ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Re: [anadoluhaber:37838] DİNLERARASI DİYALOG
[anadoluhaber:37831] HE-MAN DAHA GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA DEMEDİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK
[anadoluhaber:37839] Fwd: Doğruların Yanlışlığında Haklılık Meselesi yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI
[anadoluhaber:37833] Bu sayfayý görüntüle "GENEL KURMAY BAŞKANININ İSYANI"
RE: [anadoluhaber:37837] Re: Ülkücü İrade ziya abim süpersin
[anadoluhaber:37834] BAĞ-KUR LU ESNAFIN YAŞAM HAKKI YOK MU? HERŞEYİ AFFEDİYORSUNUZ DA BAĞKUR ESNAFINA NİYE BAKMIYORSUNUZ?
[anadoluhaber:37836] ÇİÇEKLERİN AŞK İÇİN SÖYLEYECEKLERİ VAR...
[anadoluhaber:37832] 12. CUMHURBAŞKANI KİM OLACAK DEMİŞ VE İLGİNÇ BİR YORUM YAPMIŞ
[anadoluhaber:37835] HAMİT AGABEYİ KAYBETTİK.....
[anadoluhaber:37824] DİNLERARASI DİYALOG
[anadoluhaber:37830] Sevgili Sivilay Abla, Erdoğan ile Marx'ın sözleri arasında ne fark var?
[anadoluhaber:37806] Sevgili Sivilay Abla, GATA’ya da türbanla girilebilir mi?
[anadoluhaber:37825] Sevgili Sivilay Abla, Bu iki gözyaşı arasında ne tür farklar vardır?
[anadoluhaber:37817] Sevgili Sivilay Abla, oldukça kibar, nazik, naif bir erkek olduğu gözlenen İlber Ortaylı'nın;
[anadoluhaber:37822] Soru: Sevgili Sivilay Abla, Bekir Coşkun ile İlber Ortaylı arasındaki yedi fark nedir?
[anadoluhaber:37808] Sevgili Sivilay Abla, Peki, İlber Hoca ile Nuray Mert arasındaki yedi fark nedir?
[anadoluhaber:37810] Danıştay Kokmuştur
[anadoluhaber:37807] Yabancı devlet, düşman devlet...
[anadoluhaber:37828] Kılıçdaroğlu komedisi kapalı gişe!
[anadoluhaber:37811] Laik Osmanlı'nın yeni nesil bekçisi: Yeni Genelkurmay
[anadoluhaber:37823] Kendi Vatanımızda üstelik vergilerimizle rezil oluyoruz!
[anadoluhaber:37821] Ahlak bozan dizilere HAYIR!
[anadoluhaber:37819] ETÖ'nün arka bahçesin BARO'dan Danıştay'a destek
[anadoluhaber:37820] Re: Ülkücü İrade
[anadoluhaber:37829] 1 ırmak

Re: [anadoluhaber:37838] DİNLERARASI DİYALOG

Posted: 13 Feb 2010 02:06 AM PST

çok yerinde bir açıkoturum.Dinler arası diyalog İ*slamı içten yıkıcı faaliyetlerin bütünüdür.AMERİKAN ILIMLI İSLAMI'nı yaymanın adıdır.bu bakımdan Aydınlar Ocağının bu tür faaliyetlerini sonuna kdar destekliyoruz..Özellikle aşağıda geçen kelimeleden birisine dikkar çekmekte fayda var.

MÜSLÜMANLAR DEVŞİRİLİYOR.YA DA DEVŞİRİLMEK İSTENİYOR.

saygı ile

12 Şubat 2010 20:03 tarihinde YETKİN TEKELİOĞLU <tekelioglu.yetkin@hotmail.com> yazdı:

Düzenlemiş olduğumuz “DİNLERARASI DİYALOG” açıkoturumuna katılmanızı saygıyla rica ederiz.

Toplantıya Davet
Muhterem Efendim,

Ocağımız son yıllarda tartışılan bir konuyu daha gündeme getirmektedir: Dinlerarası Diyalog.
Vatikan patentli olduğu anlaşılan ve küreselleştirme kapsamında düşünülebilecek olan bu konunun siyasi boyutu ağır basmaktadır. Farklı dinlere mensup ilim adamlarının veya aydınların zaman zaman bir araya gelerek inananların sorunlarını, Dünyamızın değişik meselelerini konuşmalarından ve temaslarından endişe edecek bir şey yoktur. Ancak, amaç burada bu değildir.
Diyalog birbirini kabul etmiş taraflar arasında olabilir. İslâm’ı din olarak görmeyen, yüce Peygamberimizi ve Kur’an-ı Kerim’i kabullenemeyen, dini kimliğimizi reddeden; amacı, Vatikan kaynaklarında belirtildiği gibi “insanlığın yüzünü kiliseye çevirmek” olan bir süreçte Müslümanı üç semavi dinli ve üç peygamberli hale sokarak tanınmaz şekle büründürmek, Müslümana Müslümanlığını tartıştırmaktır.
En son ve en mütekâmil din olan İslâm’ın diğer dinlerden takviyeye de ihtiyacı yoktur. “Biz onlara yaklaşalım ki; onları etkileyelim” şeklinde aşırı iyimser ve gerçekçi olmayan yaklaşım Müslümanın devşirilmesini doğurmaktadır.
İnsanların manevi dünyalarına sığınarak Devlete alternatif siyasi ve ekonomik güç yaratma veya Devlet kurumlarını ele geçirme seferberliği şekline bürünen, Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkarıcı çabalar; her şeyden evvel siyasidir; iç ittifak, işbirliği ve dış destekle sürdürülmektedir.
Düzenlemiş olduğumuz “DİNLERARASI DİYALOG” açıkoturumuna katılmanızı saygıyla rica ederiz.
Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

PROGRAM :

* Açılış :
* Oturum Başkanı ve Değerlendirme :
Prof. Dr. Yümni SEZEN ( Marmara Ün. İlahiyat Fak. Emekli Öğretim Üyesi )
* Konuşmacılar :
Prof. Dr. Mehmet BAYRAKTAR ( Ankara Ün. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi )
Prof. Dr. Nadim MACİT ( Hitit Ün. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi )
Ahmet TEKİN ( İlâhiyatçı, Araştırmacı, Yazar )
* Plaket Takdimi :

TOPLANTI TARİHİ : 27 Şubat 2010, Cumartesi, Saat 14.00
TOPLANTI YERİ : Eminönü Halk Eğitimi Merkezi Salonu ( Eski MTTB )
Babıali Cad. Nu.: 37 Cağaloğlu Meydanı / İSTANBUL

Hotmail: Ücretsiz, güvenilir ve zengin e-posta servisi. Hemen edinin.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

--

---------------------------------------------------------
"HAKİKATİN HATIRI ,DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR"
(HZ ALİ ra.)

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37831] HE-MAN DAHA GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA DEMEDİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK

Posted: 13 Feb 2010 12:12 AM PST

HE-MAN DAHA GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA DEMEDİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK
CANLI

Çocuklara, gençlere sorarım. Siz Heman'i tanıyor musunuz diye. Tanımazlar
adını duyan dahi olmamıştır. Çocuklarımız değişti. Gençlik eski gençlik
değil derler ya işte işin doğrusu da bu. Heman'i tanımadan, öğrenmeden
büyüyen bir gençlik. Diyeceksiniz ki bizim yerel kahramanımız mı da
bilmelerini istiyorsun. O halde sorun yerel kahramanları sorun. Durmayın
gencimizden yaşlısına sorun. Okumuşundan Profesörüne sorun. Hacivat'la
Karagöz'ün kim olduğunu sorun. Kimmiş bu zatlar. Onlara tarihlerini sorun.
İyisi mi sormayın. Sormadan önce gidin ilk önce siz öğrenin. Ya da olmadı
biliyorsanız bana öğretin.

Kötülere karşı dimdik ayakta! He-Man. Gerçek bir kahraman! Gerçek bir
savaşçı! İskeletor'a karşı. Zamanımız koşullarında İskeletor'u temsilen
karşımızda ABD, Fransa, Yunanistan gibi devletler bulunmamaktadır. Zaman
değişmiştir. Bu zaman merkezinde ilim bilim tek güç haline gelmiş ve
batıllık asıl düşman halini almıştır. Yola bizler bir adım atmasak dahi
başkaları o yolu bitirme kararı içerisindedirler. Ve bitireceklerdir.
Diğerlerinin bitirip bitirmemesini de rafa kaldırıp bizlerin ilim bilim
yoluna adım atmamız ve bu doğrultuda yaşamamıza çeki düzen vermemiz
gerekmektedir.

Halen Ülkemizde *GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA* denmemiştir. Bu güne değin kendi
içimizde uzlaşma sağlanamamıştır. Mutabakatın sağlanamamasının asıl
nedenleri hep dış nedenler de aranmış ve bizleri toplumsal kargaşaya
sürükleyen adlarına Toplum Liderleri denilen kişiler de hata aranmamıştır.
Evet, toplum liderleri kadar toplum da hatalarını içerisinde barındıran
bilimden ilimden uzak, duygularının esiri konumunda bulunan kişilerden
oluşmaktadır.

He-Man gerçek bir kahraman olmasına karşın gençlik tarafından bilinmemekte
ve algılanamamaktadır. İskeletor hâkimiyetini ilan etmiştir. En küçük
hanemiz olan köyler de dahi kutuplaşmalar yaşanmakta ve gidilen kahveler
şucu bucu diye ayrılmaktadır. Bunlarla bir yere varmanın yolu
bulunmamaktadır. Anayasadan bahseden zihniyetler esas sorunun kâğıtlarda
yazılı olanlardan değil de beyinler de bulunanlardan kaynaklandığını
görememektedirler. Unutulmamalıdır. Dünya savaşlarında yitirilen nece insan
unutulmamalıdır. Bırakınız bir dünya savaşını Tüm Ülke yeryüzünden silinse
kalanlar yaşamaya didişmeye aynı pervasızlıkla devam edeceklerdir.

Hak hukuk taleplerinde bulunanlar bugün için bulunmakla da yetinmeyip
haykırmaktadırlar. Bunların haykırışlarının görmezden gelinmesi yersiz bir
davranış olarak nitelendirilebilir. Ülke de gerçek kahramanlar
bulunmamaktadır. Varsa da onlar her nasılsa Toplum Lideri vasfı
taşımamaktadır. Çünkü hiçbir kimse göstermelik olmayan bir biçimde kollarını
sıvamamıştır. Yaranmanın, puan kazanmanın peşinde olanlar vardır. Her daim
bu tiplemeler de olacaktır. Önemli olan bu kişiliklere değer
verilmemesindedir. Ama her ne hikmetse bilimsellikten uzak topluluklar
tarafından altından üstün değer verilen bu kesimler de inadına bir şekil de
GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA dememektedirler.

