MORDECHAI VANUNU...(İSRAİLİN ELİNDEKİ GİZLİ NÜKLER SİLAHLAR)

İsrail'in nükleer gücünü belgeleyen mordechaı vanunu'nun, mossad tarafından yakalanışının ilginç öyküsü - 30 Eylül 1986 - ROMA Fuimiçino Havaalanı

Londra'dan sabah saatlerinde Roma'ya gelen uçaktan inen biri Amerikan diğeri İsrail vatandaşı iki kişi, havaalanın önünden bir taksiye bindiler ve şehrin arka sokaklarında bir apartman dairesine gittiler. Sevgili gibi görünen bu iki kişiyi apartman dairesinde 3 Mossad ajanı bekliyordu. Roma'dan gelen uçaktan inen İsrailli, Mordechai Vanunu'ydu ve beraberindeki ise; İsrail adına çalışan bir Amerikan vatandaşı, Cindy Hanin Bentov'du.

3 Mossad ajanı Vanunu'yu uyuşturucu bir iğneyle uyutarak bir sedyeye koydular. Görenlere rahatsızlanan yakınlarını hastaneye götürdüklerini söylediler. Ama Vanunu'yu, sahilde kendilerini bekleyen bir tekneye bindirdiler ve sonra da açık denizde bir yük gemisine … İstikamet İsrail'in Hayfa Limanı'ydı. Peki Hayfa Limanı'ndan alınan ve günlerce Tel Aviv'de Mossad tarafından sorgulanan bu adam, Mordechai Vanunu kimdi?

Mordechai Vanunu, 1954 yılında Fas'ta dindar bir Musevi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Fas'ta zaten var olan Yahudi düşmanlığı artmaya başlayınca, ailesi ile birlikte 9 yaşındayken İsrail'e göç etti ve 1971 yılında, 17 yaşındayken İsrail ordusunda askerlik görevini yapmaya başladı. Bu arada üniversitede okuyordu ama pek de başarılı sayılmazdı. 1976 yılında İsrail'in Necef Çölü'ndeki Dimona Nükleer Araştırma Merkezi'ne teknisyen arandığını duyunca başvurdu ve burada işe başladı.

Tam 10 yıl burada çalıştı. 1986 yılında Dimona'daki güvenlik dosyasında onun hakkında "solcu ve Arap yanlısı inançlar sergiliyor" ibaresi yer alıyordu ve çok geçmeden de işten çıkarıldı. Ama o zaten dışarıdan nükleer araştırma merkezi gibi görünen bu depolarda nükleer savaş başlıkları üretildiğini keşfetmiş ve hatta silahların fotoğraflarını dahi çekmişti. Vanunu'nun çektiği bu fotoğraflar, İsrail'in yıllardır İran, Libya, Irak gibi ellerinde nükleer silah olduğu iddia edilen Ortadoğu ülkelerinden çok daha fazla silaha sahip olduğunu belgeliyordu. Yani İsrail aslında bölge için ciddi bir tehlike oluşturduğunun kanıtıydı.

Vanunu, Dimona'daki işinden çıkarılınca, herşeyi bırakıp çektiği fotoğrafları da beraberinde götürerek Uzakdoğu'ya 6 aylığına seyahate çıktı. Söylendiğine göre orada yaptığı vicdan muhasebesi sonrasında Dimona'da gördüklerini tüm dünyaya anlatma kararı aldı. Uzakdoğu'dan İsrail'e dönmek yerine Avustralya'ya gitti ve orada Hıristiyan oldu.

Avusturalya'da tanıştığı Kolombiyalı bir gazeteci olan Oscar Guerrero ile birlikte, elindeki bilgilerin ve fotoğrafların yayınlanması için çalışmaya başladı. Guerrero, fotoğrafları ünlü İngiliz gazetesi Daily Mirror'a satmaya çalışıyordu. Ama Vanunu, daha ciddi bir gazete olarak gördüğü Sunday Times'la ilişkiye geçmişti bile.

Vanunu, Sunday Times gazetesi yetkililerine tüm olayı anlatmak için Londara'ya gitti. Londra'da onlarla beraber bir otelde kalıyor ve gizleniyordu. Dimona Nükleer Üssü ile ilgili elindeki tüm fotoğrafları ve bilgiyi de onlara vermişti.

