TÜRKİYE'NİN SİYASAL DURUMU ARAŞTIRMASI (KASIM 2007)

Türkiye, Ekim ayını büyük ölçüde sivil anayasa hazırlıkları ve referandum tartışmaları ile geçirirken, 21 Ekim 2007 Pazar günü gerçekleştirilen Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini de içeren anayasa değişiklik paketi referanduma sunuldu ve onay aldı. Ancak bir gece öncesi yani 20 Ekim 2007 gecesi PKK'nın Dağlıca Baskını ile başlayan süreç, hem tüm bu siyasal tartışmaları geri plana itti hem de Türkiye'nin terör ile mücadelesinde yeni bir dönemin de başlayacağının sinyallerini vermeye başladı. Dağlıca Baskını'na daha ilk günden itibaren başta medya olmak üzere, siyasilerden ve halktan büyük tepkiler gelmeye başladı. Daha önce emsali görülmemiş şekilde Türkiye'nin dört bir köşesinde irili ufaklı yüzlerce "teröre lanet" mitingleri yapıldı. Medya bu konuyu her an sıcak tuttu ve TBMM üyeleri, büyük bir kararlılıkla ve çoğunlukla hükümetin hazırladığı silahlı kuvvetlerin ülke dışında askeri operasyonlara imkân veren tezkeresini onayladı. Kuzey Irak'ta konuşlanmış PKK üyelerinin askeri operasyonlar ile etkisiz hale getirilmesini amaçlayan tezkere halkın büyük oranda onayını almış gözüküyor. Halkın beklentisi burada bitmiyor elbette. Yurt çapına yayılan gösterilerin ortak sloganlarından en önemlisi askeri operasyonların bir an önce başlatılması yönündedir. Bu baskı hükümet üzerinde kendisini iyice hissettirmeye başlamıştır. Nitekim Başbakan askeri operasyonun kaçınılmaz olduğunu defalarca tekrarlamak zorunda kalmıştır. Dağlıca Baskını ile 20 yıldan fazladır süren PKK kökenli terör sorunu bir kez daha gündeme gelmiş olmakla birlikte, su yüzüne çıkan bir başka konu da "Kürt sorunu" olmuştur. İsmini bile koymakta hem fikir olamadığımız bu sorun, bu günlerde ülkenin en önemli tartışma konusu haline gelmiştir. "Kürt sorunu" tabiri, etnik ve ayrılıkçı çağrışımlara yol açtığı gerekçesiyle bazı kesimlerce sakıncalı görülmekte, bunun yerine "doğu sorunu", "G. Doğu Anadolu meselesi" gibi daha yumuşak tabirler tercih edilmektedir. Yine bu kesimlerce bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik geri kalmışlığına ana sebep olarak da terör gösterilmektedir. İsmini nasıl koyarsak koyalım, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda PKK'dan da öncelere dayanan ve yarım yüzyılı aşkın zamandır yaşanan bir yoksulluk ve geri kalmışlık vardır. Metodolojik olarak, bir sosyal olguyu/problemi incelerken ona etki eden tüm faktörleri göz önünde tutmalıyız. Aksi halde problemin teşhisinde ve çözümünde yanılgılar kaçınılmaz hale gelir. Bu ilkeden hareketle, bu bölgenin geri kalmışlığının elbette birden fazla sebebi vardır. Bölgede süregelen terör olayları bu sebeplerden en önemlisi de olabilir. Ancak bu güne kadar uygulanan yanlış siyasal ve ekonomik politikaların da payı hiç küçümsenmemelidir. Siyasal ve Kültürel Kimlikİnsanların kendilerini tanımladıkları çeşitli kimlik türleri vardır. Bunların başında etnik, siyasal ve kültürel kimlik tanımlamaları gelir. Araştırmada, katılımcıların evlerinde Türkçe dışında hangi anadili konuştukları sorusuna verdikleri cevapların dağılımı incelendiğinde bazı evlerde birden fazla anadil konuşulduğu belirlenmiştir. Araştırmanın