Birinci bölümde sözü ORTADOĞU ANONİM ŞİRKETİNİN HİSSE SENETLERİ KONUMUNDA OLAN Kürtler diye bitirmiş, Kemalist Rejime muhalefetlerinin sebebini izah etmeye çalışmıştık.
Derler ki, Fransız Filozofu Voltaire, Rus Çariçesi Katerina'ya misafir gitmiş. Bir gün sarayın sofrasında Voltaire demiş ki: '' Para ile elde edilemeyecek kadın yoktur.'' Çariçe gülmüş '' Hadi yahu sende, ne parası?'' Voltaire ''Canım çok para verirsin mesala bir milyon..'' Çariçe demiş ki, ''Bu kadar parayı nerden bulacaksın?'' Voltaire gülerek cevap vermiş, ''Gördün mü ekselans? Fahişeyi buldum ama param yok.'' Bazıları parayıda fahişeyide bulmakta zorlanmadıkları için istediklerine her zaman yön ve şekil vermekte zorlanmamışlardır..
Kürtlerin Kemalist rejime muhalefetlerinin altında sadece MISAK-I MİLLİ ANTLAŞMASININ tek tarafli iptali yatmıyordu..Kürtler İSLAM dinine sıkı sıkıya bağlı bir millet olduklarından, MISAK-I MİLLİ ANTLAŞMASININ iptalinin ne anlama geldiğinide biliyorlardı..Gaziantepte Kürt KARAYILAN'ın halkı örgütleyerek KURTULUŞ SAVAŞINI başlatması ve 12 Kürt örgütü ile Kahramanca savaşmaları esnasında Bölge İnsanlarının hiçbiri
Mustafa Kemalin adını dahi duymamıştı bunu belirtmiştik, duymadıkları ve bilmedikleri başka bir gerçekte Mustafa Kemalin aslında kim olduğuydu..O ana kadar İttihat ve Terakki Cemiyeti Vatanperverlerden Oluşmuş ve Vatanın İşgaline Karşı Savaşan Bir Cemiyet görüntüsü içerisinde halk içinde gönüllerde yer etmişti..İttihat ve Terakki Cemiyetinin birazdan değineceğimiz, yık ama karşısı yıkıyormuş gibi göster politikası, İman sahibi Halkların kandırılmasına ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ne kadar samimi olduklarını bilmemelerine neden olmuştu..Şimdi Kemalizm Kurucularının Kimler olduğuna ve Kürtlerin neden MİSAK-I MİLLİ ANTLAŞMASININ tek taraflı bozulmasından sonra ortaya çıkan tehlikeden dolayı Kemalist rejime karşı çıktıklarına bakalım..
14. yüzyılda İspanyadan kovulan Yahudiler Osmanlı İmparatorluğuna sığınıyorlar..Yahudilerin ilk lobi çalışmaları Kanuni Sultan Süleyman zamanında Yaset Nasi tarafından yapılıyor..Yaset Nasi aynı zamanda ŞEHZADELERLE DOĞRUDAN İLGİLENEN MÜTEFERİKA ünvanına sahipti..Yaset Nasi YAHUDİLERE FİLİSTİN BÖLGESİNDE TOPLANMASI çağrısında bulunuyordu..Yani İLK SİYONİST FİKRİN BABASIYDI..Bunlara NASSİLER DE DENİLİYORDU. Yaset Nasi Kanuni Sultan Süleyman'ı etkisi altına alarak kendisine Filistin Taberiye gölü çevresinde bir miktar arazi verilmesini sağladı..Ancak idealini gerçekleştiremedi..Tek başlarına bir şey yapamayacaklarını anlayınca Yahudiler siyaset değişikliği içine girip Avrupadaki diğer MASON LOCALARI ile JÖNTÜRKLERİ destekleme fikrine yöneldiler.
Şair Eşref, JÖNTÜRKLER, İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ ndeki YAHUDİ hakimiyetini dile getirmek için çok anlamlı bir dörtlük söylemiştir..
