Malezya Bir İslam Devleti

Malezya’da yaşayan Müslümanlar, namazlarına çok düşkünler. Gencinden yaşlısına çoğu, namaz saatlerinde mescid dostu...
Mesela Hilton Otelinde hem erkek, hem de kadın mescidi var yan yana. Bazı cami ve mescidlerinde “De ki“ (`Gul`) kelamı ile başlayan Muavazateyn Surelerinin (Felak ve Nas Sureleri) yazılı olduğu levhaları da bulundurmak, örf haline gelmiş. MALEZYA bir İslam devleti. İslam’ın getirdiği barış, her yere egemen. Bu dinin doğasında getirdiği barış iklimi, ‘egemenliğin kaynağı’... Bu doğrultuda, Malezya toplumunu bir güle benzetebiliriz. Gülün goncası Malaylar... Çinliler, Hindular ve diğerleri ise, Malezya gülünün yaprakları... Dikeni az bir gül Malezya... Herkes, her işinde cok özgür. Farklı etnik ve/veya dini kökenliler arasında tartışma ve kamplaşma hissedilmiyor (Ancak; 1969 yılının 19 Mayıs’ında başlayan ve Malaylarla Çinliler arasında bir ay süren kanlı çatışmalar yaşanmış. Ardından hükümet, o dönemde ekonomiyi elinde tutan Çinlilerin hakimiyetini azaltmak ve Malayları hayatın her kademesınde güçlü kılmak için bazı tedbirlere başvurmuş. Çinliler, iktisadi hayatta bugün de halen daha güçlüler. Malaylar da Çinlilerin bu yeteneğini kabul ve teslim ediyorlar.)... GÜLER YÜZLÜ İNSANLARIN ÜLKESİ Eğer bir Müslüman Malezyalıyı (Malay) tarif edeceksem, ilk tanımlama cümlesi “Güler yüzlü insanlar!” olurdu. Sonra, ufak-tefecikler. İstisnaları çok tabii ki. Ardından hanımları... Hanımların ve genç kızların büyük çoğunluğu usulüne uygun başörtülü. ‘Öylesine’ başını örteni, çalışma hayatında hiç görmedim desem başım ağrımaz Kuala Lumpur’da. Başı açık olanların ise sadece başları açık. Çin ve Hindu azınlık mensubu bayanlar bile dengeli giyiniyorlar... Bazı Hindu hanımların geleneklerine göre giyindikleri ‘bellerini açık bırakan giyim tarzları’ ise bir garip... Daha bir hafta önce Romanya’da hanımların giyimlerindeki darmadağınıklığı görünce, mukayese etmek zor olmuyor. Müthiş bir dikkat ve özen izleniyor günlük hayatta. Halbuki çok sıcak ve aşırı nemli bir ülke... İnsanlar serinlemek, sıcak ve nemden kaçmak için dışarıdan içeriye, mağazalara veya binalara girmek zorunda kalıyor. Otelden, mağazadan, internet haneden dışarı çıkınca ise, ‘Türkiye’de bir odun fırınının yakınında dururken yayılan ısıyı hissetmiş gibi’ oluyorsunuz. ÇOCUK EDİNME YARIŞI Bu ülkede her şey bolca üretiyor. Yağmur ormanlarında, verimli topraklarda insan bitecek sanki. Sanayide düzenli üretim ha keza. Ailede de bol üretim... Bu nedenle Müslüman Malezyalıların çocukları çok... Beni havaalanında karşılayan Seyahat Acentasının Müdürü olan, daha kırkında gösteren Rahina Hanımın üç kızı, iki oğlu varmış. Bu arada, elinde adım yazılı levha ile beni karşılayan Rahina Hanım, bana ‘Hoşgeldiniz’ derken elini de uzatmadı... Dikkat ediyorlar inceliklere... Eşi ise tam bir Türkiye hayranı. Bisikleti ile Malezya’dan çıkıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebilmiş bir macera tutkunu... İran Azerbaycanı üzerinden, Ağrı’dan girip şehir şehir, kasaba kasaba Türkiye’yi bisiklet sırtında dolaşmış. Hatırladığı iki kelime var hemen: Erzincan ve çay... Erzincan’ı çok beğenmiş. Türklerin her yerde, her zaman artık milli içeceğimiz çay içme düşkünlüğünü ve misafire hemen çay ikram etme alışkanlığını unutmuyor... Ders veren uzmanların da çocukları çok. Ortalama çocuk sayısı Malay Müslümanlarda 4-5 imiş. Hindlilerde de çocuk sayısının Malaylara yakın olduğu, Çinlilerde ise ortalamanın 2-3’e indiği söyleniyor. Gözlemlerimle de bu dağılımı teyid ediyorum... Otellerde düğünler bol. Yaklaşık her hafta sonu, Hilton Otelinde mutlaka ya Malay, ya Çinli ya da Hindlilerin düğünleri yapılıyor... Eğer Petaling Jaya-Hilton’a hafta sonu misafir olursanız fırsattan istifade, üç farklı medeniyete/unsura ait kültür zenginliğini düğünlerde izleme keyfini yaşayabilirsiniz... ‘TEMiZLiK MALEZYA’DAN GELiR!..’ Çok temiz millet Malaylar. Her namaz vaktinde abdest tazeliyorlar. Kirli tuvalet görmeniz mümkün değil. Yurtdışına gördüğüm ilk Türk tarzı (alaturka) tuvalet kullanımı bu ülkede. Alafranga tuvaletleri de mutlaka su bağlantılı. Sadece burada gördüğüm, buraya has, ‘oturaksız’ abdest alma yerleri’ ise, mescidlerin hemen yanında... Gençliği kemiren uyuşturucuya karşı da çok katı bir uygulama, bir anlamda “temizlik” var. Her turistik kitap ve bültenin arka kapağında ise şu uyarı ifadesi yazılı: ‘Uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar ölüm cezasına çarptırılır’ Malaylar ve aynı toplumda yaşayan Müslümanlar, doğal olarak namazlarına da çok düşkünler. Gencinden yaşlısına çoğu, namaz saatlerinde mescid dostu... Mesela Hilton Otelinde hem erkek, hem de kadın mescidi var yan yana. Bazı cami ve mescidlerinde “De ki“ (‘Gul’) kelamı ile başlayan Muavezeteyn Surelerinin (Felak ve Nas Sureleri) yazılı olduğu levhaları da bulundurmak, örf haline gelmiş. Yine antenlerim açık... Namaza hazırlık yapan bir Malay genç gözüme ilişiyor. Abdest alıp mescide girdi. Pantolonunu çıkarırken, raftan aldığı peştemalı belinden doladı. Çıkardığı pantolonunu bir kıyıya koydu ve namazını öylece, beline peştemal sararak kıldı. Malaylar, Türklere göre çok daha az sigara içiyorlar. Köprü altına sığınan ayyaşları hiç göremiyorsunuz. Çünkü Müslümanlara alkollü içki yasak. Sarhoş olanı da yok. Gayri müslimlerden de içki bağımlısı ayyaş hiç görmedim. Toplumda; çok nadir görme özürlü dışında, özürlü vatandaş görünmüyor. Dilencileri de yok denecek kadar az. Sadece Cuma namazı çıkışında elinde küçücük bir huni ile sadece ‘Esseleemu aleyküm!’ diyerek sizi uyaran, başında fesi ile bekleyen sağlıklı bir çocuk gözüme ilişti ilk Cuma’da. Farklı bir yerde kıldığımız ikinci ve sonrasında yine 8 Eylül’de kıldığımız Cuma’da da sağlıklı bir kız çocuğu, kapıda şemsiye altında bekleşen anasıyla birlikte elinde tas ile bekliyorlardı. O kadar... Ama ısrarcı, isteyen dilenci değildiler. Çünkü talep etmiyor, sadece ‘Esseleemu aleyküm!’ deyip bekliyorlar... ‘Efendimiz gibi namaz kılmak istiyoruz’ Peştamel giyen bir başka Malay`ı görünce dayanamadım. Sordum. Neden değiştiriyorsunuz diye… Hazret-i Peygamberin namaz kılışı gibi kılmak istediğini vurguluyor. Ayrıca pantolonunun çok temiz olamayabileceğini de belirtiyor. Cuma namazına gittiğimizde de, az da olsa bu şekilde “pantolon-peştemal değişimi” yapan veya pantolonunun üzerine peştemal dolayan Malayları gördüm Eğer bir Müslüman Malezyalıyı (Malay) tarif edeceksem, ilk tanımlama cümlesi “Güler yüzlü insanlar!” olurdu. Sonra, ufak-tefecikler. İstisnaları çok tabii ki. Ardından hanımları… Hanımların ve genç kızların büyük çoğunluğu usulüne uygun başörtülü. Otellerde düğünler bol. Yaklaşık her hafta sonu, Hilton Oteli’nde mutlaka ya Malay ya Çinli ya da Hindlilerin düğünleri yapılıyor... Eğer Petaling Jaya-Hilton’a hafta sonu misafir olursanız fırsattan istifade, üç farklı medeniyete/unsura ait kültür zenginliğini düğünlerde izleme keyfini yaşayabilirsiniz... Vakit
"Bu gezi (izlenim ve değerlendirme) yazısı;Anadolu'da Vakit Gazetesinde 8 Eylül 2007 tarihindebaşlayarak bir hafta boyunca yayıma girmiştir."

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.