yapıldığı evlerde % 52,8 Kürtçe, % 13,5 Arapça ve % 7,4 Zazaca konuşulduğu tespit edilmiştir. Evlerinde yalnızca Türkçe konuşanların oranı ise % 33,2'dir. Katılımcılara kendilerini siyasal ve ideolojik olarak nasıl tanımladıkları sorulduğunda; % 37,4'ü kendilerini siyasal yelpazenin sağında görürken, %10,8'i ise solda yer aldıklarını ifade etmişlerdir. Buradaki önemli bir bulgu katılımcıların % 21,5'inin kendisini ne sağcı ne solcu ne de ortada olarak nitelememesidir. Bu soru için görüş belirtmeyenlerin oranı ise %13,5'dir. Diğer bir deyişle, katılımcıların dörtte birinin bu türden bir siyasal kimliği benimsemediği anlaşılmaktadır. Bölgede güçlü iki partiden biri olan AK Parti'ye oy verenlerin büyük çoğunluğu (%45,8) kendilerini sağcı, DTP'ye oy verenlerin yarıdan fazlası ise kendilerini solcu olarak tanımlamaktadır. Yaşam Memnuniyeti ve Bölgenin SorunlarıKatılımcıların %65,2'si genel olarak hayatlarından memnun olduklarını belirtirken, buna karşın %34,6 oranında bir kesim ise hayatlarından memnun olmadıklarını ifade etmiştir. Araştırmaya katılanların %35,3'ü yaşadıkları bölgenin dışına çıktıklarında tedirginlik hissettiklerini belirtmiştir. Kadınlar erkeklere göre bu tedirginliği daha yüksek oranda yaşamaktadır. Ayrıca eğitim ve gelir seviyesi arttıkça bölge dışına çıktıklarında hissettikleri tedirginliğin belirgin şekilde azaldığı belirlenmiştir. Bölgede yaşayan halkın kendi bölgelerinde en önemli sorun olarak işsizliği (%41,9) gördüğü belirlenmiştir. İsmi terör ile birlikte anılan bu bölgenin halkına göre terör (%14,7) işsizlikten sonraki ikinci önemli sorundur. Bölgenin diğer önemli sorunları sırasıyla; ekonomik geri kalmışlık (%10,9), eğitimsizlik (%6,6), sosyal ve kültürel gelişmemişlik (%4,4) olarak belirtilmiştir. Burada dikkat çeken bir husus da şudur: Bölgenin güçlü partilerinden olan DTP'nin sıkça ifade ettiği Türk-Kürt ayrımı (%2,2), Kürt sorunu (%1,8, demokrasi (%0,5) ve insan hakları (%0,6) gibi politik konular katılımcılar tarafından ciddi sorunlar arasında görülmemektedir.
Artan Terör OlaylarıSon bir aydır artan terör eylemleri başta bölge halkında olmak üzere, ülke genelinde büyük bir tedirginliğe sebep olmuştur. Artan terör olaylarına sebep olarak çok çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Hemen her gün medyada çok değişik görüşler boy göstermektedir. Buna karşın, bölge halkının %37,1'i artan terör olaylarının sebebi konusunda herhangi bir görüş belirtmemiştir. Bir fikir belirtmeyen bu kesimin, konuya vakıf olamayanlar, olup bitenler hakkında kafası karışanlar ve görüşlerini gizleyenlerden oluştuğu düşünülmektedir. Son dönemde artan terör olaylarına gerek siyaset bilimciler ve yazarlar gerekse de politikacılar tarafından değişik yorumlamalar getirilmektedir. Bölgede yaşayan halka göre ise son dönemde artan terör olaylarına neden olarak en yüksek oranda (%10,3) bölgedeki işsizlik ve yoksulluk görülmektedir. Bölgenin yoksulluk geleneği elbette genel olarak terörü besleyen bir durumdur. Ancak daha siyasi bir neden arandığında, ikinci önemli neden ABD'nin siyaseten Türkiye'yi sıkıştırmak istemesi (%8,8) ve üçüncü önemli neden olarak da dış güçlerin etkileri şeklinde