[anadoluhaber:38117] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:38080] Haber Onay tarafından gönderilen buzz

Posted: 25 Feb 2010 02:10 PM PST



--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38082] Haber Onay tarafından gönderilen buzz

Posted: 25 Feb 2010 01:40 PM PST



 Bu yayının bağlantısı:
 http://www.google.com/buzz/117903045103956573879/7M2s8Rg4NQE/FETHULLAH-G%C3%9CLEN%C4%B0N-FAVOR%C4%B0T-MECMUASINDAK%C4%B0-M%C3%9C

24 Şub Haber Onay: FETHULLAH GÜLENİN FAVORİT MECMUASINDAKİ MÜLAKATI.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38070] 12 EYLÜLDEN BİNDİRİLMİŞ KITALARA // SEBNEM ÖZBEK

Posted: 25 Feb 2010 12:38 PM PST



Kimden: (W)SEBNEM ÖZBEK <sebnemenator@gmail.com>
Tarih: 25 Şubat 2010 14:49
Konu: 12 EYLÜLDEN BİNDİRİLMİŞ KITALARA
Kime:



AKP “Bizden olmayan kanı bozuklar” ile “Kırk yıldır onlar bizi fişledi, şimdi biz onları fişliyoruz” sözünün mimarı iki vekili –bence- “Görünen köye kılavuz oldukları” gerekçesiyle disiplin kuruluna sevk etti.

 

Madem ki kendileri gibi düşünmeyenler, Başbakan Erdoğan’ın tabiriyle “Bindirilmiş kıtalar” vekilinin tabiriyle “Kanı bozuklar” ilan edilip fişleniyor; neden şu ana kadar herhangi bir eylemleri ispatlanmamış, gazete yazıları, PKK’lı itirafcıların gizli tanıklıkları üzerinde darbeci oldukları iddia edilen, kendilerine bir takım planlar atfedilen, ancak söz konusu bu planları hayata geçirmemiş olan TSK mensuplarıyla uğraşıyorlar. Öyle ya madem TSK onları kırk yıl önce fişlemeye başlamış; o halde kırk yıl önce harp akademisine dahi gitmeyenlerden ve hatta henüz doğmamış olanlardan ne istiyorlar?

 

Oysa kırk yıl önce kendilerini fişlediklerini iddia ettikleri ve hatta “Darbeye teşebbüs” değil; “Direkt darbe” yapanları neden yargı önüne çıkartmıyorlar. Sakın “Anayasa’nın geçici 15. maddesi, 12 Eylül’ün yargılanmasını engelliyor.” demesinler. Madem, darbelerle hesaplaşma günlerini yaşıyoruz, Meclis’e düşen, geçici 15. maddeyi kaldırmaktır. Neticede ellerinde yasa değişikliği yapıp darbecilere yargı önünü açacak güç mevcut.

 

12 Eylül Amerikan darbesinin mimarları yerine, bugün darbeye teşebbüs etme iddiasıyla suçlanan TSK mensuplarını içeri alınmasının nedeni,  tüm TSK mensupları değil; sadece “Tam bağımsızlıktan, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetinden yana Kemal’in askerleri ile kavgalı” oldukları için olmasın.

 

Onların derdi darbe değil. Atatürk ilke ve devrimleri. Neden mi böyle düşünüyorum: “Hocaefendi hazretleri” dedikleri F. Gülen’in 12 Eylül Amerikan Darbesini yapanlara düzdüğü methiyeye bakınız:

 

Haçlı zihniyetinin hortlatılmasından, cizvit papazlarının zehirleyici ve öldürücü gayretlerine kadar, bu karakolu yıkma ve karakol erkânını uyutma adına ne kadar oyun varsa hepsi denendi; ama, hasımlarımız hesabına beklenen netice kat'iyyen elde edilemedi. Düşman cefâdan usanmıyor; karakol da 'bu can bu uğurda' deyip dayanıyordu..... Tam bu binbir kâbusun kol gezdiği dönemde idi ki; ortalığı bütün şiddetiyle beşinci kol faaliyetleri kapladı. Erotik düşünceye masumiyet hil'ati giydirildi. Şehvet, en merğub bir meta haline getirildi ve gençlik âdeta bir hezeyan topluluğu oldu. Artık kendi ruh köküne bağlı olanlar 'dogmatist' ve 'formalist' diye damgalanıyor; millet ve vatanını sevmek ayıp sayılıyordu. Bir 'Şirzime-i kalil' her Allah'ın günü, çalakalem, millî ruhu ibtizal edici yazılar yazıyor, milleti kendinden kaçar ve kendine yabancı hâle getiriyordu...... Evet.. bütün bir millet olarak arenalardaki kavgayı seyreder gibi, bu kanlı boğuşmadan hiç mi hiç bir şey anlamadık. Sahnenin bu rengârenk aldatıcılığı, ortalığı inleten valsin korkunç uyutuculuğu ve kostümün gözbağlayıcılığı karşısında, oynanan oyunun gerçek yüz ve vahşetini ilk sezen, son karakolun kahraman bekçileri oldu. Bu sezme, ümit dünyamızda yeniden kendimize gelmemizi ve kendi kendimizi idrak etmemizi te'min etti. Aslında buna bir sezme demek de uygun değildir. Bu, düşmanı kıskıvrak yakalama ve bir zaferdir. İçtimâî bünyenin, haricî bir kısım erâciften temizlenme, arındırılma ve aslına ircâ zaferi. Bu zafer, kendinden ümit edilenleri getirdiği takdirde, Türk'ün zaferler hanesinde en muallâ yeri işgal edecektir. Böyle bir ilk tefahhüs ve sezişe, başka bir yazımızda selam durulmuş ve gaziler ocağının yiğit eri mehmetçiğe teşekkürler sunulmuştu..... Ve işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tulûu saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekâsına alâmet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe, istihâlelerin son kertesine varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz. (Sızıntı, Ekim 1980, Cilt 2, Sayı 21. http://tr.fgulen.com/content/view/10747/3/)

 

Şimdi neden AKP’nin derdinin “Darbe” yapılması, demokrasinin sekteye uğraması, ülkenin elli yıl geriye gitmesi olmadığını anladınız mı? Onların derdi darbe değil; Atatürk Türkiye’sinin tasfiyesidir. Bunun için, Amerikan destekli 12 Eylül darbesi ile Türkiye’de Atatürkçü düşünce sinsirilmiş, sağcı ve solcu tüm vatanseverler içeri alınırken, sağ ve sol yüzlerce hücre evi basılırken; cemaat ve tarikatların kılına dahi dokunulmamış, tekke evleri ve tarikat yuvaları basılmamıştır.

 

Sakın bana “Ama 12 Eylülün mimarları N. Erbakan’ı tutukladı” demeyin. 12 Eylül Amerikan darbecilerinin N. Erbakan’ı tutuklamasının nedeni, dini ve siyasi görüşü değil; anti-amerikancı biri olmasıydı. 12 Eylül Amerikan darbecilerinin yürüttüğü programa bakarsanız;  İmam-Hatipten tutun da Ortadoğu İslam devletleriyle iyi ilişkiler kurulmasına kadar pek çok uygulamanın, N. Erbakan’ın parti politikasıyla aynı olduğunu görürsünüz. Yani Amerika o dönem; “Türk yönetimini İslamlaştırma” görevini kendi dümen suyuna gitmeyeceği belli Erbakan’a değil “Bizim çocuklar” dediği generallerine vermiştir.

 

F. Gülen’in Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamından tutun da, Başbakanlık, Bakanlık, Milletvekilliği ve bürokrasiye varıncaya kadar “Tarikat müritleri” tarafından yönetilmesinin önünü açan 12 Eylül Amerikan darbesinin mimarlarından övgüyle söz etmesinin nedeni budur. İşte bu yüzden bugün Amerika’nın değil; “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler dervişler müritler meczuplar memleketi olamaz” sözünün sahibi Atatürk’ün askeri yargılanmaktadır.

 

ŞEBNEM ÖZBEK

25.02.2010
--
http://www.sebnemozbek.net/

YA YOLUNDA YÜRÜRÜZ...
YA BU UĞURDA ÖLÜRÜZ...

ŞEBNEM...

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38079] Paşam siz kiminle görüştünüz? // Bülent ESİNOLU

Posted: 25 Feb 2010 12:35 PM PST



Kimden: Bülent Esinoğlu <bulentesinoglu@gmail.com>
Tarih: 25 Şubat 2010 19:51
Konu: Paşam siz kiminle görüştünüz?
Kime: Bülent Esinoğlu <bulentesinoglu@gmail.com>


Paşam Siz Kiminle Görüştünüz?

Bülent ESİNOLU

RTE, “Biz Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlarından birisiyiz, biz o görevi yapıyoruz.”  (Televizyonda kendi ses ve görüntüsü)

Gül, “O senin oturduğun koltukta(eliyle koltuğu işaret ederek) ABD Dışişleri Bakanı oturuyordu. Siz benim Collin Powell ile ne görüştüğümü biliyor musunuz? Her şey söylenmez ki…” İki sayfa dokuz maddelik anlaşma.(Vatan Gazetesi ve Aydınlık)

Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı yukarda ki ifadeler ile kendilerini tanımlamış Gül ve RTE ile 3 saat, ülkenin Amerika tarafından içine düşürüldüğü durumu görüştü.

Aslında, olayları takip eden bir aydın için yazının bundan sonraki bölümlerinin okumasına gerek yoktur.

Amerikan devletinin Projelerinde görevli kişiler ile Türk Devletinin sorunlarını görüşmek.

Büyük Ortadoğu Projesi nedir? 22 İslam ülkesinin sınırları ve rejiminin ABD tarafından değiştirilmesi. Merkezinde bir Kürdistan kurulması Projenin ana iskeleti budur.

Sakın ha… Sanmayın ki içinde yaşadığımız bu savaş laik ordu ile dini savunanlar arasındadır. Bin kere hayır. Savaş; Türk Ordusunu istikrarsız bölgelerde müdahale gücü olarak kullanmak isteyen Amerika ile buna karşı tavır alan ordu arasındadır. Ordunun kurumsal olarak karşıya alınmasının nedeni de budur.

 Amerika’dan gelen gizli istihbarat subaylarının denetiminde sürdürülen( Baykal’ın karargâh dediği) Ergenekon Tertibi, şimdi de Balyoz Tertibi hep bu amaçla yürütülmektedir.

Darbeydi, demokrasiydi, değişimdi bunların hepsi safsatadır. Asıl amaç, Ordumuzun Amerika adına istikrarsızlık bölgelerinde müdahale gücü olarak kullanılmasıdır.

Ben şuna inanıyorum ki, bundan sonra Türk Ordusunun başına Amerikalı bir general bile koysanız, bu imkânsızdır.

Avrasya coğrafyasının insanı bilmeyen Amerikalı uzmanlar, gizli servis elemanları bu gerçeği er ya da geç öğreneceklerdir. Emperyalizme karşı direnç içinde inşa edilmiş bir orduyu ila nihaiye emperyalizm adına kullanamazsınız.

Türkiye’nin yeni bir sürece girdiğini söylemiştim. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Not, Zirvede yapılan görüşmeden hiçbir sonuç çıkmayacağı zirveden önce de bilinen bir husustu.

25.2.2010, bulentesinoglu@gmail.com

 


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38084] ODTÜ profesörünün sınır boyu gözlemi

Posted: 25 Feb 2010 10:30 AM PST






 







 






LÜTFEN BU İLETİYİ BAŞKALARI İLE PAYLAŞIN.

 İSİM VAR ADRES VAR,

 SAĞLAMASINI YAPMAK MÜMKÜN HERHALDE! 
 BÖYLE BİRŞEY GERÇEK OLABİLİR Mİ?  

 OKUYUN,OKUYUN,BİR DAHA OKUYUN VE DE OKUTUN.LÜTFEN.
  
 > 26-27.11.2007 tarihleri arasında Cizre Barajı  ile ilgili olarak fizibilite incelemesi yapmak üzere Cizreye gittim. Önce uçakla Kızıltepeye oradan da 160 km kadar olan mesafeyi  yöresel bir otobüs ile sınır boyundan katettim. Kızıltepe, Nusaybin,  Katran, Cizre yolu. Yol sınır boyu ve Suriye tarafı sadece 300-500 metre  kadar uzakta. Suriye köyleri görünüyor.
 Bu arada  dikkatimi çeken ve sizle paylaşmak istediğim bir husus oldu. Türk  tarafında hiçbir şey yok, Suriye tarafında 100-200 kadar sıra ile  gittikçe görülen atbaşı var ve bunlar çalışıyor. Haydi  diyelim ki, atbaşı basıncı yetmeyen kuyulardan pompa ile petrol çıkaran  aygıttır ve basıncı olmadığı için fazla da önemli değildir. Peki o  zaman, şimdi, iyi dinleyin. 
 Nusaybinden bir süre sonra  Suriye tarafında gözlerimle, evet bu gözlerimle üç adet artezyen  yapan kuyu gördüm. Sim siyah bir şekilde yerden 500-600 metre (tahmin ediyorum) kadar fışkıran üç adet kuyu. Bizim sınırımıza da en  fazla 1 km kadar uzakta. Tam 1 km uzaktan görünüyor. Simsiyah  fışkırıyor.
 150 km gibi son derece uzun bir siyasi  sınır boyunca, bizim tarafımızda hiçbir şeyin olmaması, ama sınırın hemen 300-500 metre kadar uzağında petrol olmasi, hem de  fışkıracak kadar basınçlı petrol olması kabul edilemez, inandırıcı da  değildir, makul da değildir.
 AKP nin bu mayınlı araziyi  neden bu kadar hırslı bir şekilde birilerine vermek istemesi bence bu  gözle incelenmelidir.
 Saygı ile ..
 Prof.  Dr. Osman SEVAİOĞLU Elektrik ve Elektronik Mühendisliği  Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531,  Balgat  Ankara Tel: 210 23 57 URL: http://www.eee.metu.edu.tr

 

 



Bu mesaj Superonline E-posta sisteminden gönderilmiştir.

Windows Live: Friends get your Flickr, Yelp, and Digg updates when they e-mail you.




Windows 7: Gündelik işlerinizi basitleştirin. Size en uygun bilgisayarı bulun.

Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür.



Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr


Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür.

Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.




--
  "Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı; doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır. Eğer karakter gelişmemişse tahsil ise yaramıyor. Unutmayalım; banka hortumlayanlar, devleti soyanlar, rüşvet alanlar, vatanı çıkar uğruna satanlar, maç satanlar, şike yapanlar, teşvik verenler; birilerini hakir görüp aşağılamakla yükseleceklerini zannedenler hep tahsilli bireylerdir..."  

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK          

NE  SAĞ, NE SOL,                
KEMALİZM  EN  GERÇEKÇİ  YOL,
NE  MUTLU  TÜRK'ÜM  DİYENE

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38083] SİZİN İÇİN SEÇTİĞİM ÖNEMLİ HABERLER. GÖZ ATMANIZDA FAYDA VAR. SAYGILARIMLA...

Posted: 25 Feb 2010 07:57 AM PST

MERSİNLİ AVUKATIN ONUR MÜCADELESİ
 
DANIŞTAY SAVCI İLE HAKİMİN TELEFONUNU MÜFETTİŞ DİNLETEMEZ DEDİ
 
YURT MÜDÜRÜNE GÖZALTI
 
ÖĞRETMENLERE DEDİKODU AYARI
 
İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNDE BÖCEK
 
ÇOCUKLAR İÇİN EN TEHLİKELİ YİYECEKLER
 
21 YIL SONRA KIZIYLA BULUŞTU
 
FACEBOKK İNTİHARI
 
BAŞBAKAN ERKEN SEÇİM YOK
 
BU ÜLKEDE ENGELLİ OLMAKDA ONA BAKMAK DA ÇOK ZOR
 
KAMYONDA  289 KİLO EROİN
 
KOMUTANLAR SORGUDA
 
KADIN SUBAYA FOTOĞRAFLI TUZAK
 
AŞKIN NUR YENGİ
 
ÖĞRETMENEVİ MÜDÜRÜNE HAPİS
 
1300 YILLIK ZEYTİN AĞACI
 
RADİKAL İSLAMIN PANZEHİRİ
 
VEHBİ KOÇ VAKFI ÖDÜLÜ
 
KADINI VE ERKEĞİ FARKLI ETKİLİYOR
 
KOCAELİ DE EROİN
 
SABANCI 2800 KİŞİ ALACAK
 
BUZDA GÖZYAŞI AKTI
 
DAHA NİCE HABER VE KÖŞE YAZISI VAR.
TIKLAYIN OKYUN.
SAYGILAR...
 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38086] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 25 Feb 2010 07:20 AM PST

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:38051] Dünyada her yer eğitim kurumu haline geliyor

Posted: 24 Feb 2010 10:18 AM PST

Dünyada her yer eğitim kurumu haline geliyor


eğitimde laikçileri kızdıracak haber

Türkiye’de Tevhidi tedrisat dayatmasıyla tek tip eğitim dayatılırken, dünya her yer ve her ortamı eğitim kurumu haline getiriyor.
Dünya gündemi


Ayrımcılıktan muzdarip Amerikalı müslüman aileler, evde eğitim seçeneğini kullanıyor.
Amerika’daki müslüman aileler arasında evde eğitim hakkını kullananların sayısının gün geçtikçe arttığı ifade edildi. Washington Post gazetesinde yer alan bir habere göre, Müslümanlara yönelik ‘rahatsız edici’ tavırların artması ve okullarda artan ayrımcılığın yanısıra, çocuklarının daha ciddi bir İslami eğitimden geçmesini isteyen müslüman aileler, ABD’de uzun süredir velilere tanınan bir hak olan ‘evde eğitim’ seçeneğini kullanıyor.

Read more…

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38053] Asker sizi değil, siz askeri denetlemelisiniz

Posted: 24 Feb 2010 10:15 AM PST

Oomen-Ruijten: Asker sizi değil, siz askeri denetlemelisiniz


Oomen-Ruijten

AP Türkiye Raportörü Oomen-Ruijten ile CHP’li Onur Öymen arasında tartışma çıktı. Türkiye’de askerin siyasetteki rolü üzerine raporda yer alan cümle iki ismin söz düellosuna yol açtı.

