1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

1979'da Mekke'de gerçekleşen ve günümüzde hala bazı yönleri gölgede kalan olaya ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı.
20 Kasım 1979 sabahı Mekke alışkın olmadığı bir güne uyanacaktı. Ülkede Suudi hanedanına karşı artan muhalefetin ve hanedanın ekseninin iyice Batı'ya kaymasının bir sosyal patlamayı de beraberinde getirmesi kaçınılmazdı. Suudi Arabistan yönetiminin etkili muhaliflerinden Cuheyman el Uteybi, beraberindeki bin civarında destekçisiyle Kabe'ye girerek uzun süre devam edecek olayların fitilini ateşledi.
Suudi Arabistan otoritelerince "din ve vatan düşmanı", "aşırı" ve "deli", kimilerince de "Muhammed el Kahtani'nin mehdiliğine inanan bir meczup" olarak nitelense de Cuheyman ve beraberindekileri bu noktaya getiren motivasyon açıktı. Cuheyman, yönetime karşı yazdığı yazılardan birinde şunu ifade etmekteydi:
''Tüm Müslümanlar dini benimsemeyen zorba idareler altında yaşıyorlar. Bizler yalnızca Allah'ın kitabı ile yönetenlere itaat borçluyuz. Müslümanları değişik yasalar ve sistemler ile yönetenler ve dinden işlerine geleni alanlar bizden kendilerine itaat etmemizi isteyemezler, onların iktidar iddiaları da batıldır.”
Kabe baskını sonrası hoparlörlerden ilan edilen talepler arasında "Muhammed el Kahtani'nin mehdiliğinin tanınması" yoktu ama günümüzde de Ortadoğu'da halen dillendirilen başka talepler söz konusuydu:
-Batıdan ithal edilen kültür, taklid ve değerlere son verilerek islamiyetin adaletli kultur ve degerlerinin yerlestirilmesi, emperyalist batili ulkelerle iliskilerin kesilmesi. 
-Babadan oğula geçen kraliyet düzeninin yıkılarak İslam devletinin kurulması, hain Suud ailesinin yargılanması ve halktan çaldıklarının geri verilmesi.

Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyen, ülkeyi emperyalistler ve yabancı firmalara otlak yapan Kral Halid ve ailesinin kafirliklerinin ilan edilmesi.
-İslam'a ve müslümanlara karşı düşmanca tutumu nedeniyle ABD'ye petrol ihracatının durdurulması, ülkenin ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde petrol üretiminin azaltılarak Milli Servetin heder edilmemesi.

-Arap yarımadasını ellerine geçiren tüm yabancı askeri uzmanlar ve danışmanların yurt dışı edilmesi, yabancı askeri üslerin kaldırılması.

Görüldüğü gibi Kabe baskıncılarının talepleri daha çok siyasi ağırlıklıydı. Ancak bu talepler baskın esnasında da günümüzde de dikkate alınmış ve tartışma konusu yapılmış bile değil.

Kabe baskıncılarına karşı askeri müdahale seçeneği masadaydı. Suudi Arabistan askerlerinin müdahalede isteksizliği Kabe'ye, Müslüman olmayanların girmesi yasak olmasına rağmen Fransız anti terör timinin (Groupe d'Intervention de la Gendarmerie Nationale - GIGN) girmesine yol açmıştı. Uzun çatışmalar sonrası Kabe yeniden Suudi Arabistan yönetiminin eline geçti. Cuheyman el Uteybi liderliğindeki "Kabe baskıncıları" çeşitli işkencelerin ardından, bazılarının kolları ve bacaklarının da kesilmesi sonrası idam edildi.

Kabe Baskını, bu yıllardan sonra İslam dünyasında yavaş yavaş hızını artıran sistem karşıtı hareketlere bir ilham kaynağı olması bakımından önemliydi. Bu yıllardan sonra Afganistan'dan Suriye'ye birçok silahlı grubu ve bu grupların liderlerini etkileyen olayların başında 1979 Kabe baskınının geldiği ifade ediliyor.

Suudi Arabistanlı tarihçiler, 1979 Kabe baskınına ilişkin yeni görüntüler yayınladı. Tarihin karanlık kalmış olaylarından birine ait bu görüntüler olayı aydınlatmasa da Mekke'de yaşananların boyutuna ilişkin bilgi veriyor.
Baskıncılardan ele geçirilen silahlar, aralarında otomatik tüfekler de bulunuyor
Kabe'ye giren Suudi Arabistan silahlı güçleri
Cuheyman el Uteybi ve beraberindekilerden ele geçirilen tabancalar
Baskın sırasındaki Kabe imamı Muhammed Abdullah es Sebil
Suudi Arabistan silahlı birliklerince ele geçirilen silah, bıçak ve zincirler
Baskının sona ermesinin ardından Kabe'de süren çalışmalar
Baskın esnasında Kabe ve Mescid-i Haram
Suudi Arabistan silahlı güçlerinin içine gaz bombaları attığı mahzen girişlerinden birisi
Devrin İçişleri Bakanı Naif bin Abdulaziz, çatışmalara katılan bir subayla görüşüyor
Kabe'de çatışmalar sonra erdikten sonra minarelerde ve çevrede çatışmanın izleri açıkça görülebiliyor
Devrin İçişleri Bakanı Naif bin Abdulaziz ve daha sonra "terörle mücadelede oynadığı etkin rol nedeniyle" madalyalar alacak olan oğlu Veliaht Muhammed bin Naif
Kabe baskınına katılan ve daha sonra idam edilen esirler
Ele geçirilen silahlar
Mepanews 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.