Anadolu halkı 50 yıl önce çocuklarını İslami terbiye ve imani onurları nedeniyle kızlarını okutmadılar. Şimdi ise imani onurlarına sahip olarak okutmak istiyorlar. Bunu anlamadan insanımızı küçümseyici ifadeler, sahiplerini küçültür. Allah'ın ayetlerini ve emrini kafanızda ki şablonlara uymuyor diye Abbasi ve Emevi yorumu diye nitelemek, fikri cehalettir. Dini değerleri küçümseyici ve dışlayıcı konuşmalar, gülünçtür.
Halk gülüyor, dramatizme…
Müslümanlar elbette imani onurlarını, laik faşizmine artık kurban etmeyeceklerdir. Başörtüsüne karşı çıkanların A.P başkanı Hans-Gert Pöttering kadar İslam'ı anlamadılar, insani ölçülere de uzak kaldılar. A.P başkanı: "Benim için insanlar hoşgörülü olduğu sürece, nasıl giyindikleri önemli değil."Evet bizdekiler, saldırmadıkça türban veya başörtüsüne karşı olabilirler. Ama zorlama yorumlarla terbiye sınırlarını zorluyorlar. Sevgili, Hz Muhammed @:"Günah işleme anında, kalbinde üzüntü duyan kişi Mu'mindir." Buyuruyor. Başörtüsü de, Allah'ın [ Ahzab:59 ve Nur:31.]ayetlerinde ki emridir. Allah'ın emrini yerine getirmek ibadettir. Yerine getirme isteği "iman"dır. Yerine getirme isteği olduğu halde, herhangi bir nedenle, üzüntü duyarak yerine getir(e)mezse günahkardır. Kur'an'ın tarifiyle, apaçık günah işleyen kişi de fasıktır. Allah (c.c):"…İmandan sonra fasıklık(apaçık günah işlemek) ne kötüdür! Bütün bunları yapıp ta, kim tövbe etmezse, işte asıl zalimler onlardır."[Hucurat:11] Başını açmaya zorlananların, psikolojik yıkımlarıyla, aile faciaları yaşamaları, bu laik faşistleri hiç mi hiç ilgilendirmiyor, mutlu bile ediyordur. Yasağı savunanlar, bize baskı olur diye inananlara baskının devamını istiyorlar. Faşizmin en büyük temsili duruşu bu! Tarihi geçmişi faşizmin örnekleriyle tescilli olanların milletin gönlünde payitahtı olamaz. Günahlardan sakınma olgunluğu olmadan, imani onura ulaşamayız. Nefsin kılıfları süslü, şeytanın ve uşaklarının fitnesi devamlıdır. İnsanların dindar olmaları, inançları ile barışık ve mutlu yaşamaları, toplum hayatına pozitif katkı sunmaları için onurlu yaşamaları, onurlu imana sahip olmaları, devletin de bir onurudur. Halkının onurunu düşünmeyen devleti, halkın yönettiği söylenemez. İmani onuru olmayanların, İslam'a hizmet etmek iddiasıyla İslam düşmanlarının isteğine uygun davranışlara girmeleri, ellerine koz vermeleri, Müslümanları onursuz bir yaşama çekme söylemleri ve ikna etmeleri, zalimlerin bilerek veya bilmeyerek tuzağında olanların durumlarıdır. Kim ki, inananları Kur'an'ın emrine karşı mesafe koymalarını isterse o şeytandır, tağuttur. Kur'an da Tağut ve Şeytanla onurlu bir şekilde mücadeleyi emreder. İmani onuru olmayanların helak olacakları bildirilmişken, hakkı batılla bulamamak emri de varken, dindar insanları ayırıma devlet eliyle tabi tutmak rencide edici ve onur kırıcıdır.
Bu toprakları vatan yapanların çocuklarını, hizmet alan-veren, üniversiteli olan-olmayan gibi bir ayırıma tabi tutmak, yasağın anayasaya Müslümanlar eliyle koyulması da, reddi gerek ve kınanması elzem bir durumdur. Bu çözüm onursuzluğu (yasağı) çözmez. Onursuzluğu derinleştirir ve kılıfı sağlamlaştırır.