Brüksel’deki Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu toplantısında CHP milletvekili Onur Öymen ile Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten arasında söz düellosu yaşandı.
Tartışma askerlerin siyasete ve sivil hayata müdahalesi konusunda çıktı. Onur Öymen, tartışmayı NTV canlı yayınında anlattı.

Read more…

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38060] Sadece darbe, yaşanan süreci engelleyebilir

Posted: 24 Feb 2010 10:12 AM PST

Alper Görmüş: Sadece darbe, yaşanan süreci engelleyebilir


alper görmüş

‘Darbe günlükleri’ haberinin yayınlandığı sırada Nokta dergisinin yayın yönetmeni olan Alper Görmüş, son yaşananları değerlendi. "Bu bir eşiktir. Sadece darbe, yaşanan süreci engelleyebilir." diyen Görmüş, şöyle konuştu:

FATİH AÇA’nın haberi

Türkiye güne, emekli Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve çok sayıda askerin, ‘Balyoz’ planı iddiasıyla gözlatına alınmasıyla başladı.

Kuvvet komutanları, geçtiğimiz aylarda Taraf gazetesinde yer alan ‘Balyoz’ darbe planı nedeniyle gözaltına alınsalar da darbe iddiaları ilk olarak 2006 yılında Nokta dergisinde ‘Darbe Günlükleri’ haberiyle gündeme gelmişti.

Read more…

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38046] Ergenekon'un 1 numaralı ismine ulaşıldı mı?

Posted: 24 Feb 2010 10:12 AM PST

Ergenekon’un 1 numaralı ismine ulaşıldı mı?


ergenekon

Balyoz darbe planına yönelik gerçekleştirilen tutuklamalarda, Ergenekon’un 1 numaralı ismine ulaşıldığı belirtildi.
Ankara ve İstanbul’da düzenlenen şok operasyonlarla gözaltına alınan üst düzey emekli komutanlar arasında özellikle bir isim dikkat çekiyor.
Bu isim Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalandığı dönemde Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı olan Korgeneral Engin Alan.

Read more…

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38065] Bu sayfayý görüntüle "KENDİMİZİ TEST EDELİM"

Posted: 24 Feb 2010 04:39 AM PST

http://groups.google.com/group/anadoluhaber/web/kendimizi-test-edelim
bağlantısını tıklayın veya bağlantı çalışmazsa tarayıcınızın adres
çubuğuna yapıştırın.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38048] Meydan Okumak yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 24 Feb 2010 03:17 AM PST

MEYDAN OKUMAK yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI


MEYDAN OKUMAK
Bize,

BAŞARAMAZSIN dediler
YAPAMAZSIN dediler
MÜMKÜN DEĞİL dediler
OLMAZ dediler
İMKÂNSIZ dediler

Biz de,
BAŞARIRIZ dedik
YAPARIZ dedik
MÜMKÜN EDERİZ dedik
OLUR dedik
İMKÂNLI dedik


SONUÇ OLARAK YOLUMUZDAN DÖNMEDİK,
DÖNMEYİ BİR AN OLSUN DAHİ DÜŞÜNMEDİK,
DÖNMEYECEĞİZ,

İFTİRALAR ATTILAR,
KABA KUVVET KULLANDILAR,
AMAÇLARI GÜÇSÜZ BIRAKMAKTI,
BIRAKTILARDA...
AMAÇLARI BEZDİRMEKTİ
BEZDİRDİLERDE...
AMAÇLARI YIKILMAMIZI SAĞLAMAKTI
YIKTILARDA...
AMAÇLARI GERİ DÖNMEMİZİ SAĞLAMAKTI
DÖNDÜREMEDİLER...

HIRPALANDIK,
BEZDİRİLDİK,
GÜÇSÜZ KALDIK,
YIKILDIK,
AMA GERİ DÖNMEYECEĞİZ, HABER DAR EDİLSİN HER KEZ BU KONUDA...

GÜÇSÜZLEŞMİŞTİK… TEKRAR GÜÇLENDİK HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR...
HIRPALANMIŞTIK… TEKRAR TOPARLANDIK HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR…
BEZDİRİLMİŞTİK... TEKRAR TUTKUYLA UMUTLA BAŞLADIK HAYATA HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR...

YIKILMIŞTIK... TEKRAR AYAĞA KALKTIK HEMDE BİR DAHA YIKILMAMACASINA

KİMSENİN YARDIMI OLMADI,
NE MANEVİ NE MADDİ YARDIM GÖRMEYEN ŞAHSIM, HİÇ OLMADIĞI VE DE HİÇ OLMAYACAĞI KADAR SAVAŞ VERECEKTİR... HER KEZE VE DE HER ŞEYE KARŞI…


ÜMİT BİZDİK VE GENE BİZİZ... KENDİNİZ İÇİN DE ÜMİT SİZ OLUNUZ VE ASLA VAZGEÇMEYİN, YAŞAMAKTAN VE BAŞARMAKTAN KORKMAYIN... KORKMAYIN Kİ... BAŞARI SİZİ GÖLGENİZ GİBİ TAKİP ETSİN...

 

                                                                       MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38041] Sıra 27 Nisan Muhtırası'na geliyor telaş bundan

Posted: 24 Feb 2010 01:53 AM PST

MEHMET ALTAN
STAR
24.02.2010  07:50

Sıra 27 Nisan Muhtırası’na mı geliyor?

Balyoz soruşturması dün, kimi teknik tartışmaları da kapsayarak, bütün gün sürdü. Gözaltına alınan zanlılara, “hükümeti devirmeye teşebbüs ve bu amaçla örgüt kurmak” sorgulaması yapıldı.

Sorgusu bitenler de mahkemeye sevkedildi.

Yargı süreci kendi rutininde ilerliyor...

***

Endişe verici...

Provakatif...

Sertlikten medet uman...

Ya da illegal bir gelişme söz konusu mu?

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlenen günlük basın toplantısında bir gazeteci ısrarla

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley’e soruyor:

“Türkiye’de darbe planladıkları iddia edilen kişilere yönelik son gözaltılar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’deki potansiyel siyasi istikrarsızlık hakkında ve Türkiye’nin, sizin deyiminizle tarihteki en başarılı müttefiklikte oynadığı merkezi role dair bir endişeniz var mı?”

Crowley yanıtlıyor:

“Türkiye’deki siyaset ve toplumun evrimi içinde bu konular yeni değil. Spesifik bir endişemiz olduğunu düşünmüyorum.

Şurası açık ki, atılan tüm adımlar Türk yasalarıyla uyumlu ve şeffaf olmalı.

Ancak biliyorsunuz, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton geçen hafta Katar’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile çok detaylı ve başarılı bir görüşme yaptı. Ortadoğu barış süreci, Kıbrıs meselesi, Irak ve İran gibi çeşitli konularda Türkiye ile yakından çalışmayı sürdürüyoruz” ...

***

Balyoz dâhil, olup biten nasıl özetleniyor?

“Siyaset ve toplumun evrimi”...

Tam da böyle bir süreçte, 32. Gün’de, 27 Nisan Muhtırası’nı bizzat yazmak, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’yı meslekten men ettirmek ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’u görevden aldırmakla övünen eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Balyoz yargıya yansıyınca, “önce ateş edip sonra nişan alan” adam gibi bunun bir muhtıra olmadığını dillendirme ihtiyacını duymuş...

“Şimdi 27 Nisan’a muhtıra dediler, demeye devam ediyorlar. Muhtıra böyle olmaz. Muhtıranın tarihimizde örnekleri vardır. 27 Nisan’a muhtıra diyenler ya muhtıranın anlamını bilmiyorlar veya 27 Nisan bildirisini okumamışlar. 27 Nisan bir muhtıra değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale değildir. 27 Nisan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin laiklik konusundaki duyarlılığının dile getirilmesidir. Başka bir şey değildir.”

Muvazzafken “gökte tutup, yerde yiyenler”, Türkiye’de yargı Saray’a ulaşmaya başladığında, emekliliklerinde, “o sırada gözlerimizin önünde yaşananları sanki kendileri yapmamış” gibi davranıyorlar...

Aslında “kişisel portreler” açısından bu da hüzün verici bir başka konu...

Ya anayasa ve yasaları çiğneme ya da pabucu pahalı görünce bundan “dön geri” yapma...

***

Dün 27 Nisan Bildirisi’ne yeniden göz attım...

Şu paragrafa bakın:

“Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.”

Şimdi bu muhtıra değilmiş...

Ya da “Türk asıllı” olmayan insanlarımıza yönelik şu korkunç cümle:

“Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.”

Genelkurmay Başkanı’nı görevinden alamayan Parlamento, bu tehdit nedeniyle erken seçime gitmişti.

Şimdi parlamentonun kimi nereye seçeceğine karışamayacak bir askeri anlayışa doğru gidiyoruz... Siyaset parlamentonun, savunma da askerin görevi olacak...

Onun için siyaset ve toplum evrimleşiyor...

***

Hissim o ki yargı gündemindeki sırada 27 Nisan da var...

Düpedüz bir anayasal suç idi...

Üstelik faili de açıkça üstlendi.

Ama asıl kararı yargı vermeli...

Fail de derdini mahkemeye anlatmalı...

***

Bu süreçlerin hızlanması siyasetin ve toplumun daha çabuk evrimleşmesini, bizim de ağır ve gerçek sosyal gündemimize geri dönmemizi sağlayacak...


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38063] Yaşar Büyükanıt'a çok güzel bir cevap!

Posted: 24 Feb 2010 01:51 AM PST


Planları suya düşüren karar: AK Parti...

27 Nisan bildirisinin muhtıra olmadığını söyleyen dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'a cevabı dönemin milletvekili Ümmmet Kandoğan verdi.



Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, 27 Nisan'da yayımlanan e-muhtıra için “Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale veya muhtıra değildi” ifadesine cevap veren DYP milletvekili Ümmet Kandoğan, “O bildirinin sonunda sadece bir cümle eksiktir. O da, ‘Yönetime el koyduk' cümlesidir” dedi. Partisiyle ters düşme pahasına TBMM'ye girerek Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasına katılarak dikkatleri üzerine çeken dönemin DYP Denizli milletvekili Kandoğan, bildirinin cumhurbaşkanlığı seçimini engellemeye dönük bir muhtıra olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

‘ELLE TUTULUR HİÇBİR YANI YOK'

“O günleri gözümüzün önüne getirdiğimizde bunun, sıradan bir açıklama mı yoksa muhtıra mı olduğu açığa çıkar. Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk tur oylamasının TBMM'de yapıldığı 27 Nisan akşamı bildiri yayınlıyorsanız, o bildirinin birinci amacı TBMM'nın cumhurbaşkanlığı seçimini engellemektir. İkincisi ise, Anayasa Mahkemesi'ne ve üyelerine gözdağı verme ve uyarmadır. O bildirinin sonunda sadece bir cümle eksiktir. O da, ‘Yönetime el koyduk' cümlesidir.” Büyükanıt'ın “muhtıra değildi” açıklamasını inandırıcı bulmadığını kaydeden Kandoğan, “O zaman, neden cumhurbaşkanlığı seçiminin TBMM'de yapıldığı günün akşamı o bildiriyi yayınladınız” diye sordu ve ekledi: “Büyükanıt'ın açıklamalarının elle tutulur hiçbir tarafı yoktur. ‘Sözde değil, özde cumhurbaşkanı istiyoruz' açıklamasını da kendisi yapmıştı.”

‘TEK EKSİĞİ SANAL OLMASIYDI'

“Yayınlanan bildiri, bir müdahale olarak algılandı. Zaten o yüzden, hiç gündemde olmamasına rağmen seçim kararı alındı. 27 Nisan e-muhtırası olsaydı, seçim kararı alınmazdı. Seçim kararın alınmasında ki en büyük etken o müdahaledir” diyen dönemin AK Parti milletvekili Ersönmez Yarbay ise, Büyükanıt'ın sadece muhtıranın şekli bakımından haklı olabileceğini belirterek “Büyükanıt'ın haklı olduğu tek bir yön var. 27 muhtırası, eski muhtıralara benzemiyor. Eski muhtıralar cumhurbaşkanına veriliyordu, bu ise sanal alemde yayınladı. Ama neticesi aynı oldu ve muhtıra verilmiş gibi oldu. Sanal alemde verilen bu bildiriye karşı hükümet dik durdu. Belki hükümetin istifa etmesi beklentisi vardı ama hükümet istifa etmeyerek, beklentilere boşa çıkardı” dedi.

BiLDiRiDE NE DENMiŞTi

Büyükanıt'ın “Ben yazdım” dediği, emuhtıranın Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili bölümünde şu ifadeler kullanılmıştı: “Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, TSK tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, TSK bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, TSK yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.”

TSK'nın siyasi beyanat vermesi suçtur

Genelkurmay eski Başkanı Büyükanıt'ın, “Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale veya muhtıra değildi” ifadelerini kullanmasına hukukçular tepki gösterdi. TSK'nın hakkı ve yetkisi olmamasına rağmen siyasi beyanatlarla yargıya müdahale edildiğini ifade eden hukukçular, Askeri Ceza Kanunu'nda ‘askerlerin siyasi beyanatlar vermesinin suç' olduğunu hatırlattı. Avukat Ergin Cinmen, bildirinin hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Bildirinin yazıldığı süreçte, belki muhtırayı gerektirecek bir süreç olarak düşünüldüğünü söyleyen Cinmen, şunları söyledi:

‘MEŞRU GİBİ GÖRÜNÜYOR'

“O süreçte yayımlanan bildiri çok açık şekilde siyasete müdahaledir. Askeri Ceza Kanunu'nun 145. maddesine göre hiçbir asker, siyasi içerikli beyanda bulunamaz ve böylesi bir yazı yazamaz. Ama bunlar çok yapıldığı için meşru gibi gözüküyor. Ceza Kanunu'nda Genelkurmay Başkanı'nı yargılayacak bir merci yoktur. Yargılayanın kıdemli olması lazım ama Genelkurmay Başkanı'nın üzerinde bir rütbe yoktur. Yani yargılama imkansızlığı var. Ama Başbakanlık'a karşı siyasi sorumluğu vardır. Bence Başbakan yetkilerini o dönemde kullanmalıydı.”


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38059] Meksika yolcuları kalmasın, lütfen koğuşlarda yerinizi alın!

Posted: 24 Feb 2010 01:50 AM PST

Doğan'ın Meksika bileti hazırmış

Eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın 'balyoz' operasyonundan haberdar olduğu iddia edildi.



Doğan'ın salı sabahı Meksika'ya gitmek üzere hazırlık yaptığı, vize ve uçak biletiyle ilgili işlemlerini tamamladığı öğrenildi.

KIŞ ORTASINDA YAZLIK TEMİZLİĞİ YAPTI

Doğan ile birlikte operasyondan önceden haberdar edildiği iddia edilen ikinci komutanın da eski SAREM Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri olduğu iddia edildi. Tanyeri'nin haftasonu Balıkesir Ayvalık'ta bulunan yazlığına giderek kapsamlı temizlik yaptırdığı tespit edildi. Arama için yazlığa giren Cumhuriyet Savcısı, yazlığın yeni temizletildiğini anlayarak, görgü tanıklarından aldığı bilgiler doğrultusunda konuyu tutanaklara geçirdiği öğrenildi.

Süha Tanyeri'nin haftasonu gelerek Balyoz Darbe Planı ve bilinmeyen birçok konuyla ilgili delilleri imha ettiği öne sürülüyor. Tanyeri'ye ait yazlığın bulunduğu mahalle sakinleri, "Yazdan yaza gelir bir süre kalır giderdi, kışın ortasında gelip apar topar temizlik yaptırınca biz de çok şaşırdık" diye konuştular.

Emniyet güçleri, operasyonu emekli generallere sızdıran köstebeği bulmak için derinlemesine soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde Emniyet, Savcılık ve TSK'ya yönelik inceleme yapılıyor.


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38062] Yargıya muhtıra: kavga, bürokratik cumhuriyetle demokratik cumhuriyet arasındadır.

Posted: 24 Feb 2010 01:44 AM PST

Şamil Tayyar - Star
2010-02-24

Yargıya muhtıra
 

Balyoz gözaltıları başladığında, nedense aklıma, Genelkurmay Başkanı’nın kozmik oda aramasına atfen söylediği “Nah alırlar” sözü geldi.

Diğer taraftan, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in “şüpheli” sıfatıyla içinde bulunduğu Erzurum’daki Ergenekon soruşturmasını hatırladım.

Eğer Başbuğ, askeri tesislere girişin mahkeme kararına rağmen kendi iznine tabi olduğunu düşünüyorsa, Balyoz’a “vize” verdiği, Erzurum’daki Ergenekon’a “dur” dediği sonucu çıkarılabilir mi?

Daha açık ifadeyle; Çetin Doğan, Ergin Saygun, Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve arkadaşlarını gözden çıkarıp Saldıray Berk’e sıkı sıkı sarıldı mı?

Yoksa “nah” ifadesi, askeri personele “ara gazı” mıydı?

Komutanlar rahatsız

Nedeni ne olursa olsun, Genelkurmay’ın hem Balyoz hem Erzurum hattındaki gelişmeleri yakından takip ettiği ve rahatsızlık duyduğu aşikardır.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in önceki gün alelacele Genelkurmay 2. Başkan Orgeneral Aslan Güner’le görüşmesi, böyle bir iklimin tezahürüdür. Bu görüşme, ilk defa gerçekleşmiyor. İki ismin, hükümetle asker ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde birkaç defa bir araya geldiği biliniyor.

Çiçek, görüşme nedenini, parola skandalına bağlasa da kamuoyuna yansıyan söylentiler, Genelkurmay’ın Balyoz operasyonuna açık müdahale talep ettiği yönündedir.

