Türkiye ve Libya arasında imzalanan anlaşmanın ardından Doğu Akdeniz'de stratejik bir kazanım elde eden Türkiye, artık havadan da kontrol sağlama imkanına sahip olacak. KKTC Başbakanı Ersin Tatar, acil ihtiyaç nedeniyle Geçitkale Havaalanı'nda silahlı insansız hava aracı faaliyetlerine izin verildiğini söyledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) Geçitkale Havaalanı askeri kullanıma açılıyor. KKTC, Geçitkale Havaalanı'nın insansız hava araçları ile yürütülecek faaliyetler için kullanılmasına izin verdi.
Tatar, Geçitkale Havalimanı'nın İHA ve SİHA faaliyetlerine açılmasının güvenlik açısından gerekli bir düzenleme olduğunu söyledi.
Tatar'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
İHA VE SİHA KULLANIMA AÇILDI
"Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte kararlı adımlar atılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ezberleri bozan ve son derece yerinde olan Libya Anlaşması ile daha da hareketlilik görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir talebi olmuştur. Güvenlik gerekçesi ile Geçitkale Havalimanı'nın İHA ve SİHA kullanımları için tahsis edilmesi konusunda biz de Bakanlar Kurulu'nu topladık. Bütün bunları değerlendirdikten sonra acil ihtiyaç olması sebebiyle ve hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hem KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki güvenlik meselelerini dikkate alarak böyle bir tahsisi dün Bakanlar Kurulumuzun aldığı kararla karara bağladık. Bu gerekli bir meseleydi çünkü ihtiyaç hasıl olmuştu."
BU ÜLKE MESELESİDİR
Sözleşmede (Geçitkale Havalimanı'nın bir iş adamına kiralanması) 11. maddeye göre mücbir sebep. O da askeri ve güvenlik meselelerinden dolayı acil ihtiyaç olması durumunda karşı tarafı da bilgilendirerek böyle bir adımın atılması başsavcımızın da verdiği görüşe göre mümkündür. Dolayısıyla bu 11 madde dolayısıyla böyle bir karar üretilmiştir. Bundan daha doğalı da olamaz. İlgili iş adamımızın da buna bir itirazı olmamıştır. Günün sonunda bu ülke meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'nin bu önemli bölgede son derece önemli olan çıkar, menfaat, haklarımızın korunması ve aynı zamanda da güvenlik meseleleri işin güvenlik boyutu da var. Bugün bizim bu gemilerde gerçekten ülke menfaatlerini gözeterek orada cansiperane çalışan ve fedakarlık yapan askerlerimiz var, mürettebatımız var.
TÜRKİYE'NİN TALEBİ ÜZERİNE DERHAL GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Rum tarafında da benzer adımlar atılmıştır bilemeyiz ama İsrail, Yunanistan çeşitli ülkelerle ilişkiler vardır. Bizim bu bölgede müttefikimiz ve bizlerle her türlü yakın ilişki içerisinde olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Böyle bir talep karşısında bu olay derhal üretilmiştir.
1571'den sonra bu ada her zaman Osmanlı ve Türklerin yönetiminde olmuştur. 1878'de o zamanın şartlarında bir süre İngilizlere kiralanmış sonra Lozan Anlaşması'nda bir takım oyunlar oynanmış, bir takım haksızlıklar yapılmış, İngiliz kendi tapusuna geçirmiş. Ama 1960 Anlaşması ile tekrar burada Türk-Yunan dengesinin kurulabilmesi ve Kıbrıs Türklerinin de eşit bir halk statüsünde haklarını kazanması için önemli bir adım atılmıştır. 1960 Anlaşmasından sonra Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 1974'te Kıbrıs Türk soydaşlarının buradaki hak ve çıkarlarını ve huzurunu korumak için tekrar adaya gelmiştir.
HAK VE ÇIKARLARIN KORUNMASI ADINA TÜRKİYE İLE ADIMLAR ATILMAKTADIR
Ama tabi bu bölgede öyle gelişmeler olmuştur ki, petrol, gaz, hidrokarbon zenginlikleri de ortaya çıkmıştır. Bunların da çıkmasıyla tabii ki Türkiye Cumhuriyeti ile beraber bu zenginliklerde de hak ve çıkarlarımızın korunması için beraber adımlar atılmaktadır.