Toplumsal kurtuluşumuzun ilerleyişimin yolu yıllar öncesinde dile getirilmiş
ve bu getiriliş sadece diller de yerini bulmuştur. He-Man gerçek bir
kahramandır. Onu kahraman yapan en önemli nitelik sihirli kelimesinde de
yatmamaktadır. Esas olan yüreğidir. *Sihirli güçleri bulunmasa dahi kendisi
kahraman niteliği taşımaktadır. Bu yüzden sihirli gücün verilmesini, sihirli
kelimelerin söylenmesini beklemeden dahi harekete geçmek muhakkak olmuştur.
*

*
MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI*

[anadoluhaber:37839] Fwd: Doğruların Yanlışlığında Haklılık Meselesi yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 13 Feb 2010 12:04 AM PST

---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: SEVGİ YEŞİLMEN <sevgiyesilmen@gmail.com>
Tarih: 13 Şubat 2010 09:29
Konu: Doğruların Yanlışlığında Haklılık Meselesi yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI
Kime:

DOĞRULARIN YANLIŞLIĞINDA HAKLILIK MESELESİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

Doğru olan ne var ki onda yanlışlık arayasın. Doğrulananlar bulunmakta işte o kadar. Sadece doğru olduğu kabul edilenler. Bu sebeple de haklılık meselesin de ısrarcı olmak, yanlışlığında ötesinde bir boyuta gidilmesine yol açmaktadır.

Yukarda ne güzel de durumu özetleyiverdim. Bazı zamanlar diyorum ki nasıl oluyor da böyle yazabiliyorum. Netlik yok. Anlam bütünlüğü belki bulunmakta ama sadelikten eser yok. Biraz önce kendi kendime dedim ki yazayım bir aşk öyküsü karalayayım. Yüreğim el vermiyor. Benim de kırılgan noktalarım zaman içerisinde kırılmış. İçim dekini dışarıya vurabilmenin hiçbir yolu bulunmamakta.

Toplumda aşklarını yüreklerine gömen, duygu sarmalında çoğu zaman nefes bile almayı başaramayan o kadar çok kişi bulunmaktadır ki. İçimizde esen rüzgârların adı Meteoroloji tarafından henüz tanımlanamamış. Yok sayılıyor. Hâlbuki varlar. O kadar çok sevip de kavuşamayan kişi bulunmaktadır ki. Nasıl tarif ederseniz edin. O seni sevmiyordu. Sana göre biri değildi. Mutlu olamazdınız. Falan filan. Sonu gelmeyen bin bir türlü yaşamak adına uydurulmuş toplumsal zırvalar.

Nedeni bilinmez şekil de beliren iç yalnızlığınızın ne şekil de doldurulacağını kim bilir. Bilen varsa da o bunu başarabilmiş midir? Kelin merhemi olsa kendi keline sürerdi. Neticede görülmemiş örneklerle yaşanan hayat gene görülmeyecek aşk sancılarına tanıklık yapmaktadır. Bir günün diğer bir günden daha ağır geldiği bu adaletsiz kurgu da yaşamaya devam etmek de bizlerin cezası olsa gerek.

Aklın süzgecinden geçmeyi başaramamış duygu şokları aklınızdan çıkmasa gerek. Hiç düşündünüz mü ki geçmemesinin asıl nedenini. Bazılarımız acı çekmek ister. Bazılarımız mutlu olmamak. O kadar çok mutlu olunabilmektedir ki.

Devlet, memleket meselelerini bir kenara bırakıp gönlünün gitmek istediği yere gidebildiğinizi bir düşünsenize. Kaosların kıralı yaşanırdı. Peki, bir derece de olsa alınan tat buna değmez miydi? O olağanüstü mutluluk. Belki bir dereceye kadar! Belki bir kelebeğin ömrü kadar! Belki de yaşamın tüm acımazlığının sonuçları ile birlikte. Ama gene de o cesareti yüreğinde gösteren gerçek pehlivanlar ödülüne kavuşacaktır.

Hep birilerini düşündük. Düşünmeye de devam edeceğiz. Henüz otobanlara çıkıp da otostop çekmeye başlamadık. Zamanla belki oda olacak. Bize ait olanlar yüreğimizle götürebilecek kadar oluncaya dek bu yalan döngüsü devam edecek. Toplumsal ağırlık yerini başıboşluğa hiçbir zaman bırakmayabilecektir. Buna karşın ağırlıkların toplumu bırakacağı günlerin de günümüz koşullarında pek uzakta olmadığını da söylemek yanlış olmayacaktır.

Oku ki anlayasın. Yaz ki anlatasın. Paylaş ki uzlaşasın. Onan ki gönlün aklın önüne geçmesin. İlla ki yazılanlar da bir anlam bütünlüğünün bulunmasını beklemeyin. Bazı zamanlarda da bütünlük içerisinde verilen mesajlar yerine, gönlün konuştuğu anlık anlarında tadını çıkartın. Esaretimizin nedeninin bizlerin elimizde doğuştan bulunan prangalarda olmasında değil de aklımızda olduğunu bir an olsun düşünmeden yaşayalım ki kendi havuzumuzu okyanus sanalım. Okyanuslarda yüzmek dileğiyle!

MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

[anadoluhaber:37833] Bu sayfayý görüntüle "GENEL KURMAY BAŞKANININ İSYANI"

Posted: 12 Feb 2010 10:44 PM PST

http://groups.google.com/group/anadoluhaber/web/genel-kurmay-bakaninin-isyani
bağlantısını tıklayın veya bağlantı çalışmazsa tarayıcınızın adres
çubuğuna yapıştırın.