Nitekim, Çiçek’in görüşmeden hemen sonra önceki akşam saat 19.30 sularında Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’la görüşmesi, parola skandalıyla ilgili olmasa gerek. Askerin hassasiyeti müsteşar üzerinden savcılara mı iletilmek istendi yoksa parola skandalına ilişkin müsteşarın görüşü mü merak edildi, takdir size ait.

Dün akşam saatlerinde orgeneral ve oramirallerin sürpriz şekilde toplanması yukarıdaki tezi teyit eden önemli bir gelişmedir.

İlk kez böyle bir toplantının bildiriyle kamuoyuna duyurulması ve hiçbir açıklama yapılmaması, yargılama sürecine müdahale talebinin resmileştirilmesidir.

Bu bildiri, içerik ve yöntem olarak farklılık arz etse de yargıya yönelik 23 Şubat Muhtırası’dır, daha dar anlamıyla Balyoz soruşturmasını yürüten savcılara gözdağıdır. Hiç merak etmeyin, eften püften nedenlerle hoplayan yargı, iradesine yönelik bu müdahaleden mutlu olacaktır.

O bildiriyle verilen mesaj şudur: O generalleri tutuklama yoksa...

Orası muğlak...

Kimine göre, tüm üst düzey komutanlar istifa ederek tepkisini ortaya koyabilir. Veya AK Parti hakkında kapatma davasının önü açılabilir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde bekleyen Cumhurbaşkanı Gül hakkındaki Sincan kararı hayata geçirilebilir. HSYK harekete geçirilip savcılar görevden alınabilir.

Belki de hepsi...

Nitekim, davayı sulandırdığı için Ergenekon taifesinin çok sevdiği İngiliz

Gazeteci Gareth Jenkins, Balyoz operasyonu sonrası Guardian’a yaptığı değerlendirmede, gözaltılar tutuklamaya dönüşürse ordunun katiyen sessiz kalmayacağını söyledi.
Yani, mutabakat için ön şart, tutuklama olmaması...

Asker istemezse olmaz

Ordu darbe yapamayacağına göre, sessizliğini nasıl bozabilir? Sanıyorum en büyük kozları, yukarıda saydığım alternatiflerdir. Denebilir ki, ordunun kapatma davası ve Yargıtay’daki dosyada ne gibi rolü olur?

Lafı hiç evelemeye gevelemeye gerek yok. Asker istemezse asla dava açılmaz, açılamaz. Yargıtay’dan da istediği kararı çıkartır. 367 kararı, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptali, son HSYK operasyonu ve 28 Şubat sürecinde karargahtaki yargıçların tek kol düzeni kulaklara küpe olsun.

Yine karşıysanız, bu iddia, “fantezim” olsun. Belki, paralel evrendeki hadiselerle karıştırmış olabilirim.

Kamuoyu oluşturmak ise öyle zor bir iş değildir. Yararlanılacaklar listesine şöyle bir göz atın epeyi Yakup Cemil bulursunuz.

“Ne olur yalvarıyorum, kapatma davası açmayın” diye timsah gözyaşı döken Ertuğrul Özkök gibilerine de sakın aldanmayın.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, geçen kasımda kapatma incelemesinin başladığını resmen duyurdu. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in gözaltına alınmasından sonra uyarısını yineledi.

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ve Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un saçmalıklarının neredeyse Balyoz operasyonunun önüne geçecek şekilde tartışma konusu yapılmasının temel nedeni, Yargıtay havuzuna su taşıma gayretinden ibarettir.

Nuray’ın keşfi

Oysa daha bu ayın başında, başsavcının kapatma gerekçesi kapsamına aldığı “sivil vesayet” tezinin bayraktarı Nuray Mert, Avni Doğan için şöyle yazdı: “Ben kendisini tanımıyordum, sordum soruşturdum, partide de saygı duyulan bir isimmiş, kendi isteği ile geri planda duruyormuş.”

Devam ediyor Mert: “Saldırgan üslubu, ucuz polemikçiliği marifet sayan, öne çıkmak için bu yollara başvuran münazara çocuğu siyasetçi tipinden, onun ötesinde, önceliği siyasetçiden bile çok iktidarı kollama gayreti olan gazetecilerden sonra Avni Doğan gibi birini dinlemek bana ilaç gibi geldi.”

Eminim, Doğan’ın son açıklaması da ilaç gibi gelmiştir.

Benzer saçmalıklar birçok partide diz boyudur. Hoşgörüyle karşılanır. Yaptırım uygulanmaz. Çünkü, o partiler devlet tarafından kutsanmıştır. Ne zamana kadar? Yeni tehdit algısı oluşturana kadar...

Herkes biliyor ki, kavga, bürokratik cumhuriyetle demokratik cumhuriyet arasındadır. Gerisi teferruattır.

Karamsarlığa kapılmayın, romantik iyimser de olmayın. Realist olun. Böylece mücadelenin çetin şartlarını bilerek ve yılgınlığa düşmeden umudunuzu geleceğe taşırsınız.



--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38061] SIRADAKİ GELSİN.../soruyusormak.com

Posted: 24 Feb 2010 01:44 AM PST

Devletin İstatistik Enstitüsü, açıklama yapıyor:
Türkiye'de dört kişilik bir aile için "açlık sınırı" 182 YTL'dir.
Şimdi bu "derin" bilginin yol göstericiliğinde içinden bir türlü
çıkılamayan noktaları sıralayalım:
- Her şeyden önce, "Açlık sınırı" denen şey nedir?..
Yani, bir insana aç denebilmesi için, demek ki o insanın fiziksel
varlığının bir sınırı geçmesi gerekiyor?
Peki, bu sınırı geçtikten sonra ne oluyor?
Evet... İstatistik Enstitüsü bu sınırı geçen insanların akıbeti hakkında
hiçbir şey söylemiyor, hiçbir rakam vermiyor...
Sadece, Türkiye'de bir milyona yakın insanın bu sınırı geçmiş olduğunu
belirtmekle yetiniyor... Ve bu açıklama, olağanüstü soğukkanlı bir
ağırbaşlılıkla, sakin bir bilim adamı tavrı ile ve kibarca
yapılıyor...
Oysa bu işin ne şakaya ne de ağırbaşlı ve kibar bir edaya tahammülü
yok...
Peki, korkunç insan manzaraları karşısında Türkiye halkın yüzde
96'sının oyları ile tasdik edilerek, altına mühür basılmış olan
Anayasamızdaki "Sosyal Devlet" ilkesi ne anlama geliyor?..
Üstelik açlıkla burun buruna gelen ve Devlet İstatistik Enstitüsü'nün
değerli uzmanlarına göre, "ha öldük, ha ölüyoruz", aşamasında sıra
bekleyen bu insanlar, sayın başbakanımızın deyimi ile, "Üst Kimlik"
olarak Türkiye vatandaşı payesini kazanmış olan insancıklar...
Devletin bu Sayın Enstitüsü'nün pek sayın uzmanları herhalde sayı
saymayı bilmiyorlar... Ya da sayıları alt alta yazıp toplamayı
beceremiyorlar.
Az da değil... Türkiye'nin tam 1 milyon vatandaşı resmi verilere göre
aç!..
Ama hayır... Gerçekten bu işte bir gariplik var...
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerinde taban olarak alınan 182
TL'lik sınırı ele alalım...
Dört kişilik bir aile, toplam 182 TL ile nasıl yaşayabilir, hiç hesap
ettiniz mi?
Hiç değilse bir şeyler girecek boğazlarına, sonra ısınacaklar, sonra
su kullanacaklar... Peki elektrik ne olacak? Ya çocuklarınızın okul,
kitap, defter giderleri?..
Diyelim ki, oğlunuzu sünnet ettireceksiniz... Veya kızınızı gelin
edeceksiniz... Ne olacak? Ya üstünüz, başınız?.. Ya sabun? Sıcak su?
Tuz? Ya da sade suya çorba?..
Peki geçtik bütün bunları... Ya bir de üstüne üstlük hastalandınız,
diyelim... Bu durumda çözüm kolay: Atlayıvereceksiniz "açlık
sınırı"nı... Sizin için, özel olarak, Cuppadanak, ardına kadar
Cennet'in kapısı..
Cenazenizi kaldırarak öteki Dünya'ya yatırım yapan birkaç "mü'min"
kardeşimiz dua okuyacak rahmetinize... Tabutunuz da oldukça hafif
olacak bittabi...
Ve camideki musalla taşının ardında, sizi de "iyi" bildiklerini
söyleyecekler...
Ve istatistikçi uzman amcalar, önlerindeki bilgisayardan sizin nüfus
kaydınıza bir küçük çentik atacaklar ve özenle çıkaracaklar açlık
sınırı hesaplarından sizin adınızı...
Ve "Türk varlığına armağan ettiğiniz" mevcudiyetinizi "yok"a
çevirecekler...
- Amin, diyecek cami imamı.
- Bizce bir mahsuru yok, diye karşılık verecek cami avlusundaki
cemaat.
Ve bu işlere bakan bir büyüğümüz konuşacak ağır ağır;
- Sıradaki gelsin!..

Lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38045] Balyoz kime vuruldu, ses nereden geliyor

Posted: 24 Feb 2010 01:41 AM PST

İrfan Sönmez
haber@habervaktim.com
2010-02-23

Balyoz kime vuruldu, ses nereden geliyor
 

Hukuk devleti işte böyle bir şey; Kimsenin suç işleme veya suç işledikten sonra –efelenme- imtiyazı yoktur. Dün yaşananlar birkaç gün önceki HSYK kararı ile gösterilen sopaya rağmen savcıların işini yapmaya devam ettiğini gösteriyor.
Artık hiç kimse dokunulmaz olduğunu sanarak istediğini yapamaz.
Kuralsızlığı kural haline getirenler, bundan böyle attıkları her adımı daha çok düşünerek atacaklardır.
Balyoz darbe planı ile ilgili olduğu sanılan göz altılar, TSK için de bir şanstır. Askerlik mesleği dışında her işi yapan unsurların bunca iddia ve ithama rağmen Ordu içinde tutulması onların bugüne kadar yaptıklarını meşrulaştıracağından cüret ve cesaretlerini daha da artıracak, netice de olan TSK nın itibarına olacaktı.
İşi gücü siyaset yapmak, komplo kurmak,entrika yapmak olan bir asker savaşamaz. Böyleleri, görevini bihakkın yerine getirenlerin moralini de bozar.Halbuki, bu topraklarda milletinin emrinde güçlü, disiplinli,birbirine kenetlenmiş bir Ordu’ya sahip olmadan tutunmak çok zordur.
Son operasyonu eleştiren gözünü hırs ve kıskaçlık bürümüş çevreler olacaktır.Nitekim daha şimdiden, gözaltına alınanlarla ilgili elde hangi tür bilgilerin bulunduğuna muttali olmadan, operasyonu muhalifleri susturmak olarak niteleyen bir sürü çapsız siyasetçinin beyanı medyaya düştü.Bunun arkası da gelecektir.
Hukukun işlemesi halinde son 50 yılın karanlıkta kalmış bir çok olayının aydınlanacağı, bir çok karanlık yüzün deşifre edileceği korkusu bu çevreleri bir an önce hükümeti öyle veya böyle tasfiye etmeye yöneltiyor.Yargı darbelerinin, art arda gelen açıklamaların, kapatma baskılarının arkasında hep aynı korku,aynı hesap verme endişesi var.Hukukun aydınlığı karanlıkta iş bitirmeye alışmış olanları çileden çıkarıyor.
Fethullah Hocacılar dediler tutmadı. İrtica dediler tutmadı. ABD-AKP iş birliği dediler tutmadı.Şimdi sivil dikta, muhalefeti susturmak gibi sahte gerekçelerle avunmaya çalışıyorlar.
Aslında bu ülkede irtica diye önümüze konulan resimlerin kimler tarafından çizildiği,kimi terör olaylarının kimler tarafından kurgulandığı artık gün gibi ortada.Hukuk projektörlerini kuytulara, karanlıklara tuttukça daha bir çok yargının temelden sarsılacağını, bir çok ezberin bozulacağını söyleyebiliriz.
Balyoz operasyonu ile HSYK darbesi arasında sadece 3 günün olması, iki olayın üst üste gelmesini de ayrıca düşünmek lazım.HSYK nın Erzurum savcılarına yönelik operasyonu, sakın aslında onların üzerinden Ergenekon savcılarına dönük bir operasyon olmasın.Bu operasyon önceden haber alındıysa eğer, HSYK kararı,Erzurum savcıları üzerinden ETÖ savcılarına bir dur ihtarı veya mesajı olarak yorumlanabilir. Zamanı gelince bu arınma sürecini durdurmaya dönük engellemelerin arka planı da ortaya çıkarılacaktır. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değil ve hiçbir kurum yasa dışı iş ve eylemleri uzun süre gizleyemiyor.
Balyoz operasyonu ile darbe ve provokasyon geleneğine en büyük darbe vurulmuştur. Kimse bundan böyle en güzide kurumların arkasına saklanarak en pespaye işleri yapamayacak, o kurum ve kuruluşları kirletemeyecektir.Ama garip olan sesin Balyozun vurulduğu yerden değil, MHP den gelmesidir.Hukuk darbe iddiasının muhataplarına dokundu,şamatayı MHP çıkarıyor. Yazık, çok yazık.MHP geleneği bu Faruk Bal ile Oktay Vural’ın açıklamalarına müstehak mıdır?



--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38042] "Kapatma davası açacak da!.."

Posted: 24 Feb 2010 01:39 AM PST

Serdar Arseven - Vakit
sarseven@hotmail.com
2010-02-24

“Kapatma davası açacak da!..”
 

Bazı dostlarım, Ergenekoncularla temasımın “anormal” derece yoğun oluşuna takılmış...
Bu adamlarla bu kadar iyi anlaşmamın sebeplerini sorgulamakta.

Hayır; iyi anlaştığımız filan yok.
Belki tarzımız hoşlarına gidiyor; onları dinlememiz, dile getirdikleri endişelere (asla) hak vermesek de, kendilerini anlamaya çalışmamız, aramızdaki diyaloğun devamını mümkün kılıyor.
Bir de; kendilerine yönelik en amansız hücumlarımızda dahi, görüşlerini olduğu gibi yansıtmaya özen göstermemiz bize avantaj sağlıyor.

Hafta sonunda; “o zihniyetteki” bir grup YARSAP’çı ile bir araya geldik.
Hukukçuların mekânındaki görüşme ayarlanmış değildi; bir rastlaşma şeklindeydi.
Ankara’daki hukukçu dostlarımızdan biri ile sohbet ederken, o gruptan birkaç “adam” yan masaya oturdu.
Selamlaşma filan derken, masaları birleştirdik.

Şunu ifade edelim ki;
HSYK’nın; “düzgün” savcıları kesip biçme ameliyesinin hukuki olduğunu söyleyen bir “kul” çıkmadı.
YARSAP’çıların biri olsun; “Salt idari yetkileri bulunan HSYK’nın, böyle bir fecaate, rapora mapora ihtiyaç duymaksızın imza atmasına” hukuki izahat getirmeye yeltenmedi.
Sadece...
“Yargının kendini koruma hakkının bulunduğunu” filan ifade ettiler.
“Esas sebep Başsavcı’nın hapse atılması değil de, bir Orgeneral’in şüpheli olarak ifade vermeye çalışılması değil mi?” diye sorduğumuzda da...
İtiraz eden olmadı.
İlginç gelir mi bilmem;
Konu “Askere” geldiğinde...
Bu takımın “Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ”dan hiç mi hiç hazzetmediği ortaya çıktı.
Nasıl oluyorsa; Hilmi Özkök ile aynı kategoriye yerleştiriyorlar Muhterem Başbuğ’u!..

Hafta sonu buluşmasını bu köşeye taşımamın sebebine gelince...
Esas mevzu...
Yani ziyadesiyle ilgilendiğimiz mevzu; “AK Parti’ye kapatma davası açılacak mı, açılmayacak mı?..”
Bu konu tarafımızdan ortaya atıldığında...
“Tevafuken” buluştuğumuz YARSAP ağır toplarından biri, “Sayın Başsavcı öyle hesapsız kitapsız bir hukukçu değildir” dedi.
Ve ekledi:
“Kendisiyle bu konuları konuştuk. Bir kapatma davasının sistemi iyice kilitleyebileceği ve hiç de istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceği konusunda ortak görüşlere sahibiz!..”
Bu noktada sorulur:
“Nasıl yani?..”
Ve şöyle bir cevap alınır:
“Bir kapatma davası açılacak olursa, AKP hemen erken seçim kararı alır. Erken seçimden nasıl bir sonuç çıkar?.. Burası çok önemli. Yeniden bir yüzde 47 mi olur, yüzde 50’yi mi aşarlar, orası bilinmez...”
“YARSAP”çılar fevkalade politize...
Bakın nasıl:
“Sayın Başsavcı, MHP’nin, oylarını biraz artıracağını düşünüyor. Belirsiz olan, CHP’nin durumu. Sayın Baykal, son döneminde. Kılıçdaroğlu’nun yolu şimdilik açık değil. Sayın Sarıgül’ün atağı, CHP’yi etkileyebilir. Başbakan, Yahudilere karşı şovlarıyla iyi puan topladı. Bizim vatandaş köylü; meselenin derinliklerine vâkıf olamaz ki... (!!!) Bize, “din karşıtı” diyorlar, “millet karşıtı” diyorlar... CHP de ‘Menderes zihniyeti’nin sinir uçlarına dokunuyor. Sayın Başsavcı, AKP’nin kesin zaferiyle sonuçlanacak, dahası CHP’yi baraj seviyelerine (yüzde 10 civarı) çekecek bir davayı zor açar!.. Ben kendisiyle görüşmemde dava açacağı yönünde bir izlenim edinmedim.”

O bunları söylerken, biri hafiften itiraz etti:
“Erbakan’ın partisi (Fazilet) hakkında da kapatma davası açılmıştı. O parti, davalı olarak gittiği seçimde oy kaybetti. Hakkında dava açılan parti, ille de kazanacak diye bir şey yok. Vatandaş, mütemadiyen gerilim üreten partilerden bir süre sonra soğuyabiliyor.”