AVDETİLER İLE HÜKÜMETİMİZ,
BENZEDİ DEVLETİ YAHUDAYA,
BABI FETVAYI DA ÇIFITLIK EDİP
VERDİLER ENNİHAYE MUSA'YA
Hükümetimiz dönmeler yüzünden, adeta Yahudi Devletine dönüştü, Fetva Makamınıda Yahudilerin kontrolüne sokup, sonun da Musa'ya vermek istediler diyerek şair Ülkenin içindeki tehlike boyutuna işaret etmek istemiştir..
II. Abdülhamit (Kızıl Sultan lakapı Yahudiler tarafından verilmiştir.) Yahudilerin Filistin topraklarına yerleşme planının önüne geçen padişah olarak bilinir. Siyonizmin Fikir babası olarak bilinen Teodor Hertal ve İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNİN önde gelen liderlerinden Emanuel Karasode 1902 yılında kendilerine Filistinde toprak verilmesi için Tahsin Paşa ile Tekliflerini II.Abdülhamit'e sunarlar.
Bu teklifte; 33 milyon altın dolayındaki İngiltereye olan dış borcu kapatmayı, Osmanlı Devletinin savunması için yeni kurulacak filoya yapılacak ve 120 milyon altın franka mal olacak gemileri yapmayı, Devletin mali durumunu canlandırmak için 35 milyon altını faizsiz olarak vermeyi, karşılığında Yahudilerin yılın herhangi bir gününde Filistine girmelerine izin verilmesini ve Yahudilerin Kudüsi Şerifte kendilerine mensup olanların ziyaret esnasında kalabilecekleri kanton kurmalarına izin verilmesi istenmişti..
II.Abdülhamit onlara bu teklifleri karşılığında şöyle bir mesaj iletmiştir..
TAHSİN! ONLARA DEKİ DEVLETİN BORÇLARI ONUN İÇİN BİR AYIP DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ; FRANSA GİBİ DEVLETLERİNDE BORÇLARI VARDIR VE BORÇLARI ONLARA ZARAR VERMEMEKTEDİR. KUDÜSİ ŞERİFİ İLK ÖNCE HZ.ÖMER R.A FETHETMİŞTİR. BURAYI YAHUDİLERE SATMA KARARI LEKESİNİ VE MÜSLÜMANLARIN KORUMAM İÇİN BANA TEVDİ ETTİKLERİ EMANETE İHANET ETME SUÇUNU YÜKLENEMEM. YAHUDİLER MALLARINI KENDİLERİNE SAKLASINLAR. DEVLETİ ALİYENİN İSLAM DÜŞMANLARININ MALLARI İLE YAPILAN KALELERİN ARKASINA SIĞINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. EMRET ÇIKSINLAR BİR DAHA BENİMLE GÖRÜŞMEYE VEYA BURAYA GİRMEYE UĞRAŞMASINLAR..
Ancak bu mesaj II.Adülhamitin sinsi bir komplo ile tahtan düşürülmesi için Yahudiler tarafından tezgahlanan 31 Mart olayını peşinden getirdi..31 Mart isyanını çıkartanlar İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ Mensupları ve onların yönlendirdiği kimselerdi. Padişahın tahtan indirilmesinede bu cemiyet karar verdi. Ve padişah 31 Mart İsyanına sebep olarak suçlu gösterildi. Yani kendi suçlarını Padişaha yükleyerek bunu O'nu tahtan indirmek için gerekçe olarak kullandılar. Babialinin gösterdiği çabada buna eklenince 33 yıllık Abdülhamit dönemi tahtan indirilmesi ile son buldu..Artık Yahudiler için kapı sonuna kadar açılmış istedikleri yerde artık hiçbir güçle karşılaşmadan planlarını istedikleri gibi uygulayabileceklerdi.