Bu arada Kolombiyalı gazeteci Guerrero da, Daily Mirror'a elindeki fotoğrafların fotokopilerini vermişti bile. İşte burada devreye Daily Mirror gazetesinin sahibi Robert Maxwell girdi. Zira Robert Maxwell, iddialara göre bir Mossad ajanıydı. Hatta ünlü gazeteci Robert Fisk de yazdığı bir makalede bunu satır arasında ima ediyordu:

"Daily Mirror'un sahibi Maxwell, Vanunu'nun bilgisi olmadan fotoğrafları Londra'daki İsrail büyükelçiliğine gönderiyor. Görünürdeki neden, Maxwell'in bu fotoğrafların gerçek olup olmadığını kontrol etmek istemesi ama bana Maxwell'in Vanunu'ya ihanetinin ardında başka sebepler de var gibi görünüyor. Maxwell gibi biri, 1991 yılında lüks yatından denize düşerek öldü. Ve ölümünün ardından dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Shimon Peres onun için devlet töreni düzenledi; hatta ona İsrail Hükümeti'ne verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür etti. Bunları da unutmamak gerekiyor."

Mossad'dan ayrılmayı başaran eski ajan Ari Ben-Menashe'nin yazdığı anılarında ve Mossad'ın gizli tarihini anlatan "Gideon'un Casusları" adlı kitapta da, Daily Mirror gazetesi sahibi Robert Maxwell'in dönemin Mossad Başkanı Nahum Admoni ile 1984 yılında Kudüs'te görüşerek bizzat İsrail Devleti adına çalışmaya başladığı yazılıyor:

"Görüşme, Kudüs'teki Kral Davut Oteli'nde gerçekleşti. Her ikisi de Orta Avrupalı göçmenler olan Maxwell ve Admoni, ortak noktaları olduğunu keşfettiler. Maxwell, Çekoslovakya'da doğmuştu. İki adam da Siyonizm'e ateşli bir bağlılık duyuyorlar ve İsrail Devleti'nin yaşamasının Tanrı tarafından verilmiş bir hak olduğuna inanıyorlardı."

Sonunda Daily Mirror'un sahibi Robert Maxwell'in eline geçen bilgiler çok geçmeden İsrail yetkililerinin de eline de ulaştı. Ve İsrail makamları hiç tereddüt etmeden harekete geçtiler. Bir kadın Mossad ajanını, Cindy Hanin Bentov'u Vanunu'yu Lonra'dan çıkarması için görevlendirdiler. Bu arada Robert Maxwell de kendi gazetesinde Vanunu'yu bir yalancı olarak gösteren haberleri, 28 Eylül günü yayınladı. Korkulan, Sunday Times'ın elindeki fotoğrafları yayınlamasıydı ve korktukları çok geçmeden oldu. Sunday Times, İsrail'in nükleer gücünü gösteren tüm fotoğrafları ve bilgileri, Vanunu ortadan kaybolduktan ve Daily Mirror Vanunu'yu karalayan bir haber yaptıktan sonra yayınladı.

Ama Mossad'ın kadın ajanı Cindy Hanin Bentov, çoktan Vanunu'yu Roma'ya gitmeye ikna etmişti. Hatta beraberinde kaldığı Sunday Times gazetesi yetkililerinin Vanunu'yu bu konuda uyarmasına rağmen. Ve Roma'dan sonra da Vanunu, artık İsrail'in elindeydi. Vanunu, Tel Aviv'de Mossad'ın elinde günlerce sorgulandı. İsrail onu yakaladıktan 1 ay sonra Vanunu'nun ellerinde olduğunu açıkladı. Ve onu 22 Aralık'ta yargılamaya başladı. Mordechai Vanunu, aylar sonra ilk kez mahkemeye götürülürken avucunun içinde Roma'da 30 Eylül'de kaçırıldığı yazıyordu. Dünyaya bundan sonraki 18 yıl boyunca verebileceği tek mesaj buydu. Zira 24 Mart'ta Vanunu, vatana ihanet, casusluk, devlet sırlarını ifşa etmek suçlarından tam 18 yıl hapse mahkum oldu.

Mordechai Vanunu, 21 Nisan 2004 tarihinde 18 yıllık cezasını tamamlayıp serbest bırakıldı, ama yine de tam anlamıyla değil. Kendisine getirilen sınırlamalar şöyle: 6 ay boyunca İsrail'den çıkamayacak; nerede olduğu ne yaptığı izlenecek; yabancılarla irtibata geçemeyecek; sınırlara, havaalalanlarına ve elçiliklere yaklaşamayacak. Ve bu yasakları ihlal ederse, yeniden yargılanarak cezaevine gönderilecek. Ama tüm bu yasaklara rağmen, Vanunu için kötü günler geride kalmış gibi görünüyor.

Ama Ortadoğu ve hatta tüm dünya için değil. Zira Mordechai Vanunu'nun varlığı dahi, 18 yıldır Ortadoğu için en büyük tehlikelerden birini, yani İsrail'in elindeki nükleer gücünü hatırlatıyor. ve İsrail hala aradan geçen 18 yıla rağmen elindeki nükleer güce dair tek bir açıklama bile yapmıyor.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.

"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.