YENİ HARİTA EZBERLERİ BOZDU
Libya Anlaşması ile meseleye bir boyut daha kazandırılmıştır ve yeni harita ortaya çıkmıştır, ezberleri bozmuştur. Çünkü onların ezberlerinde Yunanistan'ın küçücük adalarının da büyük bir memleket gibi ekonomik münhasır bölgeleri vaarmış gibi. Bu haritalarda bir bakıma bizim haklarımızı gasbetme çabaları içerisinde.
BİZİM İÇİN ESAS AKTÖR TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR
Bizim için de tabii ki burada esas aktör Türkiye Cumhuriyeti'dir. Çünkü 82 milyon nüfusu ile anakıta ve Doğu Akdeniz'e bin 800 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridi var. Bunu kimse göz ardı edemez. Bunu uluslararası hukuk, deniz hukuku göz ardı edemez. Dolayısıyla Türkiye hükümetinin uzmanları ve diplomatları ile bütün bunlar tekrar değerlendirilmiş, yürürlüğe konulmuş. Tabi KKTC'de kendi hak, çıkarları ve egemenliği bakımından haklarımızın bize verdiği yetki ile ruhsatlandırma faaliyetleri ile bütün bu hak ve çıkarların Mavi Vatan'da kazanılması için mücadele içerisinde. Bu Libya anlaşması da meseleye bambaşka bir boyut getirmiştir.
HEPİMİZİN GÜVENLİĞİ EMNİYET ALTINA ALINMIŞ OLDU
Son gelişmeler ile bütün bu çıkarlarımızın korunması ve güvenliğimizin sağlanması bakımından dün yapılan bu hamle ile mesele güvenlik çerçevesinde de ele alınarak böyle bir karar üretilmiştir. Geçitkale Havalimanı da dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin buradaki Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığına orası da tabii Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı. Dolayısıyla böyle bir düzenleme ile hepimizin güvenliği biraz daha emniyet altına alınmış oluyor.
KAYNAK: TRT HABER
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) Geçitkale Havaalanı askeri kullanıma açılıyor. KKTC, Geçitkale Havaalanı'nın insansız hava araçları ile yürütülecek faaliyetler için kullanılmasına izin verdi.
Tatar, Geçitkale Havalimanı'nın İHA ve SİHA faaliyetlerine açılmasının güvenlik açısından gerekli bir düzenleme olduğunu söyledi.
Tatar'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
İHA VE SİHA KULLANIMA AÇILDI
"Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte kararlı adımlar atılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ezberleri bozan ve son derece yerinde olan Libya Anlaşması ile daha da hareketlilik görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir talebi olmuştur. Güvenlik gerekçesi ile Geçitkale Havalimanı'nın İHA ve SİHA kullanımları için tahsis edilmesi konusunda biz de Bakanlar Kurulu'nu topladık. Bütün bunları değerlendirdikten sonra acil ihtiyaç olması sebebiyle ve hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hem KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki güvenlik meselelerini dikkate alarak böyle bir tahsisi dün Bakanlar Kurulumuzun aldığı kararla karara bağladık. Bu gerekli bir meseleydi çünkü ihtiyaç hasıl olmuştu."
BU ÜLKE MESELESİDİR
Sözleşmede (Geçitkale Havalimanı'nın bir iş adamına kiralanması) 11. maddeye göre mücbir sebep. O da askeri ve güvenlik meselelerinden dolayı acil ihtiyaç olması durumunda karşı tarafı da bilgilendirerek böyle bir adımın atılması başsavcımızın da verdiği görüşe göre mümkündür. Dolayısıyla bu 11 madde dolayısıyla böyle bir karar üretilmiştir. Bundan daha doğalı da olamaz. İlgili iş adamımızın da buna bir itirazı olmamıştır. Günün sonunda bu ülke meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'nin bu önemli bölgede son derece önemli olan çıkar, menfaat, haklarımızın korunması ve aynı zamanda da güvenlik meseleleri işin güvenlik boyutu da var. Bugün bizim bu gemilerde gerçekten ülke menfaatlerini gözeterek orada cansiperane çalışan ve fedakarlık yapan askerlerimiz var, mürettebatımız var.