Gaflet ve delalet içindeki İTTİHAT VE TERAKKİ cemiyetinin başını çeken Ahmet Rıza, Enver Paşa, Talat Bey, ve Nazım Bey gibi adlar Filistine Yahudi göçünün Osmanlı Devletine yarar saplayacağı fikrini iddia ediyorlardı. Tabi bu fikir MASON LOCALARINDAN aldıkları tenkite dayanıyordu.
II.Abdülhamitin yabancıların Filistinden arazi almalarını yasaklayan kanunların tümü uygulamadan kaldırıldı. Abdülhamitten sonra Sultan Reşat tahta getirilmişti ve Sultan Reşatta İTTİHATÇILARIN karşısında genellikle pasif kalmıştı. Böylelikle Yahudilerin Filistinde dahil Memleketin her tarafından toprak almalarını sağlayan kanunlar çıkardılar.1909 yılındaki II. Abdülhamit sonrasında iktidara gelen hükümette birçok YAHUDİ kökenli bakan bulunuyordu. 1909 JÖN TÜRKLERİN Inkılabından sonra kurulan ilk hükümette yer alan Maliye Nazırı Cavit bey, BARUCHİAH RUSSO'nun torunuydu..Ve buna benzer birkaç Dönme Hükümette bulunuyordu..
İsmail Hakkı Bey 21 Şubat 1910'da AHALİ FIRKASINI kurarak, İTTİHATÇILARA KARŞI 1911 yılında MECLİSİ MEBUSANDA KONUŞARAK SİYONİZM TEHLİKESİNE dikkat çekerek İTTİHATÇILARIN MEMLEKETİ YAHUDİLERE SATTIĞINI Belirtti. Aynı zamandan Miralay (Albay) Sadık beyde SİYONİZM tehlikesine dikkat çekiyordu. Bugün Siyonisler nazarında OSMANLI DEVLETİNİN çökmesi hiç değilse KUDÜSÜN VE FİLİSTİNİN bizden kopmasını istenmektedir. Buralarda bir YAHUDİ HÜKÜMETİ kurmak istiyorlar diyordu raporunda. İttihatçılar bu raporu ortadan kaldırıp kendisinide istenmeyen adam ilan ettiler. SARIKAMIŞTA DÜŞMANA KARŞI TEK KURŞUN DAHİ ATMADAN HELAK OLAN OSMANLI ASKERİNİN HEZİMETİDE (Büyükbabamda Sarıkamışta Şehit düşmüşlerin arasındadır) bu İHANETLERİN boyutunu ne kadar olduğunun anlaşılmasında bize yardımcı olacaktır sanırım.
Dr. Rıza Nur'un hatıratlarında aktardığı önemli bir not göze çarpmaktadır. Bir MÜDDETTİR İSTANBUL ESKİ HAHAMBAŞI HAİM NAUM'LA İLGİLİ aynı zamanda kendisi son OSMANLI HAHAMBAŞISIDIRDA..İsmet Paşa YAHUDİ dolabına girdi. İsmet bunu MÜŞAVİR tayin ediyor..Yani İsmet Paşanın Danışmanıdır..Lozan Görüşmelerinde Danışmanlık yapıyor..Hilafetin Kaldırılması Lozan Görüşmeleri esnasında Türk tarafına kabul ettirilmiştir..Kurulacak yeni Devletin Kesinlikle İSLAMA dayalı olmayacağı sözü veriliyor..Karşı taraf ikna edilmeye çalışılıyor.Azınlık olarakta sadece Müslüman olmayanlar gösteriliyor. BÖYLELİKLE İSLAMA DAYALI OLMAYAN VE AZINLIK OLARAK SADECE GAYRİ MÜSLİMLERİN GÖSTERİLDİĞİ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TAPUSU OLAN LOZAN ANTLAŞMASINA İMZA ATILIYOR ..HAİM NAUM Türk Tarafının DANIŞMANI olarak bu çalışmaları bizzat yürütüyor..Yahudi Lobicilerinden ve İTTİHAT ve TERAKKİNİN önemli isimlerinden biride MUSTAFA KEMALİN özel doktoru ABROVAYA MARMARD dı..Diğer önemli kişilerden biri ise 7.dönem Milletvekillerinden AVRAM GALANTİ'ydi.