ifade edilmiştir. Kimi yazarlarca son terör olaylarının ana nedeni olarak sıkça dillendirilen " Türkiye'yi Kuzey Irak'a girmeye zorlama girişimi" görüşü bölge halkı tarafından rağbet görmemektedir.Askerin Büyük Kayıplar VermesiPKK saldırıları sonucunda son dönemlerde artan asker kayıplarının sebebi sorulduğunda araştırmaya katılanlar askerin eğitiminin yetersizliğini (% 20,9) en ön sırada saymaktadır. Bunu güvenlik güçlerinin tedbirsizliği (%8,6) ve bölge koşullarının elverişsizliği izlemektedir. Konuyla ilgili fikir belirtmeyenlerin oranı ise çok yüksek (%40,3) bulunmuştur. Fikir belirtmeyenlerin çok yüksek oranda (%40,3) olması, bu hassas konuyla ilgili olarak kişilerin yorum yapmak istemedikleri izlenimini uyandırmaktadır. Son Saldırılar Sonrası Kürtlere Karşı Yaşanabilecek AyrımcılıkSon dönemde artan PKK saldırıları ve askeri kayıplar nedeniyle ülkemizde Kürtlere karşı bir ayrımcılığın yaşanıp yaşanmayacağı sorgulandığında, araştırmaya katılanların büyük bir kısmı (%64,7) bir ayrımcılığın yaşanmayacağını ifade etmiştir. Böyle bir olayın kesinlikle yaşanacağını düşünenler % 15,3 civarındadır. Bu sonuçlardan yarısından fazlasını Kürt ve Zazaların oluşturduğu bölge halkının bile Kürtlere karşı ayrımcılık yaşanacağı konusunda ciddi endişelerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Genç nüfus arasında ve yüksek eğitimliler arasında bu endişenin diğer eğitim ve yaş gruplarına göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçta genç ve eğitimli nüfusun diğerlerine göre siyasal ayrımcılığa daha yakın olduğunu düşündürmektedir.ABD'nin PKK Konusunda Türkiye'ye DesteğiABD'nin Irak'ı işgalinden sonraki süreçte Türk halkı arasında ABD'ye karşı sempati büyük oranda azalmıştır. Bunun en önemli sebeplerinden birisi ABD'nin PKK'ya karşı Türkiye'yi desteklemediği şeklindeki yaygın kanaattir. Araştırma gurubumuzun % 72,7'si ABD'nin PKK karşı Türkiye'yi desteklemediğini ifade etmiştir. Kısmen veya tam olarak desteklediğini söyleyenlerin oranı ise % 16,9'dur. Bu değerlerde başta belirttiğimiz görüşleri doğrular niteliktedir. ABD'nin PKK konusunda Türkiye'ye desteği olmadığını düşünenlerin % 28,5'i ABD'nin kendi çıkarı nedeniyle destek vermediğini düşünmektedir. Bunu ABD'nin PKK'yı koz olarak kullanması (%10,9), Türkiye'nin güçlenmesini istememesi (%6,9) ve Irak petrolünü istemesi şeklindeki gerekçeler izlemektedir. DTP'nin PKK'ya Yönelik TavrıSon seçim sonuçlarına göre, bölgenin 2. büyük partisi olan DTP, PKK'yı bir terör örgütü olarak görmemektedir. Halbuki Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan halkın bu konudaki görüşü DTP'nin görüşünden oldukça farklıdır. Araştırma grubunun yarısından fazlası DTP'nin PKK'yı terör örgütü ilan etmesi gerektiği görüşündedir. Bu konuda DTP'yle benzer görüşe sahip olanların oranı ise 1/3'den azdır. DTP'li seçmenlerin arasında DTP'yle benzer görüşe sahip olanların oranı bile % 65,5'dir. Konuyla ilgili görüş belirtmeyenler ise % 18,1'dir. DTP'nin PKK'yı terör örgütü ilan etmesi gerektiği düşüncesinin erkekler arasında kadınlardan daha fazla yaygın olduğu ve eğitim seviyesi arttıkça bu görüşün güçlendiği belirlenmiştir. DTP'nin Kürt Vatandaşları Temsil