Böyle bir itiraz geldi ama pek benimsenmedi.
AK Parti’nin, Fazilet’ten farkı ve ortamın o ortamdan farkı üzerine çok şeyler söylendi...
Ve bir kapatma davasının, rejim açısından çok tehlikeli olabileceği yönündeki görüş benimsendi.

Başsavcı, dava açması halinde, CHP’nin baraj altında kalabileceğinden endişe ediyormuş.
Bu endişeyi “dostlarıyla buluşmalarında” dile getirmiş.

Doğrusu; Başsavcı’ya atfedilen endişeler temelsiz değil.
Hiç şüpheniz olmasın, CHP hızla eriyor.
MHP’nin “açılım”ın hararetli bir şekilde tartışıldığı günlerdeki “hızı” kesildi.
Anadolu’nun dört bir yanındaki temsilcilerimle görüşmelerim ve alandaki tespitlerim, MHP’nin inişe geçtiğini düşündürüyor.
Tevazuun aşırısı kibirdenmiş; yerel seçimler öncesinde 25 şehri dolaştım ve o günlerde ne yazdımsa, seçimlerden o sonuç çıktı...
Samsun’un sadece merkezi değil, ilçe ve beldelerinde kimlerin kazanacağına yönelik tahminlerim, yüzde yüz isabet kaydetti.
Kastamonu ve Karabük’ü MHP’nin kazanacağını yazdığımda, pek çok AK Partili ve Saadetli kardeşim bana sitem etmişti.
Lâkin, sonuç yazdığım gibi oldu.
Şu anda da... AK Parti’nin hızla toparladığını, CHP’nin aynı hızla düşüşe geçtiğini, MHP’nin hızının ise kesildiğini görüyorum.
Kapatma davası açılırsa, AK Parti’nin tırmanışı, diğerlerinin ise düşüşü çok daha belirgin hale gelir.
Başsavcı anlaşılan, bunu görmüş...
Ya da birileri onun adına uyduruyor!..



--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38044] Komutanlarla bitmez bu iş!

Posted: 24 Feb 2010 01:37 AM PST

Ali Karahasanoğlu - Vakit
akarahasanoglu@vakit.com.tr
2010-02-24

Komutanlarla bitmez bu iş!
 

Şu komutan gözaltına alındı, bu komutan savcılığa çıkartıldı..
Tamam, darbe hazırlığı içinde olan askerî şahıslar; muvazzafı ile emeklisi ile sorgulanıyorlar, sorgulanmalılar..
Sonuçta; darbeyi yapacak olanlar onlar, onların sorgulanmaları da doğal..
Ama, ya onların medyadaki uzantıları?
Onlar sorgulanmayacaklar mı?
Şöyle bakalım olaya..
Bazı generaller darbe yapmayı kafalarına koydular.
Darbeyi yaptıktan sonra, medyaya zaten hakim olurlar. Farklı sesleri sustururlar. İstediklerini yazdırırlar, istemediklerini kapatırlar..
Ama darbe yapılma aşamasında, kendilerine medyada destek verilmediği takdirde, cuntacı generaller, o süreci nasıl yürütebilirler?
“Canım, İç Hizmet Kanunu 35. madde var. O madde, Cumhuriyeti koruma-kollama görevini askere veriyor. Dolayısı ile yönetime gerektiğinde el koymak, askerin kanundan kaynaklanan görevi” diyerek, darbecilere medya desteği veren şarlatanlar olmasa, darbe nasıl yapılabilinir ki?
Sadece destek değil, bazıları tahrik bile ediyor, generalleri..
“Vatandaşlar, ‘komutanım daha ne bekliyorsunuz’ diyerek generale çıkışırken ...” türünden haber yapanlar, olmadı mı bu ülkede?
Hâlâ da benzer haberler yapanları görmüyor muyuz, ekranlarda..
Evet, bunların da sorgulanmaları gerekir.
Ki; darbe geleneği, gerçekten tarih olsun.
Ama görünen o ki; generaller gözaltına alınırken, medyadaki uzantıları, kendilerine henüz el atılmamasının verdiği cesaretle, pervasızca darbe tahrikçiliğine devam ediyorlar.
Kimisi hâlâ utanmadan, “Hedef Genelkurmay” diye yazı yazabiliyor.
Hem de “Adi-Başbakan” şeklinde parolaların ortaya saçıldığı bir günde!
Hedef, ‘Genelkurmay’mış!
Hedef ‘Başbakan’ değil de, ‘Genelkurmay’mış!
Utanma olmadığı gibi, akıl ve izan da yok bunlarda..
Bazıları daha da ileri gidiyor: “Komutanlarım bunları temizleyin” başlıklı, halkın isteğini yazıyormuşçasına, köşelerine yazı alıntılıyorlar.. Tahrikçiliğe tam gaz devam ediyorlar.
Bir generalin gözaltına alınması sırasında, bağlantılı olduğu vakıfta da arama yapılması üzerine, “Halk tepki gösterdi” diye haberler yapıyorlar..
Savcının talep edip, hakimin verdiği arama kararına, bir iki-kişi gerçekten tepki gösteriyor ise, onların bu hareketi “Halktan tepki” diye haber olamaz.
Olsa olsa, “Kanuna mukavemetten gözaltına alınması gereken darbe tahrikçilerine, polis hoşgörü ile yaklaştı” dersiniz.. Haberi böyle yaparsınız..
Ama görüyorsunuz işte; medyadaki uzantılar, darbeyi bilfiil yapacak olan bazı subaylardan daha atak, daha aktif durumdalar..
Dün akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde, bir “bilgi notu” yayınlandı..
Genelkurmay Başkanlığı’nda, tüm orgeneral ve oramiraller son gözaltıları görüşmüşler.. Beraber vazife yaptıkları generaller, hatta halen görevde olan bazı amiraller gözaltında.. Tabii ki “Durum nedir, suçlama neye dayanmaktadır, nerelere kadar ulaşmaktadır” noktasında, böyle bir toplantı yapabilirler..
Ama bakınız medyadaki darbe tahrikçilerine..
Bu toplantıdan da hemen vazife çıkarttılar..
Generallerin toplantısını, kendi kafalarındaki “darbe” için, bir hazırlık gibi göstermeye çalışanlar bile oldu.
İşte medyadaki bu darbeciler derdest edilmeden, bu ülkeye rahat yok.
Ülkeyi karıştırmaya çalışan darbecilerin, bombalı/silahlı hazırlıklarını sulandırmaya çalışanlar derdest edilmeden, bu ülkede darbe tehdidi kalkmaz.
Düşünebiliyor musunuz, en adice plânların altında imzası olan şahıslar etrafında dönen tüm suçlamalar, TV ekranlarından masum çalışmalar gibi anlatılıyor..
Suçlanan kim varsa, anında ekrana çıkartılıp, savunmaları yaptırılıyor. Embedded gazeteciler karşısında.. “İstediğinizi sorun” mavalları ile..
Darbe teşebbüsündeki bazı generallerin gözaltıları ile bitmez bu iş..
Medyadaki uzantılar, en az o generaller kadar suçludur; darbecilik eyleminde.



--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38043] 'Abdullah'ı bitirimeden bunadı!

Posted: 24 Feb 2010 01:36 AM PST

'Abdullah'ı bitirmemiz lazım
 
Darbe Planlarının ayrıntılarına baktığımız zaman kesişen tarihler ve buluşan isimler çıkıyor karşımıza.
 
3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti'nin tek başına iktidar olarak Meclise girmesi, belli ki bazı cuntaları harekete geçirmiş.28 Şubat sürecindeki yeni süreçte rol kapacağını ve bu yolla etkinlik sağlayacağını düşünen kimi isimler, ilk elden darbe hazırlıklarına başlamışlar.Ayışığı ve Sarıkız darbe Planlarının tarihi 2002-2004 balyoz darbe planının sunumu 3-7 Mart 2003. Plan tabi ki o gün hazırlanmamış, harekat emirlerinin 3 Kasım seçimlerinden hemen sonra verildiği anlaşılıyor.

Tarih 18 Kasım 2002. 3 Kasım seçimlerinden tek başına iktidar olarak çıkan AK Parti hükümetinin kurulduğu tarih. Recep Tayyip Erdoğan yasaklı olduğu için seçimlere sokulmamış, 58. Hükümeti Abdullah Gül kurmuştu.

O tarihlerde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, Kayseri Jandarma İstihbaratın başındaki komutanı arayıp, "Abdullah'ı bitirmemiz lazım" talimatını veriyor.Ancak "Abdullahı bitirmemiz lazım" emri orada kalmıyor.

"Bu Abdullah'la ilgili bir şey bulun bunu bitirelim" diyor. Annesinin, babasının, kardeşlerinin, akrabalarının takibe alınmasını soyunun sopunun araştırılmasını istiyor. Araştırma yapılıyor birşey çıkmıyor. Ancak Eruygur Kayseri Jandarma İstihbaratın tepesinde boza pişiriyor. Kayseri Jandarma kıvranıyor, Şener Paşa dinlemiyor ama kanundan korkan komutanlar da daha fazla ileri gitmiyor. Eruygur birşey tezgahlatıp, Abdullah Gül'ün başına bir çorap öremeyince 30 Ağustos'ta ilk fırsatta Kayseri Jandarma İstihbarattaki komutanların defterini dürüyor.

Bu kafa yapısını yansıtması açısından bir anekdot aktarmak istiyorum. 27 Mayıs'ın önde gelen isimlerinden biri Cemal Madanoğlu. Ancak bir ihtilalle yetinmeyip bir de 9 Mart 1970'de ikinci darbesini gerçekleştirmek için mücadele verenlerden. Darbecilik denilince çok önemli bir deneyim.

"Biz hükümetten emir almayız" diyor Madanoğlu. Muhatabı, "peki siz kimden emir alırsınız" diye soruyor. "Biz devletten emir alırız oğlum" diyor. Bu kez, "Peki devlet kim" sorusu geliyor. Cevap çok manidar: "Devlet biziz oğlum" diyor Madanoğlu.


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38050] gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var.

Posted: 23 Feb 2010 11:46 PM PST

Hadis-i Şerif Meâli

Hayatınızın her ânında hayır elde etmeye çalışın. Ve Allah'ın rahmet esintilerine yönelin. Çünkü, Allah'ın rahmet esintileri vardır. Onları dilediği kullarına isabet ettirir. Allah'tan kusurlarınızı örtmesini ve sizi korkularınızdan emin kılmasını isteyin.

Câmiü's-Sağîr, No: 638

24.02.2010

Gençlik darbesi

Risâle-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan, gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var.

(Risâle-i Nur mîzanlarından On Üçüncü Sözün

İkinci Makamının Hâşiyesidir)

Bismihî Sübhânehû

Risâle-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan, gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var.

Evet, gençlik damarı akıldan ziyâde hissiyâtı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez; bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker; ve bir saat sefâhet keyfiyle, bir nâmus meselesinde, binler gün hem hapsin, hem düşmanın endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur.

Bunlara kıyasen, bîçare gençlerin çok vartaları var ki, en tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorlar. Ve bilhassa şimâlde koca bir devlet, gençlik hevesâtını elde ederek, bu asrı fırtınalarıyla sarsıyor. Çünkü, âkıbeti görmeyen kör hissiyâtla hareket eden gençlere ehl-i nâmusun güzel kızlarını ve karılarını ibâhe eder. Belki, hamamlarında erkek, kadın beraber çıplak olarak girmelerine izin vermeleri cihetinde, bu fuhşiyâtı teşvik eder. Hem, serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarını helâl eder ki, bütün beşer bu musîbete karşı titriyor.

İşte bu asırda, İslâm ve Türk gençleri, kahramanâne davranıp, iki cihetten hücum eden bu tehlikeye karşı, Risâle-i Nur’un Meyve ve Gençlik Rehberi gibi keskin kılınçlarıyla mukabele etmeleri elzemdir. Yoksa, o bîçare genç, hem dünya istikbâlini, hem mesud hayatını, hem âhiretteki saadetini ve hayat-ı bâkiyesini azablara, elemlere çevirip mahveder. Ve sû-i istimâl ve sefâhetle hastahânelere ve hayatın taşkınlıkları ile hapishânelere düşer. Eyvahlar, esefler ile, ihtiyarlığında çok ağlayacak. Eğer terbiye-i Kur’âniye ve Nurun hakikatleriyle kendini muhâfaza eylese, tam bir kahraman genç ve mükemmel bir insan ve mesud bir Müslüman ve sâir zîhayatlara, hayvanlara bir nevî sultan olur.

Evet, bir genç, hapiste, yirmi dört saat her günkü ömründen tek bir saatini beş farz namaza sarf etse ve ekser günahlardan hapis mâni olduğu gibi, o musîbete sebebiyet veren hatâdan dahi tevbe edip sâir zararlı, elemli günahlardan çekilse, hem hayatına, hem istikbâline, hem vatanına, hem milletine, hem akrabâsına büyük bir faydası olması gibi; o on, on beş senelik fânî gençlikle, ebedî parlak bir gençliği kazanacağını, başta Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân, bütün kütüb ve suhuf-u semâviye katî haber verip müjde ediyorlar.

Evet, o şirin, güzel gençlik nimetine istikametle, tâatle şükretse, hem ziyâdeleşir, hem bâkîleşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem belâlı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur gider; hem akrabâsına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeye sebebiyet verir.

Sözler, s. 135, (yeni tanzim, s. 241)

LÜGATÇE:

katl: Öldürme.

batman: Eski bir ağırlık ölçüsü olup, iki okkadan sekiz okkaya kadar yer yer değişir; çoğunlukla altı okkadır.(Bir okka=1283 gr.)

varta: Tehlike.

şimâl: Kuzey.

ibâhe: Mübah kılma, helâl etme.

fuhşiyât: Çok çirkin işler, günahlar; gayr-ı meşrû cinsî münâsebetler.

elzem: En lüzumlu.

hayat-ı bâkiye: Sonsuz hayat.

sefâhet: Gayrimeşrû eğlenceler.

zîhayat: Hayat sahibi.

terbiye-i Kur’âniye: Kur’ânî terbiye.

kütüb: Kitaplar.

suhuf-u semâviye: Allah’ın peygamberlerine gönderdiği sayfalar.

tâat: İbadet, itaat.



Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38049] ASA-YI MUSA DERSLERİ -8-gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır.

Posted: 23 Feb 2010 11:11 PM PST

Asa-yı Musa

Birinci Kısım

Meyve Risalesi

 

                                   Üçüncü Mesele-2

 

 

Evet, gördüğüm hakikattır( doğru, gerçek), hayal değil. Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri( sonu) kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Geçmiş zamanın elli sene evvelki hâdisatı( hadiseler olaylar) sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hâdisatını(hadiselerini, olaylarını ) gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefaheti( zevk,eğlence ve yasak şeylere düşkün, doğru ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler) elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilseydi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru( helal olmayan dine aykırı) keyiflerine nefretler ve teellümlerle(elem  acı çekme) ağlayacaklardı.

Ben o Eskişehir Hapishanesindeki müşahede(görme,gözlem) ile meşgul iken, sefahet(gayrı meşru zevk ve eğlence ) ve dalâleti(hak yoldan ayrılma,sapkınlık) terviç eden bir şahs-ı mânevî(belli bir kişi olmayıp bir topluluktan meydana gelenmanevi kişilik), insî bir şeytan gibi karşıma dikildi ve dedi:

“Biz hayatın herbir çeşit lezzetini ve keyiflerini tatmak ve tattırmak istiyoruz; bize karışma.”

 

 



Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

2004 ve bugün

Posted: 25 Feb 2010 05:03 AM PST

         2004 yılında bir arkadaşımın göndergi iletiyi, yorum katmadın sizlerin bilgisine sunuyorum.   6 yılda ülkemiz nerden nereye getirilmiş. 6 yıl sonra nereye gelecegiz kimbilir?...
maruf...
 
