Kosova'nın Bağımsızlığı İsrail İçin Felaket

İsrailliler ve İsrail'i savunanlar, Kosova'nın bağımsızlığının gerçekleşmesi durumunda İsrail açısından büyük bir felaket olacağını ifade ediyorlar.
Annapolis buluşması öncesi ve sırasında İsrail'in, Kosova bölgesi temsilcileri ile Belgrad hükümeti arasında 1999'dan bu yana Kosova'yı idare eden uluslararası grubun gözetimi altında yapılan görüşmelerle ilgilenmesi merak uyandırdı. Müzakerelerin sona ermesi ve aracıların raporlarını Güvenlik Konseyi'ne sunması için belirlenen 10 Aralık'ın yaklaşmasıyla birlikte İsrailli yetkililerin, ABD ve ABD'deki baskı gruplarının, birkaç gün önce seçilen Kosova Başbakanı'nın bağımsızlığını ilan etmesini engelleme konusundaki gittikçe arttığı belirtiliyor. Londra'da yayımlanan El Hayat gazetesindeki köşesinde konuyu irdeleyen Cemil MATAR, İsrail'in Kosova'nın bağımsızlığını engellemek için çabalarına değinerek "İsrail niçin Annapolis'ten çok Kosova ile ilgileniyor?" sorusunu gündeme getirdi. Kosova konusundaki son gelişmelerin, 1999'da Fransa'daki görüşmelerde müzakerecilerin yeterliliğini teyit etmek için yaşandığına hatırlatan Mısırlı yazar, zira Kosova heyetinin, halkı ve liderleri, ABD'nin ve özellikle zamanın dışişleri bakanı Madelene Albright'ın korkunç baskısı altına girdiğine dikkat çekerek şunları yazdı:
"Albright, bu baskı kanalıyla Kosova heyetini, halkın kendi geleceğini belirleyecek özgür seçim hakkı metninin çıkarıldığı belgeyi imzalamaya zorlamıştı. Kosova heyetinin belgenin içermesinde ısrarcı olduğu bu hakka dair bir metin olmasaydı, Müslüman çoğunluğun Sırbistan'dan tamamen ayrılıp bağımsız olmasını isteyen partilere oy verdiği son seçimler yapılamazdı. Kosova Başbakanı Haşim Taçi'nin, seçim kampanyası sırasında bölgedeki yönetimi kontrol eden uluslararası grubun raporunu Güvenlik Konseyi'ne sunacağı gün olan 10 Aralık sonrası bağımsızlık ilan etme niyetinde olduğunu açıkladığını hatırlatmasında bulunan Cemil MATAR, son olarak Taçi'nin şahsi olarak bağımsızlık ilanının yeni devletin tamamen NATO himayesinden beslenmesi, yani NATO'ya bağlılığını ilan etmesi talebiyle birlikte gelmesi yönündeki Amerikan ve Avrupa eğilimiyle hemfikir olduğu ifade edildi. SIRPLARIN KOSOVA'DAKİ İNTİKAMI ÖNCELERDEN DAHA SERT Partisel oluşumu nasıl olursa olsun Kosova'daki bağımsız hükümetin NATO veya Avrupa'ya bağlılık şeklindeki himaye talebinde tereddüt edeceğini kayden Cemil MATAR şunları yazdı:
Zira Kosova halkı Sırp Miloseviç'in ordusunun ve Kosova'daki Sırp azınlık milislerinin eliyle maruz kaldığı korkunç olayları henüz unutmadı, unutmayacak da. Sırp ordusunun Kosova ayrılıkçı isyanından intikamı, Hırvat, Slovenya ve Bosna halklarına karşı başlattığı intikam eylemlerinden daha sert ve vahşice oldu. Başkan Clinton dönemindeki ABD yönetiminin, Sırp intikam şiddetinden bir ölçüde sorumlu olduğu görüldü. ABD bir yandan Avrupa ülkeleriyle birlikte Yugoslavya'nın 'Balkanların Balkanlaşması' sürecine girmesine teşvik ederken diğer yandan Sırplara hava saldırısı başlattı ve başkent Belgrad'ın sakinleri arasında korku yaydı. İSRAİLLİLER, GÖZLERİ KOSOVA'DA ANNAPOLİS'E GİTTİ Annapolis'e katılan Arap heyetlerinin Kosova kabusuna işaret etmediğinin ve bir kısmının sonradan ortaya çıktığı üzere başka konulara işaret etmediğinin altını çizdim. Oysa İsrailliler Annapolis'e gözleri Kosova'nın geleceğini belirleme amaçlı görüşmelerde olduğu halde gittiler. İsrailliler ve İsrail'i savunanlar, Kosova'nın bağımsızlığının gerçekleşmesi durumunda İsrail açısından büyük bir felaket olacağını ifade ediyorlar, Kosova'nın geleceği görüşmelerini sonuçlarından emin şekilde gittikleri Annapolis toplantılarından daha önemli gördüler. İsrailliler Washington'un Telaviv ile stratejik ilişkiler kapsamında anlaştığı sınırları aşmayacağından emin. KOSOVA İSLAM'A YÖNELİK MÜCADELENİN ÜSSÜ İsrailliler Kosova'nın geleceğine yönelik endişelerine dair birçok sebep sunuyorlar. Bu sebepler genel olarak Batı ve özel olarak Washington'daki yetkilileri gerçekten İsrail'in güvenliğini korumak istiyorlarsa böyle bir adım atmamaları yönünde ikna etmek için medyatik ve diplomatik planlar ve