[anadoluhaber:37012] 2010 - 1965 = 45.../www.soruyusormak.com Posted: 01 Jan 2010 05:39 AM PST Bugün 1 Ocak 2010... Yani, yeni bir yılın ilk ışıkları ile yazılıyor bu yazı... Sadece yeni bir yıl mı? Hayır... Yeni bir sabahın, yeni bir haftanın, yeni bir ayın ve yeniden kurgulanan bir yaşımın ilk ışıkları... İlk ışıkları.!.. Yıl 2010... Hoş geldi, sefalar getirdi. Ve ben sizlere, "hoş gelen ve sefalar getiren" 2010'nın bu ilk sabahında, tam KIRKBEŞ YIL ÖNCE... 1965 yılının ilk ışıkları ile yazmış olduğum bir yazıyı aktaracağım. Evet, tam 45 yıl önce kaleme alınmış olan yazının başlığı şöyle: "1965... YILBAŞI." Ve sonra şöyle devam ediyor satırlar: "Eğlenceler, hediyeler, satın alınan mutluluklar... her şey, her şey bu "töresel" gece için. İliklerimize kadar coşku içinde olacağız bu gece ve kendimizi mutlu olmaya mecbur hissedeceğiz ilerleyen saatler içinde... Sonra yeni yılın ilk sabahı. Yeni yılın ilk günü, ilk saatleri... 1 Ocak sabahı kişiliğimizi ve yaşantımızı gözden geçirip, yeniden düzene sokmaya mecbur olduğumuz bir sabah. Yılbaşı, gerçekte, "yeni"nin bayramıdır. Yeni olanın, salt "yeni" olduğu için kutlanmasıdır. Yılbaşı'nın töresel bir biçime büründürülmüş olması, insanlara, sürenin hiç durmadan akıp gittiğini, yılların yenilendiğini, doğal akışın bizim dışımızda ve fakat, bizi de peşinde sürükleyerek nasıl sürmekte olduğunu hatırlatmak içindir. Bilinçli bir insan için yılbaşı gecesi, sabit şeylerin sarsıldığı, insan düşüncesinin ilk nedeni olan "şüphe etme refleksinin" biraz daha belirginleştiği bir gecedir. Her şey akmaktadır, değişmektedir ve yenilenmektedir. Peki ya insan?.. İnsan, ne durumdadır bu sürekli akışın ortasında?.. İnsan, gelişmediği takdirde, çürümeye ve yok olmaya mahkûm bir kadere sahiptir. İnsan, yaşayabilmek için, varolabilmek için değişmek zorundadır; kendisini yenilemek zorundadır. Yaşamını, doğanın akışına uydurmak, zenginleştirmek zorundadır. Ey oluşumun yasası: Değişim -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37018] Son sözü makul çoğunluk söyler! Posted: 01 Jan 2010 04:52 AM PST Son sözü makul çoğunluk söyler! Mazhar Arslanoğlu Yeryüzüne fitne/fesat tohumlarını ekenlerin elleri, bazen birinci elden bazen de kırma taşeronları aracılığı ile bu topraklarda da hep olmuştur. Bunu, Afrika kıtasından dünyaya yayılan şu cümle çok net ifade eder. "Batılılar geldiklerinde ellerinde incil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda ise bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı." Osmanlı Devletini bin bir desise ve katakulli ile dünya siyasetinden el çektiren zihniyet, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında da bu misyonunu devam ettirdi. Aslında bu coğrafyada, birlikte yaşama sanatının kitabı çoktan yazılmış duvara asılmış ve dünya üniversitelerinde şimdi ders kitabı olarak okutuluyor. Kaydetmeden geçmeyelim. Hümanist nutuklarla dünyaya adalet getireceklerini ilan eden Batılı’nın eserleri şimdi ortada. Akan kan ve gözyaşı… *** Bu topraklardaki emellerinden vazgeçmeyen dost/düşman ve müttefiklerimiz hep oldu. Bu gayet normal. Normal olmayan ise kimisinin ‘vaat edilmiş topraklar’a sahip olma arzusu, kimisinin de bölgedeki enerji kaynakları üzerinden bizden uzak durmamalarıydı. Acaba dostça mıydı? İsmail Çolak, Nesil yayınlarından çıkan ‘Kürt Meselesi’nin Açılımı’ adlı kitabında; İngilizlerin Mütareke ve işgal dönemindeki diplomatik müzakereler sırasındaki politikalarını, İngiliz gizli belgeleri ışığında Kürt vatandaşlarımız üzerinden çevirdikleri fitne/fesat planlarını net şekilde deşifre ediyor. “27 Ağustos, Mr. Hahler'den, Mr Kerr'e; ''Kürtlerin ve Ermenilerin durumu beni hiç ilgilendirmez. Kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet Mezopotamya bakımındandır'' 28 Kasım 1919, Mr Kitson'dan Sir E.Crowe'a, '' Kürtlere her ne kadar inanmasak ta onları kullanmamız, menfaatimiz icabıdır. Doğu vilayetlerine gelince; Türklerle harp etmeden o bölgeleri, Ermenistan ve Kürdistan diye bölemeyiz. '' 4 Aralık 1919, Mr. Rhyan raporu.'' Gerçi majestenin hükümetinin, Kürt meselesinde büyük menfaati olduğu doğrudur. Fakat bu sadece Mezopotamya ilgiliydi ve sırf orayı korumak içindir.'' Amiral Sir F de Robeck'ten Lord Curzon'a 26 Mart 1920 İstanbul; ' Kürdistan... Türkiye’ den tamamen ayrılıp bağımsız olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz.'' 23 Aralık 1919'daki müzakerelerden hemen sonra İngiltere’ nin İstanbul büyük elçisi dış işleri bakanlığına gönderdiği telgrafta şöyle demiştir; '' Tarih Kürtlerin güvenilmez olduğunu göstermiştir... Hükümetimizin niyeti, Türkleri ne olursa olsun zayıf düşürmek ise; Kürtleri onlardan ayırmak hiçte fena fikir değildir ve bu mümkündür. Ancak, bunun çok dikkatli yapılması gerekir'' Anlaşılan o ki! Günümüz Türkiye’sinde darbelere temel oluşturan olaylara baktığımızda bu ellerin varlığı göz ardı edilmeyecek kadar net duruyor. Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Laik-İslamcı çatışmasının arkasından şimdi de Kürt-Türk cepheleşmesini körükleyen yeni olmayan tiyatral bir oyun var sahnede. Et-tırnak olmuş iki milletin arasına nifak sokmak için ellerinden geleni arkasına koymayan bu zihniyet, bugün yeni planların peşinde görünüyor. Et-tırnak şekline bürünmüş bu iki milletin uzuvlarını keserek bölgedeki emellerine ulaşmak isteyenler bunun mümkün olmadığını kurtuluş savaşında anladıkları içindir ki şimdi; ‘bırakın kol-bacak onlarda kalsın nasılsa bize ait değil, acıyı hissedecek değiliz, tırnağı etten kerpetenle çekelim” gerisi gelir mantığı ile hareket ediyorlar. Ama unuttukları bir gerçek var. Biz hatırlatalım. Hain emeller kursaklarında, hain planlar ellerinde kalacak. Çünkü hedefe aldıkları iki millet (Türkler ve Kürtler) bu haince planların üstesinden sessizce ve de Makul Çoğunlukla her zaman gelmişlerdir. Ve yine öyle olacak. Son sözü makul çoğunluk söyleyecek. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37006] Mayıs bir 'operasyon' muydu? Posted: 01 Jan 2010 04:50 AM PST Mayıs bir 'operasyon' muydu? Fehmi Koru 27 Mayıs (1960) askeri müdahalesini gerçekleştirenlerden bazılarının kaleme aldıkları anılarda, bir 'mangalda sucuk partisi' sahnesi vardır. Birkaç arkadaş bir yandan sucuklarını yerken bir yandan da ülkenin siyasi kadrolar tarafından yanlış istikametlere götürüldüğünü kendi aralarında konuşmaya başlar... Genellikle, “27 Mayıs'ın temelleri o sucuk partisinde atılmıştır” diye sona erer anlatım. “Darbenin arkasında Amerikan parmağı var mıydı?” sorusuna, bütün darbeciler adına Sami Küçük geçen yıl çıkan anılarında cevap veriyor. Yetişme tarzı ve eğitim gördüğü yerler açısından Amerikalılar ile en sık görüşen MBK üyesi olduğunu belirten Küçük, ardından şunları yazıyor: “İngilizce bilen diğer MBK üyeleriyle yaptığım görüşmelerde, Amerikalıların bizi ihtilâle teşvik eden söz ve imalarla karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorduğumda hep hayır cevabı aldım...” (Rumeli'den 27 Mayıs'a, s. 156) Cumhuriyet döneminin ilk askeri darbesiyle ilgili yazılmış bilimsel eserlerin çoğunda müdahaleye sebep olarak gösterilen ise, Başbakan Adnan Menderes'in Washington ile uyuşamadığı ve Moskova ile yakınlaşma girişimini başlattığıdır. 1959 yılının sonlarına doğru (7 Ekim) Başbakan Menderes CENTO toplantısına katılmak üzere Amerika'ya gitmiş, ondan iki ay sonra da (6 Aralık) ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Menderes ABD'deki temaslarından memnun dönmemiştir Türkiye'ye; Eisenhower ise Ankara'da aradığını bulamamıştır. Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile yakınlaşma açılımı arayışına girdiği anlaşılıyor o dönemde; bilinen, Başbakan Menderes'in 1960 yılı Haziran ayında Moskova'yı ziyaret etmeye hazırlandığıdır... Ziyaret yapılamaz, çünkü 27 Mayıs (1960) sabahı, Türkiye, “Türk Silâhlı Kuvvetleri idareye el koymuştur; NATO'ya ve CENTO'ya bağlıyız” diyen tok bir sesle uyanır. Kendi ifadelerine göre, sucuk partisinde birbirlerini etkileyen, Amerikalılar ile görüşse bile etkisi altında kalmayan bir subay grubu kendiliğinden idareye el koymaya karar vermiş oluyor. Acaba? Bir de alternatif bir tarih denemesine girişelim: 1948 yılında, yani DP henüz iktidara gelmeden önce, 16 kişilik bir askeri heyet, Amerikan Kara Hava Harp Akademisi'ne gönderilir. Dünyada henüz yaygın bir 'gerilla' faaliyeti görülmezken, Georgia eyaletinde, 'gayr-ı nizami harp', 'gerilla ve kontrgerilla' eğitimi alır bu grup...
Yalnız değildirler; Bolivya'dan, Şili'den, Arjantin'den gelmiş Güney Amerikalı subaylarla birlikte eğitim görürler. Türkiye gibi bu ülkeler de 1960'lardan sonra sürekli askeri darbe ikliminde yaşayacak ve ABD'de eğitim görmüş subaylar hem darbelerde hem de sonrası dönemlerde önemli görevler üstleneceklerdir.
Türkiye'den gönderilen 16 kişilik kafilenin her birinin isimlerini maalesef kaydetmiyor tarihler, ancak anılarında bundan ve 1960'ın hemen öncesinde ABD başkenti Washington'da Pentagon'daki NATO Türk Temsil Heyeti içerisinde görev yaptığından söz eden birini tanıyoruz: 27 Mayıs sabahı bütün Türkiye'yi tok sesiyle uyandırıp “NATO'ya ve CENTO'ya bağlıyız” mesajını veren kişi...
'Kozmik oda' vesilesiyle Seferberlik Tetkik Kurulu gündeme oturdu ya, o kurulun daha NATO üyesi olmamızdan önce başlamış faaliyeti çerçevesinde bugüne kadar neler yaptığına dair ortalığa dökülen bilgiler arasında unutulmaması için, 'bütün darbelerin anası' olan 27 Mayıs'ta bu önemli birimin oynadığı muhtemel role de dikkat çekmek istedim. Yargıçların sürdürdüğü 'kozmik oda' araştırması bakalım bu alternatif tarih okumasını doğrulayacak mı? -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37009] Savcıları şoke eden skandal Posted: 01 Jan 2010 04:47 AM PST Savcıları şoke eden skandal Bülent Arınç'a suikast şüphesiyle gözaltına alınan iki subayla ilgili soruşturmada yeni skandal yaşandı. Başbakan Yardımcısı Arınç'ı takip eden ekibin deşifre olması üzerine bazı delillerin yakıldığı Seferberlik Tetkik Kurulu'nda hafızası silinemeyen 6 bilgisayarın ise fişlerinden çekilerek kaçırıldığı ortaya çıktı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın takip edildiği iddiasıyla başlatılan "adli" soruşturma kapsamında Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Bölge Başkanlığı'nda yapılan aramada ilginç bir skandal yaşandı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin er Serkan T.'nin dinlemeye takılan "belgeleri yakıyoruz" konuşmasından sonra Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden aldığı "genel" arama kararından önce Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki 16 bilgisayardan 6'sının "buhar olup" uçtuğu ortaya çıktı. SAVCI BİLE ŞOK OLDU 25 Aralık akşamı saat 21.30'da Özel Yetkili 4 Cumhuriyet Savcısı ile birlikte Kirazlıdere'deki STK Ankara Bölge Başkanlığı'nda aramaya giden Savcı Bilgili karargahta ilginç bir manzara ile karşılaştı. Başkanlıkta kullanılan 16 bilgisayardan 6'sının aramadan önce fişlerinden çıkarılıp kaçırıldığı belirlendi. Aramada odalardaki 6 bilgisayara ait ekran, kasa ve klavyenin ortadan kaybolduğu anlaşıldı. Savcılar sadece bilgisayarlara ait bağlantı kablolarını görünce çok şaşırdı. Bu gelişme "delillerin karartıldığına" ilişkin güçlü şüphe doğurdu. Kısa bir süre önce fişlerinden çıkarılarak götürüldükleri anlaşılan 6 bilgisayarın akıbetini soran Cumhuriyet Savcıları'na askeri yetkililerin sağlıklı bir bilgi vermediği iddia edildi. Soruşturmada Arınç'ın Çukurambar'daki evinin yakınında gözaltına alınan Topçu Albay E.Y.B. ile Binbaşı İ.G.'nin kullandığı bilgisayarların hard disklerinin "özel yazılım programı" ile silindiği tespit edilmişti. Delillerin yok edildiği izlenimi yaratan bu gelişmeden önce karargahta kullanılan 6 bilgisayarın da aramadan bir süre önce yerlerinden sökülmesi şüpheleri artırdı. LABORATUVARDA İNCELENİYOR Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin talimatı ile karargahta kullanılan 10 bilgisayarın alınan "image"ları ise Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde incelemeye alındı. 10 bilgisayarın "image"ları Terörle Mücadele Şubesi bünyesindeki "teknik laboratuvarda" inceleniyor. "İmha temizlik programı" kalıntılarına rastlanan 2 bilgisayardan silinen veriler ile 8 bilgisayarın incelemesinin zaman alacağı öğrenildi. Geri çağırılmayacak biçimde silinen bazı verilerin kurtarılabileceği ifade ediliyor. Hard diskleri kontrol edilen 8 bilgisayarda ise "suç unsuru oluşturacak" bir bilgi ya da belge çıkmadı. BÖLGE BAŞKANI TALİMAT VERMİŞ Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda gözaltına alınan 5 subay, 2 astsubay ile 1 er önceki gün Ankara Adliyesi'ne sevk edilmişti. Bölge Başkanı Y. A. ile Albay E.Y .B. ile Binbaşı İ. G. dışındaki diğer askerler savcılıktan serbest bırakılırken bu 3 subay tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarılan subaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin karara itiraz edeceği öğrenildi. Bilgili'nin yakın çalışma arkadaşlarına, "Tutuklama için elimde yeterli delil mevcut" dediği öne sürüldü. Albay E.Y. B. ve Binbaşı İ.G'nin Arınç'ın evinin yanında bilgi sızdırdığı iddia edilen bir albayı takip için bulunduklarını ve takip emrini de Bölge Başkanı Y. A.'dan aldıklarını söyledikleri belirtildi. Y. A.'nın da talimatı verdiğini doğruladığı ifade edildi. ALBAYIN HARD DiSKi YANMIŞ! Mahkemece serbest bırakılan Topçu Albay E.Y. B.’nin görev yaptığı Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda kullandığı bilgisayarın hard diski ile ilgili çarpıcı bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin üç gün boyunca Bölge Başkanlığı'nda yaptığı aramalar sırasında, imha edilen hard disk için düzmece olarak, "teknik bir arıza nedeniyle (...) seri numaralı bilgisayara ait hard disk yanmıştır" şeklinde tutulan tutanağın ele geçirildiği öğrenildi. Albay E.Y. B. ile birlikte Çukurambar'da gözaltına alınan Binbaşı İ. G.'nin bilgisayar hard diskinin ise "Kill disk" adlı program ile "temizlendiği" ortaya çıkmıştı. Terörle Mücadele Şubesi'ndeki yeni kurulan "teknik laboratuvarda" Binbaşı'nın hard diskinden silinen veri ve dosyalara erişilmesine çalışılıyor. Bugün Gazetesi -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37015] Savcı Öz 31 yıl önce tespit etmiş Posted: 01 Jan 2010 04:44 AM PST Savcı Öz 31 yıl önce tespit etmiş Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, 12 Eylül'den önceki sağ-sol çatışmalarının arkasında kontrgerilla olduğunu, onun da Özel Harp Dairesi'ne bağlı faaliyette bulunduğunu tespit etti. Kontrgerillanın CIA ve İsrail gizli servisleri tarafından yönlendirildiğini Başbakan'a rapor etti. Öz, dava açmaya hazırlanırken 24 Mart 1978'de uğradığı suikast sonucunda hayatını kaybetti. Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, Gladyo'nun Türkiye'deki yapılanması üzerine giden ilk savcı olarak biliniyor. Deşifre ettiği kontrgerillanın son günlerde Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda yapılan arama ile gündeme gelen Genelkurmay Harp Dairesi'ne bağlı olduğunu ortaya çıkardı. Öz, 24 Mart 1978'de uğradığı suikastta hayatını kaybetti. Öldürülmeden önce o dönemde sokakları kan gölüne çeviren sağ-sol çatışmalarının aynı kaynaktan beslendiğini belirledi. Terör saldırılarının yoğunlaştığı 1978'in Ocak ayında eşi Sezen Öz'e "Soruşturduğum bazı olayların izi, devlet içinde üst makamlara kadar tırmanıyor. Korkmaya başladım. Ama üzerine gidilmesi lazım." diyordu. Öz, artan şiddet olaylarının arkasında 'demokrasi umudunu yok edip faşist bir düzen kurmayı amaçlayan kontrgerillanın bulunduğunu' raporla Başbakan'a bildirdi. Öz'ün iki sayfalık raporunda bugünün gelişmelerine ışık tutacak önemli notlar yer alıyor. Öz, sokakları hareketlendiren basit şiddet olayları gibi gözüken hadiselerin hedefinin hükümeti devirme amacı güttüğünü 1980 darbesine daha 2 yıl varken gördü: "Yapılan aralıksız araştırmalarımız ve çalışmalarımız, yeni hükümet döneminde de sürüp giden, ilk bakışta can ve mal güvenliğini tehdit eder gibi görünen şiddet olayları 'anarşik eylemler' olarak nitelenecek kadar basit değildir. Gerçekten de bütün olup biten şudur: Ülkemizde tek seçenek olarak 'Ecevit hükümeti ve onun demokrasiye bütün gerekçeleri ile işlerlik kazandıracağına olan umutları' kitlelerde, Türkiye halkında yok etmek ve onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurları ile yürürlüğe koymaktır." Öz, raporunda Gladyo'nun uluslararası bağlantıları hakkında bilgiler verirken kontrgerillanın CIA, AID, İran ve İsrail gizli servisleri tarafından yönlendirildiğini belirtiyor. Rapora göre gizli yapılanma geniş halk kitlelerine dönemin siyasi partileri, milliyetçi işçi sendikaları, bazı işveren kuruluşları, esnaf dernekleri ve ülkücülere ait öğrenci birlikleri içinde yürüttükleri çalışmalar ile ulaşmaya çalışıyor. Öz, şöyle devam ediyor: "Kontrgerilla, Genelkurmay Harp Dairesi'ne bağlıdır. Kontrgerilla il ve ilçelerde seferberlik işlemini yürüten kurum olarak askerlik şubelerince yürütülmektedir. Bu konuda en çok aşamalı eğitimden geçen astsubaylar kullanılmaktadır. Sivil güvenlik güçleri içinde ise MİT elemanları ve Birinci Şube görevlileri kullanılmaktadır." 1980 öncesinde yaşanan cinayetlere, şiddet ve anarşik eylemlere bu çerçeveden bakmak gerektiğini belirten Öz, raporunu şöyle tamamlıyor: "Bazı goşist sol akımlar gerçek hedefmiş gibi gösterilerek, hedef saptırılarak sıkıyönetimi çağırma, seçimle, olmazsa darbeyle iktidar olma demokratik yaşama biçimini yok ederek halkı sömürme seçeneği tek seçenek durumuna getirilme çalışmasıdır yapılan." -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37007] TEBRIK Posted: 31 Dec 2009 02:24 PM PST DOĞRU YOL PARTİSİ GENEL MERKEZİ Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Çetin Özaçıkgöz’ün “Yeni Yıl” mesajı : Yeni yılla birlikte çok önemli bir 10 yıllık döneme giriyoruz. Bu 10 yıllık dönemi Türkiye kaybetmemelidir. Doğru Yol Partisi büyük bir şevk ve heyecanla, yatırım ve hizmetleri bıraktığımız yerden devam etmek üzere yeniden büyük mücadeleyi başlatmıştır. Şu anda Türkiye bütünüyle bunun farkında olmayabilir. Çok yakında teşkilatlanmamızı tamamlayıp seçimlere girmeye hak kazandığımızı ilan ettiğimiz zaman bunu milletimizin büyük bir sevinçle karşılayacağına inanıyoruz. Çünkü Doğru Yol Partisi “ortak aklın” hedefidir. Çünkü Doğru Yol Partisi doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle bütün Türkiye’nin ortak paydasıdır. Çünkü Doğru Yol Partisi Milli Birliğin teminatıdır. DYP’nin siyasi iktidarında herkese daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla refah payı vaat ediyoruz. Bu düşünce ve duygularla yeni yılın milletimize huzur, barış ve mutluluk getirmesini diliyorum. Av.Çetin ÖZAÇIKGÖZ Genel Başkan -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
Yan: [anadoluhaber:37016] YENI YILINIZ KUTLU OLSUN Posted: 31 Dec 2009 02:23 PM PST hırıstiyan olmadığım için. sizinde hırıstiyan olmadığınızı zannettiyim için, yeni yıl dediyiniz yılınızı , kutlayamıyorum kutlamanızıda maalesef kabu edemiyorum sizlere sağlık ve afiyetler temenni ediyorum inş .