KabiliyetiSiyasetteki meşruiyetini daha çok bölge halkının demokratik haklarını ve Kürt sorunu çözmek üzerine kuran DTP, son terör olayları nedeniyle büyük tepkilere maruz kalmıştır. Bunun en önemli nedeni yukarda da bahsedildiği gibi PKK'yı terörist bir örgüt olarak tanımlamaktan kaçınması ve kimi DTP'li yetkililerin tepki çeken konuşmalarıdır. Araştırma sonuçlarına göre; bölgede yaşayan halkın %38,6'sı DTP'nin Kürtleri tamamen temsil eden bir parti olduğuna inanırken, böylesi bir temsiliyetin olduğuna kesinlikle inanmayanların oranı %35.1'dir. %10.2'lik bir kesimin de DTP'lilerin Kürtleri yeterince temsil etmediği görüşünde olduğu belirlenmiştir. AK Parti Hükümeti'nin Terör Politikası Beş yıldır iktidarda olan ve son milletvekili seçiminde terörün yaygın olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde en yüksek oyu alan AK Parti Hükümeti'nin terörle ilgili politikaları sürekli tartışma konusu olmaktadır. AK Parti dışındaki partiler bu politikalarının yetersizliğini savunmaktadırlar. Bu araştırıldığında, bölge halkının yarısından fazlasının (%57,9) AK Parti Hükümeti'nin terör politikalarını yeterli bulduğunu belirlenmiştir. Yeterli bulmayanlar veya böyle bir politikanın olmadığını söyleyenlerin oranı ise % 31,2'dir. Burada dikkat çeken bir bulgu, AK Parti'ye oy verenlerin %24,3'ü de AK Parti Hükümeti'nin terör politikalarını beğenmemesidir. Ayrıca, katılımcıların eğitim seviyeleri arttıkça Hükümet'in terör politikalarını beğenmeyenlerin oranı da artmaktadır .
PKK'ya Katılımlar25 yıldır süregelen PKK terör sorununun çözülememesindeki önemli etmenlerden bir tanesi PKK'ya katılımların önlenememesidir. PKK'ya verdirilen büyük kayıplara rağmen bu katılımın devam etmesi terörle mücadelede en önemli problemlerden biridir. Terörün yaygın olarak yaşandığı bölge halkına göre PKK'ya katılımların önlenememesindeki en önemli neden işsizlik ve yoksulluk (% 16,9) ile eğitimsizlik (% 10,5) dir. PKK'ya katılımda etkili olduğu düşünülen faktörler içerisinde Kürtlere ayrımcılık yapıldığı görüşü ve demokratik ortam eksikliği nedeni yalnızca % 2,9'dur. Bu sonuçlardan da anlaşılacağı üzere bölge halkının ekonomik yönden kalkındırılması PKK'ya katılımları azaltacak en önemli faktördür. Bölge halkının, özellikle gençlerin eğitimsizliği ve PKK propagandasının etkinliğinin PKK'ya katılımları 2. derecede etkilediği belirlenmiştir. AK Parti'nin bölgeye yaptığı yatırımlar ve sosyal yardımlar sonucunda aldığı yüksek oy bu sorunun çözümünde en etkili faktörün ne olduğunu göstermektedir. Profesyonel OrduPKK ile mücadeleyi bugüne kadar daha çok ordu birlikleri sürdürmüştür. Son olaylardan sonra düzenli ordu birliklerinin yeterli olmayacağı ve bu konuda uzmanlaşmış profesyonel orduya geçilmesi görüşü yaygın bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Bu konuda bölge halkının görüşü oldukça net olmuş ve PKK sorununu çözmek için profesyonel orduya geçilmesi gerektiği görüşü büyük oranda ( % 72,3) tasvip görmüştür. DTP'li seçmenler dışında diğer bütün partili seçmenlerin büyük oranda bu görüşü benimsediği belirlenmiştir. DTP'li seçmenlerin ise % 41,4'ünün terörle mücadele için profesyonel orduya geçişe karşı çıktığı belirlenmiştir.