belgeler içeriyor. İsrailliler, Yahudiler ve İsrail için Kudüs ne ifade ediyorsa Kosova'nın da Sırplar açısından aynı şeyi ifade ettiğine dair Sırp liderlerin söylediklerini tekrarlıyorlar. Zira Kosova, manevi başkent olması yanı sıra Türklere ve İslam'a yönelik ulusal ve dini mücadelenin üssü olarak kalmış. Bu yüzden Sırp liderler Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkıyor hatta oradaki statünün İspanya açısından Bask bölgesinin veya Arjantin açısından Falkland adaları için önerilen statü gibi minimum düzeyde olmasını dahi reddediyorlar. İSRAİL HİÇ BİR ŞEKİLDE SESSİZ KALMAYACAK Belgrad'ın tutumuna yönelik İsrail desteğini savunanlar, İsrail'in güvenliği açısından en büyük tehdidin Kosova'daki çekişmenin taraflarına dışarıdan çözüm dayatılmasını destekleyen Amerikan tutumunun sonucu olarak geleceğini ifade ediyorlar. İsrail hiçbir şekilde bu tutuma sessiz kalamayacak. Sessizlik ise ABD'nin Güvenlik Konseyi'nde 10 Aralık günü Rus vetosuyla karşılaştığı vakit Avrupa Birliği ve diğer ülkelerle birlikte Güvenlik Konseyi dışında bir çözüm öngörmesi anlamına geliyor. Bu ise İsrail'i kuruluşundan bu yana koruyan vetonun aşılması demek. Diğer yandan İsrail destekçileri ABD'nin, Avrupa ülkeleriyle birlikte Müslüman bir halkın bağımsızlığını destekleyerek ve Hıristiyan bir devletin hegemonyasına karşı koruyarak Asya ve Ortadoğu'daki politikalarına Araplardan ve Müslümanlardan destek satın almaya çalıştıklarını ifade ediyorlar. Bu çaba onlara göre yanlış ve tehlikeli bir politika. Çünkü onlara göre bu politika 'gelecekte Filistin konusunda başka Amerikan ödünlerine dair Arap ve Müslümanların iştahını kabartırmış'. Bunun yanı sıra Kosova'nın bağımsızlığının desteklenmesi sadece Kosova'da değil, dünyanın dört bir yanındaki 'Müslüman teröristleri' ödüllendirmekmiş. Zira Kosova'da hali hazırdaki siyasi liderlerin çoğunluğu iç savaşta Sırp güçlere karşı askeri direniş eylemlerine katılmışlar. AVRUPA'DA BİR İSLAM DEVLETİNİN KURULMASI Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkan İsrail tutumuna destek verenler, Avrupa ülkelerini daha önce bayan Madelene Albright'ın peşinden gittikleri gibi şimdi de bayan Condaleezza Rice'ın peşinden gitmemeye çağırıyorlar. Onların kanıtı ise bağımsızlığın Avrupa'daki Müslüman kuşakların nüfuzunda büyük artış anlamına geleceği yönünde. Bu kuşaklar Avrupa'da bir İslam devleti kurulmasını, Avrupa hükümetlerinden bu ülkelerde Müslümanlar lehine kültürel ve siyasi ödünler istemeyi sürdürme yönünde kendilerini teşvik eden korkunç bir kart olarak göreceklermiş. Siyonizm'in ABD ve diğer ülkelerdeki destekçileri, bu bağımsızlığın Pandora'nın kutusunun açılması gibi olacağını ve sonrasında Avrupa'nın kesinlikle istikrar veya barış görmeyeceğini tekrarlayıp duruyorlar. Avrupa'da nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bağımsız bir devletin kurulması, 'kapsamlı bozgunculuğun, cihatçı terörist grupların ve mafya örgütlerinin Avrupa merkezinin kurulması' anlamına gelecekmiş. İsrail'deki politikacıların hali hazırdaki siyasi söylemi ile Sırbistan'daki meslektaşlarının siyasi söylemleri arasındaki çokça benzerlik dikkatimi çekti. Örneğin Belgrad'da 'çekişmenin dondurulması, çözülmesinden daha iyidir' ve ' Belgrad, Sırbistan'ın şu an veya gelecekteki güvenliğine zarar vermemesi şartıyla Kosova'da özerk yönetim kurulmasına karşı değil' ifadelerine sürekli gönderme yapıldığını gözlemledim. Sırbistan, Kosova'nın bağımsızlık ilan etmesi durumunda 'güvenliği tehdit altına giren her devlet' gibi karşılık verecek. Geçen yıl İsrail Dışişleri Bakanı'nın, eski Sırbistan Dışişleri Bakanı'na İsrail'in, Bush hükümetinin bağımsızlık seçeneğini hayata geçirmeyi sürdürdüğünü hissettiği vakit dışarıdaki destekçilerini ve uşaklarını Kosova'nın bağımsızlığına karşı harekete geçirmeye hazır olduğunu bildirdiği ifade ediliyor. Bu kampanya, İsrail'in, Kosova'nın ayrılmasının İsrail devletinde yaşayan Filistinleri yakın veya uzun vadede ayrılma ve kendi bağımsız devletlerini kurma talebinde bulunmaları için teşvik edeceği endişesi üzerinde yoğunlaşacak. ntv

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.