İSMET İNÖNÜ Lozanda 12 Aralık 1922 de yaptığı konuşmada '' Yahudilerden söz etmek istemekteyim. Son zamanlara kadar bu adı hiçbir yerde geçmeyen bu çalışkan ve zeki unsur, kendi halinde ve her türlü sarsıntıdan uzak yaşayışla öteki unsurlara örnek olarak gösterilmektedir.Yahudilerin verdiği örnek, şunu açıkça göstermeye yetmektedir..Yeni kurulacak Devlette kendi halinde bir yurttaş için bütün haklardan yararlanmada en iyi yol, dışarıyla şüpheli münasebetler kurmamış ve dışarıdan gelen özel bir ilgiye konu olmamaktadır.'' Diyerek bu günün TÜRKİYE GERÇEĞİNİ VE ASLINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN GERÇEK KURUCULARINI beyan etmiştir..GERÇEKTE
Yahudiler görüldüğü gibi İSRAİL den önce, TÜRKİYE'yi kurmuşlardır..
KEMALİZM ideolojisinin babası MUSTAFA KEMAL den bahsetmeden İDEOLOJİNİN Asıl Babalarını bulmak ve İDEOLOJİNİN aslında kime ve neye hizmet ettiğini bilmekte şu görünümde mümkün değildir..Aslında Tamamiyle Yahudi ekseninde Şekillenen bu Yakın Tarih, okuyuculara ipuçları vermek için yeterlidir..Ancak her şeyin yerli yerine oturabilmesi için ve yazılanların tamaminin gerçeğe dayalı olduğunun görülebilinmesi için bu gereklidir..
Böylesi bir sinsice kuşatılmışlık altında MÜSLÜMAN ANADOLU HALKLARININ neden ve niçin ayaklandığını anlamak daha da kolay olacaktır..
ITAMAR BONAVİ, Nazilerce katledilen Selanik Musevilerinin MUSTAFA KEMAL'İN kendi cemaatlerinden çıkmış olmasından ötürü duydukları kıvançtan bahsediyor. Aynı zamanda MUSTAFA KEMAL'in SABETAY SEVİ'ye İnanların soyundan geldiğini, küçüklüğünde babasının kendisine Venedikte Basılmış Eski Bir Tevratı okuyabilmesi için KARAİM YAHUDİSİ BİR ÖĞRETMEN tuttuğunu belirterek, aklında kalan tek duanında SHEMA YİSRAEL ADONAİ ELOHEİNU VE ADONAİ EHAD (Dinle Ey İsrail Rabbimiz Olan Allah tektir.) olduğunu söylüyor..
