TARİH MUHASEBEMİZ

Necip Fazıl KISAKÜREK

Tarih muhasebemizi bilmeyen yoktur.Gerek İdeolocya Örgüsü serimizde,gerek konferanslarımızda ve umumî yazılarımızda defalarla ele alınan bu muhasebe,Osmanlı Devletinin kuruluşundan başlayarak tarihî gelişimizi5 safhada mütalâa ederKuruluştan Kanunî’ye,(260) yıl,Kanunî’den Tanzimata (273) yıl,Tanzimattan Meşrutiyete (69) yıl,Meşrutiyetten Cumhuriyete (15) yıl,Cumhuriyetten bugüne (48)yıl,5 safha...Bu 5 safha,Anadolu’da en aşağı 1 milyon kişinin dinlediği “Yolumuz,Halimiz,Çaremiz” isimli konferansımızda, “ Asfalt cadde” , “Bozuk ve çukurlu yol”, “Engelli ve molozlu yol”, “Keçi yolu”, “Köstebek yolu” diye yaftalanmıştır.Bu yaftalar,İslamiyetin takip ettiği seyr bakımındandır;rejimlerin gidişi noktasından değil...

Kapağımıza koyduğumuz grafik ise,


son on yıllık hadiseler ve bu devre sonunda düştüğümüz seviye olarak,günün en büyük aktüalitesinden daha üstün bir alâkaya layık olarak davanın topyekûn teşhisini gösterici bir röntgen filmi mahiyetinde...

Bu filmin en ince iki noktası,devletin kuruluşundan (1306-1402) 96 yıl sonraki inişle,zirveye varıştan (1566-1918) 352 yıl ötedeki 5 yıllık çıkış ve onu takip eden (1923-1971) 48 senelik devamlı çöküştür.Birinci inişi çıkış,ikinci çıkışı ise iniş takip ettiğine göre,bunlardan ilki,çıkışın inişi,ikincisi ise inişin çıkışıdır.Zira Yıldırım’ın yanlış bir siyasetle devleti çökertmesi,cemiyeti çökertmek olmamış,aşk ve hamle dolu cemiyet çabucak toparlanarak ruhunda sakladığı yükselme hamlesine yol bulmuş ve zirve noktasına doğru kemâl dağının çıkış hattını tamamlamıştır.

Ondan sonra ise dağın iniş hattı başlar ve 1918’deki yıkılışa kadar varır.Onu takip eden Milli Kurtuluş hamleleri tekrar kuruluş noktasına varmak bakımından bir çıkış gibi görünür ama,arkasından cemiyeti çürütücü bir ruh iklimi getirdiği için inişin aslî sebebi olur ve açtığı sukut çığırı,1960 gece baskını,halka dayanmayan devletin bağırsaklarını dökünce,1971 şartlarına kadar düşer.Grafiğimizde,devlet kapısında patlatılan bir bomba ile mini şortun motiflediği bu sukut seviyesi,devlet otoritesinde,umumî nizamda,şube şube ahlâkta ve bunlara bağlı olarak malî ve iktisadî düzende,dış itibarda ve iç güvende,topyekûn iflas manzarası,ne tarihimizde,ne insanlık tarihinde,ne de kabuslu rüyalarda vardır.Manzaranın mes’ulleri ancak küçük,tâbi ve tâli planda günün idarecileri;büyük planda ise,demin temas ettiğimiz ruh iklimini açanlardır ve bu manzara,o ruh ikliminin nihaî ihtilâtından ve son meyvelerini vermesinden başka bir şey değildir.Bu halin en (spesifik-hususî mânalı) ve (karakteristik_seciye belirtisi) devresini,son 30 yıl olarak sınırlandırabiliriz.Bu devre,bütün bir iman,ahlak,ruh,fikir,ilim,hars,anane ve şahsiyet katliamı hengamesidir ve o sukutun bugünkü seviyeye varmasındaki marifet,şu Demirel isimli biçarenin çapından çok üstündür.Yani onda,memleketi bu vartadan kurtarabilecek ehliyet şöyle dursun,bu derekeye düşürecek iktidardan bile eser yoktur.O,arkasından gelen akıntı ve esen rüzgar sayesinde,sukutta gaye noktasını tutabilmiş bir kahraman (!)...

İşin,başlıbaşına bir sebep değil,bir neticeden ibaret olan aktüalite tarafını bir kenarda tutup sadece mücerrede ve büyük hakikate yönelecek olursak,tarih muhasebemiz adına,kapağımızdaki (şema)’dan daha vecizini gösteremeyiz.Ve tarih öğretmenine dönüp deriz ki:

-- Bir türlü doğrusu yazılamayan ve iç gerçeği dile getirilemeyen mazlum Türk tarihi karşısında bir vicdan burkuntusu hissediyorsan,al sana,siyah tahtanın üstüne çizdirip,hakikate ruhlarını açmış talebelere ezberleteceğin anahtar grafik!...Öğret ve gençliği kurtar!

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.