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

RE: [anadoluhaber:37837] Re: Ülkücü İrade ziya abim süpersin

Posted: 12 Feb 2010 11:43 AM PST

yazıların süper sağol var ol
kendine iyi bak sen bize lazımsın

> Date: Fri, 12 Feb 2010 09:13:56 -0800
> Subject: [anadoluhaber:37820] Re: Ülkücü İrade
> From: tarik.b.ziyad@gmail.com
> To: anadoluhaber@googlegroups.com
>
> SAYIN TÜRKÜCÜ BEY, ORAK ÇEKİÇ VATAN HAİNLERİNİN MASKOTUDUR. ORAK VE
> ÇEKİÇİNİ GİZLEYENLERDEN(MHP) KORKMAK LAZIM BUGÜN.
>
> On 11 Şubat, 21:23, DOGANBEY TÜRKMEN <doganbey.sen...@hotmail.de>
> wrote:
> > SAYIN DOKTOR BEY BEYINSEL FANTAZILERINIZI ZORLARSANIZ SIZZDE O ZAMAN ORAKLI CEKIC BAYRAGI ELINIZDE ANKARA SOKAKLARINI ADIMLAMAZDINIZ DEGILMI........?????
> >
> > DOGANBEY
> >
> > Date: Sat, 6 Feb 2010 13:48:54 +0200
> > Subject: [anadoluhaber:37707] ï¿½lkï¿½cï¿½ ï¿½rade
> > From: tarik.b.zi...@gmail.com
> >
> > Bazï¿½ kavramlar zehirlenmiï¿½tir.
> >
> > Toplumun belleï¿½inde o kavramlar, kï¿½tï¿½ ve kanlï¿½ ï¿½aï¿½rï¿½ï¿½ï¿½mlar yaptï¿½rï¿½r.
> >
> > Biri kalkï¿½p, medyayï¿½ suï¿½layarak ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ irade bu ahlaksï¿½zlï¿½ï¿½ï¿½ asla unutmayacaktï¿½rï¿½ dediï¿½inde bir anda geï¿½miï¿½i hatï¿½rlarsï¿½nï¿½z.
> >
> > Sokaklarda vurulan solcularï¿½, Bahï¿½elievlerï¿½de ï¿½ldï¿½rï¿½len yedi genci, Mehmet Ali Aï¿½caï¿½yï¿½, Susurlukï¿½u, mafyayï¿½ hatï¿½rlarsï¿½nï¿½z.
> >
> > ï¿½Milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradenin eserleridir bunlar.
> >
> > Hele bu ï¿½iradenin unutmayacaï¿½ï¿½nï¿½ sï¿½yleyen parti lideri, bir de ï¿½sabï¿½rlarï¿½nï¿½n bir sonuï¿½ olduï¿½unu da sï¿½ylï¿½yorsa, durup ï¿½ne diyorï¿½ diye bir bakarsï¿½nï¿½z.
> >
> > MHP Genel Baï¿½kanï¿½ Devlet Bahï¿½eli, dï¿½rt medya patronuyla AKPï¿½yi, ï¿½rkï¿½tï¿½cï¿½ hatï¿½ralarï¿½ yeniden zihinlere getirerek tehdit etti.
> >
> > Derin devletle iï¿½birliï¿½i yaparak 1980 darbesinin hazï¿½rlanmasï¿½nda ï¿½ok ï¿½nemli bir rol ï¿½stlenen ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeyi sokaklara dï¿½kmediï¿½i, mafyayï¿½ partisinden uzak tuttuï¿½u, gerï¿½ek bir siyasi parti gibi davrandï¿½ï¿½ï¿½ iï¿½in Devlet Bahï¿½eli daima ï¿½vgï¿½yle ve saygï¿½yla karï¿½ï¿½landï¿½.
> >
> > MHPï¿½nin bugï¿½n izlediï¿½i politikalara karï¿½ï¿½ olanlar bile bir gï¿½n kalkï¿½p da ï¿½geï¿½miï¿½iï¿½ MHPï¿½nin baï¿½ï¿½na kakmadï¿½, kimse bu ucuzluï¿½a dï¿½ï¿½medi, MHP bir siyasi parti gibi davrandï¿½ï¿½ï¿½ iï¿½in herkes de MHPï¿½ye bir siyasi parti olarak davrandï¿½ ve sadece onun politikalarï¿½nï¿½ eleï¿½tirdi.
> >
> > Toplumla ve medyayla bu ï¿½olumluï¿½ iliï¿½kisi sonucunda da MHPï¿½nin oylarï¿½ yï¿½kseldi, ilk seï¿½imlerde ï¿½ana muhalefetï¿½ partisi olma ihtimali gï¿½ï¿½lendi.
> >
> > Bilmiyorum bu ï¿½ihtimalï¿½ mi MHPï¿½nin dengelerini altï¿½st etti.
> >
> > Yoksa ï¿½amil Tayyarï¿½ï¿½n yazdï¿½ï¿½ï¿½ gibi parti iï¿½indeki ï¿½Ergenekoncuï¿½ bir kanadï¿½n muhalefetine fazla dayanamadï¿½ï¿½ï¿½ iï¿½in mi Bahï¿½eli ve MHP yï¿½neticileri birden ï¿½aï¿½ï¿½rtï¿½cï¿½ bir sertliï¿½e savruldular.
> >
> > Osman Durmuï¿½ï¿½un, ï¿½peygamberleï¿½, ï¿½GATAï¿½ya alï¿½nmayan Emine Hanï¿½mï¿½laï¿½ ilgili sï¿½zleri ve tï¿½rbanï¿½ yasaklayan askerleri destekleyen tutumu MHPï¿½ye aï¿½ï¿½r bir siyasi fatura ï¿½ï¿½kardï¿½.
> >
> > Anadoluï¿½nun affedebileceï¿½i, unutabileceï¿½i bir tavï¿½r deï¿½il bu.
> >
> > Eï¿½i ï¿½tï¿½rbanlï¿½ diye Abdullah Gï¿½lï¿½ï¿½n ï¿½ankayaï¿½ya ï¿½ï¿½kmasï¿½na engel olabilmek iï¿½in 27 Nisan muhtï¿½rasï¿½nï¿½ veren orduya en aï¿½ï¿½r darbeyi halk, AKPï¿½ye yï¿½zde 47 oy vererek vurmuï¿½tu.
> >
> > Bï¿½yle giderse buna benzer bir silleyi MHPï¿½nin de yemesi bï¿½yï¿½k bir ihtimal.
> >
> > Durmuï¿½ï¿½un densizliï¿½ini affettirecek bir ï¿½elebilikle aï¿½ï¿½klama yapacaï¿½ï¿½na Bahï¿½eli, ï¿½tehditlerï¿½ yaï¿½dï¿½rdï¿½.
> >
> > ï¿½Peygamberï¿½ ve ï¿½tï¿½rbanï¿½ falsolarï¿½nï¿½n yanï¿½na bir de 12 Eylï¿½lï¿½ï¿½ hatï¿½rlatan ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeï¿½ lafï¿½, ï¿½sabrï¿½mï¿½z biterï¿½ tehdidi eklendi.
> >
> > ï¿½nsan ister istemez merak ediyor.
> >
> > Bir siyasi partinin sabrï¿½ biterse ne olur?
> >
> > Pek bir ï¿½ey olmaz, fazla fazla o partinin yandaï¿½larï¿½ kï¿½zdï¿½klarï¿½ gazeteleri almaz, sevmedikleri kanallarï¿½ seyretmez.
> >
> > Ama ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeninï¿½ sabrï¿½ taï¿½arsa daha fazla ï¿½eyler olabileceï¿½ini biz geï¿½miï¿½ten biliyoruz.
> >
> > Biz o ï¿½iradeninï¿½ iï¿½inde silah, ï¿½lï¿½m, kan, cinayet gï¿½rdï¿½k.
> >
> > Bahï¿½eliï¿½nin sï¿½zleri, kendi partisinin iï¿½inde o gï¿½nleri ï¿½zleyenlere de bir yeï¿½il ï¿½ï¿½ï¿½k yakma tehlikesini taï¿½ï¿½yor elbet.
> >
> > Tabii, ï¿½unu da unutmamalï¿½lar.
> >
> > 12 Eylï¿½lï¿½den ï¿½nce iï¿½lenen cinayetler ï¿½derin devletinï¿½ himayesindeydi.
> >
> > Katiller de, onlarï¿½ kï¿½ï¿½kï¿½rtanlar da yakalanmï¿½yordu.
> >
> > Eï¿½er bugï¿½n ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeï¿½ eskiye tevessï¿½l ederse bu kez bambaï¿½ka bir gerï¿½ekle karï¿½ï¿½laï¿½ï¿½rlar, bir iki kiï¿½i sokaklarda ï¿½lï¿½r belki ama ï¿½ldï¿½renler de, onlarï¿½ kï¿½ï¿½kï¿½rtanlar da, makamlarï¿½, unvanlarï¿½ ne olursa olsun bir daha gï¿½n yï¿½zï¿½ gï¿½rmemek ï¿½zere zindanï¿½ boylarlar.
> >
> > Ergenekonï¿½u, cuntalarï¿½, darbecileri temizlemeye uï¿½raï¿½an bir ï¿½lke, ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeninï¿½ eski usul sertliï¿½ine hiï¿½bir ï¿½ekilde hoï¿½gï¿½rï¿½ gï¿½stermez.
> >
> > Baï¿½bakan Erdoï¿½an, bu tavrï¿½n ï¿½faï¿½istï¿½eï¿½ olduï¿½unu hemen ï¿½ï¿½kï¿½p sï¿½yledi.
> >
> > Devlet Bahï¿½eli gerï¿½ekten de, ï¿½faï¿½ist, tehditkï¿½rï¿½ bir ï¿½slupla ï¿½peygamberï¿½ ve ï¿½tï¿½rbanï¿½ konusunda densizce konuï¿½arak seï¿½im kazanabileceï¿½ini mi sanï¿½yor?
> >
> > Bu ï¿½iddet ï¿½aï¿½rï¿½ï¿½tï¿½ran tavrï¿½n sonucunda gerï¿½ekten sokaklar hareketlenir de silahlar patlarsa, bunun bedeli sadece seï¿½im kaybetmek olmaz, mahkemeler ve cezalar da olur.
> >
> > Bu ï¿½lke, MHPï¿½ye bir darbenin yolunu kanla aï¿½ma izni vermez.
> >
> > Bence Bahï¿½eli ï¿½slubunu, tehditlerini, saldï¿½rï¿½larï¿½nï¿½ bir daha dï¿½ï¿½ï¿½nsï¿½n.
> >
> > ï¿½Sabï¿½rdanï¿½ sï¿½z ettiï¿½inde, ï¿½sabrï¿½n biterse ne yapacaksï¿½nï¿½ diye sorarlar adama.
> >
> > Ne cevap verecek Bahï¿½eli?
> >
> > Tehlikeli ve kanlï¿½ sular bunlar, 12 Eylï¿½lï¿½de o sularda MHP gemisi karaya oturdu, kendisi de ï¿½ok kurban verdi, Bahï¿½eli yeniden aynï¿½ kayalï¿½klara bindirmeye mi hevesleniyor?
> >
> > Bahï¿½eli, cinayeti deï¿½il de siyaseti hatï¿½rlatan sï¿½zlerle konuï¿½ursa, hem milliyetï¿½i genï¿½leri, hem kendi geleceï¿½ini, hem de partisini kurtarï¿½r.
> >
> > Osman Durmuï¿½ densizlik edecek, Bahï¿½eli ï¿½fkelenecek diye kimse bir daha ï¿½lkeyi tehlikeye atmaz.
> >
> > Bahï¿½eliï¿½nin yeniden o soï¿½ukkanlï¿½ ve sokaklardan uzak kimliï¿½ine dï¿½nmesinde yarar var, geï¿½miï¿½i hatï¿½rlatan tehditlerin kimseye yararï¿½ yok.
> >
> > Ama zararï¿½ tahminlerden fazla olur.
> >
> > A. Altan
> > --
> > Dr. Tarï¿½k Ziya
> >
> > Toplumsal Onarï¿½m ve Siyasal Rehabilitasyon
> >
> > Ana Bilim Dalï¿½ Baï¿½kanï¿½ Yardï¿½mcï¿½sï¿½
> >
> > Sivil Hastalï¿½klarï¿½ Mï¿½tehassï¿½sï¿½
> >
> > --
> > Bu grubun hiï¿½ bir siyasi oluï¿½um, parti, vakï¿½f, ï¿½rgï¿½t, dernek veya benzeri yapï¿½lanmalarla alakasï¿½ yoktur.Aynï¿½ zamanda onlara uzaklï¿½ï¿½ï¿½ veya yakï¿½nlï¿½ï¿½ï¿½da bulunmamaktadï¿½r. Mï¿½slï¿½man Anadolu ï¿½nsanï¿½nï¿½n Tarafï¿½nda yer alan Gerï¿½ek Vatanseverliï¿½i ilke edinmiï¿½, Anti Emperyalist HABER Bï¿½LGï¿½ PAYLAï¿½IM STANDIDIR.."
> > Grupta yayï¿½nlanan yorum ve yazï¿½lardan yazarlarï¿½ sorumludur.Ayrï¿½ca harici linklerden de Anadolu Haber Gï¿½nlï¿½ï¿½ï¿½ Mesul deï¿½ildir...
> >
> > Grup Yï¿½neticileri Mail Adresleri Aï¿½aï¿½ï¿½dadï¿½r
> > kurtulusyol...@gmail.com
> > bahadirser...@gmail.com
> > forevermi...@gmail.com
> >
> > Bu gruba posta gï¿½ndermek iï¿½in, mail atï¿½n: anadoluhaber@googlegroups.com
> > Bu gruba ï¿½yeliï¿½inizi sonlandï¿½rmak iï¿½in ï¿½u adrese e-posta gï¿½nderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
> > Daha fazla seï¿½enek iï¿½in,http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
> > adresinde bu grubu ziyaret edin
> > _________________________________________________________________
> > Hotmail: Vertrauenswï¿½rdige E-Mails dank leistungsstarkem SPAM-Schutz.https://signup.live.com/signup.aspx?id=60969
>
> --
> Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
> Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
>
> Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
> kurtulusyolu99@gmail.com
> bahadirserhad@gmail.com
> forevermirza@gmail.com
>
> Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
> Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
> Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
> adresinde bu grubu ziyaret edin

Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

[anadoluhaber:37834] BAĞ-KUR LU ESNAFIN YAŞAM HAKKI YOK MU? HERŞEYİ AFFEDİYORSUNUZ DA BAĞKUR ESNAFINA NİYE BAKMIYORSUNUZ?

Posted: 12 Feb 2010 11:42 AM PST

İŞTE BAĞ KURLU İÇİN ÖNEMLİ BİR SESLENİŞ

http://haberanaliz.net/detay.asp?hid=57307

[anadoluhaber:37836] ÇİÇEKLERİN AŞK İÇİN SÖYLEYECEKLERİ VAR...

Posted: 12 Feb 2010 11:39 AM PST

BAKIN NELER SÖYLÜYORLAR

http://haberanaliz.net/detay.asp?hid=58888

[anadoluhaber:37832] 12. CUMHURBAŞKANI KİM OLACAK DEMİŞ VE İLGİNÇ BİR YORUM YAPMIŞ

Posted: 12 Feb 2010 11:38 AM PST

TEVFİK DİKER YAZIYOR

http://haberanaliz.net/detay.asp?hid=58890

[anadoluhaber:37835] HAMİT AGABEYİ KAYBETTİK.....

Posted: 12 Feb 2010 11:36 AM PST

İYİLİK TİMSALİ BİR GAZETECİ AGABEYİMİZİ KAYBETTİK

http://haberanaliz.net/detay.asp?hid=58905

[anadoluhaber:37824] DİNLERARASI DİYALOG

Posted: 12 Feb 2010 10:03 AM PST

Düzenlemiş olduğumuz “DİNLERARASI DİYALOG” açıkoturumuna katılmanızı saygıyla rica ederiz.

