şerefsizler görüldüğü üzere açılışı yaptı, yine yasa, yargı, yürütme, üçgeni baktı, bakınız: Perşembe, 22 Ekim 2009 00:00 Tarihinde yazmıştım, "Şerif Gençdal 19-10-2009 da teslim olan sözcülük yapan köpek terörist…" demiştim, http://www.cdgbim.net/index.php?option=com_content&view=article&id=1992:rogg&catid=39:cessur-demirali-guersu- yasa, yargı, yürütme, üçgeni varsa isteyerek geç kalıyor, bu olguya dikkat..

Türkiye'de hâlâ Sayın Sözcüğü saygı duyularak Terörist sözcülerine bile söyleniyor,

Kimin tarafından mı?

RTE tarafından " Sayın Ahmet Türk "

Yasa, yargı, yürütme, üçgeni nerde?…

Eee durum böyle olunca bir şerefsizde çıkar küfür eder, buna da katlanan ve hazmeden yine bizim sayınlar olur.. 

Şerefsiz tarafından televizyon istedi halkın tepkisi nerde diye sormuyorum çünkü susturulduk…

Bizler susunca kudurmuş köpekler uludular, bizler olmasak ta şerefsiz katil teröristler, sözde istifa edecek olanlar, namuslu namussuzlar, namlusuzlar ( göstermelik fikir ve düşünce verenler )…

TBMM çatısında bulunan olanlar Şerefsiz katilin tecrit yapıldığını söylüyor bunu tüm medya yayınlıyor, bildiri ufak yorumlar halinde şeklini bozmadan tüm ekranlarda çıkıyor, ben buna gülüyorum, bu olguda sayın sözcüğü yazı dizisinin , ilk bölümümde 16-07-2008 06:46:21 bakınız: ( http://www.cdgbim.net/index.php?option=com_content&view=article&id=49:genel-yayin-yoenetmen&catid=39:cessur-demirali-guersu-&Itemid=77 ) lügatimden kaldırdım arkadaşlar…

Türkiye'de yasa, yargı, yürütme, üçgeni geç çalıştırılıyor çünkü deliller ve belgeler başka taraflara gidiyor, bu olgu çerçevesinde halkımız uyutuluyor ve resmen aptal yerine konuyor, buna alışkınız, ama bir toplumu aptal göstermek için akılı oynamak gerek akıllı oynamayan sansasyon yaratır ve davranışları ile kendini ele verir…

Bu olguyu da anlayacak kişiler Türkiye'de bitmez arkadaşlar….

İşte bu insanlar sayesinde olmak yada olmamak konumu göze çarpar…

Bu kişi veya bağlı bulunduğu kurum gerek siyaset, gerek bürokrasi çarkında , medya içinde çalışan kişilerin sesleri kesilse de konuşacak daha çok insan var, ümitsiz olmak bize yakışmıyor sayın denilen Feti Şimşek hakkında ancak soruşturma açılıyor, Bakınız http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=8531.0 )…

Evet,

Toplumsal bilinç yok ediliyor, yerine bilinçsiz bir toplum yaratılıyor, fikirler yozlaştırılıyor, fikirsiz toplum düşünmeyen toplum yaratılıyor…

Mallarımız vakıflarımız satılıyor, batının oyuncağı olacağız, Kâtip Çelebi şöyle söylemiş " İlmi dört şey için öğrenen cehenneme gider;

1- Âlimlere böbürlenmek için…

2- Cahillerle inatlaşmak için..

3- Halkın ileri gelenlerini kendisine çekmek için..

4- Para ve servet için…"

Demiştir…

Düşünelim şimdiki yorumcular yani halka Bilgi veren bilim adamları hangi kategoriye giriyor…

Ne kadar bilgi paylaşımı yapıyor bu bilim adamları ve yorumcular…

2010 yılına çok az kaldı dikkatli olmaz isek başımıza gelecek olayları görmeden Türkiye Türk olmak suç olacaktır…

Saygılar…

Cessur Demirali GÜRSU

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.