--- 31/12/09 Per tarihinde Klinisyen ilkyard <klinisyen_ilkyardim@yahoo.com> şöyle yazıyor:
Kimden: Klinisyen ilkyard <klinisyen_ilkyardim@yahoo.com> Konu: [anadoluhaber:36989] YENI YILINIZ KUTLU OLSUN Kime: Tarihi: 31 Aralık 2009 Perşembe, 13:49
-- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups..com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin
| Yahoo! Türkiye açıldı! Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de! www.yahoo.com.tr -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37008] Özel Harp Dairesi Nedir? Derin Yapının Neresindedir? Posted: 31 Dec 2009 11:55 AM PST Özel Harp Dairesi Nedir? Derin Yapının Neresindedir? Özel Harp Dairesi savaş dönemlerinde düzenli birliklerden önce hedeflenen coğrafyaya ulaşan ve düşman içinde çalışmalar yapan, tespitlerde bulunan ve düzenli birliklere bilgi, destek, lojistik gibi bilgiler temin eden, düşmana karşı psikolojk harekât yapan, düşmanın direncini kıran, mücadele yeteneğini tespit eden çalışmalar yapar. Bu çalışmalarıyla ordunun ve düzenli birlikerin başarılı olması için gerekli her türlü zemini ve şartları hazırlar. Özel harp, özel kuvvetler gibi adlarla anılan ve düzenli birliklerden farklı görevleri olan bu kuvvetlerin normal bir ülkedeki normal misyonu Osmanlı’da ki Akıncı birliklerine benzer. Özel Harpçilerin bir başka misyonu da ülke işgale uğradığında halkı ülke savunmasına hazırlamak ve gayrı nizami harple ülkeyi düşman işgalinden kurtarmaktır. Dünyada hemen bütün ülkelerin farklı isimlerde benzer misyona sahip kuvvetleri vardır. Bunlar faklı meslek ve alanlarda çalışan insanlardan oluşan ekiplere, guruplara sahiptirler ve ülkenin bir nevi sigortası, görünmeyen ihtiyati kuvvetidirler. Askelik yapan sivillerden askerlik döneminde göz dolduranlar bu ekibe seçilirler ve sivil hayatta bunlardan yararlanılır. Belli aralıklarla eğitimler verilir. Yani Özel Harp Dairesinin siviller içinde uzantıları vardır. Buraya kadar anlattıklarım özel harp dairesinin normal, olması gereken özellikleridir. Pek çok vatandaş; “Ordumuz tabiî ki bu tür bir örgütlenme içinde olacak! Milletimizi savaş dönemlerinde, işgal zamanlarında korumak ve kurtarmak için çalışacak! Bunda yadırganacak ne var?” diyebilir. Ama bizdeki Özel Harp Dairesi veya Seferberlik Tetkiki Kurulu veya farklı dönemlerde farklı isimler alan bu organizasyonlar çok farklı misyona sahiptir. Bu tür örgütlenmeler milletiyle problemi olmayan, sinirleri ele geçirilmemiş ülkelerde, milleti ve ülkeyi dış düşmana karşı korumak ve düşman güçlere karşı milleti örgütlemek ve toplumun dinamiklerini düşmana karşı harekete geçirmek gibi amaçlar güderler. Milli bir devlet yapılanmasına ve milletle barışık sivil-askeri bürokrasiye sahip ülkelerde bu tür yapılanmalar yararlıdır. İşte bizdeki problem tamda burada başlamaktadır. Zira başta silahlı güçler olmak üzere asrın başında devletin önemli aygıtları milleti korumak değil, “kontrol etmek”, “gütmek” ve “terbiye etmek” üzere yapılandırılmıştır. Tek Parti dönemi boyunca milletin kontrolü sivil-askeri bütün devlet birimlerinin işbirliğiyle sağlanmıştır. Demokrat Parti iktidarından sonra sivil bürokraside ve siyasette millet lehine değişiklikler olunca ve sivil alan tam kontrol edilemeyince toplumu yönlendiren ve milleti kontrol eden araçlar silahlı güçler içine yerleştirilmiş, oradan misyon görmeye başlamıştır. Devlet ve toplum başlangıçta kurgulanan ve planlanan çizgiden her kaydığında Özel Harp Dairesi’nin katkılarıyla ve askeri müdahalelerle yeniden istenilen çizgiye çekilmiştir. Her ne kadar Özel Harp Dairesinin NATO sonrası kurulduğu ifade edilmekte ise de, milleti kontrole ve yönlendirmeye yönelik derin-karanlık-yasadışı işlere imza atan kurum ve kuruluşlar devletin organlarının bir gurup ecnebi azgın azınlık tarafından ele geçirildiği 1908 ihtilaline kadar gider. Bu tarihten itibaren Türkçü ve İttihatçı zarfı altında ecnebilerin ele geçirdiği devletin içine gizli, gayrı milli, karanlık örgütler, infaz ekipleri, provakasyon merkezleri kurulmuştu. NATO’ya gireceğimiz ve çok partili döneme geçeceğimiz zamana kadar bu tür faaliyetler gizleme ihtiyacı duyamadan, devletin görünür organları eliyle de yapılabilmekteydi. Millet asla kale alınmıyordu, yönetimde milletten kopuk homojen bir yapı bulunmaktaydı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeni müttefikimiz ABD’nin talimatları doğrultusunda çok partili hayata geçildi ve bu karanlık örgütler, organizayonlar daha örtülü ve silahlı kuvvetler odaklı hale getirildi. Zira çok partili hayata geçildikten sonra sivil bürokrasi daha güvensiz ve kontrolsüz hale gelmişti. NATO’ya girişimiz ve çok partili siyasal hayata geçişimiz aynı zamanda derin devletin el değiştirdiği bir dönemdir. Osmanlı sonrası Ortadoğu’yu yapılandıran ve Türkiye’deki devleti ve derin devleti inşa eden ingiltere, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ligden düşmüş ve coğrafyamızın ve Türkiye’nin patronajını ABD’ye bırakmıştır. İşte NATO’ya girişimiz bu el değiştirmenin, yani İngiltere güdümünden yine Anglasakson olan ABD güdümüne girdiğimiz tarihtir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyadaki dengeler değişmiş, Avrupa ve Atlantik yeniden yapılandırılmaya başlanmıştır. Sovyetlerin ve Demirperde bloğunun dünyada önemli bir aktör haline geldiği bu dönemde, ABD liderliğindeki batı kulübü dünyada demokratik yönetimleri ve çok partili hayatı teşvik etmiştir. Bu dönemde batı kulübünde veya ittifakında bulunan ülkelere yoğun bir komünizm korkusu pompalanmış ve bu gerekçe üzerinden müttefik ülkelere komünizmle mücadele için gladyo türü paramiliter derin yapılar oluşturulmuştur. Türkiyenin demokratikleşmesi batı kulübünün bu genel stratejisinin gereği olmuştur. Ülke ABD ve NATO etkisine girdikten sonra derin yapılar-paramiliter guruplar yeniden düzenlenmiş ve sistematize edilmiştir. Bizdeki derin devlet ve özel harp türü yapılar NATO çerçevesinde batıda kurulanlardan farklıdır. Batı ülkelerindeki Gladyo türü yapılar, komünizme kaymayı engellemeyi ve mevcut yönetimleri NATO çerçevesinde maniple etmeyi hedefliyordu. Bizdeki derin yapılar ve onun karanlık kirli elleri ise bizzat milleti ve medeniyetimizi hedef almaktaydı. Batı güdümündeki azgın azınlığın devlet, kurumlar ve toplum üzerindeki gayrı milli hakimiyetini sürdürmeyi amaçlamaktaydı. Çok partili hayata geçildikten sonra, asrın başında ülkenin sinirlerine konuşlandırılan derin ecnebi yapılar daha örtülü ve kamufleli hale getirilmiştir. 1952 yılında dönemin Yüksek Savunma Kurulu'nun kararıyla ve ABD’nin desteğiyle Milli Avcı Birlikleri kurulmuş, birliğin temel eğitimi ve teçhizatı A.B.D.den karşılanmıştır. İlerleyen zaman içerisinde Milli Avcı Birlikleri, Seferberlik Tetkik Kurulu-Özel Harp Dairesi-Özel Kuvvetler Komutanlığı adlarını almıştır. Bu yapı, yani Özel Harp Dairesi en seçme askerleri ve istihbaratçıları bünyesine alarak bunlara gerilla eğitimi dahil her türlü eğitimi verir. TSK’nın kurumsal yapısından ayrı tutulan ve özel ihtimam gösterilen, herkesin alınmadığı, üst düzey komutanların dahi faaliyetlerinden haberdar olmadığı bu yapı, dünyadaki emsalleri gibi çalışmamaktadır. Türkiye’de Özel Harp Dairesi, düşmana PH yapmak, ülkeyi işgalden kurtarmak için organizasyonlar yapmak, savunma planları hazırlamak, ülkeye kasteden düşman ülkeler üzerine askeri bilgiler toplamak gibi faaliyetler yapmaktamıdırlar emin değilim. Ama bu ve benzeri yapıların provakatif pek çok eylemin arkasında olduğu, ölümü sansasyon oluşturacak kimselere suikastler düzenlediği, Türk insanını darbeye hazırlamak için PH faaliyetleri yaptığı, insanımızı kamplaştıracak projelere imza attığı, sivil hükümetlere karşı pek çok darbe ve eylem planı hazırladığı ve bunları icraata koyduğu bilinmektedir. Türkiyenin en karışık dönemlerinde en yetkili isimler (Ecevit, Özal gibi) bu yapıların faaliyetlerinin farkına varmışlar, ama bu yapılarla mücadele edememişlerdir. Hatta liderler bu yapılar tarafından suikasta maruz kalmışlardır. 12 Mart sonrası darbeciler tarafından darbecilikten sorgulanan kurmay albay-yazar, Talat Turhan; 1990 yılında Milliyet gazetesinin kendisiyle yaptığı röportajda Özel Harp Dairesi’nin kuruluşu ve faaliyetleriyle ilgili şunları söylemektedir: “Sahra Talimnamesi-31'e göre gayrı nizami harp unsurları yerüstü ve yeraltı olmak üzere iki gruptan müteşekkil. Yeraltı grubu, işte bu bahsedilen ve bütün NATO ülkelerinde ortaya çıkarılmaya başlanan örgütün kendisidir. Baktığınız zaman bu örgütün içinde ne var? Köye kadar inmiş bir örgütlenme bu. İstihbarat birimleri, sabotaj birimleri, cinayet birimleri var. Bakınız faaliyetleri arasında neler var? Resmi talimnameden aynen okuyorum: 'Adam öldürme, bombalama, silahlı soygunculuk, işkence, kötürüm haline getirme, adam kaçırmak suretiyle tedhiş ve olayları tahrik, misilleme ve rehinelerin alıkonulması, kundakçılık, sabotaj, propaganda ve yalan haber yayma, zorbalık, şantaj.' Ve yine talimnamede bu örgüt için şöyle bir ayrıcalık var. Yine resmi talimnameden aktarıyorum: 'Bir gayrınizami kuvvetin yeraltı unsurları kaide olarak kanuni statüye sahip değillerdir.'" "Söz konusu ettiğim ST-31.15 nolu kontrgerilla talimnamesini Kara Kuvvetleri Komutanlığı yayınladı. Girişinde de, o zamanki komutan Ali Keskiner'in imzası var. Anayasal bir ülkede, resmi bir gizli örgüt cinayet işler diye yazarsanız, suçlusunuzdur. Adamı mezardan çıkarıp asarlar. Sadece Kara Kuvvetleri sorumlu olmaz. Devrin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay da, devrin Başbakanı S. Demirel de bundan sorumludur. Bugün 'vardır-yoktur' diye lafı gevelemekle olmaz bu iş. Olay bu boyutta... ST-31.15 talimnamesinde bir yeraltı örgütü var. O yeraltı örgütünün yapacağı işler arasında adam öldürme de var. Öldürülenin sağcı ya da solcu olması farketmez. Yeter ki cinayet bu örgütün amacına hizmet etsin. Şimdi, devlet içindeki bir örgütün kuramında adam öldürme varsa ve o ülkede faili meçhul siyasi cinayetler işleniyorsa, kuşkunun birinci odağı bu örgüt olur." MİLLİYET, 16 KASIM 1990 Düşmana karşı olağanüstü dönemler için organize olmuş, dış düşmana karşı kurgulanmış bu tür özel birimlerin olması kabul edilebilir. Ne var ki bizde bu tür yapılar dış düşmana karşı değil, millete karşı ve milleti kontrol etmek, devleti milleten korumak ve sivil hükümetlerin etkinliğini kırmak için; militer güçlerin devlet ve toplum üzerindeki etkinliğini sürdürmek için yapılandırılmıştır. Problem Özel Harp Dairesi gibi yapıların bulunması değildir. Problem, şimdiye kadar bu yapıların milli duyguları istismar edilmiş figüranlar üzerinden millete karşı, demokrasiye karşı, milli iradeye karşı kullanılmasıdır. Bizim Kek Türklerin ve analitik düşünemeyen millici kesimlerin aldandığı nokta burasıdır. Bunlar dünyadaki diğer örneklerinde olduğu gibi bu yapıların devleti, milletin menfeatlerini korumak üzere çalıştığı yanılgısına düşmektedirler. Peki, özel harekât türü karanlık işlere, eylemlere bulaştırılan yapılar derin yapının neresindedir? Bu tür yapılar Türkiyedeki derin yapının kurumsal icra organlarıdırlar. Buralara milli duyguları güçlü, ama beyin faaliyetleri zayıf Kara Türklerden subay assubaylar alınır ve bunlara “devlet hizmeti”, “özel görev” vs denerek karışık, karanlık, kanlı eylemler yaptırılır, cinayetler işletilir, provokasyonlar yaptırılır. Bu ekiplerin sivil hayat içinde “Yeşil”, Abdullah Çatlı tarzı kullandığı tetikçiler vardır. Bu yapılar, ülkenin üzerine karabasan gibi çökmüş derin yapının kirli işlerine bakan kanlı elleridir, asla karar verici, planlayıcı değildirler. Asrın başında milleti kontrol etmek üzere bazı silahlı kurumları milletin kaderine hâkim kılan ve milli iradeyi bloke etmeyi hedefleyen batı güdümündeki ecnebi-sebatay kesimler bu kurumu sadece bir araç olarak görmektedirler. Derin yapılar silahlı, güçlü bir kurumun sırtından projelerini uygulamaktadırlar, ancak Derin yapının beyni, karargâhı, planlama merkezi bu kurumda değildir. Silahlı kuruma özel özen gösteriliyor, orası steril, kontrol altında tutulmak isteniyorsa da; derin yapının beyni, karargahı sanılanın aksine bu kurumun dışındadır, sivildir. Savcıların Seferberlik Tetkik Kuruluna yaptığı baskın, veriler silinmiş ve tedbir alınmış olsa dahi demokratikleşme ve şeffaflaşma adına psikolojik eşikleri, engelleri tarumar etmiştir. Cesur savcılar ve hâkimler sayesinde millet ülkedeki bütün karanlık odalara girilebileceğini, herkesin sorgulanabileceğini görmüştür. Seferberlik Tetkik Kuruluna girilmesi yüz yıldır milletin tepesine tebelleş olmuş derin, kanlı yapıların deşifre edilmesi, çözülmesi adına Ergenekon davasından sonra atılan en önemli adımdır. Bu yapının toplumun faklı kesimlerinde kullandığı elemanlar, gazeteciler siyasetçiler, vs kozmik odaya girilmesinden çok rahatsız olmuşlar ve “devlet sırları ifşa ediliyor!”, “kurumlar arası savaş var!”, “asker darbe yapmalıdır!” şeklinde çığırtkanlıklar yapmaktadırlar. Bu kesimlerin asıl endişesi devlet sırlarının ifşası değil, kendilerinin millet aleyhine yaptıkları işbirliğinin ifşa olması ve gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasıdır. Yazar: Yusuf GEZGİN
Yorum Oku
Türk Medyası; Gladyo Tarlası Orçun Lemi Ak Herkes EU-STK'daki Genelkurmay 2.Başkanına bağlı ÖKK bünyesindeki KOZMİK BÜROLARI konuşuyor.Halbuki o büroları ayakta tutan, işlerlik kazandıran MEDYADAKİ KOZMİK Bürolar oldukça önemli..Mustafa Balbay'ın Sarı Basın Kartını Gösterip Karargah Gazeteciliği-SARI GAZETECİLİK yaptığını itiraf etmesi; öteki Balbayları unutturmamalı..Halen 2371 gazeteci-yazarın Gladyoyla doğrudan veya dolayısıyla temas içerisinde olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan 580 kadarının belli medyada sadece sigortası ödeniyor!..Sadece orada çalışıyor görünüyorlar!..Ama bambaşka, yani Gladyo adına işler çeviriyorlar...Bazıları çalıştıkları gazeteye veya TV'ye iki-üç yılda bir uğruyor..Bunlardan bir kısmı y 31 Aralık 2009 Perşembe 20:06 "yapının beyni dışarıdadır, sivildir" diyor sayın yazar fakat açıklama getirmiyor. o halde meraklılarına bir katkı olması açısından, S.t.k'nun ilk kurmay başkanlarından Kemal YAMAK'ın kitabında hangi iş adamına sevgili dostum dediğine ve bu iş adamının ara ara K. Yamak'la görüşme - onu kontrol etme ( memurunu kontrol etme) saikine bakılsın derim. (tabii K. Yamak bunun farkında değil.) 31 Aralık 2009 Perşembe 18:06 sayenizde gerçekleri öğreniyoruz .yazdıgınız hreyazıyı okuyorum ve takip ediyorum. 31 Aralık 2009 Perşembe 17:53 Bayan Başbuğ: Pisi pisine şehit.. Nurullah Geçenlerde Doğan Avcıoğlu'nun eşi vefat etti. Cenaze törenine Prof.Dr. Yalçın Küçük de katıldı.Anladık da..Genelkurmay Başkanının eşi S. Başbuğ'un katılmasını pek anlayamadık.İlker Paşa ve eşi de mi; Soner Yalçın-Yalçın Küçük-Doğan Durdakul ekibinden..Büyük Kulüpçü İlker Paşa'nın ulusal solcularla, YÖN'cülerle ne ilişkisi olabilir?Bu bu Sabetayist yazarlarıyla aynı karede yer almak nasıl bir duygu? Ne diyordu Prof.Y.Küçük; mitingte: "Apo kardeşime, Kürdistan dağlarındaki GERİLLAYA SELAM!" Uf!.... 31 Aralık 2009 Perşembe 17:46 teşekkürler yusuf bey ahmet Bizi her konuda aydınlatıyorsunuz Yusuf Bey sağolun.Yazılarınız en önemli bilgi kaynağımız.Devamını bekliyoruz. 31 Aralık 2009 Perşembe 17:19 Kozmik Büro işi, bir ayda bitmez! Nurullah Aramalar-taramalar, sadece Ankara'daki EU Seferberlik Tetkik Kurulu-KOZMİK BÜRO ile sınırlı kalmamalı.TSK içindeki bütün KOZMİK BÜROLAR;NATO amaçlı TSK tesislerinde de;NATO İstasyonlarında da sürmeli.Buralarda İngilizce bilen hakim ve savcılarla; arama ve araştırmalar genişletilmeli.Tek bir sivil hakimle olacak iş değil bu; en az 50 kişilik bir ekip oluşturulmalı..Bu olay; çok çok önemli..Kıbrıs Barış Harekatından daha önemli..KKTC'de de STK ve Kozmik Büronun Çelik Kasaları, Çelik İstihbarat Arşivleri, Çelik Operasyon üsleri var!..KKTC, kuruluşundan günümüze KONTRGERİLLA devleti ve üssüdür.Karanlık olayların hemen hemen yarısının KKTC ile doğrudan ve dolayısıyla ilgisi vardır.E.s 31 Aralık 2009 Perşembe 16:54 teşekkürler abdulkadir çelik Göremediklerimizi gösterdiğiniz, anlayamadıklarımızı anlattığınız için çok teşekkür ederim. Sizin gibi yazarlara bu milletin çok ihtiyacı var. 31 Aralık 2009 Perşembe 16:28 Yazdıklarınıza inanın samimiyetle katılıyorum. AKP nin kuruluş ve iktidara taşınış süreci analizinizi merak ediyorum. "Şu aşamada Ülkemiz menfaati ile ABD nin menfaatleri parelellik göstermiş olabilir." Bu durumu AKP yi aklamak için kullanmayınız. 31 Aralık 2009 Perşembe 15:32 yusuf ezgin'e önder aytaç Yazdığınız her yazıyı okuyorum ve hatta arşivime de alıyorum. Büyük bir çpğunluğu itibarıyla da elinize, gönlünüze, aklınıza sağlık. Ancak bu dediklerinizin altını doldurmak bağlamında da kaynaklar verebilir misiniz? Her bir cümlenize eminim kaynak bulabilir siniz. Ya da sizinle tanışmak isterim. Ne dersiniz? 