Toplantıya Davet
Muhterem Efendim,

Ocağımız son yıllarda tartışılan bir konuyu daha gündeme getirmektedir: Dinlerarası Diyalog.
Vatikan patentli olduğu anlaşılan ve küreselleştirme kapsamında düşünülebilecek olan bu konunun siyasi boyutu ağır basmaktadır. Farklı dinlere mensup ilim adamlarının veya aydınların zaman zaman bir araya gelerek inananların sorunlarını, Dünyamızın değişik meselelerini konuşmalarından ve temaslarından endişe edecek bir şey yoktur. Ancak, amaç burada bu değildir.
Diyalog birbirini kabul etmiş taraflar arasında olabilir. İslâm’ı din olarak görmeyen, yüce Peygamberimizi ve Kur’an-ı Kerim’i kabullenemeyen, dini kimliğimizi reddeden; amacı, Vatikan kaynaklarında belirtildiği gibi “insanlığın yüzünü kiliseye çevirmek” olan bir süreçte Müslümanı üç semavi dinli ve üç peygamberli hale sokarak tanınmaz şekle büründürmek, Müslümana Müslümanlığını tartıştırmaktır.
En son ve en mütekâmil din olan İslâm’ın diğer dinlerden takviyeye de ihtiyacı yoktur. “Biz onlara yaklaşalım ki; onları etkileyelim” şeklinde aşırı iyimser ve gerçekçi olmayan yaklaşım Müslümanın devşirilmesini doğurmaktadır.
İnsanların manevi dünyalarına sığınarak Devlete alternatif siyasi ve ekonomik güç yaratma veya Devlet kurumlarını ele geçirme seferberliği şekline bürünen, Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkarıcı çabalar; her şeyden evvel siyasidir; iç ittifak, işbirliği ve dış destekle sürdürülmektedir.
Düzenlemiş olduğumuz “DİNLERARASI DİYALOG” açıkoturumuna katılmanızı saygıyla rica ederiz.
Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

PROGRAM :

* Açılış :
* Oturum Başkanı ve Değerlendirme :
Prof. Dr. Yümni SEZEN ( Marmara Ün. İlahiyat Fak. Emekli Öğretim Üyesi )
* Konuşmacılar :
Prof. Dr. Mehmet BAYRAKTAR ( Ankara Ün. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi )
Prof. Dr. Nadim MACİT ( Hitit Ün. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi )
Ahmet TEKİN ( İlâhiyatçı, Araştırmacı, Yazar )
* Plaket Takdimi :

TOPLANTI TARİHİ : 27 Şubat 2010, Cumartesi, Saat 14.00
TOPLANTI YERİ : Eminönü Halk Eğitimi Merkezi Salonu ( Eski MTTB )
Babıali Cad. Nu.: 37 Cağaloğlu Meydanı / İSTANBUL

Hotmail: Ücretsiz, güvenilir ve zengin e-posta servisi. Hemen edinin.

[anadoluhaber:37830] Sevgili Sivilay Abla, Erdoğan ile Marx'ın sözleri arasında ne fark var?

Posted: 12 Feb 2010 09:41 AM PST

Soru: Sevgili Sivilay Abla, sayısını hatırlamadığımız kadar AVM açılışına katılan Başbakan, sonuncusunun açılışında AVM’lerin yok ettiği bakkallara “Bütün bakkallar birleşin” dedi. Bundan yüz küsur yıl önce Marx “Bütün işçiler birleşin” demişti. Erdoğan ile Marx’ın sözleri arasında ne fark var? (Nurullah)

Cevap: Sevgili Nurullah, Marx zulme karşı mücadelede birleşin demiş, bizim başbakan ise tamah etme ne olur birleş senin de AVM’n olur diyor. Tabii; Marx bunu söylediğinde yirmili yaşlarındaydı, Erdoğan ise ellilerinde.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37806] Sevgili Sivilay Abla, GATA’ya da türbanla girilebilir mi?

Posted: 12 Feb 2010 09:40 AM PST

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Antalya Belediye Başkanı “Camiye ayakkabı ile girilemiyor, o halde GATA’ya da türbanla girilemez” önermesini dile getirmiş. Bu önermeyi destekleyen kaç önerme mevcuttur? (Halil)

Cevap: Sevgili Halil, çok sayıda önerme üretebiliriz. Mesela; Camiye ayakkabı yasağı getiren Tanrı’dır o halde GATA Başhekimi de tanrıdır. Camiye kirli çorapla girilmez, o halde GATA’ya da kirli saçla girilmez. Camiye başörtülü girilmesi zorunludur, o halde GATA’ya da ayakkabı ile girilmesi zorunludur.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37825] Sevgili Sivilay Abla, Bu iki gözyaşı arasında ne tür farklar vardır?

Posted: 12 Feb 2010 09:40 AM PST

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın karısı Emine Erdoğan, GATA’ya türbanlı olarak giremeyeceği söylenince ağlamış. Bu durum hem Erdoğan’ı hem de Emine Hanım’ı haklı olarak çok üzmüş. Emine Hanım, Siirt’ten İstanbul’a geldiğinde başı açıkken türban takması için abisinin baskı uyguladığını, bu durum karşısında da günlerce ağladığını söylemişti. Bu iki gözyaşı arasında ne tür farklar vardır? (Murat)

Cevap: Sevgili Murat, bu iki olayda da gözyaşı aynıdır, saftır, temizdir, sadece birinci durumda zulmü yapan ‘abi’, ikinci durumda ‘baba’dır. Biliyorsun, Devlet, babadır.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37817] Sevgili Sivilay Abla, oldukça kibar, nazik, naif bir erkek olduğu gözlenen İlber Ortaylı'nın;

Posted: 12 Feb 2010 09:38 AM PST

Soru: Sevgili Sivilay Abla, oldukça kibar, nazik, naif bir erkek olduğu gözlenen İlber Ortaylı’nın; tabiri caizse kodu mu oturtan, otoriter erkek egemen kültüre yaptığı güzellemeleri, sivil hastalıklar ana bilim dalı uzmanları olarak nasıl tanımlıyorsunuz? (İzel)

Cevap: Sevgili İzel, Topkapı sendromu diyoruz. Yeni koydum.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37822] Soru: Sevgili Sivilay Abla, Bekir Coşkun ile İlber Ortaylı arasındaki yedi fark nedir?

Posted: 12 Feb 2010 09:25 AM PST

Soru: Sevgili Sivilay Abla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde İlber Ortaylı’nın konuşmasını dinledim. İlber Hoca “Bu ülkede oligarşi olduğunu söyleyenler var. Bazen keşke olsa diyorum. Yirmi yılda bir, alttaki görgüsüz tabaka üste çıkıyor” şeklinde laflar etti. Bu durumda İlber Hoca’nın görgüsüz dediği kitleye bidon kafalı diyen Bekir Coşkun ile İlber Ortaylı arasındaki yedi fark nedir? (Hamit)

Cevap: Sevgili Hamit, bildiğim kadarıyla İlber Hoca yedi dil biliyor. Bekir Coşkun hiç dil bilmiyor. Yedi fark bu olsa gerek. Haa! unutmadan, yukarda Allah var, İlber Hoca’nın tarih bilgisi de Bekir Coşkun’dan iyidir.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37808] Sevgili Sivilay Abla, Peki, İlber Hoca ile Nuray Mert arasındaki yedi fark nedir?

Posted: 12 Feb 2010 09:25 AM PST

2. Soru: Peki, İlber Hoca ile Nuray Mert arasındaki yedi fark nedir?

Cevap: Yedi fark yoktur, beş fark vardır. Nuray Mert’in sivri oklarına maruz kalan taraftan yedi yazar ‘acımadı ki, tatlı bir elektrik çarpması gibi’ diyen yazılar kaleme aldılar. İlber Hoca için ise böyle sadece iki yazı gördüm.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37810] Danıştay Kokmuştur

Posted: 12 Feb 2010 09:24 AM PST

Cemal Nar
cemalnar@gmail.com

2010-02-12

Danıştay Kokmuştur

Hani derler ya, “her şeyi kokmaktan tuz kurtarır. Ya tuz kokmuşsa?”

Evet, bence bu sistem iyice kokmuştur. Danıştay ise dünden kokmuştur.

Halk şaşkın, halk hayrette, halk öfkeli.

Ya öğrenciler?

Ya veliler?

Bu son karar, hak, hukuk ve adalet ölçekli, hukukun üstünlüğü ilkesi temelli değil.

Sanki garez var meslek okullarına. Daha doğrusu İmam Hatiplere. Onlar olmasaydı böyle olmayacaktı, bunu herkes biliyor.

Bunu Danıştay da biliyor. Sorun da orda zaten. Danıştay İmam Hatip Liselerini “tevdid-i tedrisat kanununa” aykırı görüyor.

Bu ne demek?

Onlara göre daha baştan bu okulları açmak bir suçtur. İmam Hatip Liselerini olmaması gereken bir hukuk dışılık görüyor Danıştay. Bunu daha önce söz konusu etmişti açık seçik. Onlar bu zulmü görev aşkı içinde yapıyorlar yani. Bizim zulüm dediğimize onlar fazilet diye bakıyorlar.

Anlayacağınız millet ile Danıştay arasında temel inanç ayrılığı var. Birisinin ak dediğine diğeri kara diyor.

Bir ülkede kimin sözü geçer? Milletin mi, yargının mı?

O ülkede demokrasi var ise halkın. Dikta var ise dikta sahiplerinin.

Sorun demokrasi sorunu yani. Ya da başına buyruk, halktan kopuk yargı sorunu.

İstanbul barosu için “Darbeci Baro” diye pankart açılmıştı. Doğrusu sıfatlarını hak ediyorlar. Aferin onlara da. (!)

Nihayet yargının bir parçasıdır onlar da. Kokmuşlukları normal değil mi?

Yargının hepsi böyle olmayabilir. Ama sözü geçenler öyle işte.

Bu sorundur ve derhal çözülmelidir.

Peki kim çözecek?

Bu sorunu elbette siyaset çözecek.

Fakat siyaset de vesayet altındaysa ne olacak?

Bir ülke düşünün, yasa yapılırken halkının dini, örfü, yaşama biçimi hiç söz konusu değil. Tarihi hukuk tecrübesine asla bakılmaz. Kanunları kendi milleti hariç her yerden kopyalama yapılarak oluşur. Olacağı da budur sonuçta.

Bir Alaman hukuku var. Bir Fransız, İtalyan, İngiliz, Amerika hukuku var. Ama bir Türk hukuku yok. Türk hukuku denilen hukuk batıdan kopya, taklit. Elden alma yani. Özünde kendi milleti yok.

Sorun burada. Yasalar milli bünyeye uymuyor. Yasalar halka ters düşüyor. Burada mağdur olan millettir. Biz hep bunun acısını yaşıyoruz.

İşin acı yanı şu, yargı diyor ki, “yürütme veya yasama, yani millet iradesi yasaları beğenmiyorsa değiştirsin. Biz önümüze konan yasaya bağlı kalmak zorundayız”

Millet, “hadi değiştir” diye yasamaya bakıyor. O da değiştiriyor, ama yargı iptal ediyor. Ya da “devrim yasalarına ters” diye baştan tehdit ile yapılamaz hale getiriliyor.

Bu bir kısır döngüdür.

Sonuçta sözü geçen, hakim olan, üstün çıkan yine dikta, yine demokrasi yokluğu, yine halkın adam yerine konmaması, yine jakobenlik…

Bu millete gün yüzü görmek haram mı yahu? Nedir bu milletin çektiği bu elitlerden? Kendi evlatları zulmediyor bu zavallı millete. Bunun izahı olabilir mi?

Ne yapmalı?

İki şey. Öncelikli olan, YÖK az oynama ile aynı yasayı tekrar yapmalı. Danıştay da önüne koyan olursa tekrar iptal etmeli.

Ta ikincisi olana kadar. O da sivil, halktan yana bir Anayasa yapılması.ve herkese haddini, hududunu bildirmesi. Keyfiliği önlemesi.

Hiç olmazsa bu seçimler bunun için olmalı. Seçimler yeni bir anayasa için yapılmalı. Hatta bugünden bu istek ilan edilerek seçime gidilmeli.

İşin en kötüsü zulme alışmaktır, haksızlığı kanıksamaktır, zorbalığa aldırmamaktır.