ABD-USA-NATO-PANTAGONUN ZULASINDAKİ BÜYÜK FELAKET
 insan dünyaya ilk ayak bastığında ve eliyle toprağından elediği her maddeyi işledi, maneviyattan uzak şekiller verdi. hissiyatından uzak maddeyi tanıdı cisimlerini ayırdı ruhiyatından uzak kendisinden farklı varlıkları gördü yaratılışından bi habersiz hayatını dünya denilen gezegende sürdürmeye devam etti inanışı sadece tesadüfen oluverdiği bilincinde bir insanın dünyaya gelişiydi işte teknoloji denilen insan yapımı cisimlerin arasında akıl ve beyinden yoksun yaratılışını ret edecek kadar  ömrünü tamamlayıp  gidene kadar hüküm sürmeye yemin edenlerle beraber olmuşlardır.
      Tarihler boyu savaşlar devam etmiş dünya üzerinde rahat bir hayat sürülmemiş  din kavramlarını ve yaratılışını bilenleri dünya üzerinde ve kendi saflarında kabullenenmemişler
DÜNYADA İNSAN OLARAK BİZLER HÜKÜM SÜRÜYORSAK MADDELERİ BİZ İŞLİYORSAK BİZDEN BAŞKA YARATICI ARAMAK  BÜYÜK BİR DELİLİKTİR. Diyenlerle bir arada yaşamak bence büyük bir çılgınlıktır.
      DÜNYANIN   BİLİNMEYEN BİR SAVAŞIN EŞİĞİNDE OLDUĞU BİLİNEN TEK ŞEYİN DÜNYAYI HÜKMÜ ALTINA ALAN BİR DEVLETİN GİTGİTE HIZLI BİR ŞEKİLDE NASIL BÜYÜDÜĞÜNÜ BUNUN ALTINDA YATAN GÖRÜNMEYEN BİR GÜCÜN HİMAYESİ ALTINDA OLDUĞU AÇIKÇA  BİLİNMEKTEDİR BU GÜCÜN  İDOOLOJİ VE KAVRAMLAR ÖTESİ SAYILAN İNSANIN RUHİYATINI ETKİLECEK BİR YÖNETİM ŞEKLİ OLDUĞUNU DAHA SONRASI  VARLIK ÖTESİ BİR TANIMSIZ OLARAK NİTELENDİRİLMEKTEDİR.  İKİNCİ BİR İNANIŞIN ZEMİNİN OLUŞTURULARAK KENDİ BÜNYESİNE ALDIĞI   DİNİ KULLANIP O DİNİN LİDERLERİNİDE KENDİ İDOOLOJİSİNDE BESLEYİP GURUPLAR HALİNDE DÜNYAYA YAYMAKTADIRLAR BUNUN YANINDA  TERÖR ADI ALTINDA GURUPLAR  OLUŞTURULARAK DİĞER DEVLETLERİ ELE GEÇİRME PLANLARINI İTİNALI BİR ŞEKİLDE YAPTIKLARI AÇIKÇA BİLİNMEKTEDİR.
      Dünya artık görünmeyen bir idolojinin emri altında olan insanlarla hareket halinde BİR SONA ULAŞMAKTADIR. DİN VE RUHİYATINDAN UZAK İNSANLARIN EGEMENLİĞİ ALTINA GİRMİŞ O İNSANLARA HER İSTEDİĞİNİ YAPTIRACAK KADAR GÜÇLENMİŞTİR.BU KÖTÜ GÜÇ İÇİN DÜNYA ÜZERİNDE BİR ZEMİN HAZIRLANIYOR BU ZEMİN   ALLAHA İNANCI OLANLARIN ORTASINDA HAZIRLANMAKTADIR. ATEŞ VE SUYUN KARIŞTIĞI KAN VE GÖZ YAŞININ AKTIĞI KENDİ IRKINDAN OLAN İNSANLAR ARASINDA DOLAŞTIRMAYADA MUKTEDİR OLAN BİR GÜÇ TARAFINDAN  FAALİYETE GEÇTİĞİNDEN HABERSİZ YAŞAMAKTAYIZ. BUNUN BAŞLANGIÇ MERKEZİ ABD NİN ÇOK GİZLİ BİR BÖLGESİNDE VE PENTAGON ARACILIĞI İLE BAŞLAMIŞTIR. DİĞER  ULUSLAR BUNUN BİLİNCİNDE RUSYA  ABD NİN ELİNDEKİ BU KÖTÜ GÜCÜN FARKINDA NATO BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİNDE ABD DEN EMİR ALDIĞI EMİR KOMUTASINDAKİ  KİŞİLERİN İNSAN SIFATINDA ÜLKELERİN BAŞINDA OLDUĞU ONLARINDA  BU GÖRÜNMEYEN İDOOLOJİ GÜCÜNÜN ASKERİ BİLİNMEKTEDİR. EVRENSELLİK  BİLİNCİNDE DÜNYA ÜZERİNDE BİR YENİ İNŞAA KURULMAK İSTENİYOR BU İNŞAA HAZIRLANIRKEN BİR ÇOK KANIN DÖKÜLECEĞİ VE BİR ÇOK SAVAŞIN EŞİĞİNDE OLAN DÜNYA NÜKLEER VE KİMYASAL SAVAŞLARLA GÖREVİNİ  SÜRDÜREREK İKLİM VE TABİATI DEĞİŞECEĞİ BELİRTİLMEKTEDİR.
      İNSANLARDAN SAKLANAN BU İDOOLOJİ KAVRAMLARININ ŞEYTANIN BİR ÜRÜNÜ OLDUĞUNU SAKLAMAKTA AMA TARİHLER BUNU AÇIKLAMAKTADIR. ÖZGÜRLÜĞÜ ELİNDEN ALINAN ÜLKELERİN TERÖR DENİLEN AKIL OYUNLARIYLA VE İNSANLARIN BEYİNLERİNE GİRİLEREK CİNSİYET DEĞİŞİKLİĞİNE KADAR BİR ÇOK YOLLAR DENENMİŞ KİMYASAL BİLEŞKELERLE İNSAN ÜZERİNDE DENENEN BULAŞICI VİRÜSLERİ ENJEKTE EDECEK KADAR SAPIKLAŞMIŞLARDIR NÜKLEER MADDELERLE İNSANLAR NASIL YOK EDİLİR FİKRİYLE HAREKET ETTİĞİNİ DÜNYANIN İKLİMİNİNE KADAR DOKUNULDUĞUNU DABBET-ÜL ARZ  (TELEVİZYON MEDYA BASIN) ARACILIĞI İLE AKTARILMIYORMUYDU. HER ÜLKEDE OLDUĞU GİBİ YÖNETİCİLERİDE ELE GEÇİRİLEREK YAPILAN NATO ANTLAŞMASININ ALTINDA YATAN GERÇEKLERİN BAŞINDA BU GÖRÜNMEYEN VE TANIMLANMAYAN BİR İDOOLOJİ YATMAKTADIR.    BU GÖRÜNMEYEN İDOOLOJİNİN  DÜNYA İNSANIN BEKLEDİĞİ  BİR VARLIKTAN OLUŞMAKTAYDI FAKAT  BUNUN ESKİ  YAZITLARDA VE  PEYGAMBERLERİN BUYRUKLARINDA BAHSEDİLDİĞİNDEN FARKLI BOYUTLARDAN HAREKET HALİNE GEÇEREK KENDİNİ SAKLAMAYA VE KENDİNE YÖNETİCİ LİDERLER SEÇEREK DÜNYADA ŞU ANDA HÜKÜM SÜRMEKTEDİR ONUN EMİRLERİNE VE BEYİN YAPILARINI ELE GEÇİLEREK  KENDİNE YENİ BİR EVRENSEL DİN DÜZENİ KURMAYA BAŞLAMIŞTIR.
   SEÇİM YAPILDIKTAN SONRA  ÜLKE İDARESİNİ ELİNE ALMADAN ABD ZİYARETİ YAPANLAR GÖZDEN KAÇMAMIŞTIR BUNUN NEDENİ AKIL DANIŞILAN BİR YERMİ YOKSA ORDA NATO ADI ALTINDA DÜNYAYI YÖNETECEK BİR BİRİMİN VAROLMASIMI? NATO DENİLİNCE DÜNYANIN BÜTÜN DEVLETLERİ KAPSAYAN BİR YÖNETİM BİÇİMİ DİYELİM BUNUN IRAK ÜZERİNDE NE DENLİ ETKİSİ VAR GEÇELİM TÜRKİYE TOPRAKLARINDA  SENELER BOYU PKK DENİLEN TERÖR VAR NATO VE ABD BUNUN NERESİNDE YER ALIYOR DESTEKLİYORMU YOKSA TERÖR İÇİNMİ MÜCADELE EDİYOR. HAYIR ASIL AMAÇLARININ ORTADOĞUDA İSLAMIN YERYÜZÜNDEN SİLİNMESİ BUNUN İÇİNDE SON DURAKLARI IRAK VE FİLİSTİN ŞİMDİ NÜKLEER BOMBALARI VAR DİYE İRANIN ÜZERİNE ÇÖREKLENMEYE BAŞLADILAR.SONRA ASIL AMAÇLARI TÜRKİYE ONLAR İÇİN ENGEL TEŞKİL ETMEKTEDİR
     ABD NİN KİMSEDEN ÇEKİNMEDEN ORTA DOĞUYA NEDEN? GİRİŞİ. SADDAMINDA BU BİRİMDE YER ALMASI O ÜLKENİN BAŞINDA OLMASI SONRA DEVRİK LİDER OLARAK ABD KENDİ HİMAYESİ ALTINA ALINMASIMI ÜLKE ELE GEÇMİŞ  FAKAT DEVAM EDEN SADECE IRAK HALKIYLA MI SAVAŞIYOR YOKSA ZAYIF VE ÇELİMSİZ IRAK DİRENİŞÇİLERİYLEMİ IYAT ALLAVİ VE GAZİ EL YAVER NE DENLİ GÜVENİLİR KİŞİLER YOKSA IRAKLA ALAKASI OLAMAYAN BU GÖRÜNMEYEN İDOOLOJİNİN ASKERLERİMİ TABİİKİ BAŞA GEÇİREN KİM ABD  O UYGUN GÖRMÜŞ NATO ADI ALTINDA TOPLANAN ÜLKELER VE İDARECİLERİ DÜNYAYI BİLİNMEYEN BİR KAOSA SÜRÜKLEDİKLERİNİN VE ONLARA İNANAN HALKLARIN BİR  SONU OLMAYAN SAVAŞA DOĞRU SÜRÜKLENMESİ VE NEDENLİ DÜNYADA YŞAMAYA MÜSAİTMİYİZ?
 


Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

[anadoluhaber:38072] NE DİYORSUNUZ?../www.soruyusormak.com

Posted: 25 Feb 2010 04:13 AM PST

Hukuk, gökten zembille inmez...
Yerel koşulların belirlediği bir kulvarın içinde toplumun
ihtiyaçlarını karşılamak için, o toplumun dinamik güçleri tarafından
üretilir.
Hukuk, ait olduğu toplumun değerler bütününün kristalize olmuş bir
yansımasıdır.
Ve doğal olarak her toplum, tercih ettiği siyasi rejiminin hukukunu
yaratır...
Emperyalist bir toplumun hukuku ile sosyalist bir toplumun hukuku,
birbirlerinden niteliksel farklılıklar gösterirler.
Laik bir toplum ile şeriat ilkelerine uygun olarak üretilmiş bir hukuk
da öyle...
"Türkiye, laik bir Cumhuriyettir," dediğiniz anda da hukukunuzu, laik
cumhuriyet yapılanmasını oluşturan ilkelerle donatmak durumundasınız.
Bu ilkelerin tümünü hukukunuzun içinde eriterek "Hukuk Devleti"nizi,
tercih ettiğiniz bu değerler sistemi ile oluşturmak zorundasınız.
Anayasal düzeniniz içinde yer alacak olan temel kurumlarını da, tercih
ettiğiniz bu değerler sistemi içinde inşa etme sorumluluğu ile karşı
karşıyasınız, demektir.
Bilim, toplumda çok/sebepli olarak oluşan olaylara ağırbaşlı bir
dinginlik içinde bakar. Ve günlük hayatımız içinde zaman zaman
şiddetli sarsıntılar geçirerek yaşadığımız değişimleri soğukkanlı bir
tavırla inceler, irdeler...
Şu anda ülkemizin içinden geçmekte olduğu "kaos" ortamı, bu
pencereden bakıldığında hiç de anlaşılmaz ya da şaşırtıcı değildir...
Aslında Atatürk Türkiye'sinin zafere ulaştırdığı Anadolu İhtilali
sonucunda kurulan rejimdir tartışma masasına oturtulan...
Yukarıdan gelen "devrimler", şimdi kendi kurumları aracılığı ile
ayaklarının üzerinde durmaya çalışmakta ve hayatta kalabilmek için bir
ölüm/kalım mücadelesi vermektedir.
Şöyle bir etrafınıza bakınız...
Günün gündemini oluşturan olayların satırbaşlarını alt alta
toplayınız.
Hedefte, rejimin temel ilkelerini saptayan Anayasa vardır.
Bir alt sırada, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve bir kelime
ile "Hukuk Düzeni" vardır...
Rejimin ve Cumhuriyetin temel ilkelerini kültürel ortamda savunan
aydınlar... Ve silahlı güç olarak "koruyan ve kollayan" ordu vardır...
Peki... Sözünü ettiğimiz bu "hedef"leri belirleyen kimdir; kimlerdir?..
Anayasa Mahkemesi kararı ile, "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı"nda
saf tuan güçler ve onların legal örgütü olan siyasi parti...
Siz Cumhuriyet'in en temel ilkelerinin karşısındaki eylemlerin
odağında yer alırsanız, doğal olarak Cumhuriyetin hukuku ile çelişki
durumuna düşersiniz...
Eskilerin deyimi ile bu gelişme, "eşyanın tabiatı gereği..."dir.
Başka türlü olması beklenemeyecek olan bir nedenselliğin sonucudur...
Eğer Laik Cumhuriyet rejimini kökünden değiştirmeyi hedef almışsanız,
kendi deyiminizle, "bu gayeye varmak için papaz elbisesi bile
giyebileceksiniz!.."
Bunda şaşırılacak bir şey yok.
Tabii ki, Cumhuriyetin bekçisi durumundaki Türk Silahlı Kuvvetleri ile
hasım durumuna geleceksiniz.
Tabii ki, Yargıtay'la, Danıştay'la, Anayasa Mahkemesi ile ve diğer
Anayasal kurumlarla karşı karşıya geleceksiniz...
Ancak, bu noktada öne çıkan yakıcı sorular şunlardır:
- Bu mücadeleden galip olarak çıkacak olan güç hangisi olacaktır?
- Cumhuriyet hukukunu uygulayan kurumlar mı?
- Yoksa bu hukuku kendi hedefleri doğrultusunda değiştirmek için tüm
güçlerini ortaya koyan mihraklar mı?
Ve işte size bir son soru:
- Peki, emperyalizm bu kavganın neresinde yer almaktadır?..
Kendisine karşı olan Tam bağımsızlıkçı Cumhuriyet güçlerinin yanında
mı?.. Yoksa oluşturduğu, yönettiği ve yelkenlerine nefes üflediği
"yandaş" güçlerin mi?
Yanıtı oldukça zor[!] olan bu soruyu cevaplamayı sizlere bırakıyoruz...
Ne diyorsunuz?

Lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38088] Fwd: Meydan Okumak yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 25 Feb 2010 01:46 AM PST



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: SEVGİ YEŞİLMEN <sevgiyesilmen@gmail.com>
Tarih: 24 Şubat 2010 13:17
Konu: Meydan Okumak yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI
Kime:


MEYDAN OKUMAK yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI


MEYDAN OKUMAK
Bize,

BAŞARAMAZSIN dediler
YAPAMAZSIN dediler
MÜMKÜN DEĞİL dediler
OLMAZ dediler
İMKÂNSIZ dediler

Biz de,
BAŞARIRIZ dedik
YAPARIZ dedik
MÜMKÜN EDERİZ dedik
OLUR dedik
İMKÂNLI dedik


SONUÇ OLARAK YOLUMUZDAN DÖNMEDİK,
DÖNMEYİ BİR AN OLSUN DAHİ DÜŞÜNMEDİK,
DÖNMEYECEĞİZ,

İFTİRALAR ATTILAR,
KABA KUVVET KULLANDILAR,
AMAÇLARI GÜÇSÜZ BIRAKMAKTI,
BIRAKTILARDA...
AMAÇLARI BEZDİRMEKTİ
BEZDİRDİLERDE...
AMAÇLARI YIKILMAMIZI SAĞLAMAKTI
YIKTILARDA...
AMAÇLARI GERİ DÖNMEMİZİ SAĞLAMAKTI
DÖNDÜREMEDİLER...

HIRPALANDIK,
BEZDİRİLDİK,
GÜÇSÜZ KALDIK,
YIKILDIK,
AMA GERİ DÖNMEYECEĞİZ, HABER DAR EDİLSİN HER KEZ BU KONUDA...

GÜÇSÜZLEŞMİŞTİK… TEKRAR GÜÇLENDİK HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR...
HIRPALANMIŞTIK… TEKRAR TOPARLANDIK HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR…
BEZDİRİLMİŞTİK... TEKRAR TUTKUYLA UMUTLA BAŞLADIK HAYATA HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR...

YIKILMIŞTIK... TEKRAR AYAĞA KALKTIK HEMDE BİR DAHA YIKILMAMACASINA

KİMSENİN YARDIMI OLMADI,
NE MANEVİ NE MADDİ YARDIM GÖRMEYEN ŞAHSIM, HİÇ OLMADIĞI VE DE HİÇ OLMAYACAĞI KADAR SAVAŞ VERECEKTİR... HER KEZE VE DE HER ŞEYE KARŞI…


ÜMİT BİZDİK VE GENE BİZİZ... KENDİNİZ İÇİN DE ÜMİT SİZ OLUNUZ VE ASLA VAZGEÇMEYİN, YAŞAMAKTAN VE BAŞARMAKTAN KORKMAYIN... KORKMAYIN Kİ... BAŞARI SİZİ GÖLGENİZ GİBİ TAKİP ETSİN...

 

                                                                       MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38089] Fwd: Otobüsteki Yaşlı ve Kasketli Amcanın Feryadı yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 25 Feb 2010 01:44 AM PST



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: SEVGİ YEŞİLMEN <sevgiyesilmen@gmail.com>
Tarih: 21 Şubat 2010 10:38
Konu: Otobüsteki Yaşlı ve Kasketli Amcanın Feryadı yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI
Kime:


OTOBÜSTEKİ YAŞLI VE KASKETLİ AMCANIN FERYADI yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

Her kez gibi ben de ayakta kalma mücadelesi veren bir vatandaşım. Daha önceleri de otobüsler, toplu taşıma gibi konular da yazmıştım. Çok ilginçtir ki trafik konusunda yazdıklarım çok uzun, çok sıkıcı ve çok da bilimsel olmasına rağmen gene çok büyük bir kitle tarafından ilgiyle karşılandı. Bunun sebebini yerel yönetimlere bağlamaktayım. Zannederim ki yerel yönetimde görev alan kişiler bilimsel niteliği yönünden dolayı azımsanmayacak derecede ilgi gösterdiler.

 

Konumuz bir otobüs. Mersin Mezitli arası yol alan Viranşehir Otobüsü. Daha önceki yazılarda da belirttiğim gibi Otobüsleri severim. Dolmuşlara nazaran daha bir severim onları. Gazetemi okurum. Düşünürüm. Tanışırım. Tanırım. Trenlerle benzerlik gösterirler. Gene bir gün otobüsteyim. Tıklım, tıklım. Her zaman böyle! Değişen gene bir şey yok. Yaşlı amca bağırıyor. Alma oğlum! Öldük bittik! Dinleyen var mı? Kaptan alıyor. Tıka basa. Aldıkça alıyor. Almaya devam ediyor. Dışarıda yağmur var diyor. Almam lazım. Olmasa da alacak. Hava şartları bahane! Alacak. İşi bu. Görevi bu. Ama yaşlı amca üç yıldızlı bir üniformalıya kaptanı şikâyet ediyor. Üniformalı bey de ilk olarak ya amca vatandaşa hizmet olsun diye alıyor kaptan. Yoksa onun çıkarı ne bu işten diyor.