31 Aralık 2009 Perşembe 15:16 ben adolf hitler e küfrediyorum şimdi asıl tüm milletler için zehir olanların hepsini öldürmediği için 31 Aralık 2009 Perşembe 14:28 öküzlük ama nereye kadar derin doğu ya insan murat gökçe gibileri görünce hayattan zevk alma duygusunu yitiriyor. ne kadar akli ve mantıki ve bununla beraber belegeye dayalı konuşsan da söylediklerin adeta duvara çarpıp geri dönüyor gibi etkisiz kalıyor. insan, anlattığı şeylerin anlaşılması halinde hayatın zevkli yanıyla tanışır ve anlaşılmış olmak insana mutluluk verir. ama böyleleri adeta kütük gibi, anlat ne anlatırsan anlat hatta bu işleri yapanların bizzat kendilerine bile itiraf ettirsen böylelerinin diyeceği tek şey "inanılmaz mantıksız bilinçli bir şekilde kafa bulandırıcı birşey" olacaktır. 31 Aralık 2009 Perşembe 14:15 Bizdeki Yapının Halleri Yusuf Alper Yazıdan çıkaracağımız şu oluyor... Bizdeki Özel Harp Osmanlıdan itibaren Kılıktan kılığa girse de TEPE NOKTASI KRİPTO ECNEBİLERİN GÜDÜM VE KONTROLÜNDE TÜRK MİLLETİNİ VE İMANINI OLDURMAMAYA ODAKLANMIŞ.. BU YAPIYA HİZMET EDEN ALT BİRİMLER İSE KARA TÜRKLER VE KEK TÜRKLER DENİLEN SAFTORİKLER GÜRUHU OLUYOR.Yani TÜRKLÜK ADINA , VATAN ADINA FEDAİLİK YAPTIĞI ZANNEDEN KARA-KEK TÜRKLER ASLINDA KRİPTO ECNEBİLERİN EMELLERİNE HİZMET EDİYORLAR.. MANKURTLAŞTIRILMIŞLAR GÜRUHU OLUYOR.. Evet Yusuf bey yüreğinize sağlık , kaleminize sağlık.VECİZ İFADELER HER ŞEYİ DEŞİFRE EDİYOR. 31 Aralık 2009 Perşembe 14:03 gordugum en ilginc murat gokce inanilmaz, mantiksiz ve bilincli sekilde kafa bulandirici bir yazi. ilk defa gordum. kesinlikle bu kisinin doktora gorunmesi lazim. 31 Aralık 2009 Perşembe 13:31 fatih altaylı'nın "namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça adam olmayız" diye bir sözü vardır . tarihe altın harflerle geçecek olan bir kaç iyi adamın cesur adımları sessiz ama kalben taraftar olan milyonların duaları ile devletimiz devletler muvazenesinde hak ettiği yere ulaşacaktır. ne mutlu bu yolda çalışanlara ve dualarını esirgemeyenlere... 31 Aralık 2009 Perşembe 12:42 yapılan yorumların ısabetlı oldugunu düşünüyorum.kanaatım odur kı kozmık odadan bır hakımın tek basına bırseyler cıkarması cok zor.kaldıkı musade edıldıgıne göre ortalıgı temızlemıslerdır.yınede helal olsun hakıme 31 Aralık 2009 Perşembe 11:22 hocam degerlı yorumlarınızı bızden eksık etmezsenız sevınırı m.pa lı 31 Aralık 2009 Perşembe 11:04 akıllı olmak muammer güler esasen düşmanın gücü ve kuvvetını bılmek çok önemlı bırsey.ama en az bunun kadar önemlı olan bırseyde kendı güç ve ımkanlarını bılebılmek ve cesurca kullanabılmaktır.savcı ve hakımlerın yada dık duruşunu gösteren tüm birimlere bakarak başta cumhurbaşkanı ve başbakanımızın daha cesurca adım atma zamanı gelmedı mi? 31 Aralık 2009 Perşembe 11:02 allah devletimizi zayii etmesin.. milletimizi muhafaza buyursun... masum ihlaslı anadolu insanına bürokrata siyasetçiye savcıya hakime askere polise öğretmene doktora işçiye çiftçiye yardımcı olsun... cenab-ı hakk 100 yıldır tepemize cebelleş olmuş önemli yerlerde önemli köşeleri tutmuş milleti köle etmiş bu hainlerin canilerin katillerin fitnecilerin foyalarını ortaya döksün ak-kara belli olsun.. masumları korusun.. devletimizi muasır devletler ve medeniyetler arasında zirveye oturtsun.. her kurum ve kuruluşu ile dünyaya örnek bir devlet eylesin... amiiiin 31 Aralık 2009 Perşembe 10:43 Müthiş bir çalışma Kara Türk Her yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum. Bu sefer arayı biraz uzun tuttuğunuz için üzülmüştüm ama beklediğime değmiş. Müthiş bir çalışma olmuş. Sağ olun var olun sayın gezgin 31 Aralık 2009 Perşembe 10:39 Bir b. bilmiyor.Size ne Özel harp'ten ? 31 Aralık 2009 Perşembe 10:14 Sizin yazılarınız sayesinde dünyanın belki de gelmiş-geçmiş en tehlikeli ve gizli yapılanmalarından birinin kozmik sırlarına vakıf oluyoruz ne diyelim Allah razı olsun. 31 Aralık 2009 Perşembe 09:39 Doğru Söze Ne Hacet Ülkenin Sahibi Kara Türk Sayın yazar, Yazmış olduğunuz güzel yazılarınıza bir halka daha eklemişsiniz. Özellikle yazınızın son 4-5 paragrafı çerçeveletilip tüm insanlara okunması gerekmektedir. Bu ülkenin sahipleri olan kara türkler korkak olmazlar ise, satılmazlar ise, biraz vicdan ve merhamet sahipler ise, güzel ülkem adına güneşli ve aydınlar günlerin geleceği kesindir. Her ne kadar şu an etraf sisli, karanlık, puslu bir hava olsa ve etrafta çakalların uğultuları ve homurtuları duyulsa bileşu unutulmamalık ki."şafak karanlığın en zifiri olduğu anda ortaya çıkar"..tüm kara türkler selamlar..mücadeleniz de başarılar dilerim...kalbimiz ve gönlümüz sizlerler...saygılar 31 Aralık 2009 Perşembe 02:07 olaganustu bir yazi vatan perver harika bir yazi olmus. mukemmel bir ozet. keske bunu her turk insani okuyabilse. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37003] Deniz Kuvvetlerinde neler oluyor? Posted: 31 Dec 2009 11:45 AM PST Emre Aköz “Deniz Kuvvetleri içinde yuvalanmış olan Ergenekon şebekesinin Alevi subayları kullandığını” iddia etmişti. Altta yeni gelişme:ÖZEL HARP HAKİMİNE TAKİP Seferberlik Tetkik Kurulu'nda arama yapan Hakim Kayan'ı takip ettikleri iddiasıyla polis iki aracı durdurdu. Araçlardan asker çıktı. Olay yerine komutanlar geldi... Ankara'da Arınç suikastıyla ilgili Seferberlik Tetkik Kurulu'nda arama başlatma emrini veren ve aramayı yapan hakim Kadir Kayan'ı takip ettikleri şüphesiyle polis iki aracı durdurdu. Baskın yapılan iki araçtan askeri personel çıktı. Bunun üzerine polis herhangi bir işlem yapmadı. Olay yerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan ve Merkez Komutanlığı'ndan çok sayıda üst düzey askeri yetkili geldi. İki araç ve şüpheliler Merkez Komutanlığı'na götürüldü. Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda arama yapan, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Kadir Kayan’ın "takip edildiği" ihbarı üzerine polislerce durdurulan iki araç, içindekilerle birlikte Merkez Komutanlığına götürüldü. Alınan bilgiye göre, polise gelen bir ihbar üzerine, plakası belirlenen iki araç takibe alındı. Terörle Mücadele ekipleri, ihbara konu edilen sivil plakalı aracı, Uğur Mumcu Caddesi üzerinde durdurdu. İçinde üç kişi bulunan araç polislerce aranmak istedi. Bu kişilerin askeri personel olduklarını söylemesi üzerine durum Merkez Komutanlığına bildirildi. Sivil giyimli er oldukları belirtilen 3 kişi araçla birlikte Merkez Komutanlığına götürüldü. Bu arada, Terörle Mücadele ekipleri, askeri plakalı bir başka aracı da Mamak Caddesi’ndeki PTT şubesi yakınında durdurdu. Polisin arama yapmak istemesi üzerine, araçtaki sivil giyimli 4 kişi askeri personel olduklarını beyan ettiler. Bunun üzerine durum Merkez Komutanlığına bildirildi. Araç ve içindeki 4 kişi gelen askeri görevlilerin eşliğinde Merkez Komutanlığına hareket etti. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37004] Turan Çömez, Abdullatif Şener Özel Harpçi Posted: 31 Dec 2009 11:32 AM PST 'Şener&Çömez Özel Harpçi' Seferberlik Tetkik Kurulu'ndaki arama Özel Harp'in siyasi uzantıları kimlerdi tartışmalarını da beraberinde getirdi. Şener ve Çömez'le ilgili şok bir iddia ortaya atıldı. Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu TP lideri Abdullatif Şener ile Turan Çömez'in "Özel Harpçi" lerin kontrolünde olduğunu söyledi."
"Turan Çömez, AK Parti'de görevlendirilmişti.Özel Harpçiler yönlendiriyordu. Abdullatif Şener'de 'Seni Başbakan Yapacağız" denilerek istifa ettirildi"
Kozmik Büro'da yapılan aramalardan sonra gözler Özel Harp'in siyasi uzantılarına çevrildi.Ömer Şahin'le Görüş Farkı programına katılan Faik Tarımcıoğlu, Emniyet İstihbarat eski Başkanı Bülent Orakoğlu ve Gazeteci Celal Kazdağlı, Özel Harp'in sivil uzantısı olan siyasetçiler konusunda çarpıcı bilgiler verdiler. Merhum Kemal Yamak Paşa, CHP içinde Özel Harpçiler olduğunu söylemişti. Eski ANAP milletvekili, emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu ise, "Sadece CHP'de mi? ANAP'ta da varda, AK Parti'de var" dedikten sonra AK Parti içindeki Özel Harpçilerle ilişkili olarak iki ünlü ismi adres gösterdi. Tarımcıoğlu, şunları söyledi:"Şu anda yurt dışında olan milletvekili(Turan Çömez), özel kalem olarak partide görevliydi. Özel Harpçilerce yönlendirildiği çok açık;bu reddedilemez. Bir Başbakan Yardımcısı (Abdullatif Şener)'na "seçime girme, seni Başbakan yapacağız" dediler.Bu yapı(özel harp) içinden birileri dedi. Eski Genelkurmay Başkanı(Hüseyin Kıvrıkoğlu)'nun Başbakanlığı Mesut Yılmaz'a altın tepsiyle sunduğunu söylediği ses kayıtları internete düştü. Bunları birleştirirseniz derin yapının Türk siyasetine nasıl tahakküm ettiği,el koyduğu, yönlendirdiği ortaya çıkar."
ÇÖMEZ YAKALANIRSA SİYASET AYAĞI ORTAYA ÇIKAR
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu'da Ergenekon firarileri Turan Çömez ile Bedrettin Dalan'un ciddi koruma altında oldukları için yakalanamadıklarınıiddia etti. İki ismin yakalanması halinde Ergenekon'un parlamento ayağının da ortaya çıkabileceğine işaret eden Orakoğlu, şöyle devam etti: "Ben Ergenekon'da yeni bir dalga bekliyorum aslında.Ergenekon'un medya,parlamento,iş dünyası ayakları da var. Parlamento ayağı, Çömez'in yakalanması ile çıkabilir. Dalan yakalanırsa global ayak ortaya çıkabilir."
BAKAN DÜZEYİNDE ÖZEL HARPÇİ VAR
11 yıl önce Ergenekon'un kitabını yazan gazeteci Celal Kazdağlı ise Özel Harp'le ilişkili çok sayıda siyasetçi olduğunu anlattı. Bu isimlerden bazılarının bilinmesine rağmen açıklanamadığını ifade eden Kazdağlı, " Bu yapının bakanlık düzeyine kadar çıkmış pek çok sayıda ismi var. 1950'lerden beri var.Kim oldukları bilinir ama ispatı zordur. Bu yapının parlamento,hukuk,güvenlik,medya,ekonomi ayağı olmadan;bu ülke kontrol altına alınamaz, cehenneme döndürülemez"
SADIK AVUNDUKLUOĞLU'NU NİYE SUSTURDULAR
Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı ,eski DYP milletvekili Sadık Avundukluoğlu ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Orakoğlu, bir süredir sessizliğe gömülen Avundukluoğlu'nun derin yapılar tarafından tehdit edilerek,susturulduğunu söyledi. Orakoğlu, "Biz PKK liderini yanlış maddeden yargıladık. Uyuşturucu ticaretinden yargılasak hiçbir ülke buna sahip çıkamazdı. Sayın Avundukluoğlu, o dönemde bunu dile getirdi,birçok TV programında anlattı. Fakat birden sesi kesildi. Birileri çağırıyor kendisini, 'bu konuyu fazla karıştırma' diyor. Bunlar derin güçler. Devlet içinde yuvalanan,millet iradesini hiçe sayan güçler"
ÖZAL SUİKASTİ ÖNCESİ BAZILARINA "TRİBÜNDE OLMAYIN" DENMİŞ
Faik Tarımcıoğlu, birlikte siyaset yaptığı merhum Turgut Özal'a yönelik suikastle ilgili de bir ayrıntıyı ilk kez "Görüş Farkı"na açıkladı. ANAP içinde görevlendirilmiş isimler olduğunu söyleyen Tarımcıoğlu, " İlk kez açıklıyorum.O gün birileri ANAP İlçe Başkanlarına ki bunların MHP kökenli olduğu söyleniyor.Tribünde bulunmamaları ikazı yapıyorlar. Bu da zaten meseleyi ortaya koyuyor" -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37013] Kafanı takma. Bir şey yok. Bize bir şey olmaz Posted: 31 Dec 2009 11:30 AM PST KAFANA TAKMA Başbakan Yardımcısı Arınç'a yönelik suikast iddası ile gözaltına alınıp serbest bırakılan askerlerden Albay Erkan Y.B. ile Binbaşı İbrahim G.'nin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmesinde, "Kafanı takma. Bir şey yok. Bize bir şey olmaz" şeklinde görüştükleri ileri sürüldü. İki subay 19 Aralık akşamı Arınç'ın evinin önünde Terörle Mücadele ekiplerince gözetleme yaptıkları iddiası ile gözaltına alınmıştı. Daha sonra merkez komutanlığına teslim edilen askerler için 'adli' ve 'önleyici' teknik takip yapıldı. Yapılan telefon dinlemelerinde, askerlerin birbirleri ile yaptıkları görüşmede, başlatılan soruşturmadan bir şey çıkmayacağı yönünde konuştukları öğrenildi. Askerlerin olaydan sonra çok fazla görüşme yapmadıkları, yaptıkları görüşmede ise, "Kafanı takma. Bir şey yok. Bize bir şey olmaz" şeklinde konuştukları ileri sürüldü. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37014] 6 bilgisayar uçmuş, hard disk yakılmış. Posted: 31 Dec 2009 11:28 AM PST 6 BİLGİSAYARI KAÇIRDILAR Arınç suikastını araştıran savcılar şok bulgulara ulaştı. 6 bilgisayar uçmuş, hard disk yakılmış. Başbakan Yardımcısı Arınç'ı takip eden ekibin deşifre olması üzerine bazı delillerin yakıldığı Seferberlik Tetkik Kurulu'nda hafızası silinemeyen 6 bilgisayarın ise fişlerinden çekilerek kaçırıldığı ortaya çıktı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın takip edildiği iddiasıyla başlatılan "adli" soruşturma kapsamında Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Bölge Başkanlığı'nda yapılan aramada ilginç bir skandal yaşandı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin er Serkan T.'nin dinlemeye takılan "belgeleri yakıyoruz" konuşmasından sonra Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden aldığı "genel" arama kararından önce Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki 16 bilgisayardan 6'sının "buhar olup" uçtuğu ortaya çıktı. SAVCI BİLE ŞOK OLDU 25 Aralık akşamı saat 21.30'da Özel Yetkili 4 Cumhuriyet Savcısı ile birlikte Kirazlıdere'deki STK Ankara Bölge Başkanlığı'nda aramaya giden Savcı Bilgili karargahta ilginç bir manzara ile karşılaştı. Başkanlıkta kullanılan 16 bilgisayardan 6'sının aramadan önce fişlerinden çıkarılıp kaçırıldığı belirlendi. Aramada odalardaki 6 bilgisayara ait ekran, kasa ve klavyenin ortadan kaybolduğu anlaşıldı. Savcılar sadece bilgisayarlara ait bağlantı kablolarını görünce çok şaşırdı. Bu gelişme "delillerin karartıldığına" ilişkin güçlü şüphe doğurdu. Kısa bir süre önce fişlerinden çıkarılarak götürüldükleri anlaşılan 6 bilgisayarın akıbetini soran Cumhuriyet Savcıları'na askeri yetkililerin sağlıklı bir bilgi vermediği iddia edildi. Soruşturmada Arınç'ın Çukurambar'daki evinin yakınında gözaltına alınan Topçu Albay E.Y.B. ile Binbaşı İ.G.'nin kullandığı bilgisayarların hard disklerinin "özel yazılım programı" ile silindiği tespit edilmişti. Delillerin yok edildiği izlenimi yaratan bu gelişmeden önce karargahta kullanılan 6 bilgisayarın da aramadan bir süre önce yerlerinden sökülmesi şüpheleri artırdı. LABORATUVARDA İNCELENİYOR Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin talimatı ile karargahta kullanılan 10 bilgisayarın alınan "image"ları ise Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde incelemeye alındı. 10 bilgisayarın "image"ları Terörle Mücadele Şubesi bünyesindeki "teknik laboratuvarda" inceleniyor. "İmha temizlik programı" kalıntılarına rastlanan 2 bilgisayardan silinen veriler ile 8 bilgisayarın incelemesinin zaman alacağı öğrenildi. Geri çağırılmayacak biçimde silinen bazı verilerin kurtarılabileceği ifade ediliyor. Hard diskleri kontrol edilen 8 bilgisayarda ise "suç unsuru oluşturacak" bir bilgi ya da belge çıkmadı. BÖLGE BAŞKANI TALİMAT VERMİŞ Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda gözaltına alınan 5 subay, 2 astsubay ile 1 er önceki gün Ankara Adliyesi'ne sevk edilmişti. Bölge Başkanı Y. A. ile Albay E.Y .B. ile Binbaşı İ. G. dışındaki diğer askerler savcılıktan serbest bırakılırken bu 3 subay tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarılan subaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin karara itiraz edeceği öğrenildi. Bilgili'nin yakın çalışma arkadaşlarına, "Tutuklama için elimde yeterli delil mevcut" dediği öne sürüldü. Albay E.Y. B. ve Binbaşı İ.G'nin Arınç'ın evinin yanında bilgi sızdırdığı iddia edilen bir albayı takip için bulunduklarını ve takip emrini de Bölge Başkanı Y. A.'dan aldıklarını söyledikleri belirtildi. Y. A.'nın da talimatı verdiğini doğruladığı ifade edildi. ALBAYIN HARD DiSKi YANMIŞ! Mahkemece serbest bırakılan Topçu Albay E.Y. B.’nin görev yaptığı Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda kullandığı bilgisayarın hard diski ile ilgili çarpıcı bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin üç gün boyunca Bölge Başkanlığı'nda yaptığı aramalar sırasında, imha edilen hard disk için düzmece olarak, "teknik bir arıza nedeniyle (...) seri numaralı bilgisayara ait hard disk yanmıştır" şeklinde tutulan tutanağın ele geçirildiği öğrenildi. Önceki gün savcı karşısına çıkan Albay Erkan Yılmaz B.'ye de savcının yerinde olmayan ve yandığı iddia edilen hard diskle ilgili bir soru yönelttiği öne sürüldü. Soruşturmayı yürüten savcının bulunamayan hard diskin akıbeti hakkında Erkan Yılmaz B.'yi sorguladığı bildirildi. Albay E.Y. B. ile birlikte Çukurambar'da gözaltına alınan Binbaşı İ. G.'nin bilgisayar hard diskinin ise "Kill disk" adlı program ile "temizlendiği" ortaya çıkmıştı. Terörle Mücadele Şubesi'ndeki yeni kurulan "teknik laboratuvarda" Binbaşı'nın hard diskinden silinen veri ve dosyalara erişilmesine çalışılıyor. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37005] ETÖ sanığı Şahin'den çok sayıda Özel Harp belgesi çıkmıştı. İşte o belgeler... Posted: 31 Dec 2009 11:23 AM PST 'Kozmik' Belgeler Şahin'de... Arama yapılan Seferberlik Tetkik Kurulu'nda neler çıkacağı merak edilirken, ETÖ sanığı Şahin'den çok sayıda Özel Harp belgesi çıkmıştı. İşte o belgeler... Ergenekon sanığı İbrahim Şahin’den çıkan gizli belgelerde Kirazlıdere’ye ait boş eğitim sertifikaları ve krokiler de var Türkiye Ankara Kirazlıdere’deki Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı ( eski adı Özel Harp Dairesi ) Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’nın önce mühürlenen, daha sonra bir hâkimin girmesine izin verilen kozmik odalardan ne çıkacağını merak ediyor.