Şimdi olan budur galiba…

www.cemalnar.com

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37807] Yabancı devlet, düşman devlet...

Posted: 12 Feb 2010 09:22 AM PST

D.Mehmet Doğan - Vakit

2010-02-12

Yabancı devlet, düşman devlet...

O bir prototip...
Zaman zaman sol gösterip sağ vursa da öyle!
Bosna’ya gider, Sırp tecavüzüne uğramış Boşnak kadınlarına eşarp dağıtır...
Bazen camide gözükür! Yaşar Nuri’nin müslümanlığını dişine göre bulur, partisine alır. Çarşaflı hanımlara rozet takar! vs. vs.
Halkın kendini hür, bu ülkenin vatandaşı hissetmesine yol açacak bütün gelişmelere karşı çıkar.
Meclis’in yasama yetkisinin halkın lehine kullanılmasını Anayasa Mahkemesi’ni devreye sokarak engeller.
Türkiye’nin yönetim sistemi ile ilgili, iktisadiyatı ile alâkalı, sosyal hayatına müteallik, kültürüne dair hiç bir planı, programı, projesi, hatta tasavvuru yoktur.
Hep dışarıdan bir ışık almak, bilhassa Avrupa ve Amerika’nın islâmofobisinden yararlanmak için debelenir durur.
Son olarak Başbakanın eşi üzerinden bir islâmofobi atağı yaptı.
Ufacık bir teyid kokusu dahi olsa idi, aslanlaşacaktı.
Güya Fransız cumhurbaşkanı, Türkiye başbakanına ziyareti öncesinde “örtülü hanımını getirme” diye mesaj göndermiş!
Hayır, Fransız hariciyesi bunu ima etmiş!
Sanki Fransa cumhurbaşkanı Baykal zihniyetli biri! Bu hamakat açılımı o anda çifte yalanlamaya maruz kaldı.
Başbakanlık şiddetle reddetti! Fransa aynı şeyi yaptı.
Türkiye’nin o zamanki Paris büyük elçisi yalanladı!
Evet! Türkiye Batı ile eşit ilişkiler kurabilir; kuruyor zaten.
Fakat batıcılarla, Batı adına racon kesenlerle, tahakküm edenlerle aynı şeyi yapamıyor.
Onlar Batı adına Türkiye’yi yönetme imtiyazlarının ayaklarının altından kaydığını gördükçe çılgına dönüyorlar.
Seslerini yükseltiyorlar, yalan yanlış bilgiler yayıyorlar, hukuku sürekli hukuk dışına zorluyorlar.
Türkiye’nin Başbakanı İmam Hatip Lisesi mezunu!
Öyleyse imam hatipler kapatılmalı! Kapatılmazsa, önü kesilmeli! İmam hatiplerin başka hiç bir suçu olmasa da bir başbakan çıkarmaları yeter!
Türkiye’yi yönetenler Avrupa devletleriyle, yabancı devletlerle eşit ilişkiler kuruyorlar, fakat Türkiye’nin Avrupa mukallidi “halk düşmanı devleti” ile bir türlü imtizaç edemiyorlar.
Onlar avrupalı, bunlar avrupacı!
Avrupa uzun süre, Türkiye’yi kendi adına yönetmek iddiasında olanların ardında durdu. Her şeye rağmen durdu. Fakat bunların yönetme ehliyetlerinin olmadığını, meşruiyetlerinin gerçek temellere istinad etmediğini apaçık gördü.
Baykal, Türkiye’nin halka düşman devletinin yazılı meşruiyet mücadelesini yapıyor, bu yazılı meşruiyet, gerçek meşruiyet zemininden yoksun!
Türkiye’de meşruiyet ekseni 20. Yüzyılda din dışı veya dini dışlayan bir alanda kurulmaya çalışıldı. Bu kâğıt üzerinde bir meşruiyettir. Halk 1950’den beri gerçek bir meşruiyet zemininde devleti tanımlamaya çalışıyor. Kâğıt üzerindeki meşruiyet çöp sepetine atılmak zorunda. Türkiye neyse o, halk neyse o. Bin yıllık zeminin üzerinde gecekondu meşruiyet buraya kadar!
Baykalgillerin sonu geldi!
Yırtınması, tepinmesi, debelenmesi, mezbuhane gayreti bundan!

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37828] Kılıçdaroğlu komedisi kapalı gişe!

Posted: 12 Feb 2010 09:21 AM PST

Bu nasıl komedi?

CHP’nin ağır topu Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde Ankara Altındağ’daki sözde bir “fakir evine” ziyarette bulunmuştu. Oysa o ev, CHP Milletvekili Zekeriya Akıncı’nın yakın akrabasına aitti. Ziyaret akraba ziyaretiydi. Pastası, böreği, tatlısıyla, hazırlığı tam manasıyla yapılmış bir ziyaret... İşte o evi dün Vakit de ziyaret etti...

HASAN MUTLU'NUN HABERİ...

Her seçimden önce sözde açılım hamlesine girişen, seçimlerden sonra ise, “yasakçılık” ve “darbe kışkırtıcılığına” devam eden CHP’nin ağır topu Kemal Kılıçdaroğlu, son olarak gündeme “Varoşları ihmal ediyoruz, yoksul kesimlerden kopuyoruz” eleştirileriyle gelmiş ve “artık değiştiklerini” göstermek için Ankara Altındağ’daki bir eve ziyarette bulunmuştu.

O evi dün biz de ziyaret ettik.

Orhan Kemal Caddesi’ndeki evin çevresinde Kemal Kılıçdaroğlu ziyaretinin etkisi devam ediyordu. Çevre esnafı; “Seçimlerden önce ilgilenirler, onda da akraba ziyaretinde bulunurlar” diyerek, meselenin farklı bir boyutuna işaret ediyordu.

İPEK HANIM, YAKIN AKRABA!..
Bizi karşılayan ev sahibesi İpek Alpsoy; “Eşim şu anda evde yok, buyurun” dedi. Bunun üzerine kendisine; “Hayır teşekkür ederiz, girmeyeceğiz. Sadece, CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı’nın yakın akrabası oluşunuzla ilgileniyoruz” dedik. İpek Alpsoy, CHP milletvekilinin akrabaları olduklarını, kendisiyle sürekli olarak görüştüklerini, Akıncı’nın bölgede ilçe başkanlığı yaptığını, belediye başkan adayı olduğunu ama kazanamadığını söyledi ve akrabalık meselesi üzerinde fazla durmamamızı istedi.

NEYİ DEĞİŞTİRİR Kİ!..
Daha sonra, Akıncı ile görüştük. “Fakirlere yakın durduğunuzu göstermek için yüzbinlerce kişinin yaşadığı bölgede bula bula akrabanızı bulmanız, mizah dergilerine kapak olacak bir hadise, öyle değil mi?” şeklindeki sözlerimiz üzerine; “Akrabam olması neyi değiştirir ki, bizim akrabalarımız demek ki oralarda da oturabiliyor. Siz beni tanımıyorsunuz, ben oraları çok iyi bilirim” karşılığını veren Akıncı’ya “Başka vekillerin de akrabaları ziyaret edilecek mi?” sorusunu yönelttik. Akıncı; bu konu hakkında daha fazla açıklamada bulunmak istemediğini belirtti.

GÖKÇEK: İSTİSMAR ORTAYA ÇIKTI
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de, konu hakkında Vakit’e değerlendirmede bulunurken, “Samimi olmayınca, böyle tiyatroya dönüyor işler. Daha önceki açılımları gibi burada da, maalesef sıkıntıya düştüler. Pasta, börek, ziyafet… Akraba ziyareti mi yapıyorsun vatandaşın, derdini mi dinliyorsun. Göstermelik iş böyle olur. Samimiyetsizlik, böyle istismarcıyı vurur. Böyle bir komedi herhalde çok az görülmüştür. Bunları nasıl düşünemediklerini soran arkadaşlara diyorum ki; her şey yürekte biter. Siz, vatandaşın derdi ile dertleniyorsanız rol yapmanız, numara yapmanız, önceden ayarlamanız gibi bir durum zaten sözkonusu olmaz. Gider ve gereğini yaparsınız. Siz, o vatandaşların bir parçası olarak zaten o sıkıntıyı hissedersiniz. AK Parti iktidarını zor durumdakilere yardım ediyor diye suçlayan anlayışın maskesi bir kez daha düşmüştür. Kendileri açısından üzgünüm” dedi.

VAKİT O EVE GİTTİ
Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven, Kılıçdaroğlu komedisini ortaya koyan olayı, yerinde tespit etti. İpek hanım, CHP Milletvekilinin yakın akrabası. Ziyaret de varoş ziyareti değil, akraba ziyareti!..

VAKİT

2010-02-12 09:40:36

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37811] Laik Osmanlı'nın yeni nesil bekçisi: Yeni Genelkurmay

Posted: 12 Feb 2010 09:20 AM PST

İlker Başbuğ'a ŞOK benzetme!

Ergenekon'un tutuksuz yargılanan sanıklarından Halil Behiç Gürcihan, 'açık istihbarat' isimli internet sitesinde yayınlanan yazısında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili şok bir benzetme yaptı. İşte, 'Laik Osmanlı'nın yeni nesil bekçisi: Yeni Genelkurmay' başlıklı o sakandal yazı:

Ergenekon'un tutuksuz yargılanan sanıklarından Halil Behiç Gürcihan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u, kartel televizyonlarından birinde yayınlanan "Yaprak Dökümü" isimli dizide, bütün kızları gayrımeşru ilişkiye bulaşan babayı oynayan Halil Ergün'e benzetti. İşte o şok yazı:

"Laik Osmanlı"'nın Yeni Bekçisi : Yeni Genelkurmay

Röportajı okuduğumda gözüm Pelin Batu'yu aradı.

Murat Bardakçı'nın tarih programında "şamar kızı"na çevrilen,

Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu tarafından doğru düzgün bir cümle kurmasına bile izin verilmeyen ,

bu davranışa tahammül edip, arasıra bu kadar aşağılanmaya celallenince de "yeter artık" diye cılız serzenişlerde bulunan ama hemen sonrasında koltuğundan olmamak için o kadar aşağılanmayı sineye çekip, hiç bir şey olmamış gibi programa devam eden karakter Pelin Batu.

Sözünü ettiğim röportaj, Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı'nın; Genelkurmay'da Orgeneral İlker Başbuğ ve ikinci başkan Aslan Güner ile yaptıkları röportaj.

Bu röportaj; Genelkurmay'ın bir kaç hafta önce yaptığı ve gündemin hay huyu arasında güme giden Kazım Karabekir açılımı ile birlikte okunduğunda daha da bir anlam kazanıyor.

Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal'in yanında yeralan fakat Cumhuriyet projesine, en azından Mustafa Kemal'in kafasındaki hali ile karşı çıkan Kazım Karabekir, yakın tarihimizin en özenle perdelenmiş karakterlerinden. Rus generallerin bile yer verildiği Taksim'deki Cumhuriyet anıtında Atatürk'ün yanında yer verilmeyen bir general kendisi. (Atatürk'ün yanında sadece İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak'ın heykelleri var)

Aynı tarih sahnesinde hem Mustafa Kemal'i , hem Kazım Karabekir'i eşit şekilde konuşlandırabilmeniz mümkün değil. Kazım Karabekir defterini bütün gerçekliği ile açmak ; kendini "Atatürkçü" ilan eden bir yapı için bir çok riskler içeriyor.