PPK'ya Yönelik Sınır Ötesi Askeri Operasyon Yapılmalı mı?PKK'ya yönelik sınır ötesi askeri operasyonlar yapılması konusu kamuoyunda uzun bir süredir tartışılmaktadır. Bu konuda hükümet meclisten yetki de almıştır. Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik muhtemel operasyona bölge halkının % 51,5'i taraftar iken % 35'i bu operasyona karşı çıkmaktadır. Operasyonu en çok MHP ve DP'li seçmenlerin desteklediği, AK Parti seçmeninin ise yarıdan biraz fazlasının (% 54,8) desteklediği, DTP'li seçmenlerin ise çok büyük kısmının (%79,3) karşı çıktığı belirlenmiştir. Bölgede anadili Arapça ve Türkçe olanların büyük kısmı operasyonu desteklerken, Zazaca ve Kürtçe olanlar arasında destek oldukça düşük bulunmuştur. PKK'ya Yönelik Sınır Ötesi Askeri Operasyonlar Sorunu Çözer mi?PKK terörünün sınır ötesi askeri operasyonlarla çözülüp çözülemeyeceği konusunda bölge halkının görüşleri arasında çok büyük farklılıklar olmadığı ancak hakim görüşün operasyonun teröre çözüm olamayacağı (%40,1) istikametindedir. Çözüm olacağını düşünenlerin oranı %26,7 iken geçici olarak bir çözüm olacağını düşünenlerin oranı ise %19,7'dir. DTP'li seçmenlerin tamamı operasyonun bir çözüm olmadığını düşünürken, AK Parti'li seçmenin sadece % 30,1'i çözüm olacağını düşünmektedir. PKK'ya Sınır Ötesi Askeri Operasyonun Sonuçları
Türkiye genelinde Kuzey Irak'ta ki PKK'ya yönelik bir operasyon yapılması ile ilgili yoğun tartışmalar yaşanmaktadır. Araştırma bölgesinde halkın yarıdan biraz fazlası operasyona taraftar görünse de olumsuz sonuçlar doğuracağı şeklindeki görüşler daha yoğundur. Türkiye'nin kazanacağını, terörün azalacağı ya da biteceğini ve PKK'ya ciddi zararlar verdirileceğini düşünenlerin toplam oranı %46'dır. Türkiye'nin batağa saplanacağını, Bir sonuç alınamayacağını, sivil ve çok fazla asker kayıplarının olacağını, ülke ve bölge ekonomisinin zarar göreceğini, ülke birliğinin zarar göreceğini düşünenlerin oranı %50'den daha fazladır. Kuzey Irak Operasyonunun Hedefi Araştırmaya katılanların % 44,8'i Kuzey Irak'a yapılacak bir askeri operasyonda hedefin sadece PKK olması gerektiğini düşünürken, % 32,3'ü hem PKK hem de Kuzey Irak Kürt yönetimi olması gerektiğini belirtmiştir. Bu konuda fikir belirtmeyen geniş bir kitle mevcuttur (% 20,4). Kuzey Irak Operasyonu ve Türk-Kürt Çatışması İhtimaliYapılacak bir operasyonun Türkiye'de yaşayan Türk ve Kürt vatandaşlar arasında bir çatışmaya neden olacağını düşünen bölge halkının oranı % 25,5 iken yavaş o yöne kayacağını düşünenlerin oranı ise % 14,2'dir. Böyle bir çatışmanın hiçbir zaman olmayacağını düşünenler ise % 49,2'dir. Sonuçlardan anlaşılacağı üzere; muhtemel bir sınır ötesi askeri operasyon neticesinde Türkiye'de Türk-Kürt çatışmasının çıkabileceğini düşünenler dikkate değer oranda yüksektir. AKP'li seçmenlerin %54,2'si böylesi bir çatışmaya ihtimal vermezken, DTP'li seçmenlerin yalnızca %10,3'ü bu görüşe inanmaktadır. CHP ve MHP'li seçmenin yaklaşık yarısı böyle bir çatışmanın olabileceğini düşünmektedir. Kuzey Irak Operasyonunun Türk-ABD İlişkilerine EtkisiKuzey Irak'a yapılacak bir operasyon sonucunda ABD ile Türkiye arasında bir çatışmanın olacağını düşünenlerin oranı % 9,9 iken olma ihtimalinden söz edenlerin oranı ise % 31,3'tür. Bu değerler Türkiye ile ABD arasında halkın gözündeki müttefiklik ilişkisinin zayıfladığına işaret etmektedir. DTP'li seçmenler açısından ABD ile Türkiye'nin çatışma ihtimali olduğunu düşünenlerin oranı %58,6'dır. Toplam katılımcılar