²oo6 - ²oo7 @ Blog & Mail
Bir televizyon kanalının bir sohbet programında yayınlanmış, kaçırmışım tabii: Youtube’den izledim.
Muhabir, “sokaktaki adamlara” soru soruyor. Soru, koftiden, kıtır bir soru. Kamera şakası gibi bir şey.
“Mısır piramitlerinin Türkiye’den kaçırıldığı açıklandı. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?”
Şaka, hüzün verici bir kakaya dönüşüyor... “Güvenlik önlemleri yetersiz” diyenler de var, “kanunların caydırıcı gücü arttırılmalı” diyen de... Hatta birisi “kanunların yıpratıcı olmasını” istiyor.
“Memlekette denetim mekanizmaları işlemiyor ki...” şeklinde yakınan da var.
Bunlar elbette bol “yani”li yanıtlar, halkımız bu “yani” kelimesini kullanmayı çok sever.
Fakat kamera karşısında olduklarının bilincinde, sözlerine dikkat etmişler, ikide bir “yani” demişler ama hiçkimse “anuğa koyum” lafını kullanmamış! Terbiyeli davranmışlar.
Birçok kişi, tarihi eserlerin yurt sınırları içinde kalmaları gerektiğini ısrarla belirtmiş.
“Tek kişinin işi olamaz, mutlaka bir şebekedir” diyen de çıkmış. Başka birisi “mutlaka gümrükte adamları vardır” demiş.
“Eserlerimize sahip çıkmayı bilmiyoruz” eleştirisi de yaygın.
“Bu ülkede herşey yolsuzluk üzerine kurulu” şeklinde yanıt veren bilinçli vatandaşlar da çıkmış.
Olgunca bir hanım, “piramitler diyorsunuz değil mi” diye sorup soruyu yanlış anlamadığını doğruladıktan sonra, olayı “çok çirkin bir gelişme” olarak nitelemiş. “Kaçırılmaması lazım” diyor.
Fakat bir başka vatandaş “yurt dışından yeni geldiğinden bu konuda bir şey söyleyemeyeceğini” belirtiyor.
“Sizce piramitler buradan Mısır’a nasıl taşınmış olabilir?” sorusuna, gençten bir adam, “mutlaka deniz yoluyla, başka yoldan mümkün değil” yanıtını vermiş.
Ne iş yaptığı sorulduğunda da, sıkı durun...
“Tarih öğretmeniyim” demiş!
Tarih öğretmeni...
Eskiden bunun fıkrası vardı. Fıkra gerçek olmuş.
Bir tarih öğretmeni öğrenciyi tahtaya kaldırıp “İstanbul’u kim aldı?” diye sorar... “Vallahi ben almadım hocam” yanıtına çok sinirlenip soluğu başöğretmenin yanında alır... Olayı anlatınca, başöğretmen “bu afacanlar böyledir hocam, alırlar, sonra da inkâr ederler” der.. Daha da sinirlenen hoca müdüre çıkar... Müdürün tavrı çok daha kesin ve kararlıdır: “Siz hiç merak etmeyin hocam, ben meseleyi araştırır, kimin aldığını en kısa zamanda ortaya çıkarırım!”...
Şimdi de tarih öğretmenleri piramitleri Türkiye’den deniz yoluyla naklediyorlar.
Ülkemizde ortalama eğitim düzeyinin ilkokul üçüncü sınıf olduğu, bunun büyük bir hamleyle dördüncü sınıfa yükseltildiği söylenirdi, inanmıyorum.
Eğitim düzeyi ekside, ekside!
Zekâ seviyesini hiç tartışmıyorum.
Şimdi arkanıza yaslanın, derin bir nefes alın, ve bizi aralarına almak istemeyen Avrupa Birliği yöneticilerine okkalı bir küfür savurun.
Ya da dilerseniz, meşrebinize göre, kiminiz erkek öğrencilere 1935 modeli baklavalı süveter giydirebilir, kiminiz kız öğrencilerin başını örtebilirsiniz, memleket kurtulur, böylece belki şu piramitleri kimin çaldığı da açıklığa kavuşur. Engin Ardınç / Akşam
Bir televizyon kanalının bir sohbet programında yayınlanmış, kaçırmışım tabii: Youtube’den izledim.