Ve Genelkurmay; açılım çağına uyarak, ürkekce de olsa bu defteri açtı geçenlerde. Fakat bu açılım, Başbuğ'un mutad hale gelmiş "asimetrik psikolojik saldırı altındayız" serzenişlerinden birine kurban gitti.

Genelkurmay'ın Kazım Karabekir açılımından bir kaç hafta sonra Haber Türk'e özel verdiği röportajda İlker Başbuğ yine gramer gücü ile Türk Ordusu'nun namusunu korumaya çalışıyor.

"Yeter yahu" demiş Fatih Altaylı'ya. Askerinin onurunu korumaktan sözetmiş. "Suikast diyorlardı, iddianamede yok, nerede?" diye serzenişlerde bulunmuş.

İlker Bey kusura bakmasın ama bu çıkışlar Halil Ergün tadı vermeye başladı. (Yaprak Dökümü'nü izleyenler, izlemeyenlere anlatsın.)

İlker Başbuğ ; sürekli olarak aynı mesajı vermesine rağmen, askerlerine ve temsil ettiği kuruma yönelik muamelede bir değişiklik olmamasının inandırıcılığını ve kurumunun itibarını yıprattığını göremiyor mu?

Hiç sanmıyorum. Bal gibi de görüyor ama elinden başka bir şey gelmiyor.

İşin sırrı, Yaşar Büyükanıt'ın emekliliğine günler kala; 26 Ağustos 2008 tarihinde, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Profesyonel Haber Kameramanları Derneği üyelerini kabulünde söylediği şu sözlerde gizli:

“Herkes bu hayatta üzerine düşen rolü oynuyor, hayat tam bir tiyatro kral var, asker var, kameraman var, herkes bu hayatta rolünü oynuyor. Tiyatro bittikten sonra özel hayatta birlikte vakit geçiriyorlar.”

Bu söz iki şeyi ortaya koyuyor:

1) Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı'nın röportajlarını pazarlamak için kullandıkları ;

"Görüşmede birçok ilk yaşandı, ilk kez bir foto muhabirine izin verildi."

cümlesinin yalan olduğunu.

2) Genelkurmay Başkanları'nın üzerlerine düşen rolü oynadıklarını

İlker Başbuğ da; "devletin dönüşüm projesinde" üzerine düşen rolü oynuyor. Araya serpiştirilen bu çalı ateşi misali serzenişlerinin de somut bir anlamı olmadığını herkes biliyor.

Dostlar AKP'ye muhalefette görsün yeter ki.

Genelkurmay Başkanları'nın, "askerlerinin onuru" konusunda bu çıkışlarının somut hiç bir izdüşümü olmadığını kanıtı yıllardır onlarca kez ortaya serildi.

Gün ortasında geminizi füze ile vurup, subaylarınızı ve askerlerinizi öldürüp, bir de üstüne utanmadan "yanlışlık oldu" diyecekler...

Sesinizi çıkarmayacaksınız....

Paşanızın helikopterini düşürmeye çalışacaklar...

Sesinizi çıkarmayacaksınız....

Paşanızın uçağını düşürecekler...

Sesinizi çıkarmayacaksınız....

İskenderun limanına asker ve tank yığacaklar...

Sesinizi çıkarmayacaksınız....

Askerinizin başına çuval geçirecekler...

Sesinizi çıkarmadığınız gibi, bir de üstüne üstlük çuval geçirenleri karargahta ballı-börekli ağırlayacaksınız...

Teğmenleriniz operasyon dönüşü helikopterden iner inmez gözaltına alınacak...

Sesinizi çıkarmayacaksınız...

Ondan sonra da,

"askerlerimizin onuru ile oynanıyor, yeter yahu"

diye serzenişte bulunacak, "bize psikolojik harp yapılıyor" diye şikayet edeceksiniz.

Size sormayacaklar mı..."Kardeşim, bunun zeminini geriye dön de bir bak, kim hazırladı?"

Bu sahne karşısında "yeter yahu" tepkisini sizce kim hakediyor?

İlker Başbuğ'un Haber Türk'e verdiği röportajın ikinci ayağında ise; içi doldurulmak için çok geç kalınmış sözler değil, anlayana çok şey söyleyen semboller var.

ABD'nin açtığı "Osmanlı Projesi" ihalesinde "laikçi" kanadın cephedeki en önemli kozlarından biri olan Murat Bardakçı'nın bu röportaja katılması boşuna değil.

Osmanlı tarihi konusunda uzman bir gazetecinin, Genelkurmay Başkanı ile gündeme dair konuların konuşulacağı bir röportajda sizce ne işi olabilir?

Ne işi olduğunu; röportaj vesilesi ile gözümüze sokulan "ayrıntılar" vesilesi ile anlıyoruz.

Genelkurmay Başkanının odasının karşısındaki camekanda ne duruyormuş biliyor musunuz?

Atatürk'ün kılıcı mı?

Çanakkale Savaşı'ndan bir anı mı?

Lozan anlaşmasının orijinal metni mi?

Bilemediniz...hiç biri değil?

Genelkurmay Başkanı'nın odasınının hemen karşısındaki özel camekanda korunan iki şey varmış...

Biri; Kanuni Sultan Süleyman'ın kılıcı...

Diğeri; ise Kanuni'nin sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa'nın tombak miğferi.

Ayrıca Murat Bardakçı aracılığı ile ; duvarlarda Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşamış iki ünlü ressamın büyük tablolarının asılı olduğunu öğreniyoruz.

İlker Başbuğ, röportaj sırasında Deniz Kuvvetleri'nin önemine değinirken, nelerden örnek veriyor...

İnebahtı savaşından ve hatta Kazakların Yeniköy'e kadar inmesinden...

Genelkurmay Başkanı'nın bu "Osmanlı" sembolleri ile süslü sohbetinde Murat Bardakçı aracılığı ile gözümüze sokulan çok önemli bir ayrıntı daha var...

Kanuni Sultan Süleyman'ın kılıcının üzerinde yazan Farsça beyiti Murat Bardakçı okuyor.

Bakın bu Osmanlı emanetinin üzerinde ne yazıyormuş...

"“Düşmanların, kılıcını savurduğun zaman dört bir yana yıkılırlar; bu kılıcın çeliğine sanki şarap verilmiştir”

Çeliğine şarap verilmiş kılıçla savaşan cihan padişahın kılıcı Genelkurmay Başkanının odasının hemen karşısında sergileniyor.

Genelkurmay'In İlker Başbuğ aracılığı ile verdiği mesajlar çok net.

"Laik Osmanlı"'nın emanetleri emin ellerde.

Ve Genelkurmay'da artık , kendi yorumu ile "Osmanlı" kayığında. Bu Mustafa Kemal'e kendi yöntemleri ile mesafe koymalarını gerektirse bile.

(Mustafa Kemal'i Kara Kuvvetlerin armasından çıkarılmaya çalışıldığı günleri unuttuk mu?)

Askerlerin onuru bu bu büyük değişim sürecinde ayaklar altına alınıyorsa da; bu durum "askerlerinin onurunu koruyan" demeçler veren Genelkurmay Başkanları aracılığı ile telafi edilebilir.

Genelkurmay Başkanlarının onur intiharı yapan albayların aynı zamanda bir generalin çocuğu olmasından duyduğu üzüntüyü öğrenip içimiz acıyabilir. Bu acı; Muavenet'te ölenlerin çocuklarının ABD'ye karşı verdikleri hukuk mücadelesine ve Eşref Bitlis'in oğlunun çırpınışlarına yapılan "katkıları" bilenler için daha da artacaktır.

Söyler misiniz;

askerleri ABD füzeleri ile vurulurken, başlarına çuval geçirilirken, paşalarının uçakları düşürülürken sesini çıkarmayanların Murat Bardakçı ve Fatih Altaylı'ya serzenişte bulunmanın ne zararı olabilir ki?

Makamınızın kapısında Kanuni ve Sokollu'yu sergiliyorsanız; sahneyi yöneten krallar askerlerin mesajını hemen algılar.

Yaşar Büyükanıt'ın dediği gibi;

"tiyatro bittikten sonra da, kralın da, askerin de rolü biter"

Temeli olmayan serzenişler, sızlanmalar sona erer.

Bunca yazıdan sonra düşünüyorum da; ben bu röportajda Pelin Batu'nun yokluğunu boşuna hissetmişim. B.G.

Engin KAŞDAŞ-habervaktim.com

2010-02-12 16:49:32

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37823] Kendi Vatanımızda üstelik vergilerimizle rezil oluyoruz!

Posted: 12 Feb 2010 09:19 AM PST

Belçika'da başörtüsü yasağı yok

Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'de, harcamaları halkın vergileriyle ödenen devlet kurumlarına Başbakan'ın eşi dahil başörtülü kadınlar alınmazken, Hıristiyan çoğunluğun yaşadığı Belçika'da bir başörtülü kadın daha üst düzey bir göreve seçildi.

Türk asıllı Mahinur Özdemir'in geçtiğimiz yıl milletvekili seçildiği Belçika'da bu sefer Fas asıllı Fatma Zibouh, Yeşiller Partisi'nin adayı olarak Irkçılıkla Mücadele ve Fırsat Eşitliği Komisyonu'na seçildi. Türkiye'de başörtülüler dahil halkın vergileriyle maaşları ödenen yasakçı anlayış 'laiklik elden gider' diye başörtülüleri devlet kurumlarına ve üniversitelere almazken, Belçika'da başörtülülerin önemli görevlere gelmesiyle mevcut demokratik rejim daha da güçlendi.

MEHMET NEDİM ASLAN/LONDRA

Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın bile 'laiklik elden gider' gerekçesiyle halkın vergileriyle harcamaları ödenen GATA'ya alınmazken, 'laik' unsurların sık sık vurgu yaptığı çağdaş Avrupa'da başörtülü kadınlar kamusal alanda çok rahat bir şekilde çalışabiliyorlar. Geçtiğimiz yıl Belçika parlamentosuna seçilen ilk başörtülü milletvekili olan Türk asıllı Mahinur Özdemir'den Fas asıllı başörtülü Fatma Zibouh da Irkçılıkla Mücadele ve Fırsat Eşitliği Komisyonu (CGKR) üyesi seçildi. Yeşiller Partisi'nin adayı olarak Komisyona seçilen Zibouh, siyaset bilimleri ve insan hakları konusunda yaptığı akademik çalışmalarıyla tanınıyor.

EHİL OLDUĞU İÇİN SEÇİLDİ
2007 yılından beri Leuven Üninversitesi'ne bağlı Etnik ve Göçmenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde araştırmacı olarak çalışan Zibuouh'un CGKR'ye seçilmesiyle ilgili olarak Yeşiller Partisi, “Fatma Zibouh şimdiye kadar yaptığı çalışmaları ve bu işe ehil olduğu için seçildi. Zibouh'un seçilmesinde başka herhangi bir etken etkili olmadı” açıklaması yaptı.