 

Üniformalı beyi kutluyorum. Gerçekten de milletimizin ne kadar dürüst ne kadar doğru olduğuna işarettir onun bu konuşması. Devamın da duruyor. Üniformalı bey otobüslere para veya bilet vermediği için mi bilinmez düşünüyor ve anlıyor ki kaptanında çıkarı var bu işten. Hemen ardından tamam belki kaptanında çıkarı var ama asıl çıkarı toplum sağlıyor diyor.

 

Yaşlı ve başında kasketi bulunan amcanın feryadını kimse duymuyor. Veya duyuyor ama duyulması yeterli olmuyor. Yanımda ki başka bir yaşlı amcada bırakın binsinler vatandaş zarar görmesin diyor. O amca da belki haklı ama o oturuyor. Oturan ve ayakta kalan! Sıkışan ve rahat olan meselesi değil belki ama mesele ne peki.

 

Dedim ya öncesinde toplu taşımalar da kalite konusuna bilimsel açıdan değinmiştim. Ne var ki saatinde geçmeyen hep ayakta yolcu götüren sayıları oldukça az olan yedi gibi otobüslerimizle nereye varacağız. Yanımda ki amcaya sordum diğer ülkelerde demi otobüste ayakta yolcu meselesi bulunmaktadır diye. Bilmiyor. Anlamıyor. Çünkü o oturuyor. Mesele otobüse nerde bindiğiniz meselesi mi acaba. Başlangıç noktalarından bindiğiniz de oturuyorsunuz. Doluluk oranı düşük! Ama sonra ki duraklardan binmeye göresiniz. İşte sorun da buralar da başlıyor. Kadına, yaşlıya yer vermeyen gençlerden bahsediyor önümdeki zat. Doğulu gençlerin yer vermesinden bahsediyor. Alınan kültürün etkisinden bahsediyor. Belki doğru bir tespit! Belki yanlış! Yer verme meselesi midir sorun olan.

 

Bu sefer üç yıldızlı iniyor ve biniyor yıldızsız üniformalı ama bu trafiğin ehli seviniyorum. Bir bakıma diyorum bu üniformalı doğru kişi. Her iki üniformalı da çok doğru çok saygılı yaşlı ve kasketli amcayla konuşmakta! Ama aynı çaresizlik! Amcayı bu duruma yıllar mı getirdi yoksa o hep bu durumda mıydı? Bilmiyorum. Ama bir ara kaptan belki haklı belki de haksız kasketli ve yaşlı olan amcaya bağırıyor. İşte diyorum. Bu kadarı da olmaz. Davranacağım. Ezdirmeyeceğim diyorum. Tam da o sıra da yıldızsız üniformalı olaya müdahale ediyor.

 

Ne mi istiyorum. İstediğim şey otobüs sayılarının arttırılması. Ne mi istiyorum. İstediğim şey geçiş sürelerinin sıklaştırılması. Ne mi istiyorum. İstediğim şey durak gözetmeksizin otobüste bir vatandaşın oturabilme şansının artmasını. Ne mi istiyorum. Yaşlı ve kasketli amcanın resminin otobüslere asılmasını! Kurtar bizi yaşlı ve kasketli amca.

 

                                                                              MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38073] Fwd: Gazetecilerde ayrışma

Posted: 25 Feb 2010 01:42 AM PST



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: nurullah aydın <nurullah-aydin@hotmail.com>
Tarih: 25 Şubat 2010 10:28
Konu: Gazetecilerde ayrışma
Kime: nurullah aydın <nurullah-aydin@hotmail.com>


Nurullah AYDIN

25 Şubat 2010

 

GAZETECİLERDE AYRIŞMA!

 

Siayset kurumu, Yargı ve silahlı kuvvetler konusu gündemde iken medya’da kamuoyunu bilgilendirmedeki tavrı sorgulanıyor. Öylesine ki, gazeteciler birbirini suçlamaya kirli çamaşırlarına ortalığa dökmeye başladı. Andıçlanan hain damgası yiyenler ise feryat ediyor ve suç duyurusunda bulunuyorlar.

 

Yani ülkenin savcısı, hakimi bölündü. Bazıları asker/sivil muhaliflere dava açarken diğerleri cumhurbaşkanına ve başbakana ilişkin verdikleri karar nedeniyle 36 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bir diğer savcı ise cemaat soruşturması nedeniyle yargılanıyor. Başsavcılar dinlendikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuyor.

 

Polis desen o da iki ayrılmış durumda bazı üst düzey emniyet yetkilileri tutuklandı.

 

Şimdi ise gazeteciler ikiye bölündü. Yandaş ve karşıtları..

Hiç bu kadar meslek mensupları düşman kardeşler haline gelmemişti.

 

Peki ne oluyor neler olacak?

Avrupa Birliği’nin talepleri var. Türkiye’yi  eyaletleştirme yolunda adımlar atılıyor ama tıkanıyor. ABD, Türkiye’nin her alanda yanında istiyor. Kamuoyu oluşturmak için akademisyen ve gazetecilere ödemek üzere ABD bütçe ayırmıştı.

 

Tabi yeni tip gazeteci de olacaktı ve oldu da. Bu nedenle de Türkiye’de yeni tip gazeteci değer görmeye başladı. Entelektüel görünmeye çalışan, çok bilmiş, her konuda uzman gazeteci tipi.  Ama saçmalayan, bir haksızlığı desteklemek için manasız kavramlar uyduran, kendi kendini gülünçleştiren, kavramları utanmazca pespayeleştiren tipler.

 

Ne yazık ki bazı medya kuruluşları bu tipleri, ayıplayıp dışlamadı, baş tacı etti.

 

Medya dünyasında, entelektüel âlemde böyle bir ayıklama doğal biçimde gerçekleşmediğinden cehalet arsızlığa dönüştü. Sivil ya da askeri vesayet gibi biraz zekâsı ve bilgisi olan herkesi utandıracak kavramlara sığınanlar arttı.

 

Özellikle bazı aydınlar, akademisyenler, siyasetçiler, gazeteciler askeri vesayete hayır diye tempo tutturmuşlar. Peki sivil vesayet ne olacak? Ahkam kesenlerin her şeyi ben bilirim, benim doğrularım gerçek doğrulardır saplantısına ne demeli?

 

Vesayet altında olan kendi iradesi ile adım atamaz. Vesayet altında olan kendine vasilik edeni seçecek durumda da değildir, ona kimin vasilik edeceğine başkası, ondan daha güçlü ve akıllı biri karar verir.

 

Para vesayeti olur, yetki vesayeti olur, makam vesayeti olur, unvan vesayeti olur. Olurda olur.

 

Türkiye de hemen her alanda bu böyle. Sporda hep aynı kişiler, siyasette öyle gazetede öyle televizyonda öyle üniversitelerde öyle bürokraside öyle. Yani tekelleşme. Oysa yetenek beceri üretkenlik olan yerde vesayet olmaz. İrade ile vesayet kavramı yan yana durmaz.  

 

Yazılarıyla görüşleriyle gizli kapaklı ilişki kurup foyaların ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte bazı gazetelerde ve bazı gazetecilerde rahatsızlık artıyor.

 

Yazamadıkları için her daim siyasi iktidarla bir yolla ilişki içine girip, dönemin sivil iktidarını parlatmak, yanlışlıklarını gizlemek adına ardı ardına farklı yansıyorlar.

 

Siyasi iktidar yanlısı olanlar yüzünden halkın gerçek sorunları hep gündem dışında tutuldu. Herhalde, ülke gerçeklerini görmemeleri ve sulandırması için birileri baskı yapıyor. Siyasi iktidardan çok korktukları içinde halkın feryadını duymuyor, söylenenlere, olanlara,  yapılanlara pek ilgi duymuyorlar.

 

Belli ki; gazete patronları korkuyor. O nedenle de halkın gerçek sorunundan bu kadar çekiniyor, onun için yolsuzluklardan söz edemiyor, onun için gemicikleri, pırlanta ortaklıklarını, damat oğul saltanatını görmemek için gazete sayfalarıyla televizyon ekranlarında o kadar çok kıvranıyor, kıvrılmaktan mafsallarını aşındırıyor.

 

Uzan grubundan sonra Doğan grubuna yapılan maliye denetimi nedeniyle artık diğer gruplar yoğurdu üfleyerek yiyor. Ve olabildiğince etliye sütlüye karışmıyorlar.

 

Ayrışma ve çatışmanın her meslek grubunda artması tehlikeli bir bölünmenin de habercisi gibi. Herkesi sağduyuya, hoşgörüye çağırıyoruz.

 

GünüN SözÜ: Sinirlendiğinde karar alma hareket etme konuşma ve sus dinlen. Sakinleş.



Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38085] Prof. Dr. Süleyman Ateş'ten Mevlüd Kandili Yazısı

Posted: 25 Feb 2010 01:29 AM PST

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Bu_gece_Mevlit_Kandili&tarih=25.02.2010&Newsid=289653&Categoryid=4&wid=31
Bu gece Mevlit Kandili

Ay takvimine göre 1431 yıl önce, Rebiülevvel ayının 12’sine rastlayan pazartesi günü güneş doğmadan o manevi güneş doğdu.

On dört asır evvel yine bir böyle geceydi,

Kumdan ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi.

İnsani değerler ayaklar altında çiğneniyordu. Zulüm, kargaşa kol geziyordu.

Derken büyüyüp kırkına gelmişti ki öksüz,

Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi.

O’nun getirdiği ilahi mesaj köleyle efendiyi bir yaptı. “Sizin en değerliniz, en çok korunanızdır” (Hucurat: 13) ayetiyle soy ve sopla övünmeyi kaldırdı. Değer ölçüsü olarak sadece ahlak ve davranışı öngördü. İnsan sadece davranışlarından sorumludur. Seçimi elinde olmayan şeylerden ne sorumludur, ne de bunlarla övünmeye hakkı vardır. Irkını, doğduğu coğrafyayı, ülkeyi, anne babayı seçmek insanın elinde olmadığına göre insan bunlardan sorumlu değildir. “Sûra üflendiği zaman artık o gün aralarında soylar yoktur ve (insanlar, birbirlerine soylarını) sormazlar” (Müminun: 101).

Çocuk babasının, baba da çocuğunun sebep olmadığı günahından sorumlu olmaz. Düzgün ahlak sahibi olmayan kişiye soy şerefi bir değer katmaz. Nitekim peygamber oğlu olması, Nuh’un oğlunu helaktan kurtaramamıştı. Hz. Muhammed bütün insanların, tarağın dişleri gibi Tanrı huzurunda eşit olduklarını vurgulamıştır. Getirdiği mesajla toplumu, bir vücudun organları gibi, birinin rahatsızlığından ötekinin de ıstırap duyacağı ölçüde kaynaştırıp bütünleştirmiş, en soylular arasında olan halası kızını, azatlı bir köle olan Zeyd ile evlendirerek insanlık açısından köleyle efendi arasında fark olmadığını bizzat kendi ailesinde uygulayarak göstermiştir. Yüksek ahlakı tamamlamak için gönderilmiş olan o âlemlerin rahmeti herkese örnektir. İnsanlık onun getirdiği ahlak ve prensiplere uymakla huzur bulur, dost ve kardeş olur.

Şu mübarek günde merhum Yaman

Dede’nin diliyle seslenelim:

Gönül hun oldu şevkinden boyandım

ya Rasulallah,

Nasıl bilmem bu nirana dayandım ya

Rasulallah,

Ezel bezminde bir dinmez figandım

ya Rasulallah,

Cemalinle ferahnak et ki yandım

ya Rasulallah.

(Aşkınla kan olan gönlümün boyasına boyandım ey Allah Elçisi,

Bilmem bu ateşe nasıl dayandım ey Allah Elçisi,

Ruhlar âleminde hep ağlayıp dururdum senin aşkınla Ey Allah Elçisi,

Güzel yüzünü göstererek sevindir çünkü aşkınla yandım Ey Allah Elçisi.)



--
http://www.gorkemates.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38075] MEVLİD KANDİLİ

Posted: 25 Feb 2010 01:09 AM PST




Sevgili Peygamberimiz Hz.MUHAMMED (SAV) Efendimizin doğduğu gece olan
Mübarek Mevlid Kandilinizi Kutlar, Hayırlara Vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim..



MEVLİD KANDİLİ MESAJI


Tarih: 24.02.2010


Yüce Yaratıcı’nın Kuran-ı Kerim’de “yüce bir ahlak üzere” olduğunu belirttiği ve tüm insanlara rahmet elçisi olarak gönderdiği, peygamberlik zincirinin son halkası olan Sevgili Peygamberimiz (sav)’in hicri takvime göre doğumu vesilesiyle kutlayageldiğimiz Mevlid Kandili’ni 25 Şubat Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece idrak edeceğiz.

Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun ki Rasûlullah’da sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için mükemmel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 33/21) buyrularak Sevgili Peygamberimizin hayatı bizlere yaşanabilir ‘en güzel örnek’ olarak takdim edilmiştir. Hz. Peygamberi örnek almak, ancak O’nun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı daveti hayatımıza yansıtmakla ve güzel ahlakını bir bilinç ve hayat tarzı olarak davranışlarımızın mihveri yapmakla mümkündür.

“Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her türlü kötülükten arındıran, size Kitabı ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik.” (Bakara, 2/151) ayet-i kerimesinin açıkça dile getirdiği gibi, ilahi hitabı bizlerle buluşturan Rahmet Elçisi (sav), aynı zamanda o kelamı bize açıklamış ve onun hayat veren mesajını bizzat yaşayarak bizlere aktarmıştır.  Kur’an ve bütün ahlaki erdemleri şahsında toplayan Hz. Peygamber, tüm insanlığa bir kurtuluş ve diriliş çağrısı yapmıştır. İşte Mevlid Kandili ve diğer mübarek gün ve geceler, bu çağrıyı gönlümüzde, zihnimizde ve hayatımızda diri ve canlı tutmak adına fırsat günleridir.

Dünyanın sanal ve geçici meşgalelerinin ve sonu gelmez heveslerinin bütün hayatımızı ve geleceğimizi ipotek altına aldığı modern dönemde, Rabbimizin rahmet yüklü mesajı Kur’an-ı Kerim’i ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberimiz (sav)’in Sünnetini daha iyi anlamaya, bunun için de gönlümüzü Kur’an’a açmaya ve Sevgili Peygamberimiz(sav)’in örnek hayatını ve ahlakını rehber edinmeye ne kadar çok ihtiyacımız var. Çünkü Kur’an ve Sünnet, bizi sıradan bir canlı olmaktan kurtarıp aslımıza döndüren bir çağrı olarak, bize kendimizi, Rabbimizi ve varoluşun sırrını tanıtan bir hakikat bilgisi olarak 14 asırdır bizleri korumuş, dünya hayatının engebeli yolculuğunda dimdik ayakta durmamızı ve dosdoğru yol üzere yürümemizi sağlamıştır. Öyleyse Mevlid Kandili’nde Kur’an’la ve Peygamberimiz(sav)’in Sünneti ile buluşalım, onları evimize misafir edelim, Peygamber Efendimizi daha yakından tanıyalım, çocuklarımızı O’nun sevgisi ile yetiştirelim, Kur’an-ı okuma ve anlamayı ibadet, yaşamayı hayatımızın gayesi edinelim.

Bu duygu ve temennilerle, Sevgili Peygamberimizin dünyayı şereflendirmesinin yıldönümü olan Mevlid kandilinin bütün insanlığa rahmet ve huzur getirmesini, O’nu ve insanlığa getirdiği en büyük hediye olan Kur’an’ı yakından tanımamıza ve çağrısı etrafında birleşmemize vesile olmasını Yüce Mevlâ’dan niyaz eder, vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın ve bütün İslam âleminin Mevlid Kandilini tebrik ederim.

Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı

kaynak:http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/Diyanet-Isleri-Baskanligi-Duyuru-5621.aspx

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38090] Fwd: Ordunun Mağdur Olması İyidir / D.Kavukçuoğlu: 20. Yüzyıl Küreselcilerinden Kulaklara Küpe Küresel Sözler

Posted: 25 Feb 2010 12:43 AM PST



--- Ali KABİL AYDINLI <izmirlim0232@gmail.com> schrieb am Mi, 24.2.2010:

Von: Ali KABİL AYDINLI <izmirlim0232@gmail.com>
Betreff: Fwd: Ordunun Mağdur Olması İyidir / D.Kavukçuoğlu: 20. Yüzyıl Küreselcilerinden Kulaklara Küpe Küresel Sözler
An:
Datum: Mittwoch, 24. Februar, 2010 21:52 Uhr

Merhaba, sizleri bur aralar çok yoruyorum galiba ama, ne yapayım!
 
Olağanüstü günler yaşadığımız, sınırsız demagojik saldırılarla boğuştuğumuz bugünlerde, geçen yüzyılda kalmış, fakat uzantıları günümüze kadar gelmiş küreselci devlet adamlarının, politikacıların, yazarların, gazetecilerin, din adamlarının ulusal bağımsızlığa ilişkin görüşlerini anımsamakta yarar var düşüncesiyle kaleme aldım bu yazıyı. Tanrı bizi bunlar gibilerden korusun!
Aminnnnnnnnnnn.
 