Muhabir, “sokaktaki adamlara” soru soruyor. Soru, koftiden, kıtır bir soru. Kamera şakası gibi bir şey.
“Mısır piramitlerinin Türkiye’den kaçırıldığı açıklandı. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?”
Şaka, hüzün verici bir kakaya dönüşüyor... “Güvenlik önlemleri yetersiz” diyenler de var, “kanunların caydırıcı gücü arttırılmalı” diyen de... Hatta birisi “kanunların yıpratıcı olmasını” istiyor.
“Memlekette denetim mekanizmaları işlemiyor ki...” şeklinde yakınan da var.
Bunlar elbette bol “yani”li yanıtlar, halkımız bu “yani” kelimesini kullanmayı çok sever.
Fakat kamera karşısında olduklarının bilincinde, sözlerine dikkat etmişler, ikide bir “yani” demişler ama hiçkimse “anuğa koyum” lafını kullanmamış! Terbiyeli davranmışlar.
Birçok kişi, tarihi eserlerin yurt sınırları içinde kalmaları gerektiğini ısrarla belirtmiş.
“Tek kişinin işi olamaz, mutlaka bir şebekedir” diyen de çıkmış. Başka birisi “mutlaka gümrükte adamları vardır” demiş.
“Eserlerimize sahip çıkmayı bilmiyoruz” eleştirisi de yaygın.
“Bu ülkede herşey yolsuzluk üzerine kurulu” şeklinde yanıt veren bilinçli vatandaşlar da çıkmış.
Olgunca bir hanım, “piramitler diyorsunuz değil mi” diye sorup soruyu yanlış anlamadığını doğruladıktan sonra, olayı “çok çirkin bir gelişme” olarak nitelemiş. “Kaçırılmaması lazım” diyor.
Fakat bir başka vatandaş “yurt dışından yeni geldiğinden bu konuda bir şey söyleyemeyeceğini” belirtiyor.
“Sizce piramitler buradan Mısır’a nasıl taşınmış olabilir?” sorusuna, gençten bir adam, “mutlaka deniz yoluyla, başka yoldan mümkün değil” yanıtını vermiş.
Ne iş yaptığı sorulduğunda da, sıkı durun...
“Tarih öğretmeniyim” demiş!
Tarih öğretmeni...
Eskiden bunun fıkrası vardı. Fıkra gerçek olmuş.
Bir tarih öğretmeni öğrenciyi tahtaya kaldırıp “İstanbul’u kim aldı?” diye sorar... “Vallahi ben almadım hocam” yanıtına çok sinirlenip soluğu başöğretmenin yanında alır... Olayı anlatınca, başöğretmen “bu afacanlar böyledir hocam, alırlar, sonra da inkâr ederler” der.. Daha da sinirlenen hoca müdüre çıkar... Müdürün tavrı çok daha kesin ve kararlıdır: “Siz hiç merak etmeyin hocam, ben meseleyi araştırır, kimin aldığını en kısa zamanda ortaya çıkarırım!”...
Şimdi de tarih öğretmenleri piramitleri Türkiye’den deniz yoluyla naklediyorlar.
Ülkemizde ortalama eğitim düzeyinin ilkokul üçüncü sınıf olduğu, bunun büyük bir hamleyle dördüncü sınıfa yükseltildiği söylenirdi, inanmıyorum.
Eğitim düzeyi ekside, ekside!
Zekâ seviyesini hiç tartışmıyorum.
Şimdi arkanıza yaslanın, derin bir nefes alın, ve bizi aralarına almak istemeyen Avrupa Birliği yöneticilerine okkalı bir küfür savurun.
Ya da dilerseniz, meşrebinize göre, kiminiz erkek öğrencilere 1935 modeli baklavalı süveter giydirebilir, kiminiz kız öğrencilerin başını örtebilirsiniz, memleket kurtulur, böylece belki şu piramitleri kimin çaldığı da açıklığa kavuşur. Engin Ardınç / Akşam
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.