Kozmik odadan çıkması beklenen belgelerden bir kısmı ise hali hazırda Ergenekon İddianamesi’nin eklerinde bulunuyor. Hem de Susurluk ile Ergenekon’un kesişme noktasında duran isimlerden, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Özel Harekât Dairesi’nin eski Başkanvekili İbrahim Şahin’den elde edilen belgeler arasında.
Şahin’in Ankara ve İstanbul’daki evlerinde yapılan aramalarda ele geçen belgeler arasında çok gizli damgalı Gayri Nizam Harp talimatları, haritaları ve krokileri ile üzerinde Genelkurmay Başkan-lığı Özel Kuvvetler Komutanlığı/ Kirazlıdere/ Ankara yazan boş eğitim sertifikaları, mühür hatta kaşe örnekleri bulunuyor.
2003 tarihli gizli belgeler Belgelerin tarihlerinin, 3 Kasım 1996’daki kazayla ortaya çıkan Susurluk skandalı nedeniyle 1997’de açığa alınan, yargılanan, mahkûm edilen ve Cumhurbaşkanı Sezer tarafından hastalığı nedeniyle affedilmesinden sonra 2002’de emekli olan İbrahim Şahin’in yargılandığı ya da emekliliğinden sonraki tarihlere ait olması ise oldukça dikkat çekici. İşte 3. Ergenekon İddianamesi’nin eklerinde yer alan İbrahim Şahin’den elde edilen cdler ve bilgisayarının hard diskinden çıkan o Özel Harp belgeleri:
» 2003 tarihli ÇOK GİZLİ ibareli- GAYRİ NİZAMİ HARP\5 TMK HRK. PLANI FAYDALANILAN YAYINLAR klasörü içerisinde 01.TUMAS.ppt, 02.KONSEPT 2010.ppt, 03.GNKUR PL. DIREKT.ppt, 05.IC TEHDİT DEGERLENDIRMESI » BELGE VE MÜHÜR ÖRNEKLERİ klasörü içerisinde “HO-l.PPT” isimli dosyada ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLIĞI başlığı ile başlayan 32 adet slayt sunum. » 2001 tarihli “KOMANDO KURS BELGESI. ppt” isimli dosyada GENELKURMAY BAŞKANLIĞI EĞİTİM GR KOMUTANLIĞI -KAZAKİSTAN/ALMATI - KOMANDO KURS BELGESİ ve aynı kursla ilgili mühür ve kaşe örnekleri » Aynı klasör içinde T.C GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLIĞI/ KİRAZLIDERE / ANKARA başlığı ve belgede yazdığı kadarı ile 114.dönem Özel Harekat Kursu’na ait sertifika belgesi. » Eylül 2003 tarihli ÇOK GİZLİ - GAYRİ NİZAMİ HAR. GNH PLANLAMA DİREKTİFİ » Eylül 2003 tarihli ÇOK GİZLİ - GAYRİ NİZAMİ HARP\2 BULAMACA ŞİFRESİ DEVAMLI TALİMATI » Ekim 2003 tarihli ÇOK GİZLİ - GAYRİ NİZAMİ HARP\5 TMK HRK.PLANIY. FAYDALANILAN YAYINLAR ve SEMİNER SONUÇ RAPORU » ÇOK GİZLİ - GAYRİ NİZAMİ HARP GİZLİ DEPOLAMA FAALİYETLERİ DEVAMLI TALİMATI » ÇOK GİZLİ - GAYRİ NİZAMİ HARP\6 GNH HRK PL HZ. YÖNERGESİ » ÇOK GİZLİ - GAYRİ NİZAMİ HARP\7 MUKAVEMET KOMUTANLIKLARININ TEŞKİLİ » ÇOK GİZLİ- DEPO VE KROKİLER, DEPO KEŞİF PLANI » ÇOK GİZLİ- SÖĞÜTÖZÜ ORMAN İÇİ DİNLENME YERİ- DEPO VE KROKİLER » ÇOK GİZLİ DEPO VE KROKİLER\Kroki - Foto - Haritalar klasörü içerisinde “KIZILAY PLANI.XLS” isimli dosya içinde “ZAFER ANITI” , “METRO İZMİR CAD. GİRİŞİ”, “METRO KIZILAY GENEL MÜD. GİRİŞİ”, “METRO GAZİ MUSTAFA KEMAL CAD GİRİŞİ”, “METRO SAKARYA CAD. GİRİŞİ”, “METRO ZİYA GÖKALP CAD.GİRİŞİ”
“Beni eğiten Özel Harp” 8 Ocak 2009 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında Ankara’da gözaltına alınıp, tutuklanan İbrahim Şahin savcılıktaki ifadesinde Genelkurmay Başkanlığı’nın kendisine yeni kurulacak bir terörle mücadele birimi için teklif götürdüğünü, bu yüzden ekip kurmaya çalıştığını söylemiş, Genelkurmay bu iddiayı bir açıklama yaparak yalanlamıştı. İddianamede, Şahin’in birlikte tutuklandığı özel harekâtçı polisler ve subaylardan S-1 adı verilen bir tim kurmaya çalıştığı, bu timin gayrimüslim cemaati liderleri ve bazı önde gelen Alevi derneği temsilcilerine suikastlar yapmaya hazırlandığı ile ilgili fotoğraf, kroki ve telefon kayıtlarıyla delillendirilmiş iddialar var.
İddianamenin eklerinde yer alan ajandasında ise İbrahim Şahin’in yeni atanacağı göreve başlarken yapacağı konuşmanın taslaklarını bile hazırladığı görülüyor. Şahin’in kendi el yazısıyla yazdığı konuşma notlarının hemen girişindeki bir ifade ise dikkat çekici:
Özel Harp ilkeleri “Sayın Genelkurmay Başkanım, Sayın Komutanlarım Bana tevdi edilen bu görevde 25 yıl önce beni eğiten Özel Harp Dairesi’nin Vatanım, bayrağım onurumdur ilkesi ile hareket edeceğimden...”
Gerçekten de Şahin 1980’de Nevşehir ve Bitlis’te İl Emniyet müdürlükleri yaptıktan sonra 1982’de Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesi’nde Özel Harekât Kursu’nu tamamlayıp, yurtdışında çeşitli anti-terör kurslarına katılıyor. Şahin, Ergenekon savcılarına verdiği ifadesinde ise adını vermeden 1982’de “Özel Tim’de olduğunu söylüyor.
Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Özel Harekât Dairesi’nin kurucuları arasında yer alacak Şahin 1993’de Özel Harekât Dairesi Başkanvekilliği’ne getiriliyor. Susurluk skandalı nedeniyle yargılandığı 1997’den sonra Özel Harekat da dahil hiçbir aktif resmi görevi kalmayan Şahin kaza geçirip ‘hafızasını kaybettikten sonra 2001’de Cumhurbaşkanı Sezer tarafından affediliyor ve hemen ardından 2002’de emekli oluyor. Buna rağmen Şahin’de 2003 yılına ait çok gizli Genelkurmay belgelerinin bulunması, evinden 2001 yılında Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın düzenlediği eğitimlerle ilgili sertifika, mühür ve kaşe örnekleri çıkması açıklanmaya muhtaç. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37011] Genelkurmay'dan savcıya skandal Baransu talimatı. Sebep Kafes'in deşifre edilmesi. Posted: 31 Dec 2009 11:22 AM PST BARANSU'YU TIKIN TALİMATI Genelkurmay'dan savcıya skandal Baransu talimatı. Sebep Kafes'in deşifre edilmesi. Genelkurmay, Kafes Eylem Planı’nı ortaya çıkaran Taraf muhabiri Mehmet Baransu için savcılardan ‘etkili ve caydırıcı işlem’ istemiş. MAHKEMEYE SEVK EDİLMİŞTİ İstanbul Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Dursun Yılmaz tarafından geçen hafta tutuklanması amacıyla mahkemeye sevk edilen Mehmet Baransu için Genelkurmay Başkanlığı’nın devreye girdiği ortaya çıktı. TUĞGENERAL ÇUBUKLU İMZALI Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderilen “gizli” yazıda, savcılardan Baransu hakkında “yeterli, etkili ve caydırıcı” işlem yapmaları istendi. BARANSU’YU TUTUKLAYIN TALİMATI GENELKURMAY’DAN Genelkurmay Adli Müşaviri Çubuklu’nun gayri Müslimlere yönelik suikast planlarının yer aldığı ‘Kafes Eylem Planı’nı ortaya çıkaran muhabirimiz Mehmet Baransu’yu tutuklatmak için yaptığı suç duyurusunda talimat gibi ifadeler kullandığı ortaya çıktı. Genelkurmay’ın yasal olmayan bir şekilde savcılardan Baransu’ya “yeterli, etkili ve caydırıcı işlem yapılması’nı istemiş. ADALET BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLDİ Muhabirimiz Baransu’nun Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Dursun Yılmaz tarafından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesi ve daha sonra serbest bırakılmasının detayları ortaya çıktı. Baransu’nun tutuklanması talebinin arkasında Genelkurmay’ın olduğu anlaşıldı. Bu gerçek ise “Kafes Eylem Planı” 20 Kasım 2009’da Taraf’ta yayınlanması üzerine Genelkurmay’ın Baransu hakkında Adalet Bakanlığı’na yaptığı suç duyurusu dilekçesinde ortaya çıktı. Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu imzalı dilekçede, ‘Soruşturmanın gizliliği ilkesine, bu bağlamda özellikle masumiyet karinesine saygı gösterilmesi hukuki bir zorunluluktur. Bunların ihlal edilmesi durumunda sorumlular (ilgili basın kuruluşları, bilgi ve belge sızdıran kamu görevlileri gibi) hakkında yeterli, etkili ve caydırıcı işlem yapılması gerekmektedir’ ifadeleri yer alıyor. Dilekçede, Adalet Bakanlığı’na gönderilmiş. Bakanlık adına da Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Akkaya, dilekçeyi Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiş. Bunun üzerine savcı Yılmaz, ifadesini aldıktan sonra Baransu’yu tutuklama talebiyle Kadıköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk etmişti. Ancak mahkeme Baransu’yu serbest bırakmıştı. SAVCI İKİ KERE İTİRAZ ETTİ Savcı Dursun Yılmaz ise karara Kadıköy 5. Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmişti. Baransu hakkında daha önce açılan soruşturma ve davaların bir dökümünü de çıkartan savcının ‘Şüpheli mahkeme tarafından verilen kısıtlama kararlarına aykırı davranmayı alışkanlık haline getirdiği ve suç işleme kastının bulunduğu’ gibi bir gerekçeyi göstermesi de dikkat çekiyor. İtirazı reddedilen savcı Yılmaz, bu kez 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Ancak bu son talep de 28 Kasım’da mahkemece reddedildi. "GENELKURMAY YARGIYI ETKİLEMEYE ÇALIŞMIŞTIR" Dilekçeyi değerlendiren avukat Ergin Cinmen, Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun 'yeterli, etkili ve caydırıcı işlem yapılması gerekmektedir' diyerek kamu görevlisine baskı yapmak istediğini belirtti. Kanunda, 'yeterli, etkili, caydın' diye bir şeyin olmadığını belirten Cinmen, "Böyle bir ifade hukuk dışıdır. Kanun ne diyorsa o yapılır. Genelkurmay Anayasa'nın 28. Maddesi'ni içine sindirememiştir" diye konuştu. Bakanlığın, hukuka aykırı bir belgeyi alıp bir tarafa koyması gerektiğini belirten Avukat Cinmen, şöyle konuştu: "Değerlendirmeye alınacak bir durum yoktu. Böyle yapmadı. İkinci vahamet yaşandı. Savcının, bu dilekçeyle CMK'da hiçbir şekilde yer almayacak şekilde tutuklama istemesi ise üçüncü vahamettir. Baştan aşağı hukuka aykırıdır. Bu, basın özgürlüğüne baskıdır. Genelkurmay doğrudan Adalet Bakanlığı ile beraber adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmiştir. Yargılamayı etkilemeye çalışmışlardır. Bununla, hiçbir şekilde koşullan oluşmayan tutuklama kurumunu işletmek istemişlerdir. Yargıçlarımız bunun dışında kalmışlardır." BARANSU SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK Muhabirimiz Mehmet Baransu da Genelkurmay Adli Müşavirliği, Adalet Bakanlığı ve tutuklanmasını talep eden Savcı Dursun Yılmaz hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
Re: [anadoluhaber:37017] 'JİTEM'in varlığı tartışılamaz bir gerçektir' Posted: 31 Dec 2009 10:23 AM PST Selamlar, Tartisilmaz gercek olmaz diyenlerin, simdi ayni noktaya gelmeleri ilginctir.????? Ayrica, Terorle mucadele icin, terorist unsurlarin uyguladigi taktikleri uygulayip, onlarla mucadele etmek, kesinlikle dogru bir yontemdir ve uygulanmalidir.. Dogru olmayan, ulke korumasi veya yonetilmesi icin, elde ettikleri yetkiyi, kendi kisisel arzu ve istekleri, bagli olduklari gruplarin cikarlari dogrultusunda kullanmaktir.. Bu uygulamayi yapanlar, ister Asker, ister Polis, ister Burokrat, isterse Siyasetci, ozetle kim olurlarsa olsunlar, mutlaka gereken cezalara carptirilmalari gerekir... Bugun ulkede yasanan, hukuksuzlarin iktidar savasidir...Gizli dinleme yapanlarin, Polisi fasist uygulamanin amaci yapanlarin, Devleti ozellestirme tezgahi adi altinda, Dunyanin en gucsuz devleti haline sokanlarin, ozetle elde ettigi yetkiyi keyfi kullananlarin, sonuc itibariyle yaptiklari ayni suc kapsamina girmektedir... Peki bugunku tezgahlar neye hizmet etmektedir derseniz, Turkiye Cumhuriyetini parcalamaya. Bu cografyada ayakta durmamizi saglayan TSK yi, Amerikanin talimatlariyla yipratmaya calisan aklievvel, satilmis isbirlikciler bu gercegi gorduklerinde, sahipleri tarafindan, tasmalarindan tutulup, kenara atilacaklarinida bilmelidirler. Bilmeyenler yada bilmeyenler, biraz tarih okusunlar, goreceklerdir. TC devlet yapilanmasini bilenler, Siyasetcilerin icerisinde olmadigi herhangi bir pis is yapilamayacaginida bilmelidir. Mehmet AGAR in, Abdulkadir AKSU nun, Sedat EDIP BUCAK larin ve daha nice burokrat ve siyasetcilerin, icinde olmadiklari bir olusun olabilir mi.? HEPINIZE MUTLU YILLAR
--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Do, 31.12.2009:
Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> Betreff: Re: [anadoluhaber:36997] 'JİTEM'in varlığı tartışılamaz bir gerçektir' An: anadoluhaber@googlegroups.com Datum: Donnerstag, 31. Dezember 2009, 10:47
Doğrusu bu konu yoruma bağlı bir konudur. 1) GKB lığı ne diyor. GK. Başkanlığımıza bağlı böyle bir birim yoktur. Yani bu kurumu başkanlığımız olarak biz kurmadık. Eğer varsa bünyemizde bazı tümör yapan sağlıksız hüçreler tarafından oluşturulmuş bir tümör (ur) dur. Bu yüzden adli mekanizma bizden çekinmeden ne isterse yapabilir. 2) Görevimiz tehlike filimlerinden bir örnek. Eğer yakalanırsanız biz sizi tanımıyoruz. 3) Bazı bölge komutanlıkları bu birimi kalemine uydurup kurmuşlar. 4) Vs.
30 Aralık 2009 18:24 tarihinde Tarık <tarik.b.ziyad@gmail.com> yazdı: 'JİTEM'in varlığı tartışılamaz bir gerçektir' | | Genelkurmay'ın, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) adlı birimin varlığını inkar etmesi kimseyi tatmin etmedi. | | İLGİLİ HABER:
BORDROSU VAR, KENDİSİ YOK!
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, JİTEM'in varlığının tartışmasız olduğunu söyledi. Elkatmış, Jandarma Genel Komutanlığı'nın o dönemde de JİTEM diye bir kuruluşun varlığını kabul etmediğini, ancak bu kuruluşun yaptıklarıyla ayan beyan ortada olduğunu kaydetti. JİTEM, Susurluk Raporu'nda da "Varlığı tartışılan ancak eylemleri tartışmasız gerçek olan' diye tarif ediliyor.
Genelkurmay'ın, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği "JİTEM adlı bir birimin olup olmadığı, var ise hangi tarihte kurulduğu, faaliyetine devam edip etmediği, iddianamede belirtilen kişilerin kuruluşa üye olup olmadıkları" cevabi yazıda "Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulmuş JİTEM adında herhangi bir birim mevcut değildir." açıklaması JİTEM'in varlığını bir kez daha tartışmaya açtı. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, JİTEM'in varlığının dünya alem tarafından bilindiğini ifade etti.
"YOK DEMEKLE YOK OLMUYOR" Elkatmış, Genelkurmay'ın yaptığı açıklamanın JİTEM gerçeğini değiştiremeyeceğini söyledi. Genelkurmay'ın hala geçmişte yapılan hataların üstünü örtme anlayışı ile hareket ettiğini ileri süren Elkatkış, "Bir şeye yok demekle yok olmuyor. Nitekim o dönemde de Jandarma Genel Komutanlığı Susurluk Araştırma Komisyonu'na gönderdiği bir yazı ile 'JİTEM diye bir kuruluş yoktur' diye bildirmişti. Ama JİTEM'in varlığını dünya alem biliyor. Nitekim resmi kayıt ve evraklarda var. Para ödenmiş, takdirler verimli maaş bordroları var. O tarihlerde JİTEM'e bağlı çalışan Binbaşı Cem Ersever'in açıklamaları ve kitapları ortada. Yine Ergenekon sanıklarından Albay Arif Doğan övünerek 'JİTEM'i ben kurdum' diyor. Geçmişte bununla uğraşanlar var diyor." şeklinde konutu.
Elkatmış, adı ne olursa olsun böyle bir kuruluşun varlığı konusunda kamuoyunun şüphesinin bulunmadığını ifade etti. Elkatmış şu ifadeleri kullandı: "İsmine JİTEM demezsin de başka bir şey dersin. Burada önemli olan kamuoyunun nasıl algıladığıdır. Varlığını herkes biliyor. İcraatları var, faili meçhuller var. Yoksa Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhulleri kim işledi? İtirafçıları kim kullandı, kullanıyor? Türkiye'nin sıkıntısı tam da budur. Bir şey dürüstçe ifade edilemiyor. Hatalar dile getirilmiyor. Tahammül edilemiyor."
Mehmet Elkatmış, dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ı dinlemek üzere komisyona çağırdıklarını ancak gelmeyerek yazılı açıklama gönderildiğini söyledi. Elkatmış, o dönemde gelen yazılarda da JİTEM'in varlığının inkar edildiğini ancak bunun hiçbir komisyon üyesini ikna edemediğini aktardı. Elkatmış, yaptıkları araştırmalar sonucunda Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhullerin tamamının JİTEM tarafından işlendiğini tespit ettiklerini belirtti.
