Sivaslıların çilesi 14. yılına girdi .1993 yılında Ateist Aziz Nesin ve tayfasının ağır tahrikleri sonucu meydana gelen olaylar yüzünden Sivaslılar 14 yıldır adeta zulm görüyor !
Sivaslıların çilesi 14. yılına girdi. 1993 yılında ateist Aziz Nesin ve tayfasının ağır tahrikleri sonucu meydana gelen olaylar yüzünden, Sivaslılar 14 yıldır adeta zülüm görüyor.
2 Temmuz 1993’teki Madımak Oteli yangının 37 kişinin hayatına mal olmasının faturası, aradan geçen 14 yıldan beri hep Sivaslılara kesildi. Türkiye’nin en muhafazakâr illerinden biri olan Sivas’ta, Cuma namazı kılındığı sırada yüksek sesle davul zurna çalıp halkı tahrik ederek kışkırtan, inançlara hakaret içerikli konuşmalarla tahriklerini sürdüren ateist tayfanın sebebiyet verdiği olayların faturası, hep Sivaslı halka kesildi yıllarca. Olayların ardından başlayan süreçte 33 Sivaslı'nın idamına karar verilirken, 91 Sivaslı da çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Olayla ilgisi olmayan birçok insan, yargısız infazlara maruz kaldı. Sağlıklı bir yargılamanın yapılmaması sebebiyle birçok aile perişan oldu. Sivaslılar bu olay sebebiyle yıllardır potansiyel suçlu muamelesi görürken, kamu yatırım ve hizmetlerinde bile adeta çifte standartlı uygulamalara başvuruldu.
ATEİST AZİZ NESİN FİTNEYİ KÖRÜKLEDİ
1993 yılına kadar Sivas’ın Banaz köyünde yapılan Pir Sultan Abdal etkinliklerinin Sivas’ın merkezine taşınmasıyla başlayan gerginlik, etkinliklere bir hafta kala İstasyon Caddesi'ndeki direklere asılan, “Cumhuriyet şehrini yobazlara mezar edeceğiz” şeklindeki pankart ve afişlerle tırmandırılarak, vatandaşlar tahrik edildi. Şenlikler sebebiyle Sivas’a gelen ateist Aziz Nesin ve tayfasının halkı tahrik eden söz ve davranışları, olayların başlangıcı oldu. “Kahrolsun Şeriat” sloganları atıldı. Aziz Nesin, Buruciye Medresesi'nde kitap imzalarken, Alevi vatandaşlardan birisi, “Siz Hz. Ali hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye bir soru sormuş; Nesin de, “Ya bırakın şu Arapları! 1400 sene önceki Araplar beni ne ilgilendirir! Ali de beni ilgilendirmez” cevabını vermişti.
CUMA NAMAZINDA DAVUL ZURNAYLA TAHRİK
Vatandaşların çok büyük tepki gösterdiği bu olaydan sonra, Buruciye Medresesi'ne 20 metre uzaklıkta olan Kale Camii'nde Cuma namazı kılınırken çalınan davul zurna seslerine cemaatin tepkisi üzerine hutbeyi yarıda kesen imam, cemaati sakinleştirmeye çalışmıştı. Camiden çıkan vatandaşlar, ateist Aziz Nesin aleyhine sloganlar atarak tepkilerini ortaya koymuştu. Olayların kontrolden çıkması üzerine Madımak Oteli’nde meydana gelen yangında 37 kişi hayatını kaybetmişti. Madımak Oteli’nin yanmasıyla başlayan süreçte 33 Sivaslının idamına karar verilirken, 91 Sivaslı da çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Olayla ilgisi olmayan birçok insan, yargısız infazlara maruz kaldı.
DEMİREL DE, MİLOSEVİÇ GİBİ YARGILANMALI
Öte yandan; Sivas olaylarının 14. yıldönümünü bahane eden provokatörler, 2 Temmuz 1993 yılında 37 kişinin hayatını kaybettiği olayları protesto etmek için yine sokaklara dökülürken; olayda hayatını kaybeden Gülsün Karababa’nın yakınları da, dönemin idari ve siyasi yetkilileri aleyhine AİHM’de açtıkları davayla ilgili kararı bekliyor. AİHM’e başvuruyu yapan Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, olaylarda dönemin kamu görevlilerinin büyük ihmal ve sorumluluğunun olduğunu, buna rağmen 14 yıldır hiçbirinin yargılanmadığını iddia etti. Karababa, “Eğer bu davalar açılsaydı, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de Miloseviç gibi yargılanması gerekirdi. Demirel ve Fikri Sağlar katliamın baş sorumlusudur” dedi.