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
 
 
20. Yüzyıl Küreselcilerinden Kulaklara Küpe Küresel Sözler
 
İngiliz ulusuna karşı beslediğim sevgi ve hayranlık duygularımı babam Sultan Abdülmecitten miras aldım. Ümidimi Allahtan sonra İngiltereye bağladım.(Vahdettin, Osmanlı Padişahı)
 
Padişah ve benim yegâne ümidimiz, Allahtan sonra İngilteredir.(Damat Ferit Paşa, Sadrazam)
 
Ankara, Sevr Antlaşmasını kabul etmelidir.(Tevfik Paşa, Sadrazam, 04.11.1920)
 
İngiltereye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.(Salih Paşa, Sadrazam, 20.08.1921)
 
Kendim, kabinedeki arkadaşlarım, Sultan ve geniş bir halk kitlesi adına katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki, umumun arzusu İngiltere tarafından idare edilmektir.(Mustafa Şerif Paşa, Hariciye Nazırı, 16.12.1918)
 
General Paraskevopulosun ordusu, şimdi sürat ve şiddetle harekâta devam eyleyecek olursa, birkaç haftada Ankara önlerinde bulunacaktır. Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz!(Ali Rüştü, Adliye Nazırı, 12.07.1920)
 
Anadolu direnişi bir blöftür. Avrupa medeniyeti Anadoluyu bu zararlı haşereden temizleyecektir. Hüküm galibindir. Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır.(Rıza Tevfik, ‘Feylezof’, 1920)
 
İngiliz mandası istediğinizi bütün İtilaf temsilcilerine, hükümete ve gazetelere bildiriniz.(Sait Molla, Yazar, Adliye Nezareti Müsteşarı ve İngiliz Muhipleri Derneği Başkanı, 23.05.1919, Belediyelere Genelge)
 
Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asyanın hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim?(06.02.1921)
 
Bu ükedeki yabancı askerler, Teşkilat-ı Milliyeden bin kere daha iyidir.(11.11.1920) (Ali Kemal, Yazar ve Nazır)
 
Anadoluda bir patırtı, bir gürültü, kongreler, beyannameler falan, sanki bir şey yapabilecekler. Blöf yapmanın sırası mı? Hangi teşkilatın, hangi kuvvetin var? Bu ne hayal! Kuzum Mustafa, sen deli misin?(Refik Halit Karay, Yazar, 1919)
 
Türkler kendi güçleri ile adam olamaz. İngilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.(21.05.1919)
 
İstiklâl diye bağıranlar kötü niyetlidir. (31.08.1919)
 
Tek çarenin galiplerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılacak?(23.03.1920)
Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen çapulcuları tamamen tepeleyecektir.(08.09.1920)
(Refi Cevat Ulunay, Yazar-Gazeteci)
 
Ayaklanma için sebep yoktur. Fransızlar bizim iyiliğimizi istiyorlar.(Abdurrahman Bey, Adana Valisi, 05.11.1920)
 
Padişahın izni olmadan, yabancı askerlere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek tek veya topluca öldürmek İslamın gereği ve görevidir.(Dürrizade Abdullah, Şeyhülislam, 1920. Fetva)

Olağanüstü günler yaşadığımız, sınırsız demagojik saldırılarla boğuştuğumuz bugünlerde, geçen yüzyılda kalmış, fakat uzantıları günümüze kadar gelmiş küreselci devlet adamlarının, politikacıların, yazarların, gazetecilerin, din adamlarının ulusal bağımsızlığa ilişkin görüşlerini anımsamakta yarar var düşüncesiyle kaleme aldım bu yazıyı. Tanrı bizi bunlar gibilerden korusun!
 




Cumhuriyet 22.02.2010
 
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
 
Ordunun Mağdur Olması İyidir
 
İyidir iyi...
Uğurlusu uğursuzu ne kadar çok saldırırsa hele, o kadar daha çok iyidir!..
Bırakın, hem de çok sayıda aptal ve gerzek birileri çıksın, ordu komutanlarını tutuklamak istesin...
Bırakın komplolar kursunlar...
Bırakın, nereye gitmek istedikleri iyice görülsün... Neyi, nasıl, ne zaman, kimlerle ne yapmak istedikleri...
Sağa sola hangi uğursuzları, hangi CIA adamlarını, hangi cemaat savaşçılarını, ne kılıklarda nerelere yerleştirdikleri anlaşılsın.
Bassınlar, dinlesinler, tutuklasınlar...
Hukuku çiğnesinler, alabildiklerine...
Yasaları hiçe saysınlar...
Hukukun onlar için birer guguk olduğu, demokrasi afra tafralarının ise içlerindeki istibdat niyetlerinin dışavurumu olduğu görülsün...
İktidarın büyük dikta hevesi, kullandığı küçük zorba ve sopaların eylemleri, yazıları çizileri ortaya saçılsın...
Bırakın, kafaları-düşünceleri ishal olsun, dökülsün saçılsınlar.
Erzurumda böyle bir iktidar-cemaat komplosunu kırk yıl tasarlasan düzenleyemezsin, istesen yaptıramazsın..
Oradaki savcıyı ve yaptıklarını, Allahın büyük bir lütfu olarak kabul edin...
Niyetlerini, plan ve programlarını, hedef ve amaçlarını başka türlü göremezsin, öğrenemezsin...
***
Hele hele şu Konya milletvekilini ve açıklamalarını, öpüp başınıza koyun...
Onu da Yüce Tanrı konuşturdu!
Kırk yıl uğraşsan, beyinlerinin kıvrımları arasında sakladıkları bu düşünceleri, sözleri çıkartıp alamazsın, ağzını açtıramazsın... Onları iktidar olmanın sarsılmaz tanrısı konuşturuyor!
Bu kadar yetmez, onlara çanak tutmalı, sorular sormalı, kışkırtmalı ki açılıp saçılsınlar!
Yürüyün ya kullarım!
Örneğin fişlemelerinde ne kadar haklı olduklarını söyleyin. Fiş bilgilerini merak edin, insanların boy bos ölçülerinin, kol kanat uzunluklarının da fişlere girip girmediğini, erkeklerdeki çıkıntı uzunluklarını da merak edip etmediklerini sorarak kışkırtın! Fişlenmesi gereken insanların listelerini de sunsun birileri!
Bu fiş bilgilerini nasıl, nerede ve zaman kullanacaklarını merak edin..
Meclis Başkanvekili Güldalın odasını bastığı anlamına gelen itiraflarda bulunan Arınça örneğin, Kutlu Yürüyüşlerinin hangi aşamasında bu fişleri kullanmayı düşündüklerini sorun...
Yüzbinlerce kişinin sığabileceği hapishane programlarını... Hangi stadyumların hazırlandığını... Dahası toplu mezarlara gömme planlarını...
Adamlar verimli yaratıklar, bir dokunuyorsun, yelyepelek uçuyorlar!
***
Bırakın, orduya saldırsınlar... CHPye saldırsınlar... MHPye saldırsınlar... Bütün halka saldırsınlar...
Hele hele işçiye, emekçiye, köylüye saldırsınlar...
Ellerini tutmayın...
Türkiyeyi götürmek istedikleri yere doğru yola düzülsünler..
Önlerine engel çıkartmayın...
Bırakın açılımlarını yapabilecekleri yere kadar yapsınlar... Hangi büyük planların maşaları oldukları iyice ortaya çıksın...
Açılıp saçılsınlar...
Sabırları bitti, iktidar olmanın sarhoşluğu içindeler...
Şimdi aceleleri var! Artık işi hızlı bitirmek durumundalar! Biz bitirmezsek, biteceğiz haleti ruhiyelerini kışkırtın!
Onlar iktidardır! Onlar devlettir! Onlar hükümettir!
Sabır. Tutmayın ellerini, kollarını...

Bırakın, halk mağdur, işçi mağdur, millet mağdur, ordu mağdur olsun.

Sabır. Akıl. Dikkat. Panik yok.

Bu ülke uğursuzun bir omuz darbesiyle yıkılacaksa, çökecekse, dağılacaksa... Bunu zaten engelleyemezsin... Türkiye küllerinden yeniden doğmayı öğrenmiştir.

Uğursuzlar ordusunu, bırakın yürüsün...

Nereye yürüdüğünü Fareli Köyün Kavalcısına sorun.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------











--
NE MUTLU, "TÜRK'ÜM" DİYENE!



--
Ne Mutlu Türküm Diyene


__________________________________________________
Do You Yahoo!?
Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails.
http://mail.yahoo.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38068] ASA-YI MUSA DERSLERİ-9-senin dalâletin hükmüyle bütün geçmiş zaman-ı mazi ölmüş ve mâdumdur(yok, ölü

Posted: 24 Feb 2010 10:47 PM PST

Mevlüt kandilinizin  mübarek olmasını  ve alem-i  İslama ve insanlağa  hayırlara vesile  olmasını Cenab-ı  Erhamürrahiminden niyaz ederim.

 

Asa-yı Musa

Birinci Kısım

Meyve Risalesi

 

                                   Üçüncü Mesele-3

 

 

 

Ben de cevaben dedim:

Madem lezzet ve zevk için ölümü hatıra getirmeyip dalâlet(hak yoldan ayrılma,sapkınlık ) ve sefahete(gayrı meşru zevk ve eğlence ) atılıyorsun. Kat’iyen(kesin olarak ) bil ki, senin dalâletin hükmüyle bütün geçmiş zaman-ı mazi ölmüş ve mâdumdur(yok, ölü). Ve içinde cenazeleri çürümüş bir vahşetli( ürkütücü) mezaristandır. İnsaniyet alâkadarlığıyla ve dalâlet(hak yoldan ayrılma,sapkınlık) yoluyla, senin başına ve varsa ve ölmemişse kalbine, o hadsiz firaklardan( sayısız, sınırsız) ve o nihayetsiz( sonsuz )dostlarının ebedî(sonu olmayan) ölümlerinden gelen elemler, senin şimdiki sarhoşça, pek kısa bir zamandaki cüz’î(ferdi, az, küçük) lezzetini imha ettiği gibi, gelecek istikbal zamanı dahi, itikatsızlığın cihetiyle yine mâdum( yok, ölü) ve . karanlıklı ve ölü ve dehşetli(korkunç, ürkütücü)  bir vahşetgâhtır( vahşet yeri ürkütücü yer). Ve oradan gelen ve başını vücuda çıkaran ve zaman-ı hazıra( şimdiki zaman) uğrayan biçarelerin( çaresizlerin) başları ecel (ölüm vakti)cellâdının(infaz memuru,idama mahkum olanları, idam etmekle görevli kişi ) satırıyla kesilip hiçliğe atıldığından, mütemadiyen( sürekli olarak) akıl alâkadarlığıyla senin imansız başına hadsiz( sayısız sınırsız) elîm( acı ve üzüntü veren) endişeler yağdırıyor. Senin sefihâne(yasak zevk ve eğlencelere düşkün bir şekilde) cüz’î (az, küçük)lezzetini zîr ü zeber eder.

 



Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38069] İktidar ve Kanı Bozuklar yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 24 Feb 2010 10:43 PM PST

İKTİDAR VE KANI BOZUKLAR yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

Doğrusu üzerime alındım. Gerçekte tam manasıyla ben iktidara falan karşı değilim. İktidar neticede bizim iktidarımız. Hükümete karşı mıyım peki? Hayır. Tabii ki değilim. Başarıya ulaşmasını canı gönülden istemekteyim. O veya bu şekil de hükümette bizim iktidarda.

 

Oysa bir zat çıkmış ve kanı bozuklar diye laf etmiş. Siyaset yapılır. Mutlaka ki yapılmalıdır. Ama şu yaptığın siyaset mi! Gözünü sevdiğimin insanı! Bu resmen halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk etmek değil midir? Acaba diyorum gaza geldi de frenine mi basamadı. Bilemiyorum.

 

Onun deyişine göre ben de kanı bozuklar arasında yer almaktayım. Diyelim ki ben harbiden harbiye kanı bozuklardanım. Ve ben dâhil benim kanı bozuk olduğumu her bir kişi kabul ediyor. Muradına erdin mi şimdi. Bu yeterlimidir senin için. Rahat mısın artık.

 

Bak arkadaşım sen sadece kendini ve aileni zor durumda bırakmadın. Aynı zaman da mensup olduğun Partiyi ve hatta camiayı da zor durumda bıraktın. Mesele kanı bozuklarla kanı bozuk olmayanların meselesi değildir. Ama sen bu durumu buraya taşıdın. Ben anladım ki benim kanım bozuk. Ve ben anladım ki ben Türkiyeli değilmişim. Ve ben anladım ki bu laftan bu topraklara ait değilmişim. Öylemi? Ben bu topraklara ait değil miyim? Ben Türkiyeli değil miyim?

 

Demek öyle. Bundan böyle bildiğin gibi olsun. Canım benim. Seni mi kıracağım. Buyurduğunuz gibi olsun. Senin zihniyetinde ki insanların sonu mutsuzluktur. Yapılabilecek her hangi bir şey bulunmamakta.

 

Tarih sayfalarında oy uğruna söylenen ve kanla yazılan sayfalar o kadar çoktur ki. Bunun için yapılabilecek her hangi bir şey bulunmamaktadır. Zira menfaatleri uğruna ulvi değerleri hiçe sayan bu kişiler tüm insanlığı dipsiz bir uçuruma doğru sürüklemektedirler.

 

Bu gün için iktidar da hangi parti olursa olsun onu da eleştireceğim. Eleştireceğim. Çünkü mutlaka uygulamalarında ve mevcut durumda aksamalar bulunacaktır. Bu doğruya ulaşmanın yoludur. Ama bugün için iktidar iktidarına zarardan daha çok insanlığa ve bütünlüğümüze zarar verenlerle ilgilenmelidir. İler de bu açılan büyük yaralar öyle bir hal alacaktır ki tedavi sürecine şimdiden başlanılmadığı takdirde kesip atmak dahi çözüm olmayacaktır.

 

Fişleyenlerden tutunda kanı bozuk diyenlere kadar her tür asayişsizliğin yaşandığı atmosfer içerisinde bulunmaktayız. Korku içimi kaplamış. Altıma kaçırma boyutunu ise aşmışım. Neden? Kimden? Neyden? Korkuyorum. Abartıyor muyum? Fişlenmek istememem hatamı! Bu yaşananlar ileri derece de zamanın öne alışında ki bilim kurgu filmlerine benzemektedir. Esaret altında yaşanan bir hayat! Dün yatırım yapacaktım. Ülkem için kendim ve ailem için. Yapmaktan vazgeçtim. Fikir değiştirdim. Korkuyorum. Psikolojim bozuldu. Direk bile dikmeye gerek yok. Ortamın yumuşamasını da beklemenin bir anlamı bulunmamakta! Çünkü ben artık kanı bozuk olarak lanse edildiğim bir memleketten daha da bir şey beklemem.

 

                                                                                MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

 

 

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Balyoz gazetecileri harekete geçti

Posted: 24 Feb 2010 05:01 PM PST

Balyoz gazetecileri harekete geçti

 

 

http://photos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs439.ash1/24245_324631120447_101721675447_4026942_4227221_n.jpgBalyoz darbe planında adı 'kullanılacak gazeteciler' listesinde geçen isimlerin bazıları bu görevi layıkıyla yerine getiriyor.
Balyoz gözaltıları karşısında bu gazeteci-yazarlar nefes nefese paşaları kurtarma yazıları yazarken, bir bölümü de hedefe hükümeti oturtmuş vaziyette...

Bu grubun, Balyoz darbe planıyla ilgili tutuklanan paşalar nedeniyle yazdıkları yazılar, 'TSK içinde 'kullanım' listesini hazırlayanlar bu işi biliyor. Hangi gazetecilerin 'kullanışa elverişli' olduğunu iyi analiz etmiş" yorumunu kaçınılmaz kılıyor.

Son günlerdeki yazılarıyla, tutuklu paşalar nedeniyle hükümeti yaylım ateşine tutan, ölesiye askere selam çakan yazarların kalemlerinden 'bal' damlıyor. Hele bazıları öyle militan ve asker yanlısı ki, darbeye gerek kalmadan darbe havasına girdikleri; kullanışlı yazılar döktürdükleri gözden kaçmıyor.


İşte Balyoz listesinin en parlak, 'en kullanışlı' isimleri ve yadıkları yazılar:

Yılmaz Özdil (Hürriyet)

"İbrahim Fırtına, pilot, orgeneral, Harp Akademileri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, üstün hizmet madalyası, şeref madalyası sahibi, millete 45 sene hizmet etti, evi basıldı. Özden Örnek, kaptan, oramiral, Donanma Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, üstün hizmet madalyası, şeref madalyası sahibi, devlete 45 sene hizmet etti, evi basıldı. Çetin Doğan, topçu, orgeneral, Jandarma Asayiş, Ege Ordu, 1’inci Ordu Komutanı, üstün hizmet madalyası, üstün cesaret madalyası sahibi, ömrünün 43 senesini verdi, evi basıldı.

PKK’lılar serbest... Öbürleri nerede? Emniyet Müdürlüğü’nde. Peki, Emniyet Müdürlüğü nerede? Vatan Caddesi’nde."


Oktay Ekşi (Hürriyet)

"...Soruşturma gizli olduğuna ve biz savcılara yol gösteren, hangi tutuklama dalgasında kimin içeri alınacağını veya alınması gerektiğini söyleyen Ergenekon Andıççılarından olmadığımıza göre, sebebi elbet bilmiyoruz. Dahası... Yasaları çiğneyip kalem eşkıyalığı yapmaya kalksak, bizi kurtarmak üzere yasa tasarısı hazırlanmasını emredecek bir Başbakanımız da yok.Ama resme dışarıdan bakınca bu işin şirazesinden çıktığını görüyor ve söylüyoruz.
...Kısaca siyasi iktidar yargıyı alenen baskı altına alıyor."


Tufan Türenç (Hürriyet)

"...Nedense bu iktidar iki yıldır kafayı darbeye takmış. Bu kafaya takma gerçekten darbe olmasından korktuğu için mi? Yoksa bunu siyaseten kullanmak için mi?


Yoksa bazı tarikat ve cemaatler ile askere alerji duyan bazı aydınların iktidara verdikleri gazdan mı? Gerçi Başbakan “Biz gaza gelmeyiz” diye garanti verdi. Ama demek ki bu darbe olayları, operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar filan iktidarın işine geliyor. Bundan siyasi bir rant bekliyor. Yalnız AKP iktidarı bu işin ciddiyeti konusunda toplumda yaygınlaşan bir kuşku oluştuğunu göremiyor. Bazı araştırmacılar askerin bu kadar ölçüsüzce üzerine gidilmesinin seçmende iktidar açısından bir olumsuzluk yarattığını saptadıklarını söylüyorlar. "

Bekir Coşkun (Gazete Habertürk)

"...Kuvvet komutanları, ordu komutanları, subaylar, birer adi suçluymuş gibi polis minibüslerine doldurulup götürülür... Sabahlara kadar ifadeleri alınır... Cezaevine doldurulur... Asker şaşırır... Darbe planlamakla suçlanan paşa sorgusunda, “Bir şey yapacak değildik, o sadece bir senaryo oyunuydu” der... İktidarın sorgucusu yanıtlar: “Bu da zaten o senaryo oyununun devamı... Bakıyoruz, böyle olunca memleketin sonu nasıl oluyor...”