KARŞI ÇIKANLAR DA OLDU
Öte yandan Zibouh'un CGKR'ye seçilmesine karşı çıkan Belçikalı Senatör alain Destexhe, Yeşiller'in başörtülü bir kadını seçmelerine üzüldüğünü belirtirken, böyle bir kararın kamu hizmeti konusunda istenen tarafsızlık koşuluyla bağdaşmadığını ve Yeşiller'in kamuda dini unsurları güçlendirdiğini öne sürdü. Belçikalı aşırı sağcı yazar Claude Demelenne ise Zibouh'un 'radikal Müslümanlarla' bağlantısı olduğunu ileri sürdü.

ZIBOUH'UN AÇIKLAMASI
Aşırı sağcı milletvekilleri ve yazarların tepkisine cevap veren Fatma Zibouh ise, CGKR'ye seçilmesinin kıyafetiyle hiçbir ilgisi olmadığını belirterek, “Belçika ve Brüksel'deki nüfusun değişmiş olduğunu anlayıp anlamadıklarını bilmiyorum. Farklı kökenden gelen insanların bazı yerlere gelmesi çok normal” dedi.

“HER MÜSLÜMAN ORGANİZASYON TERÖR HÜCRESİ ADDEDİLİYOR”
Zibouh, kendisinin 'radikal organizasyonlara üye olduğu' eleştirisine de, gizli herhangi bir Müslüman organizasyona üye olmadığını ancak tüm Müslüman organizasyonlarının uyuyan bir terör hücresi olduğuna dair imalardan da bıktığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Öte yandan Yeşiller Partisi Murier Gerkens, Zibouh ile ilgili ortaya atılan iddiaları kınadı ve Zibouh'un başörtülü olduğu için değil, ehil bir kişi olduğu için atandığını vurguladı.

Belçika'da geçtiğimiz yıl Türk asıllı başörtülü Mahinur Özdemir Hıristiyan Demokrat Partisi'nden milletvekili seçilmiş ve Batı Avrupa'daki ilk başörtülü milletvekili unvanını kazanmıştı. 26 yaşındaki Mahinur Özdemir ayrıca Belçika'nın da en genç milletvekili.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37821] Ahlak bozan dizilere HAYIR!

Posted: 12 Feb 2010 09:18 AM PST

Tak etti artık!

Halktan, RTÜK'e ihbar ve şikayet yağıyor. Ahlaksız diziler izleyicilerin canına tak etti. 2009 yılında en çok şikayet yerli dizilerden gelirken, bu ahlaksız diziler arasında ilk sırayı Aşk-ı Memnu dizisi aldı.

RTÜK' e izleyiciler tarafından 2009 yılının 9 aylık döneminde toplam 48 bin 601 şikayet ve başvuruda bulunuldu.
RTÜK'e yapılan şikayetlerde yerli diziler ilk sırayı alırken, bu şikayetlerin yüzde 20'sinin diziler, yüzde 13'ünün yarışmalar, yüzde 10'unun reklam kuşakları, yüzde 9'unun eğlence programları hakkında olduğu belirlendi.

İzleyicilerin yerli dizilerle ilgili en fazla öne çıkan şikayet gerekçesi, ''Türk aile yapısı ve ahlaka aykırılık'' oldu. ''Çocukların ve gençlerin korunması'' kriteri hakkındaki şikayetlerin yüzde 35'i de yine dizilere ilişkindi.

Dizilerin bir çoğu özellikle gelişim çağında olanları psikolojik yönden olumsuz yönden etkiliyor. Evlilik dışı ilişkiler, müstehcen sahneler, komiklik uğruna her türlü şekilden şekile giren tipik yüzler toplumu derinden sarsmaktadır. Ayrıca birçok dizilerde okul öğrencilerinin bir öğrenciye yakışmayacak şekilde rol sergilemesi okul çağında olan gençlere de kötü örnekler teşkil etmektedir.

Bu dizilerin Türk televizyonlarında ve uydudan yayınlanması, diğer ülkelerin nezdinde Türkiye ve Türk halkı hakkında çok olumsuz kanaatler oluşmasına da sebeb oluyor.

İzleyiciler RTÜK' e 444 1 178 numaralı telefondan ve http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx sayfasından etik olmayan her türlü yayın akışlarını şikayet edebiliyorlar.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37819] ETÖ'nün arka bahçesin BARO'dan Danıştay'a destek

Posted: 12 Feb 2010 09:16 AM PST

ETÖ’nün arka bahçesinden Danıştay’a destek

İstanbul Barosu'nun YÖK'ün yeni kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı davanın Danıştay tarafından kabul edilerek, ikinci kez iptal etmesine kamuoyunda büyük tepki gelirken, Ergenekon’un arka bahçesinden karara destek geldi.

İP: “BARO VE DANIŞTAY’I DEVRİMLERE SAHİP ÇIKTIKLARI İÇİN KUTLUYORUZ”
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın takdir hakkını kullanarak kapatma davası açmadığı Genel Başkanı ve 7 yöneticisi Ergenekon Davası kapsamında terör örgütü kurmakla suçlanan İşçi Partisi’nin Ankara İl Başkanı Sefa Koçoğlu, karara sevindiklerini açıkladı. İstanbul Barosunun Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkarak Danıştay’a başvurduğunu öne süren Koçoğlu, “Danıştay’da Baronun başvurusunu dikkate alarak ve cumhuriyet ilkelerine sahip çıkarak ‘YÖK’e dur’ dedi. Katsayı hakkında girişimde bulunan İstanbul Barosunu ve karara imza atan Danıştay’ı kutluyoruz. Cumhuriyetin kuralları var. Bu kurallara uyulması tek çaredir” dedi.

TGB: “KARARI DESTEKLİYORUZ”
Ergenekon kapsamında yapılan her operasyon sonrasında adliye önlerinde provokatif eylemler gerçekleştirerek gözaltına alınanlara destek veren Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Osman Yılmaz’da, İstanbul Barosunun ve Danıştay’ın kararını isabetli bulduğunu belirtti. YÖK’ün katsayı düzenlemesine karşı olduklarını açıklayan Yılmaz, “YÖK, İmam Hatipliler için bir adım atmıştır ve Danıştay buna geçit vermemiştir. İmam Hatiplilere ayrıcalık kazandırılmaya çalışılıyor. Bu kesinlikle doğru değildir. Bu yanlışı engellemek için hukuktan yana olan İstanbul Barosu avukatlarının attığı adımı ve Danıştay’ın kararını destekliyorum” diye konuştu.

EĞİTİM-İŞ: “DANIŞTAY CUMHURİYETİMİZİN YÜZ AKIDIR”
Başörtüsü karşıtlığı ve Cumhuriyet Mitinglerinde en ön safta yer almaları ile tanılan Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli ise Danıştay’ın değil YÖK’ün attığı adımı ideolojik olarak değerlendirdi. Danıştay’ın kararını yerinde bulduğunu vurgulayan Adıbelli, “Danıştay katsayı değişikliğine izin vermemesi yerinde ve doğru karardır. Danıştay ısrarla YÖK’ün yanlışını ortaya çıkartsa da YÖK ideolojik davranarak direniyor. Danıştay gibi Cumhuriyetimizin yüz akı kurumlarının koruması altında bulunan hukuk devleti ideolojik oyunları bozmaya devam edecektir” dedi.

ADD: “DANIŞTAY CUMHURİYET’İ KORUYOR”
Ergenekon Sanığı Şener Eruygur'un başkanlığını yaptığı ADD Silivri Temsilcisi İlhan Uygun da cumhuriyete karşı aykırı işlerin yapıldığını savunarak, “Bu işlere Danıştay geçit vermiyor. YÖK ve AKP kendi başlarına hareket etmeye ve cumhuriyet sistemine aykırı işlere devam ettikçe benzer gelişmeler yaşanacaktır” diye konuştu.

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[anadoluhaber:37820] Re: Ülkücü İrade

Posted: 12 Feb 2010 09:13 AM PST

SAYIN TÜRKÜCÜ BEY, ORAK ÇEKİÇ VATAN HAİNLERİNİN MASKOTUDUR. ORAK VE
ÇEKİÇİNİ GİZLEYENLERDEN(MHP) KORKMAK LAZIM BUGÜN.