HİLLET HAKLİN'de yazısında MUSTAFA KEMAL'in ŞEMSİ EFENDİNİN kurduğu ve yöneticisi olduğu FEVZİYE MEKTEBİNE babası tarafından yazdırıldığını dile getirmektedir..Çünki bu okula yazılanların YAHUDİ olma şartı vardır..1911 yılında MUSTAFA KEMAL'ın KUDÜSE uğradığı ve İbranicenin büyük sözlüğünü meydana getiren ELİEZER BEN YEHUDA ile görüştüğü, MUSTAFA KEMAL'in o zamanlar YEHUDA'ya İBRANİ yazısının güç olduğunu, KURULACAK YENİ DEVLETTE söz sahibi olursa ARAP harflerinin yerine LATİN harflerini kabul ettirmeye ÇALIŞACAĞINI söylediğinden bahsediyor..Burada sözlerin ve tarihlerin eskiliği insana planların hesaplanma zamanından da haber veriyor..Zaten tamamiyle incelendiğinde anlatılanların doğruluk payı korkutucu düzeyde yüksek..İşte bu ırka mensup ve tamamiyle İSLAM'ın ortadan kalkması için yapılan çalışmaların İDEOLOJİK boyutu ve İDEOLOJİNİN aslında kime hizmet ettiği ortaya çıkıyor..Büyük kuşatılmışlık altında aldatılan ve sömürülen MÜSLÜMAN ANADOLU HALKI artık bir dedikodu olarak telakki edilenleri yaşayarak görünce İSYAN ETME KARARI ALIYOR..Müslüman Anadolu Halkı geldikleri oyunun büyüklüğü karşısında yapacakları tek şeyin BU İDEOLOJİYE DAYALI DEVLETİN her türlü dayatmasına karşı cevap vermek olduğunu biliyor..MÜSLÜMAN'lığın gereği kabul edilemez gerçeklerle karşı karşıya bırakılan halk içine düştüğü bu zor durumu ADETA TEKRARDAN BİR KURTULUŞ SAVAŞI vermek edasıyla sürdürme kararı alıyor..Ve Tıpkı..Korsikalı bir balıkçının oğlu olan Napolyon gibi, kendisine halktan biri olduğu için İMPARATOR olamayacağını çünki ASİL olmadığını söyleyen Fransız Parlementosunun Millet Meclisi Kürsüsünde silahını çekerek '' ULAN SERSERİLER, HEPİNİZİ VURURUM, BENİM ASALETİM BENİMLE BAŞLAR! Diyerek birkaç Serseri Yahudinin Oluşturduğu Sisteme Asıl Aselet Sahiplerinin Kendileri olduğunu Haykırıyorlar..Ancak Sistem bu gerçeği örtbas etmek için yapılan tüm ayaklanmaların AYRI BİR DEVLET KURMA hevesi içinde yapıldığını söyleyerek, aynı zamanda İSLAM için yürekleri yanan MÜSLÜMAN ANADOLU halkına menfaat ve çıkar yaftası yapıştırarak, KİRLİ PİS İDEOLOJİK GERÇEKLERİNİ örtbas etme girişiminde bulunuyorlar..
Bir gün camide Hoca vaaz verirken demişki; '' Öbür Dünyada yine Allah herkesin nikahlı karısını kendisine verecektir.'' Adamın karısı çok lanet bir kadınmış.Dünyadaki hayatını zehir etmiş.Gel zaman git zaman karısı ölüm döşeğine düşmüş. Adamın aklına adamın bu kararı gelmiş ve korkmuş, ola ki kadın öbür dünyada başına bela olup, bitmez tükenmez hayatı bana zehir eder diye düşünmüş. Ve kadının kulağına eğilerek ''Bak kadın sen benim anam bacım ol. Ben seni boşadım. Sen artık benim karım değilsin. Allah'ta şahit olsun, seni boşadım okuyorum ki Allah seni bana helal etsin, seninle hiçbir ilişkim yok artık. Yeter ki ben öbür dünyada senden kurtulayım, ateşinle yanmayayım.'' Demiş… Aynen bu fıkradaki gibi Kurtuluş Savaşında İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ MENSUPLARI İLE İMAN,VATAN, NAMUS için kıyılan nikah KARININ LANETLİĞİ ORTAYA ÇIKINCA bozuluyor ve MÜSLÜMAN KÜRT HALKI ÖNDERLİĞİNDE TIPKI KURTULUŞ SAVAŞINDA ÖNDERLİK YAPTIKLARI GİBİ KEMALİST İDEOLOJİNİN YIKIMI ve ŞERRİ DÜZENİN TEKRARDAN KURULMASI İÇİN AYAKLANMALAR BAŞLIYOR..
O sebeple KÜRTLER, o günden buyana ÖNDERLİK ETTİĞİ FİKRİN kurbanı olarak tarih sahnesinde yerini almış..VE HİSSE DEĞER KAYBINA UĞRAMIŞTIR..
2.BÖLÜMÜN SONU
MÜJDE BAYRAM
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.