Behiç Kılıç (Yeniçağ)

"...Peki “nah!!” diyememenin (Başbuğ'un konuşma kaydı) gerekçesi inandırıcı mı?! Bu “dalış-yutuş” da “Büyük abi!!” nin telkinleri de olmuş olabilir mi?!! Komutan “komutanlara” son günlerde başlarına gelenleri izah ederken, kendi camialarından kaynaklanan “zaafları” aktarma gereği duyuyor!.. Diyor ki; “Şimdi değerli arkadaşlar, adamlar hataları istismar ediyorlar. Hatanın çeşitli şeyleri olabilir. Ayrı bir konu ama şunu bilmemiz gerekir ki, bir hata var ve bu hata istismar ediliyor.” Bu açıklamanın manası şudur: Karşımızda, güçlü bir “düşman” var. Eli kolu bizden serbest. Ondan darbe yememek için, ondan daha ehil olmamız lazım. Ama bizden üstünler, kıskaçları altındayız ve bizi açık düşürüyorlar!.. Komutan, içinde bulundukları sarmaldan yakınıyor!.."


Fikret Bila (Milliyet)

"...Org. Başbuğ, eski kuvvet komutanları ile emekli ve muvazzaf amiral ve generallerin gözaltına alınış tarzlardan duyduğu rahatsızlığı iletti. Eski kuvvet komutanları ile general ve amirallerin savcılığa davet edilmek yerine, polis marifetiyle evlerinden gözaltına alınmaları ve götürülüş biçimlerinin yarattığı tepkiyi dile getirdi. Ayrıca eski kuvvet komutanlarının, savcılık öncesi işlem yapılmadan gözaltında tutulmalarını da konu etti. Başbuğ ve Çiçek, karşılıklı olarak duydukları rahatsızlığı dile getirdiler."


Bir de TV cephesinde, Balyoz'un hamisi, avukatı, savcısı, hakimi kesilen gazeteciler var. Onlar da Balyoz'un kullanışlı listesinde baş köşede.

İŞTE BALYOZ TELEVİZYONCULARI:

Ayşe Nur Arslan, Ruhat Mengi, Süheyl Batum, Ali Sirmen...

İki kadın gazeteci Star TV'de ve CNN Türk'teki programlarıyla, karşıt görüşteki hiçkimseye söz hakkı vermeden var güçleriyle, darbe suçuna karışmaktan yargılanan paşalar için bastırıyor. Kimi zaman, bu iki ismin tersi görüş programlarında dillendirildiğinde ise tepkileri sert oluyor ve o konuklar hemen susturuluyor.


Süheyl Batum da Habertürk'ün gediklilerinden. O da bir hukukçu kimliği ile, Balyoz paşalarını aklamanın derdinde. Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen, bir tık öteye geçerek, hükümeti, "PKK ile barış, TSK ile savaş" yürütmekle suçluyor ve konuşurken öfkeden yüzü kızarıyor.


Özetle, Balyozcu paşalar listeyi hazırlarken kimi, nerede, ne vakit kullanacağını hakikaten iyi biliyormuş. Bu isimler de listenin hakkını paşalar gibi veriyor!

AKTİFHABER

 

 



__________ Information from ESET NOD32 Antivirus, version of virus signature database 4893 (20100224) __________

The message was checked by ESET NOD32 Antivirus.

http://www.eset.com

Askelerüin sivil yargida tutuklanmalari hk.

Posted: 24 Feb 2010 03:54 PM PST

Anayasamiza gore Normal olarak General ve Amiraller  Genelkurmay Askeri Mahkemesinde yargilanabilirler.Kuvvet Komutanliklarinin bile kendi general ve amirallerini yargilama yetkisi yoktur.Hatta bunlar ozel mahkemedir ve 3 hakim sinifi subay olmak uzere 5 uyeden kurulur. Baskani ise yargilanandan daha kidemli general/amiral olmak zorundadir. İsnat olnan suc gorevle ilgili oldugu icin sayin Komutan da burada yargilanmak zorunlugu vardir. Bir gece yarisi kanunu ile AKP iktidari Askerlerin sivil mahkemede de yargilanabileceklerine dair bir kanun cikardi ise de; Soz konusu kanun Anayasa mahkemesi baskani  Sayin Hasim Kilcin da dahil oldugu mahkeme heyetince oybirligi ile iptal edildi. Bu iptal edilen kanuna dayanarak yapilan tum yargilama sorusturma gozalti ve tutuklama islemleri birer hukuk ihlali olarak vasiflandirilamaz Gorevin kotuye kullanilarak Anayasayi  ihlal eylemleridir. Emekli Koramiral Feyyaz Ogutcu 6 ay oncesine kadar Kuzey Deniz Saha Komutanimiz idi. Yani Turkiye Cumhuriyeti denizlerinden Karadeniz İstanbul Bogazi marmara denizi ve Canakkale Bogaz Komutani idi.Gunumuzde Canakkale gecilmez diyen komutandi.Yarginin siyasi iktidarca dusuruldugu bu vahim durumdam yine yargi kendisini kurtaracaktir.Ornek olarak Erzurum ozel yetkili savcilarinin yetkilerinin alinmasi gosterilebilir.Biz bu hukusuzluk doneminin cok kisa surcegine inanmaktayiz.
En derin saygilarimla

Op.Dr. Aytekin Ertugrul
(E) Dz.Tbp.Alb



Emekli Koramiral tutuklandı

Paylaş Benimsayfam'da Paylaş
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
DHA 25 Şubat 2010
Balyoz soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen ve aralarında Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu emekli 5 asker tutuklandı.

Balyoz soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen 1'i muvazzaf subay 4'ü emekli 5 asker tutuklandı. Tutuklanan emekli subaylar: Emin Küçükkılıç, Suat Aydın, İzzet Ocak ve Ahmet Feyyaz Öğütçü.
8 KİŞİ MAHKEMEYE SEVKEDİLDİ
Balyoz soruşturmasında aralarında muvazzaf subayların da bulunduğu emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Albay Yusuf Ziya Toker, emekli Albay Kubilay Aktaş ve emekli Albay Mustafa Çalış dahil 8 kişi tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi. Emekli Tuğgeneral Gaffur Aksu ve emekli Tuğgeneral Baki Erdoğan ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.



Hotmail: Trusted email with Microsoft's powerful SPAM protection. Sign up now.

[anadoluhaber:38081] Mustafa Kemal'in Yargıçları

Posted: 24 Feb 2010 02:53 PM PST


Mustafa Kemal’in Yargıçları
 Türkiye’deki resmi dilin içinde bazı laflar var ki, bunları biraz oturup düşününce arkalarındaki “siyasi felsefe” epey bir aydınlanıyor. Mesela her okul çocuğuna bağırta bağırta söyletilen “varlığım Türk varlığına armağan olsun” lafını alalım. Tek Parti ideologlarından Dr. Reşit Galip’in icad ettiği bu ifade, bireylerin ulus içinde eritildiği, dahası onun için feda edildiği “kollektivist” bir ideolojiyi yansıtıyor.

Bazıları “canım ne abartıyorsunuz, maksat vatanı-milleti sevmek” diyebilir. Oysa “vatanı-milleti sevmek” demokratik ülkelerde var olan bir değer, ama böylesi “kollektivist” bir dille ifade edilmiyor. Mesela ABD’de bir “bayrağa sadakat yemini” var ki, “herkese adalet ve özgürlük sağlayan cumhuriyete bağlılık”tan söz ediyor. Yani bir ortada bir “kendini armağan etme” durumu değil, bir “sözleşme” var: Cumhuriyet, bireylere adalet ve özgürlük sağladığı için değerli. Bu yüzden sadakati hak ediyor.

Türkiye’deki resmi felsefeyi iyi anlatan bir diğer hikmetli söz ise, Türk Silahlı Kuvvetleri için zaman zaman kullanılan “Mustafa Kemal’in askerleri” lafı. Çoğunlukla övgü amaçlı kullanılan bu ifade, aslında ciddi bir soruna işaret ediyor. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk, sadece milli mücadeleye liderlik edip Cumhuriyet’i ilan eden bir “milli kahraman” değil. Öyle olsa, sorun yoktu. Ancak 1923 sonrasındaki Atatürk artık bir “siyasi lider”. Dolayısıyla bu dönemde yaptıklarını beğenen de var beğenmeyen de. “Şapka devrimi”ni hatırlayınca, “yahu ne iyi oldu” diyen de var, “ne lüzum vardı böyle dayatmalara” diye eleştiren de.

İşte bu yüzden de TSK’nın “Mustafa Kemal’in askerleri” olması çok sakıncalı, çünkü o zaman TSK tüm milletin değil, sadece onun içindeki “Atatürkçü”lerin silahlı gücü gibi algılanıyor. Nitekim söz konusu “Atatürkçüler”den bazıları da canları sıkılınca başlıyorlar “ordu göreve” diye homurdanmaya.

Allah’tan dünya epey değişti de ordu öyle kolay kolay “göreve” gelemiyor. Hatta çok ağır da olsa kendi içinde değişiyor. Mesela artık Mustafa Kemal’in siyasi rakibi olan Kazım Karabekir’i de anıyor ki, güzel hareketler bunlar.

Fakat bu sefer de “Mustafa Kemal’in yargıçları” var başımızda. Bu yargıçların bazıları, İmam-Hatip mezunları üniversitelere giremesin, yani “eşit vatandaş” olamasın diye uğraşıp duruyor. Diğerleri, Ergenekon işlerine dokunan Erzurum savcısını apar topar görevden alıyor, hatta hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Daha önceden Şemdinli işlerine dokunan Van savcısı Ferhat Sarıkaya’yı tasfiye ettikleri gibi.

Her iki olayda da tablo aynı: “Derin” işleri sorgulamaya kalkanların kellesi bir anda uçuveriyor. Mustafa Kemal’in yargıçları, Mustafa Kemal’in askerlerini koruyorlar yani, adaleti değil. Öte yandan şu günlerde deniyor ki, “efendim, devletin bir tarafında böyle bir ideolojik cephe varsa, öteki tarafında da başka bir ideolojik cephe var. Zaten o yüzden kurumların arasında ve içinde örtülü bir savaş yaşanıyor.”

Bu, yerinde bir tespit. Ve bu ideolojik kamplaşmanın sadece bir tarafının partizan davrandığını, öbürünün objektif ve ilkeli olduğunu söylemek de mümkün değil. İyi ama zaten ne bekliyordunuz ki devleti bu denli koyu bir ideolojiyle yoğurmuşken? Kendilerini “iç düşman” ilan ettiğiniz adamlar başka nasıl bir çıkış yolu bulacaklardı ki bu otoriter sistemden?

İdeal durum, elbette devletin ideolojisiz ve tarafsız olması. Şu anki durum ise, “oligarşi”den (yani tek gücün hakimiyetinden) kaba bir “poliyarşi”ye (yani birden fazla gücün dengesine) geçtiğimizi gösteriyor ki, bu da bir şeydir.


Mustafa Akyol

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38087] RESMİ BELGELERLE CHP İKTİDARINDA İŞKENCE DOSYASI

Posted: 24 Feb 2010 02:41 PM PST

RESMİ BELGELERLE CHP İKTİDARINDA İŞKENCE DOSYASI


Yazarı: MHP ARAŞTIRMA MERKEZİ

Çeviren:
Hazırlayan:

Yayınevi: DEDE KORKUT YAYINLARI
Yayın Yeri: İstanbul
ISBN NO:
Yayın Yılı: 1979

Dili: Türkçe
Özellikler:
Cildi: Karton Kapaklı
Durum: İkinci El


Açıklama:TÜRKEŞ İN ÖNSÖZÜYLE

399 SAYFA, DÖKÜMANLARLA

(19X11,5) CM

http://www.nadirkitap.com/resmi-belgelerle-chp-iktidarinda-iskence-dosyasi-mhp-arastirma-merkezi-kitap208230.html.


--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38077] Kirli Portre: Doğu Perinçek.! -6-

Posted: 24 Feb 2010 02:41 PM PST

Maocu Bozkurtlar

Perinçek'in macerasında, Hüseyin Ergün'ün üzerinde durduğu, "Türk solunun bin parçaya ayrılmasının" özel bir yeri var. 1969'da meydana gelen "Kanlı Pazar" olayında, Taksim meydanına "Ne ABD ne Rusya, bağımsız demokratik Türkiye" pankartı ile giren topluluk ilk etapta, acaba yeni bir milliyetçi hareket mi doğuyor sorusunu sordurmuştu. Ne var ki, bu grup Aydınlıkçılardı. Yöneldikleri merkez Pekin, ilham aldıkları kişi çin'in Komünist lideri Mao Zedung olan bu yeni Maocu hareketin lideri Perinçek'ti. Perinçek ve arkadaşları o günden itibaren artık "Maocular" olarak anıldı. Maocular, sahneye çıktıkları günden itibaren Türk solunda adeta bir çıbanbaşı oldu. 1970'lerin gençlik liderlerinden Mahir çayan'ın Perinçek için söylediği, "Kişiliklerinde devrim yapamayanlar, devrimci olamazlar." cümlesi, Türk solunun Perinçek'e bakışını en iyi yansıtan değerlendirme. çayan, bu sözü 1969'daki Dev-Genç kongresinde Perinçek'in yüzüne karşı söyledi.

 

Sadece çayan ve arkadaşları değil, Deniz Gezmiş de dahil dönemin neredeyse tüm devrimci grupları, ele geçirdiği Dev-Genç'i cuntacıların oluşturduğu Dev-Güç'ün emrine veren Perinçek'i "işbirlikçi" ve "sahte devrimci" olmakla suçladı. Mihri Belli, Perinçek grubu için "Bunlar kampüs Maocusu" derken; Hikmet Kıvılcımlı Aydınlıkçıların faaliyetlerini "Mao kalpazanlığı, CIA sosyalizmi" olarak nitelendiriyordu. Perinçek ve arkadaşları için o yıllarda en ilginç yakıştırmayı Moskovacılar yaptı ve onlara "Maocu Bozkurtlar" adını taktı. Nitekim Perinçek kısa sürede Dev-Genç'in başından uzaklaştırıldı.

 

Böyle başlayan ve 1990'lara kadar süren Aydınlıkçılarla Devrimci Sol gibi öteki sol gruplar arasındaki çatışmalarda, çeşitli ölüm olayları da meydana geldi. Yine böyle bir çatışmanın ardından Halkın Kurtuluşu grubu Perinçek için "Halka ve devrime ihanet eden revizyonist şef", Aydınlıkçılar için "Aydınlık çetesi" nitelemesini yaptı. Perinçek'in sol ve devrimci hareketlerdeki parçalanmalarda nasıl kilit bir rol aldığını, 1990'a kadar 30 yıl boyunca Aydınlık hareketi içinde yer alan Gün Zileli'nin şu sözlerinde görmek mümkün: "Bölünme kaçınılmaz değildi; eğer hiziplerin başındaki liderler, en başta Doğu Perinçek bölünmeyi istemeseydi. Perinçek, o zamanki liderlerin içinde kendisinin bir misyon için dünyaya geldiğine en fazla inanan kişiydi. Doğu, bölünmeyle ortaya çıkan bir hareketin tek ve değişmez lideri olmayı çok öncelerden kafasına koymamış ve buna uygun bir strateji izlememiş, iradesini samimiyetle devrimcilerin bölünmemesi yönünde kullanmış olsaydı bölünme önlenebilirdi."

 

Perinçek'in Türk solunu bölme ve provoke etme misyonunu yansıtan en ilginç olaylardan biri, 1969'da Ankara'da yapılan 19 Mayıs mitingi sırasında zamanın Ankara Emniyet Müdürü Nazmi İyibil'in, kesin uyarılarına rağmen Kızılay meydanına girmeye teşebbüs ederek polisle çatışmasıydı. Gün Zileli, bu olayı "Doğu, bu kör parmağım gözüne eylemini neden örgütlemişti? Bugün baktığım zaman bunun bir sebebi, asker, sivil aydın zümrenin hareketlenmesinin yarattığı cunta beklentilerinin bu tür eylemler ve çatışmalar yoluyla daha da yoğunlaştırılması isteği olabilir." sözleriyle yorumluyor.



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38071] CHP, AB'ye de "ortaçağ" ihracına başladı!

Posted: 24 Feb 2010 02:37 PM PST

63. KPK toplantısında konuşan Onur Öymen, AP üyelerine çağrıda bulunarak Today's Zaman gazetesi okurken dikkatli olmaları gerektiğini ima etti. "Bilginizi sadece okuduğunuz bazı gazetelerle sınırlı tutmayın. Bazı İngilizce gazeteler okuyorsunuz ama lütfen bu tür basın grubunun eğilim ve duruşunu öğrenmeye çalışın." dedi.

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38078] Başbuğ'un dediği oldu: Çürükler temizleniyor!

Posted: 24 Feb 2010 02:30 PM PST



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:38076] Balyoz MHP'ye mi vuruldu!

Posted: 24 Feb 2010 02:27 PM PST

Balyoz operasyonu ile darbe ve provokasyon geleneğine en büyük darbe vurulmuştur. Kimse bundan böyle en güzide kurumların arkasına saklanarak en pespaye işleri yapamayacak, o kurum ve kuruluşları kirletemeyecektir.Ama garip olan sesin Balyozun vurulduğu yerden değil, MHP den gelmesidir.Hukuk darbe iddiasının muhataplarına dokundu,şamatayı MHP çıkarıyor. Yazık, çok yazık.MHP geleneği bu Faruk Bal ile Oktay Vural’ın açıklamalarına müstehak mıdır?

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.