On 11 Şubat, 21:23, DOGANBEY TÜRKMEN <doganbey.sen...@hotmail.de>
wrote:
> SAYIN DOKTOR BEY BEYINSEL FANTAZILERINIZI ZORLARSANIZ SIZZDE O ZAMAN ORAKLI CEKIC BAYRAGI ELINIZDE ANKARA SOKAKLARINI ADIMLAMAZDINIZ DEGILMI........?????
>
> DOGANBEY
>
> Date: Sat, 6 Feb 2010 13:48:54 +0200
> Subject: [anadoluhaber:37707] ï¿½lkï¿½cï¿½ ï¿½rade
> From: tarik.b.zi...@gmail.com
>
> Bazï¿½ kavramlar zehirlenmiï¿½tir.
>
> Toplumun belleï¿½inde o kavramlar, kï¿½tï¿½ ve kanlï¿½ ï¿½aï¿½rï¿½ï¿½ï¿½mlar yaptï¿½rï¿½r.
>
> Biri kalkï¿½p, medyayï¿½ suï¿½layarak ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ irade bu ahlaksï¿½zlï¿½ï¿½ï¿½ asla unutmayacaktï¿½rï¿½ dediï¿½inde bir anda geï¿½miï¿½i hatï¿½rlarsï¿½nï¿½z.
>
> Sokaklarda vurulan solcularï¿½, Bahï¿½elievlerï¿½de ï¿½ldï¿½rï¿½len yedi genci, Mehmet Ali Aï¿½caï¿½yï¿½, Susurlukï¿½u, mafyayï¿½ hatï¿½rlarsï¿½nï¿½z.
>
> ï¿½Milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradenin eserleridir bunlar.
>
> Hele bu ï¿½iradenin unutmayacaï¿½ï¿½nï¿½ sï¿½yleyen parti lideri, bir de ï¿½sabï¿½rlarï¿½nï¿½n bir sonuï¿½ olduï¿½unu da sï¿½ylï¿½yorsa, durup ï¿½ne diyorï¿½ diye bir bakarsï¿½nï¿½z.
>
> MHP Genel Baï¿½kanï¿½ Devlet Bahï¿½eli, dï¿½rt medya patronuyla AKPï¿½yi, ï¿½rkï¿½tï¿½cï¿½ hatï¿½ralarï¿½ yeniden zihinlere getirerek tehdit etti.
>
> Derin devletle iï¿½birliï¿½i yaparak 1980 darbesinin hazï¿½rlanmasï¿½nda ï¿½ok ï¿½nemli bir rol ï¿½stlenen ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeyi sokaklara dï¿½kmediï¿½i, mafyayï¿½ partisinden uzak tuttuï¿½u, gerï¿½ek bir siyasi parti gibi davrandï¿½ï¿½ï¿½ iï¿½in Devlet Bahï¿½eli daima ï¿½vgï¿½yle ve saygï¿½yla karï¿½ï¿½landï¿½.
>
> MHPï¿½nin bugï¿½n izlediï¿½i politikalara karï¿½ï¿½ olanlar bile bir gï¿½n kalkï¿½p da ï¿½geï¿½miï¿½iï¿½ MHPï¿½nin baï¿½ï¿½na kakmadï¿½, kimse bu ucuzluï¿½a dï¿½ï¿½medi, MHP bir siyasi parti gibi davrandï¿½ï¿½ï¿½ iï¿½in herkes de MHPï¿½ye bir siyasi parti olarak davrandï¿½ ve sadece onun politikalarï¿½nï¿½ eleï¿½tirdi.
>
> Toplumla ve medyayla bu ï¿½olumluï¿½ iliï¿½kisi sonucunda da MHPï¿½nin oylarï¿½ yï¿½kseldi, ilk seï¿½imlerde ï¿½ana muhalefetï¿½ partisi olma ihtimali gï¿½ï¿½lendi.
>
> Bilmiyorum bu ï¿½ihtimalï¿½ mi MHPï¿½nin dengelerini altï¿½st etti.
>
> Yoksa ï¿½amil Tayyarï¿½ï¿½n yazdï¿½ï¿½ï¿½ gibi parti iï¿½indeki ï¿½Ergenekoncuï¿½ bir kanadï¿½n muhalefetine fazla dayanamadï¿½ï¿½ï¿½ iï¿½in mi Bahï¿½eli ve MHP yï¿½neticileri birden ï¿½aï¿½ï¿½rtï¿½cï¿½ bir sertliï¿½e savruldular.
>
> Osman Durmuï¿½ï¿½un, ï¿½peygamberleï¿½, ï¿½GATAï¿½ya alï¿½nmayan Emine Hanï¿½mï¿½laï¿½ ilgili sï¿½zleri ve tï¿½rbanï¿½ yasaklayan askerleri destekleyen tutumu MHPï¿½ye aï¿½ï¿½r bir siyasi fatura ï¿½ï¿½kardï¿½.
>
> Anadoluï¿½nun affedebileceï¿½i, unutabileceï¿½i bir tavï¿½r deï¿½il bu.
>
> Eï¿½i ï¿½tï¿½rbanlï¿½ diye Abdullah Gï¿½lï¿½ï¿½n ï¿½ankayaï¿½ya ï¿½ï¿½kmasï¿½na engel olabilmek iï¿½in 27 Nisan muhtï¿½rasï¿½nï¿½ veren orduya en aï¿½ï¿½r darbeyi halk, AKPï¿½ye yï¿½zde 47 oy vererek vurmuï¿½tu.
>
> Bï¿½yle giderse buna benzer bir silleyi MHPï¿½nin de yemesi bï¿½yï¿½k bir ihtimal.
>
> Durmuï¿½ï¿½un densizliï¿½ini affettirecek bir ï¿½elebilikle aï¿½ï¿½klama yapacaï¿½ï¿½na Bahï¿½eli, ï¿½tehditlerï¿½ yaï¿½dï¿½rdï¿½.
>
> ï¿½Peygamberï¿½ ve ï¿½tï¿½rbanï¿½ falsolarï¿½nï¿½n yanï¿½na bir de 12 Eylï¿½lï¿½ï¿½ hatï¿½rlatan ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeï¿½ lafï¿½, ï¿½sabrï¿½mï¿½z biterï¿½ tehdidi eklendi.
>
> ï¿½nsan ister istemez merak ediyor.
>
> Bir siyasi partinin sabrï¿½ biterse ne olur?
>
> Pek bir ï¿½ey olmaz, fazla fazla o partinin yandaï¿½larï¿½ kï¿½zdï¿½klarï¿½ gazeteleri almaz, sevmedikleri kanallarï¿½ seyretmez.
>
> Ama ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeninï¿½ sabrï¿½ taï¿½arsa daha fazla ï¿½eyler olabileceï¿½ini biz geï¿½miï¿½ten biliyoruz.
>
> Biz o ï¿½iradeninï¿½ iï¿½inde silah, ï¿½lï¿½m, kan, cinayet gï¿½rdï¿½k.
>
> Bahï¿½eliï¿½nin sï¿½zleri, kendi partisinin iï¿½inde o gï¿½nleri ï¿½zleyenlere de bir yeï¿½il ï¿½ï¿½ï¿½k yakma tehlikesini taï¿½ï¿½yor elbet.
>
> Tabii, ï¿½unu da unutmamalï¿½lar.
>
> 12 Eylï¿½lï¿½den ï¿½nce iï¿½lenen cinayetler ï¿½derin devletinï¿½ himayesindeydi.
>
> Katiller de, onlarï¿½ kï¿½ï¿½kï¿½rtanlar da yakalanmï¿½yordu.
>
> Eï¿½er bugï¿½n ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeï¿½ eskiye tevessï¿½l ederse bu kez bambaï¿½ka bir gerï¿½ekle karï¿½ï¿½laï¿½ï¿½rlar, bir iki kiï¿½i sokaklarda ï¿½lï¿½r belki ama ï¿½ldï¿½renler de, onlarï¿½ kï¿½ï¿½kï¿½rtanlar da, makamlarï¿½, unvanlarï¿½ ne olursa olsun bir daha gï¿½n yï¿½zï¿½ gï¿½rmemek ï¿½zere zindanï¿½ boylarlar.
>
> Ergenekonï¿½u, cuntalarï¿½, darbecileri temizlemeye uï¿½raï¿½an bir ï¿½lke, ï¿½milliyetï¿½i ï¿½lkï¿½cï¿½ iradeninï¿½ eski usul sertliï¿½ine hiï¿½bir ï¿½ekilde hoï¿½gï¿½rï¿½ gï¿½stermez.
>
> Baï¿½bakan Erdoï¿½an, bu tavrï¿½n ï¿½faï¿½istï¿½eï¿½ olduï¿½unu hemen ï¿½ï¿½kï¿½p sï¿½yledi.
>
> Devlet Bahï¿½eli gerï¿½ekten de, ï¿½faï¿½ist, tehditkï¿½rï¿½ bir ï¿½slupla ï¿½peygamberï¿½ ve ï¿½tï¿½rbanï¿½ konusunda densizce konuï¿½arak seï¿½im kazanabileceï¿½ini mi sanï¿½yor?
>
> Bu ï¿½iddet ï¿½aï¿½rï¿½ï¿½tï¿½ran tavrï¿½n sonucunda gerï¿½ekten sokaklar hareketlenir de silahlar patlarsa, bunun bedeli sadece seï¿½im kaybetmek olmaz, mahkemeler ve cezalar da olur.
>
> Bu ï¿½lke, MHPï¿½ye bir darbenin yolunu kanla aï¿½ma izni vermez.
>
> Bence Bahï¿½eli ï¿½slubunu, tehditlerini, saldï¿½rï¿½larï¿½nï¿½ bir daha dï¿½ï¿½ï¿½nsï¿½n.
>
> ï¿½Sabï¿½rdanï¿½ sï¿½z ettiï¿½inde, ï¿½sabrï¿½n biterse ne yapacaksï¿½nï¿½ diye sorarlar adama.
>
> Ne cevap verecek Bahï¿½eli?
>
> Tehlikeli ve kanlï¿½ sular bunlar, 12 Eylï¿½lï¿½de o sularda MHP gemisi karaya oturdu, kendisi de ï¿½ok kurban verdi, Bahï¿½eli yeniden aynï¿½ kayalï¿½klara bindirmeye mi hevesleniyor?
>
> Bahï¿½eli, cinayeti deï¿½il de siyaseti hatï¿½rlatan sï¿½zlerle konuï¿½ursa, hem milliyetï¿½i genï¿½leri, hem kendi geleceï¿½ini, hem de partisini kurtarï¿½r.
>
> Osman Durmuï¿½ densizlik edecek, Bahï¿½eli ï¿½fkelenecek diye kimse bir daha ï¿½lkeyi tehlikeye atmaz.
>
> Bahï¿½eliï¿½nin yeniden o soï¿½ukkanlï¿½ ve sokaklardan uzak kimliï¿½ine dï¿½nmesinde yarar var, geï¿½miï¿½i hatï¿½rlatan tehditlerin kimseye yararï¿½ yok.
>
> Ama zararï¿½ tahminlerden fazla olur.
>
> A. Altan
> --
> Dr. Tarï¿½k Ziya
>
> Toplumsal Onarï¿½m ve Siyasal Rehabilitasyon
>
> Ana Bilim Dalï¿½ Baï¿½kanï¿½ Yardï¿½mcï¿½sï¿½
>
> Sivil Hastalï¿½klarï¿½ Mï¿½tehassï¿½sï¿½
>
> --
> Bu grubun hiï¿½ bir siyasi oluï¿½um, parti, vakï¿½f, ï¿½rgï¿½t, dernek veya benzeri yapï¿½lanmalarla alakasï¿½ yoktur.Aynï¿½ zamanda onlara uzaklï¿½ï¿½ï¿½ veya yakï¿½nlï¿½ï¿½ï¿½da bulunmamaktadï¿½r. Mï¿½slï¿½man Anadolu ï¿½nsanï¿½nï¿½n Tarafï¿½nda yer alan Gerï¿½ek Vatanseverliï¿½i ilke edinmiï¿½, Anti Emperyalist HABER Bï¿½LGï¿½ PAYLAï¿½IM STANDIDIR.."
> Grupta yayï¿½nlanan yorum ve yazï¿½lardan yazarlarï¿½ sorumludur.Ayrï¿½ca harici linklerden de Anadolu Haber Gï¿½nlï¿½ï¿½ï¿½ Mesul deï¿½ildir...
>
> Grup Yï¿½neticileri Mail Adresleri Aï¿½aï¿½ï¿½dadï¿½r
> kurtulusyol...@gmail.com
> bahadirser...@gmail.com
> forevermi...@gmail.com
>
> Bu gruba posta gï¿½ndermek iï¿½in, mail atï¿½n: anadoluhaber@googlegroups.com
> Bu gruba ï¿½yeliï¿½inizi sonlandï¿½rmak iï¿½in ï¿½u adrese e-posta gï¿½nderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
> Daha fazla seï¿½enek iï¿½in,http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
> adresinde bu grubu ziyaret edin
> _________________________________________________________________
> Hotmail: Vertrauenswï¿½rdige E-Mails dank leistungsstarkem SPAM-Schutz.https://signup.live.com/signup.aspx?id=60969

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37829] 1 ırmak

Posted: 12 Feb 2010 07:45 AM PST

BİR IRMAK
Bir tepede açmadan başını ağaç
Aykuşağı gecenin içinde sesi
Bir salkım kuştur sonbahar onda
O ağaç mıydı ilk ateş düştüğünde
Sıyrılır sıyrılmaz gövdesinden
Başsız ve sonsuz bir ırmak
Çarpa çarpa döven kıyılarını
Bir yerlerden akıyor şimdi içime
Yüreğim ona göre biçildi

Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.

GAZZE

KATLİAMA ORTAK OLMA

Salih Mirzabeyoğlu

X

[anadoluhaber:37849] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

0 yorum:

Yorum Gönder

Son Yorumlar

GAZZE

KATLİAMA ORTAK OLMA

Salih Mirzabeyoğlu

X

[anadoluhaber:37849] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

BENZER HABERLER

0 yorum:

Yorum Gönder