EYLEMLERİ TARTIŞMASIZ GERÇEK Öte yandan o dönemde hukuk dışı yapılanmaları ortaya çıkarmak amacıyla kurulan TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun kaleme aldığı Susurluk Raporu'nda JİTEM ile ilgili çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. Buna göre, JİTEM'in varlığı, raporun öneriler kısmının 315. sayfasının son iki paragrafında şu ifadelerle formüle ediliyor: "Devletin içinde çok sayıda istihbarat örgütü kurulurken, bunlar arasında koordinasyonsuzluk yaşandığı anlaşılmıştır. Hatta JİTEM'in tam olarak ne görev yaptığı öğrenilememiştir. JİTEM'in varlığı tartışılırken, eylemlerinin tartışmasız gerçek olduğu ortaya çıkmıştır." (CİHAN)
| | 2009-12-30 12:52:31 |
-- Dr. Tarık Ziya
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin
|
__________________________________________________ Do You Yahoo!? Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails. http://mail.yahoo.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:37010] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ Posted: 31 Dec 2009 07:04 AM PST | | [anadoluhaber:36989] YENI YILINIZ KUTLU OLSUN Posted: 31 Dec 2009 04:49 AM PST -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36996] WG: Prof Dr.Anil CECEN "Türkiye Cumhuriyeti Tasfiye Ediliyor" Posted: 31 Dec 2009 03:58 AM PST
--- MUTLU YILLAR
Türkiye Cumhuriyeti Tasfiye Ediliyor - Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN Türkiye, son yıllarda sürekli olarak dıştan dayatılan reformlarla uğraşmak zorunda bırakılıyor. Birilerinin çok acelesi olduğu için, bir an önce istedikleri aşamaya gelebilmek için dışarıdan içeriye doğru sürekli olarak bir inisiyatif yönlendirmesi yapmaktadırlar.
Böylesi dışmerkezli bir emperyalist oyuna bütünüyle Türk toplumu alet edilmek istenirken Türk ekonomisinin köşe başlarını tutan kadrolarla medyada etkili olan işbirlikçi mandacı gruplar, ülkemizi böylesi bir maceraya doğru el birliği ile sürüklemektedirler. Yüzyıllar önceden hazırlanmış bir plan ve bu doğrultudaki proje uğruna büyük bir ulusal kurtuluş savaşı vererek kurmuş olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti tasfiye edilmektedir. Bu gerçek artık saklanamayacak kadar açık ve net bir biçimde Türk kamuoyunda kesinlik kazanmıştır. Hiç kimse cumhuriyet yıkıcılığı ya da Türkiye düşmanlığı yaptığını kabul etmiyor. Her şey "değişim" kavramı içerisinde ve Türk devleti dıştan zorlanan bir plan dâhilinde çözülmeye mahkûm ediliyor. Değişim sözcüğünün sihirli görünümünün arkasına sığınan ikinci cumhuriyetçiler, maddeci işbirlikçiler, alt kimlikçi federasyoncular, ılımlı İslamcı görünümlü şeriatçılar, emperyalizm ve Siyonizm ile her türlü işbirliğine açık olan oportünistler koalisyonu elbirliği ile Atatürk'ün cumhuriyetine saldırmaktalar ve kültürel alt kimlikçilik dış desteklerle hortlatıldığı gibi kayıt dışı ekonominin sağladığı olanaklarla yer altı ilişkileri doğrultusunda bir çok mafya ve benzeri hukuk dışı çıkar örgütlenmelerinin de gündeme geldiği görülmektedir. Kurtlar Vadisi gibi televizyon dizileri ile böylesine hukuk dışı bir yapılanma iç ve dış menfaat çevreleri tarafından hem özendirilmekte hem de desteklenmektedir. Böylesine olumsuz bir süreç içinde ülkenin birliği ve bütünlüğü tehlike altına sürüklenmekte, yetmiş beş milyonluk bir milletin gelecek güvencesini sağlamakla görevli Türk devleti her gün biraz daha gerileyerek devre dışı kalmaktadır. Bu aşamada Türkiye'yi yöneten bir zihniyet, yeni dönemin plan çalışmalarında devletin küçültülmesini ana hedef olarak ilan etmektedir. Bu tür bir hedef belirleme, şimdiye kadar yarısı tasfiye edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin geri kalan diğer yarısının da tasfiye edilmek istendiğinin en açık göstergesidir. Sürekli olarak dış baskılarla iyice küçülmüş olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceği ile ilgili planlama çalışmalarına devletin küçültülmesi ana hedef olarak belirlenirse, bu gelecekte Türkiye Cumhuriyeti' nin ulusal ve üniter yapısının ortadan kaldırılmak istendiğinin en açık göstergesi olarak anlaşılmasıdır. Çünkü OECD istatistiklerine göre; Avrupa ve Amerika gibi kıtalardaki batı ülkelerine oranla en küçük devlet Türkiye Cumhuriyeti' dir. Batı ülkelerinde devletin ekonomideki ağırlığı ortalama olarak yüzde 40 ya da 50 oranında olmasına rağmen, Türkiye'deki devletin ekonomideki büyüklüğü son yıllarda yüzde 20'lerden yüzde 10'lara doğru küçülmüştür. Kendi devletlerini güçlü ve büyük tutan batılı emperyal ülkeler sıra Türkiye'ye gelince, Osmanlı İmparatorluğu' nun bugünkü mirasçısı Türkiye'yi daha da küçültmenin yollarını aramaktadırlar. Avrupa Birliği sürecinde yani bir Yugoslavya modeli yaratarak Türkiye'nin ülkesini bir Sevr haritasına dönüştürmek isteyenler, bu doğrultuda devletin küçültülmesi için sürekli olarak baskı yapmaktadırlar. Avrupa Birliği'ne paralel olarak IMF ve Dünya Bankası gibi uluslar arası kuruluşlar da Türk devletinin küçültülmesi için devletin yetkili organlarını baskı altında tutmaktadırlar. Kabuk devlet suçlamaları ile medyadaki papağanlarını Türk devletinin üzerine süren emperyal merkezler kendi devletlerini daha da büyütmenin arayışı içindedirler. Bu doğrultuda dünyanın her bölgesini sömürge durumuna düşürürlerken, Türkiye'yi de iyice küçülterek çeşitli eyaletlere bölebilmenin çabası içindedirler. Büyük Avrupa, Büyük Ortadoğu, Büyük İsrail gibi dünyanın merkezini içine alacak bölgesel federasyon planlarına Türkiye'nin ülkesini merkez yapmak isterlerken, bu ülkenin üzerinde kurulu bulunan Türk devletinin ortadan kaldırılmasına giden yolu açmak istemektedirler. Demokrasi, küreselleşme, değişim gibi sihirli sözcüklerle Türk Devleti yavaş yavaş ortadan kaldırılmakta, gelecekte bir dış destekli federasyona giden yol açılmaya çalışılmaktadır. Batılı merkezlerin hepsi bu doğrultuda çalışırken, Yugoslavya'dan sonra dünyanın merkezinde kurulmuş olan Türk devleti de tasfiye edilmek istenmektedir. Son yıllarda reform adı altında gündeme getirilen bütün yasal düzenlemelerinin devletin merkezi gücünü ortadan kaldırdığı, parçalı bir yapıyı ortaya çıkarabilmek üzere merkezin yetkilerinin sürekli olarak yerel yönetimlere devredildiği artık iyice görülmektedir. Tablo kesin hatları ile belli olduğuna göre, Türk devletinin geleceğine bir büyük ulusal kurtuluş savaşı vermiş olan Türk milleti karar verecektir. Türk milleti ulusal ve üniter cumhuriyet devleti tasfiye edilirken, bu gidişe bir dur diyecek, ulusal egemenliğine sahip çıkarak yeni yüzyılda da bağımsız Türkiye Cumhuriyeti' nin çatısı altında yaşamını sürdürecektir. Artık devleti ve cumhuriyeti ortadan kaldırmakta olan bu reform görünümlü deform sürecine Türk Milleti acilen "dur" demelidir. Not: Bu yazı bir kamu hukuku profesörünün Türk kamuoyuna uyarısıdır.
(`'•.¸(`'•.¸ ¸.•'´)¸.•'´) *.¸¸.*~ Deniz ~*.¸¸.* (¸.•'´(¸.•'´ `'•.¸)`'•.¸)
|
__________________________________________________ Do You Yahoo!? Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails. http://mail.yahoo.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:37002] Bu sayfayý görüntüle "YENİ BİR YIL, YENİ BİR HAYAT" Posted: 31 Dec 2009 03:57 AM PST | [anadoluhaber:37001] yemin Posted: 31 Dec 2009 03:26 AM PST
From: emreselmankaplan@hotmail.com To: emreselmankaplan@hotmail.com Subject: gdfgfd Date: Wed, 2 Jan 2008 23:14:51 +0000 fghfghg
The best games are on Xbox 360. Click here for a special offer on an Xbox 360 Console. Get it now!
Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin. | [anadoluhaber:36991] 2009'UN ÖZ/ELEŞTİRİSİ.../www.soruyusormak.com Posted: 31 Dec 2009 02:35 AM PST Hemen hemen her Allahın günü kendi içimde yaptığım bir muhasebeyi, yaşanmış bir 365 günü daha geride bırakırken, seslendirerek sizlere iletmeyi gerekli buldum... Hesaplaşma bir yaşam biçimidir!.. Yakınlarınız, çevreniz, arkadaşlarınız, toplumunuz, sorumluluklarınız, sevgileriniz, tepkileriniz, hoyratlıklarınız, sevinçleriniz ve boyun eğişlerinizle... Ve bütün bunların toplamından ibaret olan "kendi"nizle olan hesaplaşmayı bir yaşama biçimi olarak önünüze koyduğunuzda hayatınız oldukça zorlaşır... Ama aynı zamanda da, olabildiğince keyifli ve lezzetli bir niteliğe kavuşur. Hesaplaşma acımasız olacaktır!.. Somut ve objektif verilere dayanacaktır. Hesaplaşmayı yürüten yargıç olarak siz, hesaplaşmanın konusu, sanığı ya da nedeni olan "siz"e tarafsız ve umarsız yaklaşacaksınız... Doğru ve adil bir yargılama sonucunda kararınızı, [yaptırımı ile birlikte], doğrulara ve gerçeklere uygun olarak oluşturacaksınız. Ve bütün bu uğraşın bir işe yaraması için ise, vardığınız sonucun sonuçlarını hayatınızın içine ve ruhunuzun en ücra köşelerine kadar iletip, egemen kılacaksınız... Evet... Bu genel hesaplaşma edimi içinde özel olarak sizlere verilmesi gereken hesap parçası ise, kısaca şu aşağıdaki kalemlerden oluşuyor: Yerel gazetelere düzenli olarak her gün yazı yazmaya 6 yıl önce başladığımı bu hesaplaşma süreci içinde anımsadım. Bilindiği üzere, yerel gazeteler Cumartesi ve Pazar günleri yayınlanmıyor... Bu noktada kaba bir hesap yapalım: Bir yılda 52 hafta var. Her hafta içinde ise, 5 yazı günü... 52 x 5 = 260... Bu rakamı yazı yazdığım 6 yıl ile çarparsak; 260 x 6 = 1.560 adet yazı eder!.. Demek ki, son 6 yıl içinde, iyi ya da kötü, dolu ama boş ve aklı başında ya da deli saçması... Tam 1.560 adet soruna değinmişim, bu sorunları der/top ve paket eyleyip, sizlere yazı biçiminde iletmişim... www.soruyusormak.com isimli sitemiz daha bir yaşını doldurmadı ama www.dnm-ler.com ise dolu dolu üç yaşında... Bu sitelerin yöneticiliğini yapmak, yazılar yazmak ise ayrı bir emek, ayrı bir uğraş... Sanıyorum özenli bir disiplin isteyen, süreklilik gerektiren ciddi bir iş bu. Evet, inkar edilemeyecek bir emek birikimi var bu "iş"in içinde ve ardında... Ama, mesele burada bitmiyor!.. Tam aksine bu noktada başlıyor... Bunca emek, bu ölçüde bir disiplin ve yoğunluğun sonucunda gelinen yerde ne var?.. Hava ve cıva mı?.. Yoksa, iğneyle kazılan kuyunun dibinde, kat edilen bir mesafe ya da derinlik mevcut mu? Mesele burada!.. Türkiye 6 yıl öncesinden daha iyi bir noktada değil. Peki, biz onun rotasını düzeltebilecek bir noktaya yaklaştık mı?.. Yoksa uzaklaştık mı?.. Bu çorbada tuzumuz, sarf edilen emekte payımız, tırmanılan merdivene destek olmuş bir omzumuz var mı?.. Bilinç düzeyimiz, örgütlenme kapasitemiz, zihnimizin aydınlanma katsayısı ve moral motivasyonumuz, geçtiğimiz yıllara göre önde mi?.. Yoksa daha arkada ya da geride mi?.. Ve okumakta olduğunuz bu "köşe"nin sade bir emekçisi olarak "ben"denizin bu çorbada, bir tutam da olsa bir payı mevcut mu?.. İşte verilmesi gereken bir hesap ve yüzleşilmesi gereken bir diğer gerçek de budur. Ben bu hesaplaşmanın kapısını aralıyorum... 2009 yılının bu son gününde, başımı ellerimin arasına almış, bu hesabın muhasebesi ile uğraşıyorum... Neyi eksik yaptım? Nerede hatalıydım? Neleri kaytardım? Nelerden kaçtım ve hangi gerçeklerle yüzleşemedim? Ve hangi kitapları okuyamadım? Ve bilincimin halen karanlıkta kalan bölümlerinden ne kadarını daha aydınlık tarafıma aktarabildim?.. Evet... Bu sorular, yanıtlarını bekliyor. Yanıtlar, kendileri ile ilgili çözüm önerilerini... Çözüm önerileri, somut eylem planlarını... Somut eylem planları ise, 2010 yılının ilk günlerinden başlayarak, [hemen ve derhal] hayata geçirilmelerini!.. İşte bu ve benzeri kaygı ve düşüncelerin aralığından hepinize mutlu, sağlıklı ve aydınlık bir yeni yıl diliyorum. www.soruyusormak.com www.dnm-ler.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | Re: [anadoluhaber:36997] 'JİTEM'in varlığı tartışılamaz bir gerçektir' Posted: 31 Dec 2009 01:47 AM PST Doğrusu bu konu yoruma bağlı bir konudur. 1) GKB lığı ne diyor. GK. Başkanlığımıza bağlı böyle bir birim yoktur. Yani bu kurumu başkanlığımız olarak biz kurmadık. Eğer varsa bünyemizde bazı tümör yapan sağlıksız hüçreler tarafından oluşturulmuş bir tümör (ur) dur. Bu yüzden adli mekanizma bizden çekinmeden ne isterse yapabilir. 2) Görevimiz tehlike filimlerinden bir örnek. Eğer yakalanırsanız biz sizi tanımıyoruz. 3) Bazı bölge komutanlıkları bu birimi kalemine uydurup kurmuşlar. 4) Vs.
30 Aralık 2009 18:24 tarihinde Tarık <tarik.b.ziyad@gmail.com> yazdı: 'JİTEM'in varlığı tartışılamaz bir gerçektir' | | Genelkurmay'ın, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) adlı birimin varlığını inkar etmesi kimseyi tatmin etmedi. | | İLGİLİ HABER:
BORDROSU VAR, KENDİSİ YOK!
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, JİTEM'in varlığının tartışmasız olduğunu söyledi. Elkatmış, Jandarma Genel Komutanlığı'nın o dönemde de JİTEM diye bir kuruluşun varlığını kabul etmediğini, ancak bu kuruluşun yaptıklarıyla ayan beyan ortada olduğunu kaydetti. JİTEM, Susurluk Raporu'nda da "Varlığı tartışılan ancak eylemleri tartışmasız gerçek olan' diye tarif ediliyor. Genelkurmay'ın, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği "JİTEM adlı bir birimin olup olmadığı, var ise hangi tarihte kurulduğu, faaliyetine devam edip etmediği, iddianamede belirtilen kişilerin kuruluşa üye olup olmadıkları" cevabi yazıda "Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulmuş JİTEM adında herhangi bir birim mevcut değildir." açıklaması JİTEM'in varlığını bir kez daha tartışmaya açtı. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, JİTEM'in varlığının dünya alem tarafından bilindiğini ifade etti. "YOK DEMEKLE YOK OLMUYOR" Elkatmış, Genelkurmay'ın yaptığı açıklamanın JİTEM gerçeğini değiştiremeyeceğini söyledi. Genelkurmay'ın hala geçmişte yapılan hataların üstünü örtme anlayışı ile hareket ettiğini ileri süren Elkatkış, "Bir şeye yok demekle yok olmuyor. Nitekim o dönemde de Jandarma Genel Komutanlığı Susurluk Araştırma Komisyonu'na gönderdiği bir yazı ile 'JİTEM diye bir kuruluş yoktur' diye bildirmişti. Ama JİTEM'in varlığını dünya alem biliyor. Nitekim resmi kayıt ve evraklarda var. Para ödenmiş, takdirler verimli maaş bordroları var. O tarihlerde JİTEM'e bağlı çalışan Binbaşı Cem Ersever'in açıklamaları ve kitapları ortada. Yine Ergenekon sanıklarından Albay Arif Doğan övünerek 'JİTEM'i ben kurdum' diyor. Geçmişte bununla uğraşanlar var diyor." şeklinde konutu. Elkatmış, adı ne olursa olsun böyle bir kuruluşun varlığı konusunda kamuoyunun şüphesinin bulunmadığını ifade etti. Elkatmış şu ifadeleri kullandı: "İsmine JİTEM demezsin de başka bir şey dersin. Burada önemli olan kamuoyunun nasıl algıladığıdır. Varlığını herkes biliyor. İcraatları var, faili meçhuller var. Yoksa Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhulleri kim işledi? İtirafçıları kim kullandı, kullanıyor? Türkiye'nin sıkıntısı tam da budur. Bir şey dürüstçe ifade edilemiyor. Hatalar dile getirilmiyor. Tahammül edilemiyor." Mehmet Elkatmış, dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ı dinlemek üzere komisyona çağırdıklarını ancak gelmeyerek yazılı açıklama gönderildiğini söyledi. Elkatmış, o dönemde gelen yazılarda da JİTEM'in varlığının inkar edildiğini ancak bunun hiçbir komisyon üyesini ikna edemediğini aktardı. Elkatmış, yaptıkları araştırmalar sonucunda Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhullerin tamamının JİTEM tarafından işlendiğini tespit ettiklerini belirtti. EYLEMLERİ TARTIŞMASIZ GERÇEK Öte yandan o dönemde hukuk dışı yapılanmaları ortaya çıkarmak amacıyla kurulan TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun kaleme aldığı Susurluk Raporu'nda JİTEM ile ilgili çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. Buna göre, JİTEM'in varlığı, raporun öneriler kısmının 315. sayfasının son iki paragrafında şu ifadelerle formüle ediliyor: "Devletin içinde çok sayıda istihbarat örgütü kurulurken, bunlar arasında koordinasyonsuzluk yaşandığı anlaşılmıştır. Hatta JİTEM'in tam olarak ne görev yaptığı öğrenilememiştir. JİTEM'in varlığı tartışılırken, eylemlerinin tartışmasız gerçek olduğu ortaya çıkmıştır." (CİHAN) | | 2009-12-30 12:52:31 |
-- Dr. Tarık Ziya
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36982] TATLI YILLAR DİLERİZ... Posted: 31 Dec 2009 01:27 AM PST __________ ESET NOD32 Antivirus Akıllı Güvenlik tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 4730 (20091230) __________ İleti ESET NOD32 Antivirus Akıllı Güvenlik tarafından denetlendi. http://www.nod32.com.tr | [anadoluhaber:36984] Öldürülmeseydi deşifre edecekti! Posted: 31 Dec 2009 12:59 AM PST Öldürülmeseydi deşifre edecekti! | | 12 Eylül'den önce Özel Harp Dairesi'yle ilgili önemli bilgilere ulaşan ve bunları Başbakan'a rapor eden savcı Doğan Öz, dava açmaya hazırlanırken öldürüldü! | | Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, 12 Eylül'den önceki sağ-sol çatışmalarının arkasında kontrgerilla olduğunu, onun da Özel Harp Dairesi'ne bağlı faaliyette bulunduğunu tespit etti.
Kontrgerillanın CIA ve İsrail gizli servisleri tarafından yönlendirildiğini Başbakan'a rapor etti. Öz, dava açmaya hazırlanırken 24 Mart 1978'de uğradığı suikast sonucunda hayatını kaybetti.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, Gladyo'nun Türkiye'deki yapılanması üzerine giden ilk savcı olarak biliniyor. Deşifre ettiği kontrgerillanın son günlerde Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda yapılan arama ile gündeme gelen Genelkurmay Harp Dairesi'ne bağlı olduğunu ortaya çıkardı. Öz, 24 Mart 1978'de uğradığı suikastta hayatını kaybetti. Öldürülmeden önce o dönemde sokakları kan gölüne çeviren sağ-sol çatışmalarının aynı kaynaktan beslendiğini belirledi. Terör saldırılarının yoğunlaştığı 1978'in Ocak ayında eşi Sezen Öz'e "Soruşturduğum bazı olayların izi, devlet içinde üst makamlara kadar tırmanıyor. Korkmaya başladım. Ama üzerine gidilmesi lazım." diyordu. Öz, artan şiddet olaylarının arkasında 'demokrasi umudunu yok edip faşist bir düzen kurmayı amaçlayan kontrgerillanın bulunduğunu' raporla Başbakan'a bildirdi.