Sivaslıların çilesi 14. yılına girdi. 1993 yılında ateist Aziz Nesin ve tayfasının ağır tahrikleri sonucu meydana gelen olaylar yüzünden, Sivaslılar 14 yıldır adeta zülüm görüyor.
2 Temmuz 1993’teki Madımak Oteli yangının 37 kişinin hayatına mal olmasının faturası, aradan geçen 14 yıldan beri hep Sivaslılara kesildi. Türkiye’nin en muhafazakâr illerinden biri olan Sivas’ta, Cuma namazı kılındığı sırada yüksek sesle davul zurna çalıp halkı tahrik ederek kışkırtan, inançlara hakaret içerikli konuşmalarla tahriklerini sürdüren ateist tayfanın sebebiyet verdiği olayların faturası, hep Sivaslı halka kesildi yıllarca. Olayların ardından başlayan süreçte 33 Sivaslı'nın idamına karar verilirken, 91 Sivaslı da çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Olayla ilgisi olmayan birçok insan, yargısız infazlara maruz kaldı. Sağlıklı bir yargılamanın yapılmaması sebebiyle birçok aile perişan oldu. Sivaslılar bu olay sebebiyle yıllardır potansiyel suçlu muamelesi görürken, kamu yatırım ve hizmetlerinde bile adeta çifte standartlı uygulamalara başvuruldu.
ATEİST AZİZ NESİN FİTNEYİ KÖRÜKLEDİ
1993 yılına kadar Sivas’ın Banaz köyünde yapılan Pir Sultan Abdal etkinliklerinin Sivas’ın merkezine taşınmasıyla başlayan gerginlik, etkinliklere bir hafta kala İstasyon Caddesi'ndeki direklere asılan, “Cumhuriyet şehrini yobazlara mezar edeceğiz” şeklindeki pankart ve afişlerle tırmandırılarak, vatandaşlar tahrik edildi. Şenlikler sebebiyle Sivas’a gelen ateist Aziz Nesin ve tayfasının halkı tahrik eden söz ve davranışları, olayların başlangıcı oldu. “Kahrolsun Şeriat” sloganları atıldı. Aziz Nesin, Buruciye Medresesi'nde kitap imzalarken, Alevi vatandaşlardan birisi, “Siz Hz. Ali hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye bir soru sormuş; Nesin de, “Ya bırakın şu Arapları! 1400 sene önceki Araplar beni ne ilgilendirir! Ali de beni ilgilendirmez” cevabını vermişti.
CUMA NAMAZINDA DAVUL ZURNAYLA TAHRİK
Vatandaşların çok büyük tepki gösterdiği bu olaydan sonra, Buruciye Medresesi'ne 20 metre uzaklıkta olan Kale Camii'nde Cuma namazı kılınırken çalınan davul zurna seslerine cemaatin tepkisi üzerine hutbeyi yarıda kesen imam, cemaati sakinleştirmeye çalışmıştı. Camiden çıkan vatandaşlar, ateist Aziz Nesin aleyhine sloganlar atarak tepkilerini ortaya koymuştu. Olayların kontrolden çıkması üzerine Madımak Oteli’nde meydana gelen yangında 37 kişi hayatını kaybetmişti. Madımak Oteli’nin yanmasıyla başlayan süreçte 33 Sivaslının idamına karar verilirken, 91 Sivaslı da çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Olayla ilgisi olmayan birçok insan, yargısız infazlara maruz kaldı.
DEMİREL DE, MİLOSEVİÇ GİBİ YARGILANMALI
Öte yandan; Sivas olaylarının 14. yıldönümünü bahane eden provokatörler, 2 Temmuz 1993 yılında 37 kişinin hayatını kaybettiği olayları protesto etmek için yine sokaklara dökülürken; olayda hayatını kaybeden Gülsün Karababa’nın yakınları da, dönemin idari ve siyasi yetkilileri aleyhine AİHM’de açtıkları davayla ilgili kararı bekliyor. AİHM’e başvuruyu yapan Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, olaylarda dönemin kamu görevlilerinin büyük ihmal ve sorumluluğunun olduğunu, buna rağmen 14 yıldır hiçbirinin yargılanmadığını iddia etti. Karababa, “Eğer bu davalar açılsaydı, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de Miloseviç gibi yargılanması gerekirdi. Demirel ve Fikri Sağlar katliamın baş sorumlusudur” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.