açısından ABD ile hiçbir zaman çatışma olmayacağını düşünenlerin oranı ise % 42,7'dir. Barzani ve Kuzey Irak Kürtlerinin PKK'ya DesteğiTürk kamuoyunda Kuzey Irak Kürt yönetiminin PKK'yı değişik şekillerde desteklediği kanısı yaygındır. Araştırma bulgularımıza göre de bölge halkının % 65,8'inin görüşü bu yöndedir. MHP seçmeninin tamamı, DTP seçmeninin ise %37,9'u bu görüşe katılmaktadır. Katılımcıların okur yazarlık düzeyi yükseldikçe PKK'nın K. Irak yönetiminden destek gördüğü inancı da paralel olarak artmaktadır. Kuzey Irak Kürt yönetiminin PKK'yı desteklemediğini düşünenler ise azınlıktadır ( % 17,2). Barzani ve Kuzey Irak Kürt yönetiminin PKK'ya desteğini kesmek için; operasyonların hem PKK'ya hem de Barzani ve Kürt yönetimine yönelik olmasını isteyenler % 45,8, Türkiye'nin Barzani ve Talabani'yi muhatap kabul edip görüşmesini gerekli görenlerin oranı % 39,8 ve Barzani yönetimine ekonomik ambargo uygulanmasını isteyenlerin oranı ise %48,5'tir. Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin Kuzey Irak PolitikasıOsmanlı döneminden beri petrol nedeniyle önemini koruyan Kuzey Irak bölgesi dünyada bir çok devletin ilgi alanındadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin de bu bölgeyle ilgili uzun vadeli politikalarının olması beklenir. Özellikle, ABD'nin Irak işgalinden sonra bölgedeki yeni oluşumlar, Kürtlerin federatif yapılanmaya doğru gitmeleri ve Kerkük meselesinden dolayı diğer bölge ülkeleri gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti de büyük kaygılar yaşamaktadır. Son zamanlarda ortaya atılan Kuzey Irak sınırı yeniden çizilsin gibi bir takım öneriler gündeme gelmekte ve bölgeye ilişkin yeni ve kalıcı politikalar üretilmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu konuyla ilgili bölgede yaşayan halkın kanaati büyük oranda (%41,4) Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uzun vadeli bir Kuzey Irak Politikası olmadığı yönündedir. AK Parti ve Kürt SorunuUzun yıllardır beri devam eden bu sorun AK Parti hükümeti döneminde de devam etmektedir. 22 Temmuz milletvekili seçiminde bu sorunun yoğun şekilde yaşandığı bölgeden Ak Parti'nin aldığı yüksek oy bölge halkının AK Parti Hükümetinin politikalarına olumlu baktığına işaret etmektedir. Araştırma grubumuzun da % 64,5 gibi bir çoğunluğu Ak Parti'nin Kürt sorununa çözüm arayışında olduğunu belirtmiştir. DTP ve CHP'li seçmenlerin bile 1/3'ü bu kanaattedir. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu AK Parti'nin Kürt sorununa çözüm arayışında olduğunu düşünürken yine % 60 gibi bir çoğunluk da bu sorunun AK Parti tarafından çözülebileceğine inanmaktadır. Ak Partili seçmenlerin %69.5'i, DTP'li seçmenlerin %41.4'ü ve MHP'li seçmenlerin %33.3'ünün bu görüşte olduğu belirlenmiştir. Kürt Sorunun Çözümü
Yıllardan beri süregelen Kürt sorunun nasıl çözüleceği konusunda bölge halkının zihninde net ve hakim bir görüş bulunmamaktadır. Ancak bölge halkına göre; diyalogun geliştirilmesi (% 12,8), ayrımcılığın azaltılması (%5,8), ekonomik şatların iyileştirilmesi (% 8,3), ile demokrasi ve insan haklarının gelişmesi (% 6,4) Kürt sorunu çözümüne katkı sağlar. Buna karşılık %11.8'lik bir kesim ise Kürt sorunun olmadığına inanmaktadır. Bu konuda dikkat çekici bir nokta da halkın %30 dolayında bir bölümü Kürt sorununun çözümü konusunda bir fikri olmadığını ifade etmesidir. Bu oran oldukça yüksektir ve Kürt sorununun çözümünde bölge halkının çaresiz olduğunu veya görüş belirtmekten kaçındığını düşündürmektedir.
