| ||
| ||
| ||
Çocukluğumuzdan beri "Ordu Peygamber Ocağıdır" düşüncesiyle yetiştirildiğimiz için, askere asla toz kondurmayız. Askerlerin yaptığı bazı yanlışları eleştirenleri de otomatik olarak "vatan haini" ilan ederiz. Çünkü asker her şeyin iyisini bilir! Peki gerçekten öyle mi? Türk Ordusu'nun stratejileri bütünüyle doğru mu? Gönül isterdi ki bu konuda tereddütsüz "evet" diyebilelim. Ama uygulamalara baktığımızda öyle olmadığını görüyoruz. En son yaşadığımız olaylardan başlayalım. Bazı komutanların yaptığının mantıkla, stratejiyle bir alakası var mı? Halkın yüzde 70'inin benimsediği bir cumhurbaşkanına tavır almanın doğru bir tarafı var mı? Orduyu kutsal bilen halkı zorla küstürmenin bir mantığı var mı? Karadeniz'de, İç Anadolu'da, Ege'de, Marmara'da, Trakya'da olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu'da da halkın büyük ekseriyetinin oylarını alan ve "Türkiye'nin Partisi" olan bir siyasi kuruluşu düşman gibi görerek neyi çözeceksin? Bırakın diğer şeyleri, Güneydoğu'da Ak Parti'nin, oyların çoğunu alarak, Kürtçü –bölücü grupları hüsrana uğratması bile başlı başına büyük bir hizmet değil midir? Senin desteklediğin parti ya da partiler Güneydoğu'da miting bile yapamamış! Duyarlı vatandaşlarımız, Kürtçü DTP yerine, "Tek vatan, tek bayrak, tek millet" sloganıyla seçime giren Ak Parti'yi tercih etmiş. Ülkenin birliği, bütünlüğü, istikrarı ve huzuru adına, senin bundan memnun olman gerekmez mi? Bazı komutanların yaptığı uygulamalarda stratejiden ziyade duygusallığın ve siyasi tarafgirliğin izleri görünüyor! İyi de kanun, disiplin varken, keyfi sebeplerle duygusal tavırlar takınmanın ne gereği var? Bunun ileride toplum hayatımızda ve önemli kurumlarımızda ne gibi sıkıntılar doğuracağı görülmüyor mu? SOLCU YAZARLAR REFERANS OLURSA… Bizi karamsarlığa iten bir sebep de, pek çok komutanın , solcu ve ulusalcı çizgideki birtakım yazar-çizerleri referans almasıdır. Bizim milliyetçi geçinen ve şu sıralar Ak Parti'yi PKK'dan bile tehlikeli gören asker yalakası bazı sözde milliyetçi yazar-çizer takımı ne kadar yırtınırsa yırtınsın; en büyük itibarı yine Fatih Çekirge, Ertuğrul Özkök, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan, Tuncay Özkan gibi adamlar görüyor. Düşünün ki 28 Şubat'ta Faik Bulut isimli, hiçbir özelliği olmayan anlama ve konuşma özürlü Marksist bir adamın kitabındaki mesnetsiz iddia ve iftiralar referans alındı! Böyle strateji mi olur! 27 Nisan muhtırasında, "irtica" adına örnek gösterilecek herhangi bir "tehdit" bulunamayınca, "Kutlu Doğum Haftası"nda Kur'an okuyan 3-5 kız çocuğunu "irtica tehlikesi" diye sunmak strateji midir? Ekonomiden, siyasetten anlamayan; hizipçi Baykal'ın peşine takılmak strateji midir! Her seferinde milletten tokat yiyen, halkını anlamayan, milletinin değerleriyle dalga geçen bazı yazarların kime ne faydası olur. Türk ordusunun başarılarına en çok sevinecek yurttaşlardan biri olarak, üzülerek belirtmeliyim ki, askerlerimizin stratejileri çok ters sonuçlar doğuruyor! -Menderes ve arkadaşlarının darağacında sallandırılması, işkenceyle öldürülmesi bu ülkeye ne fayda sağlamıştır! -12 Eylül yıllarında bazı Güneydoğulu vatandaşlarımıza zorla "dışkı" yedirilmesi, provokatif eylemler yapılması, PKK'dan başka kimin işine yaramıştır! -12 Eylül'den önce adı bile bilinmeyen PKK, niçin 12 Eylül'den sonra güçlenmiş ve ülkenin başına bela haline getirilmiştir! -28 Şubat sürecinde binlerce firmanın batırılması, Türk Dünyası'yla ilişkilerin koparılması ülkeye maddi ve manevi zarardan başka ne kazandırmıştır! ÖZAL DEĞİL SUNALP OLSAYDI! -Türkiye'nin büyüme ve gelişme gösterdiği dönemlere bakın; Hepsi askerin karşı çıktığı hükümetler döneminde sağlanmıştır. Mesela Türk Cumhuriyetleri'nin bağımsızlığını kazandığı yıllarda Cumhurbaşkanlığı koltuğunda askerin karşı çıktığı rahmetli Turgut Özal değil de, askerin desteklediği Turgut Sunalp veya Ahmet Necdet Sezer olsaydı, bu kardeş cumhuriyetlerde bugün kesinlikle yoktuk! Sezer'in, Türkistan'daki Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin başına getirdiği 28 Şubatçı Paşa Çetin Doğan'ın "başarılı" icraatları bu konuda iyi bir örnektir! Şu anda üniversitede Türkiye'nin hiçbir etkinliği kalmadı! Hatırlar mısınız… Körfez savaşı başlamak üzereydi.. Amerikan askerleri Irak'a saldırmaya hazırlanıyordu. Saddam ise Amerika'ya meydan okuyor, atıp tutuyordu. O sıralar ekrana çıkan bizim meşhur "sratejistler" Saddam'ın ordusunun ne kadar güçlü olduğunu, Amerika'nın perişan olabileceğini iddia ediyorlardı. Sonuçta, yıllarca mazlum insanlara "aslan" kesilen Saddam daha savaşın ilk gününde tasını tarağını topladı kaçtı.. Halkına yıllarca kök söktüren "güçlü" Irak ordusu darmadağın oldu!.. Ne zaman strateji gündeme gelse… Körfez Savaşı'ndaki bu stratejistlerimizi hatırlarım! |
-türksoyla ipekyolu-
--
We are in the world as words are in a book. Each generation is like a line, a phrase...
Dünyada, bir kitabın içerisindeki sözcükler gibiyiz. Her nesil bir satır, bir cümle misali…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.