Öz'ün iki sayfalık raporunda bugünün gelişmelerine ışık tutacak önemli notlar yer alıyor. Öz, sokakları hareketlendiren basit şiddet olayları gibi gözüken hadiselerin hedefinin hükümeti devirme amacı güttüğünü 1980 darbesine daha 2 yıl varken gördü: "Yapılan aralıksız araştırmalarımız ve çalışmalarımız, yeni hükümet döneminde de sürüp giden, ilk bakışta can ve mal güvenliğini tehdit eder gibi görünen şiddet olayları 'anarşik eylemler' olarak nitelenecek kadar basit değildir. Gerçekten de bütün olup biten şudur: Ülkemizde tek seçenek olarak 'Ecevit hükümeti ve onun demokrasiye bütün gerekçeleri ile işlerlik kazandıracağına olan umutları' kitlelerde, Türkiye halkında yok etmek ve onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurları ile yürürlüğe koymaktır." Öz, raporunda Gladyo'nun uluslararası bağlantıları hakkında bilgiler verirken kontrgerillanın CIA, AID, İran ve İsrail gizli servisleri tarafından yönlendirildiğini belirtiyor.
Rapora göre gizli yapılanma geniş halk kitlelerine dönemin siyasi partileri, milliyetçi işçi sendikaları, bazı işveren kuruluşları, esnaf dernekleri ve ülkücülere ait öğrenci birlikleri içinde yürüttükleri çalışmalar ile ulaşmaya çalışıyor. Öz, şöyle devam ediyor: "Kontrgerilla, Genelkurmay Harp Dairesi'ne bağlıdır. Kontrgerilla il ve ilçelerde seferberlik işlemini yürüten kurum olarak askerlik şubelerince yürütülmektedir. Bu konuda en çok aşamalı eğitimden geçen astsubaylar kullanılmaktadır. Sivil güvenlik güçleri içinde ise MİT elemanları ve Birinci Şube görevlileri kullanılmaktadır."
1980 öncesinde yaşanan cinayetlere, şiddet ve anarşik eylemlere bu çerçeveden bakmak gerektiğini belirten Öz, raporunu şöyle tamamlıyor: "Bazı goşist sol akımlar gerçek hedefmiş gibi gösterilerek, hedef saptırılarak sıkıyönetimi çağırma, seçimle, olmazsa darbeyle iktidar olma demokratik yaşama biçimini yok ederek halkı sömürme seçeneği tek seçenek durumuna getirilme çalışmasıdır yapılan." |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36980] BALBAY'IN BİLGİSAYARINI ÇÖZEN EKİP DEVREDE Posted: 31 Dec 2009 12:45 AM PST İtalya da böyle kurtuldu | | İtalya’da “Temiz Eller” operasyonunu yürüten savcılar, “girilemez” denilen “kozmik odalar”a girmişler ve ancak ondan sonra, İtalya’yı Gladio yapılanmasından temizlemişlerdi... Şimdi, Türkiye’de de aynı süreç yaşanıyor. | | ASLAN DEĞİRMENCİ'NİN HABERİ... Devletin zirvesini hedefleyen suikast iddiaları üzerine karargâhta kozmik odalarda yapılan aramalarda 5. güne girilirken, 4. arama önceki gün saat 23.40’ta sona erdi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan ve beraberinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin de bulunduğu 4 araçlık konvoy, saat 11.10'da Kirazlıdere mevkiindeki askerî bölgeye gelirken, adı suikast iddialarına karışan 2 subayın bilgisayarından silinen verilerin kurtarılması için de Emniyet’te ummalı bir çalışma yürütülüyor.
BALBAY’IN BİLGİSAYARINI ÇÖZEN EKİP DEVREDE ‘Sil’ komutuyla ‘çöp kutusuna’ gönderilen ve daha sonra çöp kutusundan ‘boşaltılan’ birçok dosyanın subaylara ait bilgisayarların sabit diskinde bulunduğu öğrenilirken, ‘komutu’ geri almak için bilişim suçları uzmanlarının görevlendirildiği öğrenildi. Aynı uzman ekip, Ergenekon soruşturması kapsamında ikinci kez gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın el konulan bilgisayarındaki incelemelerini de yapmıştı. Daha önce silinen; ancak sabit diskinde kalan ‘çok gizli belgelere’ ulaşılmasının ardından da ek deliller ışığında Balbay tutuklanmıştı.
GLADIO LİSTELERİ KOZMİK ODADA MI? İtalya Gladiosunu çökerten belgelere askerî istihbarat arşivlerinde yapılan incelemeler sonucunda ulaşılması da, kamuoyunda beklentiyi artırdı. İtalya’da sürekli olarak Türkiye’de olduğu gibi, ‘Oralara girilemez’, ‘Devletin güvenliği oralarda sağlanıyor’, ‘Devlet sırrı’ denilen iki kozmik oda için Başbakan’dan özel izin alınmış ve savcılar yaptıkları veri araştırmalarında ‘ülke savunması’ yapılıyor denilen odalarda Gladio üyelerinin listelerine ulaşmıştı.
İTALYA GLADIOSUNU KOZMİK ODADA YAPILAN İNCELEME ÇÖZMÜŞTÜ Yıllarca ‘devlet güvenliği’ bahanesiyle girilmeyen odalarda çıkan kriptolar, aydınlatılamamış terör olaylarına mercek tutarken, birçok faili meçhul cinayet ve sabotaj olaylarını deşifre etmişti. İki kozmik odada ikinci aramalarda ise özel harpçilerin listesine ulaşılmış, birçok bakan, milletvekili, gazeteci, işadamı ve akademisyenlerin Gladio elemanı olduğu ortaya çıkmıştı. Arşivlerde ortaya çıkan gerçeklerin ardından soruşturma derinleşmiş, karanlık örgütün gardının düşürülmesi de sağlanmıştı. Kısa süre sonra listelerde yer alan Gladio üyeleri hâkim karşısına çıkartılarak tutuklanmaları sağlanmıştı.
| | 2009-12-31 00:17:51 | -- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36987] Eminağa'ya dokunma yanarsın! Posted: 31 Dec 2009 12:44 AM PST FAZLA DEĞİL 1,2 SENE SONRA BUNLARIN HİÇ BİR HÜKMÜ KALMAYACAKTIR. Eski alışkanlıklarını kullanıyorlar kolaya kaçıyorlar kendilerini dokunulmaz görüyorlar hepimizden akıllı zannediyorlar kendilerini. bilmiyorlarki dağdaki çoban bile yapılan işin farkında milleti aptal zannediyorlar çürükcüler azcık adamlık? yoksa çokmu istedik karargaha giren hakimden utanın postal yalayıcıları sizi.
Eminağa'ya dokunma yanarsın! | | Ertosun'u aklayan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, ilginç bir karara daha imza attı. Eminağaoğlu hakkında suç duyurusunda bulunan vatantaş suçlu bulundu... | | Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, ilginç bir karara imza attı. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) dört üyesi ve eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında suç duyurusu yapan vatandaş için suç duyurusunda bulundu.
Adana Adliyesi Suçüstü Bürosu'nda zabıt katibi olarak görev yapan İsmail Can, HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek ile üyeler Ali Suat Ertosun, Musa Tekin, Orhan Cem Erbük ve eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Can, HSYK üyeleri ve Eminağaoğlu'nun, "Ergenekon silahlı terör örgütü soruşturmasında görevli savcılar ve davaya bakan hakimleri görevden almaya çalışarak soruşturmayı sulandırmak, sonuçsuz bırakmak, görevi kötüye kullanmak'' suçlarından yargılanmaları için Yargıtay Başkanlığı'na başvurmuştu. Zabit katibinin başvurusunu inceleyen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, Cumhurbaşkanlığı'na e-posta ile şikâyet dilekçesi gönderen Can hakkında 'Yargıtay üyelerine hakaretten' suç duyurusunda bulunmaya karar verdi. Eminağaoğlu hakkındaki suç duyurusu dosyası ise Adalet Bakanlığı'na gönderildi. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36988] Olmayan birim nasıl maaş veriyor? Posted: 31 Dec 2009 12:43 AM PST Olmayan birim nasıl maaş veriyor? | | Genelkurmay’ın, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) adlı birimin varlığını inkâr etmesi kimseyi tatmin etmedi. | | ASLAN DEĞİRMENCİ'NİN HABERİ... Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, Genelkurmay’ın açıklamasında komutanlık bünyesinde resmi bir birimin olmadığının vurgulandığına dikkat çekerek, “Bu aslında bir itiraftır” dedi. Yasal olarak Genelkurmay’ın kabul etmediği JİTEM’in zaten yasadışı olduğunun bilindiğini vurgulayan Aktar, “Genelkurmay da mahkemeye gönderdiği açıklama ile bunu kabul etmiştir. JİTEM’in varlığını yasal olarak inkâr eden Genelkurmay, bir anlamda aslında birimin yasadışı olduğunu belirtmiştir” diye konuştu.
“DARBE GÜNLÜKLERİ VE CEPHANELİKLER DE İNKAR EDİLMİŞTİ” Genelkurmay’dan son dönemlerde üst üste gelen eksik ve çelişkili açıklamaların bilgi, belge ve mahkeme kararları ile yalanlandığını hatırlatan Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Serdar Bülent Yılmaz da, “Genelkurmay’ın var olan gerçeği inkâr etmesinin hiçbir anlamı yok. Bugün mahkemeye ‘JİTEM yoktur’ yazısı yollayan TSK, daha önce de, darbe günlükleri ve ortaya çıkan cephanelikleri inkâr etmiş, ancak kısa sürede aksi ispatlanmıştı. Toplum tarafından varlığı bilinen Arif Doğan ve Cem Ersever’in sözleri ile deşifre olan, maaş bordroları ile belgelenen JİTEM vardır. Ve devam eden JİTEM davası hakkında savcıların elinde de yeteri derecede delil mevcuttur. Olmayan birim nasıl maaş verir?” diye sordu.
ELKATMIŞ: JİTEM’İN VARLIĞI TARTIŞILMAZ GERÇEK TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, JİTEM’in varlığının tartışmasız olduğunu söyledi. Elkatmış, Jandarma Genel Komutanlığı’nın o dönemde de JİTEM diye bir kuruluşun varlığını kabul etmediğini, ancak bu kuruluşun yaptıklarıyla ayan beyan ortada olduğunu kaydetti. JİTEM, Susurluk Raporu’nda da “Varlığı tartışılan ancak eylemleri tartışmasız gerçek olan” diye tarif ediliyor. Elkatmış, Genelkurmay’ın yaptığı açıklamanın JİTEM gerçeğini değiştiremeyeceğini söyledi.
KÜÇÜK, “JİTEM’İ BEN KURDUM” DEMİŞTİ Ergenekon sanıklarından Veli Küçük, tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemede halk arasında JİTEM olarak bilinen birimi kendisinin kurduğunu ifade etmişti.
VAKİT |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36998] Mumcu suikastında ŞOK iddia! Posted: 31 Dec 2009 12:41 AM PST Mumcu suikastında ŞOK iddia! | | Terör örgütü PKK'nın eski yöneticilerinden Şükrü Gülmüş'ün yönettiği internet sitesi, Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili ilginç bir iddia ortaya attı. | | 'Nasname' isimli sitede, Azat Ararat imzasıyla yayınlanan yazıda, "Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve Öcalan, Mumcu'nun ortadan kaldırılmasına karar verdi. Korkut Eken'e havale edildi. Eken de eylem için Mahmut Yıldırım (Yeşil) ve İrfan Özcan'ı görevlendirdi." denildi. Yazıda, Mumcu'nun PKK ile derin devlet bağlantısını çözdüğü için öldürüldüğü öne sürüldü. Mumcu'nun öldürülmesi ve diğer faili meçhul cinayetlerin bilinçli olarak bir muammaya çevrildiğinin belirtildiği yazıda şu iddialarda bulunuldu: "Mumcu, Öcalan ve devlet ilişkisini deşifre etti. Mumcu, bu olayı araştırmaya başlayınca ve günlük yazılarında bunun sinyalini verince hem Öcalan'ın, hem de onu büyütüp besleyenlerin eteği tutuşmuştu." Olayda İrfan Özcan, Alayi Bey Uslukaya, Mikail Sarı, Semih Tufan Gülaltay'ın tetikçi olarak kullanıldığı öne sürülen yazıda, detaylı bilgi veriliyor. Mumcu suikastının, Özel Kuvvetler Komutanlığı ile onun oluşturduğu paravan örgütlerin açığa çıkmaması amacıyla gerçekleştirildiği iddia edildi. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36981] Gürüz ve Teziç dönemi mercek altında Posted: 31 Dec 2009 12:38 AM PST Gürüz ve Teziç dönemi mercek altında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun, haklarında soruşturma açılmasını istediği YÖK eski Başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç döneminde YÖK'ün, Eskişehir Üniversitesi Rektörü Engin Ataç'ın karıştığı yolsuzluk iddialarıyla ilgili bir vatandaşın Engin Ataç hakkında soruşturma açılıp açılmadığına dair bilgi talebine, “Ataç hakkında soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir” cevabı verdiği ortaya çıktı.-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36986] WG: (oybirligi) Tayyip Erdoğan'ı kurtaracak bir darbe olmayacak Posted: 30 Dec 2009 05:26 PM PST
--- Ali Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com> schrieb am Mi, 30.12.2009: Von: Ali Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com> Betreff: (oybirligi) Tayyip Erdoğan'ı kurtaracak bir darbe olmayacak An: Undisclosed-Recipient@yahoo.com Datum: Mittwoch, 30. Dezember 2009, 12:17
Ya darbe olmazsa?.. Bekir Coşkun 30 Aralık 2009 DARBELER her zaman siyasetçileri kurtardı. Siyasiler ne zaman işi berbat etseler, askerler darbe yaptılar… Ve her darbede demokrasi battı, ama siyasetçiler kurtuldular. Onlar sanki başarıları engellenmiş birer “mağdur” gibi her zaman geri döndüler. Demirel dönüp cumhurbaşkanı olurken, Ecevit ile Erbakan dönüp başbakan oldular darbelerin yüzü hürmetine…
Baykal’a genel başkanlık yolunu açan 12 Eylül’dür… Tayyip Erdoğan’ı iktidar yapan ise 28 Şubat… Bu sefer?… Bu sefer “Darbe dönemi kapandı“ diyorlar… Askerler sindi, artık ne olursa olsun darbe-marbe yapmaz… Peki kim kurtaracak arkadaşları?. . Bakın Türkiye ne halde… Her gün bir kesim sokaklara dökülüyor. Büyük sermaye panikte…
AB umudu tümden yok olurken, işsizlik ve açlık, sesi çıkmayan kitleleri vuruyor. Her gün Doğu-Güneydoğu bölgelerinde isyan provaları var, hepimiz biliyoruz ki Türkiye bölünüyor. Devlet?.. Devlet yok oluverdi… Güvenlik kurumları birbirlerini basmaya başladılar. Yargı bölündü, polis bölündü, devlet kendisiyle savaşıyor… En sakin insanlar televizyonlara çıkıp “Ben böyle bir dönem görmedim” diyorlar, korku içinde… Tayyip Erdoğan henüz başına gelenin farkında değil… Onu kurtaracak kimse kalmadı… “Düzeltecektim bırakmadılar” demek ve "mağduru oynamak" için birileri gelsin isteyecek… Gözü yolda kalacak… Ama kimse gelmeyecek… Darbe dönemi kapandı çünkü
| __._,_.___ +++++++++++++++++++++++++++++++++++++++ __,_._,___ -- Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "oybirligi" grubu. Bu gruba posta göndermek için , mail atın : oybirligi@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: oybirligi-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/oybirligi?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin Bu grup Atatürk ilkelerine bağlı, demokrasiye inanan,ülkesini seven insanların fikir alışverişinde bulunmaları amacıyla kurulmuştur.Grubumuzda küfür ve hakaret içeren mesajlar yayınlanamaz.Gruba gönderilecek mesajların içeriğinden mesajı yazan ve gönderenler sorumludur. Yeni açılan Atatürkçü site http://www.iradeyimilliye.com sitesi grubumuz yönetimince desteklenmekte ve önerilmektedir. Üyelerimize duyurulur.
|
__________________________________________________ Do You Yahoo!? Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails. http://mail.yahoo.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36999] SEKERDE AKP VE ABD'NIN CARGILL OYUNU Posted: 30 Dec 2009 03:41 PM PST Date: Sat, 23 Aug 2008 00:45:46 +0100From: birol.yigitcan@btinternet.comSubject: FW: SEKERDE CARGILL OYUNUTo: -------Original Message------- From: berrin bozdað Date: 22/08/2008 13:47:49 Subject: FW: SEKERDE CARGILL OYUNU
Sevgili dostlar, Toz yada küp þeker alýrken lütfen çok dikkatli olun..Paketlerin üzerinde %100 pancar þekeri yada %100 þeker yazmayan þekerleri almayýn...Toplum sagligi üzerinde oynanan bu oyunu bozalým... AKP'den özel düzenleme ve kota imtiyazlarý koparan Cargill, formülü buldu! ABD firmasý, genetiðiyle oynanmýþ ucuz mýsýrdan ürettiði þekerle yýlda 170 milyon dolar kâr elde ediyor. KÖPEKSÝZ KÖY BULDULAR, DEÐNEKSÝZ GEZÝYORLAR!Þekerin tadý kaçtý!Özel düzenlemeler ve kota imtiyazlarýyla AKP tarafýndan meþrulaþtýrýlan ABD'li Cargill firmasý, genetiðiyle oynanmýþ ucuz mýsýrdan þeker üreterek yýlda 170 milyon dolarlýk kâr elde ediyor.Haber : Müge BEZÝRCÝABD'li Cargill þirketine özel yasal düzenlemelerle tartýþma yaratan AKP, resmen genetiðiyle oynanmýþ ucuz mýsýrdan þeker üreten ve yýllýk 170 milyon dolar kâr eden bir 'dev' yarattý. Danýþtay'ýn önceki iptal kararlarýna karþýn bu yýl yine Cargill için þeker kotasý artýrýmýna giden hükümetin meþrulaþtýrdýðý firmanýn, yýllýk 160 bin ton NBÞ (Niþasta bazlý þeker) kotasý olan ve ülkemizde 90 milyon dolarlýk yatýrýmý bulunuyor.Yatýrýmýn iki katý kârCargill'in yýllýk kârý normal mýsýrda 136 milyon dolar ile 168 milyon dolar arasýnda, GDO'lu mýsýrda ise 182 mily dolar arasýnda deðiþmektedir. Yani Cargill, bir yýlda yatýrým tutarýnýn yaklaþýk iki katý kâr elde etmektedir. Rant hýrsý...Þeker-Ýþ Sendikasý'nýn yayýn organýnda yer alan habere göre, tüm dünyada devletler koruma politikalarýyla þeker kotasýný belirlerken, Türkiye'nin, pancar sektörünü ABD'li Cargill'e teslim ettiði savunuluyor. Dergide, 'Yabancý ülkelerde NBÞ kotalarý Türkiye kadar yüksek deðil. Son iki yýlda yüzde 2'nin üstüne çýkan AB NBÞ kotasý, ortalamada yüzde 4.6'ya tekabül etmektedir. Buna raðmen ülkemizdeki satýþ fiyatý diðer ülkelerin iki katý civarýnda olduðundan kâr oranlarý yüzde 300'ün altýna düþmeyen NBÞ üreticilerinin bu rant hýrsý, Türkiye'yi yýllardýr adeta bir NBÞ cennetine çevirmektedir' deniliyor.Durum vahimDergide, '234 bin tonluk NBÞ üretimi 234 bin ton pancar þekerinin üretilememesi, 351 bin ton NBÞ üretimi de yine 351 bin ton pancar þekerinin üretilememesi demektir. Þeker Kanunu'nda bulunan yüzde 10'lukNÞ kotasý, 234 bin ton NBÞ üretimine denk gelmektedir.' denilerek durumun vahametini açýkça anlatýlýyor.Pancar üreticileri diken üstünde Þeker-Ýþ'in dergisinde 1998'de þeker pancarý üretimine kota sistemi uygulanmaya baþlandýðý belirtilirken pancar üretimi ve üreticisine verdiði hasarlar þöyle sýralandý:* 200 bin çiftçi, pancar tarýmýndan dýþlandý. * Tarýmda 2 milyon adam/gün, sanayide 260 bin adam/gün olmak üzere toplam 2 milyon 260 istihdam kaybý oldu.' Sektör yabancý cenneti oldu!'NBÞ (niþasta bazlý þeker) sektöründeki yüksek kâr oraný, ülkemizi yabancý sermaye açýsýndan cennete dönüþtürmektedir' ifadesinin kullanýldýðý Þeker-Ýþ'in yayýn organýnda, 'Arkasýna IMF gibi küresel güçlerin desteðini alan NBÞ sektöründeki firmalar üretimini dýþarýya satmak yerine iç piyasaya daha fazla sokabilmek amacýyla NBÞ kotasýnýn arttýrýlmasý için mücadele vermektedirler.' denildi.AKP, tesisleri meþrulaþtýrdý</STRNGCargill, ülkemizin ilk þeker fabrikalarýndan biri olan Alpullu þeker fabrikasýný satýn alýp bölgede þeker pancarýyla üretilen þeker sektörünü baltaladý. Genetiði deðiþtirilmiþ mýsýrdan þeker üreten Cargill'in üst düzey yönetici yakýnlarý vasýtasýyla Türkiye'ye sokulan ithal mýsýrý satýn alýp, bu mýsýrdan ürettiði yüksek fiyatlý niþasta bazlý þekeri ortaðý Ülker'e verdiði de bilinenler arasýn-da. Birinci sýnýf tarým arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayý çalýþma izni alamayan Bursa Orhangazi'deki Cargill firmasý 7 yýldýr faaliyette. Bu suçtan dolayý firmanýn tesisi 2006 yýlýnda sadece 47 gün mühürlü kalmýþtý. Bütün hükümetlerin üretim yapmasý için adeta seferber olduðu firma için bölge 'Özel Endüstri Bölgesi' dahi ilan edilmiþti. Bu karar Danýþtay'dan dönünce AKP hükümeti yasa çýkararak Cargill tesislerini meþrulaþtýrma yoluna gitti. Kaçaða 'kesme' kýlýfýÞeker kaçakçýlarýnýn, faaliyetlerini kamufle edebilmek, yurt içi piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve kârýný artrablmek için, þekeri 'kesme þeker' olarak iþlemeye yöneldiði belirlendi. 'Kesme-küp þeker tesisi' olarak üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak þeker iþleme faaliyetlerini kamufle etmek için düþük miktarlarda þeker alýrken, Ýran, Irak ve Suriye'den getirdikleri þekeri burada iþleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor. Özellikle Doðu ve Güneydoðu'da çok sayýda 'kesme þeker tesisi' kurulduðu dikkati çekti. Bu firmalarýn, kaçak þekeri kamufle etmek için yurt içindeki firmalardan az miktarda þeker alýrken, yüksek miktarlardaki kaçak þekeri iþledikleri, her hangi bir þikayet durumunda da yurt içinden satýn aldýklarý þekere iliþkin belgeleri gösterdikleri ortaya çýktý. Gönderin, blog oluþturun ve dünyanýzý aileniz ve arkadaþlarýnýzla paylaþýn - Windows Live Spaces, hayatýnýzý paylaþmak daha da kolaylaþtý! Þimdi ücretsiz Windows Live Alanýnýza gidin Buraya týkla!