Kuzey Irak'ta Bir Kürt Devleti'nin KurulmasıKuzey Irak'ta bir Kürt Devleti oluşumunu bölge halkının % 64,5'u olumsuz karşılarken %17 oranında bir kesim ise olumlu bakmaktadır. K. Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasına en yüksek oranda (44,8) DTP'li seçmenler en düşük oranda (%13,3) da AK Partili seçmenler onay vermektedir. Diğer taraftan Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti kurulduğu taktirde bölge halkının sadece % 1'lik bir kısmı oraya gidip yaşayabileceğini belirtirken, % 95,2'lik bir kesim ise Türkiye'de kalmayı tercih edeceğini ifade etmiştir. Bu verilerin bölge halkının görüşlerini yansıtması açısından Kürt sorununun çözümü için çok önemli ip uçları verdiği kanaatindeyiz. Çünkü gerek yanlış bilgilendirme gerekse de kemikleşmiş ön yargılar nedeniyle söz konusu bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşların topyekün çeşitli sıfatlarla etiketlendirilmesi son derece yanlış bir tutumdur. Dahası, ülkenin en önemli sorunu haline gelmiş olan terör ve Kürt sorununun çözümü için atılacak adımları da bu tutumlar engellemektedir. Unutulmamalıdır ki, Kürt sorunu bir bölgesel sorun olmaktan öte bir ülke sorunudur. Kendilerini Kürt olarak tanımlayan vatandaşlarımız sadece o bölgede yaşamamakta, yurdun dört bir yanında ikamet etmektedirler. Dolayısıyla öncelikli olarak terör ve Kürt sorununa soğukkanlı ve bilimsel yöntemlerle yaklaşılmalıdır. Artık sorunların yalnızca silah yoluyla çözülemeyeceği herkes tarafından anlaşılmıştır. Bu noktadan sonra başta ekonomik tedbirler olmak üzere, siyasal, kültürel ve diplomatik kanalların etkili biçimlerde uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz. Partilerin Oy DurumuAk Parti 22 Temmuz 2007 Milletvekili seçiminde hem geçen seçimlere oranla hem de DTP'ye oranla çok daha fazla oy almıştır. Araştırmamıza katılanların % 65,3'ü 22 Temmuz seçimlerinde Ak Partiye oy verdiğini, bugün seçim olsa Ak Parti'ye oy vereceklerin oranının ise % 68,3 olacağı belirlenmiştir. DTP'nin oy değerlerinin ise gerçeğin çok altında bulunması, araştırmaya katılanların önemli bir kısmının anket nedeniyle DTP'ye oy verdiğini ve verebileceğini gizlediğini düşündürmektedir. Diğer taraftan AK Parti oylarının 22 Temmuz'dan bugüne artmış olduğunu belirlenmiştir. En Beğenilen Lider Bölgede en beğenilen siyasetçi ve lider açık ara ile Recep Tayyip Erdoğan'dır (% 59,9). Bunu % 13,3 ile Abdullah Gül takip ederken Ahmet Türk'de dahil diğer siyasetçi ve devlet adamlarının hiçbirisinin beğenilme oranı % 1'e ulaşamamıştır. CHP, DP, MHP, DTP'li seçmenlerin dikkate değer bir kısmı Recep Tayyip Erdoğan'ı beğenirken, bu seçmenlerin büyük bir kısmı bu konuda fikir belirtmemiş ya da hiçbir lideri beğenmediğini söylemiştir. Özellikle DTP'li seçmenlerin % 51,7'sinin beğenilen lider konusunda hiçbiri ya da cevap yok demeleri ya gerçekten hiçbir lideri beğenmediklerini ya da fikirlerini sakladıklarını göstermektedir. Prof. Dr. Özer SENCARMetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi - ©

http://www.metropoll.com.tr/


--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com
-------------------------------------------------------------------------
İster Mermi Kullansın, İster Oy Pusulası,
İnsan iyi nişan almalı, kuklayı değil kuklacıyı vurmalı...
-------------------------------------------------------------------------

MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA (Son Günleri/Suikast):
http://www.youtube.com/watch?v=Vf8_oZf7nRo#GU5U2spHI_4

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.

"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.