TÜRKİYE'NİN TALEBİ ÜZERİNE DERHAL GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Rum tarafında da benzer adımlar atılmıştır bilemeyiz ama İsrail, Yunanistan çeşitli ülkelerle ilişkiler vardır. Bizim bu bölgede müttefikimiz ve bizlerle her türlü yakın ilişki içerisinde olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Böyle bir talep karşısında bu olay derhal üretilmiştir.
1571'den sonra bu ada her zaman Osmanlı ve Türklerin yönetiminde olmuştur. 1878'de o zamanın şartlarında bir süre İngilizlere kiralanmış sonra Lozan Anlaşması'nda bir takım oyunlar oynanmış, bir takım haksızlıklar yapılmış, İngiliz kendi tapusuna geçirmiş. Ama 1960 Anlaşması ile tekrar burada Türk-Yunan dengesinin kurulabilmesi ve Kıbrıs Türklerinin de eşit bir halk statüsünde haklarını kazanması için önemli bir adım atılmıştır. 1960 Anlaşmasından sonra Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 1974'te Kıbrıs Türk soydaşlarının buradaki hak ve çıkarlarını ve huzurunu korumak için tekrar adaya gelmiştir.
HAK VE ÇIKARLARIN KORUNMASI ADINA TÜRKİYE İLE ADIMLAR ATILMAKTADIR
Ama tabi bu bölgede öyle gelişmeler olmuştur ki, petrol, gaz, hidrokarbon zenginlikleri de ortaya çıkmıştır. Bunların da çıkmasıyla tabii ki Türkiye Cumhuriyeti ile beraber bu zenginliklerde de hak ve çıkarlarımızın korunması için beraber adımlar atılmaktadır.
YENİ HARİTA EZBERLERİ BOZDU
Libya Anlaşması ile meseleye bir boyut daha kazandırılmıştır ve yeni harita ortaya çıkmıştır, ezberleri bozmuştur. Çünkü onların ezberlerinde Yunanistan'ın küçücük adalarının da büyük bir memleket gibi ekonomik münhasır bölgeleri vaarmış gibi. Bu haritalarda bir bakıma bizim haklarımızı gasbetme çabaları içerisinde.
BİZİM İÇİN ESAS AKTÖR TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR
Bizim için de tabii ki burada esas aktör Türkiye Cumhuriyeti'dir. Çünkü 82 milyon nüfusu ile anakıta ve Doğu Akdeniz'e bin 800 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridi var. Bunu kimse göz ardı edemez. Bunu uluslararası hukuk, deniz hukuku göz ardı edemez. Dolayısıyla Türkiye hükümetinin uzmanları ve diplomatları ile bütün bunlar tekrar değerlendirilmiş, yürürlüğe konulmuş. Tabi KKTC'de kendi hak, çıkarları ve egemenliği bakımından haklarımızın bize verdiği yetki ile ruhsatlandırma faaliyetleri ile bütün bu hak ve çıkarların Mavi Vatan'da kazanılması için mücadele içerisinde. Bu Libya anlaşması da meseleye bambaşka bir boyut getirmiştir.
HEPİMİZİN GÜVENLİĞİ EMNİYET ALTINA ALINMIŞ OLDU
Son gelişmeler ile bütün bu çıkarlarımızın korunması ve güvenliğimizin sağlanması bakımından dün yapılan bu hamle ile mesele güvenlik çerçevesinde de ele alınarak böyle bir karar üretilmiştir. Geçitkale Havalimanı da dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin buradaki Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığına orası da tabii Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı. Dolayısıyla böyle bir düzenleme ile hepimizin güvenliği biraz daha emniyet altına alınmış oluyor.
KAYNAK: TRT HABER
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.