Gazeteci Meryem Aybike Sinan, İran’ın Azerbaycan’daki casusluk faaliyetlerine dikkat çektiği yazısında, İran’ın Türk basınında gözlerden kaçtığını vurguladı
Gazeteci Aybike Sinan'ın Türkiye gazetesindeki köşesinde yayımlanan bugünkü yazısı:
İran'a dikkat diyoruz! Lakin bizim yazarlarımız, gazetecilerimiz “siyaset, dedim-dedi-demiş” polemiklerini daha çok sevdiklerinden millî mevzulara çoğunlukla bigâne kalıyorlar. Yazarın, düşünürün, gazetecinin, akademisyenin işi siyasilerin iki dudağı arasından dökülecek mevzuları takip edip onaylamak olmamalıdır oysa.
İran, bizim basının gözünden kaçıyor bu aralar! İran basınını takip edenler iyi bilirler. Hemen her gün Türkiye ve Azerbaycan aleyhine hakaretamiz yazılar yazılıyor, türlü iftiralarla çirkin tezviratlarda bulunuluyor. İran, Hasan Sabbah misali sessizden sessizden gerek Türkiye'de gerekse de Azerbaycan'da fedaileri için Alamut kalelerini inşa etmekle meşgul.
Azerbaycan'dan müdahale
Azerbaycan Cumhuriyeti, geçen hafta çok şaşırtan adımlar attı. İran'ın fonlayıp desteklediği birçok haber sitesi, dergi, yayınevini ve medya organını vb. kapattı. İran'a çalışan din adamlarını, kanaat önderlerini ve İran misyonu için çalışan pek çok ismi gözaltına aldı.
Azerbaycan'da bu kadar büyük çaplı basın yayın çalışması yapması gerçekliğinden hareketle İran'ın Şia propagandası için ülkede ciddi fonlamalar yaptığını anlıyoruz.
Azerbaycan'da İran'a yakınlıklarıyla bilinen birçok ahundun (Hoca, ilahiyatçı) gözaltına alınması hiç şüphesiz büyük ve önemli bir karardır. İran'ın Azerbaycan'ın Gence, Bakü gibi önemli şehirlerinde lehte propaganda yaptırması konusu çok ciddi bir güvenlik meselesi hâline gelmişti.
“Vatana ihanet” suçundan yargılanacaklar
Bu son gelişmelerle birlikte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran'ı destekleyen her türlü oluşuma savaş açtığını da ilan etmiş oldu. Mesela gözaltına alınanlar arasında Bakü'deki “Taze Pir Camii” ahundu Mir Cafer Eyyübov da var. Yine İran tarafgirliğiyle tanınan ünlü ilahiyatçılardan Serdar Babayev de tutuklananlar arasında. Bu İran casusları, “Vatana ihanet” suçundan yargılanacaklar.
Azerbaycan'ın bu önemli adımlarıyla eş zamanlı Türkiye'nin de Van'da İranlı casuslara karşı bir operasyon düzenlediğini hatırlayalım. İki kardeş ülkenin, İran fitnesini bertaraf etmek için koordineli çalışmasının elzem olduğu açıktır.
Hamaney'in paylaşımı
En ilginç olanı ise İran'ın dinî lideri Ali Hamaney'in sırf fitne fücur düşüncelerini yaymak için Azerbaycan Türkçesinde sosyal medya hesabı açtığını belirtmiş olalım. İşte Azerbaycan Türkçesinde attığı Tweet'lerinden birisi:
“Müsəlmanların birliyi, bəzi insanların müəyyən şərtlər üzündən birləşmək zorunda olduğumuzu düşündükləri bir taktika deyil. Xeyr, bu prinsipial məsələdir. Müsəlmanlar birləşsələr, güclü olarlar. Müsəlmanların birliyi qəti bir Qurani vəzifədir.”
Peki bu ne anlama geliyor? Zevahiri kurtarmak anlamına geliyor. Tarih boyunca Türk milletinin kuyusunu kazan bu riyakârlığı çok iyi tanıyoruz. Büyük bir telaş ve panik içinde olan İranlı mollaların aklına şimdi mi “Birlik” geliyor? Bu mollalar ne zaman ve nerede Müslümanlarla birlik olmuşlar, açıkçası çok merak ediyoruz? Oysa bizim bildiğimiz İran, fitne fücurdur, bozguncudur, Türk milletini ise hiç sevmez!
Türkiye'nin iç işleri hakkında ülke gazetelerinde kasıtlı olarak çok çirkin tezviratlar yapan İran, ne Azerbaycan'a ne de Türkiye'ye dosttur. Hamaney, Azerbaycan Türkçesinde Tweet'ler atarak neyi amaçlamaktadır? Mollalar, Azerbaycan ve Türkiye'de fonladıkları casuslarla ne yapmaya çalışmaktadır?
Hiç şüphesiz, Türk coğrafyalarına nüfuz ederek, millî seciyeyi bozmak, dinî esasları saptırmak ve bu ülkelerde taraftar toplamaktır. İran, Türk dünyası gerçekliğinden deliler gibi korkmaktadır. İran'a karşı bütün Türk dünyası uyanık olmalı ve ivedilikle gerekli önlemler alınmalıdır. Bu coğrafya hatayı affetmez zira!
Türkiye
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.