Hasan Ahmet Evliyaoğlu--
Halk gülüyor, dramatizme…
Müslümanlar elbette imani onurlarını, laik faşizmine artık kurban etmeyeceklerdir. Başörtüsüne karşı çıkanların A.P başkanı Hans-Gert Pöttering kadar İslam'ı anlamadılar, insani ölçülere de uzak kaldılar. A.P başkanı: "Benim için insanlar hoşgörülü olduğu sürece, nasıl giyindikleri önemli değil."Evet bizdekiler, saldırmadıkça türban veya başörtüsüne karşı olabilirler. Ama zorlama yorumlarla terbiye sınırlarını zorluyorlar. Sevgili, Hz Muhammed @:"Günah işleme anında, kalbinde üzüntü duyan kişi Mu'mindir." Buyuruyor. Başörtüsü de, Allah'ın [ Ahzab:59 ve Nur:31.]ayetlerinde ki emridir. Allah'ın emrini yerine getirmek ibadettir. Yerine getirme isteği "iman"dır. Yerine getirme isteği olduğu halde, herhangi bir nedenle, üzüntü duyarak yerine getir(e)mezse günahkardır. Kur'an'ın tarifiyle, apaçık günah işleyen kişi de fasıktır. Allah (c.c):"…İmandan sonra fasıklık(apaçık günah işlemek) ne kötüdür! Bütün bunları yapıp ta, kim tövbe etmezse, işte asıl zalimler onlardır."[Hucurat:11] Başını açmaya zorlananların, psikolojik yıkımlarıyla, aile faciaları yaşamaları, bu laik faşistleri hiç mi hiç ilgilendirmiyor, mutlu bile ediyordur. Yasağı savunanlar, bize baskı olur diye inananlara baskının devamını istiyorlar. Faşizmin en büyük temsili duruşu bu! Tarihi geçmişi faşizmin örnekleriyle tescilli olanların milletin gönlünde payitahtı olamaz. Günahlardan sakınma olgunluğu olmadan, imani onura ulaşamayız. Nefsin kılıfları süslü, şeytanın ve uşaklarının fitnesi devamlıdır. İnsanların dindar olmaları, inançları ile barışık ve mutlu yaşamaları, toplum hayatına pozitif katkı sunmaları için onurlu yaşamaları, onurlu imana sahip olmaları, devletin de bir onurudur. Halkının onurunu düşünmeyen devleti, halkın yönettiği söylenemez. İmani onuru olmayanların, İslam'a hizmet etmek iddiasıyla İslam düşmanlarının isteğine uygun davranışlara girmeleri, ellerine koz vermeleri, Müslümanları onursuz bir yaşama çekme söylemleri ve ikna etmeleri, zalimlerin bilerek veya bilmeyerek tuzağında olanların durumlarıdır. Kim ki, inananları Kur'an'ın emrine karşı mesafe koymalarını isterse o şeytandır, tağuttur. Kur'an da Tağut ve Şeytanla onurlu bir şekilde mücadeleyi emreder. İmani onuru olmayanların helak olacakları bildirilmişken, hakkı batılla bulamamak emri de varken, dindar insanları ayırıma devlet eliyle tabi tutmak rencide edici ve onur kırıcıdır.
Bu toprakları vatan yapanların çocuklarını, hizmet alan-veren, üniversiteli olan-olmayan gibi bir ayırıma tabi tutmak, yasağın anayasaya Müslümanlar eliyle koyulması da, reddi gerek ve kınanması elzem bir durumdur. Bu çözüm onursuzluğu (yasağı) çözmez. Onursuzluğu derinleştirir ve kılıfı sağlamlaştırır.
Hasan Ahmet Evliyaoğlu--
Korkaklıkta mahçup olmak,ilerlemekte şeref var.İnsan,korkaklık gösterek, kaderin cilvesinden yakasını kurtaramaz.
Web Sitemiz: http://www.gencmusalli.com/
http://www.dersaadet.org/
Blogumuz: http://gencmusalli.blogspot.com/
http://dusunceufuklarinda.blogcu.com/
Hasan Ahmet Evliyaoğlu
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Ayasofya
YanıtlaSilSen suskunken;sızlamaz mı, kemikleri Fatih´in
Sen mahzunken; bükülmez mi boynu Eyub´un
Sn kilitliyken; kırılmaz mı gönlü milletin
Razı olur mu;Fethi emreden Resul´un?
Ey müminler, açın ellerinizi semayı inletin
Bu fün geldim; yine kilitlisin, mahzun , hüzünlü..
Sende yüklü; milletimin talihi, düğümlerin çözümü
Cihan sultanlarının secdeye vardığı mabet
Senden kıtalara saf saf ordular gönderirdi ümmet
Sende gizli inananların kaderi, şarkın mukadderatı
Diner mazlumların ahı,senden alır kurtulanlar beratı
Ağlarım gülmezsen; başımız değmez göğe
Sustursalar da seni, yetmedi güçleri şahadetlerine !...
Dilin susmuş, bülbüller ötmez olmuş ne gam?
Benden ayrısın güya; milletin kalbindesin her an
Cihan sultanlarına su veren çeşmeler
Kurumuş menbağı, mesken tutmuş yosmalar!..
Ne deriz, sultanlar Sultanı´na dönünce feleğin çarkı
Dibinde meyhane, rengin ne; kalmamış Bizans?tan farkı?...
Ey Ayasofya... Sen mi hicran et, yoksa ben mi?..
Susturdular aldılar sende sembolleşen cevherimi
Kızılay´da başörtüsüne ağlayan bacı!...
Ayasofya ile ancak diner, gözlerinin yaşı
Maddenize değil, ruhunuza zincir vurmuşlar
Ebediyen kurtardım diyenler; düzen kurmuşlar
Çağ açan Hakan yok; alnına hilali kim assın,
Ümit şairi Akif yok; hicranını kim yazsın?...
Bu ülkeye, bu millete melekler intizar etmez mi,
Yüce davaların varisi devlet; bir kararname yetmez mi?
Ayasofya, elbet açılacak; açın, kurtarın!..
Açın ki; milletin gönül tahtına oturun
Ey vekiller; kaldırın parmağınızı
Ayasofya´nın zincirleri kırılsın
Halktan aldığınız iradeyi kullanmazsanız;
Tutulsun diliniz, "Kurusun elleri"niz
Söyleyin; sizi bağlayan nedir, bilelim?...
Çözemezsiniz, bırakın millete çözelim
Kıralım zinciri, boğum boğum ezelim.
21.12.1989
Sultanahmet/ Çığlık
Şair : Necati Çavdar
http://www.siiroku.com/Siir/10207/Ayasofya.html