Aileniz ve arkadaþlarýnýzla paylaþmak için bir ayda 500'e kadar fotoðraf gönderin! Þimdi ücretsiz Windows Live Alanýnýza gidin Buraya týkla! _________________________________________________________________ Be the filmmaker you always wanted to be—learn how to burn a DVD with Windows®. http://clk.atdmt.com/MRT/go/108588797/direct/01/
Sevgili dostlar, Toz yada küp şeker alırken lütfen çok dikkatli olun.. Paketlerin üzerinde %100 pancar şekeri yada %100 şeker yazmayan şekerleri almayın... Toplum sagligi üzerinde oynanan bu oyunu bozalım...
| AKP'den özel düzenleme ve kota imtiyazları koparan Cargill, formülü buldu! (Bildiğiniz gibi AKP abd ile işbirliği içinde çalışır.)ABD firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan ürettiği şekerle yılda 170 milyon dolar kâr elde ediyor.
KÖPEKSİZ KÖY BULDULAR, DEĞNEKSİZ GEZİYORLAR!
Şekerin tadı kaçtı! Özel düzenlemeler ve kota imtiyazlarıyla AKP tarafından meşrulaştırılan ABD'li Cargill firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreterek yılda 170 milyon dolarlık kâr elde ediyor.
Haber : Müge BEZİRCİ ABD'li Cargill şirketine özel yasal düzenlemelerle tartışma yaratan AKP, resmen genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreten ve yıllık 170 milyon dolar kâr eden bir 'dev' yarattı. Danıştay'ın önceki iptal kararlarına karşın bu yıl yine Cargill için şeker kotası artırımına giden AKP hükümetinin meşrulaştırdığı firmanın, yıllık 160 bin ton NBŞ (Nişasta bazlı şeker) kotası olan ve ülkemizde 90 milyon dolarlık yatırımı bulunuyor. Böylece ABD'nin ve Canada'nın senelerdir stoklarında bulunan tozlanmış küflenmiş şekerler Türkiye'ye kakalanacak.
Yatırımın iki katı kâr Cargill'in yıllık kârı normal mısırda 136 milyon dolar ile 168 milyon dolar arasında, GDO'lu mısırda ise 182 mily dolar arasında değişmektedir. Yani Cargill, bir yılda yatırım tutarının yaklaşık iki katı kâr elde etmektedir.
Rant hırsı... Şeker-İş Sendikası'nın yayın organında yer alan habere göre, tüm dünyada devletler koruma politikalarıyla şeker kotasını belirlerken, Türkiye'nin, pancar sektörünü ABD'li Cargill'e teslim ettiği savunuluyor. Dergide, 'Yabancı ülkelerde NBŞ kotaları Türkiye kadar yüksek değil. Son iki yılda yüzde 2'nin üstüne çıkan AB NBŞ kotası, ortalamada yüzde 4.6'ya tekabül etmektedir. Buna rağmen ülkemizdeki satış fiyatı diğer ülkelerin iki katı civarında olduğundan kâr oranları yüzde 300'ün altına düşmeyen NBŞ üreticilerinin bu rant hırsı, Türkiye'yi yıllardır adeta bir NBŞ cennetine çevirmektedir' deniliyor. Türkiye'nin şeker fabrikaları işte bu günler için batırlmış.
Durum vahim Dergide, '234 bin tonluk NBŞ üretimi 234 bin ton pancar şekerinin üretilememesi, 351 bin ton NBŞ üretimi de yine 351 bin ton pancar şekerinin üretilememesi demektir. Şeker Kanunu'nda bulunan yüzde 10'lukNŞ kotası, 234 bin ton NBŞ üretimine denk gelmektedir.' denilerek durumun vahametini açıkça anlatılıyor.
Pancar üreticileri ( çiftçimiz , köylümüz ) diken üstünde Şeker-İş'in dergisinde 1998'de şeker pancarı üretimine kota sistemi uygulanmaya başlandığı belirtilirken pancar üretimi ve üreticisine verdiği hasarlar şöyle sıralandı: * 200 bin çiftçi, pancar tarımından dışlandı. * Tarımda 2 milyon adam/gün, sanayide 260 bin adam/gün olmak üzere toplam 2 milyon 260 istihdam kaybı oldu.'
Sektör yabancı cenneti oldu! 'NBŞ (nişasta bazlı şeker) sektöründeki yüksek kâr oranı, ülkemizi yabancı sermaye açısından cennete dönüştürmektedir' ifadesinin kullanıldığı Şeker-İş'in yayın organında, 'Arkasına IMF gibi küresel güçlerin desteğini alan NBŞ sektöründeki firmalar üretimini dışarıya satmak yerine iç piyasaya daha fazla sokabilmek amacıyla NBŞ kotasının arttırılması için mücadele vermektedirler.' denildi.
AKP, tesisleri meşrulaştırdı</STRNG Cargill, ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı. Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill'in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye'ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker'e verdiği de bilinenler arasın- da. Birinci sınıf tarım arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni alamayan Bursa Orhangazi'deki Cargill firması 7 yıldır faaliyette. Bu suçtan dolayı firmanın tesisi 2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün hükümetlerin üretim yapması için adeta seferber olduğu firma için bölge 'Özel Endüstri Bölgesi' dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay'dan dönünce AKP hükümeti yasa çıkararak Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti.
Kaçağa 'kesme' kılıfı Şeker kaçakçılarının, faaliyetlerini kamufle edebilmek, yurt içi piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve kârını artrablmek için, şekeri 'kesme şeker' olarak işlemeye yöneldiği belirlendi. 'Kesme-küp şeker tesisi' olarak üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak şeker işleme faaliyetlerini kamufle etmek için düşük miktarlarda şeker alırken, İran, Irak ve Suriye'den getirdikleri şekeri burada işleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da çok sayıda 'kesme şeker tesisi' kurulduğu dikkati çekti. Bu firmaların, kaçak şekeri kamufle etmek için yurt içindeki firmalardan az miktarda şeker alırken, yüksek miktarlardaki kaçak şekeri işledikleri, her hangi bir şikayet durumunda da yurt içinden satın aldıkları şekere ilişkin belgeleri gösterdikleri ortaya çıktı. ARTIK AKP BİR AN ÖNCE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HALKI TARAFINDAN İNDİRİLMELİDİR ARTIK AKP 'Yİ KÖRÜ KÖRÜNE DESTEKLEYENLER DE DİKKAT EDİLMELİDİR .
| | |
Gönderin, blog oluşturun ve dünyanızı aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşın - Windows Live Spaces, hayatınızı paylaşmak daha da kolaylaştı! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla!
Aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşmak için bir ayda 500'e kadar fotoğraf gönderin! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla! | |
Be the filmmaker you always wanted to be—learn how to burn a DVD with Windows®. Make your smash hit Date: Sat, 23 Aug 2008 00:45:46 +0100From: birol.yigitcan@btinternet.comSubject: FW: SEKERDE CARGILL OYUNUTo: -------Original Message------- From: berrin bozdağ Date: 22/08/2008 13:47:49 Subject: FW: SEKERDE CARGILL OYUNU Sevgili dostlar, Toz yada küp şeker alırken lütfen çok dikkatli olun..Paketlerin üzerinde %100 pancar şekeri yada %100 şeker yazmayan şekerleri almayın...Toplum sagligi üzerinde oynanan bu oyunu bozalım... AKP'den özel düzenleme ve kota imtiyazları koparan Cargill, formülü buldu! ABD firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan ürettiği şekerle yılda 170 milyon dolar kâr elde ediyor. KÖPEKSİZ KÖY BULDULAR, DEĞNEKSİZ GEZİYORLAR!Şekerin tadı kaçtı!Özel düzenlemeler ve kota imtiyazlarıyla AKP tarafından meşrulaştırılan ABD'li Cargill firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreterek yılda 170 milyon dolarlık kâr elde ediyor.Haber : Müge BEZİRCİABD'li Cargill şirketine özel yasal düzenlemelerle tartışma yaratan AKP, resmen genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreten ve yıllık 170 milyon dolar kâr eden bir 'dev' yarattı. Danıştay'ın önceki iptal kararlarına karşın bu yıl yine Cargill için şeker kotası artırımına giden hükümetin meşrulaştırdığı firmanın, yıllık 160 bin ton NBŞ (Nişasta bazlı şeker) kotası olan ve ülkemizde 90 milyon dolarlık yatırımı bulunuyor.Yatırımın iki katı kârCargill'in yıllık kârı normal mısırda 136 milyon dolar ile 168 milyon dolar arasında, GDO'lu mısırda ise 182 mily dolar arasında değişmektedir. Yani Cargill, bir yılda yatırım tutarının yaklaşık iki katı kâr elde etmektedir. Rant hırsı...Şeker-İş Sendikası'nın yayın organında yer alan habere göre, tüm dünyada devletler koruma politikalarıyla şeker kotasını belirlerken, Türkiye'nin, pancar sektörünü ABD'li Cargill'e teslim ettiği savunuluyor. Dergide, 'Yabancı ülkelerde NBŞ kotaları Türkiye kadar yüksek değil. Son iki yılda yüzde 2'nin üstüne çıkan AB NBŞ kotası, ortalamada yüzde 4.6'ya tekabül etmektedir. Buna rağmen ülkemizdeki satış fiyatı diğer ülkelerin iki katı civarında olduğundan kâr oranları yüzde 300'ün altına düşmeyen NBŞ üreticilerinin bu rant hırsı, Türkiye'yi yıllardır adeta bir NBŞ cennetine çevirmektedir' deniliyor.Durum vahimDergide, '234 bin tonluk NBŞ üretimi 234 bin ton pancar şekerinin üretilememesi, 351 bin ton NBŞ üretimi de yine 351 bin ton pancar şekerinin üretilememesi demektir. Şeker Kanunu'nda bulunan yüzde 10'lukNŞ kotası, 234 bin ton NBŞ üretimine denk gelmektedir.' denilerek durumun vahametini açıkça anlatılıyor.Pancar üreticileri diken üstünde Şeker-İş'in dergisinde 1998'de şeker pancarı üretimine kota sistemi uygulanmaya başlandığı belirtilirken pancar üretimi ve üreticisine verdiği hasarlar şöyle sıralandı:* 200 bin çiftçi, pancar tarımından dışlandı. * Tarımda 2 milyon adam/gün, sanayide 260 bin adam/gün olmak üzere toplam 2 milyon 260 istihdam kaybı oldu.' Sektör yabancı cenneti oldu!'NBŞ (nişasta bazlı şeker) sektöründeki yüksek kâr oranı, ülkemizi yabancı sermaye açısından cennete dönüştürmektedir' ifadesinin kullanıldığı Şeker-İş'in yayın organında, 'Arkasına IMF gibi küresel güçlerin desteğini alan NBŞ sektöründeki firmalar üretimini dışarıya satmak yerine iç piyasaya daha fazla sokabilmek amacıyla NBŞ kotasının arttırılması için mücadele vermektedirler.' denildi.AKP, tesisleri meşrulaştırdı</STRNGCargill, ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı. Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill'in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye'ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker'e verdiği de bilinenler arasın-da. Birinci sınıf tarım arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni alamayan Bursa Orhangazi'deki Cargill firması 7 yıldır faaliyette. Bu suçtan dolayı firmanın tesisi 2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün hükümetlerin üretim yapması için adeta seferber olduğu firma için bölge 'Özel Endüstri Bölgesi' dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay'dan dönünce AKP hükümeti yasa çıkararak Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti. Kaçağa 'kesme' kılıfıŞeker kaçakçılarının, faaliyetlerini kamufle edebilmek, yurt içi piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve kârını artrablmek için, şekeri 'kesme şeker' olarak işlemeye yöneldiği belirlendi. 'Kesme-küp şeker tesisi' olarak üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak şeker işleme faaliyetlerini kamufle etmek için düşük miktarlarda şeker alırken, İran, Irak ve Suriye'den getirdikleri şekeri burada işleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da çok sayıda 'kesme şeker tesisi' kurulduğu dikkati çekti. Bu firmaların, kaçak şekeri kamufle etmek için yurt içindeki firmalardan az miktarda şeker alırken, yüksek miktarlardaki kaçak şekeri işledikleri, her hangi bir şikayet durumunda da yurt içinden satın aldıkları şekere ilişkin belgeleri gösterdikleri ortaya çıktı. Gönderin, blog oluşturun ve dünyanızı aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşın - Windows Live Spaces, hayatınızı paylaşmak daha da kolaylaştı! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla! Aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşmak için bir ayda 500'e kadar fotoğraf gönderin! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla! _________________________________________________________________ Be the filmmaker you always wanted to be—learn how to burn a DVD with Windows®. http://clk.atdmt.com/MRT/go/108588797/direct/01/ -- Ne Mutlu Türküm Diyene
Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin. | [anadoluhaber:36990] 2010'a Girerken Posted: 30 Dec 2009 03:08 PM PST 30 Aralık 2009, 00:56 Hasan Gerin | Bismillahirrahmanirrahim… 2 temel cümle var: 1- Kainatta boşluk yok. 2- Yoğun olan diğerini bastırır. Büyüklerimizden bunu öğrendik.Hiç bir yer yok ki; Allah’ın hükmünün geçmediği ya da O’nun bir varlığının olmadığı.Her yerde onun izi eseri varlıkları var: Denizlerde, bir kayanın altında ya da Marsta.Her yer kendine özel varlıkları barındırıyor.Ve yine ikinci cümle bize anlatır ki; hangi temel meseleye eğilinilirse o konuda bardağımız dolar kendimizi geliştiririz.olumlu anlamda yani.Şayet kötü anlamlar tavırlar kokular duygular bastırır galip gelirse iyi güzel olumlu olan anlamını yitirmeye başlar. İşte tam bu durumda 2010’a girerken harika bi başlangıç yapmak istiyorsak; güzele olumluya eğitime kitap okumaya kendimizi geliştirmeye cesarete doğru tavra gülümsemeye yardım etmeye uyandırmaya dokunmaya el uzatmaya gönülden sevmeye ben de varım yapabilirim bu gücü içimde hissediyorum demeye yoğunlaşmalıyız.Yoğunlaşırsak tüm bunlara bak sen o zaman .Ne güzellikler doğmaya başlıyor. Devam>>> -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:37000] Keşke ''keşke'' demeseydik Posted: 30 Dec 2009 03:06 PM PST 30 Aralık 2009, 22:53 Hatice Tüfekci | Keşkelerimiz .. Keşke mavi gözlü olsaydım..!! Keşke daha zengin olsaydım..!! Keşke kadın olsaydım..!! Keşke erkek olsaydım..!! Keşke evlenmeseydim..!! Keşke filanın makamında olsaydım..!! Keşke zamanı geri çevirebilseydim..!! ... Diyerek iç geçirmeyin lütfen(!) Çünkü bu hâl insan psikolojini altüst etmekten başka bir işe yaramaz. Bizi biz yapan özelliklerimiz farklı olmamızdır. Boyumuz, kilomuz, kulağımız, hayat şartlarımız başta parmak izlerimiz, düşüncelerimiz, karakterimiz, duygularımız, hayallerimiz, sevgilerimiz, nefretimiz... dünyada yalnız bize aittir. Bir eşi ve benzeri yoktur. Çünkü seri üretim değiliz! : ) Ya olsaydık? Herkes aynı duyguyla gülüyor,ağlıyor ve yaşıyor olurduk...Hepimizin aklı, gücü, yetenekleri, sevgisi aynı ölçüde yaratılmış olsa idi; Bir Gül'e baktığımız vakit bir milyar insan ile aynı duygularla şiir yazarlardık. İki güreşçi ölünceye dek birbirini yıkamazlardı. Koşu maratonuna başlayan yarışmacılar aynı anda başlar, aynı anda aynı dakikada, saniyede,salisede yarışmayı bitirmiş olurlardı. Herkes aynı rengi seviyor, aynı düşünce ile hayata lanse edilmiş evler a rabalar görürdük. Bu sıkıcı hayatı biz kullarına yaşatmak istemeyen Cenab-ı Allah'ın üzerimizde El Bedii isminin tecellisini görürüz. Örneksiz yaratan, çok güzel yaratan... Devamı>>> -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36983] Müslüman Noel Kutlamaz ! Posted: 30 Dec 2009 03:05 PM PST 31 Aralık 2009, 00:32 Hasan Ahmet | Noel kutlamak mı o da ney ki... Benim Türk ve Müslüman kültürümde yok böyle birşey... Müslüman olarak kalmak ve hristiyanlara benzememek,kendimiz olmak adına hiç kutlamadık elhamdülillah! Kutlama adına bir çekirdek çitlerseniz korkarım Allah sizi de onlarda beraber haşreder... Sevgili Peygamberimiz (sav): Men teşebbehe bikavmin fehuve minhum="Kim ki bir kavme benzerse o ondandır" buyurmaktalar... Biz batının her zaman kötü kopyası olduk:: Artık sorgulamak ve kendimiz olmak zorundayız.. Kendimizken daha güzeldik değil mi? Batıyı taklid;şeklimizi bozdu,ruhumuzu da ifsad etti. Gelin canlar biz biz olalım! Takvimin değişmesinin kutlanmasını anlamak mümkün değildir.Yani hergün yeni birgündür.TArihin değiştiği gündür.Şimdi bir de buna ilaveten 2009 yerine sonundaki 09 yerine 10 yazılacak o kadar.Ömrünün hesabında olmayanlar, Allah'a vereceği hesabı düşünmeden yaşayanlara söyleyebileceğimiz birtek sözümüz var. O da müslümanım diyorsa. Sizi size benzemeyene benzeten şeyler neler? Sizin dedeleriniz böyle bir kutlama yaparak hristiyanlara benzediler mi? -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36993] Ahmet Altan... Asimetrik herif sana sesleniyoruz. Posted: 30 Dec 2009 02:30 PM PST Caf Caf'dan-- Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor... ------------------------------------- http://dava-vatan.blogspot.com/ -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36992] Tarihi bir süreç yaşıyoruz. Akla kara ortaya çıkıyor Posted: 30 Dec 2009 02:23 PM PST
