Filistin bölünüyor mu?



Kanlı olaylar ve trajedik görüntüler... Cinayet ve yıkım... İnsanlık nedir bilmeyen acımasız bir barbarlıkla gelişigüzel yapılan saldırılar... Korkunçluğu bedenleri ürperten ve gözleri yaşartan trajediler... İşgal gölgesinde toprakları elinden alınmış, taştan başka düşmana karşı koyacak bir şey bulamayan ve buna rağmen taşla direnen insanlar.
Her sokağında bir damla gözyaşı, bir sızlayan yürek... Patlamaya hazır bir öfke ve şehitlerin ruhu var olan Filistin…
Şimdi " şeytanın orduları" cirit atıyor bu kutsal topraklarda. Yine masun insanların yürekleri alevleniyor bu bereketli topraklarda. İşgalci Siyonistlerin hileleri, oyunları ile Mescidi Aksa sapık bir inanca göre kirletiliyor.

Ve bugün elde kalan bir avuç toprak bile ikiye parçalanmak isteniyor...
Tarihi soykırımlarla dolu Batı, şimdi de aynı vahşeti Filistin'de uyguluyor. Filistin olayına ideolojik bakış açısı getiren Batı ve Siyonist ortaklık bir halkı toptan katletme kararı almış durumda.
Hikmetinden sual olunmaz, her şeyi iyilik dolu olan Batı ve Yahudi ortaklığı Filistinlilere yaptırım uygulamaya, açlıkla tanıştırmaya ve gözdağı vermeye karar verdi.
Bu, Filistinli gruplarla sınırlı bir savaş değil. Doğrudan dış müdahaleyle başlatılan, bu müdahaleyle devam ettirilen bir savaş. Bu savaş öfkeyi, şiddeti besleyen, şenaatı daha da güçlendiren bir savaş. Bu, adil olmayan bir savaş. Bu savaş kazananı olmayan, insanlığın topluca mağlup olacağı bir savaş.
Fitneleri harekete geçiren, nefisleri adi, kalpleri hastalıklı ve niyetleri kötü Yahudiler Filistin'de yaşanan bütün bu sıkıntıların nedeni.
İç savaşın patlak vermesi her durumda üzüntü verici, ancak Hamas'a önünde Filistin yerel güçlerinin de katıldığı İsrail-ABD cephesine karşı kendini savunmaktan başka ne kalıyor ki?
Bütün Filistin halkı işgalden ve utanç duvarından nasibini alıyor. Filistin halkı çok büyük acılar çekiyor. Bir yer işgal edilebilir fakat o yerin insanları ölüme terk edilemez. Eğer o bölgenin insanlarını ölüme terk ediyorsanız, hastalarının dışarı çıkıp tedavi görmesine izin vermiyorsanız öncelikle dünya çok şey kaybetmiştir.
Ambargo yüzünden Filistin halkı açlığa ve kitlesel ölümlere mahkum ediliyor. Yaşananları anlatacak söz yok. Çiftçilere ekim izni veriliyor ancak karınlarını doyurabilecekleri kadar. Bugüne kadar zaten çok büyük zorluklarla kıvranan Filistin halkı ambargo ile adeta açlığa ve kitlesel ölümlere mahkûm edilmiş durumda.
Şu da bir gerçektir ki; insanlığın ortak kültür mirasının sorumsuzca tahrip edilmesi, çocukların ve masum insanların insafsızca katledilmesi, içinde yaşadığımız yüzyılda artık karşılaşılmaması gereken bir tablodur. Etnik kimlik ve dinî değerlerin hâlâ şiddet, terör ve savaşlara alet edilmesi, vahşiliğin, barbarlığın nişaneleridir.
Batılılar hâlâ itibarı iki paralık olmuş Filistin Başkanı Mahmud Abbas gibi şaibeli bir adamla müzakere ediyor. O Abbas ki Oslo hakkında 600 sayfalık kitap yazıp işgal kelimesini bir kez olsun zikretmeyen kişi. O Abbas ki İsrail'in geri çekilmesine değil yeniden konuşlanmasına atıfta bulunan kişi.
Hamas'ı ambargolarla boğan Amerika, İsrail, Avrupa, Abbas yönetimine imkanları açıyor.
ABD ve İsrail'in gündeminin temelini, Filistin devletinin kurulmasını engellemek oluşturuyor. İsrail'in önceliği de, ayrımcı duvarın inşaatının tamamlanması. Bu duvar, Filistin toprağının geniş bir alanını yutarak Batı Şeria'yı bölüyor. Proje, Kudüs ve çevresindekiler de dahil Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesiyle daha fazla Filistin toprağının müsadere edilmesini de içeriyor.
Bu proje Hamas'ın başını çektiği direnişin sınırlandırılmasını da gerekli görüyor. İşte Filistin Yönetimi ve güvenlik organlarından istenen de bu.
İsrail ve ABD'nin istediği yönde siyaset yapan ve şiddet uygulayan bir Filistinli grup var oldukça iç savaş durmaz.

Bu noktada kritik bir hata yapıldığını vurgulayan Guardian gazetesi şu yorumu yaptı: " ABD'nin amacı ambargo ile Hamas'ı bölüp ve İsrail'i tanımaya zorlamaktı. Ancak Hamas bu şartlar altında, militan bir İslami hareket özelliğini yitirecek ve oylarının yüzde 20'sini kaybedecekti. Dolayısıyla tavır değiştirmedi, El Fetih'e savaş açtı. Ve kazandı. "
Bu topraklar üzerinde vahşetin ve zulmün kabul edilemez vicdansızlığının dünya kamuoyu gözü önünde sergilenmesi, Sonunda Avrupa ülkeleri de İsrail'in saldırıları karşısında soğukkanlılığını kaybederek patladı ve saldırıların durdurulmasını istedi. Fransa İsrail'in orantısız güç kullanmasının Filistinlileri daha da radikalize edeceği gerekçesiyle karşı çıkarken İsviçre de saldırıların derhal durdurulmasını istedi.
Ben olan bitenden dolayı kahroluyor ve sadece sessizce dua ediyorum:

fburakkaren@hotmail.com bkaren@vakit.com.tr

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.