İslam'da Kadının Çalışması -- Farklı Bir Bakış Açısı
Geçen gün (7 Ekim 2010) TV kanallarını gezerken Mehtap TV'de akşamüstü 4-5 sene önce kaydedilmiş bir yayına denk geldim. Konu "İslam'da Kadının Çalışması caiz midir?" idi.
Programın sunucusu önce bazı işlerin sadece kadınlar tarafından yapılabileceğini söyledi. Daha sonra çalışmak haramdır demek bugünün şartlarında mümkün değildir dedi. Bir kaç dakikalık bu girişin ardından ise kadının asli görevinin eve ve çocuklarına bakmak olduğunu 3-4 kat daha fazla zaman ayırdığı bir sürede vurguladı.
Kur'an-ı Kerim'de kadınlar çalışamaz diye bir hüküm yok. Bunu sayın sunucu da söyledi. Hz. Peygamber (sav)'in Hz. Fatma(ra)'ya "sen Hasan ve Hüseyin'inle ve evinle ilgilen" dediği yönünde kuvvetli ölçüde sahih (sağlam) bir hadis mevcut, bu da doğru. Ancak Hz. Fatma'nın babası İlk İslam Devletinin Başkanı aleyhisalatu ve sellem ve eşi Genelkurmay Başkanı Hz. Ali (ra) idi. Dolayısıyla gelen misafirlere hizmet etmekten yorulup babasından hizmetçi olarak köle istediği yönünde de hadis mevcut. Allah Elçisi (sav) bu isteği reddediyor; etmese belki İslam'ın getirdiği köle azad etme ve özgürleştirme adeti zarar görecek. Yani Hz. Fatma(ra)'nın, Hz. Ayşe(ra)'nin başlarını kaşıyacak vakitleri yoktu! Onlar sıradan ev hanımları değiller zira. Ayrıca Hz. Hatice(ra)'nin uzun süre Hz. Muhammed aleyhisselam'ın işverenliğini/patronluğunu yaptığından ve sahabeden çeşitli hanımların Hz. Peygamber'e ticaretle ilgili sorular sorduklarının çok sayıda hadislerde kayıtlı olduğundan da yayında hiç bahsedilmedi.
Bugün Batı'da ve ülkemizde de üst düzey devlet yöneticilerinin eşlerinin çalışmadığını görüyoruz. Örneğin ABD Başkanı eşi Michelle Obama eskiden eşiyle birlikte avukatlık yaptıkları sırada ondan daha da çok yıllık gelir elde ettiği halde bugün "başhanımefendi" ("first lady"yi çeviriyorum) olarak hizmet veriyor. Aynı şekilde ben Türkiye'de de hiçbir Genelkurmay Başkanı'nın eşinin çalıştığını duymadım. Örneğin geçtiğimiz günlerde Sn. Cumhurbaşkanımızın eşi Hayrünnüssa Hanım Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi'nde bir konuşma yaptı. Bu bence en az bir hafta on günlük bir hazırlık gerektirir. Şimdi diyelim ki bir özel şirkette çalışıyor olsalardı devlet hizmeti için özel girişimci patronundan izin mi alacaktı? Kamuda çalışsalardı bu sefer de "hanedan kurdular!" diye manşetler atılmayacak mıydı? Geriye bir tek kendilerinin girişimci olması kalıyor ki bu da haksız rekabet doğuracaktı. Örneğin hangi bakanlık yetkilisi bir başbakanın hanımının şirketine ihale vermemezlik yapabilir? Kanımca Allah Resulu (sav)'ın kastettiği budur.
Bir de yayında geçen "kadınlar işgücü piyasasına girerlerse o zaman işçi ücretleri düşer" sözüne de cevap vermek istiyorum. Bu ancak bir nebze kısa vade için geçerli olabilir. Uzun vadede onlardan bazıları da aynı Hz. Hatice(ra) gibi işkadını olabilirler ve de istihdam yaratabilirler. Bunun dünyada ve ülkemizde çok sayıda örneği mevcut. Örneğin Türkiye'nin 3. en fazla ciro yapan holdingini bir kadın, Sn. Güler Sabancı yönetiyor. Ayrıca işkadını olamayanlar da ödedikleri vergilerle de yeni yatırımlar yapılmasına olanak sağlayacaklardır.
Gelelim çocukların bakımına. Eğer bir kadın çocuklarını ihmal etmeye eğilimli ise bütün gün evlilik programıydı, diziydi derken evde otururken de bunu yapabilir. Aynı şekilde çalışan bir kadın da -işyerlerinde kreş gibi imkanları devletin sağladığını varsayarsak- çocuklarına iyi bir bakım verebilir. Pedagogların da önerisi, esas olan sürekli çocuğun annenin dizinin dibinde oturması değil, günde yarım saat de olsa beraber "kaliteli vakit" geçirmeleri, dertleşmeleri, birbirlerine empati duymaları yönündedir.
Son olarak şunu belirtmek isterim: Bugün Türkiye'de 20 milyona yakın öğrenci mevcut. Bu öğrencilerin haliyle yarıya yakını kızlardan oluşmakta. Bu kadar insan eğitilirken amacın onları "kültürlü ev hanımı" yapmak olduğunun ifade edildiğini hiç duymadım. Eğer gerçek buysa söylensin ki bir iş bulabilmek için yüksek not almaya çalışanlar hiç yorulmasınlar, üniversite notlarıyla D, lise notlarıyla 2/5 alsınlar sınıflarını geçsinler, yeter!