Üzerinden 12 Eylül Darbesi geçmiş solcular, Ergenekon sürecine destek verecekleri yerde ‘Efendim bu tasfiye Amerikan işi. Amerika Türkiye’de şimdi bir polis devleti kurmak istiyor’ takıntısını kırık plak gibi tekrarlıyorlar. Üzerlerinden 28 Şubat Darbesi geçmiş bazı dindarlar Ergenekon sürecine destek verecekleri yerde ‘Efendim bu sürecin senaryosu iktidara ait değil. Arkasında ABD, onun da arkasında Siyonizm var’ diyorlar. Kendi insanımızın bir şeyler yapabileceğine dair inancını yitirmiş vaziyetteler.Her şeyin ardında Amerika ve Siyonizmi aramak hayat tarzları haline gelmiş.Uzaya araç göndersek bunun da arkasında Amerika ve Siyonizmi arayacak kadar özgüvenlerini maalesef yitirmiş durumdalar. Kendi ayak seslerini duymayan yegane ülkenin insanları haline gelmişler Kaldı ki kırmızı bültenle aranan bir şahıs yakalandığında mağdur yakınları olarak buna mı sevineceğiz yoksa yakalayanın etnik kimliğinin arkeolojik kazısına mı dalacağız? Esasen bazıları kendilerinin yapamadığı şeyleri mevcut iktidarın yapmasından kaynaklanan kozmik bir kıskançlık içindeler. Gizli yönetimlerin kozmik odasında zehirlenmiş kesimler açık havanın oksijenini bir türlü solumak istemiyorlar. Nitekim Milli Gazete yazarı Abdülkadir Özkan da dünkü yazısında bu ruh halini şu ifadelerle eleştiriyordu: “İktidara muhalif olunabilir. Biz de muhaliflerdeniz. Ancak, yaşanan süreç Başbakan tarafından, "Tarihi bir süreç yaşıyoruz. Akla kara ortaya çıkıyor" şeklinde değerlendiriyorsa sırf muhalefet olsun diye bu sözleri gırgıra almak sanıyorum en hafif ifadesiyle ciddiyetsizliktir. Yaşananları tarihi bir süreç olarak değerlendirmemek mümkündür, ancak şimdiye kadar hiç yaşanmamış olayların yaşandığını görmek için fazla bir zekaya ihtiyaç yoktur. Normal zeka düzeyinde olan herkesin görebileceği gelişmeler olmaktadır.” Her türlü derdin devası var.Lakin Celladına meftun olanların tedavisi yoktur. Analitik Bakış -- Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor... ------------------------------------- http://dava-vatan.blogspot.com/ -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36985] Ayrık Otları Temizlenmeli Posted: 30 Dec 2009 02:17 PM PST
Ayrık Otları Temizlenmeli Emekli Yarbay ve Eski Milletvekili Tevfik Diker’le, Seferberlik Tetkik Kurumu’nda yapılan aramayı konuştuk. Analitik Bakış: Bülent Arınç’a suikast olayı ilgili düşünceleriniz nelerdir? SUİKAST EN ÖNEMLİ KONU GENELKURMAYIN EN GİZLİ BİR BÖLÜMÜNE SİVİL YARGININ GİRMİŞ OLMASIDIR Tevfik Diker: Suikast olayında bence en önemli konu Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Genelkurmayın çok özel ve en gizli bir bölümüne sivil yargının girmiş olmasıdır. Bunu bir kere Anayasa’daki hukuk devleti tarifinin en üst noktada uygulamaya konulmuş olması olarak görmek lazım. Demokrasi adına, hukuk devleti adına bu çok önemli bir olaydır. Öncelikle bu olaya bu açıdan bakmak lazımdır. İkincisi ise Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızmış olan darbeci-cuntacı, hortumcu, golfçü gibi paşa, subay, astsubayların yaptıkları yasadışı işlerden olayı yıpratılmaktadır. Peygamber ocağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratılmaması için silahlı kuvvetlere sızmış olan bu ayrık otlar Genelkurmay başkanı tarafından derhal temizlenmelidir. Ayrıca Türkiye, ajanlar ve casuslar cenneti haline dönüşmüştür. Telefon dinleme savaşları yaşanmaktadır. Bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için de hükümet derhal harekete geçmelidir. Türkiye’de, sistemin kalbi olan TBMM’de, Arınç’a suikast olayının incelenmesi için bir meclis araştırma komisyonu kurulması gerekiyor. Meclis olaya derhal el koymalıdır. Çünkü Meclis, Milli Egemenliğin temsil yeridir. Şu anda kamuoyunda kafalar karışıktır, vicdanlar rahatsızdır, kutuplaşmalar ve gerginlikler oluşmuştur. Olayın seyri bir suikasttan ziyade bir Gladio yapılanması kuşkusu yaratmaktadır. 1952’lerde kurulmuş olan bu yapının çağdaş demokrasilerde yeri yoktur. Nitekim Avrupa ülkeleri bunu ortadan kaldırmış ve bu yapılanmayı yok etmiştir. Türkiye’de ise gecikilmiştir. Analitik Bakış: Bundan sonra neler olabilir? Şamil Tayyar “Bazı generaller tutuklanabilir” dedi. Bu konudaki fikriniz nedir? ÇIKACAK BELGELERE GÖRE DAHA ÜST SEVİYEDEKİ RÜTBELİLERİN DE GÖZALTINA ALINMASI MUHTEMEL Tevfik Diker: Çıkacak belgelere göre daha üst seviyedeki rütbelilerin de gözaltına alınması muhtemeldir. Son olarak söylemek gerekirse, Meclis bir an önce bu olaya el atmalıdır ve sır ölümler için araştırma komisyonu kurmalıdır.Meclis, Arınç’a suikast teşebbüsünü araştırma komisyonu kurmalıdır. Kuracağı komisyonlarla gerçeklerin ortaya çıkmasına katkıda bulunmalıdır. Meclisin bu konuda çalışmaması Milleti de rahatsız eder. Bir de bakın bugüne kadar girilemeyen bir kuruma girilmiş olmasını, yargının orada çalışmış olmasını hukuk ve demokrasi adına çok önemsiyorum. Analitik Bakış: Teşekkür ederiz. Tevfik Diker: Rica ederim. Tevfik Diker Kimdir? 1947 Manisa Alaşehir doğumlu. Hava Harp Okulu’nu bitirdi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı 2’nci Hava İkmal Bakım Motorlu Araçlar Bölge Bakım Komutanlığı yaptı. Hava yarbaylığı rütbesinden emekli oldu. XIX ve XX. Dönem Manisa Milletvekilliği yaptı. TBMM Yolsuzlukları İnceleme Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundu. -- Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor... ------------------------------------- http://dava-vatan.blogspot.com/ -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36995] Devlet sırrı belgelerin medyaya sızdırılması tezgahı Posted: 30 Dec 2009 02:14 PM PST
'Sızdırma var diyecekler' Mehmet Ali Kışlalı’nın, Akşam Gazetesi’ne verdiği röportajda “Elde edilecek bilgiler herhalde yavaş yavaş medyaya, özellikle de iktidar yanlısı kesime ve onların görüşlerini destekler tarzda sızacaktır.“ şeklindeki sözleri, CHP Lideri Deniz Baykal’ın açkılamalarının neredeyse bire bir aynısı. Bu ikili aniden birebir aynı söylemi geliştirirse dikkat etmek gerekiyor. Seferberlik Tetkik Kurulu’nun evrak dairesinin ve arşivinin devlet sırrı kapsamında belgelerle dolu olduğu ve girilmemesi gerektiği tezi işlendi önce. Sonra ise ikinci aşamada ise yukarıdaki teori geldi. Devlet sırrı belgelerin medyaya sızacağı. Hakimi bu yönde baskı altına almak üzere kurgulanmış bir yöntem olduğu açık. İkinci aşamada, gazeteler yemlenmeye başlayacaktır. Bu iki tarzda olabilir: 1- Devlet sırrı gibi görünen fason belgelerin, medyaya servis edilmesi, ve hakimin bu belgeleri sızdırdığı propagandasının yapılması. 2- Gerçekten de orada bulunan ancak soruşturmayla ilgisi olmayan bazı belgelerin ya da içeriklerinin medyaya servis edilmesi. Ve bunları hakimin sızdırdığının yayılarak üzerinde baskı oluşturulması. Burada medyanın oldukça dikkatli olması gerekiyor. Seferberlik Tetkik Kurulu arşivinden çıkmış gibi görünen, gösterilen belgelere balıklama atlamamak gerekiyor. Hakimin mühürlediği odalardaki belgeleri gören tek insan ve notlar sadece hakimde var. -- Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor... ------------------------------------- http://dava-vatan.blogspot.com/ -- Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor... ------------------------------------- http://dava-vatan.blogspot.com/ -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36979] Bir de keçi gribi salgını eksikti! Posted: 30 Dec 2009 10:33 AM PST Bir de keçi gribi salgını eksikti! Hollanda’ da bu sene 2 binden fazla insanı hasta eden ve bunların 6’ sının da ölümüne yol açan keçi gribinin domuz gribi gibi dünya çapında bir salgına dönüşmesinden endişe ediliyor. Hollanda'da, Tarım ve Sağlık Bakanlıklarının aldıkları kararla hastalığa yakalanan keçilerin itlafına başlandı. Brabant bölgesinde hastalığın tespit edildiği üç çiftlikte bulunan yüzlerce keçi iğneyle öldürüldü. İtlaf işleminin ülkenin diğer bölgelerinde bulunan çiftliklerde de devam ettiği ve kısa zaman içinde yaklaşık 40 bin keçinin aşılanarak öldürülmesinin planlandığı belirtildi. Keçi gribi Hollanda ile sınırlı değil. Komşu ülke Almanya’ da da hastalığın şimdiden 200’ e yakın insana bulaştığı ve bunların 2’ sinini de öldüğü bildiriliyor. Belçika’ da da 2 çiftlikte keçi gribine rastlandı. 350 çiftlikte 1 milyon 200 bin koyun ve 400 bin keçi beslenen Hollanda’ da görülen keçi gribi salgının şimdiye kadar rastlanan en büyük salgın olduğu bildiriliyor. Gebe hayvanlarda daha çok bakteri bulunuyor ve özellikle de bu hayvanların düşük yapması çok sayıda bakterinin çevreye yayılmasına yol açıyor. Hollanda’ lı yetkililer hasta keçilerin katledilmesi yanında sağlam hayvanların korunması için aşılanmalara da yakında başlanacağını söylüyorlar. Hayvan severlerin keçi katliamına karşı çıkmaları büyük bir engel olarak görülüyor. Keçi gribinin domuz gribi gibi tüm dünyaya yayılıp yayılmayacağı önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak. Tarım ve Sağlık bakanlıklarının şimdiden gerekli önlemleri alması gerekiyor.
KEÇİ GRİBİ NEDİR? Halk arasında daha çok keçi gribi olarak tanınan hastalık tıp literatüründe Q ateşi veya Quensland ateşi adıyla bilinir. Hastalığın sebebi başta keçiler olmak üzere koyun ve sığır gibi geviş getiren hayvanlarda bulunan Coxiella burnetti ismindeki bir bakteridir. Bakteri keneler aracılığıyla da hayvandan hayvana taşınabilir. Hastalık ilk kez 60 sene kadar önce Avustralya’ da Quensland’ da tanınmıştır. Coxiella burnetti bakterisi biyolojik bir silah olarak da tanımlanmıştır. Bakteri bulaştığı yüzeylerde iki aya yakın süre canlı kalabildiği belirlenmiştir. Bakteriler en çok hayvanın süt, idrar, dışkı, plasentasında bulunur ve insanlara solunum yoluyla veya çiğ sütün içilmesiyle bulaşır. Bulaşma için tek bir bakterinin alınmasının bile yeterli olduğu kabul edilir. İnsandan insana, kan ve deri yoluyla bulaşma mümkündür, ancak çok ender olarak rastlanır. Hastalığın kuluçka süresi 10-40 gün arasında değişir. Veteriner, tabakhane, süthane, mezbaha çalışanları gibi hayvancılıkla yakın ilişkisi olan mesleklerde daha fazla görülür. Q ateşine, kırsal alanda, özellikle ilkbahar mevsiminde evcil hayvanların doğum zamanlarında daha çok rastlanır. Belirtiler gribe benziyor Hastalık ani olarak, yüksek ateş, titreme, baş ve kas ağrıları, halsizlik gibi grip benzeri bir tablo ile başlar ve birçok hastada zatürree gelişir. Çoğu zaman kuru bir öksürük vardır. İltihaplı veya kanlı balgam ve göğüs ağrısı da olabilir. Hastaların bir kısmında hepatit gelişebilir. Karaciğer ağrılı ve büyüktür, sarılık da görülebilir. Enfeksiyondan aylar sonra, özellikle aort kapaklarını tutan, antibiyotiklere dirençli ve ölümü oranı yüksek olan bir iltihap da gelişebilir. Hastalık genellikle selim seyreder, ama nadiren ölüme de yol açabilir. Tedavi edilmeyen hastalar kendiliklerinden iyi de olabilirler. Karaciğer tutulumu ve kalp zarı iltihabı olan hastaların prognozları kötüdür. Akciğer röntgeninde zatürree bulguları vardır. Karaciğer enzimleri yükselmiş olabilir. Hastalığın teşhisi kanda bakteriye karşı oluşan antikorların ölçülmesiyle konur. Tedavide etkili olan ilaçlar tetrasiklin, kloramfenikol ve kinolon sınıfı antibiyotiklerdir. -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36969] Öyle bir kağıt varsa neden imha edilmeye çalışıldı? Posted: 30 Dec 2009 10:32 AM PST Öyle bir kağıt varsa neden imha edilmeye çalışıldı? Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik yasadışı bir hazırlık içinde oldukları iddiasıyla gözaltına alınan ordu mensupları dün ilk kez yargı önüne çıkarken, üst düzey kaynaklardan alınan bilgiler, soruşturmaya ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıkardı.
Bu ayrıntılar hem soruşturmaya ilişkin hem de gözaltılar ve aramalar sürecinin kriz yönetiminin yürütülüşüne ışık tutar nitelikte.
Bu ayrıntılar şöyle sıralanabilir: * 19 Aralık akşamı polis tarafından Arınç’ın evi etrafında gözaltına alınan iki subayın ve ekiplerinin bir ayı aşkın bir süredir aynı bölgede gözlem yaptıkları öne sürülüyor. Bu iddialar iki teknik çalışmaya dayanıyor. Çalışmalardan birisi, subayların cep telefonlarının Arınç’ın oturduğu semt civarındaki cep telefonu baz istasyonlarıyla bağlantı dökümünden oluşuyor. İkinci çalışma ise, araç şirketinden kiralanan araçların elektronik yer belirleme sistemi (GPS) cihazlarının, araçların semtte aynı hatlar üzerinde devriyeyi andırır şekilde düzenli hareketlerini gösteren dökümleri. Senaryoyu çürütüyor * Bu bilgiler, Genelkurmay tarafından yapılan ‘bilgi sızdıran personelin gözlenmesi’ açıklamasıyla, zaman sınırı konulmadığı için çelişir görünmüyor. Ancak ‘Özel Kuvvet ekipleri o akşam yapılan ihbarla Arınç’ın adresine çekilip, ayrı bir ihbarla polisin basması sağlandı’ senaryosunu çürüten nitelikte.
* İki subayın aynı gece savcılık tarafından (mahkemeye sevk edilmeden) serbest bırakılmış olması, ilk aşamada üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanmamış olmasıyla açıklanıyor. (Bu arada, subaylardan birisinin ajandasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan ve aile üyelerine ait bilgilerin, Ergenekon sanığı Ergün Poyraz’ın kitaplarından not alınmış, güncel istihbarat değeri olmayan bölümler olduğu bilgisi var.) Arama iki nedene dayanıyor * Bu serbest bırakılış ardından subayların görev yaptığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Ankara Bölge Müdürlüğü’ne yönelik başlatılan kapsamlı arama kararının ise iki nedene dayandığı bilgisi var: Birincisi, subayların evlerindeki bilgisayar ve elektronik belleklerdeki bilgilerin Emniyet teknik ekiplerince çözülmesiyle elde edilen bilgiler. Ancak üst düzey kaynaklar, mahkemenin askeri tesisteki gizli bölümde arama kararının alınmasında, subaylardan birisinin makam şoförünün telefon dinleme kayıtlarında ‘Evrak yakmaktan’ söz etmiş olmasını belirleyici bir neden olarak gösteriyorlar.
* Peki, er rütbesiyle şoförlük yapan bir kişi neden dinlemeye alınsın ve ne kadar süredir dinleniyor olabilir? Buna verilen yanıt, 19 Aralık akşamı, gözaltına alınanların STK Ankara Bölge’de çalıştığının ortaya çıkar çıkmaz alınan bir kararla, o birimde çalışan yalnız subay değil, bütün personelin telefonlarının dinlemeye alınmış olması. Şoförün babasıyla yaptığı telefon görüşmesinin, evrak imha etme konusunun ciddiye alınmasına ve hemen harekete geçilmesine neden olduğu bilgisi veriliyor.
* Yaygın kanaatin aksine, hükümet ve Genelkurmay yetkilileri arasında, 19 Aralık akşamından itibaren temas kurulduğu ve defalarca ayrıntılı görüşmeler yapıldığı bildiriliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ arasında bu konuda 24 ve 26 Aralık tarihlerinde yapılan iki görüşmenin bu temasların kamuoyuna yansıyan kısmı olduğu bilgisi var. Buna göre, Erdoğan ve Başbuğ, konunun 28 Aralık’taki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında açılmaması konusunda mutabık kalmışlar. Yani hem hükümet, hem Genelkurmay, Arınç olayında kriz yönetimini şu ana dek büyük soruna yol açmayacak şekilde uyguluyor. Yanıt bekleyen sorular * Ancak bütün bu tablo içinde henüz doyurucu yanıtını bulamamış bir soru var: Üzerinde Arınç’ın adresi yazılı kâğıt subaylardan birinde ne arıyordu ve soruşturma sonucu doğrulanırsa- neden imha edilmeye çalışıldı? Bu soru, şu ana dek soruşturmanın en kilit unsurunu oluşturuyor. Sivil yetkililer, askeri yetkililerin temaslarda bu soruya şu anda açıklama getiremediklerini kabul ettikleri bilgisini veriyor. Zaten soru, Genelkurmay tarafından da yanıtsız bırakılmış ve yazılı açıklamada soruşturma sonunda ortaya çıkacağı söylenmişti. Murat Yetkin / Radikal -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | [anadoluhaber:36960] Temizlenen bilgisayarlarda kritik tespit Posted: 30 Dec 2009 10:29 AM PST Temizlenen bilgisayarlarda kritik tespit Bülent Arınç’a suikast ve takip iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmada 'temizlenen' bilgisayarların 'image'larına el konuldu. İmage almak nedir? Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast ve takip iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmada harddiskleri "temizlenen" bilgisayarların "image"larına el konuldu. Soruşturmayı yürüten Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgin'in talimatıyla gözaltına alınan 5 subay ile iki astsubayın karargahta kullandıkları bilgisayarları incelemeye alındı. Veriler tespit edilecek Özel Yetkili Savcı’nın "bilirkişi" olarak atadığı iki bilim uzmanı polis, Albay Erkan Yılmaz B. ile Binbaşı İbrahim G’nin "imha temizlik programı" kalıntılarına rastlanan harddiskleri üzerinde teknik çalışma başlattı. Harddisklerden silinen veriler kurtarılmaya çalışılıyor. Teknik çalışmaların sonunda Özel Harpiçi Albay Erkan Yılmaz B. ile Binbaşı İbrahim G'nin harddisklerden sildikleri veriler tespit edilecek. Neyi sildikleri belirlenebilir Bilişim uzmanları, "image" incelemesinde "temizlenen" tüm verilere ulaşılmasının mümkün olmayacağına işaret ederek, "Tamamı olmasa bile silinen verilerin bir bölümüne ulaşılabilir" değerlendirmesi yaptı. Özel yazılımlar ile geri çağırılmayacak şekilde "silinen" dosyalar içerisinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir gibi önemli siyasetiler ile üst düzey bürokratlara dönük "fişleme" ile "takip-tarassut" kayıtlarının olduğu öne sürülüyor. Diğer askerler de temizledi mi? Subay Erkan Yılmaz B., binbaşı İbrahim G., Yüzbaşı Osman D., üsteğmen Nuh C. ile iki astsubay başçavuşun kullandığı bilgisayarların "image'ları da alındı. Bu beş askeri personelin bilgisayarlarında da 'temizleme' yapılıp yapılmadığı tespit edilecek. **İmage almak nedir? İmage almak kısaca cd yada dvdnin resmini çekip hdd de saklama işlemi. Kopyala yapıştırdan farkı ise k/y klasör olarak kopyalar, imaj ise bunu tek bir dosya haline getirir sanki rarlanmış gibi daha farklı uygulama. İmaj almanın mantığı? Optik depolamaların (cd dvd vs) çabuk yıprandığı ortamlarda veriyi HDD de DVD olarak saklamak için kullanılır ve CD ile çalışan uygulamalarda her seferinde cd takıp çıkartmak olmaması için bu imaj dosyası bilgisayara okutulur. bugün -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.