Nurullah AYDIN
18 Ocak 2010
ILIMLI İSLAM PROJESİ NEDİR NE DEĞİLDİR
Ilımlı İslam Projesi Soğuk savaş döneminin sonlarında Sovyetler Birliğini güneyden çevrelemek için ABD tarafından düşünülen ve uygulanan bir projedir. Amaç, ABD ile uyumlu İslami gruplarla, Komünizme karşı müşterek hareket.
Papa II. Jean Paul 24 Aralık 1999'da Vatikan'ın; diğer dinler ve özellikle İslam dini ile ilgili düşüncesini; "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı Hıristiyanlaştıralım" diye özetlemiştir.
455 yıl sonra İtalyan olmayan birini neden Papa yaptıkları da bu açıklama neticesinde anlaşılmıştır. Amerikan Başkanı Bush; Papa'nın bu isteğini 11 Eylül saldırısından sonra Afganistan ve Irak işgali için Haçlı Savaşı ismini verdiği katliamlarla yerine getirmiştir. Türkiye için de durum farklı değildir. Türkiye'nin Ilımlı İslam adı altında İsevileştirme programı, hızla devam etmektedir.
Emperyalist Batının radikal İslam'ı yaratması ve ardından radikal İslam'ın Ehlileştirilmesi anlamına gelen Ilımlı İslam'ı bize empoze etmesi stratejik amaç taşır.
Ilımlılık kavramı ilk olarak Komünizm üzerinde denenmiş ve başarılı olmuştur. Gorbaçev ile hayata geçirilen perestroika (yeniden yapılanma) komünizmin ılımlaştırılmasından başka bir şey değildir. Perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) ile komünizm; komünizm olmaktan çıkartılmış ve ardından da Sovyetler dağılma sürecine girmiştir. Ilımlı İslam ile İslam dini de İslam olmaktan çıkartılmaya ve İsevileştirilmeye çalışılmaktadır. Bu
konuda Vatikan; misyonerlerden ve dinler arası diyalogculardan faydalanmaktadır.
Vatikan'ın hedefi; Müslümanları kendi dinlerinden uzaklaştırmak ve sonrasında Hıristiyanlaştırmak değil de; insanların birbirini dini görüşleri ile birlikte kabullenmeleri ve değiştirmeye çalışmamaları anlamına geldiği söylenen dinler arası diyalog olsaydı; dünyanın dört bir yanına ve tabi ki Türkiye'ye binlerce misyoner gönderir miydi? Türkiye'de milyonlarca bedava İncil dağıtılır mıydı? AKP'nin yasa değişikliği ile açılmasını kolaylaştırdığı Kilise Evlerinin sayısı 25 bini geçti.
Katoliklerin ruhani lideri olan ve Üçüncü bin yılda Asya'yı Hıristiyanlaştıralım diyen Papa II. Jean Paul ile el sıkışan, dinler arası diyalog kavramını Türkiye'nin gündemine oturtan, Abant toplantıları ile bunu kurumsallaştıran, kendi ismiyle özdeş hale getirenler;
dinler arası diyalogun İslam'ın gereği olduğunu söylemektedir. Hatta bunu ispatlamak için İslam Peygamberini örnek verme cesaretini dahi göstermektedirler.
Bir ilahiyatçı olan diyalogcu; "Ey örtüsüne bürünen peygamber, kalk akrabalarını inzar et" ayetiyle; Peygamberin; yakınlarından başlayarak, çevresindeki herkesle, müşriklerle, putperestlerle, Yahudi ve Hıristiyanlarla görüştüğünü, panayırlara gittiğini, oraya dışardan gelen insanlara dinini anlattığını ve bunların diyaloga örnek olduğunu söylemiştir.
Türk halkının maneviyatının; Vatikan'ın amacı doğrultusunda sömürülmesi için Peygamberin dünyaya geliş amacı olan İslam dinini tebliğ etmesini dahi, dinler arası diyalog olarak yansıtmaktan çekinmemektedirler.
Diyalogcular amaçlarını; "İnsanların dini farklılıklarını değil; ortak değerlerini öne çıkartma, inandırma, kendine çekme, tebliğ etme olmadan; farklı dinlerden kişilerin birbirine saygı duymasını sağlamak" şeklinde açıklamıştır. Hz. Muhammed ise diyalogcuların savunduğunun aksine; İslam'ı tebliğ etmek ve insanları Müslüman olmaya davet etmek için onlarla görüşmüştü.
Vatikan'ın; hedefine ulaşmak için; karşılıklı hoşgörü ve birbirini olduğu gibi kabul etme amacı taşıdığı söylenen dinler arası diyalogu kullandığını görmemek için kör olmak gerekir. Zaten Allah Kur'an da bunu açıkça belirtmiştir: "Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevk ederler. Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir..
Diyalogcular dinler arası diyalogu haklı çıkartmak için Hz. Muhammed'i ve Kur'an'ı kullanması bana Giordano Bruno'nun bir sözünü hatırlatıyor: Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı kullanır.
Ilımlı İslam projesi ile İslam ülkelerinin denetim ve kontrolünü sağlamaya çalışan ABD, Irak ve Afganistan direnişi ile hayal kırıklığına uğramış görünüyor.
Başta Doğu Avrupa, Orta Asya ve en son İran da, CIA odaklı okulların kapatılması artık İslam ülkelerinde ambalajlı zehirin ne olduğunun anlaşıldığını göstermektedir.
Tabi henüz Türkiye Müslümanları bunun farkında değil. Kısa sürede burada da anlaşılacaktır.
GünüN SözÜ: Tatlı dile aldanma, yılan zehirinden farksızdır.
Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.