Saygılarımla,
Görkem Ateş
http://www.anladuy.net/duzyazi <-- Tüm yazılarım için
http://www.gorkemates.com <-- Kişisel sitemin ana sayfası
Geçen gün (7 Ekim 2010) TV kanallarını gezerken Mehtap TV'de akşamüstü 4-5 sene önce kaydedilmiş bir yayına denk geldim. Konu "İslam'da Kadının Çalışması caiz midir?" idi.
Programın sunucusu önce bazı işlerin sadece kadınlar tarafından yapılabileceğini söyledi. Daha sonra çalışmak haramdır demek bugünün şartlarında mümkün değildir dedi. Bir kaç dakikalık bu girişin ardından ise kadının asli görevinin eve ve çocuklarına bakmak olduğunu 3-4 kat daha fazla zaman ayırdığı bir sürede vurguladı.
Kur'an-ı Kerim'de kadınlar çalışamaz diye bir hüküm yok. Bunu sayın sunucu da söyledi. Hz. Peygamber (sav)'in Hz. Fatma(ra)'ya "sen Hasan ve Hüseyin'inle ve evinle ilgilen" dediği yönünde kuvvetli ölçüde sahih (sağlam) bir hadis mevcut, bu da doğru. Ancak Hz. Fatma'nın babası İlk İslam Devletinin Başkanı aleyhisalatu ve sellem ve eşi Genelkurmay Başkanı Hz. Ali (ra) idi. Dolayısıyla gelen misafirlere hizmet etmekten yorulup babasından hizmetçi olarak köle istediği yönünde de hadis mevcut. Allah Elçisi (sav) bu isteği reddediyor; etmese belki İslam'ın getirdiği köle azad etme ve özgürleştirme adeti zarar görecek. Yani Hz. Fatma(ra)'nın, Hz. Ayşe(ra)'nin başlarını kaşıyacak vakitleri yoktu! Onlar sıradan ev hanımları değiller zira. Ayrıca Hz. Hatice(ra)'nin uzun süre Hz. Muhammed aleyhisselam'ın işverenliğini/patronluğunu yaptığından ve sahabeden çeşitli hanımların Hz. Peygamber'e ticaretle ilgili sorular sorduklarının çok sayıda hadislerde kayıtlı olduğundan da yayında hiç bahsedilmedi.
Bugün Batı'da ve ülkemizde de üst düzey devlet yöneticilerinin eşlerinin çalışmadığını görüyoruz. Örneğin ABD Başkanı eşi Michelle Obama eskiden eşiyle birlikte avukatlık yaptıkları sırada ondan daha da çok yıllık gelir elde ettiği halde bugün "başhanımefendi" ("first lady"yi çeviriyorum) olarak hizmet veriyor. Aynı şekilde ben Türkiye'de de hiçbir Genelkurmay Başkanı'nın eşinin çalıştığını duymadım. Örneğin geçtiğimiz günlerde Sn. Cumhurbaşkanımızın eşi Hayrünnüssa Hanım Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi'nde bir konuşma yaptı. Bu bence en az bir hafta on günlük bir hazırlık gerektirir. Şimdi diyelim ki bir özel şirkette çalışıyor olsalardı devlet hizmeti için özel girişimci patronundan izin mi alacaktı? Kamuda çalışsalardı bu sefer de "hanedan kurdular!" diye manşetler atılmayacak mıydı? Geriye bir tek kendilerinin girişimci olması kalıyor ki bu da haksız rekabet doğuracaktı. Örneğin hangi bakanlık yetkilisi bir başbakanın hanımının şirketine ihale vermemezlik yapabilir? Kanımca Allah Resulu (sav)'ın kastettiği budur.
Bir de yayında geçen "kadınlar işgücü piyasasına girerlerse o zaman işçi ücretleri düşer" sözüne de cevap vermek istiyorum. Bu ancak bir nebze kısa vade için geçerli olabilir. Uzun vadede onlardan bazıları da aynı Hz. Hatice(ra) gibi işkadını olabilirler ve de istihdam yaratabilirler. Bunun dünyada ve ülkemizde çok sayıda örneği mevcut. Örneğin Türkiye'nin 3. en fazla ciro yapan holdingini bir kadın, Sn. Güler Sabancı yönetiyor. Ayrıca işkadını olamayanlar da ödedikleri vergilerle de yeni yatırımlar yapılmasına olanak sağlayacaklardır.
Gelelim çocukların bakımına. Eğer bir kadın çocuklarını ihmal etmeye eğilimli ise bütün gün evlilik programıydı, diziydi derken evde otururken de bunu yapabilir. Aynı şekilde çalışan bir kadın da -işyerlerinde kreş gibi imkanları devletin sağladığını varsayarsak- çocuklarına iyi bir bakım verebilir. Pedagogların da önerisi, esas olan sürekli çocuğun annenin dizinin dibinde oturması değil, günde yarım saat de olsa beraber "kaliteli vakit" geçirmeleri, dertleşmeleri, birbirlerine empati duymaları yönündedir.
Son olarak şunu belirtmek isterim: Bugün Türkiye'de 20 milyona yakın öğrenci mevcut. Bu öğrencilerin haliyle yarıya yakını kızlardan oluşmakta. Bu kadar insan eğitilirken amacın onları "kültürlü ev hanımı" yapmak olduğunun ifade edildiğini hiç duymadım. Eğer gerçek buysa söylensin ki bir iş bulabilmek için yüksek not almaya çalışanlar hiç yorulmasınlar, üniversite notlarıyla D, lise notlarıyla 2/5 alsınlar sınıflarını geçsinler, yeter!
Saygılarımla,
Görkem Ateş
http://www.anladuy.net/duzyazi <-- Tüm yazılarım için
http://www.gorkemates.com <-- Kişisel sitemin ana sayfası
--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.